Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFE ALTI YJ Agnstos 1968 CDMHlTRtTCT 1968 69 kışınm şık kadını bambaşka bir tip Külâh ırtma Keçmişti; ama hâlâ yağmurun serpintileri devam ediyordu. Rahmi Me Ahmet sırsıklam Relmişlerdi. Meyzin Ali ile İmam Efendi fırtınada cunide kalmamavı Evkarta bir mimardan isittikleri gündenberi o nasihate uyarak camiden çıkarlardı. Bu sefer de öyle yapmışlardı. Bereket ki namaz vakti depldi. Nuri ile Konsolos Bey orada Idiler. Eczacı Bey de fırtınadan he men sonra gelmişti. Rahmi gözlerini açs aça konusuyorken, bir taraftan ceketini ku rutmak içîn sandalyenin arkalığına asıyordu. Ahmet de: ttülemek lâzım oğlum. Sonra bozulur. Ağabey, bentmkl ötülenmiyen clasten. Hiç ütii istemez. Neden o?.. Cinsi öyle.. Otfi tntmayor. Ne yapsan burus burus oluyor. Nuri: Seninld demek buruşuk cins efendi. Aylak ımekU ml dediniz? Rahmi şaşaladı: Öyle mi dedim. Demedim çaUba!.. Nuri: Oedfin, dedün! Ha bn kasırganın yüzünden nc dedüğfinü kulafın işitmiii! *,onsolos Bey.. nevazil kulağına vurt dş~ Zannetmem! Çenesine vurtnuş olmalı Id baa mânasu ve 1 tnalı sözler sarfediyorlarRahmi: Ben ne dedim Konsolos Bey? Ne dediğinizi bendenize ml soruyorsunuz? Yaylak emekli buyurdunuz.. Ben yaylak demedim.. Ahmet: Konsolos Bey! Knsuruna bak mayuı! Çok korktu da ne söyledijjini nilmiyor.. Ağabey! Sen korkmadın nu?.. Âlimallah rüzgâr... Ha nasüdı herifin tentesi uçmuş tutmus ten teyi gitmesin diye! Beraber sürük leniyor herkes «bırak be!..» diye bağınyor.. herif bırakmıyor.. sürükJcndi, gitti.. dolu ıla vağdı Pantastik.. harikulâde.. aemek Ali Efendi, sizin minarenin külâhını aldı... Evet Konsolos Bey!.. O söylediğiniz camiin minaresine çiydirdi.. Gözüm kör olsun ki Peki.. o minarenin külâhı ne oldu?.. Orasını bilmem srtık.. isterseniz İmam Efendiye sorunuı^ Nuri: İmam Efendi! Sen ne dersun bu işe?.. İmam: AUahın kuvveti böyük. ÜTu Tanrım ne isterse o olur. öyledir ârnenna ama su sizin minarenin külâhını nasıl oldu da Ahı Çelebi camisinin minaresine giydirdi.. İmam güldu: Ben o kadannı hatırlamıyorum.. bizim minarenin külâhı uçmuştıu. ama nereye konmuştu? Pek hatırunda değil „ Recep: İmam Efendi! Hamamcram arsasma düşmedi mi idi?. Hanl simdi yerinde apartıman yaptüar. Ha! Gerçek!. Arsaya düsmüştü.. tamam tamam.. Ali: Arsaya sonrsdan geldl oT. ön ce Ahı Çelebi... Ahmet: Czatma AU!.. Handiyse kfllfthı tmaro Efendiye çiydiriyordun!» İmam piildü: Giydirmes fiydirme».. Ali •ast kaç? İmam Efendi vatdt geliyor Hadi var git ezana.. Daha on dakika var.. Var git diyonım.. gene yafcmur başlar~ ıslanırsm. Ahmet: Rahmi! Ben fişfimeye basladım. Çok ıslanmısız. Bak su paçalaruna.. Ağabey!.. Ayıptır söylemesi donuma kadar sırsıklamun ben!. Eczacı Bey: Siz böyle kalmaym! Hasta olursunuz.. Recep: Şıp diye grlp olursunuı valIaha!.. Ahmet: Gel seninlen hamama kadar gidelim.. hem bir »bdest tazeleriz.. hem de elbiselerimiz, çamasırlanmız kurur.. Bu sıcakta hamama ıidillr ml ağabey? Oğlum.. biz soğuklukta otnruruz.. Ne kadar olsa hamam... İyidir o, iyü. Sonra hasta olacağız. Ben ürpermeye başladun.. haydj yürfi! Akşama artık bix gelmeyiz... EyvalVah çocnklar.. Allaha Mmarladık Konaolos Bey! Saadetlen Ahmet Beyefendi. Sıhhat âfiyetler olsun HUmi Beyefendi Padikuva Konsolos MösyS. Ahmet: Ulan ne masksra çibi lâflar ediyorsun! Ağabey? Sen lisan biLmezsin de» onun için.. Ulan.. su senin söylediğin nece?.. Fransızca ağabey!.. Fransızlar duymasuılar valUhi!.. Naaaparlar?» Fransızca konuşmaktan vazgeçerler ulan Padikua ne demek?. Alabildiğine esrarjı çekici ve mahzun Modacılar bu mevsim siluete «kadınca» Sir hava kazandırmak için en uzak delaylan bile değerlendiriyorlar. Yumuşak sancı kumaşlarla vücut hatlannı ortaya çıkarıyor ve baş döndürücü dekoltelerle kıyafetlcre, cüretkâr, çekici bir görünüş ka?andırıyorlar. Açık, canlı renklere, çiçeklerle beîeli uçucu hafif, bulut gibi kumaşlara, iç açıcı güzelliğe veda!. 196869 kışımn şık kadmı bambaşka bir tip artık. Tepeden tırnağa sıyahlara bürünmü} alabildiğine esrarlı, çekici ve mahzun... Çocuksu hatlar yerlerini kadınca bir havaya terkediyor. Çocuk kadm tarihe karışıyor artık. Modacılar silüete «kadınca» bir hava kazandırmak için her şeyi yapıyor, en ufak deteyları bile değerlendiriyorlar. Göğüsleri, belleri belirtiyor, etekleri uzatıyor, yumuşak sarıcı kumaî* larla vücut hatlannı ortaya çıkarıyor ve haşdöndürücü dekoltelerle kıyafetlere, cür'etkâr, çekici bir görünüş kazandınyorlar. Etek boyları gene her modacıya gore değışıyor. Istikrarlı, kesin bir boy yok bu mevsim. Ama gene de, üzerinde birleşilen bir nokta var. Etekler, yaz modasından belirli bir jekilde daha uzun. Genellikle diz kapağının ya bir parmak üstünde, ya bir parmak altında.. Ama Yves Saint Laurent boyu iyice kaydınyor aşağıya ö*oğru. Maksi etekli kıyafet'erle dolu yenı koleksiyonu. Uzun eteğin bu kıs daha şanslı olacağına inamyor Paris'ın genç modacısı. önümüzdekı aylar onun bu duşüncesinde aldanıp aldanmadığını bize gösterecek. Ungaro ile CourregĞs ise minide dayanıyorlar gene. Onlar için aklı başında bir etek boyu kışa soğuğa rağmen diz kapağından en 37. bir karış yukarıda olmalı!.. Bilhassa gençlerin onların ardından gıdeceğıni söylemek bir kehânet olmaz. Beller bütün modacılarda belirli. Enli deri ve rugan kemcrler, zincir kemerler, gece için de tas ve boncuklarla bezeli kemerler var. 196869 KIŞIMN ÜÇ TILDIZ KUMAŞI KREP, JARSE VE DRA Kış modasmın en beğenilen kumaşı bunlar. Aynca dev piyedöpul desenli yunlüler tweed ve ekoseler de var. Hem tayyör ve mantolarda, hem de elbiselerde kumaşa zıt renkte bordür ve patlara yeni mevsimde de büyük ölçüde yer verilmiş. Kıyafetîeri susleyen beyaz yaka ve manşetlerin kenanna ince bir zırh halinde siyah rugan bijeler geçmek çok moda. Kravatlar, pelerinler, yüksek «baca» adı verilen yakalar çok tutuyor. Kürk garnitürler her kıj olduğu gıbi gene moda sahnesinde yakaları, kol kapaklanm ve etek k» narlarını süslüyor. HANÇER DEKOLTELEB DERİ ÇORAPLAR Yeni modanın en ilgi çekici dekolteleri «Hançer dekolteler». Kor kusuzca bele kadar iniyor. Alabil dığine cür'etkâr ve çekici. Tenin üzerine giyilen ve göğüsleri gösteren siyah şeHal bluzlar ne dereca taraftar bulacak bilinemez ama, ilgi uyandıracağı, bütün bakışlan çekeceği garanti. 1930 yıllannm, Ginger Rogers'in kat kat floş elbiseleri tekrar moda. îster kısa etekli, ister uzun etekli modellerde olsun modacılar bu fi kirden geniş ölçüde yararlanıyorlar. Incecik boncuk askılarla tuttu rulan bu elbiselerin dekoltelerini bazan enli siyah boncuk ve pullarla işlenmiş bordürler süslüyor. Eteklerde bele kadar uzanan yırt maçlar, dizi dizi incik boncuk kolyeler, omuzlara men taşlı küpeler kalçaya kadar uzanan siyah ince deriden çorap botlar da bu kışın özellikleri arasında. Evet, çocuk . kadın tarihe kanşı yor artık. Günün gözdesi esrarlı, mahzun ve çekici «siyahlı kadın!.> Gumhuriyei 17 Ağustos 1929 tarîhli Cumhuriyetten Hakimiyetimilliye bayramı Osmanlı saltanatının yıkılışı merasıminin son safhası 1 teşrinısani 338 çarşamba gunune rastlar. Bugün millî ve resmî bayram olarak kabul edilmışti. Royle olduğu halde bayram gününun her sene başka bır ay ve gunlere rastlamasının nedenıni okurlarımıza anlatmak isterız. Meclıste bu bayram gunü ilk defa gorüşülürken Rauf Bey tarafından izahat istenmesi üzerme Gazi Hazretleri, •Hilâfet ve saltanatı bırıbırinden ayırarak saltanatı lâğvedeceğız» demişlerdi. Fakat Rauf Beyın (Bu akşamin resaletpenah efendimizin velâdetlerıne tesaduf etmesı yüzunden Millî Hâkımiyet Bayramımn ertesı güne bırakılması) teklifıne itıraz eden bulunmadığından o gunden beri Millî Hâkimiyet Bayramı, mevlidi nebevımn ertesi gtınü olarak kabul olunmuştu. Bu millî bayramın her sene arabî ay hesabiyle başka ay ve güne rastlamasının sebebi bu idi ve bu suretle 1929 senesi salnamesinde bu bayram yanlış olarak 18 ağustos tarihinde gostenlmektedir. ması, dünya piyasasına nazaran güzel bir tesaduf olarak telâkki edîlmektedir. Çünkü Kanada'da kuraklık yuzünden şikâyetler baş ladığı gibi Avusturya mahsulunde de şimdiye kadar bekiendiği derecede mukemmehyet gorulmemektedır. Bunlar dunya. pıyasasında verilen raporlarla da v çıklanmıştır. Devletlerle ticaret muahedelerimiz Yeni gümrük tarifesi dolayıslyle devletlerle ticaret muahedesl yapılması için müzakerelere devam edîlmektedir. Bunlardan Romanya, Ingiltere ile epeyce evvel müzakereler bitmiş ve muahedeler aktedilmişti. Geçen gün da Litvanya ile muahede imzalanmış ve Ankarapalasta bir zıyafet venlmişti. Halen Fransa, îtalya ve Japonya hükumetleri il» müzakerelere devam edîlmektedir. Yeni tarifenin tatbikma kv dar bu hükumetlerle de muah»delerın imza edümesi beklenmelctedir. ÎŞTE son moda bir siyah manto. Siyah kürkden bir «BACA» yaka, etekte kürk bordürler. Manto Rus stili yanda düğmeltrle kapanıyor. Ajakta siyah deri botlar. Dünya buğday rekoltesi Bu senekl buğday mahsullerinin memleketımizde bereketü ol ten.. Aman Nuri! Gözttnfl «eveytm. Şündi bana dokunma!. Burnumdan soluyonım Nereden Istersen aoluklan!. Bana ne?.. Tabii sen yafmuru yemedln! Yağmur yedinse, dayak yemedin ya!. Rahmet bu! Biraı sıki yafdı.. şeker degilsin M eriyecek«In! Ne korfciisün! Nuri kardeşim!. Ben sekerim demedim.. ama yağmurda sular Diğimize işledi. Takılma bana diyonım. (Gözlerinl açarak ve se»ini vükselterek) Anlatabildik mi vatandas!. Nuri asagıdan alarak: Ağnaduk, ağnaduk.. E işte o kadar.. ulan setler karpuz sergisini kapmış.. Rötürürken karpuz toplamak istiyen iki çocuğu fötürdü.. önlerine merdiTen atttlar da çocuklan öyle kurtardılar.. sen ne söylüyorsun arkadas1... Konsolos Bey.. Allah sizi Inandırsın... Yaçmurdan Valde cakaffboldu. Otomobiller tor> c misl pido gibi çridiyorlardı değil mi Ahmet ağabey.. Konsolos: Demek bir siklon falan olaAhmet: Orta çapta bir kasırga~ Meyzin Ali: Ahmet Bey.. ben satargadan çok korkanm.. Rahmi: Sakırga değil be! Kasırça.. Sakırga dedik ya!. Oğlum nakırga deftt.. ka... »ır . Ra . Anladın mı? Anladık.. Ne anladın?. Sakırga kasirgasını anladık. Nuri: Pırak şu adamı! Nasıl bllirse 5yle desun! Sen öğretmen misun be?. Sen kendine pak! Nevazil olacaksın! Rahmi aksırarak: O da var ya!.. Ben naapiyim simdi?.. Recep: Rahmi Bey! Çay tamam! Taze taze demledim.. Eczacı Beyde asprin vardır bir de asprin yut!Bir şevin kalmaz. Bir asprinie <?eçerse ne mutlu!. Dehşet bir sey idi. Ben böylesini hiç gönnedim Ağaçlan yerinden söküyordu.Konsolos: Azizim Hilmi Beyetcndi'. Si* oralarda ne eezivordunuz? Konsolos Bey!. B'ı sizin gibi aylak emeklilerden defiliz.. İşimil vardı.. Ahmet hafiften: Ulan Rahmi! Gene herifin nasınna bastın! Konsolos: Ne buyurdunuz Hilml Bey Nuri: Kasırgadır bu'.. Dolu da yağar.. kurbağa da yağar Bizim oralarda kurbağa yağar Yok deve... Deve de yağar.. Eczacı Bey güldfi: Hoca merhumun hikâyeslni billyor musun Rahmi oğlum. Benim simdi Hocayı düşfinecek halim mi var? Ben sana anlatayun: Hoca bir rün camide vaaz ederken cemaate demiş ki.. Allaha sükredin ki deveye kanat yapmadı. «Neden Ho ca efendi?» diye sormuslar. «Neden olsun? Damınıza konar, erinizi başınıza yıkardı» demis. Rahmi: Yaa! Dam kapaklan uçuyordu.. ödüm koptu. Sen ne söylüyorsun Nuri.. yağmur geçtikten sonra biz catniin sundurmasından çıktık.. koşa koşa gelirken rüzçâr bizi peri geri itiyordu. Benim ceket açıldı. Velken oldu.. Az kalsın sırtüstü dfişecektim. Dam falan kadnadı oralsrd»... < Eczacı Bey: Bundan çok evrel.. tark sene kadar var. Bir ya. tlsküdarda oturuyorduk Bir kasırga geldi.. yanumzda evin \st katıtu olduğt. gibi kaldırdı.. hiç unutmam. Abdesthane taşmı bir sokak Ueride bir arsada buldular. Nuri: Eczacı Bey. Affedersiniz.. bun da biraz tevatür var jaliba? Rahmi: Neden tevatfir olsun? Nuri: Bu kasırganın vinci ml var ki; bes yüz kiloluk ebdesthane taşını kaldınp götüriiii?.. Leslie Caron kızıyla birlikte Sen nehri kıyısında Paris'in tadını çıkarıyor. Bütün yıl gttnlerini çok hızlı film çalışmalarıyla doldurmus olan Leslie'nin en mutlu ânı... Leslie Caron 48 saat Parisli oldu Şirin sanatçı Leslie Caron çok sevdiği Parise gelerck kırksekiz saat tam biı Parisli hayatı yaşadı. Ilayatmuı en güzel çağını geçirdiği Pariste I>eslie sanki hiç bu canlı şehri görmemiş gibi çügınca rğlendi. KAT kat floş etekli siyah bir gece elbisesi. Askılar siyah bon cuktan. Aynca enli bir bordür halinde siyah boncuk bir bond kıvafeti süslüyor. SlfAH knm&ştan beli knsaklı rahat ve sık bir manto. Şapka ve botlar da sivah renkte... Ahmet: Kuruçeşmede vinçlerl yıkmış Nuri.. kasırganın kuvveti deb settir. Meyzin Ali: Ahmet ağabey™ kaç sene oluyor.. sen hatırlarsın! Böyle bir fırtına da bizim minarenin külâhını aldı.. götürdü. Ahı Çelebi camiinin minaresine fiydirdi.. Nuri: Amma yaptın be! Bu kasırga değil.. külâhçı ha!.. Konsolos STİlmeye basladı: Hani eyvallah cibi bir şey.. değil mi? Değil.. Pas de quoi.. bizde tesekkür ederim diyene EsUfurullah demezler mi? İşte o! İyi ya! Gene terbiyeU biı lâf.. E! Konsolos Mösyöyü naapaUm. mösyö sona gelir mi? Onu da hoş sör ağabey! Blı daha sefere mösyöyü başa oturtnrum ağabey ben üşüyorum. Hadi, badi.. sıkı yürüyelim de hamamda tsımnz. Kuğuların marifeti Berlin'de Grunewald bölgesinden Svvan Bay civarında göle Rİrenler, kuğuların azizliğiyle karşılaşmaktadırlar. Bilhassa kücük cocuklarin yanlarına giderek, nıuziplikler yapmaya çalışan marifetli kuğuları, küçüklerin anneleri dikkatle izlemekte ve cocuklarına bir zarar vermemesi için onları uzak tutmaya gayret etmektedirler. Resimde, küçük bir çocuğun etrafına toplanan kuğulardan, çocugunu korumaya çalışan anne görülüyor. DOKTOR OOKfOH DOKTOR Hfüstafa özdıler Uahlliyf Mötehassısı Muavene saatı Heı gun 15 ten Minra l'el 1 X W Lâlelı Mesıhoas» Cad No 12 A k »•ı • » Tarık Z. KIRBAKAN Uerı S«K v Hastalıklan (Mötehassısı Isuülâl Caa parma&Kapı NO «8 r«l : 44 10 73 SUREYYA ATAMAL Op Orolo| Talcslm Sıraselvlleı 106/4 Tels « R H İLftN Urfa Sağhk Okulu Müdürlüğünden :inst Miktan Fiyatı Lira R. Muhammen beflli Ura kT. Muvakkat teminat Lira kr. thale seklı 3850.00) Kapab zarf 52000.00 260.00 200 ton Lınyit kömürl) 5000 KllO 12.00 60000.00 4250.00) Beslı Kovun eri 1.35 40500.00 3037.00) > t 30000 ı Somun francala Sebze mevva ve 73665.00 4935.00) » * 74 Kalem mşe maddest 280.00 14000.00 1050 00) 50 ton fçık eksiltms \îese odunu Kinlınış 3.25 6500.00 487 00) 2000 Kilo > > Toz şefcT 7500.00 562.00) 7.50 1000 » » » NebaH maT«no Okulurauz 1968 yılı thtivacı olan yukanda vazıU yiyecek ve vakacak maddelert 30/8/9B8 cum» gUn« saat 10 30 da Orta Saglıfc Okulu MüdürlUk odasında Ihale edilecektir. Şartname her gün mesal saatlerinde Okul Kalemlnde eörülebilir Talipler te'.ılnat maltbuzu ve ticaret odası belgelertai havl teWlî mektvrolsnnı ihale saattnden bir saat ervel vermlş olacaklardır. Postada vftM gedtanenin kabul edilmlyecegl Ilân ohmur. (Basın: 231529668) TORONTO, fa a) anada Tip Birlîğinin vayınladığı dergide rıkan bir makaley, göre, horlayanların sayısı yarı yarıya azaltılaBir tngiliz firması, ekınek bilecektir. Aynca kadmların fabrikalarına mahsus yeni bir horlama sesi daha tix bir perdeden olmakla beraber erkeksogutma tertibatı tekemmül etlerinki ile aynı derece knvvettirmi? bulunmaktadır. Bu terlidir. Bazı kimseler rahat oltibat sayesindg cok ca'suk »odnklarında. diferleri ise manevi ğutulan ekmekler, haftalarca bakımlardan hnzurstu veva rahatsız oldnklarında horlamaksaklandıklan halde tazeliklerintadırlar. den hiçbir »ey kaybetmemekHorlamanın tedavisı konutedirler. Buna »ebep, iogugun sunda dergıde, büyüklerın horbayatlama hâdısesinl geC1^'»1"18 lamalarının burundakı bâzı bosidir. zukluklardan veya bâzı alerjılerden olduğu bunlar gidenlinYeni sistemle, yanm tor. kace geçebıleceğı belırtılmektedır. dar ekmeğin suhuneti bir saat ıçinde, 27* C den • 26,6° C ye ın I Bir vakada bir idam domates \ dirilmektedır. Üç hafta sakla ' yemekten vazgeçince horlaması \ : da durmuştur. Dört hasta da sinan bu donmuş ekmekler. fırın garayı bırakınca horlamamaya ' dan üç saattenberi ^ıkmış olan baslatmşlardır. j ekmekler kadar tazedir. Scğutmada üfleme metodlan kullanıl Sürekli olarak izlenen 200 kımakta, saklanmıs olan donmuş îinin üçte birini çocuklar teskıl mal, müsteriye sevkinden evvel etmistir ve bunların horlaması tekTaT husus! odatarda, kontrol genellikle burunlanndaki etleı altında v? ıstenildıgi sadar ıuveya bademcikleri «lınınca geç tılmaktadırlar. mistir. Çabuk so^utma ile eknteklerin taze k^lntası saslanıyor Horlama tedavi ediliyor K VİÎANA Ay'a ayak basacak ılk Amerika'lıların gıyeceği uzay elbısesı 100 kılo «ğırlığında olacaktır. Bunun 20 kılosu sadece elbise gerı kalan kısmı ise çeşıth teçhuatın ağıılığıdır. Ancak ay yuzeyınde \er çekımi dunyadakınden 6 defa az olduğu IÇID elbise, gıyecek olana pek lazla ağır gelmıyecektır. Bu elbise ılk defa olarak Viyana'da topianmakta olan atmos fer otesı uzayın barışçı arr.açlar la keşıf ve kullanılmasıyla ılgılı Bırleşmış Mılletler Konîeransı üyelerıne gosterilmıştır. Elbıseyı takdım eden Amerıkan Uzay ve Havacılık Ajansı Mudurlennden Dr. üeorge Mueller, «Bu elbise şımdıye kadar yapılanlarm en ağır ve en pahalısı olmuştur» demıştır. Mueller elbısenın bınlerce dolara mâlolduğunu soylemıştır. Kat kat dokunmuş jam elyafından mamül olan elbıse, sat ok sıjen ıçinde dahı ?00 dereceyı bulan ısılara mukavemet etmek te ve tutuşmamaktadır. Elbise uzay adamlarını, küçuk goktaşlarına, soğuğa v e sıcağa karşı muhafaza edecektır Kırılmaz ve şeffaf Dir maddeden yapılmış olan oaşhk kozmonotlara genış bir goruş ?ahası sağlamaktadır. Elbısenın taşıdığı oksıjen kozmonotun 4 saat sureyle hayatını :dame ettırmesmı sağlıyaeak, bu süre Apollo gemısındç bulunan oltsı ien rezervlen ile arttmlabılecektır. Uzay adamı, Ay'a ayak bastıktan sonra, Apollo gemisinden uzaklassa dahı. sırtında taşıyacağı alıcıverıcı Dir radyo ve başının üzerındekl anten sâyesınde, uzay gemısının aracılı ğı ile Houston (Teksas) dakı uzay merkezı ile doğrudan doğıu ya temas kurabılecektır. Ay'a giderken giyilecek elbise 100 kilo ağırlığında olacak ANA KIZ PARİSTE FELEKTEN BİR GÜN ÇALARLARKEN. Operanın eski küçük ası, «Paris'te Bir Amerikalı» fılmının unlu yıldızı ve UNICEF 66. galasının en sukselı sanatçısı babasıyla buluşmak uzere yanında kızı olduğu halde Parıs'e geldı. AntıUerin küçük bır adasmda Fransa konsolosu olan Bay Caron, o sırada gorevlı olarak Parıs'te bu'unuyordu. Güzel bır tesaduf doğum günü de Parıs'te bulunduğu güne rastlamıştı. Babasını çılgınca seven Leslie bu fırsatı değerlendirmeden yapamazdı. Baba kız ve torun Parıs'i karış karış gezdıler, eskı gunlerıni hatırladılar. Doğum günü partısı çok nes'elı geçtı. Anasının modell kuçuk Caron, pastayı kestı ve geç saatlere kadar başından ayrılmadı. BABA KIZ VE TORLN CONCORDE MEYDANINDA.. ELEKTRiKÇi ARANIYOR BÜYÜK BİR ŞİRKET TARAFINDAN Izmit clvannda kurulmafcta olan alüminyum kablo fabrüası elektrik tesisatı montajında ve fabnkanvn işletmeye almmasından sonra da elektrik işletme ve bakım işlerinin tedvirinde çalıştırılmak âzere en az 2 ncl derece yethi belgesini haiz (Teknlker Okulu veya muadili teknik bir okuldan mezun) askerlıgini yapmış olan 25 • 45 yaşlarında bir elektrikçi aranmaktadır. Lisan bilenler tercih edilecektir. Taliplerin hal tercümeleri ve referanslannı belirten dilekçelerini Şişli P.K. 354 İSTANBUL adresine göndermeleri llan olunur. (îlâncıhk: 8211 9679) Ortak bir resim sergisi açıldı Nimet ve Celile Danısmend ta rafmdan ortaklaşa düzenlenen resim sergisi Küçükbebek'tekı Yüksel Anaokulunda açılmıştır. 20 agustosa kadar açık bulunan sergideki esprler sanatseverler taraftndan ilgiyle izlenmektedlx.