06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAI1İFE Nisan 1969 CTTMHURİYET iki şahsiyetlilik, ne bir noksan, ne de bir üstüplüktür. Fakat Menderes'te iki şahsiyetlilik, onun hayat ve kaderine her safhada ı nvga•nı vuran iki ayrı karakter halinde çelişti, A durdu... / MENDERES'in Yazan; DRAMI AYDEMIR firl 0* sarmas dolas re unm uzun vedalastıgı görulür. Uzak vilâyetten gelenler, bu zatın Mm olduğunu eski millet1957 seçimlerindekl sarsıntılı vekUinden sorarlar, Milletvekinetice üzerine Menderea, se U mınn k m n eder. Gerçi bu çimlerin kaybedildiği bir vilâyezatı tanınnştır. Bu Onemll mitln, gene seçlmde kaybeden saîir, önemsiz bir 4erginln »amilletvekinerinden en güvendihibidlr. Tabil bunu söylem«. gini çağırır, çöyle konusur: Arkadaşları ise ayaktadırlar. Vilâyet elden fittt. HalÇUnkü Hususi Kalem MUdürü boki oıaya muhtacut. Ştmdi lçeriye girmistir. Şimdl divet hemen uçağa atla, oraya edilebnirler. Kalem Müdürü dıkoş. tl Idare Kunün arkaşan çıkar. Fakat salondakllere daslaruu topla. Ne yaparsan verdigi haber baskadır: yap, kandır, cesaretlendir. Başvekil Beyefendl dı»«n Getirebildiklerini de hemen çıkacaktır, kimserl kabııl edeuçağa at, getir. Ama bir dameyecfklerdir... Mka gecftnıe. Gelinc«, ben Dâvetçi müşkUl durumdadır. VeHUer Heyetlnde Isem, ba Dâvet ettiklerini birtakım sözna haber * göndereceksin. lerle oyalamaya çalışır. LokanBen evimde nykuda bile oltalara götürur. Sinemalara dâaam, uyandıracaksın. Arkavet eder. Ama günlerce süren daslann da benim için, hepbütün çabalara ve Hususi Kasinin gdzlerinden öpeceksin. lemde bıktıncı beklemelere rağ Çabuk, sizi bekliyorum... men, Başvekili görmeleri kabil Dedlği yapıUr. Uçağa yetlşiolmaz. Nihayet gelenler, kırgın lir. Arkadaslar toplanır. Yalvaolarak vilâyetlerıne dönerler. rıp yakanhr. Hepsinin de Baş Ve davetçinin bana anlattığına vekil adına gözlerinden öpuliır. gore de, bütün o yol masraüaGerçi onlar kırgındırlar. Çunn , tabıi bu zatın cebinden çıkü seçimlerin kaybmda merkekar. Kendisinın Menderes'e ilk zi suçlu bulurlar. Ama iş tatlırastladığı zaman ise Menderes, ya bağlanüır. Ve ll Parti He olan biten bu işleri, sadece, o yeti bir uçağa bındirilir. Ankaher zamanki tatlı tebessümü raya uçulur... Ve tabü derhal ile geçıştınr .. Başvekâlete koşulur. Başveküin Binbir hikâye arasmdan buHususi Kalem Müdürunün onu, sadece ve karakterstik bir dasına vanhr. Oda hınca hınçmisal olarak seçtim. tır. Bekleyen Vekiller bile varHülâsa, iki Menderes vardı. dır. Ama Hususi Kalem MüBiri iyi niyetli, fakat biraz kadürüne, Başvekilin öz«l ve müsyıtsız bir insan. Hem kendıne. tacel emri bıldırüir. Ama Baş hem başkalarırta karşı biraz vekıl meşguldur. önemli bir lâübali. Sözüne pek güvenilmemisafiri vardır. Ne çare bekleyen hercâi biri. nilır. Ama Başvekilin meşguliDevlet görevlerinden gelmediyeti, belki iki saat sürer. Nihaği için, devlet hesaplarına, neyet kapı açılır. Ve kapırun ağselâ örtülü ödenek işlerine karzında Başvekilin, önemli misaşı dıkkatsiz ve kayıtsız. Kanunlara, şekillere karşı da biraz lâkayt.. Yassıada'da bir türlü açılamayan Menderes, küçük Menderes'tır. Gerçi çıkışı, müdafaası ınsıcamlıdır. Ama hâkimlere karşı konuşan, 10 yıluı kahramanı değıldır. Mendeses'in Evet, İki Adnan Mendere» var. Daha doğrusu, birt büyük, diğeri küçük iki Adnan. Menderes.. Menderes'in iç alemınde, ruh yapısında, birbirlerinden ayn, birbirleriyle boğuşan iki Adnan Menderes.. Bunlann rasan biri, bazan diğeri galip gelır. Bazan bıri, bazan dıgerı konuşurdu. Eğer bız Menderes'i bu çelişmeli hüviyeti üe almazaak, herhangi bir dâvada, karar veren kimdır, konuşan hangi Menderes'tır, anlayaraayız.. Tek şahsıyetlilık zaten pek görülmez. Hepimiz iç âlemimizde, binbir çesıt ilcâlar, insiyaklar, eğilimlerle haşır neşir oluruz. Ve ruh yapımızdaki bu çeşitlilikte, yalıuz bızim değil, belki de bütün atalanmızm etkıleri, kalıntıları vardır. Ama, eğer bu çeşitli şahsiyetlerimiz, bir âhenk, bir muvasene içinde kaynasmazlarsa, o zaman bırtakım karakter çelişmeleri bizi, «"n«" fjnnan etklleri aitında bulundurur. Yarü bazan çu, bazan da bu sahsiyetimirin etldsi fcltmda. kalabtliriz. Menderes't» üd şahsiyetlilik, bartz olarak göze çarpar. Bazan romantık, bazan asırt realist, bazan kendinl bütünU ile veren, bazan h e r c â i, bazan sozurıün eri, bazan sözüne güvenılmeyen insan.. Hülâsa, en basıt cepheleri ile aldığımız bu karakter çelişmelerint, yatanlan, en büyuk dâvalara kadar jötürürler. Hattâ bu onun, aşklannda. bile bdyle görünüyor. ömürboyu bir s&dakat vaadinin, gece giindüz titreyen bir kalb baglılığının, kendini gene bütünU ıle verişln, hülâsa, roraantik bir gönül bağlılığım zirveye vardıran misallerin, hatıralarra yanında, bütün bunlan iterek, askı bile ticaret metâı haline getiren yaratıklara, aynı hızla Iniş... Menderes'in büyük saydığımız yonelişîerine daha aşağıda boe Mr taaeal olarak ahyorum. Bir kıçük hikiye kişiligindeki çelişmelet... değineceğiz. Ama erreU kuçllk Menderes'ın bazı küçük zaafları üstünde duralım. Menderes' İn birçok yakınlan onun, »öslerine pek bağlı kalmadıgında mutabık gıbıdirler. Ama şunu da kaydederler ki, bu söze bağlı kalmayışında, bir ard düşünce yoktur. Anlatüanlara göre hattâ, Menderes bu halinin pek farkmda da degıldir. Bir yere «Şimdi gçliyorum» diye telefon eder, ama gelmez. Birilerine, «Beni rilin aaatte beUeyin» diye haber gönderir, ama »özunU unutur. Ancak bütün bunlar çevresinde, etkilerini binktırmiştir. Menderes hakkında ve bu gtinlük hayatında «MeodeICS'İB sözüne pek güvenilmez» sözü, öyle görulüyor ki, çok yaygındır. Hattâ bu söîünu unutmak, sözüne güvenilmemek, bazan siyasi hayatında da garip mis&ller vermiştir. Mesela aşağıdakl hikâyeyi ben, onun kahramanından dinlemlşimdir. Bu konuda birçok misallerden, MENDERES BAZ1 BAZI BULVŞACAGl ÎNSANLARI VNCTÜRDCgibl görmesidir. Oynadığı ipin üstünde gerçi tek'ti ama, bu ipın altuıda, kanunlar, kayıtlar, formaliteler ve hepsinden fazia olarak da, teşkilâtı ile değılse bile, şartları üe ıhtilâle gıden bir ortamın sorumluluklan, kucaklarını açmış bu ipteki hünerbazın, düşüsünü bekliyorlardı. Kendine alkış tutan, kendini putlaştıran kalabalıkları her şey sanması ise, büyük şahsıyetinden defü, küçük şahsiyetınden gelen bir gaflettî. Atatürk 1927 de ve Cumhuriyetten sonra ilk defa îstanbul'a gıderken, karalan. denizleri saran kalabalıklar için Hamdullah Suphi'ye: « Bu gördüğün kalabalık. gün gelir, insanı Hnç etmek için de böyle toplanabilir, onun sevgisüıe de, nefretine de fazla güvenilmez» diyebilmiştir. Çünkü Mustafa Kemal, insanı ve kalabalıkları daha iyi ve daha' yakından taMustafa Kemal, kalabalıklara teslim olan değıl, onlara kumanda eden adamdı. Ama ne var ki, Menderes, kendini veren, kendini bütünü ile veren insandı. Ne kadar hercâi olsa da bu veris, onun asli vasınanndan biridir. Kendini vermek ve kendini verdiği duygulara, heveslere, işlere inanmak, onun hiçbir zaman değişmeyen çocugumsu ruhunun da bir halidır. Zaten bu karakter çelismeleri, bu öd vey» daha ziyade şahsiyetlilik, onun biraz da, bu daima sinde kalan çocukluğunun bir belirtisl degü mıdır? Hülâsa, Menderes, bilhassa ruh yapısı bakımından, hem bir fenomen, hem bir problenv dır. Yarın yakınlan onun bu t» rafını, elbette daha iyi anlatacaklardır. Simdi biz asağıda onun, hayv tın'n en büyük hatası sandığım bir ruh hali üstünde duralım.» r Yozoır YARIN : . En büyük hatası Di$i Bond MODESTY ELISABETH S. HOLDING NlHfiL TEGINOBKU Bir de Büyük Menderes vardı... Fakat bir de Büyük Menderes 'Nar. Evvelâ kendi kendini yapan, yetiştiren, sonra da bu benligır.i, yükselme ihtirası, şef olmak, lider olmak vasfı, büyük hedeller ve beklenmeyen bir mücadele potansiyeli ile susleyen bir insan.. Ben bu Menderes in iktidar süresince en önemli vasfım, büyük rakamlardan korkmarnak, büyülc inşa kararlarından korkmamak, karaktermde bulurum. Halbuki b'/de, büyük rakamlardan. büyuk Lnşa kararlarından, daima korkuimuştur. Toprağın uyandırılısı, sulara hakim oluş. altyapıda şasırtıcı realizasyonlar. sanavileşmede hızlı gelışmeler ve inşacı bir Ihtirasm bütün kararlarına hâkım oluşu, bizde pek alışılmış şeyler degildi. Gerçi bütün bunlarda. çarklann birbirlerlne çarptığı ve bizim bu yazüarımızda da değindigimız çeşitli çelişmeler vardır Ama elinds bu inşa bayraklan ile halka yönelip halkın sevgilısı olduğunu gormemek bir haksızlık olur. Bi7im yakm tarihimizde, sözün genel mânası ile, halk adamı odur Eğer Devlet kanalından gelseydi, eğer kanunların, kayıtlarvn, hesaplann Devlet mekanizmasındaki titiz mânalannı bilseydi, hatalan daha az elur muydu? Belki evet Ama karar gucü de avnı kalır mıydı? Sanıyorum ki, hayır' Bence en büyük şanssızlığı, çok partili bir rejımde kendısıni, tek adam Çevıren: 26 Sibil. •Araa Charlie Chauverney Elly'yi seviyordu» diye cevap verdi. «Haberin yok muydu Elly de onu seviyordu. Evlenmek isüyorlardı> '«Bak . sen de geçtni» sigastyla konıı?uyor. gım seviyordu, isüyordu, diye. Demek ki geçmişte kaldı her şey. Chauverney öldü.» «John sen sahiden cıldırmıssın! Bizleri n« aanıyorsun »en? Adam öldürüp tarlaya ^ömen bir aîle miyiz biz? Çhauvtrney ölmüyol» aeden sakhyaytm senden?» <»*~ Genç adam elini alnından geçirdi. Ne düjün» ceğini kendi de bilemiyordu. «Hastane somşturma yapacak «lbeb dedi. «G« mi kumpanyası da öyle.» Sibil. «Biliyorum» dedi. «Ep*y kıyamet kopa cak. Bari sen anlayi} göster.» • Nasü anlayış gösterebilirim bu durumda? Can çckişen bir adamı apartopar kapı dısan etm«k'. Peki, Doktor Ponievski'nin çağırdığı cankurtaran ne oldu?» cEric yukarı çıkar çıkroaz ben telefonu açtım ve can kurtarana ihtiyacıınız olmadığını söyledim. Gerekirse daha fazlasını da yapanm, John. îskandal çıkmasm diye, dedikodu olmasın diy» yapmıyacağım yoktur benim. Sana söylemiştiın: dünyada tek korktuğum »ey garete ve garetecilerdir. diye.» «Gene de begenmedim bu yaptığını.» •Hayat bu, John. Bazan gözünü kapayıp, ya AUah diyerek yapacaksm gerekli »eyi çirkin ve tehlikeli bir ij de olsa. Başka türlü «1de edernez»in istediğini.» Killian acı acı gülerek, «Mükemmel bir hayat felsefesi» dedi. «Inşallah bir aksilik olmaz, Sibil.» Sibil dislerini kısarak. «Aksilik filan olmaya cak» diye cevap verdi. «Yalnız sen biraz lâf anla mağa ve mâkul olmağa çah?.» Ve Sibil böyle diyerek dı»an çıktı, kapıyı ardından kapadı. Evet en önemli jey, hiç biri mâkul olmayan bu bir sürü olay arasında mikuî olabümekti. Sibil belki de doğruyu söylüyordu. Eğer Chauverney'i Elly alıp götürmüşse ijler yolunda demekti. Killian Elly'ye kayıtsız şartsız güvenebilirdi. Belki de Chauverney sahîden intihar etmişti de başka bir iş yoktu işin içinde. întihar etmis. ve sonra da, birçok intihar edenler gibi pişman olarak doktor Ponievski'yi aramağa çıkmıştı. Evet, akla yakm geliyordu bu. Killian yıkandı, giyındi. Pazar sabahıydı bu sabah. Bu akşam Ne\v York'a donüyordu. Peki ama, JoceljTi ne olacaktı? Jocelyn'ı burda bırakıp gidebüır mıydi? En iyisi onu da a!ıp götürmek. Ama nereye? Sonra. ya Jocelyn yola çıkamı yacak kadar hastaysa? «Neyse> dedi kendi kendıne, «Önce Jocelyn'le bir görüş«yim. sonra karar i'eririm. Belki de beraber karar verirız madem ki evleneceğiz.» Kapıya vuruldu. Killian, «Girin!» diye seslendi ve Harriet girdi içeri. Ki remit rengı, pırıl pınl. derli toplu bir esvap giymişti Saçının kumralı bu sefer de kızıla çalar gibıydi. «John seni bir denir gezintisine dâvet etmeğe geldim. Bizim motore binelim de hem kahvaltı edelim. hem de biraz deniz havası alalım.ı •Yok, mersi. Ben evde kalıp doktorun gelmesini bekliyeceğim.» Harriet, «Doktor gelmezden önce sana söylemem gereken bir şey var» dedi. «O gelinceye kadar biz çoktan dönmü? oluruz. Bilmen gereken 5eyler var, John.» Gene adam âdeta ürküntüyle, «İyi haber olmasa gerek » dedi. «Hayır. Oldukca berbat bir haber, dostura.» «Söylemesen olmaz mı » «Ergeç öğreneceksin. Pattadak sürpriz olma »ındansa, ben anlatayım, daha iyi, diye dü|öftdum. Ama gene sen bilirsin.» Ciddl, tabü, boyasuı ama kendinden renkli, pırıl pırıl bir kız, Aydınlık bir genç kız. Killian, «Pekâlâ» dedi. «Gidelim.» >•;:;•: £ S E K İ Z l N C t BÖLÜM Terasm önünde bir araba bekliyordu. Bindller. Killian: •Aniat bakalım» dedi. •Denjze acılana kadar b«kle.» yaptığına.» . • Maskarahğı bırak, John. Bu «ten benim levli mi aldığımı sanıyorsun yâni?» «Neden yapıyorsun öyleyse?» «Mecburum da ondan.» • tnsaniyet adına. öyle mi? Acı fakat gerçek neşter yarası. filân falan.» Harriçt: «Sus be'» dedi ve Killian gülâü. Tatlıydı bu kız. Hayat dohı. genç. aydmlık. Esrarsız. Sırım gıbi, san renkli bir kediyı andırıyordu bu sabah. «Kaç vaşındasın sen Harriet?» «Yirmı iki.» •Benden bir yaş küçüksün.» Ve Jocebn'den üç yaş büyük. Ama Jocelyn'in yajı yok. Hem gsnc. hem de dağlar kadar ıhtiyar o. Den'7 perıleri gıbi. Yaşı filân yok onun Ama bu Harriet, tam mânâsiyle genç kız. Genç, tâze, aydınlık. «Üniversiteye mi gidiyorsun, Harriet?» «Yok. çahşıyorum. Öğretmenim.» «Ne o§rctıyorsun?» «Resım hocasıyım.» «A>nı zsmpnda ressamsın öyleyse » «Evet. henüz krsfedilmemiş bir dahi.» Killian gene güldü. İç açan bir şey vardı bu kızda tipınde. sesinde. sozlerinde Arabayı da ne p;İ7Pİ idare ediyordu, hem pratık ve rahat hem de zâ'f. «Seni beğendim, Harriet Lamb.« derti genç adam. «Ben de «cni beğendim. John Killian » Dünyada h : ç dertleri, hıc tasaları yokmuş gibi kahkahalarla güîdüler Sonra Harnet kenarı riik, ksyalık vamaçlı bir yola faptı, uçnrum gibi. V» ucurumdan geçer gezmez deniî kemrına var riılar. Kumsa'da hirkaç balıkçı kulühesi, bir küçük i?kele, sandallar ve sandaüarın arasında son deırce şık, san beyaz boyalı. lâcıvert tentelı bir motor Harriet arabsnm kapi'inı k,»n3rk?n motüriın kamarajm'lan bir adam çıVtı İ<;kelpve ailadı v» otomob'le doSrtı yr,r ırlü. Jr; keT>ikli. kocsrnan bir ad?m, gnneş'en tunç renginde \an1n.5 San saçlanm btrsz U7imca bırakıp vsndan avınnıçtı ve san bir kavtpn bıvieı vardı Sırtında sömlek. Başında bir denizci kasketi. Fazla parlak mavi gözler. Harriet, «Günaydın. Kaptan» dedi. Adam elini ka";ketinin siperine götürerek, «Güna\dın» dedi. Miss Jocelyn nerde?» «Mışıl mışıl uyuyor. Sana Mr Killian'ı getirdim, Kaptan.» «Buyrun. Mr. Killian, hos geldiniz.» Arka güvertede hasır koltuklar ve bir mas* vardı. Harriet'le Külian buraya oturdular ve kaptan onlara nefis bir kahvaltı sundu: Kahve, kızaf miî ekmek. domuz pastirm.isıyla y\ım\ır'a ve kavun... Kınse konuşmuyordu Kaptan yiyecekleri masanm Ü7erine bıraktıkian sor.ra, «Çok zaman var Mi«s •locplvn'i görmedim» dedi. «Bir çün onu Kuzy Kutbuna kaçıracağıtn ben.» Harriet. .Hepimiz btı ümMe yasıyoruz, Kaptan» diye guldü. Ama gözlerinin içi ciddiydi. (Arkaın ear) ^İii J t i n bu Tifffony TIFFANY JONES Kota 262263 Tahsisleri alınır. Skantür Otomobil Ticareti Tel: 48 26 94 (llâncılık: 2082) 3813 İNTİKÂM YEMiMi 4K.IMTIVA KAPU^MIf USL ••••••••••••••»•••••• <> U «I H I II K tîarık L Kıruakan i • J • ü e n Saç ve Zöhrev» Ha<tahhian MMtffıa»»ı<ı Istiklâl Cad Parmakkapı <\ No. 66 Tel: 44 10 73 T •••••••••••••••••»••• UAHİÜYK Dr. Kâmran Şenel l'aksln »ırssrlvtler Csd 111'6 1>1 «4 55 14 Het gflo 1518 Alman Ha«t4inf«1 vtni ZAYt 004159 Nolu san basın kartımı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hütonü yoktur, Hikmet ÇETİNKATA (Cumhuriyet: 3852) Beyoğlu Giheti Muvakkat Gaz İşletmesinden: 1 Poligon havagazı farjrikasmda istihsâl olunan takriben 4 000 ton curuf ile 500 ton curui külu pazarlıkla satılacaktır. 2 Curufun muhammen bedeli 64,000. TL. sı curuf külünön ise 3.000 TL. sı olup geçici teminat % 7 dir. 3 Bu işe ait çartnameler Beyoğlu îpek sokak 2 numarada kftin îşletme ümum Müdürlük veznesinden bedelsiz olarak temin edilir. 4 Pazarlık 14.4.1969 Pazartesi günö saat 15.30 da ümum Mödürlük Odasında yapılacaktır. (Basın: 13263/3R2B1 İskenderun Demir ve Çelik Fabrikaları Miessesesî Miidnrlü^ünden1. Açagıda vasıflan belirtilen teknik elemanlara Ihtiyaç vardır. İsteklüerin Konur Sokak 53/6, Ankara adresine şahsen veya yazıyla müracaatlan rica olunur. 1 Elektrik Y. Möhendisi veya Mühendisi. Yüksek gerilımde tecrübesi olan 2 Elektrik Y Mühendısi veya Mühendisi. Dahill tesisat işlerinde tecrübesi olan. 3 Makina Y. MüHendisi veya Mühendisi Isıtma ve havalandırrna işlerinde ttrrübeRv olan. {.Basın; A, 7347 132SM/3827)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle