Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT man, mal, jeştJ tehfr, nefM, keylf, kaynar, cnbar, dıf, dem, paapal, hanterit, tino, («ne*, d»l g», keçi, hnrda, pöf.« 16 Temmuz 1968 CUMHURÎYET Esrar'ın diğer ülkelerde adı nedir ? Almanyada Hanf, Ingiltere'de Hemp, Hollanda'da Kennip, Yunanistan'da Cannalis, Italya'da Canapa, Ara bistan'da Kannap, Csva'da Ginjeh, Kusya'da Konopbia, Çin'de SnSto, Meksika'da Marignana, Amerika'da Marihnana, Ispanya'da Canamo, Kuzey Afrika'da Kif, Orta Afrika'da Liamba, Riamba, Djamba; Güney Afrika'da Dagga, Gabon... Osmanlı edebiratında esrann ismi «Benk» tir. Esrar satanlara ise «Benkciyan» denir... Mey eydur: Ben nebirel tUdm Benk eydur: Sen pelit ben pâkim Mey eydur : Ben çırafı encümenim Benk evdur: Riski sebzei çimenim FUZULİ aba Musa, pompalaya pompalaya ikjüç derın nefes çektikten sonra, sağ elinin kirll parmaklarıyla marpucun ağzını okşar gibi sildi... ve yanındaki £?nç adama doğru uzattı. Asıl bakalım delikanlı!.. YağU saçları ensesinden aşağı Inen, sakallı, üstü başı pis mi pis «ihvan», hiç iğrenmeden yapıştı marpuca ve gözleri kayarak hırsla emmeye başladı... Yanaklan bir şişiyor, bir içeriye çöküyordu bu sırada... Sonra, o da ayni şekilde, marpucu temizleyip yanındakine aktardı... Kıymetll, naziı bir emanet gibi dudaktan dudaga, elden ele dolaşmaya başladı san kehribar... Ufak bir odanın içinde, altı kişi halka olmuş oturmuşlardı. Köşeye dayalı ufak masa ile iskemleden başka her şey yerle bir gibiydi.. Mtaderler, renkli yastüdar ve hayli tozlu, eski bir kilim... Loş bir ışıkla aydınlanan insanlann yüzleri kirli san, karanlık ve yorgun göriinüyordu.. Ortada yuvarlak, büyülc bir kabak vardı. Üzerine, kıymetli bir nargile marpucunun ipek kordonlu borusu saplanmıştı... «îhvan» Iann her nefes çekişinde, içindekl su fokurduyor, hafif bir dıunan yükselerek fcıvnla kıvnla havaya kanşıyordu... Kabağın etrafında oturanlann tek kelime konustuklan duyulmuyordu... Başlan öne eğikti hepsinin... Kimi hafifçe yana YILMAZ ÇETINER Esrar içUdıkçe ba? yav*j yavas dumanlanır, gözler süzülür ve birtakım hayaller belirirdi.. Dalgm ve düşünceli görünüş «dalga» ya geçinee başlardı.. Zamanın nasıl ilerlediğini farketmez.. keyfi azaldıkça sigaradan veya kabaktan bir kaç nefes çeker böylece «dalga» yı devam ettirirlerdi... San kız keyfi durgunlukla be raber, cesaret verici olurdu.. Ay ni zamanda müthiş iştahları açı lır, cinsî duygulan kamçılanır.. büyük ruhi değişiklikler geçırir lerdi.. Kendini beğenme, fazla teessür. şüphecilik gibi.. Sonra, hayâlleri genişlerdi.. O kadar kı.. kendini kuş zannedıp havada uçmaya kalkar.. Yolda önüne çıkan ufak bir su birikintisini deniz zannedıp adımını atamazdı.. Bakınız, klinikte yatan bir toksikoman gencin, tedavi edildiği sırada yazdığı «Hayat» adındaki şiir doktorlarının da belirttiği gibi nekadar ilginç.. Sevmek istedifimi seveee|im Sattnak; istedi|imi satacağım, Giymek istediğimi ciyeceğim, Temek; i t d i t i i y i i it , t Almak; istediifiroi alaca^ım, Görmek; istedifimi görecegim, En sonunda öleceğim!.™ İSTANBÜL'OA YAKALANAN TURİST ESRARKESLER rar elle ufaltılır... ve ikinci defa elenir... bu kısma da «kapt keyif» adı verilir. Geriye kalanlar ufalansın, ufalanmasın esrar yapılır.. fakat bu« na, «bayağı» «âdi» anlamını ta?ıyan «paspas» derler... Böylece elde etfilen toz sıcak bir yerde elle yoğurulunca gevşemeye, yağlanmaya başlar, hamur "haline gelir. tste bu esrardır... Jelâtinli kâğıda sarılan e«rarı. ayrıca gazeteyie örtüp, Üzerinden ütü geçirilince sert bir plaka elde edilir ki, piyasaya siirülen mal budur!.. Maliyeti 100 lira bile olmayan Sarıkız, bugün tstanbulda gizli yollarla kilosu 2000 liradan satılıyor... Ve maalesef gencler arasında pek yaygın bir şekilde kullanılıyor. B Duman altında sarıkız içenler yatmış, kimi çömelmişti... Bir noktaya devamlı, hareketsiz bakıyor, düsünüyorlardı... Esrarkeşlerin «dalga» dediklert keyif hali buydu işte... Suyun fokurtusu ile iniltiler sessizliği zaman zaman bozuyordu... Kehribar marpuç üçbeş tur attıktan sonra Baba Musa, ağır ağır başını kaldırdı. Sanki kuyudan iple yukanya çekermiş gibi!.. Bastır bakalım yavrtım, ev. lâdım... atesle!.. Bir diğeri arkadan lâfa karıştı: fldsi var, Saira abi!.. Bastır, tavla, atesle ve ikisi var... kabağın üzerindeki esrann tazelenmesi demekti... Tekkelerde, Bitirünhanelerde âlem yapılırken, bir kişi mütemadiyen ortada dolasır ve servisle meşgul olurdu... Yalnız esrarın, tütünün yenilenmesi değil, «Keş» lerin tavşan kanı çayla demlenmesi de onların göreviydl... mıştı. Uzun saçlı, sakallı delikanlı ise tanuımış bir ailenin reddedilmiş oğluydu... Diğer esrarkeşler de bir takıra sabıkalılardı herhalde!.. Kadın yoktu aralarında... esklden daima kadınsız topluluklar arardı esrar kullananlar... Böylesini, mezesiz rakı içmeye benzetir «Tadına yalnız olunca daha lyi vanyonız» derlerdi... Baba Musa, 75 yaşındaydı ama.. pek o kadar göstermiyordu.. Birinci Dünya Savaşından önce tstanbul kahvelerinin kapısında esrar torbalan asılı durur ve öyle çagınrlardı müşteri... Açıkça satışı yapılırdı. O zamanlardan beri Baba Mu sa esrar kullamyordu. Bir çok defa tekke açmıs, kapamıs.. mapushaneye düsmüş.. yine de bırakamamıştı «San Iazı...'» Kaderini ona bağUmıştı... Hem içer, hem satardı.. Bir hay li para da kazanmıştı.. Fakat «alışmış kudurmuştan beterdir» diyor çekilemiyordu bir köşeye.. Şimdi, Remzi ve kardeşiyle yeni bir işin peşindeydi.. Onlara. Avrupaya göndermek üzere önemli miktarda cBaz morfin» te min etmey e çalışıyordu.. Sonra belki de beraberce bir kaç par ti «eroin» işi de yapabilirlerdi.. Naciyeye iltifatının sebebi buy du!.. Tekke işletmesi, ufak tefek esrar satışlan biraz da zevk içindi... Yoksa, Baba Musa'mn karnını doyurmazdı küçük işler!.. 75 yaşına ragmen, heyecan adamıydı ve heyecan yaşatıyordu o'nu.. B aba Musa tekrar kendisin» eelen marpucu ağzma götürdu.. Ve avurtlarını çökerta çökerte suyu fokurdattı... Sankızın dumanım kısa bir süre bü tiin vücudunda dolaştırdıktao sonra seslendi içeriye... Saim evlâdım... haıır mı ellâlıklar?.. Biriki dakika geçmeden tepjl İçinde, Antep baklavası geldi ortaya .. Nefıs bir tereyağ kokusu sardı etrafı.. Nar gibi kızarmış baklava dilimlerine sivri, kıvrık tırnaklı pis eller titreyerek uzandı... Filin hortumuyla çekilmiş gibi bitiverdi bir anda... tkinci tepsi geldi arkadan, aynı iğrenç eller onu da hakladı... Sonra, her biri bir köşeye uzanan altı adam, büyük bir keyif içinde «dalga» ya girip. «Sshta Cennet» in merdivenlerini çıkma* ğa başladılar!.. Kostew Willem, Charli Guj, Hilliam Lang Gibson lar elle veya süpürge gibi bir araçla ufalanıp toz haline getirılır.. Sonra ince bir elekten geçince, en kıymetli mal, «sıyırma» çıkar ortaya... Elejin ustünde kalan kısıro tek Esrar nasıl yapılıyor? srar, Hint kenevinnden elde edilir... Bu bitki, genellikle sıcak ve rutubetli iklimde yetişır. Hinrfistan, Kuzey Afnka, Anadolu üretimin en çok olduJu yerlerdir... Nisan ayında toprağı sürdükten sonra ekilen kenevir tohumlarından bitki teşekkül edip yapraklar kurumaya başlayınca aşağıdan kesilir. Birkaç hafta güneş altında bırakılır. Çiçeklerin dişisi makbuldür. Bun E «Dalga» yı devam ettirmek için.. Yarın: Hasan Sabbahın esrar'la idare ettiği Devlet !.. E Esrar tekkesinde nasıl içiyorlar? srarkeşlerin, kabak veya nargileden sonra tatlı yeme leri usuldendi. Baklava, revani.. Iokum ve ne bulurlarsa aralarında raüsavi bir şekilde pay ederler.. hiç bir ihvanı mah rum etmezlerdi bundan!.. Tatlı yiyip üzerine bir de sigara tellendirmeye «cilâ vermek» denırdi... İşte o zaman keyiflenir, dal İSTANBUL 08 25 Acılıs ve oroeram 06 30 Günavdın (I) C 00.Köve hoberler 07.Co GOnavdın (II> 07.H0 H&berleı ve hava durumu 07.45 İ'tanbul'da burün 07 SO İlânlar ve hafit müzik 0«00 Hafif Batı müzlü 0!< 15 Beraber ve solo sarkılar 0S.45 Aris ve arkadaîlarl 09.00 Ovun havaları 09.15 E" icin O9.İ5 Pivano scloları 09 fO Sar eserleri 10 00 Ara haberler 10.05 Cetıtl, ülkelerden müzik 10.20 A Yavasca dan Mrkılar 10 £0 11 00 Sabah konserl 11 45 Sa7. eserleri Ara hiberler v» lîânlar 12.no 12.05 Tihlüler eecidi 12 ."5 Danas ve arkadasları 12 40 M Mukadder'den sarkılar 1.100 Haberler Resmf Gazet« 13.15 E. Varel'dan urlnlâr '•• Reklim oroeramları 1 14 0ü Vtsf UraroJlu Orkestrası 14 15 Sami GöiO''den sarkılar A. Dal Orkeıtrası 14.45 T. Enein'den türfeültr 15 00 Ars» haberler 15 05 Cocuk bahcesi 15.20 V«z Okulu Radvo ile Fransızc» ısoo Radvo Ser.foni Orkestrası 16.1^ Lied saati 17 00 Ara haberler I7C5 Beraber ve folo sarkılar 17.30 Köv Odası !7 .10 Reklim nroaramları 19.00 Haberler ve hava durumu Ifl.30 Küriik ilâânlar 19 ?5 Hafif mijzik 19 40 Küme faslı M Kf>ifrta«'tın türköler 30.20 Hafif Batı mfiziS 20 ?.O K Sonme7orak'tan tarkılar 30 50 Havaf ve Kitanlar 21 0(1 24 Saatir clavları ve llânlar PıâH'.r «rasında 21.10 S>:r»t Dünvajl 21.45 tim BeVKn oroeramları Habeıler "".4I5 ^yetîer mıtuıuıı T * kavanıs 23 00 123456789 B aba Musa'mn karşısında Remzi oturuyordu. Onun yanında genç bir öğrenci uzan gaya girerdi «keş« ler.. Esrarın çesitli isimleri vardı içiciler »rasında.. San kıx. da MODESTV BLAISE takısı, yarım (eski terim). 4 «Erkek hizmetçilere mahsus höcre> anlaniLna iki söz. 5 Bir şeyden blkjp usanma halj (eski t e rimdir, aym zamanda musiki ile meşgul olma işi mânasına da geMilöilti 31Fİ lirdi), yerleşip kalmış tesir. 6 Rahmetli, Adana'nın ve yurduÜU3 EEIS muzun zenginlerinden idi (adı ve koy eşrafına mahsus olan ünvanı). 7 Ku| yuvaları ( e s ki bir sözün normal çoğul Ottnkil «ekli). 8 Bir sıfat takısı, Ka halirrfftmıt «ekü radeniz kıyıst haikımızm kuilandıkları bir musiki aracı. 9 Mesleğind» en yüksek dereceye ve o işin hocası mevkiine erişmiı kişilere böyl* deniiir, bir çeşit yabani öküs cinsi. SOLDAN SAĞA: 1 Hemen ağlamak için bahane arayan kişilere boyle derler Ckarma söz). 2 Kara, hava ve deniz taşıtlarının sağladığı konu ve iş. dumanların bıraktıkları Ieke ve iz. 3 «Yumruk atan kol ucu» anlamma iki söz. 4 îskambilde bir kâğıt, bir çeşit geyik cinsi. 5 Tersi «imar et!» mânasına bir emirdir, çok inatçı (eski terim ve arapçadan alınmış bir söz). 6 Kol ucu temas eder» karşılığı iki sözlü bir çekim. 7 Güney Amerikadaki Peru ülkesinin başkenti, birini eğlence konusu yapma igî. 8 Benzer veya arkadaş, nota, 9 Hiddetten köpürmüj hale gelerek. TVKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Gece temsilleri veya eğlence toplantıları (çoğul). 2 MilII hizmet (iki söz). 3 Bir çoğul Garth DÜNKÜ BULMACAN1N HALLEDİLMİŞ 5EKLİ NASIL HALLEDİLECFK TukandakJ nkamlı btümacada Mdete 4 tane anaiiar (ipuco) ve 6 tane sonaç »ardu. Boj kalan it karenio içine 1 deo 9 a kadar uygun biret rakatn koyanîk »e top~ lama. çarpma. çıl'artma, bö'me isareflerine oikkal ederek soldıto *ağa ve yukandan asağiya bulmararia gösterilen «onuçları bulunıu. Birau raktinizi alır ama, boj vattinizi bo*ça fefirmij olntsuuuB. T«xm: MAURICE RA DEKOBRA Annc Mariel 58 Aradan beş gün gecmişti. ÖJle yemeğinden son ra Patricia, Miss Weeds ve Apeldorn beraber oturmuş kahvelerini içiyorlardj. Oldukça karamsardılar. En ufak bir ipucu bulunmaması iyi bir başlangıç sayılmazdı. Oldukça küçük olan bu şehirde nişanlımın izini bulamadığınıza göre, bundan iki sonuç çıkara biliriz: Ya Transvaal'dan Allah bilir nereye kaçtı, veya bir aile yanında bir oda kiraladı, orada oturuyor. Onu da düşündüm. Emniyete sordum ama kimse bügi veremedi.. Ne yapacağız? Tesadüfe bırakacağız.. Poüslere en çok yar* dun eden tesadüfe.. Tahmin yürutmekt» devam ediyorlardı. Genç kızın asabı iyice bozulmuştu. Bu sonu bilinntedik bekleme onu çileden çıkanyordu. Sinirli sinirli aya ğa kalktı, odada yürümeğe başladı. Pencerenin önünde durmuş görmeyen gözlerle sokağa bakıyordu. Birden bir çığîık attı; rengi solmujtu: Mr. Apeldorn koşun, gelin O da cama koştu. Aşağıda, yoldan bir genç adam ve bir kadın atla geçiyorlardı. XVI M. APELDORNTJN SORUŞTURMALARI. Patricia, ipnotize edilmif gibi, jakarandaların mor çiçekleri altinda gezintisine devam eden bu çiftten gözlerini ayıramıyordu. Güzel atlı kadın, sadakordan bir jaket giymiş, ayaklanna da uzun rugan çizmeler geçirmişti. Bej hasır bir sapkadan siyah uzun saçlan görünüyordu. Hyde Parktaki atlılar ondan dah» ziirif değillerdi. Miss Dunham: Mrs. Sandra? değil mi? diye ftsıld»dı Apeldorn başı ile tasdilc ettikten »onra erkefî işaret ederek: Tabiî teğmen Mackenzie.. dedi. Patricia yanındaki duvara dayanarak basmı eg di. Sydney Otelinin kapıcısinın yalan sövlenıediği belli olmuştu. En büj'ük korkusu gerçeVTesmiîti. Ar tık James'in kendisini tamamen unuftu&unda" ve bu kadının güzel gözleri icin nâmuFiınu lekelediSin den nasıl tereddüt edebilirdi? Cok sıizel bir kadın.. Mesafeye raemen hatlannın eüzelliai belli oluyordu. Genç ktr. içinde, kısk^nçlıktan bir *'«"i p»r î n ı hissed'Vordu. Bıı feısa konu«msyi dnvan W?ed>s. zavallı eene kızın ofnrmasına yardım etmek için yaklasm'«tı. Patricia çöker gibi oturdu. renjri bembevazdı. Yiizö ısinapisn bambaska olTiuştu. Hüngür hönsrür »ğlamamak için kendini tor tutuyordu. Onu teselll ederek kelimeleri bulmak »fl'"tfl. Apeldorn da bu sessiz acıyı aniivordu. Patricia Our 8u «set ONK Coovrte&t Aianaındas «atın •ıınmıstu. v ban'da verilen bilginin yanlış olabileceei "''ında* ki bütün ümitlerinin yıkıldığmı gormüştü. Birkaç dakika sustuktan sonra kendini toplama ğa çahştı. Elleri koltuğun kenarlarını sıkmaktan b« yazlaşmış. sesi kısılmıştı: M. Apeldorn.. Zarlar «tıldı.. Ne pahasına olursa olsun inanmamak istiyordum. Gerçeği bütüu çıplaklığı ile gözlerimle gördüm, dedi. Genç adam tereddüt etti. Patricia'nın acısını a» zaitacak. durumu izah edebilecek kelimeleri anyordu. Ama ne söylivebilirdi? Tesadüf, Mrs. Sandra ile Maekenzie'yi. nisanlısınm ayağın? kadar iletmij ti. Odada gene bir sessizlik oldu. Miss Weeds ajlamak istiyordu, Üç yaşından beri elinde büyüyen genç kızın acısma dayanamıyordu. Belki bir muci ze yaratır ümidi ile Apeldorn'a titreyerek bakıyordu. Patricia birden ayafa kalktı. Kapı ile pencert arasında yürümeğe başladı. Ümitaizliği yavas yavaş yeni bir karar haline p'riyordu. Bir zamanlar, yenilgileri savaşsız kabul etmiyenlerden olduğunu iddia efanişti. Apeldorna baktı ve: Hayır.. hayır.. dedi. Daha henüz yenilmedim. James'i o mahlukun yanında atla gezerken gördüm diye gerilemem gerekmiyor. Bu Amazonun meydan okumasmı kabul ediyorum. Onunla karşı karçıy» lconuşmsSa hazınm. Adam itir" PCIOT p Vi hir hareket yaptı: Ji Miss Dunham.. îlk tepküerinizden çekinfn.. Ne kadar kızgm oldugunuzu tasavvur ediyorum. Fakat soğukkanhlıgımızı kaybetmeden durumu inceleyelinı. Şu anda. sadece Teğmen Mackenzie'nin Mrs. Sandra ile atla bir gezinti yaptığını gördünüz. Sert bir sesle cevap verdi: Şimdiye kadar neden adresini bulamadtgımz belli. 8u kadınla oturuvor da ondan.. Ne bilivorsunuz? Acele sonuçlara varmadan evvel, Teğmenin onun misafirt olup olmadığını «> ruşturahm. Âşıgı olduğunu da tnkâr edecek degilsinJı ya? Ne inkâr. ne de iddia edivoruriı. Biraz daha sabredir Miss Dunham. Mrs. Sandra çevresind» soruşturnalanmı yapmama izin verin. Yâni? önce. Pretoria'daki evinde ne olup blttiğinl JSrfıiereŞim. Adresin) kola.v buiurum. Sonra ona göre hareket ecier size de sonucu büdiririm. Er'esi «abah Apeldnrn dnstu Polis MUdürür'J zivaıete jrttti. Dosvalannfl dalmıs olan yaşlı adam, g^lüğünü çıkararak hayretle: Bu hanımla tlgileniyor musunuz? diye sordu. AyaJhnızı denk alm.. Afrikander slilm»»p başladı: Benim <lsnl<"T>;ft'rn v o k. Fakat bu tehlikeli d»ni7 Kinmr. norede saklandığını bümek (çin o«7i sebeplerim var.. ?MX) <S"vT ^ Tiffony Jones TIFFANY JONES îY • r t i •1 • »•••• ••••< *••< >••••••••••••••»••••»••• TÜRK TİGARET BANKASIA.Ş. UMUM MÜDÜRLÜGÜNDEN: Bankamız teşkilâtında kerliğini yapmış çalıştırılmak üzere n imtihanla as 3/«V UBBı , ~ | Ü 20.000 Adet Plâstik Tabak imâl ettirilecektir. Malzemenin muhammen bedeli 19.250,00 TL. olup, kapalı zarfla son teklif verme tarihi 31/7/1968 çarşamba günü saat 15.00 e kadardır. Şartnameler, Taksim Gümüşsuyu Dümen sokak Gümü^palas Apt. daki Levazını Müdürlüğünden alınabilir. Lise Mezunu Memurlar Alınacakiır Taliplerin durumlaruıı gösterir belgelerie 20.7.1968 tarihine i> kadar Istanbu! Bahçekapı'da (Jıtıum Müdürlük binanuzdaki < > Personel Müdijrliiğüne müracaatlarınm gerektiği ilân olunur. y • » • • • »• » » • • •• » » •• •» • • • • • • • •» ••• • • » ••• » • »• • • • » Reklâmcılık: 2745/8234 TÜRK HAVA YOLLARI A. 0. (Basın: 21304/8249) T. C. BAYINDIRLIK BAKANLIĞI Dmy. ve Lim. İnş. Reisliği İstanbul Limanlar Makina İkmal Grup Amirliğinden 1 2490 sayılı kanuna göre kapalı zarf usulü ile 150 adet Hamal srkalîfT! yaptırılacaktır. 2 Tahmin edüen bedel 19.500. TL. olup muvakkat t e minat 1463. TL. dır. 3 Bu ije ait şartname Selimiye Harem'deld Satmalma Komisyonundan bedelaiı eUrak t«min edilacektir. 4 Ihale 26 Temnıuz 1968 ciıma günü saat 15.00 de SeHmiye Harem'deki Grup Âmirliji binasında yapılacaktır. 5 İsteklilerin ihal« günfl saat 14.00 e kadar teklif mektuplannl Selüniye Harem'deki Sataıalms Komijyonu Bafk«nlıjhn« vereceklardir. (Basıa; 21122/8240) Acilıs ve orocrara Gtinavdın <T\ Köve haberler Oiir.avdın ( f p Haberler ve hava durumu Sabah rrlzîM Arckars'da burtn Kiicük ilanlar Sabah türkülerî Gülrr GSkseVden sarkılar Ev icin Sabah konteri Arkası varın Ara haberler ve ilanlar M. Gecevatmaz'dan türküler Albümlerden (ecmeler D Balkan'dan sarkılar Cocuk bahcesl Baletc cairı 12.00 Ara haberler ve llinlar 12.05 R Senses'den türküler 1220 Kıbrıs saati 12 25 Kücük Uânlar 12.M Sarkılar 1300 Haberler Resml eazet« 13 15 Hafif müzik 13.30 Reklânı D 14 00 Ovun havaları 14 15 Cesltli müzik 14.40 G Tecer'd«m farkılar 15 00 Ara haberler ve ilânlar 15.05 Plâklar arasmda 15 30 K Ketkin'den türMiler 15 45 S. Özder.ses'den «ırkılar 16 05 Ya7 okulu 16.45 Radvo ile Frsnsızca 17 00 Ara haberler v» Uâ«lw 17 05 İncesa/ 17.30 Köv odatı 17.50 Reklâm DroeramUn 19 00 Hsberler ve hava durumu 1930 Küdik llânlar 19 35 M Türüne'den Türküler 19.50 Türk müzia 20.20 Birliktc düsüneUm 20 40 Kiicük konser 20.55 Bir varmıs b(r vokmus 21 00 24 saatin oiavlan vc ilânlar 21 10 Ttirkiiler secldi 21.30 K!2?ik Türk müzJ« 22.00 CesitM m«7.1k 2? 25 E Savin'öan tarkılar 22 45 Habeı 23.00 Her hafta bir vorumcu 23.45 Geep varısına doSru 23 =5 Ö7ttler nro»ram ve kananıs İSTANBUL tL RADYOSU 16.55 Acıhs ve orosram *1 17 00 DiskoteSimizden 1730 Kücük konser 1800 Genclere müzik Senfonik müzik Höfif müzik 1C.00 Radvo ile İnsrilizcc 18 15 Aksam konseri 19 30 Genclerle beraber ' 20.15 Frsssızc^ ıttrkılar 21.00 Soı.at saati 21 15 Hafif muzik 21.45 Gece korueri 22 00 CIJ saati 23 00 23.30 HiilJ Bıtı mürtt) Proeram ve knrttnıt 01.00 0«25 Ofi.30 07 00 07 05 07 30 07.45 0S.00 08.05 08.10 08 40 09 00 09 20 09 40 10.00 10.05 10 25 10 55 11 15 11.30 .n.so