25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt 28 EHm 19«9 CTJMHURtTET rlandah yazar Samoel BecketHn Nobel Edebiyat ödülünü slman, doğrusn bn yıl da beklenmiyordn. Daha geçenlerde Le Monde gazetesi Beckett'in, Nobel Seçiciler Karulnnda, kazanraak için gerekli olan oy çoklnğnnu saglayabllmesinin söz konnm olmadığını öne sürmüştü. Şimdi ödülün Bcckett'e verilmesi birçoklannı yadırgatacak, bonn «yanlıs bir seçme» sayacaklar çıkacak kusknsnz. Bir oyun yazarı ve romancı otarak Beckett'i tutmayan eleştirmecilere jöre Beekett'in kahramanlan insanlıktan çıkmış ve insan adı altında alabildiğine alcalmıs bir takım insansılara indirgenmiştir. î]k bakısta ha suçlama hiç dr haksız değildir. «Sonu» (End?ame) oyununda Nagg ve Nell yaşlı ve kötürümdürler, içinde yaşadıkları çöp bidonlanndan çıkamazlar. Hamm kördür. ayakia dnramaz bir türlii; Clov iae oturamaz, ayakta durur hep. «Godotya Beklerken» (Vl'aiting for Godot)da Vladimir hep hastalıklardan yakınır; Pozzo kör, I.ucky dilsizâir. Molloy'da Morania Molloy'nn belden asagıları tntmaz. <Ad Verilemeyen» (L'innomable)da ise roman kabramanı elleri ve ayakIsn olmayan ve toz talasla dolu bir kutn içinde yaşayan earip bir yaratıktır. F.ynch ailesinin anlatıldığı VVatt'da, ailenin 28 üyesinin tümü, su ya da bn biçimde sakattırlar. Beckett'in kisileri yalnız bedence değil, tutarsız ve kopnk bir bilinç sayıklamasına kapılanarak akılca da bir çöküntüye ngramış görünürler. Molloy'da Moran şöyle konusur: «Gece yarısı. Yağmur camlara vuruyor. Gece yarısı değildi. Yaijmur yağmıyordu.» Düşüncenin ternel ilkeleri böylece tepetaklak edilmiş, dıl ile nesneler (objeler) arasında bir iliski kalmamış çibidir. Kısaca Beckett, «insanlık dnrnnaunn son sınınna varmış bir insan çöküsü gibi gSstermek» istemektedir<l). J BECKETlin FILSEFESİ Hilmi YAVUZ eckett'in insanlığın durumu saydığı bn beden ve bilinç çöküntüsünü» teraelinde. insanla ilgili temel birtakım soruIarı aydınlığa çıkarma çabası gizlidir. Sözgelimi Molloy, insan özünü koran ilişkilerden silkinip knrtulmus olmanın getirdiği bir sıkıntı içindedir. Kelimeler, anlamlarını gösteren nesnelerden kopmus ve bir «böcek vızıltısıana dönüsmıislerdir. Kelimelerin anlamlannı yitirdigi bir evrende insan var oldutuna nasil anlayacaktır? Beckett'in kab ramanlarının tiimn, işte bn sornya bir yanıt bnlmaya çalışırlar. Nesnelere anlamla baflı olmaktan kurtulan kelimeler insan ben'ini zorlar. onn var oldugunn ispatlamak içta gerekçeler aramaya götürürler. Godotyu Beklerken'de Vladimir'in E«tragon'a sordngn bndnr: «Var oldngunnız duygnsnnu edinmek icin hep birşeyler buluyornz, dffcil mi Didi?» Wattda ise nşak. var oldnğunn kendi kendisine ispatlamak için olmadık yollara başvurur. Beckett için temel sorn «Düsünüyorum. ama var mıyım?» iorusudnr. tnsan var olnp olmadıfmdan knşknlanınca tıpkı nesnelerle kelimeler arasındaki uynrann silinip yitmeıi gibi insan ben'i ile özel adlar arasındaki nvnm da anlatnını yitirmektedir. Yolda giderken polis durdnrnr Molloy'n bir ara, adını sorar. «Adım Molloy'dnr dedim. Aklıma esM, hemen uydurdnm kendime bn adı» der Molloy. tnsanın özel adı olması ancak polig sordngunda yanıt vermek için gereklidir. «N'esnelerin durnmn adsız olmaktın B derken, bnna kendi ben'ini de katar Molloy. (2) eckett'in kişiierinin yatalak, ya da kfltürüm olmalan bir eylemsizlik özlemini dile getirir. Ya knraa gömülmüşler, ya çöp bidonlarının içinde yasamak dnrnmnnda bırakılmışlar, ya da kımıldamadan yatroayı seçmislerdir. Taşlaşmıs bir kımıldamazlık bedenin hareketini dnrdnrmaya, Mçnı görünen bir anntkanlık ise dil'in sessizliğini hazırlamaya başlamıştır. Molloy'nn hem kbtürüm olması, hem de kelimelerin yarııını unntmava naşlaması bn ftlçüden dikkati çekicidir. Beckett, «Sono» adlı oyununda bn dnrnmu bir geneiletneye baflar ve Clov'a şöyle dedirtir: «Herşeyin sessiz ve bareketsiz kalsca|i bir dünya istiTornm.» B slmskn Inganm, temel olarak, netmelcr v« bafkaları ile anlaralı ilişkiler kannasının olanaksızlı|ı demektir. Beckett, »on romanlanndan birinde, «Nasıl Uldu^n» (Csmment C>st)nda, yukarıdan ipe baglı olarak indirilen nesneleri sürekli olarak yakalamaya çalışan bir kiıiyi anlatır. Roman kififi ne kadar çabalarsa cabalasın bo«unadır: Tam yetişmek üıereyken ip ynkarı çekilir, ipe bağh nesneyi yakalayamaz bövleee. Sonunda bıkıp lânetler savnrur; yüznkoyun yatarak bir daha ayağa kalkmayı reddeder. Saçmalik evrenin temelindedir ve insan hiç birsey yapamamaktadır. Evrene lânetler savnrması da bosunadır. ve bn tıpkı ayatinı carptığı için karyola derairine töven birinin dnrumunn andırır. Eylemin hiçbir biçimde anlatni voktnr. Beckett'in «Sessiı ve hareketsiz» bir evren istemesinin gerekçesi de bundan başka bir sey defildir. Türk topraklarında Amerikan yasakları... Doğru'ların ortaya çıkması ve halk katlanna yayılması ko 5 lay deçil. * tnsanlık tarihinde gerçek nğruna savaşlann acıklı sayfaları okunmakla bitmez. Do|ru'lan söylemek pahasına hayatını harcamıs kisilerin zinciri, geçmişin karanlıfından günümiiziiıı şafağına kadar uzanır. cDevrim» dergisinin ikinei sayısında eski Genel Kurnv<n İkinci Başkanı Orgeneral Refik Tnlga'mn söılerini okurken. en basit doğrn'ların bile ortaya ne kadar zor çıktıklarını bir daha düsündüm. Sayın Refîk Tnlga diyor ki : , 1963 yılında Üçür.cü Ordu Komutamydım. Trabzon riakı tugayı denetİemeye gittiâim sıralarda Amerikan ü?=ünü de nyaret ettim. Fakat bir Amerikah Albay yolumu keserek «Gerçek üsse giremezsiniz» riedi. Bizler ancak Amerikan üslerındeki kantin, yemekhane, mutfak gibi üsleri gezebiliyoruz. Ulkemizin çeşitİi yerlerinde atom başlıklannın saklandıgı rtepolar var. Buralara yalnız Amerikalılar girebiliyor. Üslerde Sovyetler Birliâi ile ilgili istihbarat yapılmaktadır. Elde edilen bı'.sıler ise saniyesinde Amerika'ya ulaştırılmakta... Fakat hılgılerin hize geldiSi yok ve uvkuda kalaeagız.» Butün 1969 vılının 28 Ekim eünii.. yarın 59 Ekim.. Vatandaslar. Cumhurivetimizin kırk altıncı yılında haslarını elleri arasına alarak sövle hir dösünmeliler... Türk Silâhlı knvvetleri Ccüncü Ordtı Knmandanımn Türk topraklarındaki bir askerî nste Amerikan albayı tarafından onü kesiltyor : Yasaktır. giremezsiniz.. diye. Ve aynı Türkivede Basbakanlık koltnğnnda otnran Mornson temsiicUi Sülevman bey : ..' Türkiye'de üs yoktur.. diye konnşuyor Meclis kursusünde... Yüce Mecliste Türk nlnsnnnn temsllciieri var Aralarında Ismet Paşa.. Ve dinlivorlar. Türk knmandanlarının Amerikan egemenligi altındaki u»lere tiremediiini vazan bir avnç devrimci vazar. sırtını menfaat çevrelerine dayamıs bir turünün hücnmnna ntrnyorlar : KomfinİRtler. Moskof nsaklan. Tflrkiye'de Amerikan nssü yektnr... Sfilevman bev Basbakanlık koltnğnnda otnrnyor. Ve dojrn'yn yazan, «vatan haini komünist» tayjlıyor. Gerçekte Türkiye'dekl Amerikan öslerine Tflrk knmandanlan girse ne olacak. «irmese ne olacak? Bütün bn fisler Amerika'va batlı bir emir ve knmanda sistemi içinde ver alırlar Bir nfikieer »avasın tereklerine tört Isliven. ve Türklve'nin voU üstnnde örentlenmis bir sebekenin halkalarıdır Türkive'deki ünler Bizim. devletimizin ve knmandanlanmmn denetlemesi mümkün olmıvan bir «avasın mihrak noktalarıdır. Amerikanın belirli bir merkeziytedir alısverisleri, isleri Anadoln'vn nükleer savasta topnn atzina snrerek. bir OrtadoSn krizinde olnp bittilere getireeek bStün vetkiler Amerikan knmandanlarının elindedir. Lif ola padisahım diye bizim ricali alıp fisleri dolaştırsak bir varar sağlar mı? Hayır. Mutfağı ve kantini dolastıfımız rJW gerçek BssB de dolasmak hiçbir ise yaramaz. Ama Amerikan küstahlığı. flstün devlet psikolojisi ve T^rk snbayını hakir cörme dnygnsn. Ordu Knmandanlarının Snflnfi kesmek biçiminde belirginlesir. Bütün Amerikan vetkililerinde aynı alıskanlıklar vardır. tkide birde Türk bayratı vırtmak Örda Knmandanımn önflnü kesmek. Türklere ikinci sınıf millet mnamelesi vapmak. Amerikan egemenliginin her yanda rasladıiımız belirtiieridir. Ama kabahat kimde? Bizde.. elbette bizde. Biz unutmnsuz Atatürkcülüîün ne oldnînnn, hi/ nnntmusnz Millî Knrtnltu Savasından geldiğimizi. hiz nnntmaşnz Gazi Mustafa Kemal'in tam bagımsızlik ilkesini... Bizim nnnttnklarımızı Amerika hize niye hatırlatsın? Cstüne vazife mi elâlemin? Hic^lik dünyası öıü Manrice Nadeau'nun Beckett'le ilfilî bir yargisı ile ba|lay*yım: «Brckett bizi, bir hiç «Irnna öteye beriye koşnşanlar anlamına çelen hiclerin. ya da Riç'in dünyasına çötüriiyor. Dünvanın saçmalıgı ve bizim durnmnmnznn anlamsııhSı i«e istenerek vapılan hir anlanısıılıkla ve saçtnalıkla anlatılıyor. Simdiye dctin kimse. insanlann bel bailadıklan seylere bSyleıine açık bir «aldında balnnmamıstır.» (4). S Temeldeki sacmalık işte bn varlık «»G odotyn Beklerken» kişinin (Vladimir'le kıntısını dnyan iki Eıtragon'nn) «yasamaya mahkum edilmişliklerinin» durumnno dile jcetirir.(3) Var olmak bir anlamsızlığa indirgenince. yasamanın bir ceza olmaktan ötede bir anlamı yoktnr artık. Bn, Heideıcxer'in «Varlıjta fırlatılıp atılmıs olmak» (gewornfenheit in« dasein) deyimi ile belirlemek istediti dnrnmu akla jetirtnektedir. Varlığa fırlatılıp atılmış (1) (2) (3) (4) Georg Lukacs: The meaning of contemporary reallsm. London Merlin Press, sayfa 31 Olga Bfrnal: Samupl Beckett La Voix de Mon »ilence (L'oubli de« nnms). Le Monde Des Livres. 17 ocak 1988 R. D. Laing: The Divided Se!f. Pelican Books, sayfa: 41 Maurice Nadeau: Hiçbir yere dogru, ileriye. Türk Dili dergiıi Roman özel sayısı, layfa: 739, (Temmuz 19€4>. Yeminin kerameti Bir tarihte Meclis kürsüsünden «Demokratlk Cumhuriyeti yeni Anayasa'ya göre düzenlemek ve iktidarı yeni Meclis'e devretmek ülküsüne» bağh kalacaklanna and Içenler aradan bir süre geçtikten sonra. bu iktidarı yeni bir Meclis'e devretmekten vaıgeçtiler. yeminlerini unuttular, günnn birinde de memleketi tFrketmeğe mecbur oldular. Yinc Cumhuriyet esaslaruıa sadık kalacaklanna yemin edenler, bir 22 Şubat bir 21 Mayıs günü, bu memleketin demokratik düzenle yürümeyeceğini ilân ederek devleti basmağa kalktılar. Aslında şu yemin denilen müesseseyi, faydası olmadığı ve bizi biribirimizle diirüst olmayan bir yolda. viizgöz ettigi için kaldırmak lâzım. Tarihte hatırlarsınız; Kararnanoğlu da Fatih Sultan Mehmet'e, «Bu can burada kaldıkça!» diye göğsünü göstererek sadakat yemininde bulunmus. sonra Fatih'in yanından ayrılır aynlmaz fönv leğinin altındaki kuşu uçurarak. «O can orada kalmadığı»ndan rine hildiğini oknmuştu. Dernokratlar iktidara geldikten sonra, tam üç kere 1950'dp. 1954'de, 1957'de milletin kayıtsız ve sartsız eğemenliğine saygı göstereceklerine vemin ettikleri halde çünün birinde Anayasa'yı ihlâl ederek, icra ve teşri retkilerini elinde .ntan bir tahkikat komisyonu kurmuşlar. o komisyona Meclis'in vetldlerini devrederek Cumhuriyet idaresini bir dikta idaresl baline getinnişlerdi. Bölükbaşı'nın Meclis kürsüsünden koparılıp hapse atUdjğını o veminlere rağmen görmüstük '1969 Parlârâetrtosn açılırken geçieT Bâşkan tnönji ile beraber bütün gözler yemin edenlere ditcldi. Herkes bekledi ki, Erbakan, «Lâyiklik esaslarma sadakat göstereceğim» demesin, «göstermeyeceğim» desin. Daha evvel gazetelere verdiği demeçte hilâfet taraftarı olduğunu. rürkiye'de din hürriyeti olmadıgını söyliyen o değil mi idi?.. Hayır!.. O da herkesin merakla açılan gözleri önünde Cumhurivet esaslanna ve lâyikliğe sadık kalacağına yemin etti. Elbet kendince bir marereti vardır. Meclis'e girdiği zaman kıldığı iki reVât namaz.n sonunda: «Allahım demistir. ben yalan yere yemin e( ı teğim ama. sen beni alTedeceksin!.. Milletvekili olayım ki senin yolunda kâfirleı ve zalimlerle uğrasayım!~» • Yeminin bir aldatma vasıtası haline geldiği ortamda yalan yere yemin edenler bir şeyi iyi biliyorlar, bir gün yeminden döndükleri zaman, hiç kirrsenin onların yüzüne bu kusurlannı vurmayacağinı! öyle olu ca da herkes yalan söylcdiğini büe bile yemin ediyor bu memlekette. SAVAŞÇININ II enüz 24 yaşında, heyecan dolu bir genç adam ••Ankarada, Atatürk'ü görmenin özlemi içindedir. İsteğini, akılhca bir buluşla. şiirle dile getirir: «Dinlenmeyi bilmeden yürüdüm günlerce bcn; Hasretinden hız aldım, koştum gündüzgece ben, Ankara havasını içime sindirmeye; Kulaklanmda bir giin sesin çınlasın diye Sana haykınyorum: «Gazi! Nerdesin?» diye» .1) Atatürk, bu şiirin yazarını buldurmak ister. Cumhuriyetin 9. yılında. Ankara'nın büyükleri, Behçet Kemal isimli bu genci bulurlar. Alatürk'ün çevresine kabvıl edilir. •Çağlar» soyadmı slmıştır. Ve bir gün, Atatürk, dâvetlileri arasında oturan bu gence: Şöyle, vüzünü bir eevir bakayım, der. Sonra gülümseyerek: Sen. Kayseridekl o genç değil misin yoksa? OLUMU Türkteki katsal güeün sahlanısı Atatürk, Türk nlnsn ohnasa, Atatürk' olmazdi k i . ericiüğe. yobazlığa. lâik Cıımhuriyete girişilen en ufak saldınya karsı, ön siperde, her an Höğüşen bir savaşçının anlatılacak yönleri çok.. Ben hurada. Radyo tdaresiyle ileili bir gelismcvi anlarmak istiyorum. tstanbul Radyosunda çalısıvordu. Yıl 1959.. tsmet tnönü, Uşak'ta saldırıya uğramıştır. Başına taş atılmıştı. Cselar'ımız. bu ol.iyı bir taşlamayla dile getirmistir. Sonuç: Radyo'daki görevine =on verilmiütir. O'.ayı haber alan lsmet inönO, 13 Mayıs 1959'da. kendisine »u m"'*'u" gnnderir: .Sevrili Bbret Kemal Çağlar.. Benim yüzümden. sizi Radyodnki hizmet imkânmızdan mah rum etmişler. Cok üzüldüm. Rn avıp teciviizlerin açikça himaye edildiğine sadeoe bu olay. bas lı basına bir delildir. Sit, husıısî geçiminizde de sarsılmıs oluyorsunuz. Size bütün ömrümde hiç hir favdam olmadı. Sebep olduçım üzüntülerden dolayı bir daha mahçup oluyorum. Gözlerinizden sevçilerle önerim aziz kar d^şim... Ismet Inönü.» Peki, sen cevap verdin mi mektuba? dedim. Verdiji cevabı okudu: Paşam.. Hayatımın en mânalı moktuplarmdan birini sizden aldım. Atatürkle birlikte kurtardığınız yurdun vatandaşı. tek başınıza İkinri Cihan Harbinden burnn kanamadan çıkardığinız neslin mensuhn de<il miyim. daha bana ne iyilik yapabiiirdiniz? Yalnız. beni daha çok sevip tanıdığinızı sanırdım. Siz. bir davâya başınızı korken, ben maaşımı koymusum çok mu? Vatanperverlik sizin inhisannızda mı a Paşam?... Ellerinizden riperinı.» 115 Mayıs » 5 » . Cevabı, lnönü'nün mektubunun arka sayfasın* yazdırdıra vc çerçevelettim. O. çok sevdiği, aşkla oturduğu, ismini koyduğu Uzun Güzel apartımanındaki dairesinin duvarına da ben astım. YAZAN: Prof. Dr. an.ı 1 aier UNAYA elleriroizi vicdanlanmızm üzerine knyarak, yemin ediyoruz ki, mefknreni (ülkiinü) ebediyen ya satac.ığız. Bugün bütün gençlcr. Cumhuriyet'in ne demek oldıığıınu »nlamıştır. Bugünkii srnclik uykndaıı uyanmış. silkinmi;. ziııde. milliyetine kiskanç bir kit ledir... Muhterem Paşam. kutsal dileğinize uygun olarak, fikri hür. irfanı hür. vicdanı hür bir nesil olarak yetiştirilen. yetisen talebe arkadaşlaVıııın ruhlannda kaynasan. saygı, içtenlik kaynaklarından sızan ıu sözlerime son verirken. hiitiin Türkiyenin en büyük eme'inl. en Hevamlı dn asını tekrar edeceğtm: Milletinle ve Ordunla varol.» (21 Doskluk Anıtt ıl 1960 thtilâlli bir döneme girmişiz. thtilâl, önce <cndi çocuklarını yedi vı bcn de. bir kısım öğretim üyeleriyle beraber «1471ik> oldum. Benimle temas etmenin aizli acık yasaklandığı bir sürede, o her Rün. her an yanımdaydı. Bu derece güçlü dostluk ömeği Çağ lar'ı, înönü hükümeti. TRT temsilcisi tâyin etti. Yönetim Kurıılu Baskanhâma seçildi. Ve bir Rün Demirel büküneti kuruldu. Ankaraya giderek. kendisini seçmeyen bir hükümetin temsilcisi olamıyacağını resmî makamlara bildirdi. Zamanm Milli Eğitim Bakanı kendisine riveülerle dolu teminat verdi. Hükümetin temSİİCİ5İ kalma^ından iftihar duyulacaSı belirtildi Fakat. sivasî nedenler galip geldi. İçinde buhınduğıı ba=kılflr altında çalışamıyacaBiiı anlamıstı Basbakandan rande\m istedi. Bir arkadaşı bu randevuvu <fs?l=""=tı. Gidip istifasnnı vorecekti. Fskat. beklemediler. İşine son verdiler. O akssm.TiirV Devrim Ocaklarında, Japnnva izlenimlerini anlatacaktı. ÜzünHisünü zerre kadar bel!i ermeden. alıstıeımi7 esprileriyle konfersn«ini verdi Yerine. eski bir «147'lik» Drofesörü getirdiler. Ve o orofesör. a>Tien kendisi gibi, senetsiz sebepsiz uzaklaştırılan Caelar'm yerine eeldi. o*urdn. 147T»r islemine kar sı V"'TTI'J>! hir irssna vapılan en büyiik azizlittti bu.. Ama. Behce* ^""lal. Kücücük he^aplann ^ima üHünde ve dışında kalmışfır. Behcel Kemal Efendi 4 A A J de Gazi Mustafa karaya dönüşünde Kayseriye de uğrar. Istiklâl Savaşından beri bu ikinci gelişidir. Gece Gaziyebü >ük gösteriler yapılır. Gari, halk arasındadır. Bu sırada, «halkm hissiyatma bihakkın tercüman olan Behçet Kemal Efendi. bir söy l?v verecektir. Fakat. yazdıklarının büyük bir kı?mım unutmuştur. Cünkü. zayıf ıçıklar arasında. Mustafa Kemal. «bir güneş gibi> parlamaktadır. (Genç öğrenci, yıllarca sonra «gözlerinin kamaştığını» anlatacaktır.) O anda. içine doğanları, hatırîayabildikleriyle kanştırarak, söylediği sözler. öğrenciliğini aşmıştır: «... Giineş, geceleri kaybolur, gündüzleri bıılutla örtiilür. Lâkin bir güneş vardır ki. bulutsnz, saf, yüksek bir gökviiıiitıün ufkunda doğmuştur. Ne gece, ne sründüz O'nun ışığmt mahvedemez. Bu EÖkyüzü istiklâlin seması, o ofnk milletin alnıdır. Ve o siines Sen'sin, sönmezsin. sönmiyeceksin... Meş'um Mütareke anlarıydı. Türklerin dünyayı en kara gördüğü zamaniardan biriydi.. Artık Türkiyonin çöğsüne korkunc karanlık bir gece ıök müştii... Yine o gecelerden birine dönüyorum. Anadolu yanıyor dı. Manş'ın ortasmda bir sırtlan hanharlığıyla sıntan İneiliz emperjalizmi. Pelopoııez'in ihtiyar haydndu Konstantin'e insaniyet namına teşekkür ediyordu. Elenizmin hatıra sayfalarına Don Ki şot hikâyeleri yazmak isteyen o ihtiyar haydut. o havali maceracı »iilüyordn. Anadoludaysa soyiu bir adam. siyah bir kapnta bürünmüş. kuvvetli bakışlı bir büyük adam sözlerini Garbe çevirmişti. Baktı. baktı. uznn bir cephenin üstünde. bir baykuj ?ihi öten gefenin karanlığinı bakıslanyia eritti.. Türk süvarilerinin Kiiciik Asyada at nallanndan sıçrayan kıvilcnnlan köhne bir kıralhkla. hayalî bir imparatorluğu maziye kanştinrken, Manş'ın ortasında insan kanıyla seçinen tngiliz emperyalizminin korkunç heykeli de ztılmün korkunç ve çürümüs viicudnyle beraber karanlıklara kansıyorda.. İnkılâpta senin serefînl Türkiyenin srrefinden avırmak bir hatâdır. Senin şerefîn Türkfindür Türklngün serefi senindir... Si7e birisi TfrrklüSiin azminl. imSııını, İMiklâl arzusunu Ispat et derse. pskisi gibi mâriye dalmavm. Daima gelereîe hakan gözlerinizi arkaya cevirip de bir asiretten bir devlet kurduk. kırallara emir verdik Hemevîn. Böv le bir anda sn karçınızda duran ve Tü»'" hiitiin hasletlerinin canlı bir timsali olan Pasamızı ?osterin. Çünkü O. bir asiretten hir devlet değil. yoktan. hür v» müstakil. 1leri Mr millet yararti. Cünkii O. Mehmpteifrin armiylp mferle dünyayı rltrMtt. G Y 200.000.000, liranın hesabı burada Sayın Selçuk. bana. 7 Ekim tarihinde Pencerenizden uzanarak bir hesap sordunuz; sormadan öte veryansm ettiniz. Konu biliyorsunuz İller Bankasına ait Simel Sirketinin ke*in hesabı ve Sirketin bizatihi kendisi idi: buradan vapılan atışm hedefi ise «tller Bankası» Genel Mfidürü olarak bendim. Yanlıs temele dayanarak size kasıtli bilgi verildiğine umanm ki siz de inana cabsınız. Simel Şirketi 1959 vılında kuruldu. IS0 hisseden 149 hissesi tller Bankasının. hir hissesi de Kızılay'ındır. tşte bu Şirkete ait iki vüz milvon liralık sarfiyatın kesin he sabını bana soruyorsunuz. Şimdi. iyi dikkat edin; ben 19S7 vı Imda Genel Müdür oldum. 1959 yılından beri beşinci Genel M8 düriim. Bahsettitinİ7 kesin hesaplar benden e\Telki devTelerir Genel Mfîdürlerine ait. benim zamanımla ilsili hir tek işin vapı lacak kesin hesabı voktur: tamam mı? t'stelik brnimle ilisiği ol mıyan ve yapılmamıs n kesin hesaplan kapsaran iki viizden fazlü işin tahminen vüz adrdinin kesin hesabını ben vaptırdım. eerivr kalanlar ise kurritığum düzenle en geç iki ay snnra temizlenecek Benden evvelki («enel Müdür olan arkndaşlarım da aslında kesin hesaplan vaptırmadı'ar dive ka'iyen suclanama7.. zira taşaronlara istihkakları karsılı£t para ödenirken çereken kontro! her defasında vapılmaktariır. Bunu miiteahhitler ve iş vaptırar müesseseler Iıilir'er. Kesin hesap dosyasının kapanmasına varar Kaldı ki. bildirdiğim eibi bahsi geçen kesin hesaplarla benim hiç, ama hiç ilgim vok. Simel'in pahal' iş vap'ısina değiniyorsunuz; esor bövle olsay dı. Knv İ$leri Bakanlığı. Cimento Sanavii. P.T.T.. Devlet üretme Çiftlikleri. Hava Ku\vetleri vr Ftibank eribi müesseseler son za mana kadar Simel'e rica minnrtle iş vermezlerdi Ayrıca bngiin Ankarada 90 sazeteciyi meskene kavuşturan. ikinci tazeteciler si tesini arara adamlar koyarak çazetecilerimİ7 Simpl'e vaptırmaz lardı. Sirket şimdiye kadar vaptığı hütün ihaleleri statüsnne avrnn ilarak vanmıştır. Simel denetsiz değildir: her vıl hilânçosunu tanzim eder v genel kıırııı tnnlantısı vapnr kSr zarar rinrumn nu gösterir: Sirketit 3 İriare Merlis! övesinin üçü de İller Ban kasının Genel Miidiiı Mııavinleridir Bu hususlarda sövleııen lâflar bazı kimselerin kendi hesap tannca ortay bulandırmak cahasından ileri eiriemez. Bakin ben size bir şev daha sfivlemek isterim razınızla iş letnek istediğiniz konu itiharivle cok vanlıs hir kapı çaldınız. ne (len mi diyeceksiniz, anla>anm: tller Bankasında pn amansız has mım dabi benim her tîirlü suiistimalle dillere destan olan mü cadelemi bilir ve takdirini esireemez. Yazmız. stcimden 5 ırün evvel beni vınratmak kasdivlp neş redlldi: muhakkak ki. nrarla da vine bir sevi unııttıınuz. mtıtı leketîm de beni Vevşehir Belediye Baskanliffindan tanırdı. eerekli ce vahı hemşehrilerim eziri çofunluktaki nvlarivle verdiler. İşte sann Selçuk «Vatandaşlaaar demokraaasi. .» diye bab settifiniz hikSyenin aslı bııdur. Saygılanmm bilvesile kabııiiinü ricr pderim. Dr. Jeolog Esat KIRATLIOGLO tller Bankası Eski (ienel Mndtirü (Nevşehir Milletvekili) •••••••••••••• •••••# I I I MA Kemal yurt gezisi• " A • ne çıkmıştır. An Atatiirkçe cevap u sözleri söylediği zaman lfi yaşında varyoktu. Atatürk, bu heyecanl'. sözlere, su tarihi cevabı vermiştir: Mâzinin tereddütlü ve çürümüs zihniyeti ölmüştiir. Biitün dünya bilmelidir ki. Türk milleti hakkını. şerefinl. haysiyetini tanıtnıağa kadirdir. Türk vatanının bir karıs topraği için bütün millet tek vücut nlarnk ayağa kal kar. Haysiyetinin bir zprresine. vatanının bir avuç toprağına vukıı bulacak teravürün bütün var Iığına vuralmns bir darbe olacağını artık Türk milletinin farketmedi^in! sanmak hatâdır. Say frısızlığın. s a l d ı n ı n bnyüğü, küçüğü yoktur.» Atatürk için çağlayış. daha lise sıralannda başlamıştır. Atatürk'ü. Türk halkmın kaderine bağlavışmı. yıllarca sonra Behçet Kemal şöyl havkırar^ktır: Atatürk olmasaydı çökmüştü Türk ulusu Kurtnlus olanağı öylesine azdı ki.. Cihat Dnbun TEŞEKKUR Kıymetli aile reisimiz Emekli Jandarma Albayı Süreyya ve Prof. Dr. Mükerrem Hiç kızları ÖZLENın doğumunu akraba ve dostlarına müjdelerler. 25.10.1969 Pakize Tarzı Kliniği B F6THI TUNÇ'UN ebediyete intikali münasebetiyle namiyetperver alâkalannı esirgemeyen Kuledibi Hastahanesl Baştabibi Dr. Saim Polat Bengiserp ile Gümüşsuyu Askeri Hastahar.esı Saym Doktor ve mensupiarına, şahsen, teıefon, telgral ve matbuat kanalıyla derin acımızı paylaşan, akraba, dost ve ahbaplara, cenaze töreni dolayısıyla hakikı arkadaşlıgın sıcak ve canlı misalini gösteren ll Jandarma Komutanı ve men supları ile bühassa Kur. Alb. Remzi Den»iz'e. Ordu Komutanhğı mensuplanna, Bürokur ve Singer Şirketi mensuplanna, Çelenk gaaderen muhterem zevata ve müesseselere. törene iştirak eden bilumum zevata, komutan, askerî bando ve erata «yn ayn teşekkitre büyük aeımız mani olduğundan. gazetenlzin tavassutunu "ica ederiz. EŞİ VE KIZ1 (Cumhuriyet: 129S5) Yolculuk dolayıslyle (Cumhuriyet: 12TO9) TEŞEKKUR 2 nci böbrek taşı ameliyatımı hazakatli eîleriyle yaparak beni tekrar hayata kavuşturan değerli insan Dr. Prof. İle Atatürk'e rapor : Weül0k'ten ve devrimcilikten nzaklasmayı haz medemiyordu. Hemen her yıl. bu sidis'n <""»:n hevecanın1 do " tepkilerini Atatürk'e yazdıh ranor'arla belirtiyordu. Bir "iair ihtilSlivdi bu.. Sarki. 1924 Muzaffer AKKILIÇ Narkozitör Dr. ve Dr. Kemal Bv.viikşalrarcı, Dr. Vural Soiok. Başhemşire Neclâ Kocaavdın. Ameliyathane Hemşiresi Müceüâ Aza.dı, hemşire Seher Knksal'a. ömür Kliniğin^n bütün DTsoneline. alâka ve yardımlannı un'itamıyacagımız Öm'ir KliniŞi Sahibi ÖMÜR Beye sonsuz minnet re teşekkürlerimı arzederim. Nurhan DAĞKILIÇ Vahide AKKILIÇ EVRIM BUGÜN ÇIKAN SAYISINDA : A DEVRİMCİLER DİKKAT!.. Satılık Mobilya Tel: 4» 55 93 METE (Cumhuriyet: 13001) Madanoğlu Paşa'nın Çağrısı • INÖNÜ'nün, açıklanmasını yasakladığı GİZLİ NATO RAPORU • TULGA Paşa, Amerikan üssündejı nasıl geri çevrildiğini anlatıyor... • ACM K A VIR Aziz varlıgımız, tanınmış iş adamlarımızdan; Leylâ Toker'in eşi, Hacer Bengi'inin ağabeyi, Editör Remzi Ben?i'nin kaymbiraderi, Yüksel ve Erol Erduran ile Güler ve Nejat Ebcioğlunun dayısı, Omer ve Ahmet Erduran'ın buyük dayısı İZZET TOKER çekmekte oldugu araansız hastalıktan kurtulsmayarak 26 Ekım 1969 kutsal kandil gecesinde vefat etmiştir. Cenazesi 28 Ekim 1969 Salı (bugürn Şişli Camiinde öğle namazı kılındıktan sonra Zincirlikuyu'daki aile kabristamna tevdi edilecektir. Tpnn ahmet pvlpsin AtLESl 58 İkili Anlaşma'nın Tam Listesi ve Çetin Altan Metin And. Doğan Avcıoğla, Şevket Süreyy* Aydemir. Hasan Kaya, Cemal. tbrahim Çamiı, Cevdet Kudret, Altan Öynıen, Niiat, Özön. Mukbti özyörnk, tlhan Selçuk ve İlhaml Soysarın yazilan. Turhan Selçuk ve EFlâtnn Nın"'nin karikatiirleri. .. Niceleri helli etti huyunu Yamsira şröstermeye boyunu.. Batı mizanseni «Sark« kurnazlırı •Demokrasi» diye nrtaoynno. A Yaptığmı kö$e bucak yıktılar: Her kınğa senden bir sey taktılar: Tursunun üstünden kalkınca tsşin. Çüriik patlicaniar yiize akttUr A Biraı sirke.biraz sn. bo? emekrlr: Kavun diye doğrananlar kelektir. Bu küpü bosaltmak ve ealkalamak, Tnrsnyn yeniden kurmak gerekrir. n Sn siperde, yıllar yılı yanyana savastıgıntz bir arkaHasmız ölürse, ne duyarsmız? tnsanı «tarifsiz kaderler» kaplıyor. »Benden İçeri» siiı kitabını. bans su sstırlan vazarak vermişti.: «Benim düşünce duygu. inan ve ülkü ksrdeşirr Tarık Zafer'e».. Bu ne acelecilik Behçet Kemal? Sanki hk knmrmvacak Bİbi. biç aynlmaya cak fribi. birbirimize miştik.. Oldu mu bu? VEFAT Merhum Hacı Zehra Dedeoğlu eşi: Basrı. Burhan, Sabn Kemal, merhum Zeki Dedeoğlu. Hatice trcJe. Nimet Egemer Güney Onurlu'nun babaları; Hadi trde. Medıh Egemen, H» yati Onurlu: Refhan. Kâmile, Güney, Karin. Valtraud Dedf oğlu'nun kayınbabaları: Dilek, Mehmet, Zühal. Uılhan. H; san, Murat, Rifat, Bingiil. Sami. Avnı. Kâzim. Alp, Cem, Ca> Zehra. Enis. Hilâl. ve Mehmedin derieleri Tunç'un büyükded» E HACI BEKİR SAMİ DEDEOGU Berat Kandill Gecesı Hakkın rahmetine Kavuşmustur Cenazesi 28 Ekim Salı günü (bugün) Beyazıt Camnnfi» öfle namazım müteakıp Edirnekapı Şehitliğindeki tile kabn ne defnedileeektir. AtLESl (NOT Çelenh oonrfpnlrrieme^i rlr» olunur.) (Basın: 24509/13002) Cumhunyet 1300C Cumhuri'«t 12996 Benden teeri. S. 99 Rel'lrnmhtiT Gari Mnstafa Kemal Pag» Rarretlerinln Konhahar Seyahatlcrl (l»ö), S. l t t 1S2.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle