05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE Bty«BM«*d« oturan d HUsameddin Hiçetyemez, dünyanın yuvarl&k oldugu inancına sahiptir. Çünkü biliyor ki, Linga tarafından yola çıkıp dünya etrafında bir çenber çizerek dolaşsa yine Etyemeze varacak. Bunu orta ikideyken Coğrarya hocası Kefkef Nuri oğretmisti ona. Bakkal tbadullaiı'm inancı ise biraz şeriate dayanıyor. Fasulyeyi eksik tartarsa dunyada değıl de rr.ahkemeikübra'da hesap vereceğine inanıyor. ömer Hayyam, bakkal Ibadullah İle veresiye alışveriş yapmaz: Al istersen veresiye ceonet senln olsun. Bana bir açıklık ver. Bir kadeh, bir güıel, bir satap sunan olsun yeter. Amnu bunlar (peşin) olsun. Hayyam'ın inancı öbür dünya hakkında da başka türlü: Cennet, cehenDem pbi lâflar» boş verelim Cehenneme hanl tim gitmiş Hanl cennetten dönen kim? Esldci Kirkor'un oğlu inancı İçin : «Bu yılbasındft bmna ZAM'dan başka birsey getirmedi amma, diyor, yine de Noel babaya inancım var.j Demekki inançlarımız isbat ve delillerin yanında hurafelere de dayanmaktadır. 7 Haziran 1939 TARİH N E AMAÇLA OLURSA OLSUN, FİKRÎ BASKl ÂLTlNDA TUTAKLARDAN YANA OLMAMIŞTIR. Hür düşünce her zaman toıralcabümişleruir. Toplumda muhafazakâr doktrin ve tutuculuk içgUdüsu, bâtıl inançlarla kuvyetlenmektedir. Adet ve ku rumlar ile toplumsal yapuıın dinsel inançlara sımsıkı baglı olduğuna inananılınca toplumsal düzenl tenkit etmek elbette ki dine karşı da saygısızlık sayüacaktır. Hele dinî HUcatların tenkidi ise tabiatüstü kuvvederin gazabına dUpeduz meydmn okumaktır. daha da artar. Her klm U, «Bu dfizen degişecektir» dedi ml duzenle birlikte çıkarlan da elden gidecek olanlar tarlh boyunca yenülgin karsısnıda olmuşlardır. Devletin huzur ve refahından sorumlu olanlar yeni bir fikrin giyasal, dinsel, ya da ahlâkî kurallan tehdit edecek şekUde zararlı oldufcuna kanaat getirince »ozüm ona toplumu koruma görevi ile şahlanırlar. Fikrt baskl altında tutmak İçin, ellerinden gelenl yaparlar. Tarih, ne amaçla clursa olsun flkrl baskı altında tutanlardan yana olmarrustır. Ve olmayacaktır. DUşünceyi baskı altında tutmanm yanlış olduğu, otorlte ile aklın tızun çağlar boyunca süren savaşları sonunda anlaşılmıştır. HUr duşünceyi, daima delillerle ıspatlanmamış hurafelerin karşısında görmekteyiz. Otorite aklın blricik sılahı olan ispat ve deİU karşısmda daima maddî ve manevl cebirle aforoz etmelerle, damgalamalarla, lânetlemelerle, toplarla, coplarla çıkmış sonunda hep, ama hep kendlsl lânetlenmiştlr. Bu konuda BUyük Fikret ne demiş: Aklın o büyük lahirln i c m dnünde B*td reçecek yerlere hüsranla. tnandım. Znlmet sftnecek, parlayacak hakkı • dırahşan. KoHar ve boyunlar çözülüp, bağlanacak hep Tnmruklar. O zinciri • huruşanl> inandım. hurafenin karşısındadır însanın düşüncesi; kendisinl, çevresindeki insanların hali ve hareketlerine düzen veren fikirleri tenkit etmeye, o sürü halindeki toplumun bağlandığı bâtü inançlan reddetmeye sevkedince insan nasıl susabilir? Onların hayat tarzlarından daha iyisini düşünmeye itince rnsarun düşüncesi, nasıl dilini tutar? İnsanoğlu daima iyiyi, doğruyu ve gerçeği söylemekten, ölüm bahasına da olsa vazgeçmemiştir... Arruna, insan toplumlan niçin daima yeni fikirlere karşı çıkmış, nuh deyip peygamber dememiş? Bunun psikolojik nedenlerini inceleyeüm şimdi. Ortalama İnsan dimağı tenbeldır. O, en az zorîukla kabul edeceği şeye meyleder. Zihin âleminl, sorup araştınnaksızın kabul ederek sımsıkı sanldığı inançlar, tutumlar, yargılar teşkıl etmektedir insanın. Bu ftlemın alışılmış düzenini altllst edeeek her şeye, gıidüsel olarak düşmandır insanın kafası. Her yeni fikir yenl bir düzen getirecektir. Bu düzen ıse, inanç larımızla bağdasamayacagı için insan kaîası yerleşmiş olan itikat ve müesseselere şüphe konduran yeniükleri daima ESrarh sayacaktır. Zihnin tenbelliğinden doğan bu nefret, bir •korku» duyusu ile bir kat daha kuvvetlenecek, mevcudu mu hafaza, yani, tutuculuk güdüsü bir düzen değişlkliginin neuziblllah toplumu kökünden sarsacağı endisesl ile sertleşerek, katı bir doktrin halini alacaktır. Refah ve mutlulugun kaskatı bir «istlkrar> ile gelenek ve kurumlann «muhafazası» sayesinda süregeleceği inancını insanlar ancak son zamanlarda Dönüyor.. Dönüyor Dünyanın döndugünu iddi» eden adama karşı ilkin bâtıl inançlarla dolu olan halk şahlannuştı. Daha sonra lşlerme kanşıldığı için ve de çıkarlanndan olacaklan için rahlpler bu kâfiri lânetledUer. Içlnden gelen dürtü ona blmek bahasına da olsa gerçeği soyletiyordu: «Amma yine de dflnya dönüyor...» Yeni fikirlere karşı düşmanlık, toplumun sınıf, kast, ya da ruhban heyeti ve çıkarlarına dokunulan kimseler tarafından Psikolojik köle Şimdi insanların psikolojik köle haline getirilmesinde hedef olan, psikolojik niteliklerine ve psikososyolojik vasıflarına birer birer değinelim: Insanlan köle yapma savaşının çagımızda uygulanan rekll psikolojik savaştır demıştık. Elbette ki, bu savaşın silâhlan da başka türlü olacaktı. Şair Dağlarca <Wietnam Savaşımız» adh destanında bambaşka bir savaştan bahsedlyordu: 1959 yeni kutsal savasımız başlarken Dftgüş araçlanmız ok'ta, yay'dı. Onlar da bunlarla saldırsalardı Savaşmak süt içmek fibi Füzeldi, kolaydı. Moral özgürltik savaşımızın ok'tan da, yaydan da, atomdan da bnemli silâhlan vardı. Bunlardan en önemlisi: înançlanmız. Hani dış ftlemden duyu organlanmızla görup işittiğimiz, tattığımız duyumlar ve tanımlamalar var ya.. tşte o duyumlar (ihsaslar) kafamızın içindeki iç dunyamızîa kanşıp parçal olarak. örgütlenerek inançlanmızı doğurmaktadır. Bunun lçın inançlanmızı incelerken elbette ki, onlarda mantık aramak safdıllik olacaktır. Tutumlanmız kendi dunyamızîa ilgilt olan davramşlanmızın duyarlık, tanıma ve coşkularla örgütlennüş seklidir. Tutumlarımız belli bir amaca ybnelmiş olup bizi eyleme ltebilecek niteliktedir. Meselâ devrime karşı tutumu olan birisl bir devrimci gencl görmelde bile ona birşeyler yapmak zorunluluğunu duyacaktır. BARLETT, «İnsan lnsnçlannı kurarken daima bir mfini »r»mak çabasındadır» dıyor. «Muhakkaktır ki, inançlanmmn en ideali eğitim ile EÜdülenmiş, yani işkembeci Hurşitie değil de en hakiki mürşidle minâlandınlmı*. olanlandır» diyor Barlett. Bir üniversite öğrencisi yeni fikirler, yeni olaylar, yeni lUşkllerle hayatında ilk defa eski Tutumlanmız (ATTİTUDES) * •••••••••••••••••••••••*&•• MADDE lnançlanndan şüpheye düşmekte ve psıkolojlk dünyasının aptalca boşluklanru farkına varmaktadır. înançlarımızın olusund* klşinln içinde bulundugu bunalımlann rolü de elbet lnkar edilemiyecek kadar bUyuktür. 'H.t. M.T.A.Ş.) HUell. Mallar. Türk. Anonbn. Şirketinde çatasaa Şoför Haluk işten atıbp U «9 kaldıktan sonradır Id, ekonomik sistemünizin i«leyi?ini an* Umak ihtiyacını duymujtu. I A R I N: İNAN HALtK, EZELt BİR ŞİFADIB ALDANMAK... Dişi Bond MODESTY BLAISE uc 37 Ne işittiniz beyefendi? Müdür'den az uzun, az da toplu Savet! Açık konuşuyorum, dedi. Kudret'ten elll bta mi almışsm? Sendeledi: Hayır, aslal Yalan söylüyorsun, bütun şehre yayılmi}. Ne yaptm paraları? Yemin üstüne yemin p«ra etmiyor, Savcı gittikçe öfkeleniyordu. Bir ara zile basü. Koşarak gelen Başgardiyan'a: Bana Kudret beyi cağır! dedi. ] Sonra Mudür'e döndii: v< Ateş olmıyan yeıde duman olur mu? SdhT»" velev yalan. Bilmiyor musun bir i}in vukuundan jüyuu beterdir? Müdür fena kısümıjtı. Doğru söylüyordu Savcı. Az sonra gelecek olan Kudret bey: « Evet, benden sıze ve Ankara'dakilere verilmek üzere elli bin aldı!. derse, nasıl kalkardı bunun altından? « Kal kamazsam, koğarlar. Daha fenası yok ya!» Az sonra gelen Kudret Yanardağ, Savcı'nın kar. «ısına gerçek bir görevli, «Ankara'nın gizli görevlerle yolladığı» bir görevli heybetiyle geçince, Sav cı ezıldi. Şehirde dolaşan söylentiler doğru muydu yani? Adam «Ankaranin görevlisi» miydi? "Ustelik: Ne var? demişti. Neden çağırttın benlî Bu. tuz biber ekmişti. Efendim, şehirde dolaşan bir söylenti dolayısiyle bilginize başvurmak gerekti de» Bir cigara çıkarıp rahaüıkla yaktı: Yâni şu elli bin lira meselesiyle mi ilgili? Gerçekten böyle bir para verdiniz mi? Lâfı uzatmadıt Gerekirse ben bunu Ankara'ya yazar, durumu büdıririm! Geldiği gibi çıktı r:tti. Savcı da ne yapacağını îasırmıstı. Müdüre dön dü şaşkmlıkla: Ke yapacağız? IX Canlı bir Beyoğlu gecesiydi. Cebinde Kudret Yanardafdan aldığı be?yüzün üstüyle gıcır gıcır beş tane de binlikle tdris, ağır ağır Gala<ısaray'ı sol kaldırımda geçti. tstiklâl cad desınin her iki kaldırımı bu saatlerde olduğunca gene omuz omuzaydı. Solda, Çiçek pasajı'nı geçiverince, Avrupa. daha çok da Paris, ya da Rorna belki de Triyeste'deki benzerlerini şiddetle hatırlatan Degustasyon lokan tasının önünde durdu. Yemek yememisti. Üstelik KAGITCI Sema ile de bulutacakü... cephe gıc.r gıcır bej t« ne binlik, Beyoğlunda nefis gece, daha sonra döneceği memlekette otuzuna varmamıs, pek öyle gu zel degilse de şirin, daha çok da candan bağlanıver mi} bir genç kadın... Daldı Degüstasyondan içeri. Kalabalıktı. Cigara dumanlarının lyice y«8* laşmış tülü içinde masaları dolduranlarm hemea hep bir ağızdan konuşmalan el kol hareketleri si« yah giysileri içinde birer diplomat gibi ciddî gar« sonlar, masalarda çeşitli salatalarla karides, ıstakoz, et yemeklerinin çeşidi... Felekten bir gün çalacaktı bugün! Çevresine bakınırken, yukardan, lokant«niB «tiıtündeki bölümden kalm bir sest ., VJ .% ' tdrüis! ' •••'*•!*• Baktı, bakmasıyla da beyninden vurulmuşa do nerek, i?in işten geçtiğini anladı. «ldriiis» diye seslenen Deve'ydi. Şu, çok değil birkaç ay öncesin» kadar birlikte adam söğüşledikleri, söğuşleyemedik leri sıralarsa Cağaloğlunda, iş hanmdaki yazıhanede çokluk simit, çay, kaşar peyniriyle günlerini geçirdikleri, ama zaman zaman da taksilere bir «Tef ti? heyeti» çahmıyla binip. tstanbul'un yakın ya da uzağmdaki \i yerlerine baskınlar verip, tırükladıklan paralarla Boğaz, Beyoğlu. Adalar'daki pa^ halı lokantalarda demlenip, khkahalrın en gamsızı nı ttıklar: arkadaslarından Deve! Canı çok sıkıldıysa da çâresiz. gıdecekti. Gidecek, masalarma oturacak, onlarla yiyıp içecektı ama, cebindekı gıcır gıcır beş tane binlikten otuzuna varmamıs karı adayından hele hele Kudret Ya nardağ'ın başına konan devlet kuşundan söz açmıyacaktı. Maazallah, devlet kuşu'nu öğrenirlerse, daha çok da Deve, hemen yann, ne yarını? Bu gece tren varsa atlar, giderdi adamm yanına Ondan sonrs kurtulabilirsen kurtul! Merdiveni düşünceli düşünceli çıktı. Dst kat da •şağısı gibi omuz cmuıaydı. Zorla Deve'lerin masa suıa geçti: Merabayn arkadaşlar! Kudret Yanardağ hâriç. bir îamanlann deh«et saçmı» tTeftiş heyeti. tam kadro. ordaydı Bir d« kalıp kıyafet yerinde, tanımadığı genç irisi Bu. her halde «Çete»nin. Kudret Yanardağ'dan boşalan yeri doldurttuğu adam olacaktı. Merhaba' Merhaba Idris! İdris bey hoş geldiniz.. Kudret Yanardağ'ın yerini almıs genç irisi boş gözlerle bakıyordu. Sıra ona gelince soğukça: (Arkasi var BOlMu TEX3BıKL£ RlMfZ EVVEUD6M AUM; MEYLİT TCDD Yedıkule yol atelyesi uzmanlarından Alı Ören ve Hatice ören'in sevgili oğulları, Şaniye Erdoğanm bincik kardeşi, Yuksel Erdoğanın kayınbıraderi NUSRET ÖBEN'in ölumunün 40 sncı gunüne tesaduf eden 8/6/1969 Pazar gunu ıkındi namazından sonra Bakırköy Çarşı Camıinde azız ruhuna ithaf e(îılmek uzere Mevlıdı Şerif kıraat edılecektır. Akraba, dost ve merhumu sevenlerm teşriîlerini düerız. ören Ailesi ••••••••••• Tiffatıy Jones TIFFANY JONES (Cumhuriyet 6982) Sevgili arkadaşımız TCDD Ankara Hastanesi Dahiliye Mütehassısı Dr. A1IJTUJ OLM4. LISIM PETET2 Tahir Tunçalp'i 6 haziran 1969 günü kaybetmış bulunuyoruz. Kıyırıetli arkadaşımız, kardeşımizın yerı doldurulamıyacak kaybı ile ıstırabımız sonsuzdur. Başta kederli ailesine ve sevenlerine taziyetlenmizi sunar, müşterek acımızın sonsuzluğunu ifade ederız. Hastane arkadaşlan (Cumhuriyet: 7003) (çin Kazırte»nkTH"p olan MUTlU GAZİNO PLÂJ ve KAMPİNG YERİ KİRAYA VERİLECEK Köyümüz tüzel kişilifine ait ünlü Engin Plâj Sitesinin Yalova cüıetinde 110 metre deniz cepheli. 8000 m2 lik arazı üzerınde inşa edılmış olan 350 m2 den ıbaret gazıno ve her türlü ihtiyacı karşılıyacak dığer tesıslen haiz kampmg yeri beş sene müddetle kıraya verüecektir. İhale 14/6'1969 Cumartesi gunü saat 12 de Kaymakamlık Köy Bürosunda yapüacaktır. Tesislerin senelik muhammen icar bedeli 4000 dört bin liradır. Muvakkat teminat 2000 ikibin liradır. Köy İdaresi 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. Umumî ve hususî şartname muhtarlıkta ve Kaymakamlık Köy Bürosunda görülebilır. îalova Çiftlik Köyü Muhtarlığı (Basm: 4171/6997) Maden Yfiksek Mühendisi veya Mühendişi ve jeolog Aranmaktadır Askerliğini yapmış genç ve enerjik bir adet Maden Yuksek Mfıhendisi veya Maden Mühendisi üe bir adet Jeologa ihtivaç vardır 4/10195 e göre müktesep hakkı verilecektir Agırlık ve mabrumıvet zamlan tutan 33, TL. dır Aynca yer altında geçen mesaüeri için saat başına net 2.5 TL. ödenecek ve evli olanlara yan tefrış edümiş lojman tahsis edilecektir. Taliplerin aşağıdaki adrese müracaatlan ilân olunur. ADRES: Etibank Simli Kurşun tşletmesi Müdürlüğü KEBAN (Basın: 16780'6970) İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğünden Kazası Eyüp Mahallesi Eytip Sokağı Defterdar No. Ada Parsel No. No. 52 40 M2. 138. Dm.2 Lira kr 29572. 60 Sahibi 1/2 hissesi Ismaıl Hakkı kızı Hatice Mevhibe Mr m^u 1/2 hissesi tsmaıl oÇlu Sabri Maymen Osman oğlu ömer Çoksatar Halıme Özmüş * 50 Fatih Düğmeciler Nevbahar Cami Hasekl 76 195 1808 25 27 52. 45. 44 20 50 2918 28821 20 Yukanda adresl ve takdir olunan kıymetlerı yazılı gayrimenkuller cami avlusuncta kaldığından 25 Haziran 1328 tarih ve 213 sayılı krnunun 1 ve 2. maddelerine ıstinaden istimlâkine karar verilmiştir. Açüacak dâvada husumet Vakıflar Genel Müdürlüğune ızafeten Istanbul Vakıflar Başmüdürlüğüne tevcih olunacaktır. Keyliyet 6830 sayılı kanunun 13. maddesi ahk&mına göre ilftn olunur. (Basm: 16189 6993)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle