23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE DfiRT 20 Mayıs 1969 CUMHURİYET îrticaın en vahşi saldırısı: Menemen olayı Yıl 1930.. 18 Teramuz. Istanbul'da çıkan Vakıt gazetesının birinci sayfasında iri başlıklarla verilmiş bır haber vnr: «Erenköyünde bir dedikodu». îkuıcı başlık da şöyle : «Yüzlerce müridi olan bu esıarenfiz şeyh kimdir?» Yazı şcyle başlıyor : «Son zamanlarda bülün Erenköyü ve civarı halkının dilinde dikkat çekicisi bir dedikodu dolaşmaktadır. Beyaz bir konak etrafında toplanan bu dedikodular Emniyet Müdürlüğüne kadar aksetnistir. lenler oluyormuş.. Hediyelerini bırakıp siialarını alıp giderlermij.. CUMHURİYET DEVRİNDE İRTİCA OLAYl Çamlıklar arasında geçimini boylece düzene koyan kerametli şeyh, o yılın 22 Aralık günü Menemen'de geçen kanlı bir irtica olaymın ba? tertipçisi Erbilii Şeyh Esat admda biridır. Meşrutiyetten sonra Ist&nbula gelen şeyh bu koşkü 2000 liraytt sahn &lmıs. Erbil'den getirdıği eşeğini de satıp bir fayton edindikten sonra başlsmış ziyaretçi kabul etmege. Evi, uzaktan yakmdan gelenlerle, hele Cuma günleri dolup dolup boşalıyor. Genç Kubilây, yobaı bıçagı altında can verdikten sonra kurulan Örfi Harb Dıvanı, daha iltc soruşturmalarda nakjibendı şeyhi Esad'ın suçunu tesbıt etti, getirtti, fakat seyh hakettıgı karan bekleyemeden öldü. gitti» propagandası yapmış \e derviş Mehmet'lerin sahneye koyduğu faciamn senaryosunu h&zırladıktan sonra îstanbul'a, çamltklara çeküerek oyunun uygulanmasım beklemiştir. Kemâl Zeki GENCOSMAN di olan demokrasiye, halk egemenligi ilkesıne lâyık mı değıldi, yoksa daha zamanı mı gelmemişti? O günün bu sorusu daha sonraları da, hem de kaç kere dudaklarda dolaşıp duracaktır. Şeyh Sait isyanı bastırılmış, aradan beş yıl geçmiştir. Mustafa Kemal ınatçıdır, gerçek halk adamıdır, halka vadettığinı tutma karanndadır; demokrasiyi bir kere daha denemeye karar verir. îki yakm arkadaşı vardır Mustafa Kemal'in.. Fethi Bey (Okyar) ve İsmet Paşa. Ismet Paşa Başbakandır, en yakınıdır. Kurtuluş Savaşını ve bütün deiTimleri birlikte başarmışlardır. Sonsuz güveni vardır. Gazi, kurduğu parti olan CHP nin ve partisinin Başbakanı olan îsmet Paşa'nın karşısmda bir muhalefet partisinin mutlaka kurulmasmı ister. Kanaatıne göre, 1924 ün üzerinden hayli zaman geçmiş, ortam artık kıvamına gelmiştir. Bir mu halefet partisi kurulsun ki, memleket işleri tek taraflt Mare edilmesin, değışik görüşlerle eleştirılsin de... Serbest Fırka, bu koşuUar içinde 12 Ağustos 1930 da kurulmuştur. Çoğu Mu&tafa Kemal'in arzusu veya telluniyle CHP den birçok miUetvekili yeni kurulan partiye geçerler. Serbest Fırka teşkılâtlanmaya başlar ve çok geçrneden beklenmedik olaylar başgösterir. Devrim kanunlannın tedirgin ettiği bir bu>ük kitle bu kez de Serbest Fırka'mn bayrafı altmda hflrekete geçmişttr. Aslında degerli bir devlet adamı, ancak mizaç, yaratılış bakımından Mustafa Kemal ve Ismet Paşa gıbi atılgan, ilerici olmayan Fethi Bey, bir anüa kendısıni yeşil bayraklar arasmda ve omuzlarda bulur. Yeni partınin lidert gericüerin güveni ve ümıdi haline gelivermiştir. Açılrça görülüyor ki memleket bu sefer de Serbest Partinin getir diği muhalefet akımı içinde karanhk, tehlikeli bir yola sürüklen mektedir. Derviş Mehmet, bununla da kal maz: Kubilây'ın tâze kanmı halkm göıu bntinde içınek suretiyle bir bajka vahşet ömeği daha verir. Y» eyyühel müslimln, Halife Abdülmccit hudutta bekliyor. Ge linir hep beraber müslumanlığı kurtanlım, Başbakan İsmet Paşa olayın özelliklerini «hllâfetl geri getlrmek, şeriatı kurmak, Türk devrlminin getirdiği siyasi ve sosyal düzeni yıkmak» olarsk nitelendirmiftir. karşı gelerck şeriat Istemektedirler. Gerçekte ise menfaatlerini ksybetmişlerdir, onu istiyorlar» demiştirMemleketı çok derinden sars rruş olan bu ırtica olayı üzerine, Mustafa Kemal de şu bassağlığı mesajını yayınladı: «Menemen'de son defa vukna gelen irtica teşebbüsü sırasmda yedek subay Kubilây'ın vazife başında uğradığı »kıbettea Cumhuriyet Ordusuna başsağhğı dilerim. Hepimizin dikkatimlı hu me. seledeki vazifelerimizin icapl*rını hassasiyetle ve hakkiyle yerine getirmeğe yönelmistir. Büyük ordunun kahraman re genç subayı ve Curahuriyetin UlkUcfi öğretmenler kadronanun değerli uzvu Kubilây. temit kaniyle Cumhuriyetin haystiyetini tazelemiş ve kuvretlendirmiş olacaktır..» öyle de oldu. Genç şehıt Kubüay'm taz« kanı cumhuriyet. çi ve ilerict kusaklara bir f»dak&rlık ve vazife sembolü oldu Bugün Menemen'de büyüle bir tas arut yükseüyor, Kubilây adma... SERESERPE Elbette akla gelir: Bu adamlar bu cesareti nereden alırlardı, nası) sere serpe bu çeşit pro pagandalar yapabilir, tahrıklere girişebilirlerdı? Bunları kim korurdu? Hem de Atatürk, hem de tek parti zamanuıda... Lütfen Menemen olayının tarıhini hatırlayınız: 22 Aralık 1930.. Bu tarihten çok kısa bir zaman önce bir siyasî partı kendı kendisinl kapatmak luzumunu duymustur. Bu partinin aâı «Serbest Cumhuriyet Fırkası» dır. Ankara'da yeni devleti millet «gemenliği üstüne kuranlar, daha 1921 de Anayasanın oirinci roaddesinı bbylece koyanlar samimi idiler. Millet egernenliğinin gerçekleşmesini, yüzyıllarca sultanın köiesi gibi yasamış Türk halkının artık kendi kaderini kendi eliyle çizmesi prensıbini gerçekleştirmeyi gönülden istemışlerdi. Ama bunurt ılk denemesi «TerakkiperTer Cumhuriyet Fırkası», yarattığı ortamla adeta kolaylaştırdıgı Şeyh Sait isyanı yüzünden hayal kırıklığına sebep olmustu ve tapanlmıştı. Acaba Turkiye. insanların bulabildiği en güzel idare çeşi SIKIYÖNETİM Menemen ve dolaylannda sıkıyönetim ilân edilerek aynı günde Menemen. Manisa, Balıkesir ve Antalya'da yapılan tevkiflerin sayısı 2200'ü bulmuşturGenera! Muğlalı'nın başkanlı FEGİ SAHNE Bu dâvet de Derviş Mehmedindiı ve bütün bu feci sahneler yir GİZLİ Â İZLİ ÂYİN Söylenenler Erenköyünun ücra bir köşesinde, çamlıklar aracında saklı bir köşkte gizli ayinler yapıldıjh, giuıdüıleri de bu ibadethanede oturan ihtiyar bir şeyhin çocuk, kadın, erkek yüzlerce kişi tarafından liyaret edildiğidir. Gene anlatddıfına tBrf, bu beyaı konak yalnız rivann üeğii, çok daha genis bir böisede oturan halk içindekj cahillrrin, safdillerin nacarında ulvî bir tapınak sayılmakta, muhterera şeyh efendi bastaları iyileştiren, kayiplan bulnşturan kerametler sahibi bir evliya. bir ermiş olarak tanınmsktâdır.» Haber boylece uzayıp gidıyor. Tâ uzaklardan, Konya'dan, Adana'dan, ordan burdan da ge TEKKELER Bu adamı ve bu olayı burada hatırlatmaktan kastımız, bir devran kanunuyla kaldırılan tekke ve zavlyelerin ne çeşıt mıkroplara yuvalık etmis olduğunu belirtmek, bir yandan da dın uğruna cihada atılmıs olanların haktki çehrelerinl tanıtmaktır. Çünkü bu kerameti ken dınden rnenkul seyh de. ayakdası I.az tbrabim'le beraber Manisa çevresindeki köyleri aylarca tarayarak «Din elden HAZİN RASTUNTI Serbest Fırkayı kurmuî olanlar da vatanperver insanlardır. Partılerini kapatma kararını vermekten çekinmezler: Tarlh 18 Aralık 1930.. Belki hazin bir raslantı.. Anıa olaylarm akışına gore. Serbest Fırka programında yazı.ı olmasa da. lâıklik devrimi onun teşküâtınca kıyasıya yerilroiş, «elden gtden dini Serbest Fırkanın yeniden getireceği ternası pusuda fırsat gozetliyenler tarafından per\rasızca kuHanı'.mıştır. Çok partili hayat örleminin bu ikınci denemesi de yazık ki burada kapanır. Şimci tek parti ha yatı yeniden ba«lıyacak, 1945e. ye ni muhalıf partiler kuruluncaya kadar gürecektir. Burada kısa bir not olarak belirtmek iMedim: Serbest fırka denemesinde biraz daha sabırlı ve dayanıklı olunabilseydi demokrasiye geçişte hic olmazsa 15 yıl kazanılmış olacağmı İnönü'nün ağzından çok kere duymuşumdur. SERBEST FIRKA Gazi gene de ihtiyatı elden bırakmaz; düşundügü bu memleket hizmetini çok giivendigi Fethı Bey'den ister. YİNE SİNDİLER O yıllarda doğan erkek çocuklardan çoğunun auı «Knblliy» dır. Ve gerlciler, bir »üre lcln gene sindiler, köstebekler gibl 5» riinmez oldularNe zamana kadar? 1933 d« Bursa'daki kıyama kadar.. Gene bir sinme. derken 1935 de Siirt'in Kayıntar köyünde nakşi şeyhi Halit'in, kendisinl Mehdi ilân etmeslne, oğlu Abdülkuddus'ün aynı hevesle dağa çıkmasına. 1936 da Iskilıote Kayserlli Ahmet Kalaycıntn nakşl şeyhi olarak uluhiyet iddıalarına, kendisine tapılmasını istiyerek yaratmak istedigi olaylara kadar... Bunlar nispeten küçük hftdlselerdi. Oldukları yerde derhal •bast'.rıldılarGene smdiler.. Köstebekler gibi!. Ama kökleri olduğu gtbi durmakta idi. M0DE5TY BLAISE BU BB4IM U&\ İŞİMUE 'Ll DEVRLM ŞEHIDİ KLBILÂY mi dakika kadar sürmüştür. Yetişen jandarma kıt'ası isyancılain üzerine ateş açmış. Derviş Meh met'le iki arkadaşı bu çarpışma sırasında ölmüşlerdir. Sonradan yapüan incelemelerde olayın Nakşibendi hareketlerinin bir zinciri olduğu, tarikat şeyhlerinden yukarıda niteliklerinl saydığımız şeyh Esat'le Şeyn Halit ve Hoca Saffet'in idaresi altında hazırlanıp fından da sahneye laşılmıştır. Hukumet geniş bir bölgede der hal olağanüstü tedbirler almı§, ğmda kunılan örfi ıdare mahkemesi suçlulardan 28'lnln asılmasına, 46'sının da. çeşitli tıapis cezalanna çarpünlraasın» karar vermlştir. TBMM.'nin ! Ocak 1931 gün kü son derece heyecanlı oturumundft BaşbaKan İsmet Faşa olayı tarihtekl irtlca olaylanndan bin olarak tespit ettikten « m sif*srte Het Ittihaz eâm bütnn hareketlerin bir tekerrürü idi.» «Bu zavallılar â l l l t VAHŞİ SALDIRI Menemen olayı yakm tarihimiıde irücaın en vahşi saldırısı oldu. İstanbul'daki hazırlayıcı Nakşibendi şeyhi Esat'la arkadaşları Lâz tbrahimden başka, üçü olay yerinde öldüruîen b\rı de sonra asıtan ve hepsinin de adı Mehmet o l * caniler başhca elebaşı olarak görülüyorlardı. Mehmetlerin dördü de esrarkeşti. Bir hafta ön ce Manısa'dan çıkıp. yolda şurada burada ka'.arak. silâhlanarak, vanlarına bir de kıtmir dedikleri köpeğı katarak b:r sabah vakti Menemen'e gelir, doğru Müftü Camiine giderler. m, I f c l c s«ıeden Mri YAR/N: Bursa J6layı YEŞİL BAYRAK Aveneden nalıncı Hasan mih raptan yesil bayrağı indirir. Halk camıe gelmeğe başlayınca bunlardan giritli Derviş Mehmet Ku bilay'ın başını kesen bu heriftir onlara'• Ben mehdiyim. Sizi de dâvet ediyorum. Mehdiliiimin nisancsi olan kıtmir iştedir. dive kö peği gösterir. Beraber namaz kılarlar. Namazdan sonra cemaatl yeşil ba^rak altına çağırıt. Yetmis bin kişinin de arkadan gelmekte olduğunu söyler! Bir şaşkınhk içmde kalan halk bu herifin ve avanesinin ardmdan Hükümet Meydanına kadar giderler. Müftü Camünden alınan yeşıl bayrak bu meydana dikılir, Gözleri dönmüş esnrkeşler bay rağın etrafında zikre, dönüp dur mağa başlarlar. Manzarayı uzaktan gören bir jandarma işin kötüye gittiğini anlaymca koşup kumandanı çağırır. Ancak yüzbaşmin müdahalesi de kâr etmez. Dervi? Mehmet: KAĞITCI 20 Tabî sizin koğuşta kalacak? Tabi tabi.. Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa, bendenir emrinize âmâdeyim! . Estağfurullah» falan demeğe lüzum görme di. Tam tersi: Bir şey lâzım oiursa haber gönderirim! Buysa kâtibi çok sevindirdi. Şehirde adı çalkalanan, devlet tarafından «Müfetlişler müfettişi» olarak desiseyle yollanan bir adamla burun buru na oturuyordu. Akşam Adliye, Tapu kadastro, Nüfus'ta çalışan arkadaşlarını meyhanede bulacak, hayranlıkla sözünü ettikleri adamla karşıhk lı oturup konuştuğundan, ona kahve getirdığınden bahsedecek, arkadaşlarınm belki de kıskanç lığını jahlandıracaktı. Cezaevi Müdiirü izindeydi nasıl olsa. Izmden dönmesine vardı daha bir hafta. O zamana kadar adamla iyice içli dış.h olur, gözüne girerdi ki, şâyet Ankara'dan U'î teftiş için gönderildiyse. zamanı gelince kâtibin daha başka, daha önemli bir işe kayırümasında önayak olabiUrdi. Müfettişler müfettişi sıkılmış gibi birden ayaga kalktr. tşim bitti herhalde.. Bitti efendim, diye öne düstü kâtip. Koğuşa gidelim, istirahat buyurun.. Cezaevi avlusunun uğultulu kalabalığmdan geçerlerken tam bir «teftiş heyeti» oluvermişlerdi. Kâtip, önünde kavusuk elleriyle alabıldiğine saygılı sol önden gidiyordu. Çiftçi Kemâl ağa sağ ge riden. Onlann bu hâlini gören tutuklularsa yanlara açılıyor, yol verıyor, birbirlerine kaşlan gözleriyle kim olduğunu soruyorlardı. Hiç kimsenin bir şey büdiği yoktu. Kâtibin o biçim bir saygıy la yan yana yürüyüsüne bakılırsa «herif» irilerden de iri bir •kodaman»dı ama, ne kodamanı? Hâkim mi? Cezaevleri umum müfettişi mi? Yok Heey, noluyor? Ahır mı burası koğuş mu? Ikı meydancı güleşiyorlardı. Kâtibin sesiyla kendilerine gelerek suçlu suçlu ayrıldüar. Bu sırada Başgardiyan'la iki gardiyan da seğirtip gelmışlerdı. Başgardiyan öğle yemeğinden sonra basan rehaveti gidermek için odasmda uyurken aat diyanlar «Bir kodamanın geldiğini» haber vererek uyandsrmışlardı. Orta boylu, sıkı bir adamdı.. Kendisi oradayken, kâtibin tutuklulara çıkışması na içerlemişti Ne 0 Hıkmet efendi? dedi kâtibe. Bakıyorum gene koğuşlara inmişsiniz? Bundan önce hayli beceüeşmişlerdi kâtibin koğuşa inip irunemesi üzerine. Kâtibin görevi ka» lemdeydi Başgardiyanınsa cezaevinin her yerinde. Bir kâtip asla koğuşlara inemez, mahkumlara bağırıp çağıramazdı. Koğuşların âmiri Başgardiyandı! Itler gibi boğusuyorlar, dedi kâtip. Oldu bitti sinirlenip durduğu kâtibi bam telinden yakalamanın verdiği fırsattan faydalan* mak, hem de şu kelle kulak yerinde zâtın önünd» fiyakasını bozmak için: ltler gibi mi? diye sordu. lnsanlar ınsan gibi boguşuyor, itler de it gibi. Insanlara it diyemezsiniz. Buyrun, vazifenizin başma! Kâtip fena yakalanmış, kerli ferli zâtın önünde piyasası adamakıllı bozulmuştu. Beni koğuyor musun? Başgardiyan bir an «Müfettişler müfettişi'yl» gözgöze geldi. Adamın sempatiyle baktığını görünce gururu arttı. Demek görevini yapmış. taşı gediğine koymuştu Bu adamın kim. ne. necı olabileceğıni o anda düşünmedi bile. Bütün mesele, burnunun kılmdan yakaladığı kâtibin yuvasını iyice yapmaktı. Seni koğmak değil, kolundan tutup atmam lâzım aslında ama, neyse.. Ok yaydan fırlamıştı. Kâtip de salıverdi keçenin dört ucunu: Maşallah! Bakıyorum, mahkumlarla konuşur gibi konuşuyorsun? Elleri arkasında, üstüne yürüdü: Fazla konuşma, bas git vazıfenin taaşına, bir daha da gırme hapishane içine, marş! Ben bugüne bugün Müdür beyi temsil ediyorum.. Kim verrruş sana o yetkiyi? Git, infaz savcısına sor! Lüzum yok!.. (Arkasj var) •• • • • • • » • ! • • • • • •• Tifffany Jones TIFFANY JONES : AYHANBAŞOĞLU M JNTİKAM YEMİNİ HEZEYANLAR Sen bana kansamaum, ben Mehdiyim, ban» kurşun da iflemez, gibi abuk sabuk hezeyanlards bulunur. Kumandan işin gittikçe büyümekte olduğunu görünce der hal alaydan yardım istemeğe koşar. Beri yanda, meydanda Derviş Mehmet, etrafında gittikçe kalabalıklaşan halka, «Ankara Hükumetini devireceğini, Selim'i halife ilân edeceğini* sövlemekte ve halkı şapkalannı îhtilâstan on yıla hükümlü açıkgöz bir îstançıkararak kendlsiyle beraber bullu, çiftçi Kemâl ağayı kolundan tutarak, kim yeşil bayrağm etrafında zikTe olduğunu sordu. davet ^tmektedirKemâl ağa «Şimdi sırası mı • demek irteyeIşte askerl müfrezenln mürek kolunu hırsla çekmiş, bütün bunları görendahalesi tam bu sırada olmuşler üstelemekten kaçınmıslardı. tur. 24 yaşındaki ükokul öğretKâtip: meni, Menemen'de yedek su İşte koğuşunuz beyefendi dıye, harap bir bayhğını yapmakta olan genç ?~ tahta merdivenle çıknlan «Hatırhlar koğuşu»nu Kubilây bu müfrezenin komuta ' işaret etti. Sonra gene önden koşarak merdivenı mdır. Askerine süngü taktınr ve " bir hamlede çıktı, koğuş kapısında durdu, içeriye kendisi Derviş "Mehmed'ın karsı ... seslendi: sına dıkilır: Teslim ol . # KUBİLÂY Gözü dönmüş Derviş'in buna karşıhğı arkadaşı Şamdan Mehmed"e bir işareti olur. Kubilây bu canının bir kurşunuyla yaralanmış ve birkaç metre sonra yere yığılmıştır. Caniler yaralı gencin üstüne canavarca atılırlar, bin ka dar olduğu sonradan tesbit edilen halkın tekbir sesleri arasında tor balanndan çıkardıklan ağu testereli bir bağ bıçağıyla başını gövdesinden ayırırlar. Nakşibendi târikatınm bu gözü dönmüş, insanlıktan çıkmış dervışleri kanlar içindeki genç başı saçlarından tutarak halka gosterir. sonra da yeşi! bnvraBın direğine geçırırler. Bir igle de ıyıce bağlıyarai... İstanbul Jandarma Levâzım Amirliği Satınalma Komisyonu Başkanlığından Ibaıe Günü Saatı 3/6/1969 Sah n.ou Beyaz yuvarlak lâstik Uaki yuvarlak listik 3/6/1969 Sa!l u.00 1 Vukanda yazılı iki kalem giyecek maddesi kapalı zarf usuiü ıle satın ahnacaktır. Kv saf ve şartnamesi İstanbul va Ankara J. Satınalma Komisyonu Başkanlıklan ıle Ege J. Denb BSlge K.'lıgmda görülebllir. 2 îhalesi Demirkapı'daki Komlsyonda yapılacaktır. Tamamı bir ıstekliye verilebilecegı gibi lâstikler ayn ayn cinsler halınde ısteklilere de verilebılır. Taliplerin teklıf mektuplarını ihale saatıntîen bir saat evveline kadar Komisyona vermeleri şarttır. 3 Postada vaki gecikmeler kabul edilmet. C 1n sl Miktan 250000 M. 160000 M. Muhammen Bedeli Lira krş. 42^UU,0U 94.400,00 Geçicı l e m i n a t Lira krs. 3187,50 5970.00 CBasın : 15U82J 6102
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle