05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 14 Kasım 1969 CUMHURÎTET Türkçesi: H i l m i Y o v u : tirkiye'nin yeni bir ekonomi politikasuu uygulamaya karar verdiğinin ilk belirtisi, B&şbafcan îsmet Pasa'nın 1830 yıhnda Srvas'ta yaptığı bir konuşmada ortaya çıkmıstır. İsmet Pasa, bu konuşmasında, devletin ekonomik faaliyetlerinin daha da genişletUmesi gereğinden söz açnustı. Daha sonra da, 20 Nisan 1930'da Mus tafa Kemâl, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından ilke edinilecek olan «6 temel ve değişmeı prensip» i dile getirdi. Buna göre, C.H.P. «Cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve devrimci» bir parti olacaktı. Bu ilkelerden sadece «Devletçilik» ilkesi yeniydi. Bununla kamu hizmetlerinde devletin, ekonomik faaliyetleri ele alması öngörülüyordu. Devletçilik tezinin sözcüleri, sosyalist olmadıklaruıı ısrarla belirtlyorlar; ekonomiyi kollektifleştirme veya devlet monopollerf kurmak niyetinde olmadıklannı söylüyorlar; tarım kesimine hiç dokunmayacaklarını ifâde ediyorlar, ticaret ve sanayi alamnda özel tesebbüsü tasfiye etmiyeceklerini bildiriyorlardı. Onlara göre devletçilik, ülkenin gü ^cü ve refahı ile büyük ölçüde jilgili alanlarda devletin tesebbü sü ele almasıydı. Çünkü bu, öeel sermayenin üstesinden gelemiyeceği bir iş'ti. T Devletçilik uygulaması ve bazı eleştiriler yüında kabul edildi ve 1939 yılına kadar yürürlükte kaldı. Birinci Beş Yülık Türk plânının, Sovyet Rusya'daki plânlama denemesinden ilham aldığına; ve plânm uygulanmasında Sovyet kredilerinden ve tavsiyelerinden ysrarlanıldıgına hiç şüphe yoktur. Birinci Beş Yıllık plinın amacı, hem tekstıl, kâğıt, cam ve seramik gibi tüketim maddeleri endüstrilerinin, hem de basta demir, çelik ve kimyasal mamuller olmak uzere temel sınai imkânlann ay m zamanda gelistirilmesiydi. Bu plânın en önemli basarısı, Sov yetler tarafından plânlanan Kay seri Tekstil Fabrikası ve İngilizler tarafından lnşa edilen Karabük Demir ve Çelik Fabrikalandır. sa'da tekstil fabrikaları, îzmif de kâğıt ve SellUloz fabrikalan, Gemlikte sun'i ipek fabrikası, Paşabahçe'de şişe ve cam fabrikası, Kütahyada seramik fabrikası, Keçiborlu'da sülfür fabrikası, Sivas'ta çimento fab rikası, devletçilik politika»ının sonucunda kurulmuş olan tesislerdir. Ama gerek Türk plâncılarının çabalan, gerekse yabancı uzmanlann tavsiyeleri, ço ğunlukla yersiz, tutarsız ve yanhş olmuş; kalitesiz mallan yüksek maliyetle imâl eden kötü işletmelerin varlığına dair söylentiler almış yürümüştür. Bu konuyla ilgilt olarak Thomburg tarafından verilen bir raporda, durum, şöyle belirtllmelrtedir: «Türkiye'nin iktisad! manzarası. plinlı bir ekonomi (ribi degil, kötü bir biçimde yönetilen ve sermayenin büyük bir kenmi devlet tarafmdan sağlanan bir kapitalist ekonomi gibi gorfimnektedir. Sovyet Rusy* nöfuzunun sonucu, ana ve babsnın en lyi taraflarnn kendinde toplamaktan nzak ne idüğü belirsiz bir ekonomi olmuşfrur..» Thornburg raporu, devletçi plâncılan sadece bir çuval inciri berbat etmekle değil, fakat aynı zamanda, özel teşebbüsün gelişimini engellemekle de suçlamaktadır. Thornburg, «Özel •eşebbüs başansızlığa uğramış değildir. Tam tersine, özel teşebbüsün giicü, kasden kınlmıştır» demektedir. öte yan dan Uluslararası Imar ve Kalkınma Bankası tarafından verilen bir raporda ise, «Devletçi bir yönetim altında Türkiye'nin önemli gelismeler kaydcttiği» kabul edilmekte ve «Bu dönem içinde yerli özel teşebbüsün, Osmanlı mirasının yarattığı handikapla, buna benzer bir gelişme kaydedebileceği şüpbeliydi» demektedir. Devletçilik denemesinin belki de en ciddi sakıncası, Türkiye'de tanmm hemen hemen bütünüyle ihmal edilmesi olmuştur. Herslag, «Türldye Ekonotnisi» adh kitabında bu konuda şunlan yazmaktadır: «Tanmın ihmal edilmesinin sonucu olarak, ülkenin en büyük doğal zenginliği gereğince değerlendirilmeden öylece kalmış; tanm ü bütün devrimleri başarı ile sonuçlandıran, Türkijeyi de Batı medeniyeti seviyesinde bir yörüngeye oturtraa«a muvaffak olan Atatürkün, bir tören vesilesiyle Büyük Millet Meclisine girerken çekllnıiş fotoğrraflanndan biri retimi artmamış, ve fefalr endüstrileri için sadece çok belirli ve smırlı bir emek gücü sajlanabilmiştir.» kapadığını öğreniyordu. Kemâl Atatürk, çabuk ve kesin davranıslann; çoğunlukla sert, ve ansızın verilmiş kararlann adamıydı. Gözüpek, yiğit ve seçkin bir subaydı. Sonsuz bir irade ve taskm bir canlılıkla doluydu. Çağdaşlannın onu bir diktatör saydıkları, ve bir anlamda diktatör olduğu doğrudur. Ama bunu söylerken, Kemâl Atatürk yönetiminin, gerek geçmişte ve gerekse bugün, Avrupa'da ya da Ortadoğu bölgesinde diktatörlük olarak kabul edilen hükumetlerden çok değişik ve ayn oldugunu litmek gerekir. be YARIN ATATÜRK V E T DİKTATÖRLÜK ATATÜRKÜN SON YILLARI TENKİDLER KTİSADÇILAR, Türk Devletçüiğinin ekonomik alanda sagladığı gelişmeleri ten kid ederken, yargılannda çok sert ve katı olmuşlardır. Devletçiliğin Türkiye'ye yeni birçok sanayi işletmesi kazandırdığına şüphe yoktur. Kayseri, Erefcli, Nazilli, Malatya ve Bur « J | | A f | CTARDA v eKemalist umhuri t İ V V U meti, daha çok ekonomik meselelerle ve Nazi saldırganlığımn yaratmakta oldugu tehlikelerle uğraşmış, ama Mustafa Kemâl, batıhlaşma ve reform alanmdaki çabalarını sürdürmek imkânını bulmuştur. 1930 yümda, girişilen batılı anlamda bir demokrasi deneyinden kısa bir süre sonra vazgeçilmek durumunda kalınmış; ve bu soydan bir denemeye girişmek için 1945 yılını bek lemek gerekmiştir. Batıhlaşma alanında yürürlüğe konulan reformlardan biri, 1934 yılı Aralık ayında kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanmmasıdır. 1935 yıhnda ise iki önemll reform yürürlüğe konulmuştur. Bunlar, soyadı almayı zorunlu küan kanunla, Cumartesi öğleden sonra başlayan ve Pazartesi sabahına kadar devam eden hafta tatili kanunudur. Bu iki reform, daha bncekilere kıyasla önemsiz görünmesine rağmen yine de islâm göreneklerinden radikal bir kopma anlaırana gelmektedir. Hafta tatlii bir müslüman göreneği değil, fakat bir musevî ve hıristiyan göreneğidir. Müslümanların kutsal günU olan Cuma günü ise bir dinlenme günü değil, toplu ibadet günüdür. Tam tersine Cuma günleri, geleneksel olarak, camilerin çevresinde kurulan pazar yerlerinde büyük bir faaliyetin görüldüğü günler olagetaiştir. TUrkiye'de Cuma gününün resmen haftaîık tâtil günü oluşu, ilk Bnce 1920 yılma rastlamaktadır. Meclis, demiryolu işçileri İçin Cuma gününü resmî tâtil günü kabul etmiş ve bu kanun, 1924 yüında nüfusu 10.000 1 asan bütün şehir ve kasabalara teşmil edilmiştir. Resmî tâtil gününün Cuma'dan, hıristiyanların dinlenme günü olan Pazar gününe aktanlmasında açık bir takım iktisadi ve idarî faydalar gözetilmis, ve bunu Batılı saat ve takvim düzeninin kabul edilmesi izlemişti. I IHull hükü 1933 yıhnda birinci Beş Yıllık Plân hazırlanmış ve bununla Türk sanayiinin büyümesi öngörüimüştü. Plân 9 Ocak 1934 Melih Cevdet Anday 14 Niyetiniz beni suçlamaksa, boşuna çabahyorsunuz, dedi. Ben de sizin gibi çağınldım. Şimdi anladınız mı? Tarihsel görevinin geldiğini anlayan Siyâsetçi Ahmet: Durun, dedi. Yapacağımız iş basittir: tnanmayan gider, inanan kalır. İşte bu kadar. O zaman Mühendis Fasüı: Sen bir alçaksın, dedi, evet, sen bir alçaksın... Dayanaraayacağım, dayanamayacağım... Bar bar bağırıyordu. Kapıya doğru seğirtti. Eski bakanlardan Fazh sarıldı onun kollanna. Yapamazsınız bunu, dedi. Fakat Mühendis Fasih kendinde değildi, «Emir yok, emir yok» diye bağırarak, ötekmi berikini itiyor ve kendine kapıya doğru yol açmaya uğrasıyordu. Böylece kurtuldu ellerinden. Yaka paça darmadağın, çıktı gitti. Siyâsetçi Ahmet: Beklediğim oldu, dedi sakin bir sesle. Bize bir hain lâzımdı arkadajlar, aylardır bekliyordum bunu ve niçin açıkça söylemiyeyim, bir hain aramıza karışmadı diye rahatım kaçıyordu. Böylece her şey tamam oldu artık. Şimdi işimize bakabiliriz. Emri bekleyeceğiz. Hiç konuşmadan o gün, o gece ve ertesi gün beklediler, yemek yediler, birbirlerine baktılar, ara sıra çalan telefonun başına ü;üştüler. Perşembe günü ikindiye doğru Siyâsetçi Ahmet: Emir gene geri bırakıldı arkadaşlar, dedi. agır bir sesîe. Toplantıyı dağıtıyorum. En kısa zamanda bulujmak üzere. Böylece, geldikleri gibi, teker teker ve gizliliğe dikkat ederek gazeteden aynldılar. Odasmda yalnız kalan Başyazar Kutsi, perde leri açtı, oda birdenbire ayduılanınca gözlerini kapadı. sonra pencereyi de açtı, bir süre temiz havsyı ciğerlerine doldurdu. Sonra rile bastı, içeri giren odacıya: Beni bekleyen var mı? diye sordu. Evet, dedi adam. Kimmiş? Adını vermiyor, dedi adam. Başyazar: Gelsin, dedi. Az sonra içeri aktör Bilâl girdi, yüzü sap» sarıydı. m Otuz yaşlarında, iyi giyimli, güzel bir k«dın, aynı gün Asayişi Yerleştirme Ola£anüstü Teşkilâtı Genel Direktörlüğünün, iki yanına iki hafif makineli yerleştirilmiş büyük kapısmdan içeri girdiğinde hava kararıyordu; avluda tabancalarını çekmis bekleyen memurlardan birine yaklaştı, adamın bir kaşı yoktu. Asayişi Yerleçtirme Olağanüstü Teşkilâtı Dlrektörünü görmek istiyorum, dedi. Kasıız memur, gözleri mşarida, sokakta, direktörün odasını daha iyi tarif edecek durumda olduğu anlaşılan ve o aîa tahta sıralardan biri» r.e sağ ayağını dayamış çorabını çekmeye çalışan bir memuru gösterdi kadına. Kadın yanına varıncaya kadar pantolonunun paçasım indirmi» olan memur, kadına degil de, kaşsiz memura: Kimin odasını? diye sordu bağırarak. Direktörün, dedi kaşsız ve gözleri sokakta, tabancalı memur, gene durumu bozmadan. Bunun üzerine merdiveni gösterdi adam, başka bir şey demedi. Kadın, nerdeyse koşarak merdi%enlere doğru gitti, merdiven başında durdu, kapıdaki memura baktı bir an, adamın kaşı neden yok diye düşündü, sonra cıkmağa başladı yukarı. Ta« ba?amaklarda kâgıt parçalan. bezler, ipler. toz birikintileri vardı. Kat koridorlarında yanan toluk ve sarki kırmızımtırak ampullerden merdivenlere tuhaf bir ışık düşüyordu. Bu ışıktan ötürü olacak. kadın kendini başka biri gibi düşündü: hem başka biri. hem de yabancı bir ülkede idi sanld. Bu duygu onu rahatsız etmi» yor degildi, ama ne zamandır alışık olduğu bir rahatsızhktt bu, «Dışan ile ilintili değil» diy» geçirdi içinden. Kendi kendini tanıyamıyordu sanki. Bu tamyamama. sıkıntılı olmakla birlikte. bir çesit koruyuculuk isini de görüyordu. Çünkü kendisine dışandan bakabiliyor v» kendisini bir eşya gibi görüyordu: böylece de aşın sıkmtısmdan uzaklaşabiliyordu. (Arkasi var) AYHAN BAŞOGLU CASUSU Anoynadıoı ve Duru Rbn ÎSimlJ £ n e , tS ve manın Wç bir \\gisi yoldvn OkuyJCulanmrza Duyulan IGzum ATA'NIN ÖLÜMÜ k r m d a avIa K e m â l A t a Sivas Deiterdarlığından Mükellefin Tebligi gereken evrakın nevl Adı, Soysdı Bilinen adresl Gelir vergisi kaçakçılık cezası Mehmet Çalıkoğlu Belediye Sok. Kaner Pavyonu SIVAS Nişan Sarıyer , » » » » » • » Dairemiz gelir vergisi mükelleflerinden yukanda ad ve soyadı yazılı şahıslarm bilir.en adreslerine posta vasıtasiyle tebligat yapılamamıştır. 213 sayılı V.U.K.'nun 103 104. maddeleri gereğince yapılan işbu ilânen tebliğ üzerine adı geçenlerin Dairemize bizzat veya bilvekâle adres gösterrtıek suretiyle müracaat etmeleri halinde kendilerine süre ile tebligat yapılacağı, aksl halde ilân tarihinden bir ay sonra tebligat yapılmış sayılacağı ilân olunur. (Basın: 25249/13701) MODESTV BLAISE çıktığı bir türı£j Anadolu gezisi sırasında birdenbire hastalandı. Kısa bir 1yileşmeden sonra, sağlık durumu hızla kötüye gitmeye başladı ve 5 Eylül'de vasiyetnamesini hazırladı. 10 Kasım 1938 günü ise, Türk ulusu, sonsuz bir yürek acısı içinde, büyük önderlerinin hayata gözlerini * ' Muhasebeci ve Muhasebe Memuru Almacak Afyon lli Gazlıgöl mevkiinde bulunan Kızılay Aiyonkarahisar Madensuyu tşletmesine muhasebeci ve bir muhasebe memuru ahnacaktır. Muhasebecinin kadro maaşı 2000, TL., Muhasebe memurunun 1250, TL.'sıdır. Aynca yılda iki ikramiye, yemek bed'eli ve ayda 200, TL. tazminat ödenir. Lojraan verilir. Isteklilerin Lise veya Ticaret Lisesi mezunu olup bu işlerde çalışmış olrnası lâzımdır. Taliplerin hal tercümeleriyle müracaatlan ilân olunur. •••••••••••••• ••••••••••••••a* •••••••••••••••a •«••••••••«••a*» Garth ••••••>•••••••••••••••••••••••>••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»«•••••••«• •••••••••••«•••••••••••••••••••••••••••••••••*••••••••••••••••••••«••••••••••••••••*•••••••••••• •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••••••••«•••••••••••• ••••••••••••••••»••••>•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«•«•«•• •••••••••••••••>••*••••*•••••••••••••••••••••••••*•••••••••••••*•«•••«•••*••••••«••«•••••••••»•• TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ Afvonkarahisar Madensnyn tşletmesi Cumhuriyet 13693 Deniz Kuvvetleri Komutanlığı :::::::: » " T o n v « * o « » s :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::;::::::?: TIFFANY JONES ••••••••••>••••••»••••••••••••••"•"""""""!""""""""!" İSE İŞİM UAYLl DB OE sa soçoe < Seyir ve Hidrografi Dairesi Başkanlığından bildirilmiştir. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 133 SAYILI BtLDİRt 24 ilâ 28 Kasım 1969 tarihlerinde 09.00 ile 17.00 saatlen arasında sşafıdaki noktalarm birleştiği saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 6000 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımından tehlikelidir, KARADENİZ ŞtLE 1 i n d nokta : E. 5832 No. lu Şile f enerinden 272 derece ve 3.8 mil mesafede, enlemi 41 derece 11 dakika Kuzey, Boylamı 29 derece 32 dakika Dofcu. 2 ncl nokta : Erüemi 41 derece 19 dakika Kuzey Bovlamı 29 derece 32 dakika Doğu 3 Oncfl nokta : Enlemı 41 derece 19 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 45 dakika Dogü 4 üncfl nokta : Enlemi 4) derece 09 dakika Kuzey Boylamı 29 dcrece 45 dakika Dogü DEN'tZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DÜTURÜLÜR 1 ürfa Halfeti ilçesinde inşa edilecek jandarma birlik ve merkez karakol binası işi 2490 sayılı kanunun 31 inci maddesi gereğince kapalı zarf usulü ile ihale çıkanlmıştır. 2 İşin keşif bedeli (90.000.00) liradır.) 3 Eksiltme Halîeti Kaymakamlık Odasında İhale Komisyonunca 4/12/1969 Perşembe günü saat (11) de yapılacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve diğer evrak Kaymakamlık makamında görülebilir. 5 Eksiltmeye girebümek için isteklilerin: A (5750.00) liralık geçici teminatmı B 1969 yüma ait Ticaret Odası belgesini C Müracaat dilekçeleri ile birlikte (Eksiltme şartnamesinde belirtiien ve usulüne göre hazırlanmış olan) plân ve teçhizat beyannamesini, en az bu işin keşif bedeli kadar bir iş başarmış ve kabulünu yaptırmış olduklanna dair belgeyi. malî durum büdirgesinı ibraz ederek, Bayındırük Müdürlüğünden yeteriik belgesini almalan şarttır. 6 Yeterlilik belgesi alınması için son müracaat tarihi 2/12/1969 Salı günü mesaî saati sonuna kadardır. Telgrafla müracaat ve postada vâki gecikmeler kabul edilmez. Keyfiyet ilân olunur. (Basın: 25253/13708) I LA N Halfeli Kaymakamlığından: Kimya Fakültesinin Kumluşunun 2. yılının kutlanması, meslei hayatlannda 30 yılını tamamlamış olan öğretim Üyelerinin Jübileler; 'n yapıUnası ve 1969 dönem mezunlanna diplomalannm verilmesi münasebetiyle 20 K3sım 1969 perşembe günü saat 10'da FEN PAKÜLTESİ KONFERANS SALONU'nda yapıl«cak törene eski mezunlanmızın teşrilleri rica olunur. (Basın: 23237/13704) I. U. Kimya Fakiiltesi Dekanlığından DÂVET ^Basın: 25016/13689)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle