04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 21 Haziran 19G9 CUMHUIttYET HıHm cefunlugu bu durumdan »evlnç duydu ve İkinci Bozkır ayaklanmaaı da bu sonuçla bitti. Bu ayaklanrnalar, utanç verlci olaylara yol açmıştı. İkinci Bozkır ayaklanması tertipçiîeri bakımından tum bir yobazhk örnegi olarak kalacaktır. Halk onun gereksizllğini güç •nlamıştı.. Konya ayaklanmasının llk tohumlan millî mücadelenin başmda Korı>a Valisi olan Cemal tarafmdan ekilmlşti. «Bn Tali hmkkınd» Birinci Bozkır ByakUnması böliimünde bilgi Terilmiştir.» Bu sebeple bir yıldan beri yer altı çahşmaları bolgede devam ediyordu. Diğer yandan Istanbul'da Fent Paşanm köşkilnde Konya ayaklanması plânlanmıştı. Anzavur, üüzce, Bolu ve Yozgat ajaklanmalarırun bastınlması, Sarayın çok gtivendiğl Anzavur'un yenilgilere ugrayarak penşan İstanbul'a dönüşü, Damat Ferit Paşanm hiyanet ordusu olan Kuvap Inzlbatiye'nin bir iş görememesi. onların ve Ingüizlerin ümitlerinl oldukça sondürmüştü. Fakat yine de yeni bazı tedbirler almak ve Anadoluyu rahat bırakmamak, Mustafa Kemal'in giriştiği mılli harekâtı yok edebilmek İçin geniş ölçüde bir şeyler yapmak Rereklrdi. Bu düşüncesinl gerçekleştirmek amacıyla şimdiye kadaT gizll, gizli el altmdan beslenen ve çeşitli propagandalaria hazırlanan bir bölge Asiler Hükumet memurlarını llçeden dışarıya attılar KD Btrind Bozkır aysklanm»*», ^tatlıya bağlanmı? ve güya isiyancılar koylerine dağılmiflar!dı. Fakat meselenin türa kapanmadığı 15 gün sonra meycTas a çıktı. tkinci Bozkır ayaklanmasının özelliği, elebaslarının yobaz hocalardan kurulmus olmasıdır. Birinci Bozkır olaymdan sonra sorumlu makarnlar bazı esash tedbirler almalc zorunda olduklanm anlamıslardı. Bu amaçla Afyon' •dan Yarbay Arif (Karakeçili) anüfrezesi Seydışehir'e kaydırılmış ve Konya'yı güneyden geSeeek tehdit ve saldınlara karşı korumak ve guvenliği sağla«nak içın de 12 nci Kolordu da iıazı birliklerini Çumra ve Karaveran bucaklarınd'a toplama>a karar vermıştır. Fakat bu Jıazırlıklan haber alan Hoca Abdullah, Sabit ve Hoca Abdulhalim, lstanbul ile de gizli temaslar yaparak Hısariık ve Foça köylerinden (70) kadar sıJahh ve (200) kadar «ılâhsu âsi toplayarak Bozkır'ın güney «ırtlarına geldıler. Cahü, mütaassıp, zehirlenmiş olan bu zavallılar milll mücadeleyi gereksiz ve zayıf, aynı zamand» Padısaha karşı bir davranıg gdrdüklerinden Bozkır Kaymakamını yanlanna çağırdılar. Gelen Kaymakam Sami ne is Mİ//Î Mücade/e'de m i ® mm M ı Em. Gııl.l KENAN.ESENGIN Ikinci Bozlag apaklanması tediklerini lordu, onlara yin« uyarıcı sözler löyledi, yaptıklan hareketin cToğru olmadığını anlattı. Bunun üzerine Hoca Abdülhahm mllll kuvvetleri ve bazı kisilerl istemediklerini, karşılık olarak bildirdi. Hocanın bu isteğine yanındakiler de bağırarak katıldılar. Isyancılar Vilayete telgraf çekilmesini, çevrelerine gelmis olan mılli kuvvetlerin dağılmasını ya da baska yere geriy* ahnmasını, yoksa onlara ve hükumete karsı harekete geçeceklerini soylediler. Vilftyeta telgraf çekıldi. Istediklerinin yerine getirilmesi için önc« toplanan bu isyancıların koylerine dönmeleri ve herkesin ı? ve gücüyle uğraşması karşılığı verildı. Buna kîzan isıler, bu telgraf Validen değil, Nevşehir1 den yazıhyor, «izin »d'amınızdan geliyor, Padisahın emri gldip bunlan vurraaktır ıözl«riyle bağırmaya bajladüar v* o gün 20 Ekim 1919 Bozkır'a ikınci kez girdiler. Asiler hükumet memurlarını ilçeden dısanya attılar, Konya yönündeki telgraf hattını tahrip ettiler. Bu durum ayaklanma bölgeslni genişletti ve i»yancıların layısının coğalmaıına yaradı. tsyancılar gittikçe azıtmaya koyuldular. Yarbay Aril'in Sugla Gölu yakınlarına «Akkise» bölgesıne sürduğü iierl karakol birliklenne 24 Ekim gecesi ates baskını yaptılar. Ertesi gün Yarbay Arif bütün kuvvetleriyle Akkise sırtlanndaki asılere taarruz etti. Doğüs ak|ama kadar sürdü. Bu çarpısmalarda isyancılara esir olan 3 erimlz, in*anhğa ve vatan çocukluğuna yakışmayan bır vahşet lçınd"e yobaz hocalar tara ALBAÎ ARİF vardı. Bu bdlge aynı zamanda milli mücadele için hassas bır bolge idi. Ankara'ya ve Aîyon Eskışehir cephesıne yakındı. Işte burası Konya bölgesi idi. Damat Ferit. Ingiliz ajanlannın da besledıği bu düşüncelerle 1920 jnlının bir sonbahar günü Baltalımanındakl yalısında kendisiyle görüşmeye gelecek kişileri garip bir heyecanla beklıyordu. O günlerde kışısel endişelerl de artmıştı. Kendislne suikast yapılacagı sözlert dolaşıyordu. Yalının her yanın.da Boşnak polisler gezlyorlarcu. 20 Ekim 6 Kasım 1919 İçin Yarbay Arif yürüyü? yönünü kuzeye çevirmek ve Çumra'ya yetişmek zorunda kaldı. Ikinci Bozkır ayaklanması gittikçe yayıhyor, genişliyor ve yeni safhalara giriyordu. Bastırma komutanı, kuvvetlerinln büyük kısmını toplu tutarak «üvari kuvvetleriyle Ağırh'ya yürüdü. Orada isyancılann elebasısı olan Güzelçavuş'un evi yaktırıldı. Bununla halka bir gözdağı ve ibret dersi verilmek isteniyordu. Sonra bütün kuvvetlerle ikinci bir şer ve fesat yuvası olan Avdan'a varıldı. Bu köyde isyanın tertipçilerinden Zeynel Abidln Hocanın akrabası Hacı Osman yakalandı. Fakat ne yazık ki, nöbetçinin bir gafletinden ve karanlıktan yararlanarak kaçtı. Bu Hacı Osman'ın üzerinden çıkan lmzasız mektupta, isyancıların Çumra ve Konya üzerine yürüyecekleri yazılıydı. Yine bu mektuptan ö'ğrenildiğine gore asiler Talât adında birisinden emir ahvorlardı. Bunun Beysehirli Hoca Talât olması muhtemeldi. Bu olaylar cereyan ederken, Kızılkuyu köyünde geceleyen 30 erimiz İle onlarm komutanlan olan ikl genç «ubaya yapılan çirkin davranıslar. ondan «onra da sakallı bir hocanın haklarmda id'am fetvası okuması, fakat halkın içinden birkaç kişınin yazık diye müdahale etmesiyle idamların uygulanmaması çok ibret veTİcidiı. Yuzyıllar boyunca Osmanlı Imparatorluğu içinde kendi çıkarlannı »aŞlamak için yobazların, böyle haın ve aşağılık hareketlerde bulundukları çok görülmuştür. Imparatorluğun batışında bu çeşıt davranıjların büyük rolü olmustur. Bundan sonra 29 Ekim 1919 da Arpa köyü. 1 Kasımda Dinek koyü çevrelerinde yapılan çarpışmalar sonucunda isyancılar büyük kayıplar veroTiler ve dağılmaya başladılar. Yapılan arastırmalarda Bozkır ayaklanmasının Istanbul'dan Âyan üyesi Konyalı Zeynel Abidin Hoca ile eski Konya Valisi Cemal'ln hazırladığı ve yaptırdıkları kışkırtmalar ile başladığı anlasılıyordu. Zeynel Abidin'in Beyşehirll olan Abdullah, Abdülhalim, Sabit hocaların, Avdan köyünden Hacı Osman. Talât ve Arpa köyünden Hacı Hassn, Hacı Hüseyin, Hacı Halil, Hoca Mehmet, Hisarlı köyünden Şeyh Ali, Dinekli'den Şükrü. Bozkır'cTan Hasan Ağa bu isyancıların başlıca elebaşlan idi. Bunlar kaçmıs. dağlarda saklanmıslardı. Görüluyor kl, tarih boyunca milletin her ileri hareketine, her kurtuluşuna engel olan, kendi çıkarları ya da cehalet ve yobazlıklan yuzünden felâketlerin doğmasını kolaylaştıran, bu sözde din adamlan îkinci Bozkır ayaklanmasının da onculerı ıdiler. Halkı kolayca aldatabihyorlardı. Bugün de aradan 50 yıl geçmesine karşıl:k çok yerd'e aynı durum sürdürülmektedir. İsyancıların bütün köylerl millî kuvvetlerce işgal edilince Bozkır'a da direnmeslz v« tek silâh patlamadan girildi. fından öldttrüldüler. tsyancılar da 4 kadar ölü vermişlerdi. O gün akşam üzeri isyancılar Balekhavi köyünün ormanlık v» kayalık kesimine sığındılar. Yarbay Arif bunların arkasım bırakmadı. Ertesi gün safakla beraber tekrar taarruza geçti. Üç saatlik bir savaştan sonra asiler dağhk bolgeye kaçtılar. Fakat tenkil bitmemisti. Yarbay Arif onlan tura yok etmek Için 27 Ekim'de harekete geçerken yeni bir haber geldi. Bunda, bir kısım başka isyancıların Konya'nın Alıbey Höyüğü ve diğer birkaç köyün birleserek Delibaş adındaki elebaşının emrinde Çumra üzerine yürüyecekleri, buradaki millt kuvvetleri yok ettikten »onra Konya'ya tfönecekleri bildiriliyordu. Bu, milll kuvvetler için ciddl bir tehlike idi. Müfrezenin Konya ve gerisi İle bağlan* tısı kesilmis olacaktı. Bunun Yarın: Ayaklanma nasıl başladı MODESTY BLAİSE/ Zeki îdris, Semâ'yla Dürdâne'yi çakmıştı: GUn tAyin etmedller ama, belll olma2. Blr gün çıkıverirler... Kudret Yanardağ'ı birden blr sıkıntı b a * mıştı âdeta. Bu, Nefise'nin gözünden kaçmadt: Ne o canımın içi? Niye birden sıkıldın? Derlin bir iç geçirdlkten sonra Ne dersin? diye baktı îdris'e, söyliyellm ml? Idrls hiçbir şey arüamadıgı halde şaskın'.OL da göstermedi. Valla siz billrsinlz, dedl. Bu kadan yetti de arttı. Neflse sırnaştı. Neydl bu söylemekten çeklndlkleri? Kötü bir *ıaber miydi? Ne olursa olsun öğrenmeliydi. Haydl, ne duruyordu Kudretçigl9 Neden söylemiyordu? Canı sıkılır diye mi? Hiç de bile. Ne kadar kötü olursa olsun söyleslnlerdl. Yalnız Ö U 1 me çâre yoktu. Üstyanı havayla cıvaydı. Neden sonra Kudret Yanardağ: Benim kenef karı ayrılmaktan vazgeçmlş! dedi. Neflse'nln olanca neşesl uçuvermJşti. ldris'e baktı: Sâhl ml Îdris ftbi? rfana mı BÖyledi7 îdris riurumu kavramıştı: Oradaki arkadaşlara söylemlş, davasım gerl almış! Ağhyacak hftle gelen Neflse, birden coşarak: Elinden geleni gerl koymasın, dedl. Evl(Bnmek yalnız hükümet nikahıyla olmaz ya, şeriat ılkâhıyla da olur. öyle degil ml Kudret? Asıl nlkâh sariat nikâhıdır! O zaman da dört kan lmağ* kalkarsam ya? Canın sag olsun. Şeriatın kestiğl parmak •cunaz! Değişen yeni şartlara göre ne türlfl hareket etmesi gerektiğini günler, gecelerce düşündü. Ne yapmalıydı? Deve değil de, kadınlann mektuplarına nasü cevaplar yazmalıydı? Ağızlarına birer parmak bal mı çalmalı, yoksa soğuk rau davranmalıydı? Geceydi, gecenin de ileri bir saatı. YanıbaIindaki yatakta bacanağı horlayıp duruyordu. Nef retle değilse de küçümsiyerek baktı. Bir yolunu bulup ayrılmalıydı bu herifle, bu koğuştan. Gerçi cezaevinin en haürlı, en temiz koğuşuydu ama, gene de aynlmah, ayak takımıyla her an burun buruna olmaktan kurtulmahydı. Tek, ya da iki kişilik koğuşlar vardı, bu koğuşîar idarece hukümlülerin cezalandırümasında kullanılıyor, ölume çarptınlmiîlarla, «Tecrit cezası» verilmişler atılıyorlardı buralara. Müdür de, Savcı da sdara akı'.lı sujnına gidiyorlardı. Bunlardan birini ister. Hayır demiyeceklerine inandığı için, yıkatır, temizletir, badana filân, dayar döşer, sonra da geçip otururdu. • Evet evet» dedi, «ayak takımıyl» her an burun buruna tadı yok!» Esnedi. önemli olan kadınlardı, kadınlar! Semâ. yazdığı gibi, gerçekten trene atlayıp g» lebilir miydi? Sanmıyordu. Herhalde mektubunun karşıhğmı bekliyecekti. Sonra, bu kasaba onun için bir hayli netâmeli sajnhrdı. Otelciy» uzun zaman metreslik yapmış, fonra da adamın nikâhh karısıyla kavga etmiştı. Onun için, hemen gelemezdi. Dürdâne hamfendıyse... 49 Güldü. Altnv.şından sonra saz çalmaya kalkı yordu hasba! Ma'.ını, mülkünü, nukut ve eshammı seve seve kaptıracak, sonra da sefalete düşecekti. Peki ama de'.i miydi bu kadın? Herkesin eline geçmiyecek mal, mulk içinde rahat rahat otur, ömrunün sonuna kadar da hanım hanımcık, dilersen aptest, namaz, mevlid, mukabeleler içinde avun git, ama elindeki, avucundakini kurtlara kuşiara kaptırma. Hayır, serçe kvışunun baykuşa yem oluşu gibi, mahvını hazırhyacak olana koşuyordu illâki. Kudret Yanardağ olmasa bır başkası, bir başkası olmasa daha bır başkası. Oysa dünya'da Kudret Yanardağ'lardan çok daha halim selim, kılları jeytanlığa ermeyen ayak Ukırtu vardı. Yoğurtçu, sebzeci, bakkalm çırağı... bunlar dan birini peyle, ver eline üç beş, odununu yardırır, yoğurdunu ayağına getirtir gibi işini gördür! Evet, bu kart karı koşup gelir miydi acaba? Semâ'dan daha iştahla geîeceğine şüphesi yoktu ama, bu Semâ gibi, mektubunun karşüığını bekliyecekti. Budalalar... ikisi de Kudret Yanardağ'ı • Zindan'da, inim inim inler sanıyorlardı. Hangi zindan? Hangi inim inim inlemek? Neyse, vakit geçirmeden ikisine de ayrı ayn yazmalı, hemen gelmemelerini bıldirmeîıydi. Sonraa. karısmın boşanmaktan vazgeçtiği ya lanını da Nefise'ye zamansız açmıştı galiba! Kadın jer'i nikâha da razıydı ya, mahkeme bir celsede talâkı verir, bu da Nefise'nin kulağına giderse.. demez miydi ki: « Ya, demek beni aldattın? Ni çin valan söyledin bana? Yakışır mı senin gibi bir bey, beyefendiye yalan atmak?» İç geçirdi, kendi kendine: « Ne yapalım?» diye »ordu. Öyle ya, ne yapmalıydı? Uzun uzun düşündü. Düşündükçe aklı dağılıyor, kadını kan dırmak için ne türlü davranması gerektiğıni bulup çıkaramıyordu. Tam, Deve'ye mektup yazmak için kâğtt kaleme sarıldığı an, akhna geldi: « Kolay be! Nefise'nin bağhlığını denemiş olamaz mıyun? Kan zâten yanıp tutuşuyor, deneme ye lüzum yok ama, saçı uzun aklı kısa, üstelik a«ık da. Onu deneyişime memnun bile olur!» Akhna yatmıştı. Neşelendi. Bu neşeyle kâğıda kaleme sanlıp, « Deveciğim!» diye başladı. Anıları olanca renkliliğiyle bir türkü gibi geçmeğe başlamıştı kafasından. Meserret kahvesinde gazeteleri didik didik edişleri, iş yerlerindeki 15 kazalarına koşup gidişleri, ceplerinde on para yokken iki, üç taksiye doluşup, baskınlan âdeta uçusları, baskınlardan vurduklanyla gec« l e r i e B Ieni 5leri, ceplerindeki paralan son meteliğine kadar ezip, ertesi gün kahve parası bulam» Alh, telli, pullu, gümbür gümbür bir mektup olmuştu. Onun buraya, bu kasabaya, bu «Allahlık koyunlar»ın dolu olduğu yere gelmesini istiyordu. Önlerinde .Nurlu ufuklar» vardı. Gen« eski sanatlarını sürdüreceklerdi ama, daha büjuk çapta, çok daha büyük parçalar kopararak! « Ah Deve ah!» diyordu. «Biz yıllar yılı îstanbul'da lüzumundan çok emek sarfederek üçün beşın yoluna bakmısız. Burda, bu'ot'ların arasındaysa değil üç beş, binler, on bin'er. hattâ yüz binlerin sözü olmuyor. Hemen hemen kendiliginden düşen bir kadın Lâf aramızda Lokman hekl min ye dediği... gelince göreceksin ya!. adı Nefise. Bir işaretımle tekmil malını mülkünü üstüma yaptırabılirim. Şaka etmiyorum. Bu işlerde hic yaşa bssmîyacağımı bilirsin. Ama diyeceksin ki ne dunıyorsun? Hayır, kazın ayağ,' öyle değil! (Devamı var) xn. Tifffany Jones •••••••••»«••a ••••••»•••«••••••«•• konu ve resim: AYH AN BAŞOĞLU İJNTİKAM YEMİNl !••>••••• ••••*•••! ACI BIR OLUM Merhum Binbaşı Yusuf Rıza ve Sıdıka Oran'm oğlu. Yüksek Denetleme Kurulu Uzmanı Cihat Oran, Gültekin Baktır, Sevinç ve Çetin Oran, Yıldız Otuk'un kardeşlerı, Yüksel Oran'ın eşi, Tahsin Toköz ve Vasfıye Onann yeğenleri, Emekli Albay Zeynel Abidin'in damadı. Medih Göllü'nün eniştesi, Ihsan Baktır, Nazım Otuk ve Melahat Oran'ın kayınbiraderleri. Nuran v e Tosun Terzioğlu, Canan, Kahraman, Hakan, Aydan, Ayşın ve Kemal'in çok sevgili dayı ve amcaları C.H.P. eski lstanbul Milletvekili TEŞEKKÜR Hastalığınıı zamanında teçhis ederek, yapmış olduğu mükemmel tedavi ile beni kısa zamanda sıhhatime ka^'uşturan sayın ACI EATBINIZ Aziz ve kıvmetli arkadaşımız C. H. P. eski tstanbul Milletvekili OĞUZ ORAN') kaybettik. Cenazesi 21.6.1969 Cumartesi öğlen namazmdan sonra Şişli Camiinden kaldırılacaktır. Kederli ailesine ve arkadaşlara baş sağhğı dileriz. ARKADASLARI (Cumhuriyet: 7592) Dr. ALİ ATAL'a kcı<suz hörmet ve sükranlarjnla teşekkür ederim. S Bedrl BULUT İ •••••••••••••••••••a) Avukat OĞUZ ORAN tutulduğu amansız hastalıktan kurtulamıyarak vefat etmistir. Cenazesi 21/Hazirar 1969 Cumartesi günü (bugün) Şışli Camiinde ^ılınap'. dgle namazmdan sonra kaldınlacaktır. Mevlâ rahmet eyliye. A1 L E S 1 (Cumhuriyet 7591) Cumhuriyet 7572 Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdüılüğü Birinci Bölge Müdürlüğünden 1 Aşağıd» tohmlnl bedeU, geçicl temlnatı. lhale gün ve saatlerl yazılı ışlertn eksiltrnesi lstanbui KüçükyaUaald Müdürlüğumüa bınasında k&palı zarfia yapılacaktır. Şartnamelerl Bölge MUdUrlUgünde görülebillr. 2 Eksiltmeye Btrebllmek tçln: a) Isteklilerln 1969 yılına alt tlcaret veya sanayl od&si belge*, sirketlerln hall faaliyet belgesl T eya emaf belgesi İle usulU dalr«sinde »sagıda yazıh her l» için o lşln hteasmda gösterilen mlktarda teminat vennelerl, b) tstekliler asaSıda yazılı möracaat son eür.Une kadar blr dllekçe İle, kira Ue Bölge MUdUrluJO emrlnde çaiıstıracaklan tasıtla"ru Bölee MüdUrlUftUne «etirerek 'ÎU işe alt yeterlik belgesl almalan lftamdır. 3 Isteklilerln 2490 sayılı »nuna jröre hazırlivacaklan tekllf mektuplannı eksilttne trünU en ?eç lhale saatinden blr «aat evvellne kadar makbuz mukabilinde Komlsyon Başkanlıgına tesllm etmeleri lâzundır. Postada olac ak gecıicmeler ^azan Itibara alınmaz. Belge Muhammen bedeli Geçid teminat Eksiltme müracaat îsln Chısl Lira krş. Lira krş. Gfinfl Saati son fünü 1 Babaesıö Kırkiarell tterpköy Azizlye 18000 00 1350 00 l Temmuz 1969 11.00 2. Temmuz 1969 Santivesi İçin taşıt klrslftnması, 3 Kesan üzunköprü Havsa yolu Şantiye18000 00 1350 00 7. Temmuı 1969 1100 4. Temmuz 1969 si için taşıt klralanmMi, t Hiydarpasa îrmit EktpTes roi^ insaaü 18000 00 1350 00 8. Temrmuz 1969 11.00 7. Temmu» 1969 ŞutiTMl İçin t u r t ktnlanması <'Basm: 17399 '7566ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle