23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKÎ 25 Hazîran 1968 CUMHURİYET •••••••••••• Ölümünün 8. yıldönümünde TONGUÇ YOLU M. BAŞARAN rl gBvdeli, tok lesli, bnram bnıam toprak kokan bir halk adamı. Canlandırılacak köy anlayışiyl» «devrimcl eğitim imecesi.nln yaratıast. Çağdaşlajmaya dönük çabalan tabana •tartan adam.. Halkın halkça değerlendirmesiyle: TONGUÇ BABA. Rumelinin uzak bir köşeslnden kalkıp gelmif, alışılmadık biçimde ve kılıkta Maarif Nâzın Şükrü'nıın karşısına dikilmij: «Ben köylüyüm, okumak istıyorum. diye dayatmış. Ekmeğinl taştan çıkarırcasına okutna hakkını kopartnifj. Küçiik yaşta îs» tanbul'dan Kastamonu'ya yayan gitmis. Halk İÇİnde. halkın sıkıntılan, çekileriyle pişe yoğrula yetişmiş. Daha sonra öğrenimini Almanyalarda llerlet miş. Duyduğn yenl «.esleri, düşüncelerl memleketin gerçekleriyle yoğunmıj kafasında. Nelerl bllip bilmediğini Eğitim Yolnyla Canlandmlacak Kby'de, îlkoğretim Kavramı'nda, Pestalozzi ve Devrîm çevirisinde. Yııksek Kov Enstitüsunde verdiği 1} eğitimi derslerinde ortaya koymuş. Yaşamm kendini hazırladtğı göreve gelinee pek açık, pek sade bir gerçeği ispatlamış: Uinsal Kortulus Savaşı'mızı nasıl kendi gücümüzle kazanmışsak, ie kurtulnşumuzu da aynı güce dayanarak başarahiliriz. Bu da teori ile pratiği birleştiren, in»anı ve çevreyi değiştlren devrimci eğitim imecesly le olur.. Sekiz yıl önce aramızdan aynlan, sekter düsün. eenin açıklıyamadığı, ayağuun altmdan eskl duzenin kaydığmı hlssedenlerin yirml ikl yıldır dif btlediği Tonguç budur. Gençliğimizi tanıyalım n bağıslanmaz kötülük; gençliği sıhhatli, bılim öğrenme imkânlarından yoksun bırakmaktır. Fakirlık de bihmsel düşüncenin israfından, değerlendirilemeyisinden gelen bir kavramdır. Gençlik, öğrenme ve düşunme ola naklarını kendisinden çekip alan, kendisini, açlığıyla kaderine terk ederek kar^ısında bilgeliğin sözcüsü gözükenlere, «aygı duyabılecek kadar, bilime ve kendisıne karşı saygısu değildir. Bunun içindir ki genç lik, yozlaşmif bir üniversite düzeni nin karşısında birleşmış ve «reform» istemi yoluna gitmiştir. öğretim üyeleri. gençlik harekeÜyle taraflara ayrılmıs vaziyettedir ler. Bu taraflar, boykot hareketinl ve istemleri olumlu karşılayanlarla, bu hareketi inatla ve israrla yeren, çıkarcı profesörler azınlığmdan mey dana gelmektedir. Eğitimde bezirgân ruhu Tflrkiye blr eğitim keşmekeşinde çırpınrnaktadır. Bir memleketin millî efitimi piyasanm »lış\eriş nsulierine terkedilirse, o memleketin yarınlanndan hayır eelmez. Türk millî e|itiminde •imsarlık, tüccarlık, komisyonculnk politikası almış yürumtt»tür, inanılnu» adaletsizlikler içinde yetismektedir çocuklarımı». Bir kere ilkokullardan başhyarak zengin çocuklan hiımetinde 5zel e | i t i m toplnmda ağır basmaktadır. ö z e l eğitim büyük sebirlerin iyi oknllannı zengin çocnklnnna açmakla kalmıyor, her bir ttıt okulnn v e üniversitenin giriş kapılarını gene varlıklı ailelerin çocnklanna arabyer. Devlet eğitimindeki adaletsiıligi katmerlestiren bn gidişin kökeni elbette toplumdaki gosyal adaletsiıllktir. Her ratanda? kendikendlne su sornyu yöneltmelidir : Bir toplnmda gelir dagılımı ve ka«»nçlar arasında korknnç • ç v r n m l u varta, zenginler gittlkçe daha zengin, yoksullar gittikçe daha yoksnl elnrlarsa, o toplnmnn eğitlminde »osyal adalet »ağlanabilir mi? Elbette bn gornya verilecek cevap olnmsnzdur. Tfirk milletinin çocnklan doSdnklan dakikadan baslıyarak adaletsizligin peneesine düsmektedirler. Kimisi imtiyazlar İçinde, kimisi haksızlıklar içinde büyümektedir. Bn yetişmenin sonncnnda kaybeden gene millettir. Çünkü nice genç istidat adaletsiz düzenin karanlığında kaybolmaktadır. ö z e l eğitim sornnn ilkokuldan başlamaktadır. Ortaokula yazılacak çocuklar arasmda yeni bir esitsizliğin tohumları atılmaktadır. Büyük kentlerde Amerikan Kız Koleji, Dame de Sion, Amerikan Koieji, Saint Joseph, Galatasaray, Alman Lisesi gibi okullara ögrenci sokmak isteyen aileler çocnklarına özel dersler verdirmektedirler. Sözgelisi îstanbulda bn yüzden hararetli bir piyasa mevdana gelmistir. Zençin çocuklarını giriş mnavlanna hazırlamakta söhret yapmıs özel öğretmenler vardır. îmtiyazlı büyük sehir okullarından mezun olan çocnkların finiversite giris sınavlarında bas sırayı t u t t u k l a n 4 5 yıldan beri yapılan anketlerle ispatlanmıstır. Bir de finiversite kesmekesi \ar bnnnn fistüne, tmam Hatip oknllan politikası var, askerî ortaoknlların ve liselerin kaldırılarak ordnya snbay yetistirecek kurnmlarda halk kökeninin vok edilmesi var, iktidar koltuğnnda oturan politikacılann kürsüye çıkıp : Her ilde her ilçede Imam hatip oknllan açac'afiz.. demesi var, on binleree hafız kursunun memleketi aŞ gibi sarıp sarmalaması var, parası olanların çocaklarına özel yüksek okullann açılması vsr, zenginlerin çocnklanna Avrnpa Amerika lmkânları var... Bn adaletsiz sistem bilinçli bir politlkayla yaratılmıştır, ve yfirütülmektedir. Atatürk devrinde halka dönük eğitimi eerçeklestirmek yolnnda buçünkünden çok ilerivdik, Köv Enstitüleri ise egitimdeki kısır çemberi kırıp atacak kadar büvük hir hamle^di. Bnndan rirmi bes yıl önee halk çocuklan için enstitülere. askerî okullara girme sansı vardı. Yatılı parasız o k ı n a n l a n n oranı da bugnnkünden çok daha hüyflktü. Komprador kapitalizmi boy attıkça kendine uygnn bir egitimin ilkelerini de gerçeklestirdi. Komprador kapitalizminin amacı açıktır : Bir yanda hafız knrslarını ve imam okuliarını kbylnyfi uvutmak yolnnda kullanırlar, 8te yanda millî efitimi özel ticaretlerine açmışlardır. Zaten komisvon, vurçunculuk, üçkâgıtçılık çenel politikamız olmustnr. Anadola topraklarını satıp kiralamaktan başlıyarak her isimizde bezirgân rnhnyla ve fahis kâr, tefecilik, aldım sattitn fistüne aracıhkla kalkınacagımızı «anarak bir çe\rek asır çeçirdik. Bezirçân rnhu tnpluma hâkim olmns, ve vabancı kapitalistlerin komisyoncnları bu ruhu cumlenın ^ü^eSine oturtmasını bilmislerdir. Bir ülkenin bczirgânlıkla deSil. ürctim gücünü ahnterivle vükaelterek kalkınacajını düsünmekten çok nzaklarda yetiştiriyoruz çocuklarımızı... tste üniversitedeki SJrencI baskaldırmasını ba tablonnn orta yerinde adaletsizliie direnme olarak nitelemek gerekir. Eğer birtakım genç insanlar her soy rizikoyn gbze alarak baskaldırmıslar•a onlann fistüne hücnm etmek yerine o n l a n anlamaya çalısmalıyız : Gençlik bnnahyor. . dedikleri zaman, bnnalımin toplnmun kirli havasından ileri geldigini itiraf etmellviz. Adaletsizlik ve erdemsizlik bizim toplnmun yasamına ağır bir sis gibi çökmüstür. Bazı ciğerler bn zifiri teneffüs etmeye alısmıs olabilirler; gençliğin körpe ve temiz cigerlerinden aynı alıskanlığı bekliyemeyiz. Üniversite gençliçinin eylemi karşısında «oturakh ve ağır adam» pozn takınarak : Efen,dam, her jçey usuluyle halledilir, göriişülür, biz bu i?leri ehemmıyetine binaen dıkkatle izliyöruz .. gibı uyutmaca rfıliyle ele alanlar utanmahdirlar." Bugün memleketi yönetenlerın Türk çocuklan ve gençreri" karşısırida'böyunlan' eğilctir, ve bu eğıklik üniversiteyı sonbahara kadar kapatmakla gıderilecek soydan değildir. t apılacak if, eıbercillği, aktarmacılığı, burjuvaıinln gelistirdiği tfiketid eğitim «uılayifmı bir yana Itmek, bilgl edlnme lsinl gerçek ydrüngesine oturtarak ülkede devrimd eğitim Imecesini başlatmaktı. cBirşeyi bilmek isteyen insan, onunla temasa gelmeksizin, onun çevresinde ya?amaksızın, onu uygulamadan bu işi başaramaz.» U İçinde, i? vâsıtasiyle, iş için yetişenler yaratıcı işin verileriyle canlanır, kendilerini ve çe^elerlni değistirebilirlerdi. Kolay iş değildi bunu yapmak; kar?ısında kağşamış dıizen ve bürokrasi vardı. Gene de bağımsızlık savaşınm dlri yanına yaslanarak dâvasım omuzladı Tonguç. Köklü ön hazırhklardan sonra İkinci Dünya Savaşı koşullan İçinde Enstltüler açıldı. Adlanndan da anlaşıldığı gibi egemen güclere papağanhk eden bir dört duvar okulu dejfildl enstitüler. Köy çocuklarınm, usta öğreticl halk adamlannın, yöneticilerin (Müdürler) toprağınuzin, insannnızm sorunlannı çözmek için giristlkleri devrimci eğitim imecesiydi; kahraman teknisyenler yoğuran bir lmece: «Bataklığı kurutmak, sıtmalıya kinin rejımi yaptırmak, yaralının yara»ını sarmak, gebeye çocuğunu doğurtmak, pulluğun nasıl kullanılacağım veya tamir edileceğini dğreünek, bozuk kopruyü onarmak, ıslah edilmij tohumu tarlaya saçmak, fıdan dikerek onu büyütmek ve step köylüsünün (Dal) diye adlandırdığt ağacı hakıkaten ağaç haline getirmek, nazariyeci ulema taslaklannın işi değil kahraman teknisyenler ordusunun başaracağı işlerdır.» (Canlandınlacak Koj) Y E •••« •••• •••• •«•• Devrimci Egitim imecesi ayın A. Dino Paris olaylannı, ünlvershtelilerle işçilerin birliktc ülkenin sorunlanna eğilmesi eylemini •Devrimci eğitim imecesi» ola rak adlandırıyor. Bir Türk olarak gördükleri karşısında kıvançla Tonguç'u ansıyor. Gerçekten de longuç'un diinya eğitimlne yaptıgı katkrya en uygun duşen ad «Devrimci Eğitim lmecesi»dir. S Zaman zaman Bucak Müdürleri, Kaymakamlar, flköğretim Müfettişlerl bu imece havasma sokuluyor, omuzlanyla taş taşıyarak çahşıyorlardı. Halkça giyinen ig ekipleri serçe sürüleri hallnde yurdun bir köşesinden kalkıp öbür köşesine konuyordu. Enstitülerde yoğunlaşan devrimci imece böige okullanna, oradan da köylere yayilacaktı. Çalıjmalar bölgescl özelliklere göre yürütüldıiğü için lanayileçmenin gereklerini de kapsayıcıydı. Tüm devlet carkı. tabanı kaplıyan devrimd eğitim imecesine koşulma lonınluğnyla karşı karşıya idi. Enstitü kesimlerinde (35 il) okul yapunı, haberleşme, para işleri bürokrasi çarkınm dışına taşmış eyleme hız kazandınlmıçtı. Tonguç, çapsız bir masabaşı bürokratı değil, büyük eylemin lokomotifiydi. 1945 in toprak kanunu, gelismelerln bir urünıiydu. Son seçimletde yaptığı radyo konuşmalarının birinde, bir eski C.H.P milletvekill o toprak kanunu için, «Inönü'nün her koyü bir kolhoz haline getırme niyetinde olduğunu anladık, ona karjı çıktık. diyecek kadar ileri gitmiştir. 1946 seçimlerinden sonra Meclis Reisl Kâzun Karabekir'le Hasanoelan'a gelen soruşturmacılardan Feridun Fikri Dıışünsel yöneticilere ağzı köpurerek: «Bır Enstitu Müdürü beş valiye buyuruyor, idari hiyerarşi kalmadı, noluyor, rejim mi değişiyor memlekette?» dlye soruyorda. Sonrası mâlum. Tonguç yolunu bırakmanın bizl nerelere getirdiğini bugün acı acı g$riiyonu~. •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• •••• Basında ve yayımda yer alan taraf ların düşüncelerini izleyen kamu, neye karar vereceğini hangi tarafı tutacağmı «ajırmış, daha doğrusu çıkarcılar tarafından şaşırtılmıştır. Kamunun, gençliği anlamasına fır sat verilmemıştir. Onlar tarafından, gençlik suçlandırümıs, hareketi şuursuzlukla nitelendirilmiş. Batıyı taklittır ve bir özentidir denilmiştir. lae. durum, bir determlnlst olujun» dur. Çünkü; bu göne dek bilim r« sanat eğitimi keyfi şekilde sürdürül mus, oğretim uyeleri tarafuıdan men faatsal duygularla gençlik, öğrenime zorlanmıştır. Gençliğin çağdas bilim ve sanat eğitimine duyduğu ihtiyaç ve açlık, bilim tüccarları ta rafmdan susturulmuj, kişisel özerk likli yapısı işgal ve zaptedilmistir. Gençliği, modası geçmiş düşünceler le oyalamak, mânâsız tâvizler vermek, onun kişiliğine gölge düşürmek, haysiyeti ile oynamak ve teh dit etmek değildir de nedir? Gençliği suçlamanın istemlerine sağır kalmanın ve onu anlamak istememenin faydalı yanı yoktur. Kafanın yetişrnediği yere, kol uzana maz. Gençliğin haklı dâvasına gerekli önem verilmeli ve istemleri en kısa zamanda gerçekleştirihnelidir. Artık bu, kaçınılmaz bir zorunluktur. Mehmet Zeki KABASAKAL Tatbikl Güzel Sanatlaı Yüksek Okulu öğrendsl Tekstil 3 Çözüm bekleyen sorunlar laa kahvehanalert btr dolaçalım V 90'ru o pıs sıgara dumanlı hao vayı teneffils ediyorlardır. Pekl bu durum dan gençüji nasıl yapalım da kurtaralun? Bence; A Kuolay Kurunro Te Okul Spor Yuvalan elbirliğiyle her Tİlâyette illerin ve ilçelerin hayırseverlerinin de maddi iştirakleriyle çamlık korularda, göller kısunlannda, denls kıyısınd» bir kamp kurulabilir. A Kampa sımflarda çalışma yanşması saglayarak okul idaresinin her sınıftan 15 çocuk seçmesi çok yerinde olur. A Kamplarda Z beden ejHtimi veya bir beden eğitimi öğretmeni ve bir idareci bttlundurulması, A Eğıtsel bakımdan çadır kurma, koprü kurma (halatlarla); gece nöbet bekleme, bir takım millî marşlar ve şarkılar öğretümesJ, bellrU bir mesafeye yüzme ve yürüyüşler tertiplenmesi, sportıf oyunlara yer verünıesi çok yerinde olur. A Bilgi eğitimi olarak da, ikmale kalan öğrencilerin yine Okul ve öjfrencileri Koruma Dcrneği tarafından çok az bir ücretle, meselâ ayda (25 L.) çibi fiatla bilırUenmeleri eöriişüme göre yerinde olur. A Gençlenmizın tam iradell ve Çelık gibı sağlam olmasını, arkad a ş l * duygulannm gelişmesini isteria. Bunu da bıze sağlayan Mhhî, neşeli ve dısıplinli okul kamplan olarak ve çocuklanmızı pıs havasız yerlerden kısmen kurtenruş olacağız. Seçimde harcadımaız milyonlann bır kısmıvla da bu yone dogru eğilehm. Erdoçan DTVDAR İstera Tonguç'a gdre Türk ulusu köylü bir nlnstar. cUlusal bağımsızlığın ve toplumca kalkuunanm köylüye dayanması, özüne koyluyü katması tarihsel bir zorunlukhır.» Gerl bırakılmıs toplumlann insanı, yozla?mıj düzenin etkisiyle kabuk bağlamı;, canlılığuıı yitirmiş, toplumla, doğayla ilişkilcri yönunden verimini yitirmiş insandır. Bazı lıaklara. hattâ ekonomlk özgürlüğe kavuşturmak bile ono değiştirmeğe yetmez. Bu infanlann devrimci eğitim imecesi içinde «canlandırılmaları» gerekir. Canlandınlacak 1nun, bir bakima edebiyatın çizdiği OBLOMOV'dur. •Rusya üç ihtilâl geçırdi, ama gene Oblomovlar kaldı: Çünkü Oblomovlar yalnız derebeyleri, koylüler, aydınlar arasmda değil, işçiler, komutan lar arasmda da vardır. Toplantılarda, komisyonlarda nasıl calısıldığma bakarsanız, eski Oblomovun içimizde olduğunu görürsünüz. Onu adam e t a e k için daha çok zaman yıkamak, temizlemek, sarsmak, dovmek gerekecektir.> (Cumhnriyet1. Seleuk) Evet Tonguç'a göre biz bir «Canlandınlacak köy» sorunuyla karşı karşıyayız. «Köy meselesi ba zıiarının zannettikleri gibi mihaniki bir surette köy kalkınması deği], mânah ve ştıurlu bir seküde, koyıin içten esnlandınlmasıdır. Köylü insanı, öylesine eanlandırılmah ve şuurlandırılmah ki onu hiç bir kuvvet; yalnız kendi hejabına ve insafstzca istismar etmesin. Köyün sâkinlerine köle ve uşak muamelesi yapamasın. Koylüler şuursuz ve bedava çahfan birer i | hayvanı haline gelmesinler. Köy meselesi, köyde eğitim problemleri de içinde olmak üzere bu demekür.> (Canlandınlacak Köy). G «••• •«•• •••• • ••• • ••• :::: Sonuç : evrimci eğitim imecesi, Tonguç yolu, canlı ve ileri bir toplum yaratmanın Türkçesidir. Çağdas dünyaya ayak uydurmak lstiyorsak bu gerçeği anlamak zorundayız. Birtakım yarım bilgilerle «teıicilik gosterfsine kalkışacağunıza ken. dimizi devrimcl eğitim imeceslnl başlatmağa ve uygulamağa hazırlamalıyız. Tonguç dedikçe: «Köyün (ulusun) canlandırılmasına emeğini katmıyanlar, bu amacı gerçekleşürmeğe çalısanlaru yollannı kesmek gafletini gösterenler, bir içten yıkıhşın ıstırapları içinde kıvrana kıvrana alınlan lekeli olduğu halde, ortadan silinip gideceklerdir?» :::: D 111% • ••• •••> ençlik, bütün bunlar olurken, kendisinin olanaklarına içten bağ lı olanlarla. yurt görevıni, yarın larını, güvenle, gençüğe emanet ede ceği içm gurur duyanlarla, Büyıik Atatürk'ün «Ey Türk Gençliği! Birind \azifen: Turk tstiklâl \e Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir» derken, goz yaşlarını tutamıvanlarla beraber olduğu bu gun; unıversıtenın penceresıne, kentinin sokaklarına ve vatanının en yüksek yerine çıkmış «Eğitimde Reform» diye sesleniyor. Gençliğin sesi; Üzüntüsüz sıkın tısız, elini kolunu sallıyarak, yan gelip yatarak üniversiteden mezun olmak için değildir. Gençliğin sesi; yannlar için, ken disinden sonra gelecekler için ve henüz ilkokullarda olanlarla, yenl doğacaklar içindir. Ydnetmelıklerin bozuk düzenine, kırtasiyeciliğe, bilim ücareüne «dur» diyor. Eğitimde eşitlık, çağdas öğretiye ulaşmak, çıkarcı profesorlerin sorumsuzluğuna ve bu başı bozukluğa «son vermek» için •reform» isti yor. K u Sonuç niversitenin özerklıği yanında gençliğin, kişisel özerkliğinı de tanımalı ve kavramalıyız. Eğer gençlik işgal ve zapt hareketiyle üniversitenin, bilimsel ve idari özerk liğine ve dolayısiyle Anayasanın bu teminaüna karşı çıkmış olması. suçu YILf MEZUNLARI Nimbüs S avın Fakır Baykurt'un «Sürgundekı öğretmen» adlı yazısını okudum. Bu her devrımcı, halkçı öğretmene kar«ı su yıkılası bozuk duzenin uyguladığı bır kuraldır. Halktan ve gerçekten yana olan oğretmenı susturmak, sindirmek çabasıtfır bu. Halbuki bır öğretmen doğal olarak halkını sevecektır. Halkın bır Bu bilincin en önemlilerinden biri ve gonülden desteklenmesi gerekli önderi olacaktır. Bu onun en kutolan öğrenunin yönetime katılma is . sal görevıdir. Çünkü Turkıyede teğidir. Bu kısa genel tahlilden son öğretmen halk çocuğudur, köylü ra l.T.Ü. ve ona bağlı teknik okul çocuğudur. Doğru ve halktan yasorumlarını eleştirmeye çalışacağız. na olan her fiknn söyleyicisi v t Günümüz Türkiyesinde bilimi sosavunucusu olacaktır. Bu hıçblr yutlaştırma çabalan gittikçe artmak zaman bır çıkarcı zihniyetın «antadır. En bâriz misâli de Özel Yükdığı gibi polıtikayla uğrasmak desel Ökul sorununda görülmekteğildir. Tersıne, bilinçli bir öğretdır. Bu meseleye değinmeyi gerekli menin, bu memlekette okumuş saymıyoruz. Zira daha önceleri açık bir insan olmanın »orumluluğulıkla üzerinde durulmuş ne yazık na ermiş olması demektir. kı herhangi bir reform getirilemeAma kuflü bir zihnıyet »ürümiştir. yor iste oğretmeni oradan oraya. Buna uygun biçimde yaz pratiği Hem de nu memleketin bir kısyâni staj meselesi de ortaya çıkmak mını sürgün divarı Ifabul ederek. tadır. Turkıyenın kalkınmasında çok Acaba halkçı tfğretmenler neden önemli yerı olan Teknik kalkınmasuruluyor? Neden boylesıne kornın özellikle teknolojinin yurt gerkuyorlar bu öğretmenlerden? Neçeklerine yani toplum yapısına uydeni s u : Her şeyi kendi dümenigun tarzda yapılması gereği duyul ne gore ayarlanmıs çıkarcı bir sımalıdır. nıfın «Acaba çıkarım bozulur Kısaca da olsa, Teknik Üniversite mu?» endişesıdir. Fakat çıkarlaye bağlı Teknik Okulun da kendi rını halkın alınteri ve kara bılisorunlarmı dile getireceğiz. Mâzisi sızlığı ustune kuranların zıhnıyeçok kısa olan Teknik Okulun bugün tı ve duzenı bır gun elbette yok kü yönetmenlıği ve içinde bulunolacaktır. Çunkü tarıhi gıdış bövduğu kuruluş esaslarmı tenkid etledır. Bunların ellerine geçecek memek mümkün değil. en başta, bel tek s e v l e n öğretmenlere çektirge, devam ve T. Ü.'deki öğrenim, ün dıklerı çıle olacaktır o zaman. van durumuna paralel olarak ayınAshnda sürülen ögretmenin kenma tâbi tutulmadan eşitlik prensidisi değildir. Sürülen, kafasmdabiyle bir tüm olarak aynı statüye kı avdmlık fikirlerdir. lyi ama haiz olmaları zorunlu görülmekte bu fikirleri nereden nereye surüdir. Biz şu inançdayız ki ikili sistem yorlar? Yurdun bir köşesinden tatbik safhasına konuluncaya kadar dığer köşesine surulen bu fikırÎ.T.Ü. öğrencılerine tanman bütün ler acaba orada fıliz vermiyecek haklarm Teknik Okulun öğrencilemı» rme de tanınmasmda birçok faydaBu vesıleyle bir sürgün öğretlar vardır. menö"en söz açmak istiyorum. IIFehmi AKBAL gın Lisesinde bir Edebiyat ö ğ r e t öğrenci meni vardı. ünal Akıncılar. «Gorulen lüzum uzerine» Denizlınin Bozkurt BucaŞma, okullann kapanmasma birbuçuk ay kala süruldü. Suçu nedır bu öğretmenın bıliyor mu<unuz? Bırıncisi. oğrencılere Türkive Cumhuriveti ıcak, tatlı bır yaz günune girAnayasasını dağıtmak. Ikınci'i, dık. Bu yaz gunlerınde Lıs« toplumcu fıkirlerle ve TÖS'le ugve Sanat Okullarında okuyan ra=;mak. Ücuncüsü, dışanda Vietöğrenciler acaba gunlermi nasıl nam'dan bahsetmek. Dördüncüsü değerlendırıyorlar. tatıllenni nasıl devrimci vavınlan okumak. geçirıyorlar'' . Hıç suphesiz ben Ne buyük suçlar değil mi? size söyleyeyım; kahve köşelerınSıtkı ŞAPLAK de pıspırik oynamakla... Bır taDıyadin Ortaokulu kım sıhhati bozacak oyun salonOğretmeni lannda vakıt öldürmekle değil mı? Bu sözlerimde haklı olup olmadığınu Ispatlamak o kadar kolay ki; gençlik lokali diye adlanchn aynağını, her şeyden çok, bugünkü bozuk sosyal ve ekonomik toplum yapunızın kaçınılmaz sonuçlarından biri olan eğitim düzensizliğinden alan günümüz genç lık harcketlerini bir öğrenci olarak kısaca ıncelemek istiyoruz. Konuvu ilkönce genel açıdan incelersck. Saym Prof. B. N. Esen'in yazısından ba7i sonuçlar çıkarmak mümkundür. Oğrenci. öğretıci ılışkısının çok \akmlık ıstıyen bır husus olduğu. gençhk arasındaki bunahmın kökeninin çözüm bekleyen top lumsal yapımızın bir meselesi oldu ğu gerçeğıdir. Hemen belirtilmesi gereken husus, gençlik hareketinin temelinde Kemalizm'in zaferinin yat tığı ve çağdas uygarlık düzeyine ula şabilmenin bilinci belirmektedir. Özellikle bu bilinç 1960 dan evvel siyasal alanda olmasına karşılık bu tarihden sonra bazan kavram anarji sine düşülmüşse de günümüzde artık ekonomik ve sosyal açıdan bu bilinçlenme nazan dikkati çekmek tedir. SÜRGÜNDEKİ ÖGRETMEN S ••••••••«•a VEF A T Merhııme Vecüıe ve Rıdvan Kipural'ın oğiu, Meliha Göncü ve Zühal Özkaraca'nın kardeşi, Ege Kipural'ın ağabeyı, Güliz ve Levent'ın babası ve Seval Kipural'ın eşi YUCEL KIPURAL 23 Haziran 1968 pazar günü ânî olarak vefat etmiştir. Cenazesi 25 Haziran 19K8 salı gunü öğle namazım müteakıp Şişli Camiınden alınarak Zıncırlıkuyudaki ebedî istırahatgâhına tevdi edilecektir. Tann rahmet eyleye Cumhuriyet "264 ITERME HOTEL KnPLICB5l> TL. Yaz için rezervasyona başlamıştır BİR KİŞİ TAM PANSİYON SERVİS DAHİL ıstanbul telefon 27 87 REZERVASYON Gemlık llıca tel.4OO 9 7 Rddar RekTâm: 637 7255 = = EGITIM SORUNLABIMIZ ZENCİN İKRAMİYELt KIRMIZI BİBERLİ KARPER peynirkrini denediniz mi? İlâncıhk: 739g 7258 Çok Acı Bir Kayıp ZENGİN İKRAMİYKLİ Giresun Ticarel lisesi Müdürlüğünden 1 Giresun Ticaret Lisesi İlâve Onannı İşi: 2490 sayıh kanuna göre kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Bu ışın keşıf bedeli (175.404.41) lira geçici teminatı 10.020 22 lırsdır. 3 Bu ışe ait şartname plân ve proje Giresun Ticaret Lisesi Müdürluğündedir. Çahşma saatleri içinde görülebilir. 4 Eksıltme 8/7/1968 pazartesi günü saat 15 de yapllacaktır. 5 İhaleye katılacak müteahhitlerden aşağıdaki belgeler istenir. a) Bavındırhk Müdürlüğünden alacaklan iştirak belgesl b) Ticaret Oriası vesikası, 6 İstekliler, teklif mektuplan, geçid teminat noakbuzlan ve iştırak belgeleri ile Ticaret Odası vesikasıru ihale saatindsn bir saat önce İhale Komisvonuna verecektir. Duyurulur. (Batnn: ^854/7240) Karabük Jandarma Er Eğitim Tabur Satın Alma Komisyon Başkanlığından Clnal Mlktan Ton Muhammen Geçici Bedel Teminat Lira Lira ÎHALEGÜNÜ 8 Temmuz 1968 Pazartesi Saat 10.00 Patates 23 23.000 1.725 8 Temmuz 1968 Pazartesı Saat 10.00 23.000 1.725 K. Soğan 23 8 Temmuz 1968 Pazartesi Saat 11.00 T. Fafulya 8 8.000 600 8 Temmuz 1968 Pazartesi Saat 11.00 Patlıcan 10 7500 563 14.000 1.050 8 Temmuz 1968 Pazartesi Saat 11.00 Domates 20 5 4.000 300 8 Temmuz 1968 Pazartesi Saat 11.00 Dol. Bibeı 9.000 15 675 8 Temmuz 1968 Pazartesi Saat 14.00 Karpuz 8 Temmuz 1968 Pazartesi Saat 14 00 Kavun 8 5.600 420 10 10.000 Üzüm 750 8 Temmuz 1968 Pazartesi Saat 14X0 Erik 5 7500 563 8 Temmuz 1968 Pazartesi Saat 14 00 15 675 Ot 9.000 9 Temmuz 1968 Salı Saat 11.00 Saman 10 225 3.000 9 Temmuz 1968 Sab Saat 1İJ00 1 Yukanda muhamm >n bedel ve ihale tarihleri y a n h 13 kalem yiyecek maddeleri 2490 iayılı kantınun 31 inci maddesi gereğince kapılı zarf ile satın alı nacakbr. 2 Şartnameler komisyonda gSrülebillr. 3 Zarflar ihale uatindeo bir laat v«ri loeektir. A, T30418513/7KI) Kars eşrafından merhum Asaf ve Sıdıka Atbaş'm kızı, Faik ve Bediz Morova'nm gelini, Hulusi Morova'nm eşi, Esma Morova'nm biricik annesi, Hayriye Gürbüz, Murat Atbaş, Imer Ttimer'in kardeşlert, M. Ali Çetinay yeğeoi D. Ihsan Gürbüz, Adnan Ttimer'in balcüzlan, ŞAM FISTIKU KARPER peynirlerini denediniz mi? İlâncılık: 7398/7259; Bn. Münire Morova 23/6/1968 günü Hakkın Rahmetine kavusmustur. Cenazesi 25/8/1968 Salı günü (Bugün) Şişli Camünde kılmacak öğle namazmı müteaklp Feriköy alle kabrlstaıuna defnedüecektir. Merlâ Rahmet eyleye. (Cumhurlyet: 7248) DOKTOB SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA , , tsttklal Cad Parmakksps Ka «a Tei: 44 10 n D«l, Sae re Sflhrert H ^ t ^ ,t ^ n HSteoaan» HSteoaan» r'H Z. Kırbakatı SURPARYL FORTE GARENA OUBAINE LANAGLARINE HEPARINE NOVO LENTE TÜRKFARMA M P . Yenlden piyasaya verildiğini saygı ile arzederiz. {? Üâncüık: 7402/7261
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle