20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
gAHtFE 19 Haziran 1968 CUMHURÎYET yaşlılar kovgosı Doç. Dr. Mehmet YAZ1CI •»'Vniverslte, Akademi ve Yüksek Oknl Bğren^ cilerl «Boykot» yapıyor, fiğretim yaptığı kurumlan «tşgal» edijor. Kiml buna yanm ağızls «Isyan» diyor. Kimi de «Fiilî Durum» diyor. Gençliğin davranışı kamu oyuna türlü türlü adlarla yansıtılıyor. Oysa, bu davranışın tek adı vardır, o da «DIRENME» dir. Tüm gençlik adına yüksek öğrenim gençliği direnme hakkıru kullanıyor, direniyor. Bu yazıda, gençliğin direniş nedenlerine ve gençliğin sorunlannın çöziun yollarma değinece» ğiz. birçok Başladığı günden beri, direnişinöğrenci nedeni ortaya sürülmektedir. sorunlanna çeşitli görüş açılanndan çözüm aranverimli çağı ise, 30 ile 42 yaş yillan olarak hesap edilir. Bu verimliliğin büyüklüğü her insan ve her İnsamn yaşadığı zamana, yere, bulunduğu ortama ve karşılaştığı fırsatlar» göre, değişik olur. Söz konnsa verimlilik açısından insan ömrünün ilk yarısı ikinci yarısuun bakışımıdır. Ancak, bu verimlilik insan ömrünün Uk yarısı snnuna kadar gittikçe yavaş yavaş artan, ilk yansmdan sonra gittikçe çabuk çabuk azalan bir eğilimdedir. Biiyük sanat adamlan eserlerini yukarda bellrtilen yaşlarda vermişlerdir. Büyiik bilim adamlan buluşlanm, kuram ya da teorilerini bu yaşlarda yapmışlardır. Büyük komutanlar, başarılarını bu yaşlarda* göstermişlerdir. Büyük politikacılann çetin savaş ve uğraşmalan bu yaşlarda olmuştur. Toplumları bu yaşlarda etkilemişlerdir. İş adamlaruıın, yöneticilerin başanlan bu yaslardadır. Ba bir doğa yasasıdır ve gerçektir. Güçlü organizasyonlarda başkanlık ve köşebaşı makamlan, bilinçü ya da bilinçsiı olarck hep bu yaşlardaki adamlarla dolu olmuştur. Ancak, duraklama ve çöküntü evrelerinde bu yerleri yaşlan 55'in üstündeki adamlar almıştır. >••• )••* )••• :::• 6ENÇLERIE Atatürk'ün vasiyeti «Atatürk'ün Vasiyeti» çok »nemll blr kittbm adıdn. Mazhar Ler«ntoğlu kiUbm blr yerinde sunlan yanyor ! •Bir Atatürk var. Ölümsü» Atatürk. • S Bir de ölümlü o l m biri Tmrdı. Mustafm Kamal admda hiri^; S Alta» laçlan olan blri... S Prof. George Mailıe ile lıir göriişıne "AKILLI, YE1ERLİ VE İNSANÎ BİR EGiT/M SiSlEMi İÇİN TEKLiFLERiM ıı yetle eğilmek zorunlulugu da vardır. Gençlerin çogunluğu, baştan savma verilen sözlerln tutulmıyacağını bilmekte ve sonuç olarak otoritelere karsı güvenleri giderek azalmaktadır. Probleml ttç bSlümde lnccllyebiliriz: Yapı, yöntemler ve Hjller. Pransıs Universitelerinin y m pısının modası geçmiştir. Eu örgütler, esneklikten yoksun olup, tüm ogrencilerin eşit zihni yeteneK lerle doğdugu, eşit çalışma istemine sahip olduğu ve bütün öğretim üyelerinin de ögretme yeteneklurinin aynı olduğu, varsayımına dayanmaktadır. Ben, bu varsayımı pseudo demokratik (sahte demokratlk) olarak niteliyorum. Direnişin nedenleri maktadır. Direniş bir olaydır. Her olayın birçok nedeni görünürse de, tek nedeni vardır. Görünüşteki nedenlerin birbirine bağüüğı araştırılarak bu tek neden ortaya çıkartılır. Sonınlan çözebilmok Için görünüştekilerden değil, bunlann bağlandığı tek nedenden hareket etmek gerekir. Yoksa, sornnlar bökünden çözülemez, yalnız geçiştirüir. Direnişin görünşüteki nedenleri, öğrenci istekleri ile az çok su yüziine çıktı. öğrenciler, kendileri dışındaki öğretim öğelerinin, amaca, istege ve çağın akışına uygun olmadığını tanıt ve fca> nıtlarıyla ortaya koydular. Bu öğeler, yöneticiler, öfretim üyeleri, öğretim program ve araçlandır. Öğrencilerle birlikte bu öğeler bir bfitündür. Bir sistem içlnde birbirine bağlıdırlar, ya da bağlı olmahdırlar. Bu tümün ya da sistemin sağlamlığı, teker teker öğelerinin sağlamlıfına ve birbirleriyle nyumluluğuna bağhdır. öğrenciler, öğretim program ve araçlanrun amaca, çağın akışına uygun ve iyi olmasını istiyor. öğrenciler, öğretim üyelerinin iyi nitelitrte olmasını, kendilerine çok vakit ayınnalanm istlyor. Yöneticilerin kendileriyle daha çok ilgilenme«inl, isttyor. öğrenciler, aynca beslenme ve bannma sonınlan ile ilgilenilmesini istiyor. öğretim program ve araçlan şimdiye kadaı ryi olupta, birkaç gün önce kötü olmadı. Bu sorunlar yenJ değildir. Eskiden beri süregelmektedir. Dün olduğu gibi, bugün de çözümii istenmektedir. Yöneticiler ve söz sahibi öğretim üyeleri, öğretim program ve araçlanmn iyi olmadığına, çağın akışına uymadığına inansaydı, direnmeyi beklemeden düzeltirlerdi. Aynı şeyler öğretimin öteki öğeleri için de söylenebilir. Bütfin bu soranlar yöneticilerle söz sahibi öğretim üyelerinin ortaklaşa çalışmalan ile kolayca çözülebilir. Nitekim, Türkiye'de bu sonınlan asmen çözırtüş, Hacettepe Üniversitesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi gibi, yüksek öğretim kurumlan vardır. öğrenciler, bütiin bu sorunlann çözümlenmesini istivor. Bu isteklerini kabul ettirebilmek için de direniyor. ğrencl istekleri öğretim kunımlannm y3netimlerince bir sonuca bağlanabilir. Yfinetiml temsil eden yönrticiler, bunlan sorun olarak kabul edip, çözümüııe inanırlarsa, bir çıkar yol bnlabilirler. Bn yapılamıyorsa, öğretim kurumlan iyi yönetflemiyor demektir. Törk finrversiteleri, çoğu batı ülkeleri flrfrep«iteleriniB bugün dahi özlemini çektiği Czerkllğe yedl yıl önce kavuşmuşlardır. Akademi ve yüksek okul yönetiml ise, öğrenci isteklerini yerine getirebilecek kadar yetkilidir. Üniversite ve Akademi'lerde, yoneticlleri, sö* v« oy gahibi öğretim üyeleri seçerler. öğrenci soronlan, öğretim üyeleri kunıllarında çözülür. Ba kurullarda sözünü dinlelenlerle yöneticiler, genellikle yaslı öğretim üyeleridir. Öğrenci sorunlan na çözüm bulamadıklanna göre, direniş yaşlı yö , neticilerle yaşlı öğretim üyelerine karşıdır. Bu olağandır. Çünkü, yüksek öğrenin.. yenl katılan öğrenci ile yöneticiler ve kıırtıllarda süz sahibi öğretim üyeleri arasında çoçunlukla vaklasık olarak yanm asır yaş farkı vardır. Genç kusakla kendisinden yanm asır yaşlı olanlann biırbirini anlaması güçtür. İşte gerginliğin nedeni budur. Bu kavga nedeni, yalnız öğretim kurunvannda değil, geri kalmıs ülkelerin, özellikle TürJdye'nin her kurumunda vardır. Ancak, öğretim kurumlarında su yüzüne çıkabiliyor. "•v oğa yasaiarına göre, Insanlar her yaşta ' ' aynı ölçüde verimli olamaz. tnsanın vcrlmli yaş yılları ortalama olarak kabul edilen ömrünün üçte birinin ortada kalan dilimidir. En verimli çağı ise, kabul edilen ömrünün yarısının altıda bir eksiği ve o ölçürte artığıdır. Bııgün, insan ömrünün ortalama 72 yıl olduğu kabul ediUrse, insamn verimli çağı 24 ile 48 yaş yülan, en f \ • ••I •*•< Birbirinden kopıık iki ayrı kuşak tilmesinl istedikleri yönetici öğretim üyeleri lse, geneUikle 55in üstündeki kişilerdir. Bu iH kuşak arasında yanm asra yakın fark vardır. Birbirinden kopuk bu iki kuşağın. verimlilikleri ters yöndedir, görüşleri baska başkadır. Yaşlılar belledikleri yoldan kolay kolay dön» mez, atıl^an olamazlar. Yaşlılar tutucudur, derrtmci olamazlar. Yetki kendilerinde olduğu içtn, her ileriye gidişe karşı d,urup, yine istediklerini, inandıklannı yaparlar. Varolan bozuk düzeni korurlar ve bunu başan sayarlar. Gençlere onlann istediklerini kabul ettiklerini söyleTler. fakat yine kendi bildiklerini yaparlar. Ba yaşlıhğm kura* lıdır, değişmez. Gençlerle yaşlılar arasındaki kavga süreklidir. Bunlar arasındaki anlaşma sevgi, saygı ve korkuya dayanır, baska bir deyişle duygusaldır, ussal değildir ve uzun da sürse, geçicidir. Kavgamn nedeni birdir. Gençier birçok istekleri yerine, yalnız bu neden üzerinde dururlarsa, sorunlannı sürekli olarak çözmüş olurlar. tstedikleri «Reform» ya da devrimi yaparak suyu baştan kesmiş olurlar. Ancak, bu istek kavgamn karşı tarafı olan yönetici ve yönetimde söz sahibi öğretim üyelerine değil, ülkcnin yasama organlarma vöneltilmelidir. Böylece, öğrenci sorunlannın kökünden çözümii yasama organlarından beklenmelidir. enel olarak yüksek öğrenim sençleri G24 yaşlan arasındadır. Eksikliklerin 18 H« düzel ::: • ••u :::: ••*• •••* •)••• •••• •••• •••• •••• • • • « •••• • >>• •ttt* •••« •••• •••• «••a •«•• •••* •«•• •••• • ••• •••• •••• •••• •«•• •••• •••» • ••• •«•• •••• •••• :::: •• •« 1958 yılında atom ışmlan ile yaralanan Yugoslav bilim adamlannı tüm dünyayı şaşırtan bir biçimde iyileştirmesinden sonra, Proîcsör George Mathe'nin iinü Fransa sınırlanrun dışma taşmıştır. Hematologi (Kan hastalıklan) ve kanser konulanndaki araştırmalan ile tanmnuş olan Profesör Cieorge Mathe, hâlen Villejuii Kanser Enstitüsü yönetmeni olup, aynı zamanda Üniversitede de öğretim üyesidir. Aşagıda, «Le Fiçaro Litteraire» mecmuasınuı bir sözcüsünün, Profesörle, Fransa'daki son öğrenci ayaklanmaları vceeitim dâvası konusunda yapmış olduğu görüsmenin çevirisini bulacaksnuz. Saym Profesör, öğrenci hare> ketini destekliyor musunaz? Ayaklanmanın kendisi haklonda şimdililc kesin bir sey söyllyemiyeceğim. Kazmna göre, harekettn an! yayüışında etklli olan siyasl nitelikteM dürttlcü güçler, ancalc gelecekte yapılacak olan aynntılı bir inceleme sonunda ortaya çıkanlabilirler. Bugün yalnız, tüm ebeveyn ve öğretmenlerin destekledikleri ogrencilerin dilek ve ele*tirileri Ustüne eğilmek istiyorum. De Ganlle taraftan olduğunnsn hiç bir vakit saklamayıp, her fırsatta belirttiğinize göre, öğrenci dileklerini desteklemenlzin bir demagoji Smeği olarak yonımlanacağından kaygnlanımıyor muronı? • K»tım« före, bugünkü durum da yeterlilik karrm. dem&gojt kaygısından daha önemlidir. Üst^lik son olaylardan anlaşıldıgı gibi bir çok ögrend, Gfaulle'izmi degll, fakat öğretim Uyelerini suçlamaktadır. Şu noktsyı abul etmek gereldr U. ötrencilerin hareketl bir dereceye kadar bir cesaret gösterisi olarak belirdi ve tüm yigit gösteriler gibi, bu hareketin de muayyen sonuçlara ulaşması gerekir. Gerek Fransada ve gerekse dtlnyanm çoğu Ulkelerinde eğitim sist*»minin, modası geçmlş, bozuk ve burjuvalaşmış olduğuna içtenlik'.e lnanıyorum. Bu sistemin köklU bir reforma gereksinmesl vardır. Oysa, bu yapıdaki temel bozukluklan yeterince bilmeyip, hayat ve tnsanlann gerçek yüzlerini henüz tanımıyan genç öğrenciler, kendilerine daha tecrübeliler tarafmdan yardım edilmedigi takdirde, eylemlerinde, cömert fakat gerçekçl temellerden yoksun ütopik fikirlı»ra varmak ve sonunda kuşaklannın intihannı hazırlamak tehlikesl ile karşı karşıyadırlar. öğrenci dileklerinin karfdmamasma imkân var mıdır? Evet. tmk&n olduğu gibi, bu dlleklerin üstüne, öğrencüerde güven uyandıracak biçimde, ciddi •*•• •••• •••• Kime karşı direniyor ? Sonııç Pmi ürkiye'dpki öçrenci hareketlerinin tek ne* deni vardır. Bu neden, öğrenci ile çoğu yönetici ve söz sahibi öğretim fiyelerinin birbirinden kopuk iki avrı kuşak olmasıdır. Bu sorun, söz konusu kopukluğun ortadan kalkması ile çftzülebilir. Tüm öğrenci sorunlannı, bu elverişll ortamda, ancak yasama organlan çözebilir. Şöyleki: (T) Öğrencller, yüksek ögrenlm Jrurumlanmn yönetimlne ksülraa]:(ltr ve orada söz ve 07 sahl(f) Akademik kariyer yılla nmrlanmamalıdrr. Baska bir deyişle, asistanlık, doktora ve doçentllkteki gereksiz bekleme süreleri kaldınlmalıdır. (1) öğretim üye ve yardımcılan yanl asistan, Bgretim görevlisl, doçent ve profesörlerin hepsl öğretim kunımlannın yönetiminde aynı ölçüde oy ve söz sahibi olmalıdır. (4) Rektör, Dekan, başkan, müdür efbi yön». tlci öğretim üyelerinin yaşlan en çok 50 Ue sınırlannıalıdır. (5) Yönetici olmayan öğretim üyeleri de en geçfiOyaşında emekli olmahdır. Yukarda sayılanlar, yasalarda açık ve seçlk olarak, başka bir deyişle, farklı yorumlanamayacak biçimde yer alırsa, devrim yapılmış ve bütün sorunlar çözülmüş olur. 1) Yazıcı, M.: Organizasyon ve tdare Prensipleri Ders Notlan, tstanbul, 1967'6S'in Organizasyon bölümünde bu konuda geniş açıklama yapılmıştır. Söz Konusu «Organizasyon» bölflmünün yazılmasında başlıca şu eserlerden yararlamlmıştır: Fischer, G.: Die Gnındlağen der Organlsatlon, î . Aufl., Dortmund, 1948. Eulenbure, F.: Daa Geheimnls der Orgarrisation, Berlin, 1952. Öderlin, F.: Organisation nnd Mensch, Zttrich, 1955. nrich, HJ: OrganisationBrevier, Bern, 1958. • ••• •••• •••a • ••• • ••* • *•> •••• • **• ••«• :::: • *•• •••• Hi Verimli yaş yılları (1) tor ve doktoru aynı egitimi görmektedirler. Başk* bir deyımle. geleceğin doktoru, kimya, îı?yoloji v e geleceğin operatörünün okuduğu anatomi kitabını okumaktadır. Oysa, doktorun okuduğu anatomi kitabının, operatörünki kadar ayrıntılı olması şart değildir. Kitaplar yaprak sayısı bakımından fazla, fakat kalite bakımından düşüktür. Geleceğin doktoru, okuduğu anatomiyi imtihandan kısa bir «üre sonra unutmakta, istikbalin araştırıcısı ise, fakülteden yetersiz biigı ile mezun olmaktadır. Her tıp öğrencisme, ihtisas d«Iınaa, üç seçim hakkından birinin tanınmasmı tekJif ettim: Çok yöniü pratik, ihtisas ve arastırma. Doğal olarak, böyle gerçekçi bir sistemin, bir seçim dalından diğenne geçilmesini mümkün kılabilmek için çok esnek olması gerekir. ysa, gerek Bgrencilerln sitınl Giris sınavlan. türlü düzenkabiliyetleri ve gerekse öğresizliklere sebep o'duğundan kalk tim üyelerinin ders verme yemalı ve yerlerine cCooptatıon» tenekleri arasında bilyttk farklar (Bir meclisin kendi üyesıni kenvardır. öfrenci ve öğretim Üyele disi seçmesi. Fransız Akademirinin Üniversiteden âzaml derece sinde bu metot kullamlır) usulü de yararlanabilmeleri İçin, yUrUr konmahdır. lükteki sistemi değiştirip, yerine Fonksiyonu, yeterli ile yeterçok daha esnek bir sistem kurmak siz öğrenci arasınrla âdü bir «yılorundayız. tktlsat slstemleri serrım yapmak olan sınavlaja gebest rekabete dayanan ülkelerin lince: Ne acıdır kı. Fransadaki urünleri, güdümlü ekonomi ile yö imtihan sistemınin şimdiye dek netilen menüeketlerinkinden nasıl en büyük başansı kendine güvedaha üstünse, aynı biçimde üniver nemiyen, sinirli öğrenci yetiştirsiteler de rekabet temeline oturtul mek olmustur. Üniversit». gençmalı ve böylece standardın yük leri çalışmayı ve arastırmayı deselmesi sağlanmalıdır. Bu da an ğil, fakat sadece sınavlan geccak, örgütlere muhtariyet tanınmeyi öğrenmekte ve tüm çabaması ve Iktisadl ve doktriner a larını bu konuda yoğunlaştırmaçlan ne olursa olsun, ilkokuldan maktadırlar. ö t e yanda öğretim üniverslteye kadar, özel okuliann üyeleri ise, sınavlar sonunda baaçılabilmesini sağlamakla mum sarı oranınm çok düşük olmakün olur. Bu sistem, halen Amesından ötürü. öcretme yetenekrikada yürürlükte olup, alman ao lerine olan güvenlerini yitirmeknuçlar çok olumludur. te ve moralleri bozulmaktadır. öğrencüerin, muhtar UniversiteYARIN lerin yönetimine katılmalan sorununa gelince; bu konuda gençleAltm çağ bizl rin dileklerini tüm kalbimle destekliyorum. öğrenci temsilclleri 1 bekliyor kinci seçmenler tarafından seçilmelidirler. öğretim örgütlerinm yönetimine, endüstri, tanm ve sağ9 VtLDAN GODER lık gibi toplumun türlü kesimleri/ lle rıin sözcüleri katılmalıdır. İZZET 9AVA5UI Reform tekliflerinizde, Uyan <® Nişartlamlılar cılardao ds ileri gitmlyor mus» Z9.C.SU noz? Oitmemem lçln btr sebep var Cumhuriyct: 74M mıT TBntemler (metot) bakkın...J da ne düşünüyorsnnaz? Onlana da yeniden gözden geçirilmeleri gereklidir: Yürürlükteki ders programlarının. varıya, hatta dörtte bire indirilmeÇok sevgili büyüğümüz kıymetli varlığımiz leri şarttır. Bu programlar, tüm ınantık temellerinden yoksun olup, öğrencüere düşünmeyı değil, fakat ezberlemeyi öğretmektedir. Bununla birlikte sunu eklemeüvim ki, ders prosraml=uıbizlere sonsuz acılar veren elim kaybı dolayısıyla cenaze törenine bizzat katılarak, içten Ugi gösnın böylesine ağır olmasınrta hütererek acımızı pajjaşan Sayın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a, Sayın kmet İnönü'ye, Saym Başkumeti suçlamak, dogru olm.Tz bakan Sülejman Demirel'e, Sayın Genel Kurmay Başkaru Orgeneral Cemai TuraJ'a, Sayın M.SJB. Tüzüklerde, belirli bir dıploma Ahmet Topalo§!u'na, Saym Bakanlara, Saym Kuıvet Komutanlanna, Saym Generallere; Sayın için gerekli ders saatlerının »7aGarnizon Komutanına ve onun çok sevgili silâh aricadaşlarına, bizleri bir an yalnız bırakmayan, misi gösterilmiş. fakat Proîesoracımıza büyük bir içtenlikle ortak olup minnettar bırakan vefakâr ve aziz dost Genel Kurmay 2. ler bu zamanın hepsıni doldurBaşkanı Say:n Orc. Fikret Esen'e, bilha3sa çok vakm alâkajannı gördüğümüz Sayın General Rpat makla yükümlü tutulmamışlardır. Oysa, öğretim üyeleri. tüzükDoğu'ya, Bakanhklar temsilcilerine, Senatör • ve Milletvekillerine, eski muhariplere, Gülhane Tıp lerde kendilerine tanınan ve'kiA.kad>misi müşfik komutan ve doktorlaruıa, Anka r a Vilâyetine ve Belediyesine, MİT ve MAH menyi »onuna dek kullanarak, ağır suplprma, Emnivet Genel Müdürlüğüne, T. Şeker mensuplarma, bizzat törene katılmak, çelenk ders programları ile öğrenciyi göndermek stıretiyle, telefon, telgraf, mektupla veyia hizzat eve gelerek tâziyette bulunan akraba bunaltmıs ve ezberciliğe zorlave dostlarma, aynca senelerdir en müşfik ilgisim esirgemeyen, hastalığını yakından takibedemışlardır. rek son anma kadar yanından ayrılmayan, kaybındsn sonra da sıcak ilgisiyle bizleri teselli eden Başka bir problem de, bu progmüstesna insan Sayuı Prof. Dr. İ. Lütfi Vural'a, müşfik asistaru Mehmet Ali Gündoğan'a minnet ramların gerçeklerle bağdaşamıve şükranlanm'71 sunarlz. • AİLESİ yacak nitelikte olmalarıdır: örneğin. Tıp Fakültesinde, gelece6in araştırtnaeı, mütehassıs dokCumhuriyet "472 İsyancılardan da ileri O Bu kiUp, olümlü blriain Tasiyeti uzerinedlr. Hepimi» fibi brrinln, J insan Mustafa Kemal'in vasiyeti üzerine^ • Ne var U «Atatürk'ün Vasiyeti» nl okodujumu* Hiraan tüm toplu J I mn ilgilendiren çok önemll sorunlar çıkıyor karşımıza... Maıhar Le J ventoğlu, alçakgönüllülük göstermis, Atatürk'ün kişl olarak vasiyet • » namesi üstijne bir İnceleme yaptığını söylemls, geı'Çekte yakm tarihl • 1 mize aydınhk getirecek bir sosyal v e iktisadl lncelemeyi basarmıs. Ga • ) «i'nin hastalığını gerçekçl blr yaxar olarak birfotoğraf objektlfl katılı • • Jıyl» tesbit ettiktem «onr« Atatürk'ün vasiyemanıeslne v« doğurduğu • j sonınlara geçmis. • • • L Atatürk'ün vaslyetnamesi özelllkle 1950'den »onra kamu oyuna yan • İ sımıyan garip blr mücadeleye konu oldu. Bu mücadelenin anlammı şö • J kebiunek için Mustafa Kemal'in mal ve para varlığını v e bu varlıgu) • kökenlni bilmek gerekir. Milll Mücadele sırasında Hindlstan Müslü • manlan Gazi'y» Kurtulus Savaşına yardım amacıyla 500 60* bin llra • • tutannda bir p»ra yollamıslardı. Millî Mücadeleden sonra Atatürk, ar ğ i tan parayla millet* örhek çiftlikler kurmayı düşündü. Sonra da kendi i adına kurulan ba çlftliklerin hepsinl Hazlneye bağısladı. bmet Paja • olay fizerln* Meclia kürsüsüne çıkarak dedi ki : ' . Bu çiftlikleri Atatürk, Cumhuriyet Halk Partlsinin m»lı olarak • »klıyordu. Şimdl Haziney. terketmesi, bir defa çiftliklerin köylüler için bir okul, özendirici bir araç halinde kullanılmasının, D«vl«t elinde uygulama açısından daha kolay olacağı umudundadır.» Atatürk, çiftlikleri Haıineye teslim ettikten sonra çeşitli Belediyelerin kendisine armağan ettlği evleri, köşkleri, Belediyelere verdi. Geriye İş Bankasında adm» yazılı para ve hi«e senetlerl kalıyordu. Bunlann da bir hikâyesl vardı. Vaktl evvel Türkiyesinin halinl anlatan ilgi çekici bir olaydır bn... Millî Mücadeleye yardım amacıyla Mustafa Kemal'e yollanan paraam «rtanı yabancı kökenli hir bankaya yatınlmıştı. Bu önemll paraylt bankaya ortak olmak teklifina karşı banka yoneticileri : Tflrklerm bankaeüıkla nğrafması yerslxdir anlannna (elen blr eevap verdiler. Bunun fizerina Mustafa Kemal hemen parayı bankadan çekerek Ankarada Kasaboğlu Çarşismda blr dükkfina koydn, ve önüne de blr nöbetçl dlktl. Gazi'nln Türk bankası kurmak hırn bn olayla kamçılanmıştı. Isto Ij Bankasınm temeli böyle arılmıîtır. Atatürk'e Hindistan'dan Jollanan para. hisse senedi ve nakit olarak 1? Bankası kumlusunun esasıdır. Atatürk, çlftliklerin, nakit ve hlsse senetlerinin gelirlerine hlç ilişıneml}, hu yolda blr tek kurus harcamaktan dikkatle sakınarak salt millet «dına bu değerlere vekâlet etmlştir. Kişlsel masraflarını devleHn kendisine bağladığı Cumhurbagkanlığı aylısrmdan karsılamıştır. Atatürk vasiyetnamesinde tş Bankasındaki nakit ve hisse senetlerini Cumhuriyet Halk Partisine bırakmif ve gelirlerini de birkaç önemsls özel tasarruftan »onra Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumu arasında paylaştımııstır. Böylece paranm sahibi C.HJ".'dir. iki millî korum da gelirden yararlanmaktadır. Ne var ki, 1946'dan sonra çok partili düzene geçilince Demokrat Parti Iktidan Cumhuriyet Halk Partisinin mallarına özel bir kanunla el koymustur. Atatürk'üu vasiyeti değiştirilmiştir. Çünkü Gazi Mustafa Kemal, adına bağlı bulanan nnkut v e hisse senetlerini C.H.P.'ne bırakmışb. O ramanlar «devlet parti» özdeşliğl yürurlükteydi. Bo özdeşliği Ismet Paşa Meclif kfirsflsiinden açıklamıstı : « Cumhuriyet Halk Partisinin bugün yurtta çalışmalan hükumetten ayrı bir siyasal kıırulus olmaktan çıkmış, Hükumetle kaynaşmıs., ulusun v e devletin ortaklaşa bir kurumu haline gelmiş olmasıdırj Çok partili düzen yenl durumlar yaratmıştır. Bu yenl durumlar İçlnde Demokrat Parti iktidan özel kanun çıkararak Atatürk'ün vasiyetini değiştirmiştlr, ama, 1J6» devriminden sonra kurulan Anayasa Mahkemesi. Demokrat Partinin çıkardığı özel kanunu iptal ederek durumu eski haline getrrmiştir. Ne var ki, bu kararla mesete çözümlenmiş değildir. Mazhar Leventoğln yalın bir dille Atatürk'ün vasiyetine geçmij zamanda gereğl gibi saygı duynlmsdığını v« b'n •aygısızlığın bugün de sürdüğünü anlatıyor. Kltap okunduğu zaman Leventoğlu'nun parmak bastığı noktalara hak vermemek elde değildir. Blzha is« blr baska dlyeceğnniz daha var : Gazi Mustafa Kemal, ' Türk bankacılıgmm milIT otanasmı isterdl. Hlndlstandan yollanan paranm ba İse yatınlman da amacm ne olduğunu gösterlr. Ancak, «caba Atatürk'ün «dına açılan bn yolda yürümekte devam ediyor muynz? Yoksa Atarttrk'ün Tuiyetl aduu eld» rnroltn hisse tenedi ve n o kntla yabancı ortaklıklan v» yabancı bankalan mı kuruluyor? Bu sorunnn eevabmı kesüüikle verecek durumda olan bugün C.HJVdlr. Ve herhalde kama oyunun J>m dâvayı «filmed r"iwı felmlstir. i Emekli Orgeneral Selâhattin Selışık'ın •••••••••••••••••••••••••••••••••••* HOTEL BOGAZtÇt i İstanbul'un incisi BOĞAZİÇİNDE ailenizle birlikte huzur, sükunet ve kou^or içinde ve en uygun aartlarla tatiliniıi geçirebileceğiniz yegâne dinlenme yeri. k Her odada gömme banyo, balkon, telefon, müzik, devamb sıcak, soğıık su. •k Yemekler tabldot olmayrp misafirlerce zengin listeden seçilir. + Denize karşı geniş ve şahsne manzarah istirahat salonlan, restoran, te'niz servis, nefis yemekler, azam! itina. •k Ayrica düğün. nisan, her türlü ailevî toplantılar, 1 yemek9 leri, ziyafetler, kokteyller içtn salonumuı emirlerinizdenir. HOTEL BOĞAZİÇİ Köybaşı Cad. 14 Yeniköy tSTANBUL Teiç: HOTELBOOAZ Tel: 62 40 01/38 Cumhuriyet 7430 if )! # # ^ 9 • ^ J • 0 TÜRK HAVA YOLLARI TURKISH.AIRLINES. TAKSIIVf TER1VIINALI ACI BİR KAYIP Zahide Günsoy ve merhum Kıdemli Yüzbaşı Cemil Günsoy'un evlâdı, Nezahat Günsoy'un sevgili e<u, Cemil ve Nilüfer Günsoy'un kıymetli babaları, merhum Müşerref Günsoy, Devlet Güzel Sanatîar Akademisi öğretim üyelerinden Yüksek Mühendıs Orhan Günsoy'un ve Bursa Uludağ Sanatoryumu Başhekimi Dr. Ertuğrul Günsoy'un kardesleri, Başbakanlık Neşrıyat Umum Müdur Muavini Nıyazı Aslanyürek ve Melâhat Kocamn eniştelen, Mesadet ve Marcıa Gunsoy'un kayınbiraderleri, Zeynep, Artun Ateşoğlu, Pınar, Denız Günsoy'un amcalan Makina Kimya Endüstrisi Etüd ve Konstrüksiyon Bürosu Müdürü MtHENDİS 1 TEMMUZ^OAN ITIBAREN HIZMETIIMIZDE TEL:47 29 65 YAVUZ TURAN GÜNSOY tutulrfuğu amansiz hastahktan kurtulamıyarak Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Mübarek nâşı 1 temmur pazartesi günü öğle namazını müteakıp Ankara Hacıbayram Camiinden kaldırılarak toprağ» verilecektir. A t LES 1 76Û0) Gız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle