20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S4HİFE tKt '23 E?MıI 1968 Devlel işlelmeciliği ve sigara imâli Prof. Dr. Haydar KAZGAN Î.T.Ü. ÖĞRETtM ÜYESt Hifrell sigara buhranı Türkiye'de karma ekonomi içinde devlet işletmeciliğinin bu(ünkü durumu ile geleceği hakkmda eleştirj ve tekliflerini gunun konusu haline getirmiş bulunuyor. Biz bu yazıda Tekel işletmelerinden başIıynrak Türkiye'de devlet isletmelerinin nasıl yanlış ve aldatıcı bir yolda olduğunu ve gerçek karma ekonomi içinde devlet isjetmesinin almaa lâzım gelen yeri belirtmeğe çalısacağız. Vazimıza başlamadan evvel şunu belirtmek istetiz ki sîgara buhranmın devlet işlermeciliğini kotüiemek ve bu işi özel teşebbuse bırakmak için bilinçli olarak yürütülen bir politika olduğunu asla kabul etmiyoruz. Dlğer taraftan devlefin sigara, basma. Amerikan bezi imalinden vazgeçmesini de devletçiliğin hududunun daraltılması anlatmna gelmeyeceğine de inanıyoruz. Ancak sigara, basma, bira, Amerikan bezi ve hatta ayakkabı imalinden vazgeçecek devletln petrol, başlıca madenler, demirçelik, petrokünya ve yatırım eşyası ithalâtını yeni bir devle1 işlet. raeciliği kavramı içinde ele alması gereğini de bıitü.. gücümüzle savunacağımun da peşinen belirtmek isteriz. Tarih önünde noktalamak için.. •••• •••: !! :: Sağdaki sol manm en ki«a ramanda olHuîfunu gordum.* F Sigara, basma, bira ve kaput bezi igara, basma, birâ ve kaput bezi imalinden vazgecme: Bugıin özel sektörü devlet sektorii yanında savunanlar dahi sigara, bira, kaput bezi ve basma imalinden devletin vazgeçmesini sakıncah bulmaktadırlar. Bazı hükümet >etkilileri ise bu malları imal eden işletmelerdeki personel ve işçi adedinin büyük rakamlar tuttuğunu görerek bu işletmeleri bir niifuz araci gibi kullanmamn fnzli faydasmı bildikleri için, bunların bzel teşebbüse devrine karşı göriininehtedirler. Oysa ki. bu isletmeler ne malî y5nden. yani ne devlete sağiadıkları gelir yönünden nc de sosyal fayda yani millete sağladıklan fayd? yönünden zannedildiği eibi bir değer arzetmektedir. O kadar ki, devletin halka birikl IIrd ucuza basma ve bez vereceğim diye katiandıği maliyet \e bu maliyet dolayısiyle asıl devlet işlctmeciliğine verilmosi lâzım gelen faaliyetleri yağına düzenine bırakmak asıl faydalandınlmak istcnen buyük kitleye çok daha ağır bir yük olmaktadır. Meselâ. Türkiye'de petrolu devletleşt'rmrmenin maliyeti vani geniş halk kitlelerine rievletleştirildiği takdirde sağlayacaği fayda, metresine bir iki lira fazla vererek basma ve bez almak için katlanacaih munzam fedakârlığın çok üstundedir. Ama halkımız basma vc bez fiyatnıı bılmektedir, hassasiyeti politikacılar tarafınılan bu noktada toplandırılmıştır. Petrolun devletleştirilmesi ile sağlayacağı asıl faydadan haberi yoktur. Basma pahalaştı dije feryadı koparır, ama jarım milyar iç Hnansman bulunmadığı için kendisini millî seviyede bir yılda amorti etlecek petro kimya endüstrisinin tümü ile kurulamndıjhm bilmez. Bu endu trinin kurulraaslyle refahının kendi göremediği bir yoldan nasıl artabileceğini bilmez. Öğrcten dc pek azdır ZKten. 70 kuruşluk ekmek 84 kuruş olacak diye bir mesele yaratılır ve halk da politikacısı da eunlerce oyalanır durur. Artık bu gibl aldatmacalara son vermenin zamanı gelmiştir. gibi Tekel maddelerinin tarafından imaline uzere S igara, biraimalinde gelince, bilindiği devlet devletin sigara ikiti bir devletçillk ba yoklufu yuzünden verimliliği duşıirdükçe düşuruyordu. O kadar ki Kartal fabrikalarının işletmeye açılması yılan hikâyesine dondurulmuştıı. Ovsa ki Cibali Fabrikasındaki durum gerek urctlm \e gerek işçiler açısından bir facia idi. NV organizasyon, ne is emniyeti. ne işçi sağlığı iciıı gerekli şartlar vardı; emirkumanda, astüst munascbetleri. koordinas.von, o şartlar içinde hiçbir yöneticinin içinden çıkamayacağı bir hâle Fokulmustu. Başka devlet Işletmelerinde durum bugıin de farklı degildir. Bir defa yoneticilerden işcije kadar iş guvenliği yoktur. Politikacılar kapıcı, hademe tayinine, en ufak mubayaalara kadar el atmışlardır. Sahsivet ve bilgi sahibi yoneticiler yetki ve mesuliyetlerini bilemez haline »etirildiklerini anladıkları gun direnmişler ve hemen ıızaklaştınlmışlardır. «Kukla yönetici» tipi bu işletmelerde bannabilecek tek yönetici tipi olmustur. Netice bngiın şu iki şeyi ortaya çıkarmıştır: 1 Devlet işletmeleri yeni baştan düzenlenmelı, devletin yapması lâzım gelen işler ortaya çıkarılmalı. gerisi özel tesebbüse bırakılmalıdır. 2 Devlet işletmelerinin yönetimi siyasetten tantamen bağımsız olmalı. bunların murakabesi Plânlama Teşkilâtına bağlı bir örgute bırakılmalıdır. •••• :::: •••• «••• •••• •••• •••• •••• •••• ssss sss: Tekel gelirleri ralan özel teşebbüsün ve Tekel Bakaıılığı ile Malive Bakanlığının sermaye iştiraki ile knrulmus olmalı çoğunluk özel teşebbusde kalmak üzere ve mukavele esasuıa göre faaliyette bulunmalıdır. Bu işletmelerin birden fazla olmasında hiçbir sakınca yoktur. Yalnız mukaveleleri aynı psaslan ihtiva etmelidir. Bu mukavele hükümlerinde bunların imal edecekleri sigara, bira ve sair Tekel esyasının cinsi ve yılhk azami ve asgari miktarları ile işletmenin kârlılığınuı a» ve üst hududu gristerilmeli ve her mal biriminden alınacak tuketim vergisi veya Tekel payı tesbit cdilerek bu payların Tekcle veya hazineye nasıl, ne gibi şekillerte aktarılacağı belirtilmelidir. Tekel, işletmelerini ozel teşebbuse devrettikten sonra tütün ve tütun mamulleri ihracaatının teknik ve iktisadi soruıılarım. pazarlama ctüdlerini yapacak, tütün cinsi islâhı ve tutun tanzim alışlannı ve satışlarmı vapacak işletmeler kurmağa mecbur edilmelidir. Soyle ki. tütün ekimi icin Türkiye çapmda bir plân uygulamak ve bunun için de gerekli butun enfrastruktürü kurm:ık Tekelin bir görevi olmalıdır. Ayrıca, fabrika ve bağlı tesislerin satılması ile elde edilerPK hasılât ile tamamen deviet teşebbusu oiacak bir Tutun Bankası kurmak da kaçinılmaz bir SOPUÇ kabul edilmelidir. Butun bu işlemler yerine getirildiğinde tutün mustahsilinin somurulmesi önteneceği gibl. aract rantları kısmen devlet lıazinesine, kısmen de iueticiye gidebilecektir. Tabii, halkın sigara için kuyruk yapması gibi 20. Asrın kitaplara geçecek buyuk «ayıbı» da bu suretle ortadan kalkacaktır. zel sigara hnali ve Bugıinkü fabrikalarının bir kısO ieri:teşebbüsün Tekeldevredilmeli:Tekel gelirtnı da olsa özel tesebbüse fakat dev •••• •«•• ••• • ••• ::: •••ı •••I • ••ı • ••< •••' • «•< Zorunlu bir geciş ıgara imal eden devletçılikten, mıHi kaynakları mılli çıkarlara uygun hale gelırecek devletçıliğe geçış' Bugiin Türkiye'de devlet ııcuz basma, bez ve hatta ayakkabı imal ederek halkın refahını arttırdığını, gelir bölüşümünun daha âdil olmâsına hizmet ettiği fikrinde görünınektedir. Sigara imali ile de hazineye olumlu variılat sağlandığı fikri de benimsenmiştir. Ote \andan petrolun, madenlerin, kara ulaştırmasıııın, bir kısım dış ticaretin. nıilli kaynakların Türkiye'nin iktisadî ve sosyal gelismesine hiçbir katkısı olmayan ve hatta menfaatleri bu gelişme ile zıt olan kurum ve şahısların eline bırakılması karma ekonomi duzeninin bir kuralı olarak kabul edilmekte ve desteklenmektedir. Ama karma ekonomi, devlete basma dokutmak, bira imal ettirmek ve ozel teşebbuse de kârlılık ilkelerüıe bağlı olarak maden. petrol aratmak ve işletmek degildir. Buna karma değil de kannakarışık ekonomi denir. 1966 vıhnda 287 tnilyon T.L. maden ihraç eden Etibank'ın aynı yıla ait vergi borçları gunün konusu edilip, bu ve benzer muesseseleri halkın gozünde duşünnek çabası gosteren çevreler, ozeı maden işletmelerinin öz kajnaklarınıi] birkar misli üstünde kredi kullandıklan ve bu krcdilerin devamlı olarak yenilendiği halde vardıkları ihracaat sonuçlarını niçin halktan gizliyorlar'.' Halkın bankalarda biriken tasarruflannı yabancı sermaje ortaklarına kredi vererek, bunların vı kaynaklarınuı cok ustunde bir aktif ile çalışıralanna imkân vermek ve boylece kâr hadleriııi '• 80'e kadar çıkarmak ucuza basma satmaııın halka sağladığı faydanın bin kere ustünde bir zarari yine halka yüklemektir. Namlı bir bankanın iştiraklerinden olan bir yabancı sermaye kuruluşu 1966 yılında 200.000 dolarlık bir ithalât ikamesi meydana getirebildiği halde bu yıla ait kâr ve amortisman transfer hakkının bunun iki misline çıktığmı «nasıl olsa halk ajilamaz» diye sürdürmek ve özel jabancı serma\ec en kıymetli bakır yataklannı, işletme ve dış pazarlama imtivazlarını vermek bir karma ekonomi kuralı değil. bir soygun kuralıdır. his konusudur. Devlet sigarayı muayyen bir fijata imal eder ve buna bir tuketim \ergisi ilâve ederek satar. Fakat Türkiye'de bugüne dek Eııçbır sigaranın fabrika imalât fijatı \ani nıalijeti tesbit edilmiş degildir. Bu itibarla bizim Tekel işletmeleri dunyada bir eşine rastlanmayan işJetmelerdir. Hiçbir Maliye Bakanı TurkJye'de simdiye kadar çıkıp da bu sene sigaradan alınan tuketim vergisi şu kadardır diye bir rakam sojliyememiştir. Aynı şekilde. hiçbir fabrika raüdüru ben su sigarayı bu yıl ortalama olarak şu fiyata imal ettim demek bahtiyarlığııia ve belki de bedbahtlığına erişememiştir. Bu iddialanmızı ispatlamak için birkaç yıl evvel bir Tekel sigara fabrikasındaki gorduklerimizi anlatmak Isterim. Bu fabrikada filitreli sigara imali için Amerikan menşeli olduğu soylenen makinalar yeni monte edilmiş ve işletmeye açılmıs olduğu gunleıde bir konu ile alâkalı olarak fabrika}ı gezdhn. Makinalar otomatik idi. Sordum «Bu kadar otomatik makina kullanmanın maliyeti hesap edildi mi? İkame etüdleri yapıldı rm?» Hiç kimse bu suale cevap vermedi. Bazılan ise anlamanıazlığa geldiler. Belki de sorumu anlamadılar. Tabii bu şekilde getirilen makinalar eski işçi ve ustabaşı kadroları ile yani ger^tiğinden çok daha fazla insan ile çalıştınlıjordu. Fakat \erim çok duşuktu. Paketlemede binde uç olması lâzım gelen fire paketin yırtılması, bozuk çıknıası yüzde onbeşe kadar çıknııştı. Bozuk paketleri bir sepete doldurmuşlar ve beş altı kaHar işçi kız sepctin etrafına kumelenmiş ellerindeki jiletlerle paketleri açıp, sigaraları da ortadan keserek tütünü bir başka sepete boşaltryorlardı. Tabii bu işçiler aldıkları ucretin çok altuıda kalan bir tutun üretici durumuna sokulınuşlardı. bununla bitmemekteydi. Tekelin stok dağıtım plânı da yoktu. Birçok deM esele ve sigaralardabirikir dururken, diğerlepolarda bazı •••« •••• •••• •* «••I •••# • ••M •••a •••• rinde bajiler depo kapısını beklcjip. malın depoya girmesine dahi imkân vermijorlardı. Bütün bunlar maliyetleri hesap edilemeyecek şekilde arttınyordu. Fakat kabahat >oııeticilerde değildi. Zira Tekel fabrikalaruıın bağlı olduğu umum mudurluk şcklen alâkalı bakanlığunn fakat aslen Maliye Bakanlığının direktifleri altında idi. Bu Bakanlık Tekelden boyuna ne pahasına olursa olsun para istiyor, yatırunlar, cari harcamalar için tahsisat vermekte geleneksel tutumu ile çok titiz davranıyordu. Böyle olunca da tahsisat S on u ç ürün bunlardan çıkan netice şudur: Türkiye'de artık devletin hangi sahaları ele *lıp. hangi sahalan ozel teşebbuse bırakacağı konusunu yeniden ele almak gerekmektedir. Bunu yapmadıkça revalüe kıymeti 100 milyan bulan devlet işletmelerinin topluma ve iktisadî kalkınm.iva katkısı konusu hiçbir şekilde eleştirileınez. •••* >••« :::: • • • « •••• •••• •••* •••• •••• Himbüs eğerü Bakteriolog Dr. Şekip Alagün, basında bu konuya ılk değinen kisi olsa gerek. Kuduz konusu bilhassa son senelerde yurdumuzda önemli bir problem olmuştur. Günden güne hastahk yayılmakta, kuduzdan ölen insan adedi artmaktadır. Sayın Alagün, sadece ısırıldıklan sonra kuduz hastalığuıa tutulmamak için korunma yollarından veya ısınlmamaktan bahsedilmektedir. Isırılanları koruyalım. Fakat esas kaynak olan yani kuduz mıkMemleketımızın geüşen e n d ü ^ robu yayıcısı olarak ısıran başıboş rısı ve buna paralel artan ışçl saveya sahipsiz köpekler ne olacak. yısı, lşçilerln hergün bıraz daha Bunları kim ve hangi görevli öl artan mall, teşkılâtlı ve bilglleri dürecek. Yabani hayvanlarla kim yann pazarlık masasına çok daha mücadele edecek. Bugün çok tehlı kuvvetli ve güçlü.oturacaktır. Mükeli kuduz hastalığının kaynağı o essesenın idari ve mall gücunden • lan sahipsiz köpeklerin öldürulme Ve bu açiklama maalesef ne Sayın Cumhurbaşkanımızm 30 Ağushabersız İşçi temsılrıleri fcuvvstkonusu da sahipsizdir. Mevzuat betos mesajmdaki yoruma benzemektedir, ne de Bay Süleyman Demirel'verdıgı cesaretle lediye ve köy ihtiyar kurullarını lı oluşlannın in basm toplantısındaki fikirlerine uymakUdır. Umit ederiz ki Amerimüessesenın kaldıramıyacagı ısgorevli sayar. Ama hele köylerde bu kan Kumandanlığının bu kesin açıklaması karşısında Sayın Sunay ve işi kimse yapmaz. Muhtar korucu teklerde bulunacaktır İşveren hak Bay Demirel eski goruşlerinde israr etmezler, ve: lı olarak veremıyecek ve böylelık suna dahi kopekleri öldürtemez Aldanmışız. meğer Altıncı Filo bizfan millî bayramlara iştirak le buyuk patlamalar İş hayatımı Güçlüklere rağmen bir öldürücu edip sevincimize katılmak için Turkiyeye gelmiyormuş; işin altında tazı ait ust edecek Istikbalde emek bulsa malzeme bulamaz. mamen başka sebepler yatıyormuş... derler. Bundan sonraki d&neçle• sermaye dengesi tehlikeye gıreKanaatımca insan sağlığınt tehli cektın Aslında bunu ne işveren, rindc gerçeği Turk milletine duvurmak gorevuıi kendilertnden beklikeye koyan kuduzla prafüâktik ve yoruz. esaslı mücadele edebilmek için, ne de ışçı arzu edemez, fakat bugünku uygulama bunu kaçıruisağlık teşkilâtına, büyük beledıyelerde tatbik edildiği gibi münhası maz hâle getırecektir. ran köylerde görev yapmak üzere Çözüm nedir ? kâfi miktarda özel kolcular alınmalı, bunlar periyodik olarak köyleri özüm nedir? Çözüm hlç vatarayıp çoban, bekçi ve av kopeklekıt kaybetmeden işçınin idar! ri dışında kalan bütün kopekleri ve mall bakımdan en kısa zaSonuç öldürmeli, öldürdüğü hayvan sayı manda müesseseye ıştirak ettırilugüne kadar geçirmıs oldusına göre de; belli ücretinin dışınmesı ıle halledılebılır. Ve tek yoğumuz sarsıntıların çoğu hep da prün verilmelidir. lun bu olacağı kanaatindeyiz Mabu yuzden olmuştur. Bu gı Bugün her koy evınde bir veya saya oturan iki taral rakkamlann dışle ufukta belıren kara bulutbirkaç kopek beslenmektedır. Bun neticesine göre imza atacaklardır. Okul dışt kalmış çoctıgumua veya ev haaunianıu lar tehhkelı bır geleceğın ışarelar hem hastahk menbaı. hem de Bugünkü gibi sendıkamn gücü, sttıni vermektedirler. Geçmışten koylü kazancının gereksız ortağıyasl, hissl eğılımı, etkıli olamıyadır. rfers almayıp, boylesine tehlıkecak ve idarl bakımdan daha tnlı bır geleceğe yeşıl ışık tutanlar sanca ve Özgür, demokratik, maSonuç sorumluluk.larını unutmasınlar! va çalifaılar için ll bakımdan ise sıhhatlı ve reaTalât OCAK oylerde kımlerın kopek besliye list bır emek • sermaye ılışkısı Ist. Ün. Hukuk Fak. ceği, kesin tesbit edılıp bunla kurulacaktır. Öğrencısı nn aşılanması; tesbitın dışında Bu düzen bır bakıma politık kalanların mutlaka oldürülmesı Sıraselvıler Cad 50 r«KSIM sart koşulmalı, şarta uymayanlara hayatımızı da etkileyecek, uygulamakta olduğumuz karma ekonomi ağır cezalar konulmalıdır. Butün bunlar emır, tamirn ve sıstemmı pekıştırecek, perçınlıyaBATI DİLLERİ DERSANESİ öğutle olmaz; kuduz da yıldan yıla cektır. Çalışma hayatımızdaki bu dar çoğalır. Kat'î hükümlü, ağır mueyyideli boğazı ancak perçınlı karma ekoRekJâmcüık .. / 11128 kanunlara, gerçeklere uyan ve tatnomi formülü Ue geçebüecegiazetenizde Z. Mumtaha bık edilebilecek kanunlara acü mıze inanıyorum. Polat hanımla ılgılı haberı ihtiyaç vardır. okudum. Bu konuda beMehmet "tflHTACl Hüsnü ATAT nım de dıyeceklerim var. ŞoyTekel, Tfitün Fabrikası Veteriner Heklm le kı.. Cibali İşçi Çorum Yazısında Avrupalı kadınıa YENI KAN DURDURUCU her turlu konfor içinde yaşadıDİŞ TABİBİ ğı ıçın. mezardan korktuğunu H E M O S T O P (entramüsküler) ve damla % ve açlık hıssınin bile kaybolduğunu soylemıs. Halbukı normal Piyasaya Arzedildi * her ınsanın hiçbir zaman açlık İSTANBUL ILAÇ LAB, nümune için: Kocamustafapaşa Cad. Protez, ımplantasyon, çene hıssı kaybolmaz, ve bır lokma şirurjısı ve ortodontık mudaİstanbul. Tel: 22 41 07 ekmeğe rıza gostermenın zamahaleler yapılır. urkıye'de grev ve lokavtlar nının çoktan geçtığını, kendısı başlığı altında Sayın Doç. Dr. Beyoğlu, Istiklâl cad. bıldiğı halde neden Fatih salonReklâmcılık: 359811126 Nusret Erkın imzası ile altmış larında topladığı kıyme'îı l u ı k No. 50/1 Telf.: 44 02 63 anaiarına hakıkatı sovleırıedığı Anayasamıart ^etırdığı en etk^n AGLUAVELVA * ne ve asıl kendısımn bu saçma sosyal ve ekonomık unsur olan (Cumhurıyet: 11154) konferansıyle hepsını uyuttuğufcuflanan «ricakt* bir slhlr var. na kanıım. Burada beş senedır >aşi}orum, (Tani Avrupada ve Traftan aoora ICE 8LUE AOUA ayrıca beş sene de türlü AvruVELVA, a i n ntftinln Itlmad «aflpa medeniyeti olmayan yerde layan havayı varlr, clldlnlzl korur vasadıra.) Aradakı fark AvruSeyir ve Hidrogmfi Oaıresı Başkanlıfından bildırilmistir. ytizOnOzs tız»llk aatirif. Içlndeki pada kadının her turlu normal DENtZClLERE VE HAVAC1LARA 99 SASILl BİLDİRİ hakka sahıp olduğuna ve evınKUMECTIN dMnizl tfüztltlr. 24 ve 25 Eylul 1968 tarıhlerınde 09.U0 ıle 17.UU saatlerı arasında de ın^an gıbı muamele gorduğüaşağıdakı noktalan bırleştıren »aha ıçmde seyretme, demırleme, ICE BLUE AOUA VELVA kullanın v* ne sahıt oldum. Aynca kendısıavlanma ve bu sahanın 2000 metreye kadar olan yukseklığı can ICE BLUE kokuMimın cazlbetlnl «tne \erılen ıtıbar ve yapılan hurve mal emniyeti bakımından tehlıkelıdır rafnuzdatd baraolarda görfln. met netıcesı memleketlerıne ler KARADENfZ ISTANBÜL BOCAZl GİRİŞİ K 15 SAHASI. turlu fayda sağladıklarını gor1 mcı nokta: Enlemı 41 derece 14 dakıka Kuzey dum. Her turlu konforun netıBoylamı 29 derece 07 dakıka Doğu ' cesı sefahate dalmadıklanm ve E. 4956 No. lu Rumell fenen. hepsmın sırtmda da kurk o!na2 nci nokta: Enlemı 41 derece 28 dakıka Kuzey dığını gördüm. Ve bu memleketBoylamı 29 derece 01 dakıka Doğu lerde dın ile rejimın ayrılması tlâncıllk 842911132 3 üncu nokta: Enlemı 41 derece 25 dakıka Kuzey netıcesı olarak her turlü kalkınBoylamı 28 derece 58 dakıka Doğu >»»»•»•» •••• •• •• 4 üncü nokta: Enlemı 41 derece 18 dakıka Kuzey Boylamı 28 derece 47 dakıka Doğu. DENÎZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULUR. (Basın 2453811145) a%ın Ecvet Guresın'ın «Sağdakı Sol» baslıklı yazısmda Osmanağa Camıındekı vâızı ornek gostererek, «Cahıl dın adamına hayır! Fakat aydın dın adamınm böylesme de büsbutun hayır 1 Zira asıl aydın geçınen dın adamlandır kı, Turkıvede butun müesseseleri temehnden yıkma| a çahşmakta, butun değer jargılarını değiştırmek, yenıyı yıkıp eskin getirmek ıçın çaba harcamaktadırlar» dıvor Evet, Sa> ın Ecvet Guresın'ın kovduğu teshıs çok d*oğrudur. llâhıvat Faküite*!. îslâm Enitıtulerı ve îmamHatıp Okuüan «çtık aydm dın adamı yetıstırsin dı\e Ne acıdır kı, buralardan dıploma alanlann çoğu Atatürk devrımlerını hıçe sayabilecek kadar cur'et ve cesareti bulabiliyorlar kendılerinde! önemli plan kalıtelı, ornek din adamı yetiştirmektır. Istenılen amaca ulasılamadıktan sonra çok savıda dıplomahnın olması ne ışe varar Turklye glbı geri kalmış, fertlennin c/o7O 80'ınin cahil olduğu bir toplumda, roüspet ilmın venlerıni kabul etmış, Atatürk devrimlerıne ınanmış dın acfamının yetişmiş olmasını hararetle ısternekteyiz. Ancak o zaman din adamının da kalkınmamıza büyuk katkıda bulunabileceği düşunulebilir. Ne var ki, hâlâ cami mımberlerinden kadının çarşaf gıymesi fikri savunulurken, bunun yanında kız çocuklarının da ilkokulu bitirdikten sonra okumalarının dinen caiz olmadığı öğütlenmektedir. Burada bir öğretmen arkadaşın anlatmıs olduğu bir olaya değınmeden edemiyeceğım. Şırınevlerâe oturmakta olan bir imam. aynı muhıtte oturan ve ilkokul öğretmenı olan komşusunu hıç sevmez. Bir gün öğretmenin kiracısının çocuğu hasta olur. Kiracı, hemen imam efendiye kosarak çocuğunun iyileşmesi ıçın «okumasını» rica eder. Hoca, fırsatı ganımet bilerek çocuğa okur üfler, bir de muska yazar. En sonunda oturdukları evin «cinli» olduğunu. bu yuzden çocuğun hastalandığını ve bır an önce evden çıkmalarının gerekli olduğunu tavsıye eder. Kiracı yeni bır ev kıralar ve oraya taşınırlar. öğretmenın evi bır sure boş kalır. 20. yüzyılm Turkıyesınde hastanın iyileşmesi için reçete yerine muska veren hoca ve ona içtenlıkle inanmış vatandaşın acıklı hıkâyesi işte boyle sayın okuyucular. Buna benzer olayları her gun gormek bahtsızlığına erdiğımız ıçın uzuntvı duymaktayız. S Sonuç ayın bayanın hangi tesır altında bu kadar yanlış fıkırler verdığıne şEştım. Asıl kendısının gunah ısledlğıne kanıım. Avrupalı kadınların komunızmle hiçbir alâkası olmadığını ve şımdikı asrın ıcabettırdığı sekılde yaşadığını bıli>or ve goruvorum. Uvanın ev Türk kadınları, bır basma elbıse\e ve bır lokma ekmeğe razı olmanın 7amanı çoktan geçtı. E\ıni7de soz sahıbl olun, dın ile konfor içinde vasamanm hiçbir alâkssı olmadığını bıhn Her Turk kadını dındardır amma normal bır kadın olarak yaşamayı hakketmıstır. Atamız Turk kadınlarını her yerde ve her zaman ovmüştur O nun yollarından ayrılmajın. S Jale KÜÇÜKSD Celler Str. 40 33 Braunschweıg West Germany Kuduzdan korunma srrev ve lokavtlann şimdiye )»• darkı tatbıkatı ve ıstıkbalı haskındakı mceleme yazısı çok ılgınç, faydalı ve ıhtıyacım duyduğurhuz ılml bır Inceleme oldu. Ancak kanaatımızce çok önernlı, hattâ temel savılabılecek bır unsurun ele alınmaması, tum sorunlara gerçek bır çozüm getırmekten uzaktı. Gelişmekte olan memleketımizde her alanda eksıklik çoktur ve gerçek rayına oturtulamamıştır. Sayın Doç Dr Nusret Erkın, bu aksak ve eksıkhklere dokundu ve bunlara gore oır ıstıkba) çızdı. Oysa gelişmekte olan memlekefı mızde her alanda ge'ışmemış un surlann olması normaldır Yeter kı gelıştırmek ıçın bır çaba harcansm. Bır de temas edılmemi1?, gelıştınlmemış duşunulmıyen veva kasten görülmek lstenmeyen temel mtehklere halz unsurlar vardır ki. asıl bu tutum ve davranış bızl dar boğazlara surükllyebilır. îşte bu goruş açısından bakılırsa bugünkü emeksermaye ilişkılerini düz«nliyen çalışma hayatımızda goremediKİmız veya görmek istemedığımız bir dar . boğaza yaklaşhgımız görülmekte dir. Şdyle kl, bugüne kadarki iş uyuşmazhklarmda normal olarak sendıkalar, mall ögelenn işverenl etki derecesine gbre ışçıye menfaat sağlamışlardır. Henüz genç olan sendlkalanmız esasen zayıf olan bu etkıleri yüztrnden de benüz isçıye gerçek bir men/aat sag lamamışlardır. tşverenler de Sayın Doç. Dr. Nusret Erktn'ın ncelemesınden de anlaşılacagı üzere büyük güçlüklere, dolayısiyle lokavta, grevlere nazaran başvurmamışlardır D Altmcı Filo'nun bu yaz Turkiyeye her gelişi memlekette büyuk tartışma ve arbedeje yol açtı. Temmuz'da Istanbul'a demir atan Amerikan donanmasını genclik protesto etti. Polisle oğrenciler arasuıda jer yer cdtışmalar oldu. Toplum polisi gecejarısı Universite oğrenci yurdunu bastı. Ve bir gencimiz oldurüldu. Daha bu olunun toprağı kurumadan Altıncı Filo Kumandanlığı 30 Ağustosta tzmir limanına demirlıyeceğini bildirdi; donanma 9 Eylul'e kadar körfezde kalacaktı. Turk askerî makamları bu ziyareti ertelemek istediler. ama sözlerini dinletemediler. l/mir gençliği de protesto mitingleri yaptı. Bu mitmglerde bir gencimiz bıçaklandı. Sayın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, 30 Ağustos Millî Bayramı demecinde Altmcı Filo'nun bu ziyaretini savundu. geceıı hafta da Bay Suleyman Demirel bir basın toplaııtısı duzenliyerek aynı yolda fikir yuruttu. Bu ıkı konuşma da çok oneınlidir. Her ikisi de ilerde birer tarih belgesi niteliğini kazanacak ve vaşadığımız çtınleriıı manzarasını çizmek istivenlerin işiııe >arı>acaktır. Biz hem tarih açısından bu konuşmaları mim'rmek. ve hem de bir sureden beri tartışılan Altıncı Filo meselesinı noktalampk için bugünüc görıısu altalta dizmek istivoruz. 1 Birinci görüş, Başbakanlık koltuğunda oturan Bay Süleyman Demirel'e aittir. Bav Demirel.limammıza gelen AmeııUan donanmasmın anıac ve hedeflerıni şovle anlatmıştır: « Do^tâne ısbırlıgı munasebetlerı içinde bulunduğumuz muttefık bır devletın aonanraa«ına ait gemıler. Jstanbul limanına şımdıye kadar bırcok defrlar \âkı olduğu gıbı bır zıyarette bulunmuşlardır. Dost ve mın'elık bır de\letın denızcıleıını îstanbul'a getiren bu zıyaret vesile«ı, bıç kımsenın uzerınde yakısıksız tefsırler yapmasına musaıt olmıvan. tnmamen normal ve mutad bır hâdisedır. Bırleşık Amerika, Turkisenın tecavıi7e karşı korunmasmda bize yardım vazıfe=i deruhte etmiştır Bu gerçeğı boylece tesbit ettikten sonra soralım: Dost ve aynı zamaı.d? muttefık bır devletin gemilerine hmanlarımızı kapayacak mı ıd.k''. B.ı\ Sule.MiKiıı Demirel'ın acıklamasıııı bo>lece tesbit ettikten sonra gecelim Savın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ın 39 Ağustos millî bayranı demecındeki goruşe.» 2 Savın Cevdet Sunay Altıncı Filo'nun durumu konusunda hayli genış izahatta bulunarak. gemi personelinin limanlarımızda «dınlendııılmesı»ni .zaıurı ve normal bir ihtıyaç» olarak nitelemiş ve demiştir ki: < Altmcı Fjlonun memleketimize yaptığı ziyaretlere değınmek ıstıjorum Akdenızde kendisine ait bir üsse sahip olmıyan bu filonun komuanından erıne kadar suıeklı degışmelere tâbi peısonelın eğıtımıru, d.nlendnılmesını, muttefıklerıvle tanıstırılmasını, vazife goreceklerı denızlerı ve kıyıları tanımalarını sağiamak maksadıyle, zıyaretler yapması normal bır ıhtıyaçtır ve zarurı bır işbırlığı ıcabıdır. Keyfiyet bu ıken. Sılâhlı Kuvvetlerımızın mısafırı olarak memleketimize gelen 6 ncı Fılo'yu veya gemılerını birer baskı kuvvetı diye nıtelemek ve personehne karşı uygunsuz hareketlerde bulunmak milletler \e muttefıkler arası munasebetlerımıze sığmaz ve Turk mısafırperverlığıne yakışmaz Buna mukabıl bilhassa millî gunlerımizde lımanlarımıza ve hava uslerımıze yapılan veya yapılabılecek olan bu türlü muttefık zıyaretlerını sevıncimıze iştirak şeklmde yorumlamak ve değerlendırmek bıze çok şeyler kazandırabılır.» Sayın Cumhurbaşkanınm gonışünu de böylece tesbit ettikten sonra (relclim uçuncu gorüşe... • 3 Bu gorüşun sahibi bizzat Amerikan Altıncı Filosu Kumandanlığıdır. Temmuz ayında tstanbula demir atan Altıncı Filonun uçak gemisı Independence'ın matbaasında bastırarak gemileri ziyaret eden TürkIere dağıttığı broşürde Amerikan Filo Kumandanlığı (oruşünü ^)}le ozetlemektedir: Amerikan donanmasmın geleneksel gdrevi denizlerin kontrol edılmesıni kapsar. Bu kontrolun yapılmadığını düşünecek oiursak denızasırı ulkelerdeki kuvvetlerimız desteklermi kaybetmış olurlar ve ulkemızdekı sanayi tesislerimiz çalışmalannı yavaşlatmıya ve dünya su yollarından geçerek ülkemıze getırtılen haro madde yokluğu harşısında kapanmıya dahi mecbur kalabılırler. Uçak taşıt gemılennm denızler a^ırı ulkelerdeki uslere benzemıyen tarafları da yabancı ülke hükumetlerınsn kaprislerine bağlı olmamalarıdır.. Amerikan Altıncı Fılo'sunun Izmır ve Istanbul limanlanna niçin sık sık geidığini Amerikan Kumandanhğı kendi diliyle iste böyle açıklamaktadır Ç B gjjggg Avrupalı kadın K DAKTİLU • İNGİLİZCE STENO İNGİLİZCE AKŞAM KURSLARI 6 Sayın Doktor ve Eczacrfara Türkiye'de grevve lokavtlar Nihat Ayrancı I Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ufilHams IBAHSIAIORS VVANTED Ordudonatım Oktıl ve Eğitim Merkezi Komutanlığından 1. Kara Kuvvetleri ıhtıyacı için (1968 1969) öğretim jılında San'at Enstıtüsıi mezunlanndan (Marangoz bolumu hariç) Teknısyen Astsubayı yetiştirilmek üzere Balılcesırdeki Ordudonatım Okuluna sınavla öğrenci alınacaktır. Gırış şartları Okul K. lığjndan veya As Ş lerinden oğrenilebilir. 2. Kayıt ve kabul icın isteklılerden Balıkesırde bulunanlann doğruca Ord Ok. ve Eğt. Mrk. K lığına. taşradakilerın ise As. Ş. Bşk. lıklarına, 7 Ekim 1968 tarıhıne kadar müracaat etmeleri ilân olunur. Per 40131568 (Basın: 1613) 11140 Foster Wheeler Turkey Inc. has a vacancy for fully quahfied translators with the possible background on translatıon of legal, technical (mostly eıjgineering) and commercial documents and medias. Business Rxperıence ıs not mandatory, however, above qualifications are ebse/ıtial. Reasonable salary plus fringe benefits will be provıded to those fulfilling the abovv requırements. Please apply in person to Foster Wheeler Turkey Inc.'s «Petkım» Petrochemıcal Complex constructıon jobsıte at Yarımcaİzmit or mail your curriculum vıtae wıth a recent passport sı^e photograph to the address of : Personnel Manager Foster Wheelcr Turkey Inc. P K. 38 İ zm i t Reklâmcılık: 364211125
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle