Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
IAHÎFF İKt 28 Ağu?tos 1968 CUTUHURÎYE1 «•••••••»•••••••••«a ÜGRETMENLERİN GÜVEHIİGİ Fokıı BAYKURT urklye Sğretmenleri , feçmlşte korkunu, haıkıdan ozak ve cOh!» dlyerek, rahat bir çalışma ortamı bulabildiler mi acaba? Atatürkün özel ilçUlyle Cumhuriyetln Uk yıllarında onlara «ValiİPr tedar itibar» sağlandığı söylenmektedir. O zaman Cumhuriyet balolannda, öteki protokol flişkUerinde öğretmenlere yer aynUyormuş. BunIar, rindrrin saçlığında görülen, ama (üvenliğin temel daysnaklanndan sayılmıyacak geçici işaretlerdir. T C.üvenlığin temel dayanaklan nedir? Günümüıde öRretmenin tedlrçln edildiği bellibaşlı noktalara bakarak ve yapılanların tersini düşünerek bunları kolayca saptayabiliriz. nce bir «meslek güvenliği» yoktur. «Bilimi. saratı serbestçe araştırma, öğrenme, Öğretme, anklama, yayma» herke» İçin bir temel hak olduğuııa ve bu hak Anayasada apacık yer aldtğına görr: öğretmenlerin ögrettiklerlnden ötürti tedirfin edilmesinln hukukta yeri olamaı. Meslek okulunu bitirerek gerekli yetki belgesini almış bir insbn, atandifi okulda ve çevresinde «feğretme» •orumluluğu yüklenmiştir. Anayasada yer alan «dgraıme özgürlüğü», baa meslekî Slçülerle «özüne dokunulmaksLzın» sınırlanabillr. Buradald nsmr» sizünü, öteki hak ve özgürlüklertn kullanilmas!nıia konan yasaklarla bir tutmayıp, daha çok, CEiiim ve öğretimi «programlaştırma» anlamında düşiinmeHyiz. Süregelen tartısma ve çatışmalardan çıkardığımıza ffnre programlaştırma bile kesın olamaz. Cygulama içinde öğretmenin proıramı asan ıorunlu davramşları e 1 . olacaktır. Ayrıca bfttün program ve Anayasa sınırlamalan da, tarih ve çâğdaş bilitn verllerinin RÖsterdisi yöiide ileriye. halka ve insana açık olmalı: fünilmiizden, ırelecekten, halktan ve insandan kopuk, işlevsb olmamahdır. Knnuya bu gözle bakıldığmda. öğretmenlerin bnçfinku meslek güvenliğinin çok eksik. batUL yok denetek derecede az olduğunu görürüz. Cumhuriyetin tek ve çok partili dönemlerinde n kndar çok felsefe öğretmeni, öğrettiklerinden dolsyı lstm atıldı ki, bugün liselerimi» felsefe öğretmenl sıkıntısma düstüler. Felsefe öğretmenHği vapacak sayıda oğretmen yetiitiği balde, toplumlann ve bireylerln sosyal, politik ve dinsel inançlan fizerlnde objektif tartısma ve analizler yapmak tepkivle karşılanmakta; ve ne yanktır ki bo dersir. öğretimi engellenmektedir. HaMahklann oftı ve perllerden değil, boııık yasstna ve beslenme kosullanndan ve mikroplar yft^önden olduğunu söylemek bile tepkller yaratmakta, üç beş polHikacimn kıskırtmaslyle çevrenln Mlıristz halta ortaokui Sğrettnenlerlni boğmava vönelmekte: görevl Cumhuriyet eğltlmlnl koltamak olan valiler öğretmeni ve oknl mttdnrilntt orıdan çekip almaktadırlar. 1M6 da Horasanda bHyle blr olay yaşanmıştır. tnr ki, bu noktayı f n l a tsrtışmaya haeet kalmamıştır. Hele neslek Brgütlerlnde bfiMmetin her d«diğini kul tlbi kabullenmlyen, partizan emirlere tepkl gösteren, iş ve emek savssım çâğdaş an» lamtla yürüten ve özellikle sendikal savaşı «Yeni ha'.dar elde etme» yanında bir «Düzen degişikligi savaşı» biçinünde anlıyan öğretmenler iae daha çok baskı ve haksizhk görmüşlerdir. Çevrelerinde halkı devrimci ülküler yönünde nyaranlar, buııu sendika aracılığıyla yapanlar oradan oraya savrulmuşlar ve sindirilmek istenmişlerdir. Sendika baskan ve ıenel baskanlan dahi bu ba&küar» uğramışlurdır Grevlerin uzaması ve sonuç alamayış . Dr. Nusret EKİN tecrübelere uygun ve arzuya şayan bir gelisme olacaktır. Çimdiye kadar verdiğimU açıkH lamalardan elde edilen »onuçlan asajıdakl noktalar etraimda toplayıp dejerlendlrebiliriJi: •••• O Türkiye politik re]im olarak siyasi demokrasiyi ve endüstri münasebetleri yönünden ise. toplu pBzarUlc aistemini benimsemiş bulunmaktadır. Bu iki slstem Batı ülkelerinde bir diğerinden aynlmaz şekilde bir arada yürütülmekte, özellikle aendikacıUk, toplu pazarlık, grev ve lokavt, siyasî demokrasilerin vaz «reçilmez temel kurumlanndan birini teşkil etmektedir. Bununla birlikte TUrkiye"yi batının klâsik demokrasilerinden ayıran en önemli özellik, onun ekonomik ve sosyal yönden kalkınma gayretleri içinde olan bir ülke olusudur. O Meseleye bu yönden bakılmca, gelişme çabalannın sayısız güçlükleri lle karşı karşıya olan bir ülkede, batı raodeli endüstri münasebetlerinin hem milli ekonomi. hetn de işçl, isveren cephe»tnden ve yenl b a « ekonomik va sosyal faktörler vönünden ele alınıp islenmesi icap eder. Memle. ketimizde birçok aahalarda boslugunu hissettiğtmis llml araştırmaların yoklugu, bu konuda d ı kendini açıkça göstermektedır. Endüstri münasebetlerinden doğan i$ uyuşmazlıklan ve mücadelelerl öcellikle ekonomik yönden tahlil ve tetkik ediltneğe şiddetle muhtaç bulunmaktadır. I îürkiyede grev ve lokovtlor Boşarısıziığın başarısı Çekoslovakyanm apansıı işgalı. bütün dünya Içln beklenmiyen bir olaydı. Işgalden sonra olaylann gelismesi de beklenmiyen blçündf olrtu. Sov>et Rusya. uzun yıMardanberl banşçı politikanm şampiyonu gib» görülOyordu. Milletlerin bBğımsitlığına saygı ilkesi güçleniyor. bn gfiçlenmeye Kusyanın yumuşama siyaseti de katılınca NATO blle Harmeı plSnlyle yenl koşullara uyma gereğini doyuyordu. NATO'nun, Varşov* Paktının, «modası geçmiş ittifaklar» olduğu konusunda «e niş blr inanç yaygindı. Mllletlerin lçlşlerine müdahaleyl dış politika tutumu olarak benimsetniş Amerika, Kuzey Vletnamda dersini alıyor, dıstan tenkidlere vğrarkın içten saTsıntılara düşüyordu. Atatürk'ün bıından kırk yıl önee müjdesıni verdiği bir çağ başlıyordu... Mazlum millederin çağıydı bw, mUM bağımsızhk çağıydı... îşte bu çağm yaşantılan »englnleşîrken Çekoslovakya işgal edtldi. OUy Batıd» ve Doğuda tam hir sürpriz olarak nitelendi; ve her iki diuyada çok sert teptdlerlr karşılaştı Sovyet Rusya... Ne var ki b«klenmiyen bir gidişat Sovyef müdahalesini acemi blr operasyon niteliğin» düsürmö?; yervü<ünds Çek milletine karşı olağanüstü blr sayp n m yaypnlaşmasına T"! acmıstır. Bucün için karar vermek belki erkeniir, ama Rusyaıı.n Çek direnmesi karşısında şasırdığı açıktır. Tahmin edilen eellşmeye ıcöıe işgal tamamlanınca Moskova taraftartan P^g'da derh»l bir kukla htikümet kuracaklar, ve Dubçek'e mu1 halif olanlann destekliyec^ğ yeni iktidar yönetimi ele alarak Moskovav rahatlatacak, bövlecR harekit tabiî sonucuna ulasacaktı. Çekoslovakvrmın millî birlik halinde Moskovaya karşı koyması, halkın tek cephede k»n't<rnrrek direnmesi plânlan altüst etmiştir. Cumhnrbaşkan Svoboda ile Dnbçekten başka bir muhatap bulamamıştır Moskova . Vatan h.yanftine yönelecek bir alternatinn yokluğu. sucrlu bir njilleKn her seyd<>ıı daha füçlü olduğunu göstermiştir. Bir nıilletin iradesi karşısınriı atomun. jefin, füıenin yenilgisidir bu Çek miileti Avrupa uvgarlıgı çi/.?lsinde yepyeni bir dlrenme... biçiminl dünyamn gözleıi öniirte sermistir. Işga ku\vetlerinin bu dlrenme karşısmda çekilmek. ve Dubcek ik'.idarını tanımak zorunda kalması Rusvanı.ı yenılgisi ve Çekoslovakvanın zaferi olacaktır. Çekoslovakyanm isuali nlavmdan çıkarılan snnuçlarda zengin dersler vardır Türk topl>ımn için Büvük devletlerrn hiınayesini veya güdümünü kabul eden rflçttk mlletler serbest iradeleriyle sistem değiştirmek. veya uyguianan sistemdc reform yapmak istedikleri zaman *n büyük tehlikenln e^ıjindedlrler. Prag, Doğu blokunun koşullarına aykın gelen tu<umu vüzünden işgal edilmisti.. Aynı kuralı Batı blokunda görüyoruz. Okoslovakya sa?a ve ba^ımsızhğa yöneldiği zaman işgal edildi; Dominike »ol» ve bağımsulıga açıldığı İçin müdahale edildi. YunanisUn sol» yöneleceh iken darbe vuruldu. Bunun içindir ki, Türkiyede milllyfitçilik ve bağımsırlıl* uk»mını savunanlann büyük devlet baskın ı ı önemle düsUnmeİPri gerekir. 2 Çekosiovnkya IŞRSI edildiğl zaman bütün dünya eylemde sevirci kaldı. Çek ulusu nrıilli direnmevi ancak kendi başına yürüttü, dışarıdn.ı elle tutulur "irdım görmedi. ^ Koruyucu büyü t devlet pozunda olanlar, blr and» saldırganlığa geçiverdner. KapiUltet dünyadan gelccek bir tecavüze yirmi yıldanber) hazırlanan Çekıislovakyi. millî savunmasını emanet ettiği ve kadeHr,' baclatîıf Rusyavı karşısında hasım gördü. 4 Varşova ve NATO gibi paktlann küçük devletlerin millî bağımsızuklarını değil, komOnlst ve kapitalist sistemleri korumak Içln dflzenlrrdiği ve Isledlği bir dahı anlaşıldı. Nitekim daha önce de Yu Ş nanistaiıda sola açıUs NATO plinı uygulanarak engellenmişti. I İşletme dışı mücadele 0 Türkiye'de grevlerin nisbi uzunlugu bir yandan isverenlerin grevlerden işçi sendikalanna nazaran daha az zararh çıktıklarına bir isaret olarak kabul edilebileceği gibi, ayrıca isverenlerin «Kanunlar tatblk ediliyor, sonuçlarmı isçiler görsünler» tarzmdaki menli bir tutumuna da yorulabilir. Gerçekten sendikalar grevlerin uzaması hallnde i ş mücadelelerini «işletme dışı» bir zemine k a y dırma eğilımi göstermektedirler. Miüngler, sessiz protesto yürüjnişleri, Ankara'ya çekilen telgraflar bu davranışın açık örnekleridir. tşletme içinde uzayan ış rr.ücadeleleri işverenden Jiyade sendikalar üzerinde maddi ve psikolojik yönden daha menîî sonuçlar hasıl ettikçe, isçi sendikalan kamu oyunu kazanmak suretiyle işveren üzerinde baskı yapabilmek için işletm* dışı mücadele yollanna önem vermek zorunluluğunu duyacaklardır. Türkiye'de sendikalann yeni girilen toplu pazarlık düzeninde siyasi müdahaleleri asgari hudutlara indirerek, daha rivade ekonomik meselelerini kendi gUçleri ile halletmeleri beklenirken, basarısız grevler sendika! arca devlet otorltesine basvurulrna ihtiyacmı dogıırmuş, Ö«e11ikle kamu kuruluşlanndaki toplu pazarlık tartısmalan geniş ölçüde siyasî tazyiklerin etklsi altında kalma eyilimi kazanmıştır. Süphesiz uzayan grevlerle sendika Uyeleri emek piyasasmdaki ağır işsizlik yüzünden büyük bir güvensizliğe düşecek ve grev destegi zayıflayacak, sendika grev fonlannm kiiayetsizliği. düsük ücret Keliri, isverenin stok durumu, ekseri hallerde greve uğrayan malın ikâme •imkânlannın oltnayısı, grevin uzamasmı isçi sendikasi aleyhine etkileyecektir. A Türkiye'de grevlpre nazaran lokavtlara çok az ve çok özel durumlarda başvurulmasmm nedenleri arasırvîa kamu oyuriun, basının tesirini zikrermek kadar, aynca iSTerenlertn «Lokart yapacağına, sendikayı greve zorla!» politikasının rolüne de isaret etmek lâzımdır. Gerçekten işveren, lokavt ilân ederek i ş mücadelesinin doğrudan doğruya sebebi ve onun sonuçlanna katlanan bir taraf olacagına, kanunun kendine verdiği olanaklarla sendlkayı greve zorlayabilmektedir. Böylece lehte sartlarla ayni sonuç âhnabilmektedir. Nitekim bugüne kadarki uygulamasında 'şverenler lokavt'ı kanuni bir hak olarak çok istedikleri halde, bu hakkı nadir hallerde kullanmıslardır. Bu durumda isverenlerin lokavt'a gitmeme eyilimlerini izah etmek daha kolaylıkla mümkün olabilmektedır. A U uyuşmazlık ve mücadelelerini toplu münasebetler düzeni İçinde ele alıp değerlendirmey» çahştıgımız zaman, bütün sistemin işleyişl içinde, bu uyuşmazhklann oldukça mahdut bir orana ulastığı asikâr bir şekilde görülür. Nitekim meselâ, 1966 yılında imza edilen toplu iş sözleşmelerinin % 91'i hicbir uyusmaılık çıkmadan aktedilmiş, gene ajTii yıl imza edilen sö2leşmelerin sadece V 4.1'i grev yolundan geçe miştir. Türkiye'de yaptığımız hesaplara göre, 100 toplu iş sözleşmesinin imza edilebilmesi için 5 tanesinin greve gitmesi icap ettiği anlaşılmıştır. Kaldı ki. yıllann geçişi ile toplu sözlesmelere oranla grev sayısı gittikçe düsme temayülü göstermektedir. Böyle bir sonucu her zaman olumlu bir gelişme olarak nitelemek mümkün degildir. Gerçekten başarısız grevler, sendikalan daha önce isaret ettiğimiz baska tatminsizlik şekillerine pötürebilir. O Türkiye'de iş mücadelelerinin diğer bir özelliğini de genellikle is mücadelelerinin nisbeten küçük isçi topluluklan ile, özellikle cüce işetmelerde yapüması teşKil etmektedir. Nitekim Türkiye'de, son 5 yüda, beher greve vasati 150"ye yakın, lokavta ise 30 isçi konu teşkil etmiş ve grevlerin üçte biri 10 isçiden az ve üçte ikisi ise 100'den az isçi çalıştıran işyerlerinde olmuştur. Esas temayül olarak Türkiye'de grevlerin küçük işletmelerde, 15 gün ilâ 3 ay arasında devam ettiği Eörülmektedir. O Memleketimizde iş mücadelelerinin işkolları itîbariyle yapılacak tahlil i de vukardaki iznhlanmızı destekleyici mahiyettedir. Nitekim Türkiye'de en fazla grevin olduğu işkolu olarak özellikle küçük işletmelerin yaygın bulunduğu gıda • işkolunu görüyoruz. Türkiye'de yapılan her üç grevden bir tanesi bu işkolundan çıkmaktadır. Grev eyilimini tesbıt amacıyla yaptığımız hesaplamala ra göre ise. memleketimizde grev eyiliminin en yüksek olduğu işkolu olarak lâstik işkolu bulunmuştur. En düşük eyilimler ise ma dencilik, insaat. tanm işkollann da Körülmektedir. Grev temayülü nün iskolları itibariyle bu mahi yeti milletlerarası mukayeseler den elde edilen sonuçlara uyzun düsmemektedir. <S) Üzerinde durulması icebeden diğer bir husus ise, iş mücadelelerinin kamu ve özel sektör itibariyle dagilışıdır. Kamu sektöründe grev hareketlerinin çok daha sınırlı bir düzeyde kausını, btr yandan kamu kesiminin üc O Sosyal güvenlik ayılamıyacak kadar çok baskı çeşidi yanında eğitmenlerin ve öğretmenlertn asıl yoksun olduçu sosyal güvenlik ise, devletln hâlâ Eerçekleştirntedlği bir konudur. Anayasaya eöıc, «Hfr!:esın sosyal güvenlik hakkına sahip» olması, «BPdcn ve ruh sağlığı içinde jraşama va tıbbl bakım görme» «inin «ağlanması, «Çahsanlarıp insanlık haysiyetine yaraşır bir yaaayış s*ıiyesine ulaştınlması» jerekirken, öğretmenler yıllardır kısır güvenlik kondları içinde kapanıp kalmışlardır. Dağ baçındald kdyden, kentteki liseyc kadar pek çok eğitmen ve öğretmen hastaiandtih zaman tam bakım görmez, hastahaneve alınmaz. perişan bir tutumun içindedir. 11fisizliMcn yerinde ve hastahane yolunda ölenlerin. kirtaiiyecilik içinde boğulup kalanların örneei çokiur Bunların eş ve çoctukları için ise, hilâ herhangi hir tedbir yoktur. tşçiler. eksik de olsa. Sosval Sicortalarla hakılmakta; ve humı 9cretlirindfn ödedlklerl '• ! ve Işverenin kattıği > '• 11 lerle sağlamaktadırlar. Meranriann Emekll Sandığın» ödediği •. 8 Iar, aadece yaşhlıkta kÜçttk emekll aylığı bağlanmMİyle, turistik oteller yapılmastna fitmektedir. tlkokul ögretmenleri için kunılmuş bir sandık da, ttğretmene çok az yerde ulaşmakta. daha çok merkezdekilerin yararlandığı bir kurum niteliğinde kalmaktadır. Bn Knnada düşünülenler ise asla dovurucu ve dddî değildir. Sadece eğitimciler için tasarlanan bir Yardımlaşma Kurumu, öğretmen ayhklannılan •/• 5 keserek güya sosyal gfivenltk «ağü. yacaktır. Üstellk sosyal güvenlik devletin görevidir. Tasanya göre öğretmen '• 5 ödeyecek, ama devlet 5 kuruş katmadığı bu kurumla, öğrctmene konnt fiğretmen çocuğuna öğrenim kredlsi sağlatlıiinı sSyliyecektir. Sadece eğitimcilerl değil. bütün kamu görevlilerini kapsayacak bir «yeniden duzenleme» ye gerek vardtr. Bu da Emekli Saııdığını hesap dışı tntarak ohnaz. Çağdsş öletiler, bütün toplumu sosyal güvenlik altına »1mavı mrnnlu »ayarken, sadece eğitimciler İçin düşünültnüş eksik bir yardımlaşma tasarısım «sosyal giivenlik» olarak savunmak yamltıcıdt«\ Bunu hazı meslek kuruluslannın yapması ise aeıdır. Durnd? hemen belirtelim ki, ülkemizin öğretmen «.oğonlufu, halkının pek çoğtl mağara ve çadırria ve •'• 22 si gecekonduda bannmava çalışırken, kendilerine lojman yapılacaknuş gibi bir ittttntü duymaktadırlar. ••*• •••• •••• retler, sosyal yardımlar ve diğer istihdam şartian ve isühdam güvenliği yönünden daha elverişli durumda olusuna bağlamak mümkün olduğu gibi, ayrıca kamu kesiminde toplu pazarlık tartışroalarının daha hoşgörülü bir nava içinde geçişi ile de ilgUi bulabiliriz. Bunlara üâveten kamu kesiminde iş uyuşmazlıklannm i ş mü cadeleleri haline jçeçişini engelleyen daha birçok ekonomik, politik ve psikolojik aebep zikredilebilinir. Sonuç slmda, iş mücadeleleri, isçi • işveren ilişkilerlnin kamuoyu yönünden en dikkati çeken yönünü teşkil etmektedir. Her yıl yüzlerce, hattâ binlerce akit sessiz sedasız imza edilirken, meydana gelen birkaç grev, gazete sütunlarının baş köşelerini işgal etmekte iş mücadeleleri etrafındaki tartısmalar müsbet veya menfi yönden geniş kitlelerin dikkatini üzenne toplamaktadır. Hususiyle iş mücadelelerine hükurnetin müdahalesl veya i ş mücadelelerini aktüel ve canlı tutmak için yapılan yürüyüsler ve dtger taaliyetler bu husustaki alâkayı biraz daha a»tırmaktadır. Son yülarda kamu oyunun memloketimizde en düstri münasebetleri konusunda isittiği. okuduğu ve meşgul olduğu en onemli mevzu grevler olmustur. UyusmazUklar her zaman menTl neticeler de doğurmamakta, akaine ealısma hayatina ekonomik ve sosval yönden bir canlüjk getirrnektedir. tş mücadelelerinin gelişme halindeki bir toplumda önemi küçümsenemiyecek sosyal ve ekonomik tesirleri olmakla beraber, bugüne kadar devam eden seyri içuıde Türkiye'de iş uyusmazlıkl a n ve mücadelelerinin birçok yönlerden menfî sonuçlar yarattığını söylemek hakikatlere uymayan bir iddia olur. Diğer bir ifadeyle, memleketimizde i s mücadelelerinin ekonomik peUşmemizi yavaşlattığı ve kalkınma hızımıza olumsuz Msirleri olduğunu söylemek, elde bu konuda yapılrms araştırmaların olmamasına rağmen, paylasılması tevkalâde güç a ş ı n bir görüs tarzıdır. Tama.men tersine olarak bes yıllık uygulamada ekonomik sartlazın etkisiyle basansız grevlerin sayıca önemli bTr miktara ulaşması, üzerinde özellikle durulması gerekli bir problem teakil etmektedir. S O N A Grevler azalacak mı? 0 Acaba aznanın geçişi içinde TürMye'de i ş mUcadelelerinde gittikçe artan veya azalan bir trend ml ortaya çıkacaktır? Bu konuda, süphesiz daha bugünden bir flMr Ueri sürmek çok tehlikell 'bulvmmaktaoır. Nitekim zamanla, i s mücadelelerini artıran veya azaltan faktörlerde birbirine alt yönde gellşmeler olmaktadır. Sendikaların Uye ve malt kaynaklar ltibariyle gittikçe kuvvetlenmesi, bir yandan daha (azla sayıda i s uyusrflazlıgı ve mücadelesi anlarruna gelebileceği gibi; ayrıca kuvvetll, güvenüir, ol. gun bir sendlkacıbk, isverenlerin sendlkalarm bir taraf olarak tanımalan, daha oturmus ve istikrarlı bir toplu münasebetler düzeni anlarruna da gelebilir. Şüphesiz bu arada gelisen dinamlk bir toplumda, daha birçok siyasi, sosyal, kültürel, psikolojik faktör i ş mücadelelerinin trendine tesir edebilir. Gelismiş ülkelerden bazılarında bu konuda yapılmış araştırmalar herhangi bir eyilimin tesbitine imkân verecek sonuçlar ortaya koymamıstır. O Aynca, daha evvel kısmen izahını yaptığımız sebeplerin de tesiriyle, Türkiye'de grevlerin oldukça uzun surdügU görülmektedir. Bilindiği gibi Türkiye'de grevler kaide olarak belirsiz süreli ve mesleki mahiyetteki mücadelelerdir. Fransa ve Italya'da uygulanmasını gördüğümüz, genelHkle siyasi karakteri hâkim çok kısa süreli genel grevler dışında, batı ülkelerinde fş mücadelelerinin süresi oldukça kısa bulunmaktadır. Muhtellf sebeplerden dolayı i s mücadelelerinin uzayan trendi, dolayh ve dolaysız şekilde milli ekonomi, işverenler, isçüer ve sendikalar üzerinde olumsua tesirler yaratmaktadır. Yıllann geçisi ile Türkiye'de grev sürelerlnin azalması, milletlerarası DevrhrJerl ve tarlhl, gerçekçl ve toplumcn »çıdan anlatan öğretmenler İse, yüksek dereeell okullard.'ni alınıp iki üç derece alt nkııllara atılmakta, öğretimde düşünce ve söz özçürtüğü tBmeHnden sarsılraaktadır. Okuduğu, yazdığı koğuşturma konusu yapılan öğretmen saymakla bitunez. Ögrencisine salık verdiği kitap ve yazarlardan dolayı yeri değiştirilmiş, bir süre tçin işine son vetikni* öğretmen sayısı da çoktur. Atatörk konusu blle serbest olarak öğretilememektedir. 1966 da Anamurd» görüldüğü ıribi. O'muı ölüm yıldönümlerinde, aSzIerinden yapılan uyancı bir seçmeyi köylülere dinletmeyi, tasarlamak, sekiz öğretmenin aeığa almmasiyle sonuçlanmaktadır. .'...' Sonuç K Eski yasalarla Ö çrbtmenlikle ilgili yasalann çok eski; ve fünün koşullarına, Anayasa ilkelerine aykın oluştı: yonetimdeki valiye, kaymakama, müdüre «yargı dfinettmine açık» olmıyan yetkilerin verilişi de, okulda ve çevresinde devrimci etkinlikler gfisteren öğretmenlerin kışta kıyamette. ders yıljnm ortasırrta seki* on U nzakiara sürülmesine yol sçmaktadır. Dün\a görüşü ve eylemiyle ırerici sımnara arac olmıyan öğretmenlerden, hak ettiklerl yükselme olanakları esirgenmekte, söz gelimi, «Mılliyetçi» öğretmen derneklerine yazılı olanlar müdürHifcp. gcnel müdürlüğe, müfettişliğe atanırken, berikiler yıllar yüı nmf öğretmenliğinde bekletilmektedirleı Atamı ve yer değiştirmelerden başka, disipItn knğnştnrmalan da tarafçılıkla sakatlanrnakt3, öğretmen topluluğumın huzursuzlusu artmakta, pek çok haksız islemlerle inletilmektedlr. tl ve Bakınlık disiplin mercilerinin o kadar çok kararı, üst yarjı organı olan Danıstayca bozuhnus onımı. her tfirtu travenlik t«Jbirlerini kspsayâcak biçimde bajlamak istersek. ysp'ılacak pel. çok Isin ortada beklediHni garürflz. Yasâ'ar ve yönetmelikler esVd ve yetersizdir. Teterli olsalar bile uyçulanmyan, uysulanması âdil olmryan yasa ve yönetmelikler güvenlik değüdir. Atama yer değistlrme ve disiplin kurullarına alınmısı (tereken «Tek» öğretmen temsilcisi verine. parti temsilcilerinin saten katıldığı bu kurullnra, partizan elemanlar seçilip alınmaktadır. Gerçek öğretmen temsilcilerinin alınması da yetmez. Ülsiplin tşlerinin bağımsıı kuruluslu «Yönetim mahkemeleri» ne verilmesi zorunludur. Sosvnl gtivenlik tee, Anayasamn istedljti blçimde ve rağcla? ölçiiler içinde tümlenmeli ve nygulanmalıdtr. Fakat asıl ırnvenlik, öğretmen toplnlugunnn IteliVireceH sağlam, piçlö ve tek tüzel kişilikte birleamesindedir. İç ve dış örnekterden MUyoruz ki, hak ve özfurlüklerin yasalara ve Anayasava yenî ölçülerle geçmesi pratikte çok sey anlatmaz. Bunlan can'.andırmak ve anlamma uyfun olarak isletmfk Kerekir. Sözde kalan yasal haklar hak deiildır. Onun bekçisi olmak; |üçlü, sağlam ve tek tüzel kisilikle bunlan savunmak, yönetlcfler ve Imlrler fizerinde «Demokratilc baskı» sağlamak gerekir. Demokratik baskı sağlandığı zaman, özlük haklannı, giivenlik haklannı almak ve korumak kadar toplumun haklannı almak ve korumak da clanaklı haje geiir. Çeknslovakvadaki Sovyet Işgali küçük devletlerin bağımsızlık id • dlalarına büyük darbe vunnuştur: ama bu darbe eksik ve başansız • kald.jh zaman. sillhlar tersine dönecektir. Mazlum milletlerin gelece * tıne rüvtn artacaktır. Yirminci yüzyılda üısan toplumlan birbirini ta J mamlıyan iki gelişmenuı (türecini yaşıyorlar: • 1 Millî bağunsulık. 3 Hiç bir büyük devlete sığınmadan millî istiklal içinde yaşamak.. Vsbanci bir devletin güdümür.ü kabul etmemek Milli varlığın teminatuıı yubancı devlet himıvesmde aramamak... 2 Sosyaı adalet. Milli bağımsızlıkla vftnetiltn devletin lç hayatında servet • setalet, zengin yoksul tarklarını vok etmek.. emeğe değerini tanımak.. millet hayatm* yozlaştıran imtiyaılı zürare ve sımfları tasfiye etmek.. siyasî fsitliğin temeli olan iktısadi esitlik ve özgürlüğü kişilere sağlamak.. Bn iki yönd? çağınm sereflerlne ve insanlık haystyetine uygun blr yaaama duıtjlne varmak için yarıa haUadedit njiUetler... Ve Türkiye bu yanşın bılincine vardıkçn mîlli şerefTerine kavuşacaktır. * s İ •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»•••••• TESEKKÜR Çok nhatstz bir dunrmda iken benl büyük bir titizlikl» ve hazakatle ameliy»t yaparak yeniden eski aıhhatlme kavuşturan Yüksek thtlsas Hastahanesinin degerll Bashekimi PERSONNEL REQUIRED An international Oil Company requires a graduate Uwyer For their Ankara offiee. The candidate should have at least three years escperienee in legal matters, prefarably not be older Üıan 35, vfhilst fluentiy spoken and written engüsh is essential. Only those who fulEll above requirements are invited to apply by letter, in english gıving, hıll personal detaüs, to: Head personnel department, N. V Turlcıe Shell, P. K. 115, Yenisehir, Ankara, (Has: 3339 10020) Op. Dr. Şemsi özdilek'e yardımcılan Op. Dr. Kozan K % ya: Dr. Temel Erkal'a; dejerli slikalarını esirgemlym Op. DT. Kemal Bayazıt; Op. Dr. Ahmet ve servisin kıymetli hemjire ve personeline candan te;ekkürl«rimi nınarım. Prof. M. O. NackowtU And Hls F*mily ncrlj Rek: 227110021 Nimbiis YAKIN DOeU OZEL YÜKSEK 0KULLAR1 (Eczacılık Diş Hekimliği Kimya Miihendisliği) İzmir İnciraltı (Dörtybl kavşağı) Millî Eğitim Bakanlığının takdir ve tebrikleriyle öğretime baslama izni verilmiştir (625 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa göre ilân olunur.) Yakın Doğu Özel Yüksek Okulunun açüma izni 6.4.1968 tarih 420.12221 sayılı, öğretime başlama izni 20.8.1968 tarih v e 420.15323 sayılı Bakanlık emirleriyle Yakm Doğu Diş Hekimliği Özel Yüksek Okulunun açılma izni 6.4.1968 tarih v e 420.12222 sayıb, Öğretime başlama izni 20.8.1968 tarih ve 420.15324 sayılı Bakanlık emirleriyle. Yakın Doğu Kimya MühendisUği Özel Yüksek Okulunun açılma izni 6.4.1968 tarih ve 420.12220 sayılı, Öğreiime başlama izni 20.8.1968 tarih ve 420.15325 sayılı Bakanlık emirleriyle. Kayıt ve kabul baslamıstır. Okul sayın halkı mızm liyareüne açılmıştır. Kız ve Eikek Sğrencilerimiz için modem pansiyon teşkilâtı himete girmişür. Telefonla veya mektupla izahat ve broşür isteyiniz, veya bizzat okul binalarına gelerek izahat alınız ve okullarmızj geziniz. KAYIT VE KABUL BÜROLARI (Saat: 9 12, 14 17 arası) 1 İzmir Özel Türk Kolejindeki irtibat ve kajnt bürosu: Mithntpaşa Cad. 685 İZMÎR Telefon: 53758 53529 2 Yakm Doğu Özel Yüksek Okullan binalarındski Vayıt v e kabul bürosu: İzmir İnciraltı BP Mokampı bitişiğinde (Dörtyol kavçağı) Teleion: 54748 Sayın Cumhuriyel Okuyucularına Eşinlzln, çoeuklarınıztn geleceği ile ilgileniyorsamz veya ilerki bir tnrihte toplu bir paraya sahip olmak istiyorsanız, ya^ınız2250arasında iseve gündellira tasarruf yapabilirseniı bu kupomı doidurarak P. K. 102 Beyoğlu adresine postalayımz. TAM HAYAT si?i aydmlatacak bir Dauışmanını veya bir broşürünü ÜCRETSİZ olarak adresinize göoderecektir. Adınız. Soyadınız: Adresiniz: Mesleginiz: Türkiye Gumhuriyet Merkez Bankası Genel Müıiürliiğiinden GRUP.ELEKTROjEN SATIN AUNACAKTIR 60 KVA güeünde direkt akuble, 400 231 Volt, 50 HZ, 3 fazh, (tam otomatik devreye sokup çıkarma tertibatı ve gerekli montai malzemesini havi) Grup Elektrojen teklif alma ve kapah zarf usulü Ue satın aluıscaktır. 1 Tekliflerin en gec 18 Eylül 1968 tarihinde saat 15.00 e kadar T. C. Merkez Bankası A. Ş. Geneî Müdürlüğü Muhaherat Müdürlüğüne veTİlmesi veya posta ile gönderilmesi şarttır. Postada vâki gecîkmeler nazarı Hibare almmaz. 2 Bu işe ait şartname Arıkara'da İnsaat ve Levazim Mürlürlüğünde görül'Hlir. Veya isteklinin talebi üzerine mektupla gönderilebi'.ir. 3 Grup 'Elektrojen yeni v e kullanılmamış olacaktır. 4 İstenilen güçte grup elektrojen bulunmadığı takdirde bun a yakın güçteki teklifler nazan itibara alınır. 5 Geçici teminat 6.000 TL. dır. 6 Bankamız ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakts »erbesttir. 'Basın: A. 11496 23735) 10005 Yaşmız: Yeni Ajans: 4797 10009 •• ••' »•••»••••»»••»»»»»••••••»•»»»•••• ftlakine Hal Fabrikası tdarî ve Ticarî İslcri İçin ŞEF Aranıyor tercümesi ve fotoğrafla müracaat P. K «ı« Karaköy İstanbul >•» • • • • • • • • » • •» » » • • » »• • • • • • • • •• • »••• • « Cumhunyet 10004 (Sümer Reklâm: 330) 10003