Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT adye, birbiri arkasına yaktıjjı «Gelincik» sigarasından derin bir nefes çektikten sonra, haflfçc tebessüm etti ve: Her nimetin. elbet ktilfeti de olacak dedi... Mâliyetinin yüzlerce, binlerce misli fazlasına satılan eroini yaparken cam balon patlıvabilir... Polise vakalanmanın vanında bir büyük tehlike de budur. Ancak, erbabı sallamanın kıvamını bilir.. Bilir ve öyle kolay kolay 'kazaya uğramaz. Yoksa, dökülen , aaitlerden yüzü yanan, gözü kör |olan pek çok aceminin acı hikâye•lerini doymuşumdur!.. Ya eroin sarhosluğu!.. tmâl •derken bile alışıldığını söylüyorlar... Doğru mudur acaba? • Orta yaşh güzel kadın, gayet ciddi ve bilgiç bir tavırla cevap verdi: Parça parça ve toprak gibi çıkan eroini havanda döverken olur bu... Toz haline gelince zerrecikler İnsanın bumundan içeriye uçuşur... İste felâket o zaman baslar.... Farkına varmadaa alışırsınız zehire... Önce tatlı bir sarhoşluk beyninizden biitün vücudunuza yayılır.... Kendlnüi cennette samrsınu... Biraz nese, canlılık gelir üzerinize... İlk zamanlar cesaret verir, kafayı çalıştınr... Amma sonra uyuşukluğun, bitkinliğin içine gömülür insan. Burun deJiğinin kenarlan hafifçe şişer ve mütemadiyen akmağa başlar. Yüzünde mat bir beyazIık olur, 1520 gün içinde esraraz yaşavamıyacak hale gelir... Bulunmadığı zaman korkunç bir sahne çıkar ortaya. Ne yapacagını bilmez adam... Ağlar. bağırır, yerlerde feci şekilde kıvranır... Saatlerce ean çekişir... Eroine alışan insan ona kavuşmak için her türlü kötü hareketi, hunharhğı yapar... Şunu bunu çalmayı bırak, anasının kalbini soküp çıkarabilir yerinden!. Temmuz 1968 CUMTPTitYET M Y1LMAZ ÇETİNER 'Eroin bulmak için anasının kalbini sökebilir •••5 En dayanıklı insan bir günde 1» mg. saf eroin çekebilir. Suçlular arasında geçen yıllar Tophanede esrar içen iki adarmn önünden güvercinler geçiyor... Bu zavallı hastalara artık kaybolmuş gözüyle bakılabilir. Burnuma eroin fiflediler ekicî olmasına rağmen uzun yıllar yaşayan eroinmanlar olduğunu duymustum. Çoğu genç yasta, vereme tutulur veya tısnarhanede ölürdü bu zavallılarınNaciye: Evet, dedi. Yaşayanlar var, Tanıyamam onlan. Biraz da sağlam bunye ve tesadüfe bağlı... «Bir kürdan ncu» beyaz almadan ayakta duramaz hiç biri... Hergün ne yapar, eder çekerler burunlarına!.. Peki sen nasıl alısmadın beyaz zehire Naciye?.. Bu işin sırrı ne acaba?.. îpek eşarbından dışarıya taşan «açlanm parmaklarıyla hafifçe okşayan kadın: trademi kallandun. dedi. trademi knllandım ve kendimi korudum. Ben eroini demir havanda döverken burnuma kaçmaması için çenemden gözlerime kadar tülbent bağlardım... Hasta olup dilediklerini yapayım diye kaç defa, uykuda burnuma eroin üflediler. Hemen farkettim... uyandım. kustum, zehirin tesirinden kurtuldum. Sonra devam etti: Eroinmanlann yüzde Jî u saf eroini talmamıştır. Ancak imâlcileri elde eder bunu... Ve mutlaka talk pudrası ile kanftırırlar... Hat. tâ, her nastfsa «Katıksız mar» ele geciren çekicilerin alışmadıklan için. zehirlendikleri görülmüştür. C alath güzel Naciye, henüz 17 yaşında küçük bir kadın iken beyaz zehir kaçakçılarının arasına düsmüştü... Henüz iki üç yaşlarında çocuğu ile feakıma muhtaç anasız babasız dört de kız kardeş... Kooasından ayrıhnca o'nun zayıf gövdesine yığılmıştı. Teyzelerinin yanına vermişti hepsini... Kendisi para kazanacak, onlan yetiştirecek ve sonra hayatını yaşayacaktı!.. Bütün güzelliği, tazeliği ve cehaleti ile bir kadının ortada kalması ne demektir? Düsünebiliyor musunuz? Genç kızhktan, analığa geçiş devresinin her perdesi ayrı bir dramdı Naciye'nin... Inişli çıkışlı, renkli ve çok tehlikeli günler geçirmişti... Suçlular, hep suçlular arasında geçen uzun yıllar, yoksulluk, evlât ve kardeş sevgisi ile onlan yaşatma çabası... Tabanca namlularmın siyah ve soğuk tehditi altında sevişmek... Yine aynı zorbalıkla eroin yapıp para kazanmak!.. Işte Naciye'nin kendi kadın gücüyle karşı geldiği ve sonunda zafere ulasarak ahn yazısını sildiği savaş, hayat savaşı buydu... B ISTANBUL'OA YAKALANAN TURİST ESRARKESLER yok satmış, kocasının ölümünden sonra el kapısında i$ arar hale geimişti... Bir lokma ekmek... geri kalan para da eroine... bulamazsa afyon... Başka hiçbirşey düşünecek hali kalmamıştı kadının... Naciye de o günlerde sık sık teyzesini ziyaret ederdi. Çocuğu ile kızkardeşleri sakin bir hayat geçiren diğer teyzesinin yanındaydılar. tşte bu sırada kendisine eziyet ettiği, aç bıraktığı için kocasından ayrılan genç kadın, Remzi isminde paralı ve yakısıkh bir adamla tanıştı... Eroin kullanan teyzesinin yakın ahbabıydı Remzi... Ve Naciye'ye ardsız arasız beraber oturmayı teklif ediyordu... İlk zamanlar uysal bir dille kandırmaya çalışıp isterfiği sonuca varamayınca zorlamaya başladı kadını... Ve nihayet bir gün otomobilin içine attığı gibi Edirnekapı'daki tenha mezarlıklardan birinde durdu... Ve iki tane şiddetli tokattan sonra: Benimle oturmayı kabnl ediyor mosnn .. etmiyor musun? dive sordu . Iri kemikli bir elin insafsızca suratında şaklayıp, beyninde şim şekler çaktırmasına rağmen Naciye direndi. Hayır dedi.. eturmayaca|ım.. Remzi büsbütün hio*detlendi, daha da gaddar oldu... Cebinden bir tabanca çıkarıp, kadının suratına çevirdi... Bak «evet» demeısen bo gü zel yfiı mahvolacak.. öbfir dünyayı boylayacak... çocuğun. kardeşlerin yalnız kalaeak geride... Amma benimle oturursan iyi bir hayat yasayacak, zengin olacaksın.'.. Genç kadın, karşı koymak, reddetmek istedi... Fakat üç yaşında oğlu... Kız kardeşleri bir an geldi geçti gözleri önünden... Bu sırada bir mucize oldu. Nereden çıktığı, nereden geldiği anlaşılamayan iri bir çoban köpeği hırlayarak Remzi'nin üzerine saldırdı. Adam kenrfisini kurtarmaya çalışırken, Naciye ıssız yollarda koşmaya başladı... Ve kendisini güç attı büyük teyzesinin evine... Aradan günler geçtikten sonra Remzi yine aynı tehdıtler e devam etti... Kapısı önünden ayrılmıyordu Naciye'nin... Yalnız o değil, polisinden memuruna kadar bir çok erkek vardı, güzel yalnız ve fakir kadının karşısına dikilen... Huzuru, güvenliği kalmamıştı Naciye'nin... Nihayet, kadere ve tabancanın namlusuna boyun eğdi... Hem çocuğu ile kardeşleri ve hem de yasamak için Remzi'nin peşinden yürüdü... Yarın:Eroin salgını önce Amerikada başladı İSTANBUL CAROÜN ZENTO Acılıs: Drorram Kur'anı Kerün: acıkiamajı ve vorumu Saz eserleri Köve baberler Curıavdın HaberJer ve hava durumu İstaııbulda bueün Kücük ilânlar: h«fü müzik Hafif Batı müzlei Beraber ve solo sarkılar ArD soloları Türküler eecidl Kv icin Keman soloları Ovun havaları Ara haberler Müzikallerdfn R. Erten'den sarkılar Arkssı vann Sabah konsert ' E. Konear'dan sarkılar Ara Haberler: ilânlar S. Gültekin'den türküler Kücük Orkesta S. Mutlu'dan sarkılar Haberler: Resml Gazetede bueün A. ftstün'den sarkılar Reklâm Droffr»mları S. Tanürek'ten sarkılar Acareil Orkestrası DivitcioSlu Orkestrası Aziz Senses'den türküler. Cocuk bahcesi Ara haberler Yaz Okulu Radvo ile Fransızca (18. ders) Opera konseri Ara haberlfr Erkekler faslı Köv odAsı Reklâm Droeramları HatKrler ve hava durumu Kücük üSnlar F. Cancr'den sarkılar Din Ahlâk sohbeti Acık oturum M. AJseün'den vürküler 24 saatin olavları Nesrin Sioahi'den sarkılar Konser saati Reklîm DroDamları Haberler Caz müziii Ö;»tler: Droeram: kaoanıs İSTANBUL RADYOSU Aeılıs ve Droffram Diskoteiimizden Kücük konser Genclere müzik Senfonik müzik Haiif ınüzik Radvo ile İnellizce (18. Aksam konseri Genclerle beraber Oda müzi&i Liedler ve ozanlar Halif müzik Cece k&nserl Caz müziti Hafit Batı müzifti Proeram ve kaoanıg 123456789 çesi, bir emir. TUKARIDAN AŞAĞITA: 1 Istanbulun denlz aşırı ilçelerinden birinin halkından. 2 «Şair ismi» anlamına iki söz. 3 Bulundugumuz yerüı yakın etrafı için bu sözü kullanabiliriz, «patinaj yapar gibi yürü!» manasına bir emir. 4 Görme kudretinden yoksun kişi, tersi «ilâve olarak verilmiş kutsal baston» karşılığı iki sözdür. 5 Arap takvimine göre yirml yedisinde «Miraç» kandili kutlanan otuz gun Bu güzel yüz mahvolacak eyzesini haürladı bir an... O da fakir bir kadındı. Eşin dostun tavsiyesiyle evlenmiş fakat sonradan öğrenmiştı ki. kocası eroin kullanmaktadır... Bir hayli mücadele etmişti ilk yıllar. Adamı vazgeçirmek için çaba sarfetmişti. Aana hiçbir fayda mediği gibi üstelik kendisi de alışmısü beyaz zehire... Nesi var, nesi T lük yü parçası (iki söz). 6 «Bey giri para karşılığı siz ele geçirin!» manasına üç sözlü bir emir. 7 «Oğlumun karısınm midesi bo? 1 234567 durumda» anlaifekzliKlAl^il mına iki söz. 8 Kokulu bir ot, bazı zaman Ay'ın çevresinda beliren duman ve beyaz bulut tabakasına veriOankO bulmkcanıo len ad. 9 Bir h*ıir'«ıı>nif »ektl Ukbahar yemişi. SOLDAN SAĞA: 1 Divan Edebiyatımıan tinlü'şairlerinden bir paşa (lâkabı ve adı). 2 «Seyahat tesebbüsüne girişip yola koyul!» anlamına iki sözlü bir emir. 3 Mahkemeye başvurup şikâyetçi rolüne girme tesebbusü. 4 Tersi «hatıra» demektir (yeni terim), atmosferde varlıgı hayal edilen olaganüstü bir madde ile karışmış durumda (eski terim). 5 «Vücut üzerindeki siyah renkte et lekesi» manasına iki söz. 6 Bazılan denşetli bir korku karşısmda bunun koptuğunu iddia ederler (bir kese içindeki safra merkezidir), bir kadın adı. 7 «Su ile muameleye tâbi tutup temizleyemez» karşıhğı bir çekim. 8 Fikir danış ve ona göre hareket et!» anlamına iki sözlü bir emir. 9 Karadeniz kıyısı illerimizden birinin bir 11 FRANCOİSE RENCE Dişi Bond MODESTY BLAISE DÜNKÜ BULMACA>TIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ m m m m NASIL HAJLLEDILECEK Tukarıdaki rakarnl) bolmacada M dece 4 tane anahlar (ipucn) ve 8 tane sonaç vardıı. Boş kalan 12 karenin içine 1 rien 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve toplama, çarpma, çıl;artma, bo'Ime işaretlerine dikkat ederek sotı1«n sağa ve yukandan aşağıya bulınarada gösterilen sonuçlan balunıu. Bira/ vaktinia alırama, bos vaktinizi hoşça feçirmiş olursuuuz. GarffH BÜ QECE. MlZ İÇİM SİZE PİMLEVIN • MAURICE DEKOBRA Anuc Mariel 47 Evet.. Neden sordunuz? dedi. Capetown'a giden ilkıne binip, zavallı James'a ne olduğunu yerinde öğrenmek istiyorum. Duhham bundan başka her şeyi bekliyordu. Yerinden sıçradı ve: Şaka ediyorsunuz.. dedi. Kararının kuvveti ile sertleşen gözlerini babasına dikmişti: Hayır.. ciddiyim, dedi. Sevdiğim adam kaybol du; ne olduğunu bulmak bana düşer. Armatör heyecanla: Sizin gibi bir genç kız mu Bu kadar uzağa yalnız gitmek? Haydi canım.. Hayır babacığım, Capetovvn'daki acentenize bir tavsiye mektubu yollarsmız, aramalarımda o bana yardım eder.. Kızımn niyeti karşısmda şaşırmı? olan Frederik Dunham ayağa kalktı. Onu iyi tanıyordu; plânmı yerine getirebilmek için onu hiç bir şeyin durduramı yacağını biliyordu. Alnı kırıştı. yüzü düşünceli idi. Odada yürümeğe başladı. Bir taraftan da harb içindeki bir memlekete tek başına giderek, mahkemece suçlu bulunan sevdiği adamı aramak cesaretinde olan bu incecik sarışm kıza bakıyordu. Fikrinden caydırmağa teşebbüs etti. Yumuşak bir sesle: Sevgili yavrum.. Acınız sizi şaşırtıyor, dedi. Böyle bir yolculuk imkânsız bir şey.. Kendinden emin bir ses cevap verdi: Güç muhakkak.. Fakat imkânsız olamaz. Babasınm sustuğunu görünce devam etti: Gitmeme kimse mâni olamaz. Ben reşidim. Bu üzücü hikâyede bir esrar olduğundan eminim. James'in bir asker kaçağı ve bir kaatil olduğunu bana ispat etmedikleri müddetçe içimde bir ümit yaşayaeak. Bana yardım edin.. ne olur bana sevginizi gösterin.. Yalvaran bir bakışla da: Babacığım.. kuzum bana yardım edin.. ekledi. Bu öyle bir yalvarma idi ki, içinde hem nişanlısı na karşı duyduğu büyük aşk, hem de babasına olan güveni beliriyordu. Istırabı ona da dokunmuştu; nasıl olsa genç kızı bu kararından döndüremiyeeeğinJ bildiğinden, birden: Yavrucuğum. peki, gidersiniz.. dedi. Ama Weeds'i de beraber götüreceksiniz. Dadmızı yanınızda bilirsem birazcık olsun rahat ederim. Olur.. Koruvucu meleğim de gelir. Ne zaman gidebilirim? En yakın taıih en iyisi. Armatör bürosuna oturdu. önündeki kâğıtları ka nşürdı: Dört gün sonra Liverpool'dan asker nakleden S./S Duke of York hareket ediyor. Cephane ve yiyecek almak icin Southampton'a uğrayacak. Gemide süvari Radcliff'in misafirleri olacaksınız. Sizin bütün ihtiyaçlaruuzla mesgul olur. Bu ONK Coorrleht Aiannndan satın aünmıstır Teşekkür ederim babacığım.. Dünyada sizden iyi bir baba yoktur.. Size bayılıyorum.. Yaşh gözlerle kollanna atıldı. Babası yanaklannı okşadı ve biraz nasihat etmek ihtiyacrnı duydu: Pat, yavrum, dadmızı bu yolculuğa yavaş yavaş hazırlayın.. Bildiğim kadar, zavalh Annabel bir fare görse aklı çıkar. Onu Zulularm memleketine gö türdüğünüzü duyunca yüzünün hali şimdiden gözümün önüne geliyor. Duke of York şilepindeki yolculuk yavaş ve uzun sürmüştü. Kumpanyanın başkanının verdiği emir üzerine, süvari Radcliffe, Miss Dunham ve dadısı içia kaptanlar köprüsüne bakan yerde iki kamara hazırlatmıştı. Yemeklerini Patricia ve Miss Weeds Süvari ile birlikte yiyorlardı. Radcliffe, saçlı sakallı, çilli yüzlü. kahn yapıh, sabahtan akşama kadar piposnnu tüttüren ve Reisin kızmı misafir etmekten zevk duyan, yaşh bir deniz kurdu idi. Bütün denizlerde dolaşmıştı. Bu gezilerinden karısma güzel hediyeler getiriyordu: Hint sarileri, meksika bibloları. kurutulmus insan kafalan.. çocuklarına da küçük maymunlar veya timsah yavruları taşıyordu.. Geminin alt güvertesinde yaşayanlar, ara sıra sü vari veya ikinci kaptanla görünen bu sarışm güzel kızın ne aradığını merak ediyorlardı. Patricia'nın yolculuğunun resmî nedeni, Capetowne'da kızıl haçta çalışmaktı. Limgna vardıklan zaman, kumpanyanın acentesi Ian Apeldom, gemiye çıkarak yolculara kendini tanıttı. Dunham'dan aldığı bir telgraf genç kızın geleceği haberini vermiş ve ona yardım etmesi için ne lâzımsa yapması gerektiğini bildirmişti. On dokuzuncu yüzyılın ortalarında Cap'a yerleşmiş bir ailenin çocuğu olan Apeldom, kırk yaş İarında, zayıf, uzun boylu, bıyıklı bir adamdı. Karnaval'de Rio'da tanıdığı Brezilyalı bir karısı vardı. Dunham ve Fraser kumpanyasını beş kıtada da tem sil etmişti. Yanm düzüne lisanı iyi kötü konuşuyordu. Aslında son derece iyi, sâkin, yardım seven bir adamdı. Pia admdaki karısının heyecanlı, hareketli, yerinde duramıyan tabiatı ile tam bir tezat teşkil edi yordu. İki kadmla tanışır tanışmaz: Miss Dunham. dedi, babanız geleeeğinizi bildirdi. Burada kalacakmışsmız. Miss Weeds'in 'de sizin de misafirim olacağınızı söylemeğe lüzum yok. Evimiz sizi rahat ettirecek kadar büyüktür. Karım, {imdiden seviniyor. Aksam yemeğini Apeldorn'lann sofrasında yiyor lardı. Reisin kızı şerefıne Pia süslenmişti. Üzerindeki rengârenk elbisesi ve çeşitli taşlı mücevherleri ile Matto Grosso papağanlarını hatırlatıyordu. Elma yeşili taftadan esvabmm üsiünde insanı ja jırtan sarı. kırmızı ve mor ekoseli kurdeieler vardı. (Arküsı var) V!M UEPSİ B U ICA VE. ĞES? YiNLEfUNÜ! FUSEI&. UAiJ..İSLEC ..ÇOK ANKARA Acılıs: Droeram Acılts: Droeram Kur'anı Kerim acıklaması ve vorumu Saz eserleri Köve haberler Günaydın Haberler ve hava durumu Sabah müziei Ankarada bugün Kücük ilânlar Her telder. Y. Alodoâan'dan türküler Cocuk ve eelisimi Sabah Konseri Arkası varın Ara haberler: ilânlar Türküler eecidi Mustafa Erses'den sarkılar Albümlerden secmefcr Cocuk bahcesi Konser saati Ara haberier: İlânlar M. Akeün'den türküler Kıbrıs saati Kücük ilânlar Beraber ve solo sarkılar Haberler: Resmi Gaeztede bueün Hafif müzik Keklâm Droeramları Seha Okus'tan türküler Cesitli müzik Meral Uâurlu'dan sarkılar Ara haberler: kücük ilânlar Plâklar arasında Ovun havaları N. Tokatlıoilu'dan sarkılar Yaz okulu Radvo ile Fransızca (18. ders) Ara haberler: ilânlar Yurttan stjler Köv odası Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Y. Avhan'dan türküler Hafif Batı müzifl Türk FolkJörii Z. Taskentten sarkılar Bir varmıs: bir vokmus 24 saatin olavları Gece konseri TBMM saati Haberler Haftanın besteeist Oece varısına doSru Ö7etler: Droeram: kaoanlf Tıffany «lones 06.50 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 0S.05 08.10 08 40 09.00 09.20 09.40 10.00 10.03 10.15 10.25 11.15 11.30 1200 12.05 12.20 12.25 1230 13.00 13.15 13.30 14.00 14.15 14.40 15.00 15.05 15.30 15.45 16.05 16.45 17.00 17.30 17.50 19.00 19.35 19.50 20.15 20.35 20.55 21.00 21.10 2205 22.45 23.00 23.45 23 ?S Kallanılmış Skru Şaft, Vinç, Bumba Yesair Malzeme Satılacaktır 1 Bolu ve Kayseri gemilerinde bulunan kullanılmış skru şaft, vinç, bumba vesair rnalzeme satılacaktır. 2 Bu işe ait şartname teşekkülümüz İkmâl Müdürlüğünden temin olunabilir. 3 Teklif mektuplarınin en geç 15/7/1968 pazartesi günü saat 16 30 a kadar kabul edileceği ilân olunur. Ankara jandarma Satınalma Komisyon Başkanlığından: Jandarma Genel Komutanlığı ihtiyacı için kapah zarf usulüyle iki adet beş tonluk daı.perli Dizel kamyon satın almacaktır. MuhEmmen bedel 190.000 lira olup geçici teminatı 10750 lirsdır. İhalesi 15 Temmuz 1968 günü saat 15,30 dadır. Evsaf ve şartnamesi Ankara ve İstanbul J. S a t Al. Komisyonlarlr.da görülebilir. İsteklilerin kanunî şekilde hazırlıyacaklan teklif mektuplannı ihale saatinden bir saat evveline kadar Komisyona vermeleri ilân olunur. Postada geciken mektuplar kabul olunmaz. D. B. DENİZ NAKLİYATI T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ^Basın: 20679/7744) (Basın: A. 794420175/7738)