Katalog

SAHÎFE DÖRT ve sonunda ar.l;yoruz kı, Hanım, •clerıUuı» ileri baK» aeIOİŞ... Azerbaycan da (kabak) kelımesı (ileri) anlarmna lcullaruüUyormuş!. öfrendim ama, bea de bıtüm Yani şlmdl bea blıidne kab&k derscm aliunıasuv (ileri) demek ütemışimdlr. Yaa'a (yay), sonbahar'a (P*y»9). yagış'a (leysaa), çok yağışa (pıdırg jağış); p d a , erzaka (yeyinti), v&rmak yetmek'e (çatmak), dogru söylemeye (dfia demek), bina yapımı, inşaata (dikmek), etoneğe (çörek), havale etmeye (tapşırmak), pinn ca (dttğü), çocuğa (uşak), dUşünmeya (fUdrleşmek), sıcaga (isti), sabaij'a (seber), öğlene (gün orta), gidecegiz'e (kaydacağız), evet'e (beli) diyorlar. sansöriin kapısındaydık, Azra hanım, «Merdivenden düçelim» dedl.. «Nire diijelun?» dedim, «îşte asansör», «Daha çobok düşeriı» diye cevapverdi Azra hanım. Çöyle bir baktırn, epey derindi aşağısı, çabuk düşmeye çabuk düşerdik ama ne kol kalacaktı, ne kafa.. «Vaz peçin dfişmekten, asansöre binelim..» Oyls de yaptık.. tnmeye'de (düşme) dlyor Azer beycanlı kardeşlerimiz. (Düşmeye), yahut (kabağa) ne diyorlar, unuttum sormaya.. 27 Kasım 1969 CUMHURfYET Okumayazma sorununu tamamen çözümleyen bir ülke Azerbaycan ve sonsuz alev A ÇAGA önce biz hlndlrüdik, töre böyle; önce yabancü&r ahnıyor uçag& Yolumuz uzunmuş.. Not deftertme batayorum. «... özbekistan 449.000 ldlcrmetre kare... Sıcak... 10.800.000 nüfus... Bunlar; Ruslar, Tataralr, Tacikler, Kar&kalpaklar... Karakalpaklar, özbeîdstana bağh «bağunsız» blr Cumhuriyet!. Tianşan, Pamir ve Altaylar... Pamlrlertle en yüksek nokta 7.495 metre, Komüniam Tepesl tvdında... Bol ve zengin madenler.., Özbekistanda yüzden iozla endüstri.. Metalürji, mekanik inşaat, kimya, kömür, petrol endüstrisi, gıda, tekstil... Kuran, şarabı yasaklamış... Içimini.. Çok güzel şarap yapılıyor ihracat Için.. Zanaat kuşaktan kuşağa geçiyor, Ölmüyor ecdat zanaat ları, sanatlan.. HaJıcık çok ileri.. Pamuk tarınu en önde.. «Beyaz altıa» lçln duvarlar, caddeler dolusu verilmiş söz, koca koca harflerle yazılmış: «1969 da şu kadar ton pamuk üreteceğiı halkımua» U gibilerlııe.. 23 tiyatro... 1 mllll müzik konservatura, 1 haik kon servatuvan. Alişir Neval anıtı çok güzel MUzik ve bala tama men yerli, Alişlr Neval operası.. Okuma yazma bilmeyen kalmamış.» BU NE SICAK ? ece yansına dogru 1118 bizi Tacikistan'm Aşkabat İMvalanına indirdiği zaman buhar oluyorduk.. Buranın havaalanı bizim Anadolu istasyonlannı hatırlatıyor, insanlar omuz omuza, yarüarmda bavullar, uykulara vurrouşlar.. O saatte uçaklar lnıyor, uçaklar kalkryor, bir hareket beri yanda.. Uyandırasırn geliyor uyuyanlan, kalkın uçak gidiyor diye, meger bunlar sabaha kar şı gelecek uçakla gideceklermiş, garantlye ajnışlar erkenden geüp... 6 ÇiçekJerle karşılandılt uçaktan inince.. Dilimiz ayıu, yüzümüz aynı, memlekete döndük aandık kendimizi.. Baku petrol kokuyordu, ıjıl ı$ıldı her taraf» Malkoçoğlu Konu ve resim: AYHAN BAŞOGLm I TÜNA CASÜSÜ FBYl ç^.ceeg^. rogramunıı aksamıştı, ol sebeple Azerbaycan'da Ikl gün kalacaktık. Bunu düşünen ev sahiplerimiz «Sinema NEDEN? ya ^idelim» dediler ve gittik. İnce Sanatiar, yani Bediî Sanat Anladık, blr »damın saçı da sra hanım, o adama nelar şübesinin hazırladıgı renkli olur, olmaz da... Amma böyle den kabak drdiniz?» dive siyah beyaz filmlerden bir yekten kabağa bak kabağa diye, yorurn dayanamayıp. Az demet sundular. Bir kaç yıl hele bir harnmın yüksek sesra hanım şaşınyor.. «Feriduna önce vefat eden Azerbeycan Bül le seslenmesini ayıplıyorum.. dedim, kabağa bak diye> şaş bül'ünün hayatına ait bir îilmi Azra hanım halâ seslenlyor: Feridnn, kabağa bak de kınhkla cevaplıyor.. «lyi ya, ne seyrederken, sanatçıya verilen den kabak dediniz, yadırgadım; önemi bir kez daha anladırn. dim.. kabak, kabak bile olsa kabağa Bir başka fiimdeki müzik çok Karşuruzda bize el eden kakabak denmez de..» Azra haetkiledi beni.. Bestecisi Baku' bak kafalıya, bakıyomm, önemnım lyice şaşınyor, «Kabağa daysa muhakkak tanışmak iste li bir adammış üstelik!.. bak dedim..» ciyor.. diğiml soyledim, «Bülbülün ofKabak karşılıyor bizl, asanlu Polat» dediler. «tyi ya, neden kabağa dedisöre binip Azerbaycan Sovyet niz? Adam kabak olmaya kaSinemadan çıkıp otele gellryet Sosyalist Cumhuriyeti Gosbaktı ama, tuhafıma fitti, hele ken, bir havuzun başında Mede plan Birinci Başkan Yardımcısizin gîbi bir hanımın bu hitaniyet Bakan yardımcısını görsı ve Azerbaycan Ticaret Odabı..» Azra hanım iyice şaşınyor düm. Bu Bakan yardımcısı yabancı değildi ve yakın zamana kadar İzvestiya gazetesinin Ankara muhabiri olan arkadaşım Azat Şerifov idi.. Yanında bir genç vardı, tanıjtırdılar, bu genç, müziğini hayranlıkla dinlediğim Polat Bülbüloğlu idü. Polat. aym gece şerefimize verilen şölene gelecek, piyanosunun başına geçecek ve bizlere umıtulmaz bir müzik şc>leni verecekti. L'nutmayacagun bir geceydi bu. Şölende Azerbaycan'lı sanatçılar vardı sadece. Başta, sofrabeyl seçilen maestro Niyazi.Ankara'lılann yakından bildigi orkestra şefi. Şairler, hikaj'ecller, romancılar, editörler, gazeteci dostlarımız büyük bir ma sanm etrafına toplanmış, töre gereğince maestro Niyazi'yi sof rabe.vi seçmiştik. Sevimli orkestra şefi, Türk dostluğunu öven içten bir konuşma yaptı, şereflere kadehler kaldırıldı. Sonra bizler cevap verdik, sonra onlar cevap verdiler, altında kalmadık biz de cevap verdik. Sonra onlar verdiler. Ayıp olacaktı bu söyievi cevapsız bırakmak, biz de cevap verdik. Her cevabın sonunda kadehler kaldınhyordu. Bu sefer Azerbaycan'lı dostlarımız ayıp olur diye cevabl konuşmamıza cevap verdiler ve kadehler kaldırıldı. Çok duygulanmışnk bu içten konuşmalardan, biz de çok duygulu bir cevap verdik, bu sefer onlar o kadar duygulandılar ki, söylevimizden, bir dost ev sahibi »yağa kalktı o da çok duygulu, îçten bir söj'lev verdi ve her zamanki gibi kadehleri kaldırdık. Sanatçılar duygu insanıdır, iyice duygulanmıştık, tekrar ayağa kalkıp söz aldak ve kadehler yeniden kalktı. Şef Niyazl Can. dayanamadı bilmem kaçmcı defa söylev verdl kadehleri kaldırdık. Bu gtlzel, candan konuşmaya asla cevapsız bırakamazdık, bendeniz de bilmem kaçıncı defa ayağa kalkıp en içten, en candan konuşmalanmdan birini daha patlattım kadehleri kaldırdık. BEMÎ DUVABA Polat da duygulanmıştı, söylen bırakıp piyanoyla cevaplar verdi, çalıyor ve o nefis sesiyJe kendi bestelenni söylüyordu, onun şerefine, usta sanatçı rahmetli babasının anısına da kadeh kaldırdık. Otelceydik ve kadeh yerine, turşu bedsnimizi dürtükleyerek kaldırdık er:esi sabah. Nejseki Azerbaycan bir tabiat cermeti, ir.sanlan da hoş, maden suları da. Bol tüketime geçtim maden sujundan yana. Gazeteciler Birligüıden Okm Bftşkftm ffîlal Asadov*un yatay, Azra Hamm va btzim tanına gtriyorua ve Victor'a 1? kım, Devlet Plânlama örgütüne düşmüyor; kendi dlltmizle söygidiyonıa, Azerbaycan ekanomllesiyoruz. Asadov, Devlet Kosini Ogrenıney» Muaaam bir miteslnln, plânlama lşlertnl nayapı.. 8Ü yUrUttiiğünU anlatıyor, Azer Bir adam işaret ediyor, «arabaycan bütçesinl açıklıyor, bübayj şuraya park edin» diye... gi alıyoruz. Komitede iklyüz Direksiyonda Feridun w , bise kırk kl?inin çalıştığını bellrişaret eden adamın başında ten Asadov, Azerbaycan Cumsaç yok. Kabak.. Peridun kafahuriyeti bütçest lçin «Birbuçnk sını arkaema çev^rmls, manevra milj'ar rnbledir» dlyor, «reyinti yapmak istiyor, yer kolluyor. zsvotlan» bakkında da bilgi veAzra Hanım sesleniyor: riyor. Feridtm, kabaga bak, k» Soldan doğru ünlü müzisyen Polat Bülbüloğlu, Feridun, A n d Şerlfor re Ataov şa, lsletmenin dinlenme • »ağ]ık evlne de götilrdü, naralar atıyordu başhekime seslenip: «Hay bekim, çay yaptır bize. Hay hekim karpuı kestir bakaIım. Hay hekim «u güzel konyaklarından ı,ıka.r bakalım .» gibilerine. On dakika için geldiğimiz pek marifetli sularm, petrol banyolannın, elektrik ted»vilerinin yapıldıgı sağlık evinden iki gaatte zor «yılabildık ve bundan ne canım reçellerin. ço çaj ların, ne konyaklann, ne mârifetlt sağlık evinin rolü vaTdı, bu, Rifat Can'ın tath, doyulmaz sohbetlydi, neşesiydi insana yaşama duyusu veren. SİNEMAYA GİDELİM P  miştim, Oktay Aierl Türk'ü an lamjş. Tartışıldl bu konu, meğer Demirel de Irullanmış bu deyiml. Sonunda jine banşı temin ettik ve petrol konusunda önemll bilgiler veren direktör Rifat KuJiev'ln konugu olduk. Rifat Paşa derlermiş bu sevimli petrol müher.disine. Masa başında, daha sonra kuyulann başma giderek bilgi aldık, akıllan durduracak şeyler. Rifat Pa YARIN ZEKERİYA SERTEL'LE Mellh Cevdet Anday 25 Ne olmuş? diye »ordu. Emir rai? Heykeltıraş Nizam: Ha^r, dedi. Gelmemiş ml daha? Gelmemi?. Çok fena. Bekliyecek misinî Sergi için mi goruyorsun? Evet. Daha bir karar vermedim. Kadın: Neydi onun telljı? diye Siyasetçl Ahmet'I »ordu. Üzgün olan heykeltıra? Nizam: Sonra anlatınm, dedi. Önemli bir olay. Am» tam olarak anlıyamadım. Kadın: Yoksa serginin açılmasına engel olacak bir fey mi var? diye sordu gene. Kocası başmı iki yana sallayarak: Pek değil... dedi. Çok üzgünsün, dedi karısı. Merakla adamın yüzüne baktı. Sevgi vardı bu bakışta, belki sevgiden de çok onu tan:mak, onun yüreğini okumak tutkusu, Heykeltyraş Nizam bir bilmece idi Kutlu için. Hayran olduğu bu adarada anlayamadığı ne çok şeyler vardı. Bunları kendi başma çözmeye uğraşıyor, bunun için de kocasını adım adım izliyordu, bütün konuşmaîarını dikkat le dinliyordu. tepkilerini ölçüyordu, duygularını tartıyordu, çeşitli olaylar karşısında takındığı davranışları birbirine vuruyordu, dsğişiklikleri karşılaştırıyordu ve gene de çıkamıyordu tam olarak işin içinden. Hayran olduğu bu adama sanki yabancıydı. Heykeltıraş Nizam'ın kapalı bir adam olmasından raı geliyordu bu? Hayır, hiç de kapalı değildi Nizam, üstelik karısı iîe sz bulunur bir arkadaşhk kurmuştu arasmda, yalnız olaru biteni değil, bütün düşüncelerini de anlatırdı ona. Fakat kadın gene uzakfa duyuyordu ona kendini. anlayamadığı bir şey, birkaç şey vardı. Bir kez Nizam'ın sonsuz iyiliği ve «evecenliği «aşırtıyordu kadmı, Nizam ne bir yorgun ânında, ne bir yalnızlık dakikasmda deği'iyordu. hep o sevecen, yorulmaz iyiükçi idi. Bıkkınhk göstermiyordu, kızmıyordu, bağışlıyordu, kendinden fedakârlık ediyordu, birleştirici bir rol oynuyordu. Ve kadın, bütün bu üstiin özelliklerin altmdaki gücü, an'ayışı. inanısı tam olarak kavrayamıyordu. Buna idealizm deyip geçmek fazla kolaya gitmek olurdu. Nice idealisi bilinen insan tanımıjtı Kutlu, hiç birinde yoktu Nizsm'âaki genişlik, sabır ve aniayış gücü. «İste deminki konuşma» diye düşünüyordu Kutlu, «Karçı karsıya gelen iki uzlaşmaz anlayısı birbirine yaiı laşurmags, hiç olmazsa çstıştırmamaya çaluşırkcn acaba kendisi hangi yani tutuyordu? Bunu niçin açığa vurmuyordu? Zayıf düstüğünü bildigi halde Eleştirmen Hulusi'nin gülümsemesini anlamsyacak kadar aptal defildi her halde niçin o yolda ayak diremişti? Onlan birleşürme amacı ecaba kendisine mutluluk veriyor muydu? Ne biçim bir mutluiuktu bu? Akıl duygu halineraigeçiyordu onda? Gözettifi en uzak ama; neydi? «Ki mi zaman, kadın, onu karsısına alıp bunları biı bir sormak istiyordu. Böyle bir deneyime girmişti de, fakat işlerinin çokluğu arasmda Nizam önemsememişti onun sorulannı. Şimdi Kutlu başka biı fırsat bekliyordu. Seninle konusmak totiyorum, dedi kocasına, Heykeltıraj Nizam: Şimdi mi? diye sordu. Neden olmasın, dedi kadın. Eğilip karısını öptü Nizam. Şimdi gitmem lâzım, dedi. Nereye? • •••'•'•'*>•'' Bir arkadafi bulacağım. Benden gizli mi? Hayır, sevgilim. Ama döndükten sonra söy» lerim. Onu bir daha öprü. AMahaısmarladık, dedl. Tam kadm, «Benim konusmak irtediğim konu yu merak bile etmedi» diye d»şünürken Heykeltıraş Nizam geri döndü, kısık bir sesle: Neydi benünle konusacağın? dedi. Kadın alaylı: Döndükten »onra söylerlm, dedi. Tam o sırada A.Y.O.T. Genel Direktörünün yol ladığı iki memur içeri girdi. Dogru heykeltsraj Nizam'ın yanına gittiler. Kut'.u iki adım kadar ötelerinde. onlara bakıyordu. Memurlardan birL heykeltıraş Nizam'a: * Genel Direktöriln «mri vmr, cizi Istiyorlar, dedi. (Arkası var) İstanbnl Özel İdare Mecidiyeköy Tahakkuk Şabesı Şefliğinden Mükellefln «dı AdresJ Verfftnln nevi H. No: İhbarnarae Tarih No. 56/7 56/6 56/5 56/4 56/3 53/31 53/30 53/29 53/28 53/27 53/26 53/25 53/24 53/23 53/22 53/21 53/20 53/19 53/18 53/17 53/16 53/15 53/14 53/13 53/12 53/11 53/10 53/9 53/8 53/7 53/6 53/5 53/4 53/3 53/2 53/1 54/50 58/1 59/1 57/39 57/3b 56/45 57/37 57/36 57/35 56 .'44 59/2 59/4 57/44 •«•««•••«••••••a •••••••>••«•••• •«•••«••«••«•••a «•••••••••••••a ••••••••••••••••••lillllll||llll|lll|ll ı | M t M I M I a llfllll •(••• SONSUZ ALEV ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• OOÛD4 VE DJCSEÎ? A ZERBAYCAN 86.600 kllometre karelik blr Cumhurlyet. Eörtbuçuk mllyondan fazla insamn yaşadığı bu ülke tabiatın cömert zamanına raslamış anlaşılan. Petrol, demir, çinko, kur.şun, bakır, tuz, mermer, aîtm ve kıymetll taşlardarj kurulu dağlar, bağlar. bahçeler, ormanlar. göller, goller. Devrimden önce de vardı bu zenginlik, ama şimdiki onlki yüksek dereceli okul, Bilim Akademisi, yılda yedi bine yakın teknlsyen, doktor, tarımoı, öğretmen, müzisyen v.b. uzman yetiştiren okullar yoktu. Okuma yazma sorununu tamamen ç5zümleyen Azerbaycan'm şaraplan, pamukçuluğu ünlü ama, bu ülkenin en büyük ünü «SODsuz alev» petrol üretiminden geliyor. ' "azer îç Denirjıin altındaki petrolii, demzi.n üzerine kurulan kulelerle. binlsrce metreük köprülerle gün yüzüne çıkaran Azerbaycan emekçileri, adamlan bununla da yetinmiyor, çeşitli sanayi dallarını da yıl yıl geliştirerek bugün elli altı ülkeye ikiyüz seksene yakın çeşitli üriin satıyorlar. Petrol üretiminde kullanan âletleri de kendileri yapıyorlar . AU Kahraman Talatpaşa Semavi 4 Mehmet Gidik » 34 üncü Sok. 27 Recep Gül Y. Kemal İçten 2 Kâmil Dönmez » Timur 58 1 Emin Gülbaş » Bahçe 3 Kahraman öztürk Çağlayan Uygun Niyazi Kılınç Gültepe Ekmekçi 49 7 Selâmi Uprak Talâtpaça Dereboyu Hasan Yıldız » 33 üncü Sok. 10 Mevlut Barır » Günaydın B. 22 Serif Çiçek Çağlayan Poyraz Şemsettin Yavuî Talatpaşa "4 üncü Sok. 21 6 Şemsettin Akmcı » Şahin Hasan Acar » 33 üncü Sok. 9 » Yeşiltepe 8 Mahmut Kürkmen 70 » Darülaceıe Bekir Dörtköşe Y. Kemal Gündüz 32 Ahmet Yılmaz Hürriyet Şirin 51 Ali Karabacak Talatpaşa Bahar 14 Hatice Koldaş > 34 üncü Sok. 12 Aydın Gündüz > > , Safiye Doğrusöz » 33 üncü Sok. 7 Kamer Yılmaz Fehmi Çelik Y. Kemal Dispanser 62 Gültepe Bakım 24 îsmail Özdemir Talatpaşa Ertan 5 Ahmet Çelik » Semavi 25 Eyüp Aydın Y. Kemal Atlas 30 Fatma Antöre Çağlayan Uygun 35 Muzaffer Kaplan 34 Ahmet Arslan Hürriyet Doğan 9 Hamide Çınar » Taşocağı 27 Kizım Akkus Gültepe Atak Cemal Midilli Taiatpaşa Günayduı 24 10 Mehmet Senocak > > 60 Musa Demir Y. Kemal Y. Kemal 19 Niyazi Azak > Çayır Turan ve Ajşe Güngör Hürriyet Serpil 53/1 6 Sahir Savaşkan Y. Kemal Sahra Musa Erdoğan Talatpaşa M. H. Çelenk 16 Sadık Basmacı » 3 üncü blok 47 1 Yaşar Özgün Kâğıthane Sünnet 41 Mustafa Gümüj Ortabayır Hayat Murat özdemir Hürriyet Kocadut 8 81 Elif Öğüt Ortabayır Mayıs 21 Ekrem Solak Y. Kemal Attay » Dispan?er 21 Mahir Acun 27 Zeynep Sevenliogîu Çaflayan Tayfun 64 Hasan Öztürk Gültepe Beşik 104 Necmettin Akıncı Talatpa»» Halıcıoğlu Yakup Üçtaş • Sema^i 35 Bina vergisl » » Z. 10235 Z. 8547 Z. 6937 Z . 6951 Z . 6955 Z. 15164 Z. 12459 Z . 8367 Z. 8387 Z . 8052 Z. 8832 Z . 8561 Z. S559 Z . 8553 Z . 8525 Z. 8532 Z . 8449 Z . 8492 Z . 8402 Z. 8399 » 19/11/1969 » » » 1 > • 1 ı . ı ı 1 » > 1 ] • * > 1 • » 1 > ; Z . 8388 Z. 7269 Z. 7790 Z. 8366 Z. 10692 Z. 10080 Z. 4050 Z. 8023 Z . 8906 Z. 8442 Z. 8261 Z. 7808 Z. 5694 Z. 5328 Z. 10110 Z. 5944 Z. 10472 Z . 15424 Z . 11352 Z . 15397 . » > . ı ı > . . ı . < . ı . • ı a • ı • i ] ; : . > ı ] 1 > » > t. ;. ] 1> Z. 15305 Z. 11197 Z. 10040 Z . 10038 Z. 15989 Z. 15838 Z . 11163 1 1 ] > I t > Z. 14265 • «AZARİ TÜRKÜLER/» ZERÎ türkülerini severim» dedim. dostumuz f Ok ny Salarr.ov csiâllendi, «Bire nicin Azprî Tiirklcri diyonunuz?» dedi. Ben tUrkü de A Mecidiyeköy Özel ldare Vergi Dairesi mükel leflerinden olup isim ve soyadlan ile salman verginin nevileri yukanda yazılı bulunsn mükeUefleri posta ile gönderilmis olan tarh ihbamameleri bilinen adreslerinin yanhş olması, değisma veya yurt di3mda bulunmalan sebebiyle geri gelmiş olduğundan kendilerine s\in ile kayıtlı tebüğ yapılmak ıteere iJân tar'uı'mâen başlıyarak 1 ay içinde vergi dalremize bizzat veya bilvekâle müracaat etaıeleri. mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmelerini, bu «ürenin »onunda tebligat yapılmıj «ayılacagı 213 »ayılı kanunun 102106. madde eri eeregince tilaı olunur.