23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE DÖRT 22 Mavıs 1969 CUMHURtYET Mustafa Kemal izmit'te gazetecilerle CUMHURİYET DEVRİNDE gece yarısı 5 saat goruşme yaptı Mustata Kemal, 1923 yrlırun 16 ocak gününde îstanbul'un o «ünirti beuibaşh gsaetecüerinl ırmit'e dâvet etü ve kendlleriyle blr gece tam besbuçuk saat, gtlnün bütün memleket sorunlannı konuştu. GazetecUeri, GvA adıns Ankara hükumeünifl îstanbul'dald temsilcisi Dr. Adnan (Adıvar) dfivet etmistt. Çagnlanlnr Tevhlditfkâr başyazan VeUt Ebüılây», Vakit hssyaz&n Ahmct Emin (Yalman), Akşam basyasarı Falih Rıfkı (Atay), Ûeri başyazan Suphl Nuri (îleri), Ikdam başyaıarı Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) ve Tanin lıa$yazan Ismail Müstak (Mayakon) du. Dr. AdnanTa kansı Halide Edip (Adıvar) d» heyetle birlikte idiler. blrltrlnl T» karsılıklı eörüslertnl Uk defa, bu toplantıda, tanıdılar. Muatala Kemal, tek taraflı blr beyanat verme yerine bir sohbet toplantısı yapmayı daha uygun görmüştü. Bu yüzden Izmit kasnnın alt ssionunda akaam saat tam 9.30 da bulusup masaya oturuldugu zaman: «Hanct nokUUn ögrenmek lstiyon&nu tonmiB» dedl ve butün sorulan not aldı. Konuşulacak mesele çok. soru çoktu: Sulh meselesi, Istanbul meselesl, Kalk Fırkasa. hakkındakl mütalâ&i devletleri .. Baskentin neresi olacağı, Meclisteki cereyanlar, Anayasa, eskl harb s o rumlulannın cezalandırlUp conüfus. muhaceret meseleleri, «tstikbalde yalnız mı yaşayacağu, yoksa bir devletle itüfak edecek miyiz?» meselesi, «Vlusal egemenlik Ukesine kargı fBdrler de yanlıp sSylenebUecek mi?» ve daha bunlar glbi blr yığın soru .. Konuşma ilerledıkçe ortaya yenl meseleler, yenl sorular çıkar kl, bunlardan en önemlilerlnden biri de gericilifln oashca kayn&gı olan taassuptur. Bu kODU Uzerlnde Muatafa Ksmal'ta kesin kanaati şudur: «Tuasup eehle İJtinad eder. Btnaeo&leyh t&Msnbu olan c*hildlr. l i m behemçhal cehlfl r&lebe eder. O halde halkı tenvir ediniz.» Halta. aydınlatmak .. Evet btlttin sorunlann gellp dayandıjl nokta burada... Taassup devrlmlerlmizin hemen hepsinin karşısuoa dikUmlşUr: Saltanat T» hllafetin kaldınlması, tekkelerin kapatılması, hukuk refonnlan, s&pk&, lâtln harflert, TUrk kadınına verllen haklar, bütün bunlar ve benzerlerl Mecllste ve Meclls dışında direnişlerle karîüaşmıslardır. Ancak, Curahurtyetta dln söTnünlcülerl, gericiler ve huraiacllerte en teslrli mücadele silahj lâlklik olduğu için, en çok bu prensibe sataşılmıştır. Şeyh Salt, Menemen lrtica hareketlerl. Bursa olayı, îsMlip, Slirt h i diseıerl ve bütün benzerlerl laIkligln karşısına dikilml^lerdır. İMS den sonra bellrtUeıi azgınlasan ttcanüik'le, nurculugun da ayıu kbkten geldlgl elbetta unutulmaz. YAKIN TARİH Daha 1921 Anayasasında yerlnl alan «Gerlclye httrrlyet t»nıtımnm göru^ünün devlet Idareslnde hâklm kılınması prenBibl sonuna kadar 8.ynı titlzlikle korunabilseydl bugün hâlâ çekmekte olduğumuz azaplara ugramayabillrdik. Ne var kl, sıyast iktldarlar.n her zaman aynı gücü koruyamadlgı, sorumsuz gerid çevrelere hoşgbrüı davranmayı vlcdan özgürlüğüyle kanştırdığı hallerde tızücü olaylardan kurtulamıyoruz. Bilım adamlanmız, yakın tarihımızde Anayasaya ve devrim lere karşı bas kaldırmalan veya bu nıteliktekl hareketleri başhca ıki devrede toplarlar Kuvvetll devre, zayıt devre, diye tan 194Î e kadar olan yıllardır. Gerçi bu arada gerlcilik olaylarma hem de sıkça rasUanmıştır. Ama bu olaylar hep, karşı flklrlerin de ortaya konulması için lmkânlar açıldıkça, daha başka deyimle Atattlrfc partisine karşı partiler kuruldugu y.llan kovalamıştır. Terakklperver Cumhuriyet Partisi ve Serbest Cumhuriyet Partisi gıbl muhauî partilerın yaratugı ortaırüar gerici akımlar için elverişli fırsatlar sayılmıstır. Kuvvetli devre denen yıllar içinde en çok dikkate çarpan yıl da 1928 olmuştur. Bu tanhte Inönü ve 121 arkadaşının bır teklifıyle 1924 Anayasasında yer almıs bulunan «Devletin dini» hakkmdaki huküm kaldmlmıştır. Teklıfın gerekçesı «Llusal ı gercekle>>mesini sap İZMİT MÜLÂKATI îzmlt mülâkatı Mustafa Kemal in îstanbul basınıyU toplu halde yaptığı : ü temas olması toakımından çok önemlldlr. Blr UYGUN ORTAM Kuvvetll devre kısaca, tek parti devrl dediğımız, kuruluş cegi <n«"""' bellrtmistiT. 1945 yıü Türklye'da demokrasınin üçüncü denemesi olarak MilU KaUnnma Partlsi'nden bas layarak birçok mubalit partinin kurulduğu yıl olmuştur. Bunlann içlnde şüphe yok kl, en önemlisi 1950 den sonr» on yıl boyunca memleketta kaderlne hâkim olacak olan Demokrat Parti'dir. Bütün bu partUerin programlanna derinlemeslne gtrmeden denlıebillr kl, gelenekçi ve dinci fikirlerin slyasl hayatınuzın jüzune çıkmasına elverişU blr ortam hhjnrlamaya elvenşli hükümler vardır. Bu taktıklerin temel kaygusunun oy toplama olduğunu ayrıca belirtmeye lhtlyaç olmasa ge rektir. Gene denilebilir H, devrim partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi büe bu akımdan, bir rüsbette kendisini kurtaramamış, bılgill din adamlan yetıştırme gıbl gayelere dayanarak kapıda hafıl bir aralama yapmıstır. 1950 de ıktidara gelen Demokrat Partl ıse bu kapıyı nerdeyse ardına kadar açmıştır. «Halka malolan devrimler, malolmayan devrimler» îormülü içinde devrlmm kendi mantığı yerme pohtıkanın mantıgını oturtmustur. GERİGILUC Dr. ADNAN ADIVAR layan en iji devlet şeklioin lâik detnokratik Cumhuriyet olduğu, bu b?kımdan lâik devlet ilkesine ajkın fıkralann Anayasadan çıkanlması» seklındedır. Açılan kapıdan ilk gıren «gerl dönüş hareketi» arapça ezanı, daha sonralan nelerm kovaladıgı. tıcanilik, nurculuk, mezhepçılık gıbl akımların devrimler ülkesi Tılrkıye'de nasü yaraıar açnaış bulunduğu çok yakın gün lenn olaylarıdır ve halızalarda taptaze yaşamaktadırlar. Halide Edib Adıvar heyecanlı konuşmalanndan birini yaparken» 1961 Anayasası, memleketta çektığt bütün sıkıntüardan 8lınan dersler Uzerıne kurulmuş bır eser olarak lâiklik preisibini bütün genişliği ve devrımcl anlamıyla üstün blr hukuk kuralı yapmıştır. Evet yapmıştır... Yapmıştır ama sonra ne olmuştur? Günluk gazetelert okuyanlar için bunun cevabı raten hazırdır. Bır cümle ile bızım de kanaatimızi soylememız gerekırse, bu kuralın ustunden basılıp geçümış ve «Gericilik sokaklarda ve meydanlarda elîni kolunu sallaysrak kol gezmege» başlarruştır. Anayasa daha on yasıru bile doldurmadan .. Disi sond MODESTY BLAISE S ON MADDİ HAYAT Gene bu degişiklığin gerekçesine gore, dın ve devlet ayrılıgı d:nsızlığın desteklenmesı değıl, dırun yöneticıler elinde âlet olmaktan kurtarılmasıdır. Teklılınl savunurken înonü' nün MecUs kursüsunden soyledıği şu sözler de haylı dıkkat çekıcdır «Biz diyoruz ki, dinler vicdanlarda \e nıâbedlerde kalsın, maddi havat ve diinya işlerine karışmasın. Kanştırm*>yoruz. kanştırmayacasız.» ' ^ Oerici akımlara karşı zayıfdevre olarak mtelendırılen devre de 1945 de başlar Bılındığt iL'ere bu yıl, Cumhurbaşkanı tnonü, ıktidar partısıni denetleyecek muhaîefet partılerınin kurulabilmesi için mevcut engellen ka'dırmaya kararlı olduğunu belırtmiş, memleket işlerinın boylece daha iyi yjrütüle KÂĞITCI [KEMAL 22 Koca bıyıklı efelerle, bıçağından kan damlayan dayıların şaşkın bakışlan önünde zulalar basıluıış, afyon, esrar, sustai», B u r a soğüt ^tap»ra|j kânvalar falan toplamp eezaevi müd&ninün odasına yığıhvermişti. Bu kâdarla kalsâ gene iyi, a.mıştı makası eline, bilmem nereli, ne ağanın pırasayı hatırlatan bıyığmı doğyanvermış, sonra da jandarma komutanma emri vermışti: « Van Cezaevine. Yayan gidecek. Haydi marş» Bir başkası içm « Elâzığt, daha blr başkası için t Erzurum>, « Malatya», • Siırt», tHakkâri » Koğuş safi kulak, safi göz kesümis, büyük çjtçı Kemal ağanm koğuş başkoşesindeki pufla gibi yataklanna buyar edılen oturaklı adama bakıyor, adamın gerçek kimlıği üzerine fısıîdaşıyorlardı. Ne kadar fısıldaşırlarsa hsüdaşsınlar, herıf okkalıydı vesselâm. Kelle, kulak, kalıp, kıyafet .. Ayaklanndaki san Ukarpinlerin yurürken cızır cızır ötmesi, « Ben mahkum değıhm, ben okkalı adamım, ben validen, savcıdan, ağırceza reısınden bıle büylıküm!. diye sesleniyordu. • Amaaaan, ne olursa olsun. Ben bir mahkumurn. Ne yapacak bana > • O kadaaa'» « Battı bahk yan gider.^ « Esrartm yok, afyonum yok..» « Bıçak tabanca dersen..> « Hak getire. Onu efeler, ağalar, dayılar duşunsun!» « Düşünsiın ki düşıinsun..» « Fakat, Başgardtyan fena yaptı kâtibi. Hı?» « Yaptı ama, kâtıbin de elbet bır bildiğı var!> • Başgardmanı yabana mı atıyorsun?> • îkısinm de arkası dişli arkadaş. Boşver,.» « Tabıl yahu, it dişi domuz derisı...» « Yesin birbirini deyyuslar!» Büyük çiftçi Kemal ağanm meydancılan, yanl yatağmı serip kaldıran, yemeğıni psşırip önüne getiren, tuvalete ibriğini koşturup, havlu tutan üç adamı ortalıkta fırıldak gibi dönüyor, ağalannın kalıph mısafırleri onünde mahçup düşnıemesi için ellerınden geleni ardlarına komuyorlardı. Ağa'nm köyden getirttiği yuvarlak hamur tahtası bır çeşıt yeraek masası yerine kullanılmak için, yere serılen çulun üzerme konulmuş, ekmek dilimleomiş, teneke çatalla kaşıklar, su falan getirilmiyti. Bir başka meydancı ibrikle leğeni ko5turdu. Dikine dörtgen koğuşun kapısı yanındakl maltız uzerinde alesta bekleyen bol etli yemekse istim üzerindeydi. Üçüncü meydancı, ağayla misa firinin ellerini yıkamasmı bekliyordu. Önce Müfettişler müiettişi yıkadı ellerini, ka ba tüylü, iyi cins havluyla kuruladı; sonra ev tahibi. Butun koğuş onlara bakıyor, baktığınıys» belli etaıemeğe çahşıyordu. Yemek işleriyle uğraşan meydancı, et yemeginl tenceresiyle getirip sofraya koydu. Kemâl «ğ» kol laruu sıvamiî, kopardığı lokmayla hamleye hazırdı ama, müfettişler müfettışi: Bana bir tabak, dedi meydancılara. Meydancılar koşup çinko bir sahan getirdiler O, zerrece çekinme, misaiırlık numaralan yap maya luzum gormeden sahanını tepeleme doldurdu. Sonra: Huy, dedl. Elimde değil. Yemeğimi illâkl ayrı sahana almalıyım.. Bu, Kemâl ağaya birden baldızını hatırlatmif tt. Bizim baldız da tıpkı senin gibi, dedi. öldürsen bir kaptan yıyemez' Aynı kaptan yı>ecek kimselerden ığrenmek değıl benimkisı, kat'ıyyen. Dedığinız gibi huy. Ve atmağa başladı: Rahmetli bey babam, cennetmekân paşa dedem de böyleydıler. Kuçücuktum, dedem bızı dızme oturtur, ayrı kabımdan seve okşıya yedirirdi. Hattâ bir gün padişah, birlikte taam etmek arzusu iıhâr etmişler. Paşa dedemi o kadar sever lermış ki, illâ ajnı kaptan yiyehm buyurmuşlar da dedem bır türlü yanaşmamı; Nıhayet padışa hımızı efendimiz razı olmuşlar da ayrı kaplardan taam buyurulmus... Koğuş âdeta mest, sâdece dinliyordu. Oysa «kşam olmuç, yemeklerin yenme vaktı gelmış de geçiyordu bıle. Hiç kımsede hıç bir davranış yok tu. Doğrusu Kemâl ağa da, «Kalıph, kıyafetli» ml safiri de iyi lokma edıyorlardı. tkisi de, arkalann dan ath geliyormuşça'iina soîuk soluğa atıştırıyor lardı. Bu arada, Müfettişler mufettişı'nın aklından .Baldız» çıkmıyordu. Kemâl ağanın zaman zaman baldız lâfını açmasıysa onda umut kıvılcımlarının çakmasma vesıle oluvor, ağayı gittikçe daha çok sevıyordu Dcmek kadm da tıpkı kerdvsı aıbi ayrı kaplarda yiyordu'' Zâten. .Kalbden kalbe yol gi der« sözü yalan değil di §rahba Büyüklerden biri de « Aşk ummaktır'> gibi bir lâf etmiş; Müfettişler müfettişi bunu « Ask, ummaktan doğar'» biçimine sokmuştu ki, bunun gerçek pavı galiba daha çoktu Öyle ya, birinden hoşlanmakla iş bitm.yordu Sokakta kadın olsun. erkek olsun ytğtnla yabancı guzel görüyor. begeniyor, hattâ gidıp yakalamak, koliarının srasına almak. bpmek geçi0 yordu ıçinden insanm. Sonra Sonra yoîcu yoluna, köylü köyüne hesabı, bir daha karşılaştlmamak Ü7ere ayrılmıyordu. Aşk. gorup be§enmek, ummaktan doğsa, pek çok insanm, beğendığı ve herkese hemencik âşık oluvermesi gerekirdi. Pek daldm bacanak! Müfettişler müfettişi'nin yiireği hop etti «Ba. canakı mıydı? Böyle mi demişti? Gerçekten ıstiyor muydu bunu, yoksa sözün gelişi miydi? Valla bacanak, karşılığmı verdi. kafam çıfıt çarşısı. tnsan ne tuhaf? Kafastndan dı'l üncelerin bini bir para akar akar da birısi dürtuverır ne dü jündüğünü sonıverince de haürlıyamaz ne düşündüğünü.. (Arkam var) Mevlidi Şerif Bah a r ı n neş'e do1u renkll gunlennde, dışçi nın lâkaydlsıne kurban olup blzleri ebediyete kadar unutamayacağımız acılar içinde perişan eden çok kıymetli, sevgılı evlâdunız, hayatımız, canımız, bıncık kardeşım (NESRlN'imizin) eîîm kaybının 10 uncu senesı munasebetiyle melek ruhuna ithaien 24 Mayıs 1969 Cumartesi günü Kadücöy Osmanağa Câmiinde ikindi namazını mütaakip okunacak mevlidi şerıf ve hatim duasında bulunmağı arzu eden muhterem dost, akraba ve cümle ihvanın teşrıflerıni rica ederız. Annesi: Behire Hüdâioğln Kardeşi: Zerrin Hüdâioğln Babası: A\ ukat Hayrullah Hüdâioğlu Cumhuriyet • 6203 konuveresim:AYHANBAŞOĞLU tlİNTİKAM YEMİNİ MfllKHASSISI Dr. Kâmran Şenel laKsim 8ır»selvller C»a. ni/e Tel: «4 55 14 Heı tfio 1518 Alman Hast«nes1 T»nı Orta Dogu Teknik Üniversitesi Rektörlüğünden Oniversitemiztn muhtelJ bölümlerine Sekreter, Malüne Mühendisliği Bölümüne Teknlsyen almacaktır. Isteklılerin: SEKRETERLER: 1 îyi îngılizce bilmeleri, 2 Seri daktilo yazmaları, 3 Üniversıt.. veya kolej mezunu olnmlan, TEKNtSYEN; 1 Sanat Enstitüsti mezunu olmalan, 2 Askerliklerinl yapmaznış olanlann en az lkl yıl tecllU olmalan, şarttır SOGCK DEMİRCÎ KAYNAKÇI: Aranan şartlar: 1 Askerliğinl yapmış olmak, 2 Sanat Enstitüsü mezunu olanlann en az 3 yıl, plyasadan yetışmiş olanlann da en aı 5 yıl mesleklerinde çalışmış olmalan Müracaatçılann Onlversitemiz Personel Mlidürlü|ünden alac&klan müracaat formlarını doldurarak en geç 28/5/1969 ça^ şamba günil saat 17.00 ye kadar iade etmelen ve 30/5/1968 cuma günü saat 10.00 d« yapılaeak imtihanda hazır bulurunalan rlca olunur. (Basın: A. 935915736/6194) SATIŞ İ L Â N I Yün İpliği Fabrikası Satılacaklır 1 Bahkesir*in mutena bir semti Kumbaglar mevkii Izmlr Rsfaltı Ozerinde 5734 M2 arsa üzerinde kâin yfln lpligi labrikası teklif aima suretile satılacaktir. 2 Tesisler: 1 Trafo ve idare blnasr 2 Kamgh&rn sistemi yfln ipligi tesisi 3 Strygharn sistemi yün ıpliği tesisi 4 Muhavvile merkezi ve elektrık tesisatmdan mtJteaekJcildır 3 Makina ve tesisler için ayn teklif veriiebilir. 4 Taliplerin teklif vermek ve tesıslert görmek ıçın Bankamız gubesine tnüracaatlan hususu üân olunur. TtRKtTE tŞ BANKAS1 A Ş. Balıkeslr Şuhesl (Cumhurıyet 6205)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle