22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HİFE DÖRT 1 Haziran 1969 CUMHURÎYET TIP YONUNDEN Bugünkü hürriyet savaşı, insanın kendi zaaflanna köle olmasına karşıdır. En sinsi ve kahpece metodlarla inanç yargılanna esir edilen insanın, psikolojik savaşıdır bu... NÜİKUNV OKUYRN GSNCLER Dr. Ihsan UNLUER /Ve mümkün zulm ile Bidâd ile imhayı hürriyet li bir kaıızonettaya başlarlar: Vur pençei Alideki semşir aşkına Son savletinle vur ki açılsın bu surlar. Bir yandan da uzaktan bir BAR KAROL duyulmaktadır: Sivastapol önünde yatan gemiler Atar da nizam lopunu yer gök Inler. O sırada perde arkasındaki baş rejisör. harp ve darp tannsı TANATOS'un huzuruna çıkıp emir buyurmasını di!e getiren bir «pregiyera» söyler. Harp tanrısı Mister Tanatos, purosunu çekerek; OLRAYT YES.. diye okeylemiştir. Uzaktan hazin bir eleji (ağıt) duyulur. Orkestranın insanca eşüğinde, Çiçekler bahçeler gülüsler Ve yaşamak sevinci Bir adam serili yerde kanlar içinde Bir adam yatıyor yerde uyuyan çocuk gibi. Kavgalar, b'lüler hep hürriyet içindi. Özgürlük içindi. Şair Hesiodos da aynı şeyi söylemiş: Gücün yettiği kadar kurban sun sen tannlara... Sahnenin sağ tarafında köstebek yuvalan şeklinde toprak yığınlan.. Yuvalann arkasına sinmiş köstebek kılığında figüranlar kafalannı toprağa sokmuş durumda 3rde açılır. Takma kafalı, takma sakallı... Pantalonu delik, pabuçu delik. Dişler bilenmiş, bıçaklar bilenmiş, beyinler çamaşır suyu ile yıkanımş. Uzaktan sağ majör tonunda bir arya başlar.. kimin söylediği beiJsiz£ir bu aryayı: Din $ehid Ister asuman kurban Her taraf kan kan kan kan.. Ve âniden orkestranm çaldığı «kasap havası» ile başlar KANKAN dansı. Uzaktan basbariton Zbagetti Copçikardi'nin PRELÜT'ü duyulur: İşte adu karşıda haıır sllâh Ar; yiğitler vatan imdadına. Ve koro hücuma geçer. O sıTada, «Yiirü yavrum yıirii Mar çe de monfils mar?*" marşını çalmaktadır orkestra. Ve koro (YA TAKSİM YA ÖLÜM) diyerek yürürken gençlık de Taksim'e doğru gitmektedir. Taksim Meydanından sesler gelir: ÖZGÜRLÜK.. diye HÜRRtYET.. dıye. Mukadesatçılar ise haykırırlar: İSTEMEZÜK.. diye Başrejisör perde arkasından koroya atak vermiştir. Başrejisör yardımcılannm yardımları neşe Kavgalann, savaşlann gerçek nedeni «HÜRRİYET» Saptim Seyer, Nabukodorosor'a lelefon ederek sert bir Mezopotaınyaca ile: Ya Nil nehrinin ŞtŞLt tarafına çekilirsin, ya da harb.. demişti. Çunkıi Nabukodorosor onu pokerde yendiği için bozuluyordu ona. Timurlenk ile Yıldınm Beyant mektupla küfürlcştikten sonra kapıştılar. Dr. Barnard'ın hayran yüreği transplante ettiği ARSLAN yürekli RİŞAR ise, Din elden gidiyor» dlye gamalı haçlı ordusuyle Suriye'ye kadar dayanmıstı. «Alah benimledir» diyordu. Amma Salâhaddin Eyyubî de, «Allah ve NATO benimledir deyip rest çekmiş ve Allahın emri, v NATO'nun kaviiyle galip çıkmıjtı. Baltacı Mehmed, Gazneli Mahmut, Hergeleci lbrahim, Kabakçı Mustafa, Beşiktaşh Hüsnü 28 inci LUÎ. Tarih boyunca harpler, darpler, boykotlar ve işgallerin oluşu insanın iç dünyasındaki mücadelenin dış dünyaya yansımasıydı. Asırlar boyunca savaşlarda derebeylikler, imparatorluklar. padişahlıklar, birçok nedenlerle yıkılmıştı. Bir krailık toz oldu mu insanlar: T UTLJ linç etmekle, ya da azmhklara zulmetmekle rahatlamışlardı. Cinsel ihtiyaçlarm engellenmesi ise îadistik davranışların doğmasına sebep oluyor. Kedilerin erişemedikleri ciğere pis demefi gibi insanlar da erişemedikleri cinsel arzulara «neuzübillah raek ruh. demişler, lânetlemi?lerdir. Demek ki, tecavüzkârlığın psikolojik nedenlerinden biri de erişilemeyen arzulardır. 67 Eylül olaylarında yalınayak kalabalığın hususi arabalara saldırmalan da bu yüzdendi. Bazen agresivite ve (hostilite) öldürücülük duyuları kişinin kendisine karşı yönelerek kazalar ve intiharlar şeklinde belirmektedir. Bazen saldırganlık astma, Unsiyon, migren şizofren gardöfren gibi hastalıklar şeklinde çıkıyor insanda. JAMES LANGE bu emosyonların viseroseptik yani or ganlara musallat olabileceğini soylüyordu. Mc. DOUGAL ise, tüm emosyonel hayatımızı bu tecavüzkâr iç güdülerimize bağlamaktadır. Şimdi, elinde ucu çivili sopa, çenber sakallı, ibibik bereli, belinde pala, kalbinde iman olan şu 50'lik milliyetçi genç, özgürlük lâiını eden devrimci genci görünce niçin sinirlendi?, niçin kalbi süratle çarpmaya başladı?, yüzü kızanp bayılmaya kadar varan bir ANKSİYETE sendromu (arazı) aldı onu? Zira bu endirekt bir kızgınlıktı. Onu •Özgürlük» lâfını duyduğu yerde cinleri tepesine çıkacak kadar şartlandırmışlardı. Özgürlük din sizliktir demislerdi ona. Özgür olursan ı n namus din elden gi* decek demijlerdi. Özgürlük ezilmelivdi ki, haydutluk, hırsızhk, haksızhk, insafsızlık daha da rahatça yapıism. Şartlanmanın doğurduğu böyle bir anksiyeteye conditionel anxiety diyoruz. • Yarın: ^adı ola dâvâcı ve muhzir dahi sahid * 01 raahkemenin hük müne derler mi adalet?.. Kral öldü, Yaşasın Kral Diye bağırıyorlardı. (Halbuki çağlar geçtikçe toplumların yıkılışında. yeniden oluşunda yeni bir kuv\et yeni bir potansiyel rol o>Tiamaya baş ladı. Bu da ekonomık koşullara dayanan kalabalıkların gücüydü. Değişim ve oluşumlan artık kitlelerin ruhu hazırlıyordu. Kitle ne düşünüyor?, ne istiyor?.. Bu sorunları eleştiren SOSYAL PSİKOLOJİ yönünden kavga ve savaştarı ve savajlara sebep olan ÖZGÜRLÜK kavramını inceleyeceğiz bu yazımızda. llkin kav ganm psikososyal yönüne gelmeden once tek bir insanın şuuruna ait psikolojik nedenlerine değinelirn. Dişi BOiid MODESTY BLAISE Ş BİDİSİ TDHPİLİhi Sl /ÇİM OifJ &ZİSINİ 31 Deveden büyük fılleri unuünamak gerekiyor! Açık konuş: Savcı mı? Vali mi? Ankara'dakiler mi? Kadını çıldırtan bir «Hah hah hah.la güldü: Çok zekisin Nefise. Hani biliyor musun? Buraya gelip, seni tanımak benim için Cenâbı hakkın bir lütfu oldu.. Kadın, etekleri zil çalarak kasabaya koşmuş, bankadaki cârî hesabmdan elli bin lirayı Kudret Yanardağ adına ayırtıp. şehirdeki bankaya naklettirdıkten sonra, hesap defterini de getirip vermi?ti: Az'sa, bir elli bin daha.. ha? Çok önemsiz bir şeymişçesine hesap defterini Müdürün masasına bırakıp: Bunu yapmamalıy'ıîın, dedi. . .„ Kadm kuşku içinde: * Neden? Ne paşa dedem. ne de bey babam böyle şeylere tenezzül etmemişlerdir. Sanki şu anda içimden bana bakıyor, . Yazıklaaaar olsun sana Kudret!» diyorlar. .Bız seni böyle mi yetiştirdik? Bir kadının elli bin liracığına....» Eliyle ağzını kapadı: Ben herhangi bir kadın mıyım Kudret? Sonra, biliyorum, elli bin lira senin gibi bir beyefendi ye.... az ama, sana değil ki bu. Müdüre ver, Savcı^ya ver. Vali'ye ver... evi ben tutarım, dayar döşerim. İstersen bankadaki bütün paralarımı... Tilkiye « Tavukları bekler misin?> diye sormuşlar. « Ayağıma diken batar!» demiş. Kudret Yanardağ da. kadına böyle bir baktı ki, kadın yutu verdi. Hattâ kasabaya, annesine koşarak müjdeyi verdı: Anneciğim el âlemin sözüne kulak asmayın. Ne dedim adama biliyor musun? Ne dedın? Dedim ki, bankadaki bütün paramı, tapulu arazimi, çiftliği falan senin üstüne yapayım. Ne ce vap verdi biliyor musun? Ne cevap verdi? Paşa dedem, bey babam'dan böyle şey görmedim. Allahını seversen Nefise. bana mal, mülk, para lâfı etme. Benim gözüm malda, parada, pulda değil, sende dediAz sonra komşudan gelen ablası bunları işitince saranverdi: « Benim gözü çıkasıcaysa elimde avucumda neyim varsa çekip çekip aldı. Aaaaah 1 tâlih ah » Odasına çekildi, iki çocuğunun arasmda uzun uzun ağladı. Herkesin şansı böyleydi işte. Adam demek ne kadar helâl süt emmiş biriydi ki, tarla, takım. çiftlik, bankadaki paralara filân dönüp bakmamıştı. İki bacıydılar güya. Bir ana bir babadan dogmuşlardı. Kendi tâlihsizliği yanında kız kardeşininki.. Nefise'nin ikinci kocasıydı bu. îlki de bunun gibi. hattâ şimdi konduğu tarlaların snlı şanlı ağasıydı. Gözlerini yumunca karısına dağ taş mal bırakmıştı. Kendininki? • Kemal ağa, Kemal ağa» diye iri iri söylendi. «Bir tutturmuş parti. Çılgın herif, parti parti amma, işte, partin de seni aramıyor! Eller iş başına geçecek, devir, devran sürecek, sen hapislerde çürü, bizim de öm rümüz ah'la vah'la geçsin!» Her yiğidin kalbinde bir şeytan yatar GortH ç 9'B. UiSTA<3ı^JCkl^J TIFFANY JÖNES kotiu veresim: AYHAN BAŞOĞLU [ j j N T İ K A M YEMİNİ Ferdi psikoloji yönünden kavgayı anlamak ıçın gelin §u elinde bıçağı ile, Taksün'de BAĞIMSIZLIK nutingi yapan ırkda^larına saldıran 50'lik milliyetçi gencin şuuraltına inelim. FREUD. 3 çeşıt benlik var diyordu biliyorsunuz. Şuurun zemin katında hayvansal benliğımiz olan İD bulunuyordu. İd. ölçü. insaf, kanun tanımaksızın her istediğini yapmak isteyen hayvansal benlikti. llk yaglardaki çocuğun benliğiydi id. Komşunun çiçeklerini yolar, yoğurdun kaymağını yemek ister, misafir gelen kodamanların yüzüne tu dıye tükürür. hattâ ellerini göğe uza:ıp Ay'ı yakalamak ister küçük çocuk. Freud işte bu id'in de ıki ayrı id'ten ibaret olduğunu kabul ediyor, birincisine EROS. diğerine Tanatos, ya da DESTRUDO diyordu. Eros, yaratıcı zevkleri ve seksüel güdüleri ifade etmektedir. Aşk tanrısıdır Eros. Şuuraltımızın Alain Delon'udur. Destrudo namı diğer Tanatos ise id'in id'idir. Kişinin juuraltındaki yıkıcı, fikir kulüp lerini basıcı. mitinglerdeki öldürücü GÜDÜ'diir. Ego ve süperego dediğimiz ahlâki benliğimiz ise, bu destrüktif id'leri fren leyerek suuraltında baskıva alır. Şuuraltımız artık intikamlar, saldırganlık v e öldüriirülük hislerl ile aşaçılık duyguları ile bazı Babıâli gazetelerine dönmiiştür. Süperego ve ego teşekkül etmemiş olan bazı akıl hastalarında ve karakter bozukluklarında psikopatlarda elbetet ki bu id dediğimiz hayvansal güdüler meydanı boş bulacak, o şahıs De'ftrudo'nun emrinde kıyama kalkacaktır. Saldırı hedeflerinin mantıkla ilgisi yoktur asla. Adam işyerinde patronuna kızdığmda çoğunlukla gelir evinde karısını döver. Tarihte kâr ihtiraslarını tatmin edemeven insanlar zencileri Ertesi gün kırış kırış annesi, kızının geceyı uy. kusuz geçırdiğini hemen anlamıştı: O ne kızım? Gene uyuyamadm mı? Derıin bir iç geçirdikten sonra: Uyumaz oluyum da arkamın üstüne uyuyum. dedi. Niye kızım? Gözlerinde boncuklanan sessiz bir ağıttır tutturdu Anne daha da terlâşlanarak: îyi amma yavrum, çocuklann yanında, aç değil, sufuz değilsin. Niye uyku tutmuyor? Niy» aehyorsun? Bir yanm mı ağrıyor? Sancm mancın mı var? Yok, ne sancım var ne mancım.. Peki, zonın nerenden? « Nefise'nin tâlihi benden daha parlak. Onun rdamı asılzâde. Ne parada ne de pulda gözü var. Benimki niye elimde avucumda nem varsa çekip çekip aldı?» diyemiyeceği için: Tâlih, dedi, ne deyim tâlih gözün çıksın! Annesi hemen anlamıştı kızının zorunu. Gen» kardeşini kıskanmıştı besbelli. Haklıydı belki ama, ne yapacaklardı? Var mıydı çâresi? Abla: Yarın ev tutarlar, herif de geceleri gelir kızının koynuna girer, ooooh. Biz? tzinnamemiz, nikâhımız varken... Canım, dedi anne, deü deli baslama gene. Kudret beğin eli uzun, kolu uzun. Yabancın mı? Enişten olacak yarın. Söyleriz Nefise'ye bacanağı* nı da düşünür' Hayır. diye parladı abla. Istemiyorum! Niye? Nıyesi miyesi yok. Istemiyorum. tnsan olup kendi akletmeli. Onunki daha nikâhlısı bile değil. Benimki? Güya nikâhlım. Allah canmı alsın nikâhlı gibi! Anne, b ü ^ k kızma sezdirmeden durumu küçüğe anlattı. Küçük: « A. tabi tabi..» dedi Ablası nın ne kadar alıngan olduğunu bildiği için, bu işe eniştesi akletmiş süsü verecekti. Durvmu Müfettisler müfettisi'ne usulüyle anlattı. Müfettisler mü fettisi kurt gibi kavramıştı. Hemen o gece koğuşta açtı meseleyi: Nefise ev bulmuş. dedi Bana bak! Bacanaeın icinden de tam bu sırada 'ıır earipseme geçmisti. O. Ad'ive've taksiyle fa'sn giriİD se liyordu ama. o kadardı Miidür'le çenli benli knnu şamıvor. karsılassalsr ezilivndıı adamm k.r>=ifinda. Bacanağıysa. müdür eziliyordu bacanağının karşısında! « E. okumusluk böyıe istp. Okumuşluk insana lâf. söz öjretir. Zamanında ben de ok" • ' • . » Sen de müdürle konuşsana şu mesele ıçinl Hangi? Ben;m gibi, h^f'ada birkaç ger en de kırar. gider karınla sabahlarsm! Bacanak iç geçirdi. Bunu Müdüre nasıl sovleye. bilirdi? Hem sövlese büe. karısını gayet ıyı tanıyordu. Küçüğiınün bulduğu evde, sığıntı gibi oturabilır miydi hiç? Ne düşimdün? Karıyla konuşayım da, bakalım.. lArkası \ar) Trabzon Belediye Başkanlıgından llân 1 ilimiz Doğu Karadeniz Fuarı 25 Ağustos 1969 tarihınde açılıp 25 Eylül 1969 tarıhinde kapanacaktır. İştirakçı bulunan firmsların iştirak edip etmeyeceklerirnn 15 Temmuz 1969 tarihıne kadar Fuar Müdürlüğüne bildirmeleri ve pavyon kiralarınında aynı güne kadar ödemeleri. 2 Şartnamesi gereğince Lunapark 25.000 lira üzerinden aylık kirası açık artırmaya konulmuştur. 276 1969 Cuma günü saat 15 de Belediye Encümeninde ihalesi yapılacağından isteklilerin yeterlık belgeleri ve İ5.000 lıralık banka mektubu ve makbuzlan ile birlikte müracaatlan ilân olunur. Denizcilik Bankası T.A.O. dan: Bankamız ihtiyacı icin cins ve adet miktan aşağıda yazılı malzeme satın alınacaktır Teklifler en geç 13'6/1969 akşamına kadar Malzeme Müdürlüğü Satınalma Komisyonuna verilecektir. Şartnamesi Malzeme Müdürlüğünden temin edilir. Kaynak Elektrodu (Seliülozik E 6010 tipı 3.25 mm Adet 227500 5 » » 105000 Dos. No: 1969/1140 (Basm: 16475/6653) (Basın: A. 1015716614/6676) s u ç u ı SAN\P TE: 84V1ASUAU Ünye Malmüdiirliiğiinden İlân 1 17969.68 lira muhammen bedelli Ünye Hükumet Konağı tamiratı açık eksıltme usulü ile yapılacaktır. Muvakkat teminatı 1347,73 Üradır. 2 İhale Ünye Malmüdürlüğü Odasında 26 Haziran 1969 Perşembe günü saat 15 de yapılacaktır. Şartname her gün mesaî saati danilinde Ünye Malmüdürlüfünde görülebilir. 3 Taliplerin Bayındırlık Müdürlüklerinden alacaklan yeterlik belgesini Komisyona ibraz etmeleri ilftn olunur. (Basm: 1S919/66B8) D. B. DENİZ NAKLİYATI T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN: Gemi makineleri, Motor ve Elektrik tamiratı ile tefrişat yaptınlacak: Teşekkülümüze aıt gemilerde zuhur eden, tekne, kazan, makine, boru, elektrik motor ve enstelasyon, sogutma makineleri, meıruşat vs. tamir ve raspa temizlik içleri pe^in para ile tstanbul ve diğer llmanlanmızda teklif alma suretiyie yaptırılmakta olduğundan, bu işlerle iştigal edenlerin. (D.B. DENÎZ NAKLIYATT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.A.Ş.) Meclisl Mebusan Caddesi Fındıkiı İstanbul adresine mektupla müracaatlan rica olunur. (Basın: 16627/66741
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle