14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ 5 Kasmı 19«9 CtTMHURfYET •«••••a eçen yazutuıda belirttifimlı gibi, DP yöneticilertnin tekrar en yüksek jönetime (yani yasama meclislerine) katılmalanzn kabal etmek, onljnn eski iktidarlannı mesra ve onlan deviren ardannn eylemini gayn mesra hale getirmek loranlnfundaâır. G Bundan baska daha birçok «yeni yargi» bftyle bir •dınun kıçınılmaı sonncn olacaktır. Şimdf bnnlsnn bazılanna dokanmaya devam edeeefis. yöneticilerinin, demokratik bir Anayaga olan 19Î4 Anayasasına, her yerde nygnlanması gereken genel huknk prensiplerine ve menıleketin tarhşma göttiraıez yararlanna aykm hareket etmedikleri, bugün tsmet Paşa tarafmdan teslim edildiğine göre, böyleee kendisi ve partisi (hjç değilse bugfln onnnla aynı çaba içinde bnlnnanlar) korkunç bir yargıyla karşı karsıya relmektedirler. Daha dogrnsn, kendi kendilerini tarih önünde pek afir snrette mahkfim etmektedirler. Bizzat tımet Paşanın Millet Meclisinde 14 Mayıs 1969 günü açıkça belirttiği gibi, 27 Mavısa sebep olan DP vönrticilerinin kişisel davranııları degil de, 1924 Anayasasıntn yanlıs davraniflara âdeta iteleyen (zorlavan) nitelifi idiyse, onlann bahtsızlığı o anda iktidar sandalyesinde otnrmuş olmaktan Ibaret idiyse, DP yöneticilerini ve DP Milletvekülerinl tntnklamak, svlarca hattâ vıllarca hürriyetten yoksnn etmek, bele Menderes, Zorln ve Polatkan'ı asmak, düpedüz clnavet teskil eder. Zira kötü (millet iradesini hiçe sayan) bir Anayasa düzenine son veren eylemde bile, iktidardakileri alasagı edip sınır dısına çıkarmak eaiz olabilir amma yürürlüktekl Anayasayı nygulamaktan baska günahı bolnnraavan (mevcat hukuka saygılı) kisiler ilk günlerin dısında hapsedilemezler. hele asla idam edilemezler. Kisisel kusnru olmıyana ceza vermek, barbarlıktır; cinayettir. tnönü, DP yöneticilerinin kötü ve çağdısı gibl gösterraek istedifci 1924 AnayssMina knrban oldnklannı söylemektedir. (14.5. 1969 Millet Meclisi Tntanaklan). «Siyosl boklar oyunu» ve sonuçları Prof. Dr. Muammer AKSOY akat kendisi ve arkadaşlan, 27 Mayıı 1960tan sonra iktidan kısmen paylaşan Temsilciler Meclisinde yer almaktaydı; ve oradaki üvelerin çoğnnloga, tnönü'n&n mntlak yetkili Genel Başkan oldnfn CHP'ye mensuptn. Ayrıca Paşa, 27 Mayıstan 8neeki devrenin mnhalefet lideri idi. Böyle olunca .düsünen her kafa ve Tarih, şn sorn ve yargıyla karsı karsıya gelecektir: F olmakta idiyseler hele 27 Mayıs devrimi, lsmet Paşanm DP ySneticilerini aylarca en aJır surette suçlayan, hatta ihtilâlin kaçınılmaz hale geldi|ini ilin eden sSzlerinden sonıa yapıldıgına sore l»met Passnın omnz sil ' kip seyirci kalması, ancak bir tek gerekçe ile mazar (österilebilir; o da, «aıkeri gücün karşısında sesimi yükseltebilecek cesareti gösteremedim> demekten ibaret olabilir. «Gözünün önünde mâsum insanlann hürriyetleri ve hayatları, kabs knvvet altında ezilirken ki Pasanın II Mayıs 1%9'tan sonraki sözlerine trire, bu kişilere nygolanan ctzaların nitelifi Pasanın ölçfilerine göre böyle olmak zorunlufundadır seyirei k»Imak, bir kanan teklifi yapmamak, hattâ bm kabal edilmezse protesto olarak Knrocn Meelisten istifa etmemek, açıkça cinayete katılmak değil midir?! tsmet Paşa, «26 Mayıs 1960 ta iktidarda bnlunan DP'ii Milletvekillerinin, Bakanların \e Curahurbaskanınm Anayasa dözeni ile ileili ve sivasî mabiyetteki soçlardan dolayt vargılanmaları, cezalandınlmaiarı caiz değildir; bu sebeplerle tntuklanamaz, hapsedilemrz ve idam edilemezler» diye bir kannn teklifi vaptı da, imza atacak bir tek Milli Birlik üvesi bnlamadı mı?! aidı ki. Milli Tassıada K hükümlerinin Birlik uveleri.Temsilciler tasdikinde Iki ölçülülük nnu, Urihî kisili^e sahip eski bir Cephe Komntanının söyle> ebilmesine imkân var mıdır?! Bundan baska, Inönü'nün. 1961 seçimle* rinden sonraki kendi Başbakanlığı devr*»inde. şimdi artık sadece kaderin bir cilvesi sonnen hapse atılmıs oldnklannı teslim etti|i bn kisileri nznn bir süre daba hapİ5te tatması ve bngün savunncaln^unn vaptıgı sivasi bakları tanıma yolnnda başkalarınca yapılan tesebbfislere slddetle karsı çıkması. ne ile maznr gösterilebilir?! «Askerlerin yeni bir hareketinden korktngu için böyle davranmağa mecbur kaldım> derse, ki 14.5.1969 çünü Mecliste baska kelimelerle bunu da söylemiştir o zaman ordnyu hesaba katarak «Milli ıradenin şöUelenmesi>ne ki bn yarçı da tnönfinündür kendi Basbakanhğı zamanında razı oldnfıı balde. Demirel'in zamanında böyle bir «anla\ı»h hareketi» büviik bir milli snc olarak ilân etmesi. affedilmez bir «ikl ölçülülük», bir «kıskırtıcılık» olmaz mı?! erçekten, tndnünün, 1( yıldır dormadan dile getirdi|i yargılan ve dejerlendirmeleri bir tarafa bırakarak, «a{snndmn ne çıkarna onnn keramet oldn|nna «atnrtrtWrir<M»re rfaha »neekl «Bı TC tatnmlarımla bngünküierini karsılaştırmaya klmae eör'et edemez» fibi bir aşın iyimserlife kendisini kaptırması ve böylece keyfilik kOTHStına dflsmesi, şahsını oldu|n fibi birçok CHP ileri selenini de, kendi kendilerini tarih önünde ağır «urette mahkum eden kisiler darnmnna düsürmektedir. Hele Pasayı körökörüne izlemeyi, Milletvekili ve Senatör olmanın çıkar en kolay volu sayarak on» teslim olan parlâmento üyeleri, özelliklf Ecevit, Satır ve Bekata rjbi Knrncn Meclis üyeleri, bn tarihî bükümlülnkten kendilerini kurtaramazlar. Daha bir iki ay Bnce silkinerek, bir memleketseverlik örneği vermek suretiyle, bu tehlikeli ve zararlı defcistirre aleyhine 07 knllanaeaklarını açıkça dile ^etirmis olan CHP' li Senatörierin. simdi tıpış tıpış Pasalarını izlemclerini nitelendirecek bir deyim bulabilmek. çerçekten pek giiçtür. Geçen zaman içinde defisen tek koşulun, Senato seçimlerinin yaklasmıs ve Pasanın da aforoz edeceğini ilân etmis olmasından ibaret bulnndujann, bugünkü ve yarınki kusaklar elbette ki Çember sakallının çemberleri.. Başında takkesi. yüzünde çember sakalı, ayagında takunvasıvla cahil vatandaşı hiçbir zaman kınamam ben . Eğitimsiz kalmış. ya da yanlış eğitimle \anlış yollara saptırılmıs insanlarımıza öfkelenmek bir anlam taşımaz. Elinde tesbihi, yüreğinde inancı olan kişi, sunun bunun âleti oluyorsa, asü suç kendisinde değil, onu âlet olarak kullanandadır. Kimdir bu cahil vatandaşm vicdanındaki inancı birtakım çıkarlar uğruna sömüren \e seferber eden?.. Bir adam k. boynunda kıravatı, avasında iskarpini vardır. bir adam ki şrömleği hembeyaz kostümü şıktır.. bir adam ki Amerika'nın hihnem ne üniversitesinde okumuştur. tngiliıce'yî iyi çatlatır.. bir adam ki borsa oyunlanyla bankacılık dalavereleriyle haşırneşirdir.. bir adam ki ithalât • ihracat dalaverelerini ve devletin nasıl kazıklanacağım bilir.. bir adam ki yabanci kumpanya işbirlikçiliğinde uzmandır.. Wr adam ki Demirperdeyie ticarette milvonlar vurdnktan sonra Komünizmle Mücadele Derneklerine çek yazar.. bir adam ki medenidir göriinüşte.. yabancılar Türkiye üstüne iş tutmak îstedikleri zaman karşılarına oturup çatır çatır pazarlıktan sonra: Sattım.. der. Memleketidir sattığı. Başında takkesi. >üzünde çember sakalı. aiağında taknnyasıyla cahil \atandaşın inanrını sömüren adam budur. Bu adamın dinle inançla en küçük bir ilgisi yoktur. «Serbest düşünceli»dir o . Din dediğin fasafisodur onun için . Müslomanhk AUahın belâsıdır: Hıristiyanlık «hnmain»dir onun için . Bashca Tann «para> re tek peygamber «menfaat»tir onun için Onun için, milli baçımsızlık modası geçraiş bir lâf, medeniyct dediğin Batılılar gibi konfor ve lüks içinde yasamak, tlcaret yapmaktır. Vatan dediğin toprağın sımrlan onun için bir ticarethanenın duvarlarmdan başka anlam ve değer taşımaz. İşte bu adamdır iğrenç olan Ve Türkiye şimdi bu adamın eRemenligindedir. Seriat eğitimini ih>a eden bu adamdır.. Amerika'va yurt topraklarını sıınan bu adamdır.. Hafız ktırslarını besliyen bn »damdır.. Yardnn Konsorsiyumnnun üyelerinden borç dilenen bn «damdır.. Keban Barajı'ndan çıkar sağlıyM. Çnknrov» Elrktrikte ortak bulunan, Ereçli Demir ÇeJik'te iş çevirmis olan, montaj sanav ıınde memlekete kazık atan, iliç amb»lijcüığında halta soyan bu adamdır. Ya öteki?.. Çember sakallı Tesbihli.. Takunyalı.. TakkeÜ.. Daha küçükken hafıı knr«unda beynl nkananKöyün yoksulu iken imam okuluna yanlan.. Elifbetese diye sa.yıklayıp.. «Allahsızlara ölüm» diye sağasola saldıran.. Aydınlara öfkelenip. zenginlere minnet duy»n ldşl .. Yıllardan beri sahneye konan oyunun figüranı gihidir »... Rejisörü. başaktörü, önemli rolleri yüriitenleri bilmez ve tanımaz o . tnançlanna nygun saydığı bir ortamda. bir gecekondunun bahçesi kadar dünyasında yaşar. Ahret, kabir azâbı, tevekkül. ve günah üstüne bir edebiyattır diline pelesenk ettiği Gayn medenî saydığımız kılığıyla bu vatandas, medenî iaydığımız kıravatlının yanında lemzem suyuyla yıkanmış gibidir. Bu vatandaşın ne suçu var ki?.. Avrupa'da Makine Fakültesi bitirip Türkiye'de fabrikatörlnge özenmis açıkröz, başma takke geçirip oy kaıanmak için camie gidiyor, seçim namazı kılıyor.. Köyden çıkıp Amerika'da egitim görmüş mühendis, İslâm dinini komprador kapitalizminine âlet ediyor. Üniversite eğitimi, İktisat Fakültesi, işletmecilik kürsüsfinden geçip nzmanlaşan profesör. vatanı satmak üstüne bir tıcaretin hırsında Hazreti Muhammedin adını kullanıyor... Ne yapsm cahil vatandas?.. Nasıl kırıp çıksın bu çemberi?.. Kızmıyahm çember sakallı vatandaşlanmız* Türkiye'de aydınlar kendi cemberlerinde kısrtlanıp gerçek düşnunla işbirliğine kayarlarken, çember sakallı çemberim kıracak da kompradora karşı çıkacak.. Mümkün mü?.. B Sonuc u degisiklikten sonra , Anayasanın baslangicında yer alan «Anayasa ve knkuk dısı tntum ve davranıslarıyla mesrnlağvnu kaybetmis bir iktidara karsı direnme hakkını knllanarak 27 Mavıs 1960 devrimi yapan Türk Milleti» sözleri, halkla alav etme anlamına gelecek bir çelisme haline «elere|inden, bn yargının da Anaıasadan çıkarılması gerekecektir. 7aten sercek maksat. bn hükmâ çizmek için iptal etmektir. 27 Mayıs düşmanlan, kısa süre sonra bu adıraı da atmaktan geri kalmıyacaklardır. Bu defistirıcenin normal son adımını, füphesiz kl 27 Mayıs hareketini gaynmeşru bir ayaklanma ilin etmek ve onu çerçeklestiren kuvvetlrri eeıalandırmak teskil edecektlr, Kanı devrimin normal son adımını teskil edecek böyle bir çirisimin toplnmnmuzda neler >arataca^ını kestirebilmek ise, bizim havsalaraızın ötesinde ve nzman oldufnmnz alanlann dısında kalmaktadır. Zaten bn serçeti. CHP Meclis Grnpu sSıcaleri de 11/7/196* da bile Millet Meclisinde açıkça belirtmislerdi. B Mrclisinin yetki sahibi olmagını ttklif ettigi halde, tsmet Pasa bunn reddetmis; ve «basladıjınız isi siz tamamlayınız» diverek; infazlann, CHP'nin çognnlokta oldnğn Terasilciler Meclisinden geçraesi imkânını (ysnl idamların kendisi evet demedikçe infaz edilmemesi imkânını) kendi arznsoyla ortadan kaldırmıstır. Eter DP vöneticileri, Atatürkiin bir eseri olan 1924 Anayasasının knrbanı B Masa da masaymış ha! II •II (iece yarısı, geçmişim masa başma, yan yazayorum. Kolay değil millet tatlı u\kulanndayken, ya da kulüplerde, sinemalarda eğlenirken yazı yetiştirmek. tşin zor yanı budur, yazacaksın hep yazacaksın, durup dinlenmeden bıkmadan, bıktınp bıktırmadığma aldırmadan. Sanki ille de yazmanı isteyen varmış gibi! Bazı günler yaz. bir türlü ilerlemes ne yapsan. tstersen iki saat otur makinenin basmda, yürümez. Oysa konnlar da öylesine çoktnr ki! Gazetelerin ilk sayfalan sorunlarla doludur. Yetkililer neler neler demezler, neler neler yapmazlar! Işte: Türk lira«ının ıçelecffi förüşülecekmiş, Karargâhlar Ankara dışına tasınmış, Bilgiççiler kabineye girememiş, A.P. içinde ılımlı kişiler Bakan olmuşlar. Her biri yeter sütunlan doldurmaya .. Ama yürümüyor bujrün. Sanki bir el yolunu kesiyor. Kalkıyonjm pencereden bakıyorum. Rutubetli bir hava. Sokak feneri hâIâ bozuk, yanmıyor. Çıkmalı %tce yarısı soka^a. dofasmalı \anm saat. bir saat. tnce bir yağmurluk, şapka, sağlam bir papuç. Yazıları, fıkraları. öyküleH bir yana atarak. ömrünce tek satır jazmanuş biri gibi. Çöküyorum gene masaya. Bu knituk da eskimis iste, durmadan sallanıyor gıcırdıyarak. Masa da masaymıs ha! Cansever'in mısraı böyle anlar için söylenmiş. Kişinin düsmanı olnyor bazı anlarda esvalar. Ben de kendime kızıyorum. Neden, ama neden yazı yazmak ugraşımız? Başka iş mi yoktu tutacak! L&ks Mersedes'inin penceresinden iri yüzüklü parmafmı sarkıtmıs o sişman adamı hatırlıyorum. Tıkanmıştı Dolmabahçe'den Karaköy'e dek. Kalabalıktı bindiğim dolmus. Hava da iyice sıcak. Kafamı pencereden çıkardım. Bir esin. serin bir esin. Birden Mersedes durdu yanımızda. Once yüzüğü, sonra tombul eli gördüm. Azıcık da tostoparlak \üzü. Soıleniyordu durmadan. Şoförii kafasını saygıyla salhyordu. «Ne biçim is. Hem yol yoktur, bem de memlekete bn kadar araba sokarlar?» Böyle derdi herhaJde! Belki hava soğuk, ama içimde korkunç bir sıcaklık var. Biraz yagmur yağsa Arap kızı dama çıksa bizlere baksa..» Masa bekliyor beni. yazı makinesi, gazeteler. kâğıtlar . Derken Birsel'in bir mısraını hatırlıyorum: «Odayı dolasılmaz hale koyan masadır.» Evet, yaşamı dayanılmaz hale sokan da galiba kendi derdini bir yana bırakıp başkalarının derdini anlamaya, anlatmaya, yazmaya çalıjmak .. eni bir seçimi daha arkada bıraktık. TJoplum olarak geleceği yapmak ve geleceğe dikkatle bakmak ::orundayız. Fakat bunda oize kira rehber olacak? Daha şimdiden huzursuzlukların tohıunları atılmaktadır. YanUş bir hesaba dayandığı seçimlerden sonra bir kez daha ortaya çıkmış ve toplumumuz için ö.m'ui yitirmiş olduğu anlaşılan sivasî af konusunu, ivedi canlandırmak isteyen CHP, birçok avdmların gözünde AP'ye al" ternatif olma niteliklerini yitirmeye başlayınca görünen köy sisler arasında kahnakta ve kılavaz& ihtiyaç gittikçe daha yoğun bir biçimde belirntektedir. H«le bunun yanında, ancak ken di kurmak istediği düzen içinde geçerli ve tutarlı olabilecek orman suçlannın affını sağlayacak Anayasa değişikliğinin bugünkü bozuk düzende yapüablleceğini de kabul ederek, bu konuda da AP ile işbir likçi bir politikayı hemen ilân etmek, anlaşılması güç davranışlar serisinin ba^ka bir halkası olarak zihinleri işgâl etmektedir. Insanlar hatalarına ne kadar da bağlı kalmaktadırlar. Sayin Başbakanın soy lediği gibi bu seçünlerden bütün partilerin alması gereken dersler vardır. Bu dersin başuıda demokratik sıstemin iyi işlemediğinin, Y Görünen KÖY Ö .» I . 4YIL NASIL GEÇECEK?i nayı ketıminde yeteri kadar üret mektedır. Özellikle tarım kesiminde, plânlarda saptanroıs olan hedeflerin çok gerilerinde kalrnmaktadır. Bu yüzden hızla artmak ta olan nüfusun beslenme güçlüğü her geçen gün biraz daha yoğunlaşıyor. Bu yıl ekmeklik buğday ihtiyacını karşılamak için çalınmadık kapı bırakılmaımştır. Hayvanlannı besleyemiyen Türkiye, yakın tarihinde ilk defa arpa ithâl etmek zorunda kalmıstır. llkel bir tanm tekniği sürüp gitaıek tedir. Toprak reformu yapılmadıkça verimsizlik artmaya devam ede cektir. Türkiye önümüzdeki dört yıl içinde ekonomik yapısım hızla değiştirmek zorundadır. Fakat burada büyük dar boğazlar var. Çün kü sanayi kesimine yeteri kadar ya tırım yapılamıyor. tç ve dış finans man güçlükleri yatırımların hacmı ni, daraltmaktadır. Bu. yapı değişikliğini engelleyen başlıca neden lerden biridir. îkinci bes yıllık kal kınma plânımn, imalât sanayiinin kurulmasmı özel kesime btrakmış olma*ı, yapı değişikliğinin başka bir handikapmı teşkil ediyor. akat öyle görünüyor ki, Türkiye'nin ekonomik alandaki büyük güçlükleri Snümüzdeki yıllarda dış ödeme dengesinin açık lannm devam etmesi ve hattâ büyumesiyle vahamet kaeanacaktır. 1968 yıh zayıf bir ihracat yıh olmustur. 1969 yılının da parlak olmadığı anlasılıyor. Gelecek yıllarda durumun elle tutulur bir biçimde iyilesmesi için büyük sebep ler yok. Tersine güçlüHer yarata ralc iki büyük etken var. Bunlar ihraç mallanmızın azlığı ve fiyat lınnın yüksekliği ile Ortak Pazar'a girisin vnratması muhtemel dengesizliklerdir. Gerçekten bu yıl fiyatlarda önemli kıpırdamalar ol muştur. Devalüasyon söylentileri üzerine. gayrimenkul ve altın fiyatları. özellikle gayrimenkul fiyatlan, görülmemiş ölçüler içinde yükselmiştir. Âdeta bir paradan ka çıs başlamıştır. Bu durum öteki ürünlerin fiyatlarmı da etkileyerek ihracatı daha çok güçleştirmektedir. Vergi iadeleri ve tesvikler devlete ve fakir halka ağır bir yük getirmektedir. YAZAN : Prof. Dr. Cahtt 7AIAS halkın yarartna çalısmadığınm git tikçe yayılması olayınm tesbiti gel melidir. Baskan Inönü'nün seçimlerin hemen sonunda sayın Abdi îpekçi ile yapmıs olduğu uzun mü lâkatta, demokrasiye inancını beHrtme ıhtiyacısı bir defa daha ilân etmesi, elbette bu yayılan eğılim ile yakından ügilidir. yasa ile çok uğraşarak, özerk kuruluîları zorlayarak ve bazı temel haklara ve ozgürlüklere kısıtlamalar getirerek toplumda huzursuzluklar ve çalkantılar yaratma hatası içine girerlerse, siyasal sorunlar ve demokrasi tartışmaları gene ö 1 plâna geçer ve Türkiye'nin ken dıni derleyip toparlaması herhalde başka baharlara Italır. Halbuki Türkiye'nin ekonomik ge leceği soz konusu olmaktadır. Yeni kurulmakta olan sanajn bır meç hule doğru götüriilmektedir. Bu ba kımdan gelecek jnllar, Türkiyenin bağımlıhğını daha da çok arttıracak olaylara gebedir ve müşta rek pazar ülkelerinin gözunde Turkiye yalnız bir ortak pazar olarak değerlendirilebilir. yaşamasıair. 'Â'dil öfAasînı bilmeyen hükümetler barışa ve huzura zor ulaşırlar. Gençliğin soranları ENÇLİĞİN SORUNLARI: Toplumumuz gençliâin haklı sorunlarına da eğilmemek te israr ediyor. O halde, önümüzdeki yıllarda da gençlifcin huzursuzlugunun, sabırsızlığınm. memıitınsuzluğunun devam etmesini beklemek perekir Genç kuşak bujrünkü düveni haksız ve adaletsiz bulmaktadır. Yavaş ve ileri üîkele re ulaşmayı gittikçe gerilere a'an b' eelişme temposunu yeterli gör müvor. Onur kırıcı sayıyor Bir bakıma gençlik ile bugünkü ikü dar ve muhalefetteki partiler ara?mdaki anlaşmazlık buradan gelmektedir Her demokratik rejimde köklü reformlan yapmak güclüklere mâruzdur. Bunlan kısa kesmek yolu dikta idareleridir. U> düşüncesini benimsememektedir. Xasıl benimsesln ki. bir sureden beri fırsat esitliği yaratma imkân lan da memleketimizde ters bir yönde işlemektedir. îkinci plâna göre 1963 yılında orta öğretimde tonlam ösrencilerin vüzde 1.5'u ya tılı iken bu oran 1967'de vüzdpn fazla azalarak 0.7'ye düşmüstür, Yalnız bu gerçek toolumu «yağa kaldırmalı ve uvandırmalıdır Zıra. fakir halk böylece devleti idareve katılmaktan uzaklaştınlmak tadır. Kitlelerin fakiriiği İTLELERİN FAKÎKLİftt Plâncılığın biçimsel ve kaTma ekonomınin gittikçe kapitalist bir nıtehk kazandığı memleketimizde, önümüzdeki yıllar. öyle görülüyor kı, büyük halk kıt lelerinin, özellikle topraksız ve az topraklı köylünün, memurlann, emeklilerin ve toplu sözleşme düzeni dışında kalan işçilerin yaşama seviyeleri bakımmdan sıkıntıh bir dönem açacaktır. 19621958 yılları arasında hayat pahahlığı resmî ra kamlara göre tstanbul'da yüzde 6.7 ve Ankara"da 52 oramnda artnıştır. Gerçek artış bunların da üstündedir. 1969'da artışlar daha da hızlanmıştır. Gelır dağılımındaki adaletsizlik devam etmektedir. Bir kısım tarım ürünlerınin fiyatları yıllardan ben sâbıt kalmıştır. 1963'den bu yana Türkiyede. gelir dağılımı adaleüni sağlayacak biçimde köklü tedbirler alın mamış olduğundan, millî gelirin yuzde 32'sini nüfusun jHızde 1,5'u almaya devam etmiştir. Bu arada memurların durumu artan hayat pahahlığı karşısında daha da kotüleşmiş ve birçok memur aylıkla rı sefalet aylıkları etrafında kalmısür. Önümüzdeki yıllarda gelir 6 O Oktay Aklıııl önümüzdeki yasama döneminde Türkiye'yi zor sorunlar bek lemektedir. Heyecanını yitirmiş ve geleceğe olan itimadı ve ümi di geniş ölçüde zayıflamış olan bir toplumda sorunları, halkın da içten katıunasıyla, çozüm yollarına ulaştırmak ve dar boğazlan geçmek büyük maharet gerektirecektir. Zor sorunların başında ekonomik ve sosyal olanlarla gençliğin bir türlü dinlenümeyen şikâyetleri gelmektedir. Fakat, liderler Ana Ekonomik Perspektif K E KONOMİK PERSPEKTİF: Tür kiye'nin çözülmesi güç soruniarının başmda, kuşkusuz, eko nomik olanları gelmektedir. Bir kez, Turkiye ne tanm ne de sa F LONDRA inci yoluyla istanbul tohyo MOSKOVA CIDOE PtA ile 1 kasım 1969'dan itibaren PARIS CENEVRE O Haftada 2 defa.Karaşi ve İnci Diyarları Dakka, Bangkok ve Manila üzerinden Tokyo OAKKA BANOKOK MANİLA TOKYO BANGKOK S C6 PAKİSTAN HAVAYOLLARI İSTANBUL BÜBOSU • Cumhurıyet Cad. 25 Taksim. Tel.: 47 79 04 47 95 82 47 99 10 47 18 47 ANKARA BÜROSU Atatüric Bulvarı 72/2. Tel.: 17 0616 FAZLA BILGİ İÇİN SEYAHAT ACENTANIZA MURACAAT EDİNIZ c u a deme dengesini sağlamaksızm. Sayın Başbakanın deyimiyle •ekspansiyonM» bir ekonomi politikası kurmak ve yürütmek mümkün değildir. O halde bir sü reden beri sözü edilen ve tartışma lan yapılan devalüasyon önümüz deki aylann kaçınılmaz bir gereği midir? Devalüasyonun Türkiye için olumlu bir çözüm yolu olacağına inanmıyoruz. Türkiye'nin eko nomik yapısı bugünkü gibi, başka bir deyimle büyük ihraç mallarımı ztn kalemi üç beş tarım ürünü etrafında kakfckça devalüasyon hiç bir sorunu çözmez. Tersine, zaten vükselme eğilimi içinde olan fiyat lan körükler: dış borçları ağırlaştınr: yatırımları daraltır ve başta memurlar olmak üzere bütün ücretlileri bugünkünden daha da. çok «ıkmtıya kor. O halde, önümüzdeki yıllarda dış ödeme dengesinin bozukluğunun varatacağı büyük sı kmtılara hazırlanmamız gerekir rtak' Pazar başka bir ekonomik. sosyal ve siyasal bir sorun olarak şimdi Türk toplumunun karşısma dikilmiş bulıınu yor. Eğer bir uzatma olmazsa Ortak Pazara geçi! dönemi 1 Aralıkta bıslayaeaktır Bu konuda yapılmakta elan müzakerelerden Türk Kımu Oyu bilgi «alübi değildir. dağılımını, Anayasa'nm sosyal devlet ilkesine ayarlayacak herhan gı bir köklü tedb'r Adalet Partisinin seçim beyannamesi içinde görünmüvor. Esasen, Sayın Basbakan, Milliyet Gazetesindeki özel mülâkatmda •kanaatimiz odur ki. fukaraiığın, rahilliğin. yokluğun. ağır hayat şartlnrınııı yarattığı prohlemler yerine. ekspansiyonizm. yâni iktisadi gelişmenin yarattığı problemlerle meşgul olmak daha ivi» demek suretiyle izleyecesi sosyal politıkanm ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin de?ışmiyeçeğini ifade etmis bulunuyor. Öte yandan, istense bile, bugün iktisadî gücü elinde tutan cevreler bir devekuşu politikaM içinde kalarak, sosj'al refah devle'inin oluşmasına müsaade etmez ler. Ellerinde grev hakkı olan :scilere patlamavı önleyecek ölçüIT. oramnda tâviz verirler. Bu tür hpklara mâlik olmavan difer az gelirli gruplann gelir seviyeleri. tamamiyle işverenlerin hukumet dahil insafının sımrlannda kalacaktır. öyle görünüyor ki, az gelirli büyük halV kitlelerinin dertlerine çözüm voMan °»'i''ecek bîr sosyal poli'ikr önümüzdeld yıllar için söz konusu değildir. Bu durumun en büyüfc sonucu. Türkiye'nin az «eHsmi? OlVe r'Mf*'nin birar d«ha yojtmlasması. yani fskirlik vt aefaletle refab ve israfin yanyana uk^ek öğretim, özel yüksek okullar yoluvla bir çıkmaza itilmiçtir. 1972 yıhnda özel nkullar devletin üniverritelerinden daha kalabahk bir Strenci kit le^ini karısavacaktır. Bu bir sosval skandal deeil de nedir? Onhın lerce fakir aile çocupunu. «özel te ;ebbüs> okulculueunun sömıirü<Hine bırakıro önümüzdeki vıl'arda da sencliğin ve •onlumun hu7'ir?uzluk nedenlerinden biri olmava devam edecektir. Ö7p! okul lann ba<ski'i. üniversitp reformunun temeli olan tam gün ça'ısmanın hukumet tarafmdan benimsen mesmi de bn'üvor Y YARINI:. '11 Secimden sonra tnönü np dfvor: Milliyet Gazetesi. 22 Ekim 1W) Yeni iktidan selâmlarken... VEFAT Lutfiye Aral'ın e«i: Yüksek Muhradis Özmır Aral'ın babssı: Selva Aral'ın kayınpeden Muge Aralın dedesı. Dr. Metın Canbazoğltı ve Gülserer Canbazoğlu'nun babaları. Dışisleri Bakanlıet eski Zat U)er> ve Evrak UmıiTi Mıırtıirlerinden O O HAMİT ARAL 3 Kasım 1969 eunu Hakkın rahmetine kavusmuştur. Cenazesı bugun oğle namazını takiben Maltcpe c»mılnden kaldırılacaktır Eff »e Çorukları Cumhurıyet 33313
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle