18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT p DutOB 12 Temmuz 1968 CUMHHRİVtT kolojik »artlann elrenaeclne r a | mca içmeyeblllyordu... îst« Naeiye'nln direnmeıi bunun m c«nh raluli tfeğil miT Genel olarak afyon, jutularak, çay T I şarapla içilerek yahut da çubukla kullanıhrdı. Duman olarak ahnması, yutulmasma nazaran daha hafif etki yapıyordu.. Bünyeye göre, değişmesine rağmen, beş gram afyon bir adamı zehirlemeye kâfi idi... Afyonkeşler üç devre geçirirlerdi genel olarak. Birinci devre, uyuşturucu madde kullanan bazı şair ve yazarlarm hayal Slemi içinde »nlattıklan kamçılanma hali, balayı idi... llk günler zekâ açılır, keskinleşir, bir saadet hissi gelir, içici kendisini çok kudretli göriirdü... Sonra ikinci devre başlarrfı... Balayının arkasından rıiya haliydi bu!.. Arkadan komalı sarhoş aeiye dışanya belli •tznem*» line rağmen, tahliye olmaıı geciktikçe buzurjuzlanıyordu. Çocuğu kardeşleri v ı teyreleri geliyordu gözlerinin önüne.. Her hafta bir tanesi ilc kıca süre de olsa görüşüyor, hasretini dindirıyordu amma, ya cğlu, babasının yanınd* kalan küçük yavrusunun daima uzakta duran hayali.lü Onu nasıl bağrına bassın?,, Nasıl bir defa tTörebilsin?.. Eski kocası hiç yanaşmıyordu çocuğu hapishaney e göndermeiye Naciyenin çıkman lâzımdı, 'ancak böyle kavuşabilirdi evlâdına!Öte yandan koğuştaki arkadaşlannm herbiri kendl derdindeydi. Dürdane ila Leman içine elma doğranmış kolonyalannı yudumlayıp lom oluyorlardı yine.. Zeynep, ağzından kan boşarıarak hastahaneye kaldınlmıs; Melek ise, yalnız başına «krıx kırmak» için yolunu aramaya balamıştı!.. îzmirli Nurten ile Afro ron hafta pek mutlu çörünüyorltrdı... Ikisine de dışardan yardım gelmişti herhalde!. Bir köşeye çekiliyor sigaralarını tüttürüp zevke dalıyorlardı.. Eroin, afyon veya esrar kullandıktan ton ra içilen sigara ile yenilen tathya «cilâlık» denir.. Onlar da bunu yapıyorlardı™ M YILMAZ ÇETİNER EROİN KURBANI KADINLAR... ta eroin veya afyon yerlestirerek hapishaneye kaçıranları çok duymuştu.. Bundan daha tehlikeli taşıma usulleri de vardı.. Manitaeı Râsim. kaç defa barsak zarı içinde eroin, esrar yutmuş ve öyle girmiş ti kodese!. Sonra helâda günlerca çıkmasmı beklemişlerdi.. Balonla yutanlar da vardı.. Yine manitacının cesur numaralarmdan biri şöy leydi.. eroini veya afyonu ince bir zara sarıp ucuna iplik bağlıyor; sonra onu midesine sarkıtırken 5bür ucunu da dişi ile tutuyordu.. Kaç kişi ölmüştü bu yüzden.. zar patlayınca kana karışan afyon bir kaç saat içinde kıvrana kıvrana ze hirlerdi zavallüarı.. Acı Fonucu bil melerine raemen, bazı hastalar yine de numaradan vazgeçmezlerdi! Nurlen'in afyonu patladı. acishanede acısı epey çüren olay Naciye'nin tahliyesinden bir ay kadar önce oldu.. Afro ile Nurten. kendilerini pek mesut sandıkla rı sırada beraberce Vomaya girdi ler.. Yine bir gün öğleden sonra fanila ve çoraplarla emdikleri afyon dan başka. ellerine geçen iki üç ta ne de hapı yutunca zaten bir hayll zayıflayan vücutleri zehire karşı di renemedi... ve sancı içinde kıvran maya başladı iki kadın.. Afro daha dayanıklıymış.. midesi yıkanınca kendine geldi.. Fakat Nurteni ne hapishanenin revirinde, ne de hastahanede kurtarmak mümkün olmadi... Kanına karışmıstı afyon... Akşam üzeri haber kulaktan kulağa yayıldı.. Sııltanahmetten Tophaneye kadar duymayan kalmadı.. Izmirli Nurtenin afvonu oatlamış.. ölmüş!.. Afyonu patiamış!.. Ve böylece bir kurban daha göç tü gitti dünyadan.» Yün çoraptan Afyon emiyordu anlayamadım!.. Şu piı çorabı emerek mi? Hasta ülacak?.. Afro bilgiç tavrile basını talladı... Iki yana dikkatl e baktıktan sonra fısıldar gibi konuştu: Kimse dnymssın Naciyekimse dnymasın takın.. ama sen de Melek Hanıma «beyaı» temin ettifin için söyleyebilirinv. Evet e pis çorabı emerek, Syle çoraplan, fanilaları emerek afyon içiyoınz biı âaska çfiremiz yok ki! Ee nasıl geliyor hapishaneye bu... farkına varmıyorlar ını . Nasıl varacaklar?. Varsalar da bir yflzlüğe bakar!.. Afyon kaynatılan anya iyiee batırıp çıkarınca, çoraplar vey» di|er yünltt kumaslar onu çekiyor.. Bir süre sonra oldugu gibi kuruyunca afyon kalıyor üzerinde.. Çorapla. fanilayı hapishaneye sokmaktan kolay ne var!.. Temizlik imandan geiir kızım!.. Hergün hamamda yıkanalım.. bol bol çamaşır değiştirelim!.. tahne; sonra el dokuması çarnya lakız gibi beyaz bir madde şaf hafifçe aralandı .. boncuk sızar... Hava ile temaı ediace ko boncuk terli yüzü ile sınlsıklam yulaşır kahverengine döner. olmuş saçları göründü Nurtenin.. Bunlar kozaların üzerindea öSağ kolu ranzanın kenarından zel bıçaklarla kazınarak toplaaşağı sarktı... ve başka dür.yaya lr n . yoğrulur.. Toprak veya soyolculuk eder gibi, mesut bır gülümseme belirdi dudaklannda.. mun şeklin e sokuluj,. Işte ham Afro keyiflendi bu manzaraafyon denilen uyuşturucu maddan... Naciye'ye gayet samimi denin özü budur!.. bir teklifte bulundu... Hekimlik yolu ile insanlara Bak dedi. Aylardır tahliye büyük faydalar sağiamakla beedilmeni bekliyorsun.. Karar araber, dünyanın haşındakı çok lamadılar bir türlü.. Kodese gir önemli belâlardan biri olan »fdin mi nnutDİursun yavrnm!... yonun tarladan toplanması da Gözden nzak olan, göniilden de ayrı bir iştir... Hashaş kozaları ırak olarronş... Eski şarkıdır ba ya akşam serinliğinde, ya da sa ama dofrndnr!.. Istersen bir par bah güne; doğmadan çizilir. çacık da sen em... çoraptan if«Algı» bıçaklarıyla kellelerrenirsin belki.» benim ŞD yesil den sıynlan usareleri, ameleler blnz var ya.. i;te o da afyonluönlerinde asılı duran sakıza adur!.. Em... em de efkârın da^ıltarlar. Bir amele i»ünde bir küo nn... eroin değil ki Da.. alışma afyon toplayabilir Hncak.. Sak korknsn yok!!.. sıda biriken afyon e l i e ycğruNaciye, gülümsedi... basını iki lur, arzu edilen şekil verılerek yana salladı ve inatçı bir tavırhaşhaş yapraklarına sarılır.. la: Hashaşın kendine mahsus ğır Biliyorum, dive cevap verve bunaltıcı bir koktısu vardır. di.. Her seyi, hepsini biliyorum.. Bu koku kozalar çızıldikten son ama perhizi bozmaya hiç niyetli ra daha çoğalır.. Tahamrnülü değilim... Siz kendi dünyanızı güç bir hal alır.. Tarlada çahyaşayın.. ben memnunnm hayasan amelelerin alışık olmayantımdan!.. ları baş dönmesi, mığde bulantısı. sersemlik hissederler!.. HI Çorabı emerek afyon içiyor!... Kendi derdinin ba;ından ajkın olmasına rağmen, bir gün, yanlannda otururken Naciye, hiç de istemiyerek kadınların nasıl yeniden hayata kavuştuklarını öğrendi!.. Çok fecl bir manzaraydı gördüğü!.. Ama onlar zevk içinde, yaşama mücadelesi yapıyorlardı... Nurten ranzaya uzanmıştı öğleden sonra.. Afro ile Naciye de kenarda bağdaş kurmuşlardı.. Genç kadın ince bir çarsafı baaından çekmiş uyumak istıyordu güya! Bir aralık eli yatağın altına uzandı vavaşça.. kim«e farketmiyor unıyor, belki de umursamıyordu... oeyaz bir yün çorap çekti oradan.. ve çarşafın içini şüpheli bir sessizlik burüdü.. Az sonra Naciye çorabın ayak kısmında değil yukanda, Nurtenin başının vanında durduğunu farketti!.. Bir kıpırdama vardı.. iniltiyle kurışık, ağız sapırtısı... iştihah bir çocuğun snasmm göğsünden lüt emme«i gibi bir ses geliyordu çarşafın altından!.. Meraklandı Naciye gözlerini, dikti oraya.. Afro gülmeye başladı onun saşkın halini görünce: Bozma keyfini kııın dedt... Kaç gündür harman olmastnk!.. Allab razı olsnn bizimkisi göndermiş biraı mal... yolomuzn hnlduk!.. Zavallıcık dayanamadı bngün ikinci defa alıyor.~ Naciye hayret içinde; Şey dedi.. yani nasıl ahyor.. luk gelir ve artık kurtulu? ümidi kaybolurdu... Dış dünya ile ilişkisi kesilmiş; gürültülü, hezeyanlı, karışık bir iç âlemi!.. Balonla yutulan esrar ve afyon aciye hapishaneye çeşitli yollardan her türlü uyuşturucu raaddenin sokulduğunu biliyor du ama, afyon suvu ile çorabın, fa nilanın kaynatılarak sonra bundan istifade edileceği aklına gel memişti.. Kulağın içine, arkasına ve maka N! I Yarın: Bir Rus Prensesi kokainle çıldırmıştı... BULMACA I S T A N B Ü L 0625 Acıhs ve Droeram 06 30 Kuranı Kerlm acıklaman 06.5^ Sar. eserleri 07.00 Kove haberler 07.05 Günavdın 07.30 Haberler v e hava durumu 07 45 İstanbuTdn bucün 07.50 İlânlar ve hafif müzlk 08.00 Hsfif batı m ü z i « 08.15 Eeraber v e aolo tarkıUr 0845 MLzetler 09.00 C Çiçek'ten türküler 09.15 Ev icin 0S.35 Keman »oloİMl 09.50 Saz eserleri 10.00 Ara haberler 10.05 Muzikalierden 10.20 M. Bırtan'cıan farkılar lO.'JO Arkası v a r ı n 11.00 Sabah konserl 1145 A. Karacan'dan tarkılar 12.00 Ara haberler v » Uânlar 12.15 § . G ü l t e k i n d e n türküler 12.25 Kücük orkestra 12.40 N . Sipahi'den $arkılar 13.00 Heberler: Resm! Gazete 12.40 M. Kovancı dan şarkılar 13 30 Keklftm Drocramlan 14.00 Dans orkestralarımızduı 14.15 S Dizer'der. şarkılar 14.20 K Cüleşoğlu orkestran 14.45 Âsık D a i m i d e n deyijler 15.00 Ara haberler 15.05 Cocuk b&hcesl 15.20 Yaz okulu 16.00 Radvo ile Fransızea 16.15 Ütılü solistler 17.00 Ar haberler 17.05 Kadmlar fasll 17.30 Kbv cdası li.M Rcklâm Droeramlan 13.(tO Haberler ve hava durumu 19.30 Kücük ilânlar 19 35 P Kövenc ten şarkılar 19.50 DinAhlâk sohbetl 20CO Tiirk rrüziSinden Memelar 20.40 Sonat saatl 21.03 24 saatir. o l a v l a n v lllnlar 21.10 S. Doruk'dan sarkılar 21.30 Konser saatl 22."0 Rpklâm procramlan 22 İ5 Habtrler 23.P.0 Çaz m ü z l « 23.55 Özetler: • Droıram: k i D t n ı ı 16.55 17.00 17 20 18 00 18.33 19 00 19 15 19.30 20 15 21.00 2ı no 21.45 22.00 23 00 23.30 01.00 İSTANBUL tL KADYOSU Acılıs ve Droeram Dlskoteiimizden Kücük kcnser Genclere müzlk Senfonik müzlk Hafif müzik Radvo ile İnsilizce (20. dersl^ Aksam konserl Genclerie bearber Oda müziSi Licdler ve ozanlar Hafif müzik Gece konserl Caz mıiziSİ Hsfif Batı müzljl Froıram ve kacarut Tarladan piyasaya kadar afyon A fyonun milletlerarası Ismi «Opium» dur. Hashaş denilen v e yurdumuzda çok kalitelisi yetisen bu bitkinin henüz tam olgunlavna*nış meyvelerinden elde edilir afyon.. Bitkinin çiçekleri döküldükten son ra; kelle, koza veya kobalak denilen meyveler henüz yeşilken ortasından çepçevre çizilir.. böy lece kabuğundaki süt veya usare damarlan kesildiginden dı?a Kodese girdin mi unutulursun! • III Afyon kullananların balayı... M aciye çarşafın aUında inleyip duran Nurten'e acıyan gözlerle bakıyordu.. Hâlâ hı zını alaraamıs, doyamamıştı kadın... îştiha ile çorabı emiyordu.. ~Dakikalarca devam etti bu u I yuşturucu maddeleri kullananlar daima böyle olur, fırsat buldukları anda baskalarını aynı tutkuya alıştırmak isterlerdi... Eroin, morfin, kokain, esrar, afyon bu hepsinde böyleydi... Ama, iradesi kuvvetli olan 1 23 4567 8 9 1 I 1 1 2 3 4 5 6 = MT 8 9 u • İBMV <••*• J4f •H alıs veriş yaptığımız esnaftan. 6 Küçük ve miniminı, 11lerimizden biri. 7 Dış giyim eşya1 Dernlr para dolaplannı tamızdan, eskiden yazı kurutmals np hırsızlık yapmayı huy ediniçin kullanı 1 23456789 lırdı. 8 Esas miş kişi böyle tarif edilir (iki mesele ve sisöz). 2 «Ses çıkanşı fena» mâkâyet konusu nasına iki söz Ckuslar hakkında). (karma söz. 9 3 «Kuzey» ln eski karşılığı, Herhan^ bir 1 çevrilince kendisl kumaz, oglu şi yapmak için ise büsbütün kumaz olan meydagüçlü (Divan ena çıkar. 4 «Hastalıksız ve debiyatı terlmikrobsuz mahsul» karşılığı iki ounku Duim«c»niD mı). ışık ve par söz. S Bir sayı, mahallemizde h.ll. l ( " | f t 1 »« <ekU laklık. man. YTJKARIDAN AŞAGIYA: Dişl Bond MODESTY BLAISE SOLDAN SAĞA: 1 Kaybolan jir şeyi ararkea böyle yerler lyic» lrcelenıneden onu bulmak güç olur (İM söz). 2 «Istikbali kötü» anlamına 1 W •öz. 3 Mezopotamya'da llk çag larda egemenlik sürmüs üd Tilrlc devleti (ikisinin ismi yanyana). 4 Bir engelin Ustünden atlayıp geçen, bir hayvan. 5 Kan emme tabiatlı bir hayvan, Asyada bir çöl. 6 Eski bir savas silihı, Tann (eski terim). 7 Ne clhete gideceğini sual eden (iki söz). 8 Bir komşu ulkenln baskenti halkından. 9 Tersi Ortaçag başmda Asyadan Avrupaya göçen Türk topluluklanndan bir grupun adıdır, kaynamış sudan çıkan du T • • "T • T • • T l 2 t [T"M T 3 1 1 • 6 + X X 11 =1 •• • +1 z X 2 \ r| IX •MMB •ı •3 3 DÜNKÜ BULMACANIN HALLÜDİLMİŞ 5EKLİ NASIL HALLEDİLECEK Tnkandak) nkanılı bulraacada M dece 4 tane anantar (ipucn) ve S Une sonuç vardu. Buş kalan 12 karenin içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve toplama, çarpma, çıkartraa, bolme işaretlerine oikkat ederek soldin sağa ve yukarıdan asağıya bulıparada gösterilen sonuçları bulunuy.. Bütu. vaktinizi alır ama, boj vaktinizi hoşr.» peçirmiş olursuuuı. » ^ M i ^ a ^ a a a a a m , y«i>«»....»faitimmttfn >#;; ,,n ^ ' >«^ ^ ^ ITRm: Garth \ESK>' CXUWU PRETORIA ATUSI,, 54 Ben bu kadar kesin konuşamıyacağun... Ben konusuyorum işte.. Bu maceracı kadın ni» îanlımı çaldı... Oh.. Evet.. Patricia sustu. Hali kaîmamıştı. Gözleri halının çizgilerine takıh kaldı. Apeldorn söyleyecek söz bulamıyordu. İçinden Miss Dunham'a hak veriyordu. Niçanlısını seven, ona inanan bir genç kızın birden al datıldığını öğrenmesi hoş bir şey değildi. Patricia eski güzel hâtıralarını saklamak ister gibi gözlerini ka pamıştı. Mackenzie'lerin büyük salonunda. âvizelerin, ışığı altuıda James ile valsediyor.. Onun ateşli bakışlarını yeniden hissediyordu.. Dudaklarında ilk defa öpüştükleri ânrn tadmı duyuyordu. «Hayatım.. sizi bütün ömriimce seveceğim» demişti. Geceleri, birbirlerine sokularak Hyde Park veya Kensington'da gezdikleri zaman gelecek için beraberce yaptıkları plân lar.. Tiyatroda Ibsen'in «Bebekler Evi»ni seyrettiklert akşam.. Tayms nehri kıyılarmdaki gezintileri... Yeşil suların yanında ona sarıldığı anlar.. Artık Patricia bu zevkleri bir daha tadamıyacaktı Uzun bir sessizlikten sonra gözünde bu resimle ri silmek ister gibi bir hareket yaptı. İçini çekti. Nasıl davranması gerekiyordu? Apeldorn'un fikri ne idi? Birden bütün kuvvetini topladı. Babasının hiçbir zaman mücadeleden ürkmediğini hatırladı. Onun kızı değil mi idi? Aynı ıeyi o da yapacakü. Kendinden emin bir sesle: Böyle bir durumda iki yol var. dedi. Ya yenildiğini kabul edip, boynu bükük Ingiltere'ye dönmek, veya çarpışmaya hazırlanmak. Beni biraz daha iyi ta. nısanız, çabucak yenilmeyi kabul edenlerden olmadı ğrmı bilirdiniz. Sonuna kadar çarpışacağım. Nişanlım beni se\Tnediğini, başkasına aşık olduğunu aöyler, verdiği sözü unuttuğunu kabul ederse, kısmetime küser, onu kendi haline bırakırım. Fakat mücadele ctmeden bu işi bırakmıyacağım. Ne demek istiyorsunuz? Aldığımız bilgiye göre, Pretorla'ya gitmiş. Jacobus Halvan ile, Mrs. Sandra ile değil.. Orada buluşaeaklarından nasıl şüphe edilir? Ne olursa olsun, bilmek istiyorum. Ben de oraya gi deceğim. Bu son kelimeleri işidince Apeldorn hayretinl gizliyemedi: Pretoria'ya, düşmanlarınızm ortasına mı gide ceksiniz? Tereddütsüz. Peki ama Miss Dunham, tngiliz tab'ası olarak. orada enterne edileceğinizi bilmiyor musunuz? Basını lcaldırdı: MAURICE DEKOBRA Anııc Mariel Bu «MI ONK CoorrlBht Atanaındao «atın •lınmiftu. AN K AR A 06 25 W.30 06.S0 07.no 07.05 0^.30 07.45 80 00 OS 05 08.10 08.40 09.00 09.20 09.40 10 00 10.05 10 2S 10.55 11.15 11.30 12.00 12.05 12.20 12P.5 1230 13.00 13.15 13.30 14.00 14.15 14.40 15.00 15.05 15.30 15.45 18.05 16.45 17 00 17.05 17.30 17.50 13.00 1930 19.35 19 50 20 15 20.35 20 5S 71 00 21.10 21.25 21.45 22 05 M.45 23.00 2S.4S 23 M Acılıs v e Droıram Kur'anı Kerim Saz eserleri Köve haberler Günavdın Haberler v e hava durumu Sahab MüziH Ankara'da bucün Kücük iJaıüar Her telden Türküler Cocuk ve eellslm Sabah konserl Arkası varın Ara haberler v e IlSnlar Türküler eecldl Albümlerdpn secmeler N. Demirdöîen'den sarkılar Cocuk bahcesi Kon?er saati Ara Haberler v e lHnlar T. Karabuluftan türküler Kıbrıs ssati Kücük ilânlar Beraber ve »olo aarkılar Resmi Gazete Hafi* müzik Reklâm Dro«ramları Y. Avhan'dan türküler Cesitl! müzik M. Güyer'den iarkılar Ara haberler v e İlânlar Plâklar arssmda Ovun h a v a l a n Z. Taçkent'ten şarkılar Yaz oJrulu Radvo İle Fransızca Ara haberler ve Uânlaı Yurttan sesler Köv odasi Reklâm Droeraml»rı Haherler v e hava durumu Kücük İlânlar N. EroVdan rilrkOler Rafif Batı müziH Türk fnlklörü Y Kln'ten sarkılar Bir varmıs: bir vokınus 24 saatin o l a v l a n T özkan'dan türküler B Sıtkı Sezîin'den sarkılar Cesltli mürfk TBffM »aerl Haberler Haftanm b*«teeM Geee T a r ı ı m t dofcu ftır»tler. rrojrrnm r e kspanı» Tiffany Jonos TIFFANY JONES Tehlikeyi göze alıyorum, dedi. Apeldorn durdu. biraz düşündü. Reisin kızuıın tehlikeden korkar hali yoktu. Sonunda: Miss Dunham, cesaretinize hayramm, dedi. Oh.. Fakat babanıza karşı sorumlu olduğumdan, Pretoria'ya yalnız gitmenize imkân görmüyonım. Ben Afrikander olduğumdan, Transvaal'de seyahat edebilirim. Ayrıca Başkent'in polis şefi ile dostluğum da var. Eğer sizinle gelirsem. bir jjkıma bir garanti teşkil ederim, oradaki resmi makamlar da bu işe belki gözlerini yumarlar.. Patricia'nın yüzünde heyecan belirmişti.. Oh.. dünyanın en iyi adamısımz.. Yardımtmza ve ilginize çok teşekkür ederim. Durban'dan en kısa zamanda ayrılmağa hazır olun. Geleceğin bize neler hazırladığını hiç bilmiyorum. Belki nişanlınız Kenya'ya veya Afrika'nın başka bir bölgesine gitmiştir.. Ne olursa olsun, Transvaal yolculuğu sizi hayal kırıklığına da uğratacak olsa, sonuna kadar sizinle beraberim. XV EN'DtŞELİ YOLCULUK Savaşlarda insanlar bazan beklenmedik hallere düserler. James'in girmek zorunda kaldığı kişilik skhndan geçmiyecek bir haldi. Sandhurst'te öğrenci asteğmen iken. günün birinde casusluk yapa cağını söyleseler her halde inanmazdı. Aldığı emir •üzerine düşman topraklarına gecmek, onu, artık hain bir subay olarak tanıyan arkadaşlarına yardım etmek çabası ile, zekâsını ve anlayışını kullanarak faydalı bilgiler edinmeğe çalışacağını hatırına bile getiremezdi. Görevinin ilk kısmını bitirmişti. Boerler'in istihbaratuıa yanlış haberleri verebilmişti. Westland, onun anlattıklarını dinlemiş, notlar almıştı. Şimdi Boer Genel Kurmayının plânları hak kında bilgi toplaması ve bunlan yerine ulaştırmanm çaresini bulması gerekiyordu. Binbaşı Von Karlsburg ile tanışıp, ahbap olma *uıa tesadüf yardım etmişti. tngilizlerden nefret eden bir Alman ailesinin çocusu gibi kendini ona tanıtması, Scroeder adı. eski subaya. James'i sevim li göstermişti. Ayrıca, NVestland'm istihbaratında ça lışması da şüpheleri üzerinden kaldırmıştı. Binbaşı rahatlıkla onunla konuşabiliyordu. Transvaal otelinde bir akşam beraberce bira içerlerken James, tngiltere'nin politikasını uzun uzun eleştirerek havayı hazırladı. Kendi görüşlerini paylaşan bir in=anla olmanın rahatlığı içinde, binbajj daha açık konuşmaya başladı. (Arkası var) •>•>•>•••>•••••••••••>•>•••••••••••••••••••<; Orta Dotju Teknik Universitesi Rektörlüğünden Üniversitemiz Fen ve Edebiyat Fakültesi Anfiler bloku fuayyesine yaptınlacak bir plâstik Türk sanatçüan arMlnda yanşmaya çıkarümışttr. Bu işe ait sartlaşma ve ekleri O.D.T.U. Satınalma Müdtlrlüğünden 25, TL. karsıhğında alınabilir. Yançmanıri SUTMI 15 £3üm 1968 MUI gunü saat 17.00 d* aona erecektir. îlgilll«r« duyurah». (Baan: A. »2721215/8087) ŞAYET GENİŞ BÎR MUHİTE SAHİPSENİZ VEYA MUrÖT YAPMA \ , KABtLİYETİNÎZ VARSA, İNSANLARLA İYÎ MÜNASEBETLER KURABİLİYOR. RAHAT VE DÜZGÜN KONUŞABÎLİYORSANIZ, CESUR VE HAREKETLÎ HAYAITAN HOŞLANIYORSANIZ TAM HAYAT SİGORTA A. Ş. StZE YÜKSEK KAZANÇLI İŞ İMKÂNI SAĞLAMAKTAD1R. Fotoğraflı hal tercümenizi «TAM HAYAT SİGORTA A. Ş. Adlı HAN Haıblye» adreaine göndermenizi rica ederiz. Yani 3942
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle