19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE DÖFT 8 Eklm 1969 CUMHURlYin Yazan: BARNARD CHRISTIAN HAYATIM EşiBin Hifsiyesl: "Once kendi kohini deflişfir,, duser duşmes da komaya girmişti. Beynl berbat durumdaydı. Ölecekti. Kurtuluş çaresi yoktu. Hastanenin bütün telefon lannı seferber ederek kalb nakli ameliyatı için hazırlanan ekibi hafta sonu tatili İçin gittikleri yerde yakaladık. Kısa bir sure sonra hepsi çıkageldi. Ameliyathane suratle haaırlandı. bakalım bogün doktor? TatU Yaralı zenci son dakikalannı yaiçin?» şıyordu. Fakat yaptıgımız sıkı « Hlçfalr yere Buradaynn..» muayene sonucu kalbin de anzaOysa o gün, kızun bir su ka lanmı? oldugunu göfdük. Sakat yağı yanşmasına glrecektl... Ve bir kalb nakledilemezdl tabii. kanm beraberce gitmek için be Vazgeçtik. ni evda bekliyordu. Durumu teAkşam Ustü eve döndttğümd* lefonla ona bildirdim. Bana söy Louwt]i« odasının kapısını kilediklerini burada tekrarlamayı litlemlşti. Bütün ısrarlantna rag lüzumsuz görUyonım. men açmadı. HAYAL KIRIKLIĞt Bir hafta sonra yine bir CuBeklemekls isabet etmi?lm. O tnartesl akşamı yorgun argm gtin llkyardımdan yaralı bir «en eve dönmüştüm. Hastamızın ci gönderdiler. Genç, irl yan bir durumu kadar karımın bana karçı muamelesi da iyl degildi. adamdı. Bir lnşaattan dUşmuş, • Her aa çıkaMliratf... O»leoek yılın bir anı da olabülr ba pekâlâ değil mi doktor?» Öksürmege başlamıştı. Kan tfi kürüyordu. Aldırma» görünerek bumu üstüne düşen gözlügü tit rek ellyle tekrar atama kaldzrdı: Aranan verid niharet balunmuştu. Bn g«nç Te gütel bir lenci kızdı. Ağır btr trafik kazası geçlrmlîtt. Komadaydı. Fakat Barnard, onn kurtanna ihtimall olup oimadığını arkadaşlan ile n«nn nran tartıştı. Hayir, kurtarma lmkânı yoktu. Kıı, yüzde bin ölüme mahkumdn. Kendlme bir çay kaynatarak lçtlm Daha sonra salondakl koltuklardan birine uzanarak müzik dinlemeğe ve düşunmeğe ko yuldum. Saat sekize doğru telefon çaldı: • Sayın Profesflr... Vericiyl buldnk galiba?..» « Kimmiş?..» m Genç bir kız .. Zenci .. Tra fik kazasma ugTamış... Kurtarma ümidi yok diyorlar îlkyardımdan. » « Zenciymi? demek? ..» « Eret... Niye sordnnuı?...» « Hiç. . Söyleyin onlara... Km bizim hastaneye fSndersinler . Servise yatmn... Ben de geliyorum . » Çıkmadan önce kanmm odanna uğTadım: < Ben hastaneye gldiyornmBir verici bulduk... Kalb nakll ameliyatını büyük bir flıtünalle bu gece yapacagım.» Yüzüme bile bakmadan oevap verdi: « Başkalanndan Snce »en kendine bir kalb nakletsen daha iyi olacak Müşfik samiml ye sevmesini bilen bir kalb.» Evle hastane arası 15 kilometre kadardı. Telâşla arabaya atladım. madığını stVytedll«r. • Emin misiniı?..» diye ıararla sordum. < yüzde bin...» dedller. Genç ve güzel bir kızdı. dldi kadifeden farksızdı. Kendinden geçmiş yatıyordu. ölüme mahkumdu. Yandan fazla ölmüs du rumdaydı zaten. Fakat kalbi muntazam çalışıj'ordu. Başucun daki etajerin üstünde bir vazo, vazoda da taze menekseler vardı... Biraz toprak biraz yagmur, biras KUMŞ, bir çok da hayat kokan menekseler... Kim yollamıştı acaba?.. Ya sevgiUsiydl ya da sözlusüydü. Şu anda bir köşeye slnmis, glzli gizll ağlıyor du muhakkak. Genç kızın kalbi mutlu günlerde bu sevgili için nasıl açrpmış, nasıl çırpınmıştı kimbılir. Buna mukabil biz biraz sonra şu kaibi körpecik bir goğ sün derinliklerlnden alacak, ölume mahkum bir adamın göğsüne t«Vi""»k onu kurtarmağa alısacaktık. îsmi Denlss Dsrval'mlş... ZBvalh Denlse Darval... Kızın basucundaki âlete baktım. Kalb muntazam çalışıyor, âletten tatlı sesler çüuyordu: Bip... Bip... Bip... O Cumartesl de bütün Cumartesller glbt başlamıştı. Diğerlerinden tamamiyle farksu bir gün. öf lene doğru Washkansky"yi ziyarete glttlm. O, bhsim Içın artık hasta olmaktan çıkmış sıkı fıkı bir dost haline gelrnişti. Uyguladığımız noksansıa tedaviye rağmen, bünyesindeki çeşıtll ârızalar sebebiyle içine düştüğü blüm çemberlnin boyuna daraldığını pek&lâ farkediyor. fakat direnme gücünden zerresini blle kaybetmlyordu. Ve Mnkl ben ortadaM btttUn parayı kazandıgım halde orunu Bellediğl bir ultimatomu fldbırakıp gitmek Uzereydlm... O de bir tekrarlar olmuştu: da ancak kaybeden tarann yapa« Şu vericiyi bir an evvel bllecegi ümitsia tepU 0» konubulun . Aksi halde sabahın bijuyordu: rinde odakapısuu açar ve benl bıırada bulamazsımz... Çekip « Hafte aotro ol<tn mn bergiderim . Bir daha da yskama kes klriyi kmyor bn hastanedeyapışaraazsınır Burada küfleTa kıra gidiyorlar ya da balığa nerek gebermektense dısarda Bana mukabll ben 9a karyolaeğlenerek ölmek çok daha gtlya baflanmış gibi nrtflstfl yatzel . Hiç değilse g&zttm arkada maktan başk* bir «ey yspatnıkalmaz . » yorum.» Oysa ayakta duracak haü Haklıydı... Beklemekten usaayokru .. Yattığı yerda bile güçmıştı. Herşeyın süratle olup bitlükle nefes alıyordu. mesini bekliyordu... James Hadley Chasein bir «Öleceksem, geberip gideytan, kitabını okuyordu. YaklastığımTaaayacaksam knrtolup kalada gözlüklerinl alruna kaldırayım» diye düşünüyor olmalıydı rak bana baktı: kendince: <ı Buradan çıkar çıkmas sla YatıştıımagB çehştım: de balığa gideceksiniı derhâl « Bekledigimiz verici ber an değil mi doktor?..» çüabilir LonU... Sizİ dab» faıla Hırçın bir sesle konuşuyoroyalamayaotfu... Endn olabülrdu. Sanki poker oynuyorduk... siniı > YARIN: En büyük engel: Tereddüt ••••••••••••••••I ••••••••••••••••a Bond •••••••«••••«••••«••a••••••••••••••«•••••••••••••••*•«•••••••«•••••••••••••!••«•••• •••••••••••••••••••••••••••«•••••••«••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• "İNIHAL KARAMAĞARAU 60 Gözlerinin önünde, birbuçuk yıl önce komadan hiç çıkmadan son uykusuna varan Şermin Belek'in hayah eanlandı. Ölüm döşeğinde nasıl da benzemiştir Nılüfer annesine... Imdad istemışti o gün. Selim'in bütün hoyrathklarını unutarak. Anacıjl tehlikeya girinc* affedivermişti Selim'i. Belki belki kurtarırsınız. îki üç güa dah» yaçasın, Ay?« gelebilsin çiftlikten. Nasıl da yalvararak bakıyordu Selim'». Kendi de doktordu biliyordu, son dalıjıydı bu «nasının. Ama yine de konduramıyor, onunla Suad Çetin'den mucize yaratmalannı bekliyordu. Şimdi kendlsi komada. Ve Selim burada. yahda. EU kolu bağlı. Belki bir daha göremiyecek onun kederle korulaı mıj, o bulutlu gdk rengindeki gözlerinl. Nilüfer kendisinin değil. Olmasın. Her »evdigi füzel j«y kendisinin mi? Yaşadığı dünyada Nilüfer'in var olusu yetmekte Selim'e. Renksiz ve anlamsıı hayatının tek tesellisi Nilüfer'in var olufu. Ara nra yaldızh boş zarfı dolduran Nilüfer'in anı* lan. Selim'i hayata bağlayan bir fıkir Nilüfer. Ütopyası Nilüfer. Asla erisılmeyecek olan dünyası. Nilüfer komada! diye yüksek sesle söylendi. Ve birdenbire boşlukta kılmış duygusuna kapüdı. Fezada bırakılmıs gibi. Dayadı «ırtını duvara, durdu. Yaşasm da ömer'le yaşasın. Ya^asm da ömur boyu onun yüzünü hiç görmesin. Tek yaşasın o.« Bir an Ayhan aklına geldi. Haberin ablasına, enlstesine ulaştırüması gerektiğinl hesapladı. Ayhan'ın olüm tehlikesinde olmadığına iükretti. Tekrar saplantısma döndü: Nilüfer komada! Sokak kapısınm önünde, dondurucu soğuğa ahştırı!an otomobillerin homurtusunu duydu. Misafirlerin gitmek üzere olduklannı, uğurlamak için kendısini çağıracaklannı düşündü. Olayı ne türlü açıklayacağrna henüz karar vermemişti. Bütün umudunu âni esinlemeğe bağlayarak odadan çıktı. Merdivenm ortasında kendisini çağırmağa gelen ka nsıyla karçılaştı. Inceleyici bakışlanna gülümsedi: Fazla içtim galiba. Başım döndü, dedi. Geçirme sahnesinde nasıl hazır bulundu? Birblri arduıdan nasıl uşurladılar misafirleri? Kapmın önünde durmuş tipiye karısan kurtlann gözden si linişini seyrediyordu. Bir çeşit rüyadaydı. Bütün izlenimleri bulanık. Renkler, şekiller birbirine gir miş. Mübalâgalanmış, olağanürtü bir hız kazanmıs. Kendi de bu hızin çekiminde. Simdi meselelerin şurasında, şimdi burasında. Herhalde zincirli değil. Herhalde tutsak değil, herhalde özgür. Ve: ^Nilüfer komada'. Aralarında hayâl gücüyle blle zor asılan kilometreler. Belki de ölümün kapısını çalmakta Nilüfer? Belki de açıldı şu anda kapı? « Yarabbim, ben bu feceyi nasıl geçlreceğim?» diye düşündü. Büyük bir özlemle Suad Çetin'i ve onun sıcak, »eviırJi, ır.ütevazi evini düşündü. İyi yürekli, güler yıizlü kansını düsündü. Şu anda otomobiline atlasa, gıdebilse onlann arasına tesellisini aramağa. Misafirlerden kurtulduklarını e\dekl seslerin değişmesinden anladı. Kargaşalık durulunca denizin uğultusu salona dolmuştu. Terasa çarpan dalgalar sanki kendi yüzüne çarpmıı gibi oldu. Ayılu gibi oldu. Salonda Ekrem Gürgen ve kansıyla yalnız olduğunu gordü. Yüreğinde köle nefreti ka bardı, kabardı. Sıktı dişlerini. • Patlak vermemeliyim, diye hesapladı. Hi« sırası değil, hiç.» Esnedi Yıldız. tnee vücudunu garan beyaz bro» kar elbifesinin fermuannı açmağa savasmıjtı. Çok yoruldun, git yat, dedi Selim. Ya »en? Yatmayacak mısın? Babanm karsısuıda son bir puro lçlp ben d« feleceğim. Babasına da, Selim'e yanağmı »ptürdü. Esney* esneye çekildi Yıldız. Selim. onun merdivenleri çıktığmı duyma<b ama. üst kattaki odada ayak seslerini duydu. Sonra, sırtmı şöminenin kızıl alevleri karşısındaki yüksek arkalıklı kırmızı koltukta dinlendiren Ekrem Gürgen'in karsısına yürüdüğünü hatırlıyor. Neler söyledi ona? Odasma çıkmca düşündü dü çündü de pek toparlayamadı. Her halde ilk kez, damdar düşer gibi kazayı haber verdi. Ayhan'ın ko lu, bacagı alçıda yattığmı, Nilüfer'in komada olduğunu bildirdi. Ankara'ya gideceğini açıkladı. Sinir gerginliği bir mertebeye varmıştı ki, konuşmasmı frenleyemez olmuştu. Sansür baskısı kaldırılmış kelimelerinden, acı şeyler söylüyordu. Ve bilinçaltı oyununu oynuyordu: Yıllardır varhğmı bile unuttuğu kapanmıs dosyalan birer birer arşi» dairesinden çıkanyor, uzatıyor: «Bunu da aç... Bunu da aç...» diyordu. Ve yakınıyordu Selim, Yıldıs dan: înce zulmünden, baskısmdan, merhametinl sö mürüşünden, dünyasını zındana çevirişinden yakınıyordu. Bu türlü sevgl bir felâket.. FelâkeU oldu lkimizin de, diyordu. Evlâdı olamadığından yakınıyordu. « Kendimden o kadar fedakârlık yaphm lci, bu aileye borctımu ödemiş oldum. Çocuksuz ihtiyarlayacağım, sade o yeter» diye düşünüyordu. Karsı yöndekilerle birlik olmasma ve kendilerine karsı tutumda direnmesine rağmen Ayhan'l evlâdı gibi benimsediğinden söz ediyordu: Sandığınız gibi gözden çıkarmadım, diyordu. Elbette gidecegım hastahaneye. Elbette göreceğim. Böyle günde koşmazsam yardımına ben doktor ola rak ablamm, enistemin yüzlerine bir daha bakamam. divordu. Kendi tutsaklık duygusundan yakınıyordu. Ka nsmın hastalığına saygı duyarak ona sessizce boyun eğdiğinden yine de horiandığından ve kendi gözünde küçük düşürüldüğünden yakınıyordu. Beynimi yıkamağa savaştı. Bütün anılanm «ilinsin, kendisinden başka hiç bir şey düşünemez olayım, diyordu. Kafamm içine de hükmetmeğe «avasıyor, diyordu. Ve, yardımını istiyordu Ekrem Gürgen'in. Ankara'ya gidişimi ihanet diye değerlendlrecektir. Öyle bir dram havası yaratacaktır ki, he pimiz kahrolacağız. Sonunda belki: ıLânet olsun gitmeyeyim » diyeceğim ama, onu asla afetmiyec» ğim. diyordu. Ellerini arkasında kavuşturmuştu. Salonda bir boydan bir boya ıridip geüyor, arada bir kafasmı sallaya sallaya düşüncelerinden renk vermeden kendisini dinleyen ihtiyann önünde duruyor. Sonra birden cellâlleniyor ve iüri karsısında bir idam hükümlüsünü savunan cerbezeli b:r avukata benziyordu. (Arkası Tar) MODESTY BLAİSE UM'I'N. . DAN BlRlfjl O&İIA DEVİBIB VE DEHİZB ATLAB... MEB İKİ 5ÜM» HS3U . VETLKElJl IX. UAÇEKE.TLE>J£J M / DUA VE YAKARIŞ hflîtâaaââââââââ'ââ •••«•••••••••llt •••••••••••••f|| ••• •••••••••••••* tlll llllllllltıtıııııııı ıııifliıifiıııtıııı ıııiftıııııııııııifli ••••»•• • • • •• • ııııııııııiMiı«ıııııifiııı t ı • • • « • • • M l l l ıt««aıtiiiıiM<ı a a ı a a a MtlliMttimaMaat MlllllllllMlltMMİ M t iMiııll||ı»ııııııııtııııı | || | | | l| | | | | « i | | | | | | | a a ••••••••••••••••••••••••• En basitlnden ön önemlisine kadar bir ameliyata glrmeden önce daıraa dua etmiş, Tannya yalvarmışımdır. Yine aynı şeyl yapmak için kendi kendime nunldandım: « l l u Tannm... Ameliyat strasında bana.. » Fakat tamamhyamıyordum bir turlü .. Tasavvur edilemeyecek kadar heyecanlıydım... Içime de garıp bir tereddüt duşmüştü. Şirndiye kadar yaptıklarımla kıyaslanmayacak kadar büyük bir ameliyat olacaktı.. Bir degıl, blrkaç ameliyat blrden. . Eltibimizin yansı verıclnin kalbini alırken diğer yansı da alıcıyı hazırlayacaktı. Bu iki amelîyatı birbirine paralel ve bır bütün şeklınde dengeli olarak yürütme zorundaydık. Taraflardan birinin miniminl bir hatası bütün emeklerımizin boşa gıtmesine sebebiyet verebilirdi. « Uln Tanrun, bu ameliyat gırasuıda bana yardım et... Hataya düştnekten beni koru... Ce•aretimi kırma, ellerimin titremesine meydan verme... Bildiği mi, bildiğim çibl yapabilmem için himayeni benden esirgeme.» ••••••••••••••I ••tfllllllll Tifffany Jones • •»••••••^••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»•MIIMfni ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••flfllll • ••••••• •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••I • • • • • • •• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ı ••••••»•••••••••••••••••••••••••••• • lltllimilllllllllMMIIIHIHMtlMlllllliailtlllltlllllllllliailllll ZAVALLI GENÇ KIZ Bır trafik kazası sonucu sokakta kendınden g»çmış vaziyette bulunan genç laz kimdl acaba?.. Kalbi sağlam mıydı?. Dahilı bir hastalıgı var mıydı yok muydu?.. Ailesi kalbinin sökülüp almmasına müsaade ede cek miydı?.. Bütün bu endişelerimin tama miyle yersiz oldugu kısa bir süre sonra meydana çıkacaktı. 11gili arkadaşlar canla başla çalışarak durumu ayarladılar. Zenci kızın kalbi sağlamdı. Ailesi güçbelâ bulunmuş, lzln alınmıştı. « Kızı kesip biçmeden 5nce kurtarmak için bir şeyler yapamaz nuyız?..» diye sordum. Yaralıyı tepeden tımağa ve defalarca muayene eden ekıp 11gililerl yapılacak hiçbırsey ol M a l k O Ç O ğ l U I Kon«veresimAYHAN BAŞOGLUI TUHA GASUSU Makine Yüksek Mühendisi Almacaktır Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A. Ş. Genel Müdürlüğünden: 4/10195 sayılı kararname hükümleri daireslnde istihdam edilmek üzere, 12. derece kadroya kalorifer, klima ve sıhhî tesisat işlerinde tecrubeli bir makina yüksek mühendisi (Tesisat Yüksek Mühendisi) almacaktır. İsteklilerin iş şartlanru öğrenmek üzere 13 Ekim 1969 tarihine kadar Bankamız Personel Müdurlüğüne müracaatlan rica olunur. (Basın: 23302/11922) Ist. Dz. Tek. Mlz. Sal. Al. Koms. Başkanlığmdan: 1 Kapalı zarf usulö üe 500 adet Varta feneri satm almacaktır. Muhammen bedeli 115.000. lira olup G. teminatı 7.000. liradır. 2 Şartnaraeleri Komisyonumuzda, K.K.K. Ankara ve İzmir Lv Amirliklerinde görülebilir. 3 İhalesi 20 Ekim 1969 günü saat 11.00 de Kasımpaşa'daki Komisyonumuzda yapüacaktır. 4 Isteklilerin 2490 sayılı kanuna göre hazırlayacaklan teklif mektuplannı ıhale günü saat 10.00 a kadar Komisvonumuza vermeleri. (Basın: 22675/11924) 2 Adet 150 Kilo Çekerli, Ibreli Baskül Almacaktır Muhemmen bedel 20.000.00 TL. olup. son tekhf verme tarihi 17.10.1969 Cuma günü saat 15.00 e kadardır. Şartnameler. Taksim Gümüşsuyu Caddesl Dümen Sokak Gümüşpalas Apartmanında Levazım Müdürlüğünden almabilir. TÜRK HAVA TOLLARI A. O. ; 23175/.11Ö15). Türkiye Selüloz ve Kâğıl Fab. Işletmesi Genel Müdürlük • Mütercim Almacaktır Genel Müdürlüğümüz Merkez Teşkılatmda istihdam edilmek üzere; İngilizce Mütercim almacaktır. İsteklilerin çalışma şartları ve alabilecekleri Ocret ile Sosyal imkânlar hakkmda bilgi almak üzere SEKA Genel Müdürlüğü Personel Müdürlüğüne bizzat veya dilekçe ile müracaatlan ilân olunur. (Basın: 23088/11925)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle