Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFE DORT 14 Mart 1969 CUMHURİYET Eğer 1945 vıhnda, Hükunteiin Toprak Reformu Tasarısı yıirüvüp de, kamuJaştınlacak biıtıin topraklan lTüLunıet râyiç fiyatına, pesiu para veya o değerdeki bonölarla aJsajdı, bu malî ameliye pekâlâ başürılabilirdi. Çünkü bu A giin altm değerinde olan topraklarm râyici, u f zaman «fıra yakuıdı... * MENDERES'in Yazan: AYDEMIR Cavjt Oral o günlerde reforma karşı çıkmıştı. (Fotofraf: Cumhuriyet Arşlvl) Difii Bond MODESTY BLAISE I V I q | g C O Q O g İ M [fconuve resim: AYHANİAŞOĞLU | JNTİKAM YEMİNİ metini yitirmiş demektir. Bu Köylüyü Topraklandırma Kanununda da işte bu istikametHukümetten gelen «Kdylüyü te gelisiyordu. Tasanya KoTopraklandırma Kanunu Tamisyonda ve Mecliste karşı çı sarısı» Mecliste, 32 kişilik bir kan uç büyük çiftçiden, yani Karma Komisyona havale ea'ilmucadelenin üç liderinden üçu, di.'Menderes, bu Komis'yonua ayrı istikamette mücactele eMazbata Muharriri oldu. Ko • diyorlardı: Cavit Oral, Toprak misyon tartışmalan 1945 ŞubaReformu hareketini, bir nevi tı içinde başladı. Üç ay sürd"ü. bilimsel açıdan ele alarak elesVe daha ilk adımda anlaşıldı Menderes, Hükumetin Retıriyordu. Emsaller zikredıki, bu Komisyonda Hükümet form Tasarısma karşı çıkan yordu. Tarihi şartları araştırıazınlıktadır! Yani Köylüyu Topbüyuk çiftçiler safınrfa ve bu yordu. Ama sonunda, Toprak raklandırma Komisyonu çoğun konuda mucadeleyi yüruten üç Reformunun karsısına çıkıluğu, daha bu tartışma safhaönderden biriydi. Bu önderler yordu. Emin Sazak, tipik bır sında bi]e, Hiikümetin ve bu şunlardır: Çukurovadan Caköy ağasıydı ve köy ağası diTasannın aleyhindedir.. vit Oral, Eskişehirden Emin li ile konuşuyordu: Bu kanuMenderes'in Parlâmento ha Sazak ve Egeden Adnan Menna ne lüzum vardı? İşte her deres. Mücadele daha Komi1;yatında, tek denebılecek akşey tıkırmda gidiyordu! Aga, yon safhasmda ve Hukümet tif müeaaele safhası, işte bu köylüye lâzımdı! Sırasında Tasarısı aleyhine cereyan alKomsiyonda ve aynı kanunun köylünün kızını everecek, sımıştı. Büyük çiftçiler ağır baMeclis müzakereleri safhasında rasında öküzü ttene, öküz asıyorlardı. Eğer înönü'nün do olmuştur. Menderes bu münalacaktı Bu cfüzende değistirilaylı ve Başvekil Saraçoğlu'kaşalartfa, Köylüyü Topraklecek hiçbir şey yoktu! Hem nun açık ve direkt etkilerı olJandırma Kanununun Hüküde bunu değistirenler, kıyame masaydı, Meclise gelecek Enmet Tasansına karşı cephe alte kadar milletin elini yakaladı. Ve sonuna kadar bu Tasa cümen Tasarısı ile, Hükümerında bulacakîardı. rıya karşı savaştı. Ve Tasan tin ilk Tasarısı arasında hiç Menderes'e gelince, ona göbir münasebet bulunmayacak nın, yukandan gelen telkinler re bu kanun faşist bir kanun tı. Zaten münasebet kalmave Hükumetin direnisi ile du. Nazist bir kanundu. Onun Meclis'te ll/VI/1945'te kabul edi mıştı da... için aleyhinde bulunuyortfu. Jip 4753 numaralı Kanun olaHer Tasarı kanunlasmadan Ana hatları ile şöyle konuşurak çıkmasından bir gün ön önce elbette ki tadil görecek. yordu: ce de. Komisyon Mazbata Mutir. Her Tasannın ameli olan Toprak mülJdyetinde arharnrhğinden istifa etti. Ave olmayan taraflan vardır. tık, en kiiçük emniyet kalmaçık, mücadeleci ve nümayişArr.a her Tasarıda bir asli gayacaktır. Zirai Reform allınkâr bir Meclis konusması ile ye vardır ki, o gaye kaybolda siz, daha bir çok yıllar ayrıldı. Bu ayrılış onun, C.H.P. duğu zaman, kanun asli hikzati istihsal şekline mabkum bir dfizeni, bir nixamı müdafaa ediyorsunuz. Halbnld kiiçük işletmeye gftmek değil. kfiçiik işletmelrri birlestirfrek, büyük, kollektif ı> letmelere geçınek, hatta farz dır.» Menderes bu kollektif işletmenin. mülkiyette mi kollektif, yoksa ışletmede mi kollektif olacağını pek tasrih etmiyordu. Amafcastedilen,elbette ki, mülkiyette degil, işletmede birleşme idi. Ve bu soa şekil, Înönü'nün 1937 sonlannda savunduğu kombinalar sistemine pek bensiyordu.. Sonra Menderes karçısındakileri, buyük kutlelerin adına konuşur olmakla, bu yoldan bir oy avantajı sajlamak , la da fthâm eâijforîîu." Hulasa büyük çiltçüik ve büyülc "top » rak sahipligi korunmalıyd2.,. Encümende işler Hükümet aleyhine gelişince, Hükümet Tasansını savunanlar, bir 17. madde tadili hazırlamışlardı (1). Son Juyamet de bu maddenin üstünde kopuyordu. Bunun tanzimci ve savunucusu, Menderes'in eski ve yakm arkadaşı Alâattin Tiritoğlu oldu. tki arkadaş bu, mücadelede, iki kutup olarak cephe aldjlar. Yuktnlardan des tek gören lcuvvetli bir kulıs faaliyeti ile, bu mauddei madde 330 Meclis üyesine fiilen imzalatılmıştı. Gerçi Menderes de aleyhte oy toplama işine girdi. Fakat tadili kabul edenler, çoğunluktaydı. Ve söylendigine gö re İnönü: Bu kanunu kabul etmeyen parti, benım parti değıldîr, ÜİİÜ' diyordu... Bu maddeve gBre çiftçflik, ma selâ Orta Anadoluda ancak 500 dönüme kadar çıkan bir orta çıftçilik sınırında donduruluyor du. Ege gibi entansif ziraat böl gelerinde 50 dönüme kadar iniyordu. Bu esaslar rasyonel miydı? Bu konuda tabii çok şeyler söylenebılir. Bu toprakiarm miras yolu ile de parçalanacağı ve eğer miras hukukunda değişikliklere gidilirse, bu sefer mirastan mahrum kalacak kardeşlerin birbirlerini yiyecekleri. Anadolu için elbette ki bir gerçektir. Ama memleketin bir Toprak Reformuna muhtaç olduğu da aynca bir gerçekti. Ve bu konuda Emin Sazaklar, hiç bir ıslah tedbın getirmiyorlardj.. Ne ise ağır suçlamalar ve tartışmalardan sonra tasarı, 17. rauaddel madde ile kanunlastı. Yani Toprak Reformu Kanunu çıkmıştı! Fakat sonra? Sonrası su ki, bu kanun tatbik mevkiine konulmadı. Daha sonra da bu kanun, fiilen reform mahiyetınden uzaklastırıldı... Bir toprak reformunun hikâyesi den aynlışının da .fiilen ilk adımı demekti... Daha o'oğrusu bu ayrılış, onun siyasi hayatında, hem bır son, hem bir başlangıç oldu... Menderes ne isfiyordu? sona «rdi. Ve yeni hayatı böyle başladı. Bu reform çabalannın, genışlemesıne ve derinlemesine işlenmesi, doğru ve yanlış paylarının araştırılması, bugünkü ve yarın ki Sosyal Ekonomı uzmanlarınm ve Politikacıların araştıracakları, işlenmemiş bir saha olarak kalmaktadır... *** 1945'te çıkan 4753 sayjlı kanun ustünde çok şeyler söylenebileceğini tekrar belirtelim. Ama bu Kanunun, muhakka!: kı Idealist bir yonu vardı. Ve bu havayı bir daha bulmak için, çok şeylerin deği?mesı icabedecektır. Fakat geçerken şu kadarını kaydedelim ki, eğer o devrede Topraklar kamulaştınlsaydı, bu kamulaştırılan topraklan, hatta râyiç fiyatma gdre ve peşın para ile de almaya gidilse, bu buyük bir kulfet olmayacaktı. Ve bunu cfüzenleyecefc Malî ameliyeyi yürütmek, kabilai. Çunkü kamulajacak topraklann rayıç iiyatı sıfıra yakandı. Bazı misaller verelim: Men deres kendi bir kısım topraklarını köylüye, hem de bu yıllarda dönümü 10 lira üzerinden ve vadeli olarak satmıştı. Fakat vadesiz fiyat daha da duşüktü. Aydın büyük çiftçilerinden Halim Bey, hem de Menderes vadisindeki Bürücek Çiftlıgini, cönümü 7^ lira üzerınden almıştı. Soke Ovasında toprağın donümü 45 lira arasındaydı. Meselâ 1934'te Sökede, Doğan Bey nahiyesi. At Burgaz bölgesinde toprağın donumü 34 lira üzerinden muamele görmüstü. Hatta gene bu bölgede, donümü 2.50 ile 3C ) .K lira arasında, fakat 68 sene vâde ile toprak satıjlan olmuştu. Cukurova'da da vazivet buna , benzerdi. Meselâ SeyhanCe\han arasındaki duz, bereketli toprakların Şeker Kamışı zıraatına tahsisi için çahşıldıçı 19401945 yıllarıneTa ve vazife c.olayısıyle yaptığıra mnhaliı incelemelerde, sahiplerinin beher dönüm için istediği en yüksek fiyat, dönümüne 60 liraydı. Yani 1000 dönümü 60.000 lira ! Ve bu fiyatı, kendileri de yük sek buluyorlardı. Şimdı Ege'de, meselâ az evvel fiyatlanm verdığim sahalarda. 400 mıshna kadar varan fiyat farkiarına rastlanır... Sanıyorum ki 1945'te Halk Partisı, yalnız iktidarı değil, Toprak Refurmu dâvası bakımından, büyuk bir sansı da kaybetmiştir... (1) Ş. S. Aydemir tkincı Adam s. 347 ve devamı YARIN: Türkiyp'de köylü kamuoyu var mıydı? Yoıom ELISABETH Ş. HOLDING NİHAL TEGİNOBALI Çevtren: 2 ÇIKAN KISMIN ÖZETİ Jocelyn, 19 yaşmdaki bu genç kız, sevşit4>lisf<Kfl)an ile ^»fae r*vfrtesÜÖe oturmaktadır. Saat gece 9'a gelmekte#r. Genç kız öldürülmekten korkmakt», kendisini öldürmek isteyen 5 adamdan bahsederek, ölmek istemediğini söylemektedir. 14 yaşından beri bir giin cinayete kurban gideceRİni bildİRini anlatan genç kız a^layarak sevgilisin> den yardmı istemektedir. Killian cehennem mrtefine benzettiği genç kızdan nefret etmefcte, fakat bir tfirlü ilgisini kesemeıneKted!r. Kııın öîünt korkusuna karşı Ugisizdlr. Genç adam, «heş iffln son ynrda dönnyoruz. Ondan sonra bu cehennem meiegini ne göreceğim, ne de dUşunecefim» şeklinde düşünmektedjr. «Aklına eserse gelir buraya oturur> diye düşündü. Jocelyn kendisi için ayrılan yere hiç oturmamış gibı bır şeydi. Dalgın bir ifadeyle içeri girer ve canı nereye isterse oraya otururdu. Killian <Hayalet gıbi dolaşıyor ortalarda» diye duşündü. «Acaba ölüme yaktn olduğu için mı hayalete benziyor?» Angelo, «Piliç nefis, efendim» dedi. Angelo yarı Italyan, yarı Brezilyalıydı. Jigololara benzıyordu. Uzun boylu, servi endamlı, nâzik ve zârif. İyi bir başkanıarottu ama Killian ondan hojlanmamıştı. «Önce çorba mı, efendim?» «Yok, yok. Sadece biraz piliçle acı kahve istiyorum.» Yemek gelsin diye beklerken Killian bir sigara yaktı. Kötü bir alışkanlık. Saçma. asabi bir huy. «Çok ıçiyorum da ondan,» diye düşündü. «Ama şu andan itibaren içkiye paydos. Güvertede şöyle bir yurüyüp erkenden yatacağım.» Basit bir memur demişti Jocelyn ona. Hem de örnek bir memurdu. Akh başında, ciddi, çalışkan. Ispanyolca bildiği için vazife icabı Lâtin Amerikaya göndermişlerdi onu ve bu yolculukta görüp ge» çirdikleri onu büsbütün değiştirmişti. Killian şimdi zengin, itibarh ve kudretli olmak istiyordu. Can atıyordu buna. Jocelyn bunu nasıl da sezmişti? Angelo birden seğirtti ve gemi kâtibinin masasmdan bır sandalye çekti. Jocelyn içindi bu herhal. de. İşte içeriye girmişti. peginde de Chauverney. Sa lonu kayar gibi adımîarla geçti. Beyaz şifon eteklert dalga dalga, o biçimli, nârin bacakları uzun uzun. Kimse onun kadar zârif, onun kadar ahenkli olamazdı. Bir eşi daha yokfu dünyada. •Jocko» diye seslendi. «Sen de gelsene buraya.» Chauverney o âni, pırıltılı gülüşüyle, 'Bujur ahbap,» dedi. Jocelyn, «tstiyorum gelmeni Jocko» diye ekledi çaresizmişçesine. Azap içindejmişçesine. Ama Killian bunu ciddiye almağa niyetli değücİL «Sonra görüşürüz.» diyerek yemesine devam elti. Chauverney kızı gerçekten oyalıyabiliyordu. Joeelyn gitgide canlanmıştı. Öne doğru eğilmiş, göz leri kamaşmışçasına, erkeğin yürüne bakarak onun anlattıklarını dinliyordu. Merakla. Ugiyle. Ansızın güldü. Killian dayanamıyordu onun bu gülüşüne. Yavaş. boğuk. «O güneyli kırma kızların gülüşü gibi» diye düşündü. «Angelo,» dedi. «Kahve istiyorum ve peynir.» Angelo ceyap vermedi, Angelo onu duymadı bi le. Ağzı bir kanş açık Jocelyn'e bakıyordu, Killian sertçe: • Kendini topla, Angelo» dedi. •Senyor? Özür dilerîm, Ne istediniz?» Killian, «Hiç birşey» dedi. Kahvesini sigara sa p iiil İzah edilemiyen bir değişiklik? Toprak Reformu Kanunu kabul edilmişti. Şamdi iş bunu yürütmeye kalmıştı. Bunu uygulayaoak olan da, elbette kl, onu hazırlayan ve kurtaran Ziraat Vekili idi. Fakat Vekil Şevket Raşit Hatiboğlu, Ağustos 1945 ortasında, Vekâletten aynl mak zorunda bırakıldı. Ve yerine beklenmeyen bir tayin ya ; pıldj: Köylüyü Topraklandırma i Kanununa Encümende ve Mec i liste lider olarak karşı çıkan Cavit Oral Bey, Ziraat Vekili tayin edildi. Onun ilk işi de, 27 Mart 1950 de, «Çiftçiyi topraklandırma hakkındaki 4753 sayılı kanunun bazı maddeleri : Sevgili yavrumuz nin değiştirilmesine ve buna ] ERDAI AKGtRAY'ın bazı maddeler eklenmesine dair olan» 5618 sayılı kanunu çı • aziz nâşını ebedî istirahatkartmak oldu. Köylüyü Top • gâhına tevdi'i sırasında dini raklandırma Kanunu, bir reform i merasirne, bizzat lştirak ekanunu olarak fiilen ortadan î derek, telefon veya telgrafla kalkmıştı. îktıdar, aynı iktidar; dertn acımızı paylaşan, akdı, ve 45 gün sonra, yani 14 • rabalarımıza. dostlanmıza, Mavıs 1950'de yeni yeçimler ya ! bğretmenlerine ve okul arpıldı. Ve bu iktidar, mevkiini : kadaşlanna kalbî minnet ve • kaybetti. Ve Menderes, bu se Ş teşekkürlerimizi sunanz. | çimler sonunda 'idara, Baş { Akgiray AUesi : vekil olarak geldi.. *••••••>•••••••••••••••••••••«••••«««••J Eski partisinde isi, böylece lonunda içerdi. daha iyi. Jocelyn'den uzaklaşmale istiyordu, bir an önce. Ama onun oturduğu masanın önünden geçmek zorundaydı. Kız uzand) v« onun elıni yakaladı. «Jocko, güvertede bekJe beni.. Seniale konut* mam şart, Jocko, A 4Qllian «Ne yapal»a*şgeHİdeyiz> dedi. «Kaçıp kur^ tulmanınîmkânı yok lendcn*» Ama gülümsüyerele~ konuşmuştu. Kız isterse bu sözlerinı şakaya alabilirdi. Killian onun omuzunu îöyle bir oksadı ve djşarı çıktı. Promenat güvertesinde bir süre dolaşü bir aşağı. bir yukan. Sonra kamarasına girdi ve ka. pıyı ıçerden kilitledL «Beni zorla dısarı çıkaramaz yal» diye düşünüyordu.» Ne dese, ne yapsa çıkmam artık dışarı.» Ama yanıldığmı biraz sonra anlıyacaktı. Robdoşambrını giydi ve Ispanyolca bir kitap ala rak yatağın üzerine uzandı. Açık duran lonıbozdan içeriye gece havası tatlı su gibi akıyordu. Tertemız ne ılık «Deniz durgun bu gece» diye düşündü Killian. «Yurda dönüyoruz. Gene ofise ve gene o bekâr odasına. Pekâlfi istemiyorum işte yurda dönmek, Ne olrnuş yâni? Buenos Aires'de genç bir Alman çıftin evinde misafir olmuştu. Bir erkek hizmetkâr her sabah kahvesini yatağına getirir. Tanrılara lâyık bir kahve banyosunu hazırlar. giyeceklerini çı karırdı. Gece yemekten sonra odasına geldifmda Killian yatağını açılmış. başucundaki lâmbayı yakılmış. pijamasını yatağın üzerine serilmiş bu.urdu, Bir sigara yaktı ve kitabını okumağa koyuldu. Biraz sonra ışığı söndürdü ve sırıüstü uzandı. lçl Jasayla dolup taşarak «Ne istediğimi bilmijorum» diye düşündü. Birkaç ay önce bu konudaki düşünce leri müsbet ve kesindi. Haristi ve firmada 3"üksel mek, müdür olmak isterdi, şimdi ise sadece zengin olmak istediğini biliyordu. Para Ve kudret sabibi. Ama nerede? Nasıl? Bılemiyordu artık? Buz gibi soğuk ve kayıtsız hissediyordu kendini, âdeta ihtiyar. «İnsan yaşı yıllarla hesaplanmaz» diye duşündü.» Ihtiyar oldum ben, jirmiüç yaşında.» Uyumtiftu. ya da uyumak üzereydi ki birdenbire garip, feci bir ses onu sarsarak uyandırdı Korkunç «Aaaa» sesleriyle bağıran bir adam Killian yatağında doğrulup oturdu. Buz gibi bir ter boşanmıştı sırtından. Sonra o ses gene duyuldu: • Denizde adam vaaaar.» Gemi titredi, sarsalandı, bızı azaldı Motorlar tempo değiştirdi. KiîJian yerinden firladı ve kamarasımn kapısı. na aüldı karanlıkta. Kapısmı açar açmaz uzun boy lu. kır sakallı bir adamla yüzyüze geldi. Adam hareketsiz duruyordu, gözleri faltaşı gibi. Keçi melemesini andırır bir tiz sesle, •Denize düşen olmuş galiba» dedi. Bakıştılar bir an. Sonra Killian onun yanmdan Jcosarak geçti ve güverteye atü kendini. Can kurtaran güvertesine çıkan merdiveni ördekler gibi yal pa yalpa tırmanan dört kadm vardı. Killian onlarm ardından atıldı. Dördüncü kadm çok şişmandı ve ıki büklüm olmuş, ağır ağır tırmanıyordu basa makları. Oylesine ağır ki Killian azıcık sarstı onu. Kadm başını arkaya çevirip baktı. •Ah ne fecî şey.'» dedi «Zavallı kızcağız.. Killian «Hangi kız?» diye sordu. Ondeki kadınlardan biri «O şırfıntı» dedi. Şişman kadm bunu bastırmak ister gibi hemen, «Hani o güzel Miss Frey» dedi. Jocelyn'miş demek. Cankurtaran güvertesine ulaşüğı zaman kadm omnzlaruıı doğruittu ve Killian onun yanından geÇP ılerledi. Keskin bir ışık çemberi ijinde denize can kurtaran sandalı indiriimekteydi ve kaptanlar dan bın bu işe nezaret ediyordu. Killian içinden, «Ah Tannm!..» diye inledi. «Tanrım.. Beyaz elbisesiyle Jocelyn. Kin^îs;zun «edıydi bana.» (Arkası var) i i {TFSEKKUR Kurumumuz ihtiyscr için 16 mm. lik sinema makinası satınalmacaktır. Bu iş için gerekli şartname Ankara'da Kurum Malzeme Müdürlüğünden İstanbul'da Radj'o Müdürlüfünden temin edilebilir. Son teklif verme tarihi 31.3.1969 günü akşamma kadar olup bu tartoe kadar Gencl MödürlOfe gelmeyen teklifler naran itibare alınmaz TRT KURUMU GEHEl MUDURLÜGÜNDEN (Basın: A. 645412035/2636)