25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IAHÎFE DÖRT 30 A|nst<w 1968 CUMHTTRtYET Organları kesme ftmpMtasyon Dr. thsan ÜNLÜER ftıfaıdea dalma korkulmuştur. Tıpkı lnsanlann dişisinden korkaldngn gibi. Seütn tabiatteki hiç bir zaran •lnuyan naıam nrlara da halk pek yerinde olarak ERKEK nr diyor. Bugün kontrol altına alınmış olmasına rağmen ur, tümör lâfı. ınsaniarı hâlâ urkötmektedir. Şimdi biz de Davut Dilber'in kuyruk soku munu ılgilendiren bu tümör konusun» kısaca değirıelira. Plân dinlemeyen anarşist Biliyoruz ki, evlenmiş olan ıkı insandan disi ve erkek yumurta hücrelerinın birleşmesi sonucu 9 ay 10 gün sonra bir ınsan yavrusu doğacaktır. Bu çocuk ayni cinsin özellıklerinı Uşıdığı gıbı anne ve babamn karekterlerim de bir kanun ttahıhnde tasıyacaktır. Demek kı, canlı bir varlık belirli ve önceden tâyin edilmi* bir plân dahilinde gelisıyor. Amma velâkin bugün hâlâ bilinmeyen bazı etkenlerin tesjriyle canlı dokulann PLAN yerine PtLÂV'a uyarak bazen gelişi güzel çoğaldığmı göniyoruz. Canlj vücudün adele. kemık, kıkırdak, epıtel, bağ dokusu gibi kısımlanndan menşe aian kötü tabiatli ur hücreleri ne insaf, ne mantık, ne de ANAYASA dinleaıeyerek invasif, istilâcı bir şekilde küstahça etrafa yayılıyorlar. Hâlbuki bu arada selim tabiatli msaf sahibi urlann da var olduğunu göruyoruz. Bunlann büyümeleri ve etrafa karşı zararlı olmalan uzun senelere bağ lı oluyor Fatma hanımın bornanan tam nenadaki (tavnk sey..4> adı vcrilen »itil işte urların bu oslu einsindendi. Zira Fatma hanımın seferbertikte evlendiginden, 68 'ine bastığı bn güne kadar hâlâ bi eeviz büy&klüfânü aşmıyor. Demek ki urlar ilkin menşe aldtkları dokutara g6re ve sonra da iyi veya kötü huylu olduklanna göre adlandınlıyorlar. örneğin kemik ten olanlara OSTEOM. adeleden olanlara MtYOM. bağ dokusundan olanlara FÎBROM dendıği gibi Habit olanlanna da SAR Ve operatörler bolucu îaaliyete başladı Tıp Fakültelennin ve Fakülte Kliniklerinin bölünıne olayından ilham alan Prof. Minkârl: Bölün ya.. Davut diyerek hastasıDavut Dilber'i tam orta yerinden ikiye böldü. Oyle y«~ Caalılardt döllenıs yumurta hücreci ana rahıne dü»er düsmez bolünmey» slıyor Fakülteler böluatryor. inikler bölünüyor, siyasî parerimiı t «y 10 günde bir bönüyor, gençlik bölünüyorüce tmarı bölün ya kulum dedi ya.. Baktı ki Prof. Minkari Çekoılovakya, Zamtoçya, Saksafonya gibi ülkeler de Güney Korekuzcy Kor«, Güney VietnamKuzejr Virtnam, Göney KamboçyaKuzey Kamboçya diye ikjy« bölünüyorlar. Nefteri kaptığj gıbi Davut babayı da KUZEY DAVUT GÜNEY DA VUT diye tam ortanm göbeftinden iki kısm» böldü. Davut Dilber şimdi yatağında barfik* yapıyor DAVUT baba Ordu ilinin köylerindendi. 62 yasındaydı. Ameliyattan sonra sağ kalan ü«t tarafını yatağmda ziyaret ettiğim de gayet canlı ve neşeli görünuyord*u. Sak&h ve nurlu bir yuzü vardı. Sağlam kollan ve kuvvetli elleriyle karyolasındaki askıya tutunuyor, limonatasını içip bisküvisini yiyordu. Bir seneden beri Davud'un çektiği ıstırabı anlattıkları vakit, vücudünün kendisine ihanet eden alt tarafını kaybetmektec duyduğu sevinç daha iyi anla gıhyordu sankı. Belkı futbol oynıyamıyacaktı, yürüyemiyecekti. Seçim sandığının başına başkası taratmdan getirilecekti Davut baba. Amma alt tarafsız yaşamak bir bütün olaTak ölroekten iyi idi onun için. Son 4 ay içinde çektiği ağrılar son haddine varmısu. Hiç bir ilâç, hiç bir iğne kâr etmiyordu. Çok kısa zamanda ölüme gitfen ve dayamlmaz ağnlarla dolu belirli bir ömür parçası nasıl geçecekti? Davut babamn hastalığı neydi? Kuyruk sokumu kemiğinin iç tarafmda çocuk başı büyükluğünde bir ur vardı. Bu tümör kalm barcagı, idrar kesesini sıkıştırıyor, damarları tazyık edıyor ve en fenası sınırierı bas tırarak dayanılmaz ağrılar venyordu. Keroik dokusundan menseini almıs, kemik kadar sert o!an ur arka taraftan kuyruk sokumu kemiğine yani SAKRUM kemiğine bağlıydı. mış, uzerıne turlu eJsaneler düzülmüş, Lâ dam o kamelya gıbi romanlar, Traviayata gibi ınü zıkler hep verem hastalığının umutsuz sonucunun romantizmini yansıtmıştı. Bugün ise hekimler: Nezle olmaktansa verem ol maya razıyım diyorlar. Amma bugün de öyle hastahklar var ki, insanlar adını duyunca korkuya kapıtmadan edemiyorlar. Fatna hanımın karnmdaki «r yavrulamıs. Hdsnü'nün karısının sol göfsSndeki t&mör ise erkekmiş.. denır. Halk arasında tümörün yavrulayanı yani çabucak etrafa yayılanı di«i olarak kabul «dilmis. Urların di Ur'lan şööölc bir tamyalım Taa eski zamanlardan beri insanların admı duyunca dehşete tfüştükleri türlü hastalıklar vardı. Meselâ, Veba ortaçağ'da Insanları titreten bir hastalıktı. Frengi dediniz mi yer yerinden oynardı bir zamanlar. Hele Verem, muhafazanallah son senelere kadar dehşetini muhafaza et KOM adı verılmekte Meselft OSTEO SARKOM kemık dokusundan menşe almış habıs bır ur'du. En tehlikaü ve habıs urlar muhakkak kı. vucuttaki gud de kanallarından ve bosluk cidarlarından menşe alan CANSER dedigımız habis oluslardı. Hekimlik dilinde baş harflerine göre CtA denilen bu kanser lâfı yanhşlıkla bütün köyü huylu ur lar için kuUanılmaktadır.. Selim olan urlann ağır büyümemelerine ve civarlarındakı dokulara sadece mekanik baskı yaparak vazife bozukluğu dogurmaktan başka bir zaran olmamalanna, kadmlann göğüslerinde senelerce zarar vermeden tasınmasına rağmen, urlann habıs olanları süratle ve insafsizca büyüyerek civannrfaki kan damarlarını eritip, kanamalara sebep olarak, sinir'.eri istilâ ederek türlü hara biyet ve agnlara sebep oluyor. Üstelik habis dokulann anarşist hücreleri kana ve lenf sıvısına kansarak uzak organlarda yeni üsler, veni ur mihraklan meydana getiriyorlar. Bu vüzdendir ki, bir habis urun civanndaki kan damarlan ve lenf kanallarını, lenf bezlerini izleyerek ora'arda yeni yeni ur mıhraklerının vanı METASTAŞ'ların bulunusuna göre tedavl şarttır. Vü cuttakı habis olusların istilâcı yayılmalarına karşı muhakkak İci ilk olarak bag dokusu dediğimiz zinde kuvvetler karşı koyacak ve etrafına bir bariyer dıvar çekecektir. Amma hâlen urlann tedavisi cerrah! olarak yapılmakta ya da habis hücrelerin insaf tanımavan bölünüp çogalmalarına DUR... diyecek ilâc'ar verilmektedir. Sitostatik yani çoğalmasını rfurduran bu ilâçlardan başka radyum ve ronteen gibi çesitli ısınlann uygulanması da cerekli ?,ifavı saglamaktadır. Amma velâkin Davut babamn haline bakınca Prof. Minkari amputasyona karar vermişti. Yarın: BIÇAKLAR KON'üŞUYOR.. Difil Bond MOOESTV Rl TA Vg. kW£SE<'Z • T * » i IS BULMACA 123456789 fahibi olma durumu. 2 Fran durmadan avnı hareketi yapmal a n hastalığı. sanın akar sularından, faydalı. 1 0 3 4 5 6 7 8 ^ Tersi «su3 Çocuk bakıcısı erkefcler I kut eder» mâ(çoğul). 4 «Vılâyetler, fazla I nasına bır çeülke> mânasına ıkı söz (ıkı söz I kimdir, nota. arasında bir takı). 5 Derdin 9 cBirine lit devası, Ismaü Peygamberin baatıp onu kız basının adının ilk iki harfi. 6 tfırmak gayesi Tarlaya tohum atan, el «ıı'e> karşılıgı kısma hareketi, yahut kemeriki s5z (ikinci lerde bulunan madeni ve süslu kısım. 7 Güney Amerı OOnktl DuinutaniD soz bir edat * kada bır ülke, »Lnirli insanların hJtı,,j,ı,, W k n tır). / T ANB VL Acılif: uıomanı Kur'anı Kecim acıklamatı ve vorumu GortH Trfforty Jones TIFFMİV JONES Saz ecerlert Kove haberler Günavdm Haherler v e hava durumu tctanbul'da bacün Kücük ilânlar Marslar Zevöckler RADTOLAR1 naklen v»vın Bailama takımı Ev ıein Mthıerden cünümuz* Ara haberler Turkce taneolar S Deran'dan sarkılar ' Arkası varın ; TOrk bestecilert Ovun havaları Ara haberler , KanıfetıiBinfk ve* seıftfEt tur, ( Kücik o r k u l n . . ...' A Büvükataman'dan sarkılar Haberler: Rcanl Cazetcde buciin Marslanmız ' RekUm nrocramlan Acarcil orkestratı S. Tur'dan sarkılar , N Divitcioilu orkestran Davul v e n ı n u ile orun havaları Ara haberler Cocuk bahced Y»z okulu < K ile Fraruızca (34 derfi Ootra kofueri Ara haberler Kadınlar faclı Köv odan Reklim Drocramlan Haberler v e hava durumu Küıük ilânlar S Özer'den sarkılar t Din Ahlâk aohbeti 30 Atustot öze! Drocramı 30 Aftutof tarenlerinden izlrnimler Yamac'dan •amaca 24 taattn olavlan Rıza Rit'den sarkılar Türk vorumcuları Reklâm brocramlart Haberler Caz ınüziii rnüziei İST4NBUL İL BADTOOi; Acılıs ve nroeram Dickote^imizden Peter: Paul ve Vüay Too. Koncerto taatt Hafif sarkılar Karısık «olofar Soul müzik Cesitli ülkelerden halk farkıUrt Kennr Dorham Be*U* Fransa'dcn müzik Portekiz'den Padolar Roeer Bourdin Orkestran Kücük konser G*nclere müzik Senfonik müzik Hafif ıııuzik R. ile İncilizce (34. d*n1 Akfam konserl Cenclerle benber Od, miiıiti Liedler ve ozanlar Hafif müzik Oeee konserl Caz müziti Hafif Ratı müziti Procram ve kaoanıı SOLDAN SAGA: 1 Kışın yakılacak odunun çekisi şımdiden bu kadar liraya çıktı. 2 Soru, başkasının e vinde oturanın verdigi. 3 Yere serilen değerı çok halılar (eski bir Divan edebiyatı terimi olan sözün çoğul sekh). 4 Tersi «meşguliyeti pratik olmanın tamamiyle aksı durumda» anlamına iki söz. 5 Eski Yunanlüann musiki âletlennden, «ııtırap ver!> mânasına bir emır. 6 Büyük lutül gösterme ısi (eski terım). bir çekimin kısaltılmışı. 7 Dünyanın onda üç kısmı, hayvan besi maddelerinden. 8 Bir yere saplanıp bırakılmış cfurumda (Batı Anadolumuzda bır kasabamızın adıdır). 9 «Hortumlu» hayvanın tımarını yapan, karşılıgı iki söz. TLKARIDAN AŞAGlTA: 1 Herhangi bir işte kıdem / • •• T •T • HTT~ • i ı T T •T] •• • l X X ; X +• • / X ••i • 1 DONKO BULMACANIN HALUEUILMÎS 5EKLJ NASIL HALLEDİLECEK Ynkandald nkaoıli balmaeadB Mdece 4 tane anantar (ipııtu) ve 8 tane soanc rardn Boj kalan 12 karenin içine 1 den 9 a kadar UTfUD birer rnkina koyarak ve to{H lama, çarpma. cıkartma, hölme <">tIerine dikkat ederek soldan •ağa ve yukandan aşağiyk hııinıarada gösterileD »onuçları boloouz Buau vaktinizi alır ama, boş vaktinizl ho»ça reçirmij olur*uo^x r oromm: kaoanıs DENIZ GURBETÇILERI ] HALİK ARNAS BALIKÇISI 3 varın bir yanında, asçi Subaşı'nm küçük bir penceresi var ya. Çoğunuz oyuncak kutular içinden yaylı küklatarın, zart diye fırladıklarını görmüşsünüzdür. İşte o pencereden Subaşı'nın dazlak bafi birdenbire öyle çıkakoydu. Bana: « Bre Teleskop, benim tencereler kalay istemez» dedi. Ben de: « Hay bre Subaşı, sana değıl gümrüğe okuyorum» dedim. Subaşı giilerek, Öyleyse gıt bas küfürü gümrüğe» dedi Subaşı na. Hanisaneiık mi olayıra üstelik? Ha duvara, ha gümrüğe dert anlatmıssın, ikisi de bır» dedim Subaşı. •Kardeşim. Nun Kaptanı öldürdüler. Neyse hayırlısıyla denize açılın. Avınız uğurlu olsun» dedi. Poyraz Mustafa. «Ne o? Kaptanı vjrdular mı?» dîye sordu. Teleskop, «Vursalardı daha eyi ederlerdi. Yetmişlik ihtivar fııtınada balıkçı kayığmı kaybettu Bana bir gün Kayık vardı av yoktu, şimdi av var kayık yok diye dert yandı Parası yoktu galiba. Çarşıdan veresiye aldığı beş on k=ıb^âı sepete koymuş, düşüncelı dalgm eve vürürken yüzüne birdenbire öyle bir şamar yemiş ki, yere dev rilmiş. Zavallı adamcağız. ne o!dı:§una şaşmıs ka!mış başım kaldırıp alık alık bakmış. Beledıye Reisini, gözleri cfkeden dönmüs bir halde tepesınde duruyor görmüş. Ulan itoğlu ıt' Beledive Reısiyim, neye durup selâmiamıyorsun? diye bağırıyormuş. Nuri Kaptan toz topraktan kalkmış. Kaptanm çok fenasına gitmiş bu. Evine gidip odasma kapanmış, utancmdan sn'.;a3? çıkamamış On gııa Eonra. karısı söylemiş, gık devİT yerinde kıvrıla kalmış. Ölmüş zavallı. Kirn "'lir kaç fırtınanın anababa gününde dayanakoyınus olan gönlünü eermet gibi havada. ro<a>ta yürürken parça parça kirakoymuslar» dedi. Denizciler, denizde karayla bağlarmdan kopmuşlardı. Kafesten kurtulan kuşlar gibi seviniyorlardı. Her birinin düşüncesi yanıhaşmdakınin diişuncesini anyordu. Aralarındaki bu yarenlikleriyle, karalarda içlerine toplanmış olan kara kurumlardan ve islerden içlerini temizliyorlardı açık ha\ada. Ama karada çoluk çocukları vardı O ba|ka bir dünyaydj. Başlannın arkasında, uzaktan uzağa durmamacasına «cızz» eden bir özlemdi o. Neyse. mektup alıp mektup yoüarlardı. Zaten ekmek paralannı çıkarmak için den'zlerdeydil^r ya! Teieskop'a karsılık olarak, Karabatak söze kanttı. « Buniar olmasaydı, ama aramızda birlik yok. Hattâ mızıkçılık edenlerimiz de var üstelik Örneğin deniz patronlan...» dedi, ama sözünü bıtiremedi. Aya ğa fırladı. Do|uya bakıyordu. Çatılan kaslarını eliy le «ölgeliyordu. (Arkası var) Konu ve rwım: AYHAN BAŞOĞLU BUDİN KÖPRÜSÜ 16 30 1700 17.30 1R0O 18 30 19 CO 19 15 19.10 20 15 Çıkan kısmm özeti Sfincerei k*ptanı Atefoğlm Murat Reit'In 4 teknelik fılo*» sabakın erken saatlerinde Bodrum limanından Ege'ye açılmıştır. Uzaklarda, gemicilerin evlerinden battaniyeler, çarsaflar ullanmakta, geraiciler biraz üzgün, biraz beyecaDİı yollarına devam rtmekt«, dalgıçlardan Teleskop Mehmet arkada^ı Karabatak Davot'a evden ayrılma sırasındaki üzüntnlü dnrumn v e karşılıklı tesellileri anlatmaktadır. Hayli yol almışlardır. Teleskop Mehmet, resmi makamlardan gemilerin sftiıter avın» çıkış izninin alınmasındaki tonn»lite güçlügünü anlatır arkadasına. Salt gümrükçülerin yeşü elbiseleriyle, şapkalan, akh karah liman çavuşu elbisesiyle şapkası, boz jandarma üniıormalan görüyordum. Elbiselerin içerisinde insan yoktu yahu! Kayıkta kaç tane cankurtaran simidi var? deye sordular. Az kalsm sizin çıkardığınız zorluklarla, karada boğulmazsak, denizde topumuzu kurtaracak kadar cankurtaranımız var, diyecektim, ama kendimi tuttum. Topumuzu kurtaracak kadar var, dedim. «Bizim vazifemiz, sizin boğulmamanızı sağlamaktır. Onun içın cankurtaran simitlerinizi yann gelip sayacağız. Hepiniz, cankurtaran simitleriniz sırtınızda olarak kayıklarda bekleyin, vazifemizdir> dediler. Biliyorum gelmeyecekler. Eh sefere çıkacağız, paramız da yok ki verelim. •Aman elinizi ayağınızı öpeyim, sefere çıkıp çoluk çocuğa ekmek parası çıkaracağız, onun için gelin, hem istirahat ederslniz, kahvemiz, çayımız var» dedim. Bu vazifenin bir de şerefi varmış. Canıma tak etti gayrik vazifesi de! Şerefi de! Tepem atmadan önce daireden fırladım, ama kapudan çıkarken, evrakı götürdüğÜTi adamın, yanıbafindakine benim için, itin birisuJir, dediğini isittim. Eh, ölür müsün, öldürür müsünl. Ulan furada namucumuzia çoluk çocuğa ekmek parası çıkarmaya uğraşıyonız. Kendime Teleskop, oğlum şeytana uyma, sık dişini, dedim. Şuradan birkaç gün sonra sefere denize çıkacaksın bayırlısıyla dedün. Ama içimde bir ağırlık vardı. Yüz kulaç derinde denizin olanca yüküyle Cstüme abanıyonnus gibi. Karantinanın köşesindeki düz du var var ya. Duvann vazifesi, vazifesinin de ferefi yoktu baril O duvarın önünde insanoğlu. dairelerde, boş evrak hışırtısının önünde, ayaklarına karm tular ininceye dek divau dunnaz a! O duvan karfima alrp, önünde yere bağdaf kurdum. Ba«tım küfürü duvara, ayaklanmdan eski pabuçlanmı çıkanp çarptaa duvann, «uratına. Hani o du 21J» 2130 21 45 22 00 23 00 23 J0 0100 A N K AR A AcsUt: Droenm Kur'anı Kerim acıklaınası ve yuıumu 06.50 Saz eıeriert <r, oo Kove htberler Günaydın 0C2S OC30 Haberler v e hava durumu Marslar Ankaıada bucun Ovun havaUrı TÜRKİYE RADTOtAKI 08 30 ArutKabir'den naklen v:avın/ A.VKARA: IZMİK: ERZUBVM: CUKVROVA VE İL BADTOLAKI 09 00 30 Aiu»to« Özel Pro«. (1) 09.20 Kahramanllk türküleri 09 35 Mchter müzifii 09 50 Ara haberler 09.55 Hipodronuian naklen yayın 13 00 Haberler 13 15 Marslar 13 30 Reklâm nreeramlan 14 00 Cocuk bahced 14 15 Türk raüzifii 14 45 Mehter müziti 15 00 Ara haberler 15.05 Arkatı varın 15.25 Cok w«ll halk türkUleri 15 55 Ovun haraları 16 10 Sarkılar 16 30 Törküler 17 00 Ara haberler /urttan setler 17.05 1730 Köv odası 10 00 Haberler v e hava durumu 19 r« Kücük ilanlar 19.35 7evbekler 19 S0 Turk müziH ı 20.55 Rir vmrmıs: Mr voknnıl t 21.00 24 saatin oUyları 21 10 30 Aiuctot 2140 Tiirk mtiziti 22.10 Ttırkce taruelar 22 25 Türfcüler cceldl 22.4S Habnler 23.00 Ordu terfi İMMİ ÖMtler; •orociiıv: ka«tm« 07 0S 07.30 07.43 08 00 08 03
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle