25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE DÖRT l«n «Oo» Mocimp» ta kjınır kıldık. Bu, şimdiye kadar kaldıgımız en ucuz kamptı. Çadırı kurduktan sonra oralı olduğunu bildigimiz bir öğretmen arkadaçı bulmaya çıktık. Kendisiyle yolda karçılaştık. Hava serin oiduğu için blze tanıdığı bir otelden iki battaniye ahrerdi. Gece yarısına kadar dolaştık. Gezmekİe bitmeyecek kadar çok kamp oiduğu halde hepsi de tıka basa doluydu. Hemen hemen bütün kamplarda çeşitli eğlenceler vardı. Bazılannda or kestranın yaptığı gürtiltüyle bir takım gençler eğrilip doğrularak acayip hareketler yapıyorlar, bazılannda ise yaktıklan kamp ateşl çevresinde horon to piyorlardı. Erdek'te ikl gün kaldık. GUrültülü ve eğlenceli bir tatilden hoşlananlar için bulunmaz yer burası. Sonra ucuz da. Beşaltı arkadaş bir çadır bulduktan sonra yemegi de kendiniz hazırlarsanız 200250 lirayla bir ay tatil yapabilirsinlz Erdek'te. anlatıyor. 26 Eldm 1969 CUMHURİYET Musa yvacık yol ayrımında ;oför bizi b'.raktı. 1520 dakıka kadar Ayvacık'a ugrayıp sonra döneceğini söyleyerek gltti. Çantalanmızı yüklenip gece saat 22.00 de kopkoyu karanlıkta çam ormanlan içinde yürümege başladık. Bir saat kadar glttiğimiz halde indiğimiz araba gelmedi. Anlaşılan şoför bizi Btiatmıştı. Artık geriye de dönemediğimiz için hiç durmadan yürüyorduk. Onnanın ıssızlığı insana ürperti veriyordu. Ara sıra uzaktan ne oldugunu anlayamadıtımız bazı hayvan sesleri geliyordu. Ne olur ne olmaz diye bir ara çantamdaki izci bıçagını elime aldım. Böylece yarım saat kadar daha yüriidük. Işaret ettiğiıniz birkaç araba durmak bir yana, yanı'mızdan geçerken daha da hızlanmıştı. îyice yorulmuştuk ama bilmediğimiz bir ormanın içinde kamp kuramazdık tabii. Sonunda uzakran ışıklı bir yer göründü. Yaklaştık; lükslerle aydınlatılmış basit bir lokantaydı burası. Önünde birkaç sraba vardı. Rahat bir nefes alrnıştık. öyleya, bu dunımda sabaha kadar yürümemiz bile müTikündü. Orada park etmiş 30 tonluk dev bir kamyonun şoförüyle tanıştık. Adam bizi götürmeğe razı oldu. Çanakkale'ye geldiğimizde vak:t gece yarısım çoktan geçmişti. Güçiük'.e bir otel bulduk. O^rimizin son kısmını Musa anlatıyor. Temmuz Cuma günü Canakkale'deydik. Sehre pece yansmdan sonra için sabahleyin geç Turhan A Ditencimi, turistmi? şunlara bir bakıver uyandık. Biraz gezip öğle yemeği yedikten sonra boğazdaki bir plâjda denize girdik. Akşama doğru araba vapuruyla karşıya; Eceabat'a geçtik. Vapurdaki çimento yükJü kamyonlardan birine binip Gelibolu'ya geldik. Arabadan indiğimizde şoför bizden para istedi. Otostopla gezdiğimizi söyleyince yüzünü ekşiterek uzun bir nutuk çekti bize : Yanında seni almak için bir araba dursa bile binmeyeceksin arkad*?, otostop öyle olur... Istediği parayı verdik tabii. Gelibolu'da bir öğretmen arkadaşımızı bularak kasabayı gezdik. Dostumuz, sokakta yürürken, görenlerin bizi Alman yahut Ingilize benzetmelerine giüüp duruyordu. Hele yan taraftan birisi yukandan aşağıya süzdükten sonra «Bunlar Japon galiba» deyince makaraları iyice koyuverdi... Geceyi plâjda Kızılay hesabına çalışan bir kampta geçirdlk. Sabah kalkar kalkmaz denize girdik. Plâjm karşısmdaki tepen:n Uzerinde «Bayraktar Baba» türbesi var. Tam Fransız şehitîiğinin k a r ş ı s ı n a düşüyor. Anlatıldığına göre türbenin bulunduğu yerde Türk askerleri dinlenirken Fransızlar ansızın saldınp hepsini şehit et mişler. Bayrağmm diişman eline geçeceğini gören «Bayraktar Baba* buna engel olmak için hançeriyle göğsünü yarmış, bay rağı içeriye soktuktan sonra ölmüş. öldüğü yerde şimdi bir türbe var. Çevre halkırun sık sık gelerek dilekte bulundukları «Bayraktar Baba Türbesi» bu işte... Öğleye doğru motorla boğazın karşısır.a, Çardak'a geçtık. Bandırma'ya giden yolda uzun süre bekledik. Zaten pek seyrek geçen arabaların hiçbirisi durmuyordu. Sonunda resmî bir karr.yoneti durdurarak S'ga ve Gönen üzerinden Erdek yol ayrırr.ına kadar geldik. Yol kıyısında biraz dinlenip Erdek'e ondan sonra gitmeyt düşünüyor duk ki, kiilüstür bir taksi yanımızda dunrferdl. Halbuki işaret etmemiştik. Şoför ş:şman bir gençti. Yanında bir de arkadaşı vardı. Ayağımıza kadar gelen kısmeti tepemezdik artık. İçeriye girerken adam sordu: Do you speak English? N"o, Turkish. Tuh be!.. Nasıl snlamadık?. Bravo çocuklar, iyi benzetmişsiniz. Başımızdaki şapkalan alıp inceledi: Bunlar Türk l?i. Şapkanııdan aıılamalıydık. Biz de sU zinle biraz tngilizce konuşurUz demiştik. Işe bak sen... TURİZM CENNETİ rdek'e geldiğimizde akşam olrauştu. Burası turizmde gerçek bir dev. Resmi, bzel çeşitli kuruluşların sık sık övgüsünü duyduğumuz kampları daha 5 6 km. öncesinden başiıyor. Kasabada kıyı boyunca uzanan geniş kaldırım o kadar renkli, o kadar hareketli ki, Ankara'da Kızılay'ı, Istanbul'da îstiklâl caddesini aratmıyor. Çantaîan turizm danışmaya bıraktıktan sonra uygun bir kamp yeri aramaya çıktık. Çarçımn bitimindeki burnu döndükten sonra başlayan geniş bir koy göz alabildiğine turistik tesislerle doluydu. Kıyı boyunca yürüyerek önümüze gelen bütün kampinelerin ücretini sorduk. Geceligi çadır başına (kaç kişi ka'.ırsa kals.n) beş lira o E •••••••>•••••••••T ••••••••••••••••a Disi B o n d ı« ••••••••••••••••••••••• •»•••••••••••••••••••••• •»•••••••••••••••••••••• •••••••••••••••••••••••a ••••»••»••••••••••••••••••••••••••»•••••••••••••tııttı lılııııııııılfftııılıılııltıııııııııııııııımıııııtHlltl lllllllllllllll*lllll| H tlflıllillUIIIIII IIIIIIIIIIIIIMII(IIIIIIIIIIM|||||||llll|M||lfM||||||| • •••IIIIIIIIIIM •••«•••••••••••a ItlUIIIIIIDII» •••ilıııııııılıa •••••••••••••••a •••••••••••••••••••••••••••• *§»•••••••••••••• ınmmmiM» •»•»••••iwm>ıım > «••••••••••••••••••••••••••••••*••••••••••••• •••••! ••••••••••••••a l l l l l l l l ••••••••••••••ı•>•a • • ••••••••••••••a ifiıııııııtıııılım ••(••lllltlllll (••••••••••••III«U« ••lllllllllllll llllllllllllll! •llllllllllllll •Ilıııııııııır Tiffcınv, Jones • lıııı Mill • lllllllllllMllllllltlllMlllllllllllKltllllllllllllllltlllllllllllll KtııııııııııııiııııııtııııılııtMiıaııllıiıııııiiiııtııııııııııııııııı tMilıııllllllMilllııııll"il«ll*llltll«l«lllllllllllllll|ı ııııııiMiıııllllllltlllıılllllllllMIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIII TIFFANY JONES M d l l C O Q O ğ l U I KonuveresimAYHAN BAŞOGLUII TIJHA CASUSU Yerli otostopçular, çlmento yükifl bir kamyo na bJnmiş Eteabat'dan Gell*«lu'y» doğru yol alnıağa başlamarlan biraz önce... 2 Çadır ,ve çantaya konameğe değer bütün turtstilc ve VET. gezi anılanmız buraALMANYA GUD bilen birbirine geçmeli çadır tarihsel yörelerle müzeleri geda bitiyor. Söyliyebiliriz ki direği zebilirsiniz. bu gezimiz, yurdumuzu ve 3 Uyku tulumu veya şişirinsanlarımızı tanımak yönünBu yolu lzleyecek otostopTÜRKİYE GUD.. rne deniz yatağı den, 15 yıllık ögrenimimizden çular FinikeFethiyeKöyceğiz 4 Türkiye Karayolları haçok daha yararlı oldu. Şunu an arasmda taşıt sıkıntısı çekeritası ladık ki, okullarımız yurt gerTpmmuz Pazartesi trüceklerdir. Buralarda kasabadan 5 Turizm ve Tanıtma Baçeklerini öğretmekte ve >urdu r,ü Erdek'ten aynldık. kasabaya çalışan minibüslerle kaniığı ile çeşitli yayınlann çı sevdirmekte tek başlarına yeÖzel bir otomobille gitmek gerekmekte. Yahut da kardıgı turizm broşürleri ve terli olamıyor; sevmek için taBandırmaya eeldijHmizde akeğer deniz kıyısını lzlemek sikitapları nımak. tanımak için de gezsam oluyordu. Bandır'madan zin için önemli değilse Antal6 Günlük İçin defter v« mek gerekiyor. buldugumuz bir kamvonla Kaya îsparta Denizli îzmir ialem Ülkemizi gezmek için her zaracabey'e Eeldik. oradan da bir asfalt yolunu tercih etnielisinlz. V İzci bıçagı man çok para gerekli değildir. benzin tankeriyle Bursa'ya doS8 El feneri Otostopla yola çıkacaklann Örneğin bizim gibi otostop ya ru yola cıktık. Arabamn soför 9 Olta takımı aşagıdaki gereçlerin dışmda parak ve nereye kadar gidebilmahallinde tam beş kişi idik. 10 Güneşten korunmak ıçın yanlarına fazla yük almamalan diyseniz orada kamp kurarak Bi7i yabancı sanniıslar, içerisi kenarlan geniş şapka. 250300 lirayla 30 günde Meryerinde olur: dolu oldugu halde pece yolda SON sin'den İstanbul'a kadar görül1 Sırt çantası bırakmak Istememislerdl. Sofnr ?ık sık uyumakta olan arkadaşımm «apkasma vurarak alav edfvordiı. Bir ara içlerinden biri sordtT: Memleketinlz neresi? Anlamamış srlbi adamm suratına baktım. Tekrar sordu. înjUiz?.. Fransız? Alman? Ya, ya... Alman NIHAL Adam memnun olmustu. tki KARAMAGARAU elinin işaret parmaklannı birbirlerine sürterek dost olduğudan böyle ki gelişmeleri bütün avrıntılarıyla bil« muzu anlatmak i?tiyordu. dir.» Bİ7.. Almanlar Gözlerden dhha Snemli sestir. der. Asıl ru Ya... ya. llginç bir tipti Maviş. Karekteri de kediye benhun aynası sestir. Kurnaz bir insan bakışlarına diziyordu. Kedi kadar süse düşkündü. Daha ilk gün Almanya pud.. çtıd. lediği anlarnı verebilir. Aldatabilir gözler. Ama ses Nilüfer, on» Fadik'in Avrupa'ya giderken beğenme uzun zaman aidatamaz insanı. Kelimelerin anlam Türkei jrud.. ?ud. yip bıraktığı çamaşırlardan. urbalardan bir kaçını Biz tngiliz sevmez . Rus kazanması dinlemesini bile kulağa ruhun özelliğiıü vermiş ve Maviş banyoya girip çıktıktan sonra mi yansıtır. Hele genç sesler... hiç sevmez (sevmiyoruz anlasafır oiduğu Fadik'in odasına dikiş kutusuyla birHemen şu anda: mını elini silkiyordut ama Allikte kapanmi}tı. . Al bunu götür» demeğe dili varmayacak Ayman Türk sud srud Yazları teızi yanında çalışırdım. Cep harçlıhan'a... Şimdilik oldu bittiye boyun eğmesi, haksız Gece yarısına do*m Bursa'ğum çıkarırdım. EHm dikişe yatkındır, diyordu. bir iîlem yapmamak için sabırlı olması gerekiyor. ya geldik. Bu sezimizdeki son Akjam üzeri, çay zamanı vücuduna büyük ge Kim bilir belki de istidatlı bir fidandır, diye len emprime pembe poplini daraltmış, kısaltmış v« gecemiz oluynrdu. Onun için aklma geldi. Belki toprağını arıyordur. Ekilirse top kalan kurdelemsi bir parçayla salkım saçak saçla Hiks bir otele gidip rahat bir rağma belki de verimli bir ağaç olacaktır. Gerçek rmı at kuyruğu haline getirerek terasta, çay masası uyku çek'ik. bir insan yetişecektir. Dünyanın en önemli potanbaşında belirmişti. siyeli insan... Bir denemeli. diye hükmünü verdi. İşte ?imdi şafilikten kurtııldun. dedi Ayhan. VE SON Yaklaştı masaya. Hâlâ ttrnaklarını sayan kıza... Saçlarından, gözlerinden gayrı hiç bir yeri gu Parmaklarınm ucuyla çenesinden tuttu. Yüzünü yü zel değildi ama. aydınhktı yüzü. Kişiliği vardı. Nizüne kaldırdı: lüfer incelemiş yüzünü: abah geç kalktık. Biraz ?eh Maviş mi gerçek admız, yoksa takma mı? ' Temiz ruhlu bir aile kızına benzer» demişti. ri gezdikten sonra yola çıkKır. hâlâ gözleriyle yalvararak cevap verdi: Kedi kadar da meratyıydı Mavij. Hâni'bir ketık. Bir kamyonetle Yalova' Gerçek adım Maviş. efendim. Mş»viş Sarıdaf.» diyi ilk kez blr eve sokarslnrHeT yerîtfölaTıır, bütün ya geldik. Artık hedefe yakBabamm adı Cevdet Sandağ'dı. Manifatura mağaeşyalan birer birer koklar. «Ben neredeyim?. diyo laştığırnız için hiç bir yerde zası vardı Eskişehirde. fikir edinmeğe çabalar. Maviş de öyle. Gelişinin er durmak istemiyorduk. Yarım Gözlerinizden ötürü koymuş olacaklar size tesi günü pazar olmasından faydalanarak işe savasaat sonraki ilk vapurla İstanşan Nilüfer'in yardımına koşunca: «Ben neredeyim? bu ismi. Öyle değil mi? bul'a hareket ettik. Nasıl bir insanm evindeyim?» der gibi odaları birer Ben doğmadan ölen kardeşim sanşınmış. BaVapurun üst güvertesinde gü birer dolaşnuş, fazla karjolaları görünce hane halbam gibi. Mavi gözü de... Ben doğunca onun yerine neşlenirken neşeliydik. Yorucu kının aslmda kaç baş oldugunu, hepsinin nerede sa\"mışlar beni. oiduğu ölçüde ze^klı ve yararbulunduğunu ve isim'.erinin ne oldugunu öğrenmek Alto bir sesi vardı. Özgür bir ses. Gözleri yalvalı geçen gezimizi bitirmiş, unuistemişti. rarak bakıyor ama, sesinde yalvanş yok. Kelimeletamıyacağımız anılar kazanmış rin hakkını vererek tane tar.e konuşuyor. Ürkek ha Ve ilk kez, kitaplıklardaki Türkçe kitapların nl tık. tşte en sonunda îstanreketleriyle tam çelişkide bir ses... Sanki feleğe mey teliğini incelerken yakındı: bul, bildigimiz siluetiyle karşıdan okumağa alışmış. Gururlu bir ses. Şaşılır ama, Ah, Hseyi bitirebilseydim... Elimde bir dipmızdaydı artık. saygı verebilme özeliiği olan bir ses... Asla sokağa lomam olsaydı.. düşmemiş. hıi"palanmamış. Vapurdan Karaköy'de indik. Lise ve diploma kelimelerine Ayhan'ın aüerjiIstanbul'da o kadar çck yakınıNüüfer, sinirlerinin gevşediğini sezdi: si vardır. Kendisi diplomasını edininceye kadar mız ve tamdığımız vardı ki han « Her halde denemeğe değer. Ne zarar edeçok güçlük çektiğinden... gi semte gitsek bizi konuk ederim?» diye düşündü. Lise diploman olacak da başın göğe mi erecek bir ev bulabîllnHk. Biraz Bu kararı verdi ama. yine de açıkkapı bıraktl. cek? Neye yanyor lise diploması bu günde? Yükdüşündükten sonra dayımıza Bir bahaneyle Ayhan'ı çağırdı mutfağa: sek tahsil gençiiği üniversite kapılarmda pabuç bogitmeğe karar verdik. En uygu Kalsın $imdilik bakalım. Ömer'e de yazar yuyor be... Koiay mı lise diplomasıyla iş bulmak fikrini alırım da sonra sana kesin bir cevap verinu orasıydı. bu bozuk düzende? rim. dedi. Sen bulmussun ya lise diplomanla? MuhaBir doimuşla eve gelerek zill sebeci olmuşsun. Ayhan. bel kırarak elini öptü: çaldık. Sürpriz yapmak istediği Ben de senden bunu beklerdim. Nilüfer abla. Ayhan şöyle bir kabardı: miz için çantalan indirmemiş, Rahmetliler de olsa senin yerinde geri çevirmezler Benim aritmetiğim çok kuvvetliydi... Kaç ay şapkalarımızı da öne doğru eğdi. Ömer ağabey de onaylayacak göreceksin. Mavij lar, kimlerin yanında staj gördüm, he heeey. Kaç miş'ik. Kapıyı yengem araladı. seni pışman etmeyecek eminim. kişi benimle uğraştı. Ben ne türlü yetiştim. «Acaba ne yapacak» diye meGerçekten pişman etmedi Maviş. Aradan on beş Ben de hiç sınıfta kalmadım diye başmı dıkrakla kendisini izlemeğe basgün geçmişti ki, evde Fadik'in bir süre için boş bıleştirdi Mavij. Geçen yıl iftihara geçtimdi. ladık. Hiç değişmeyen bir yüz raktığı tahta kuruldu. Ve evin tüm yükünü NilüVe ağlamaklı oluyordu. iladesıyle asağıdan yukarıya bifer'in üzerinden aldı. Nilüfer onu inceledikçe anlıyordu ki hayata karzi bir süre süzdükten sonra ka r Ömer de gerçekten onaylamıstı mektubunda Ma şı yaman bir korkusu vardır. Evinden a3 nldıktar pıyı yavaşça yüzümüze kapaviş'in eve yerleşmesini: sonra çektiğl yoksulluktan büyük ders almıştır masın mı?.. Her yıl görüştügüKendi sınıfındaki bir insanm gerçekten onurlu vç müz yengemiz bile bizi tanıözgür olabilmesi için mutlaka bir baltaya sap olma«... Ben de senin yerinde olsam böyle bir deneyamamıştı. Az sonra içerden se sı gerektiği kanısına varacak kadar olgunlaşmıştır meye girişirdim. Aldanma bahasına da.. Boğulmaksi duyuldu: Ne olur ne olmaz Ayhan'a da tam güvenememek. ta olan bir insanm eli su yüzünden sana uzansa, aca tedir. Günün birinde Ayhan'm kendisini bırakıba bu kimin elidir. diye düşünür müsün? Yapışırsın Halit... Dilenci ml turist vermesi, yine sokak or^asında kalıvermesi ihtimao ele kurtarmak için, gülüm... Aferin Ayhan'a. Evmi birileri geldi! Şnnlara bir lini hesaplamaktadır. Bu kız uzun süre. belki d« lensinler, balayiarmı geçirmek üzere çiftliğe gelsinbakıver... ömür boyu insanlara güvensiz olacaktır. Daima «iki ler» diye yazıyordu. Kendimizi tutamayıp kahkael bir baş içindir> diye düşünecektir. Ve mektubunun sonuna eklemişti: hayı koyuverdik tebi. Böylece «.... Hepimiz çok merak ediyoruz serüveni. Bun« (Arkan T»r) gezimiz neşeli bir sekilde sona eriyordu... E M S Tekel Likör Fabrikası Müdürlüğünden: 1 Fabrikamız işçi yemekhanesi için 40 adet demir çerçeveli formika masa ile 320 adet üst tablası fınnlanrruş gürgenden, iskeleti demirden tabure yaptınlscaktır. 2 Yaptmlacak 40 adet masa ile 320 adet tabureye ait resim ve şartname fabrikamızda mevcuttur. Gorülebilir. 3 Muvakkat teminat 1770 liradır. 4 Pazarlık Mecidiyeköy Tekel Likör Fabrikası Mödürlüğünde Komisyon marifetiyle 10/11/ 1969 Pazartesi saat 14.00 de yapılacaktır MUHASEBE Personel ve Ticaret Şefleri Aranıyor İyi istikbâl vadeden, sentetik Iplik mevzuunda çalışan bir anonim şirket Bursa'daki fabrikası için tecrübeli personel. ticaret ve muhasebe şefleri aramaktadır. Yüksek tahsilliler ve lisan bilenler tercih edüecektir. Müracaatîarın yazılı olarak tercümei halleri ile birlikte P.K. 284 Bursa adresine yapüması rica olunur. Muhabere mahrem tutulacaktır. (Basırı: 24262/12894) (Basin: B. 147124297/12896) Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüsünden: Ereğli KömOrleri İşletmesı MOessesemize Mütehassıs Hekim ve Pratisyen Hekim alınacaktır. Müessesemiz istihsal bölgelerinden, Armutçuk Hastanesıne bir Dahiliye Mütehassısı, Üzulmez Sağlık Odalanmıza iki pratisyen. Karadon Sağlık Odalanna üç pratisyen Doktor alınacaktır. Kendilnrine. 7244 sayılı kanunun 5. nci maddesine göre barem derecesinin üç üst tutan ücret ve ücretinin % 10 nu tutarında madenyeri tazminatı ile 703 sayılı kanunla tanınan 1000. lira aylık tazminat ve yılda iki maaş tutarında ikramiye ve ayrıca lojman ve vakıtlık kömür verilecektir. Talipîerin, Zonguldak'taki Müessese Müdürlüğümüze müracaatlan ilân olunur. MOTORLU ARAÇ VE KOŞUM TAKIMI İLE ARABA SATIŞ İLÂNI Türkiye Kızjlay Derneği Genel Merkezinden: Etimesgut merkez depolanmızda bulunan çeşitli durum ve tipte 16 adet motorlu araç ve at arabası ile koşum takjmlan ayrı ayn kapah teklif vermek suretiyle satılacaktır. Bu araçlara ait şartnameler Ankarada Genel Merkez'den, İstanbul'da Kızılay İstanbul Müdürlüğünden temin edilebilir. Aynca. İzmır, Adana ve Eskişehir Kızılay Şubelerinden şartnameler tetkik edılebüir. Satışa arzcdüen araç. araba ve koşum takımları Etimesgut Kızılay depolanmızda mesaî saatlerı dahilinde gorülebilir. Tekliîlcrın kapalı olarak en geç 24 11 1969 Pazartesi günü saat 16.00 ya kadar Genel Merkez Muhaberat Servisine verilmesi şarttır. Postada vâki gecikmeler nazan dıkkate alınmıyacaktır. Cumhuriyet 12903 (Basın: A. 1745324238 12381)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle