19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
fiAHİFE DÖRT 10 Ekiın 1969 CÜMHURİYET HAYVANLAR ve INSANLAR Fıkret Otyam Blr binsnm damına gönderdi Ismail, «Git oraya» dedl, «Açık havada yemek ye, Ikl kadeh de atarsın, rira kebapçılarda falan lçki yasak bfliyor»un.» öyle yaptım.. Neös bir hava8i vardır Bingöl'ün.. Yıldızlar pınl pınldı.. Ay da doğmuştu.. Binarun damında sekiz on masa vardı, etraf tahta perdelerle çevrili, tahtalann uçlan da rengârenk ampullerle donatılmış.. Gece sefası, reyhan, ıttr çiçekleri burcu burcu kokuyor tahta perdenin altındaki saksılarda. Pıkap cızırtılı bir ses, bol yıl dızlı goge uçuyor: «Hey Sadullah SaduUah Sevdim vallah billah Sen de gel sev beni tİzme beni Sadullah:.» Kimdlr acep bu Sadullah, f)lâklaşıp Bingöl'ün tek içkill açık hava zjkknnhanesinde; Çubuk şarabına CocaCola, kanştınp içen insanlara ruhun gıdası oluyor? Ak saçlı, ama dipdirl Dir adam geldi, bütün masalara temenna çaktı, lâflar attı.. Belli ki buranm müdavimlerinden Şarabı geldl yudumluyordu tadına vara vara.. O'na da lâl attılar. çakır keyifti: «Sen öbür dünyada şarap musluklanru açıyonnuşun, biz şimdiden kendimizi buna ahştınyoruz der Ömer Hayyam.. Evet alıştırıyoruz kendimızi ki orada sıkmtı çekmeyelun..» Yüdızlara doğru bir kahkaha parlattı. Plâk dönüyor cızırtılarla: «Hey SaduUah Sadullah..» 6 Hacı bey orada dur bir kalem,, Ata Sözleri ve Deyimler # # 0 # # 0 # # Samanın «ansını, odunun kurosunu martta koy Saman pazannda mScevherin kıymeti olmaı ökflz eşiyle döjen dişiyle döner öküz ölür çlft kalır, esek ölür yflk kalır öküıfi ökfiı edeeekaen yem al, kanyı kan edeceksen don al Inek danamnı oglan anasını bnlur San inek meleğen olnr, kahpe kan gtleğen olnr OkSı oldü ortaklık aynldı da.. Hayrr, yapmaz.. Aha jn gördüğün ycrlere kom derler, abır gibi ama fidelim şündi, döşeğini kaldır beş bin lirabk mavzer çıkar, ona parayı bulur, bir adam ki bir mavzere be$ bin kayme rerir, ocun eu azından yüzbin lirası vardır. Çalışmak lâzun, çalı?mak.. Her seyden önce masoniar. farmasonlan, yahndileri Içimizden atahm, bütün islâm birleşelim, Amerika'ya sıkı sıkı yapışalım.. Şark geridir diyorlar, kim bıraktı şarkı (cn? Ismet Paşa... . DÖNE DOLAŞA îsmet Paşa'ya elll vurup bir »aydıktan sonra, yârenlik çalışmaya, kalkınmaya, devlct plân lama dairesine ve vergiya geldi.. Hacı'ya bir soru atıyor bütun otobüs yolculan sıkı bir tarüşmaya giriyordu; sonra.. Ha cı'ya sordum: «Kaç para verti veriyorsun?» Hacı dertli vergi konı^undan.. «Venniyomm» dedi apaçık.. «Vermiyornm.. Bir icad çıkar Kadidi çıkmıs, kendinden geçmls, buna rağmen TİM de araba çeken hayvaa mı görmek istiyorsumışlar; defter tutturnyorum, gi nuz?.. Hemen doğn'ya gidin... diyorum herife, diyor Hacı, dün na ırgalana.. Saatler sürüyor neden gülümsüyordu sen konn» yanm en aptal adamı sen mi ğil, canını, ırzını, namnsunu, yârenlik.. Hacı artık dinlemeye şnrken?^ malını korumak için. Yani devsin? Niye vereceksin vergi, kim geçmiş.. Yolcu, vergi konusunHacı bu sefer oğlunu kaldırletin isini kendi yapıyor, yalan veriyor, şunun şunun defterleda da açıklamalar yapıyor ve rfı ön sıradan, beni aldı» B;nmı?» rini ben tutuvorum, herifler ko çok doğru, çok akıllıca şeyler göl'e «evgiyle geldik.. Kaptığı caman tüccar olanlara bile NE O NE DE BU? soylüyor. Günde dört gazete bavulumu «Estajfurnllah» deverdirtmiyonun san a da verdirt okurmuş.. Namazını niyazını, yıp zorla aldım elinden. mem.. Hay Allah ran olsun diorucunu ihmal etmezmiş, ama • Konuşuyordu yolcu. Hacı, bayonun.. Ama dese ki devlet, milletin menfaatini hepsinden zılarını onayhyordu. Nıhayet «Perişanız» dedi adam. «PeHacı sen ytida ikfbin papel ustün tutarmıç. Somürü duzemasonların, farmasonlarm, Yarişanız bn yıl.. Ne ot var, n« vereceksin Allah seni Inandırni yıkılmah, yabancılarla isbirhudilerin yanına Amerika'yı bngd»y.. Millet, elindeki otusm veririm, niye vermeyeyim, liğı yapıp halkı sömurenlerle da kattı.. «Peki Rnsya ne olanu, ihtiyacını satıyor.. Trabzon, tonla para kazanıyorum ancık savasmalı, yeraltı, yerüstü sercak?» dedi.. «Rus'a mu alalım Rize çekiyor otu, heriflerde pada de\lete vermişim ne ziyanı vetlerimizi halkın, yani millebu sefer?» ra var.. Doksana çıktı otnn klvar? Ama ülâ H su defter, yok tin aleyhine kapatar» zihniyeti Yolcu cevap verdi : losn, halk ihtiyacını satmavıp fatnra matura falan, ben de bu seçimlerde yıkmahymı?. Ve «Ne Sam'ın şekeri, ne Arabın da ne yapsın? Satacak ki, banvermiyorum.. Zaten benim akar.latıyordu yenltfen, neden yıyüzü. Ne Amerika, ne Rusya.. kava borcnnn ödeyebilsin » lım ermez, defteri tntan halleBasımızda Yahudiden de, ma kılması gerektiğini. Sabaha kadar devam etti vs> dlyor herbişeyi..» Ve yolcular onaylıyorlardı bel kınma.. Ertesi gün devam kay« sondan da belalı bir is \ar, AAmerika'nın Kıbns buhranı ki ılk kez duydukları şeyleri, merika'dır bu. Oku devrimci dıyla!. sırasındaki tutumuna geldi soz, hayret ve şaşkınlıkla ve «Vay yazarları . Her gün uyanyorYarın; • Hacı Ismet Paşa'yı yıne benanasına!» diyerek. lar milleti.. l yardıkları için de zetti. Altıncı Fılo>a ragmen çıanalanna avratlanna küfrediliNeden sonra ismimi gordu, kartma yaptırmamasını sıkıca yor, çiinkü doğnı yazdıklan.. Hayvancıhk kredisi sövledim.. «Zaten, acaba diyorÇünkü Türk milletinin menfaayerdi. «Zaten» dedı, «tsmet Padum» dedı. Hacı'ya aniattı.. hayvan başına yuda tine vazdıklan. .» sa tstiklâl Savasına da katıl«Hacı, beyin dokuı kitabı var, 125 kuruş! madı, baskalan vurn«tu, parGidiyoruz yolumuzda ırgalabizim buralar için, anladın mı sayı O topladı !» «Yooo Hacı bey, orada dor bir kalem» dıye patladı bır yolcu.. Hep dinliyordu basından berı.. Çakır gozlu, pak yüzluydu.. Heyecanlanmıstı, anla«ılan o ana kadar zor tutmuştu kendıni.. Adam, pMktaki sozlert anlamak için vazıyet aldı, göğe bakıyordu. Karşı mı«nrf»r| lâf attılar: «Abi, nereye baktyonun 6yle?» «Ay'a bakıyonnn, doğdu mn bize diye.'..» «€annn bırak sen, Ay'm doğacak hali mi kaldr? Anıerika ona da elkoyda!. Dante'nin bir eseri T»r orada yanyor. adam Merih'e gitmiş..» Çubuk şarabına CocaCola'lar boşaltılıyor ve plâk dönüyor: <GeI sev beni, fizme beni Sadullah.. An SaduUah &\Avllah..» AMERİKA. AMERİKA. «Bey» demiştl.. «Muhendis misiniz?» Necı olduğumu söylemiştim.. Şoför Hacı, tatlıdılll bir adamdı. Sık sık namaz molası venyor, 1969 gıcır gıcır otobüsüne besmeleyle adımını atıyor ve bir yandan da bana cevaplar yetiştiriyor, Doğu hakkında bilgi venyordu.. Ot ve buğday sıkıntısı ıçın Dofu'ya geldığlmi söylemiştim.. «Cenabı Allah vermetse Idm ne yapabiür?» diyordu.. «Tann her kesin nzkını keodine göre verir.. Beş parmağın beşi de bir mi bey? Defil elbet.. Sen çn kadar alacan, ben bu kadar alacam mesele bu.. Bunu Irimse degiftiremez.. Ama ne var ki kalkmmaınız lizmı.. Kalkınmak için çok, ama çok çalışnıak lânm.. Çok çalışmalmz. Fakat herşeyden önce içimiıdeki tnasonlar, farmasonları Yahndıleri temizlememiz lâzun değil mi bey?» «Ya Amerikalılar, kalsın mı onlar?» «Tabl kabnab, Amerika W zim müttefikimiz, en büyük dostnmuz.. Amerika gitsin diyenler, Rns"un gelmesini iste yenlerdir. Ne zarar gördük Amerika'dan, hiç! Tahmin ediyo rum ki siz îlk kez gelirorsunuz bizim buralara.. Bakmayın yazı lanlara söylenenlere hepsi puru puganda.. Köylü açmış, kövlü sefilmiş, köylü yer aitında yaşıyormus, yalan hepsl yılan. Köylü cahil, heriflere aptesane y&p dersin yapmaz deyuslar, Ulâ ki diunın dibine eder, yahu yap bi aptesane rahatla ora •••••••••••••«••a •*•«*•••••••••••• %•••••••••••••••• ifiımtıııııııııı • • •*•••>•••••••••••••••«••••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••• MODESTV BLAISE HERŞEYDEN ÖNCE «Çalışalım çalısalım diyonun, ben eşek gibi çalısıyorum altı yüz on lira geçiyor elime. Bordrodan verjim sırp diye kesiliyor, zam zara dive uyuttular bizleri yıllarca .. Ne zam, ne bir sey.. Hayat günden güne pahalılasıyor bizim maaslar avnı, üç çocnk okutuyorum.. Masonu, farmasonu, Yahudisi atılırsa benim maaşım yükselecek mi Hacı. ver bunun cevabını?. Asıl içimizden Amerika'yı atmaliMZ.. Bizi sömüren; iliklerimizi, madenlerimizi, petroliimüzü, beynimizi ber şeyimizi lönıüren Amerika'yı atmalıyız her seyden önce» N'eyle gidecekti tsmet Pasa Kıbns'a? Herif jetlerimizi uçuracak benzini bile vermedü. Içimize çirtnis, bizim topraklardan casus uçaklar kaldırıp basımıza belâ çıkartmak için uçuslar yapıyor. Geçenlerde yazdı gaıeteler, atora baülıklı bir nçak az kalsın düşüyordu, ne olur bilir misin düserse, milyonlarca Müslüraan ölür senin anlayacağın. Her şeyimiıi Amerika idare ediyor, her seyimiz onun istediği biçime girdi. böyle miydi Atatürk zamanında de bakalım? Ikinci Dünya Savaşı çıkmıs, bütün dünya mil onlarca ölü vermis bizim bınnumıız kanamamış, ordolar b^lemişiz fakir düsmüsüz ama sîkeri bes liradan yemisiz.. ne yıpılacaktı ya? Eldeki bütçeye «öre koca milletin her ibtiyacı kanılanabilir miydi? lhtiya;lar tesbit edilroiş, fakiriz ama kıravatımız baskasının elinde degil. Halk sadece savas dısı kalmamanın bahtiyarlı|ını unntmns yıkmış Ismet Pasa'yı.. Dcmokratlar gelmiş, gitmis Türkiye bundan sonra.. Geçenlerde bir gazeteci yazdı. Yıllar önce Mescidi Aksa'va çitnıis.. imamla tanısmıs. îmam. tsmet Paşa'dan hayırla bahsetmiş. Gazeteci de sormus neden? diye. Adam cevap vermis. su sırtımdaki cfîbbe tsmet Pasa'nın hâtırasıdır diye.. Kim duydu buna simdiye kadar? Başkası olsa dünyanın reklâmını yapar, bundan medet umardı. Pasa yapmaz böyle sey. Sen bırak bunları, arkadasa yanlış raalümat da verme. Doğu zcngin diyorsun, neresi zen* çin? Halk perisan, yoksul. Doktorsuz, ilâçsız, hastalıklar içinde. Malını dogru dürüst satamaz, arayanı yok, soranı yok doğru dürüst.. Herif mavzeri alı>or keklik vurmak için de .NIHAL KARAMAGARAU 67 Ancak lki yıl önce arzusu gerçekleşebildl. özgur hayatı kısıtlandı ama, yıne bir hastahaneye yerleşebildi. Ve artık az ınsana nasıbolan bir mutluluğa erişti sandı .. Derken, ömer de baş gösteren hastahk: Ruh çokuntusu... Yavaş yavaş eski hızını, neşesini, çalışma isteğıni yitiriyordu ömer. Sarıki gizli bir hastalığa yakalanmış gibiydi. Bir kesiklik, hayata bir ilgisizlik, bir sönüş. Kurumağa yüz tutmuşa benzij'ordu nar ağacı... Nilüfer soruyor: Neyin var, hasta raısın? Hiç bir şeyim yok, üzülme sen gülüm... Hani arada bir insana bir tfurgunluktuk çöker ya... O türden gelip geçici bir hal bemmkisi. «Gelip geçici» demesine rağmen geçmiyor. Nilüfer, onun geceleri de eskisi gibi uyuyamadığını Eeziyor. Evlendikleri gündenberi yanyana yatarlarken uyuyuncayadek eîleri birbirinin avucundadır. Çok kez ömer önce uyur. Sonra Nilüfer onun derin soluklarını dinleyerek dalar. Sımdi aksine: ömer uykuda taklidl yapıvor. Ve dalmasım bekliyor karısının. Sonra parmaklannı usulca çekivor onun avucund"an, yavaşça yataktan süzülüyor. Robdöşambrı nı kapmca hırsızlama adımlarla çıkıyor odadan. c Şimdl döner, simdi dönecek», diye uykusuyla savaşan Nılüfer, kaç kez sabrı tükenerek ve merak içinde kalktı, gitti onun ardından. Yazın bahçede, kameri^ enin altındaki tahta kanepeye uzanmış buldu onu. Koilarını başının altında kavu=;turmuş, eecenin seslerinl dinlivordu Ömer. Karısım karşısmd'a görunce suçüstü yakalanmış çocuk gibi ürkek ve utangaç fırlamıstı kanepeden: Uykum kaçtı da gülüm, azıcık soluk alayım, dedim. Stk sık uykun kaçar oldu. Derdin var da üzmemek için mi benden saklıyorsun? Sarılıp bas:nı omuzuna çekıyordu karısı* mn. Parmaklannı saçlarının arasına daldınyordu, öperek severek: Yemin ederim ki hiç blr derdlm yok. Gelip geçici bir tatsızhk benimkisi, cRyordu. Kısın da yataktan kaçtığı geceler oturma odasındaki gaz sobasım yakıyor, ve okuyamadığı kitap goğsünün üstünde. kan^peve uzanmış. yakayı ele veriyordu. Yarı uykuda. sallanarak karsısında beliriveren kansına yalvanrcasma bakıyordu: Seni nasıl Inandırayım? önemîl bir seyim yok. Belki yaşlanıyorum da ondan. Uykularım azaldı. îtiraf etmiyordu Nilüfer'e. Belki kendine bile itiraftan kaçınıyordu. Tüm anlamıyla içindeki ateş sdnmeğe viiz tutmuştu. Yenid'en canlandırmağa çabalıyor ve vorgun düsüvordu. Gerektiği gibi çalısamamanm azabını duymata bSslami'îtı. Arada bir dergilere karikatür yapıyor ama kendini sevindirmiyordu eseri. Çalısamıyorum, canım çsli'mak içfemlyir. diyordu. Kafamı bir türlü bir konuda yoJunlastıramıyorum, diyordu. Ve günlerce evden çıkmadığı oluyorJu. öğleye doğru yataktan kalkıyor ve akşama kadar Ferit Belek veya Şermin hanımla, hangisi evdeyse, çene çalarak bazan müzik dinleyerek zamamnı tüketiyordu. Nilüfer, akşam eve dönünce onun giyinme» diğini gbriiyordu. Sen bugün çıkmadın mı? Çıkayım da ne yapayım, gülüm? Evd* dinleniyorum. Yoruluyor mu ki dlnlenmek Ihtiyacı duynın? Bu bezginlik nedendir? Nilüfer, onun sağhğından kuşkulanmıj, doktor Suad ÇetinHe oldubittiye getlrerek has* tahanelerin birinde sağhk muayenesini yaptır» mıstı. Belli başlı bir hastahğı görülmemiçtl. Tansiyonunu biraz yükselmis bulmuşlar o kadar. O da bezglnlik verecek nitelikte değildi. Nilüfer, onu canlandırmak umuduyla bütün gün çalışmasmın verdiği vorçunluğu önetnsemeyerek bazı aksamlar. dostlara ya da sinemava, tiyatroya gitmek için zorluyordu. ömer'd'en aldığı cevap hep aynı: Sen gerçekten i?tiyorsan giderim, gülüm. Beni oyalamak içinse. ben senînle evd» daha çok oyalanıyorum. Bütün gün özlüyorum seni. Fedakârhk diye sessizce katlanıyor çıkıyor du ama, Nilüfer onun. dostların dikkatini üzerinde toplamamak, eski Ömer görünmek için çok çaba harcadığını anlıyor ve zorladığma pisman oluvordu. Bir gece yatak odalanrda soyunurlarken birden aklına gelmisti • sakacı bir tavırla: Sen uçarıydın, ömer... Yoksa benden mi yorulö*un? demişti. Bu ^özlerin anlamını hemen kavramamıscasına ömer'in şövle bir daldığını, sonra koyu veşil gözlerinde o eski atesin birden harlanarak kendisini kollanna aldıgını görür gibt oluyor. Nilüfer. Ben mi senden yorulmuşum? Ben mi» Ah, benim biricik kancığım. Ve sonra aSlamakh olmuştu ömer. Bir vönüvle çok mutsuzdu ömer. Nilüfer, onu bir süre çiftliğe gitmeğe teşvik edivor: Çiftlikte de sen<;iz vapamıvorum, gülüm. Yamacımda seni arıvorum, Hafta^ma yüreğime bir garipliktir çöküyor, diyordu. Gerçek azabmı o yılbası birlıkte çiftliğe gittikleri zaman ortaya vurmustu. Bir haftalığına hastahaneden izin almı=tı Nilüfer. Atlamıslardı uçaga . Ve Adana'da alana. AVŞP ile Kava Jip'le gelip karşılamıslardt onları. ömer çiftlige adımını atınca her gelişir.de olduSu gibi gerçek kisiliSinı buldu. eanlanıverdi. Ylne bir bavtam havası yaratti. evdekilerin yaşantısmda Ve vılbası eecesi gerçekbir sen'.ik gece'i oldu ToDİadı i^çileri. ırgatları evin Iç avlu'îurda: «azlar çalındı. ovunlar oynandı, hep birlikte sabaha kadar eğlendiler. (Arkan varl •«•••••••••••••! »•«••••••a ••«••• »•«••••••••••••) &•••••«• «a •••••) »•••••«••••«•••ı !••«••••••• •••••••••• •••••••••••••••••••••••••••••*•••••••• •••••••• •••••••••••>••••••••••••«•••*••••>•••• •«•••••a ••••••••••••••••••••••••••«••••••••••• •••••••a • m •••• ••••••••••••••••••«•««••«• ••••••••••••••••••••«••••• •••••••••••••••••••••••••• lOlİIİlIİİIİL Tifffony Jones TIFFANY JONES M O i l l C O Q O İ i I t I jKonuveresim: AYHAN BAŞOĞLU CASUSU Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir ve Hidrografi Dairesi Baskanlığından Bildirilmiştir. DENtZClLERE VE HAVACILARA 119 SAYILI BtLDtRl 20 ilâ 23 Ekım 1969 tarıhlermde 09 00 ile 17.00 saatlen arasında aşağıdaki noktaların birlestiği sahalar içinde seyretme, demırleme, avlanma ve bu sahaların 1220O metreye kadar olan yukseklikleri can ve mal emniyeti bakımından tehlıkelidır. EGE DENİZt ÇANAKKALE BOGAZI GtRtŞt E44 ve 45 SAHALARI. BtRİNCÎ SAHA : E 44 SAHASI 1 ınci nokta: Enlemı 40 derece 02 dakika Kuzey, Boylamı 26 derece 11 dakika Doğu E. 4850 No.'lu Mehmetçik fenerı. 2 nci nokta: Enlemı 40 derece 02 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Doğu. 3 üncü nokta: Enlemi 40 derece 08 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Doğu 4 üncü nokta: Enlemi 40 derece 08 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 13 dakika Doğu. ÎKİNCt SAHA : E45 SAHASI 1 inci nokta: Enlemi 40 derece 00 dakika Kuzey, Boylamı 26 derece 12 dakika Doğu. E. 4848 No.'lu Kumkale feneri 2 nci nokta: Enlemi 40 derece 00 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Doğu 3 üncü nokta: Enlemı 39 derece 57 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Doğu 4 üncü nokta: Enlemi 39 derece 57 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 10 dakika Doğu. DENtZCÎLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DITL'RTJHTR. Söğy» Askerî Satın Alma Kom. Baskanlığından: (340 000) adet ekraek kapaü zarf usulö Ue pişirtürileeektir. Tahmini fıatı 15 kuruş, geçici ıeminatı 3800 lira ve ihale 24/10/1959 Cuma günü saat 11 de yapılacaktır. Mektuplar ıhale saatınden bir saat evveline kadar kabul edilir. Postada gecikmeler muteber değildir. Evsaf ve şartnameler. Sögut ve Ankara Jandarma Satın Alma Komîsyon Başkanlıgı ile İstanbul Jandarma Levazım Amırliğinde görülebilir. (Basın: A. 1650822938/12227)' 2 Adet 150 Kilo Çekerli, İbreli Baskiil Alınacaktır Muhammln bedel 20 000.00 TL. olup. son teklif verme tarihi 17.101969 Cuma günü saat 15.00 e kadardır. Şartnameler. Taksim GÜmOçsuvu Caddesı Dümen Sokak Gümüşpalas Apartmanmda Levazım Müdürlflğunden aünabilir. TÜRK HAVA TOLLARI A. O. XBasın: 23342/12233) (Basın: 23175/1223DJ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle