22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖKT 12 Temmuz 1969 CUMHURİYET POUTKA GflLERISI 1 Yazan: C1HAD * BÜSTLERvePORTRELER BABAN Cumhurbaşkanı adayı aranıyor Demokrat Partl lçinde dlı gınlere hâkim olan kimdi? Bayar mı? Mendereı mlT Bir çok Insanlann düşüncesine avkın olarak, Menderes'in her laraan Demokrat Partiye hâkim oldnfnna Inananlardanım. Menderes kâh doğrudan dograya kendisinl ortaya atsrak dnrnma hâkim olnr, kah BaTar'ı kendi arrnlanna vasıta ederek partide cöı sahibi olnrdn. Bayar'ın prnmonn büyüklügii nlsbetinde saklamak istediği bir kompleksi vardı. Menderes bn komp leksi bildiği için otıun gnrnrnnn Istediği yere sevkedebilirdi. Bir olayda anlaşmazIıSa düşsdnler ye 10nunda Bayar mağlup olmaBin vakî defildi. Şimdi bana bn kanastı ••* ren çekişmeli hayattan bir kaç eskiz çlzmek Istlyomm. dlrde hlçbir gOrer almayacaklanndan sık sık bahsetmek luzumunu duyuyorlardı. Bu, kendllertne karsı parti lçinde kıskançlıgı ve hasedl tahrık etmemek lçln bir taktlk ml ldl büe mıyorum? Bu sözlerle her halde <Blz lktldara gelıp keyif sürmek İçin mücadele ettcek lstemıyoruz. Maksadımız, TUrkıye'ye dzgürlüğü getirmektir. Bu ozgurlük gelsin de iktidara kim oturursa otursun» demek istiyorlardı. Olaylar bu sözlenn samimiyetsızlıfini, hattâ aşırı sabtelıginl sonradan gösterecekti. Fakat vatandas da bu arada alus İçin hıçbır şey beklemeden kendini ortaya atmış olan Insanlara hayranhk duyacaktı. Bu hayranlığı oy kazancına çevırmek gereklyordu. Politıka da iyl niyetli lnsanlan aldatan mükemmel bir ticari taktik ldi. O günlerde Tasılr g&zeteslnin telefonu çaldı, Iznür anyor dediler, baktım karşımda Bayar vardı: «298 rakamını nereden çıkaı dm?» «Vılâyetlen ve vilâyetlerdekı vazıyetleri gözden geçirdık...» «Sen heraen uçağa atlayıp Iz mir'e gelebilir misin? Seninle konuşacaklanm var. 12 uçagı ile gelirsen senl Ankara Paias ta beklerim.» Uçağun, îzmir Cumaovası hava meydamna indîğl zaman 13 U çeyrek geçiyordu. Uçağın otobüsü benl Konaga getirdigi raraan 14 olmuştu. Bayar"ı, Hallm Alanyalı merhumun Ankara Palas otellnde bekler buldum. Yemek yememişti. Hemen oradan Konak iskelestnln Uzerindeki lokantaya glttık, çipuralar kızarırken konuşmaya başladık. Bayar : «Evet» dedi «298 rakamında hata yok, hattS eksiklik var. tktidarı nasıl olsa alacağız. D o gu vilâyetleri uzerinde tereddüt lü davranmış olacaksın, halbuki ben oralarda netice alacağımıza kaniim. Bize oy vereceklerıni açıklamıyorlar ama, hemen hepsi kararlı, seçimlerde baskıya maruz kalmamak için Halk Partısinin de yuzüne gülüyorlar. Soyle bakahm, iktidan alacak olursak Devlet Başkanı kim olsun?» 1950 yıbnda Demokrat Parti iktidan ele alınca Cumhurbaîkanhfına sözde aday gösteri'i' lenler arasında H*U1 özyörük de vardı. Fotofrafta, Bayar, Menderes ye öıyörük förülüyor. ra sâkln ve kararlı olarak; tıpkı ders verdigi zamanlardakl sesi ile: «Cihad» dedi «Ben Üniversiteden ayrılmak lstemem, siyasete de kanşmak nıyetinde değillm. Sayın Bayar'ın tereccühüne çok teşekkür ederlm, ama rlca ederim rahatmu bozmasınlar!. îsrar ettigimi görünce: «Seni de anlıyorum» dedi. «rakat, ben polıtıkada muvaffak olamam; çabuk kınlırım, aslında bu çeşıt ışlere önem vermem, sesini bıraz alçalttı. «Teklıflerin cıddiyetine de inanmam..ı parantezıni bu sozlere ekledl ve devam ettl. «Dedlm ya benım rahatımı bozmasmlar. Ben hocalıkta kalacagım.» Profesor Sıddık Samınin cevabını hemen o gün telefonda Bayara bildlrdiğim zaman, Demokrat Parti lideri çok üzülmuş gorundü: Ne yapalım? dedi.. Görüyorsun kl hangi dala tutunmak istesek elimizde kalıyor. Olaylar maalesef Sıddık Samlnin tahminlerine hak verdırecekti. lkl a; sonra 14 Mayıs 1950 seçimlerl DP. nin galibiyetiyle ve Bayar'ın Konak restoranda tahmln ettiği gibi neticelenince Cumhurbaşkanlıjı İçin yml yenl isimler ortaya atıMı Halll özyOrük, Nihad Resad Belger gibl. Bu arada, 14 Mayıstan hemen sonra, mazbatalarını alarak Ankara*ya gıdenler, Cumhurbaskanlığı için Bayar'ın aday gösterilmesi etrafında hummalı bir faaliyet sarfedıldlğinl görduler. TARAFSIZ BİR Başlangıç jıllannda Bayar. seçlmleri kaıansalar blle koltute sevdasına kapılmayacaklan lddiasındaydı. Hattâ Cutnhurbaşkanhği İçin kendlnce bir de aday hazırlanmıştı. Bu Prof. Sıddık Saml Onar'dı. «Bu rakamı nereden buldun?» diye sormus, ben de vilayetler Uzerinde ayn ayn durarak bu sonuca tahmln üe ulaşıldığını söylemiştim. Bütün süphell vilâyetler oldugu glbi Halk Partisıne bırakılmış ve en kötü lhtlmaller içinde DP nin 298 milletveldli çıkaracagı ön görülmüştü Bunu Nıhat Erlm'e anlattıgım Baman lse: cAldanıyorsunuz» demlsti. Ha va çok değiştl. Ben esklden (ya ni 46 dan hemen sonra) tzmlt' ten trene iner bınerken benı ne kımse karşıladı, ne de teşyl ederdl. Ben de kimse beni gormesln diye dıkkat sarf ederdım. Halbuki. şımdi durum çok degiştt, mıllet gerçegi anladı, beni karşılamaya en asağı bırkaç yuz kısi gelıyor.» Bu dlyaloğu; her lkl tarafın da 1950 seçtaüerinden Umitli olduklannı kaydetmek için yazıyorum. HAKEM Tatlı, tatlı oldugu kadar da ciddî bir konuşmaya dalmıştık. Dalgalar ıskeleyı dovüyordu, lokantada ikımızden başka kimse yoktu: «Şahsi kanaatım, sızın Devlet Başkanı olmamanızdır» dedım «Sebebı de şu: Sız Demokrat Partı Başkanı olarak, mülete bir takım taahhütlerde bulundunuz!. înönü'nun, hem Partı Başkanı, hem de Cumhurbaşkanı olması çok eleşnrıldi. Devlet Başkanı'nın partiler uzerinde tarafsız bır hakem olması fıkrını hep beraber savunduk. Durustlük icap ettirır kı, karşımızdakllerden ıstedığimızi kendımız yapalım, eğer sız Cumhurbaşkanı olacak olursanız, Demokrat Partı Başkanı olarak halka bızzat taahhüt ettığınız şeyleri kendınız yerıne getıremiyecek, bu taahhütleri bır Başvekıle devretmış olacaksmız. Bu vatandaşa karşı dunist bir hareket olmaz, sorumluluk duygusu ile bagdaşmaz.^ Bajar, dıkkatle dınlıyor ve ben konuştukça beni tasdik eder gorunüyordu. SözUmil bıtirdiğım zaman : «Tamam» dedi «Ben de aynen senın gıbı duşunuyorum. Ustelık benım bır başka arzum, hattâ ihtırasım var, istıyorum ki makam için, mevki için mucadele etmış olmayayım. Tanh benim için seçımlen kazandı, Cumhurbaşkanı olmak elındeydı, fakat bu ımkânı elinın tersi ile ıtti, desın.. Ayıp değil ya, boyle bir netıceyl Cumhurbaşkanı olmaktan daiı» »erefH buluyorumjı Yarın : P L A N UYGÜLANıYOR BİR TAHMİN Seçimlere Hd ay kala, Tasvlr, btr kehanette bulunmus ve DP nln 298 milletveldli Ue iktldara geleceğtni manşetine koymuştu. Bu yazı llgl uyandırmıştı. Hattâ, o tarlhte Başbakan Yardıracısı olan Nıhat Ertm, bana: SAMİMİYETSİZIİK ' 14 Mayıs 1950 seçimlerlnd«B , önce Demokrat Parti kuruculan, partı iktıdara geldiği tak mas 69 GSzlerl dönmü? Şehvar dikılivermiştl: « Seni değil, Allahı bile dinliyemem Ebanım, duşme ustume. Sahtekârhk, dolandırıcılıktan tevkif edılmi? bır kocayla artık kaabil değil aynı nıkâhı taşıyamam. Ele gune rezil olurum ayol. Demezler mi kı, paşa kızı Şehvar, bu sahtekânn hâlft nıkâhı altında olmağa nasıl rıza gdsteriyor7 Hiç olmazsa ayrılıp ele güne karşı namusunu temizlesın!» Ebanım üstune basa basa gene de durmu;tu: « Son pişmanlık akça etmez Şehvar. Sonra korkanm başını taştan tasa vurursun. Biraz bekle, adamın davası gorül«un. Bakahm mahkum mu olacak, yoksa bir kulpunu bulacak mı? El karın doyurmaz. Kamusla, şerefle, haysıyetle bu zamanda ne peynır veriyorlar, ne ekmek, ne çay, ne de giyim Wı?am. Dınle beni!» Dinlememij, ko?mu?tu mahkemeye. Şımdi kara kara düsünmeğe baslamıştı. önce, çok genç ve güzel bir genç kadının onu Dürdane hamfendiden sorduğunu öğrenmiş, ama kaıjjna ^idip de, onu arıyan bu genç ve güzel kadının kim olduğu, ya da olabilsceğini goramamtstı. Nasıl sorardı? Dargıntfı kadınla; saç saça, ba? basa kavga etmışlerdı. üstelik, kıymetını bılemediğı «Kudret Yanardağ beyefendının», «Çıngene maşası» karıdan aynlmasını bekiediğını, tekmil mahnı mulkunü üstune yapıp bu beyler beyi, beyefendiler beyefendısiyle evleneceğini mahalleye yayıp duruyordu. Boyle bır kadının ayağına gıdıp de, « Beni arayan genç, guzel kadın kimdı acaba?» &ıy sorulabilır mıydı hiç? öte yandan büyuk ojlu Yalım'ı yazıhaneye göndermiş, babasının candan arkadası «Deve»yi gorup, babası hakkında yeni bır bilgileri olup olmadığını sordurmus, adamın alelâcele Kudret beyın yanına gitmış olduğunu oğrenmisti. Adam neden gıtmişti? Deve'nin, çıkarsız, yaralı parmağa bıle işemıyeceğıni kocasından çook ışıtmişti. Adam mad'em böylesine çıkarma düşkundu. tutuklu bir ınsanın yanına ne diye gıderdı? Üstelik de cepten para harcıyarak!... O gün Ebanım: Kalk, kendin git yazıhaneye.. dedi. Son zamanlarda ıyice tuhaflaşan bu kadının dılinden, daha çok da tavırlarından kurtulmak için gitmeliydı. Olabilirdi ki Deve'den bir haber, belki de mektup gelmiştl' Kaabil olduğunca erken gıtti Cağaloğlu'ndaki yazıhaneye. Kudret'ın yerine kullandıklan genç ırısi oradaydı. Onu bir »efer gormüş, Deve tanıtmıstı. Tanıtmıştı ama, nerdeydi Kudreeeet, nerdeydi bu kalıph ama kalphgı her halinden belli, kocaman kocaman ayakh adam! Zaten Deve o gittikten sonra uzun uzun dert yanmıstı. Günaydm beyefendl. Kahplı genç ayafa bile kalkmaya lOzurn gSrmeden, belki de bunu akledemeden: Günaydın hamfendi, karsıhğını vermiştl oturdufu yerde. « Terbiye^iz!» diye geçirmıştı Şehvar. Geçirmısti ama, öfkeslni hiç belli etmemeSe çalışmıs, gösterilen yere de oturmadan, damdan duşercesine sormustu: Kudret'ten haber var mıT Genç irisi birden hatırlamıştı: A .. var var. Hem âe dehsetll güzel haberler var. Otursanıza! Ve anlatmaya bajlamıstı: Deve uzun bir mektup yollamıstı. Mektubunda, önce cezaevine uğradığını. Kudret beyin delil yeterslzliğinden sahverildiğini... Şehvar, yıldınm çarpmıı gibl ilisivermistl yanıbasmdaki iskemleye: Demek tahlive olunmuş KudretT Evet, Deve öyle yazıyor! Peki, nereye gitmiş? Şimdi nerdeymişT Müsaade edln efendim anlatacağım... Şehvar kulak kesılerek dlnlemegs baıla* mıstı. Cezaevine 11 k girdiği ııralar oralı, çok zengin bir kadınla munasebet kurmuş. Kadm dehsetli zengin olduktan başka, Kudret beye» fendıye fena tutulmuş... Şehvar'ın bası dönüyor, gözleri karanyordil. . . dort bes bin dönüm tarlası, kocaman bir çiftliği varmıs. Deve'nin yazdığına gör«, sızden ayrıîır ayrılmaz o kadınla evlenecekmU. Hattâ, ayrılmasanız bılt nikâhsız yasıyacaklar* mıs! T Dahası var: Kocanır, orada blrdenbir» günün adamı olmus. Yeni Partl've girmiş, öyl« nutuklar atmıs ki, millet el ü^tünd'e tutuyormuş. Son mektubuna kadar Kudret beyle bir türlü karşılaşamamıs. Çitliğinin bulundugu ka« sabaya gitmiş. Orada da âdeta bir aziz Jgibi dil" lerde dolaşıyormuş. Şu sıra köylerde dolaştın» yor partl onu. Gölgesi gibi takip ediyor«am da ele geçlrmek bir türlü kaabil omadı, ı n ı mutlaka enseliveceğim hergeleyi diyor! Şehvar'ın basında dünya fırıl fınl dönmey» baslamıstı. Demek elinden kaçırdıfı Anka kusu şimdi bövlesine paravla oynıyan, yann milletvekill olabilecek bir insan haline gelmişti ha? Ne yapmış. ah ne halt etmisti! Keske Hoe» Ebanımt dinlese de makemeve ndaha sonra, çok sonra müracaat etseydi. Hiç etmeseydi ne 14zımgelirdi' .. övle^ine zengin bir kanyı bu'«a bile, kendisine büyuk para teklif ederek ayrılmalarını yalvanr, Şehvar da hiç olmazsa durumunu düzeltir, Ebanımın yanında sığıntı ol* maktan kurtulur*u. Peki, bundan bir müddet evvel beni genç, güzel bir kadın aramış Kim acaba, biliyor musunuz? Genç irisi kendl görmemistf kadını ama, ıdı Sema olacaktı Şu sıra pavvonlardan birinde çalısıyordu. Kalkıp notlara baktı, pavyonun admı. kadının hangi takma adia çalıstiSmı *öyledi. Şehvar'ın yüregi kbtü kötü çarpmaya bajlamış, Ebanım, o ve kendısı, gecirdikleri üçlii anları veniden yaşamava baslıvarak hattâ Kud1ret'i bile unutuvermiştl. Şimdl burdan kalkar, bezlr deîdirmisler eibi koşardı Ebanıma Sema« nın çalıstığı yeri öğrenen Ebanım kimbilir nasıl sevinir, bovnuna nasıl «arılır, nasıl natıl öpücüklere bogardı onu! Gerçekten de bir «aat sonra Ehanım havadisi alınca, eski günlerin sen, şakrak, neşeli Eb« nımı oluvermiş, Şehvar'ın bovnuna sarilarak yanaklannı uzun uzun öpmü'fil' Hemen, hemen bu akşam gidip bulalım çalı«tıgı verde! Şehvar duraklamıstı: Pavvonda ha? Ne olur? Nasıl gireriz pavvona' Kapidan earsnnUra sovler csSırtirirt Mektup vaz<ak daha ivı degil mi? Havır Cünkü mektubun eline varmari uzun sürer. Hem helki de vermezler mektubu. Sonraa. kancik belkirfedostlar, postlar peydahlamıstır N'emize lâzım, (fidip «slanı yatagında bast'ralim! Ebanım o gün gecenin eeç vaktlnl Iple çekmis, çekerken de kaç vakittir unuttuğu sarkı* lar, mânilerle evin »Itını fistüne getirmistl. ÎMde birde saata bakıyor. vaktin bir türlü geçmevisine erkek elbi »öğÜD »avıvordu. tkisi ikl yandan masayı çeşitli mezelerle donatıp, bir büvük kuiüp rakısının basına geçtiler Radyoda ıvırzıvır bir konuşma, seçim üzerlne havıdijler vızeelip tıns gidiyordu. Kuâret beyln oralarda çok mühim bir «Recül1 sivasl» oluşu bile umurlannda değildi. Yalnız Şehvar, « Ayrılırsa avrılsın. Mahkeme henüz netieelenmediğine göre, dâvamdan belki de vazgeçerim. Oifii Botıd ıBLAlSE fflODESTY GortH GÜZEL BİR JEST Bu önümüze çıkacak olan problemın hısse dayanan sübjektif tarafı idı, eğer tahakkuk ederse guzel bır jest olurdu. Bu jestı takdır etmemeye ımkân yoktur. Bayar Cumhurbaşkanı olmaması hakkmda 1leri surdugum düşunceye lnsanlık duygusu dolu bir unsur ekliyordu. Ben bu noktayı da tasvıp edince, o sözlenne şöyle devam etti. «Cumhurbaşkanlığı için Sıddık Samı hakkında ne düsünursünuz13» Sıddık Sami çok sevdigım ve saydığım hocamdı, huktıkî bılgisine ve hukuka bağlı düşılncelerine ıtımad ederdım. «Aradığınız tarafsız, vasıflı Devlet Başkanlığı için blçilmls kaftan» cevabmı verdim. «öi'le ise» dedi «hiç vakit kay betmeden hemen tstanbul'a don, Profesörü bul kendisine bu meseleyı aç bu günden devlet BaskanlıÇı için taahhütte bulunmak cıddî olmaz, daha seçimlere vakıt var. Sonra bütün güvenımize rağmen seçımlerin ne netice vereceği de belli değil. Fakat, kendisine bu meselenin uzerinde ciddî olarak duracağımızı söyle. Benden bahsedip etmemeyi, edersen ne şekılde bahsetmek icab ettiğlni kendin takdir et. » Saat 16 da îzmir'den kalkan uçak beni tekrar îstanbul'a getlriyordu. Şifahî ve çok bnemli bir mesajın hâmili olarak derhâl Profesor Sıddık Sami'ye telefon ettim. iiüüiiiüiiii1 T ı f f a n y T1FFANY JONES , ••tıı«ıııııııtMıııılıııııM<ll<lıMII>ll<llllll>|«IIMI«MI •••••••••••••••••••••••••••••>•••••••••••••••••#••••••••••••••• DÛŞOHÜYOBIMA... PİCİNÇ ŞAVCÜM AYHAN BAŞOĞLU | jNTİKAM YEMİNİ S4BMtCt OIA0ÛK KUL14N1 BU »cu>ıı. igESİN BİR HAYlR önemli bir konuda görüşmek lstediğimi söyledlm. Lutfetti, bızim eve kadar benimle görüşmeye geldi. Kendlslne meseleyi anlattığım zaman, sustu, düşüncelerini sıralamak için biraz bekledl, son (Deraını rar) Mahkemesinden: 969/223 Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili Av. Bülent Eğe tarafından dâvalı Fethi Kip aleyhine, Beyoğlu 4 uncü Noterliğinden imzalan musaddak 1/2 1969 tarıhlı mukavelenape üe 15/8/1964 günlü hükümlerı daıresınde her türlü sigorta istihsalıne ve prıra ve pey akçesi tahsilı hususunda yetki verilerek. dâvacı şırketin prodüktörlügü verildiği ve bu taraflar arasındaki bu anlaşma gereğince dâvacı tahsıl etmış olduğu 14 691.52 lirayı bizzat imzası tahdında aldığı halde bu meblâğı getırip şirkete ödemedıgınden bahsı geçen meblâğın Jaiz mahkeme masrafları ile birlıkte tahsıli zımmında ikSme edilen dâvanın duruşması sırasında: Dâvalıya gonderilen gün dâvetiyesi ve dâva arzuhal bıla teblığ ıadesi üzerıne zabıtaca yaptınlan tahkikat sonucunda adresin merhul oldugu bildirümiş bul'indugundan teblığatın ilânen yapılmasına karar verılmıştır. Tâyin edılen 9 Ekim 1969 saat 14 30 da Asliye Birincı Ticaret Mahkemesinde hazır bulunulması lüzumu dâva arzuhali ile gün dâvetiyesınin tebliği makamına geçmeküzere il&n olunur. Reis: 7150 CBasın: 5136/8495) îstanbul Asllye Birlnct Ticaret Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir ve Hidrografi Dairesi Başkanlıgından büdirilmiştir. DENtZCtLERE VE R\VACIL.4RA 89 SAYILI BİLDtRt 24 ilâ 31 Temmuz 1969 tarihlerinde 09.00 ile 17 00 saaleri arasında aşagıdaki nokalann birle§tiği saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 6000 metreye kadar olan yükselrli|i can vc ru&ı cmniyeti bakımından tehlıkelidir. KARADENtZ ŞÎLE ÖNLERÎ 1 inci nokta : E. 5832 No. lu'şile fenerinden 272 derece ve 3.8 mil mesafede, enlemi 41 Merece 11 dakika Kuzey, Boylamı 29 derece 32 dakika Dogu. 2 nci nokta : Enlemi 41 derece 19 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 32 dakika Dogu 3 üncü nokta : Enlemi 41 derece 19 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 45 dakika Dogu 4 üncu nokta : Enlemi 41 derece 09 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 45 dakika Dogu. DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURLLUR. (Basın: 18947/8529)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle