Katalog

SAHÎFE ÎKİ Msyıs 1968 CUMîTÜRÎTlST IRT1CA ve P01İ1İKA Ahmet ERDOĞDU arihimizde 31 Mart olayı adı üe yer tutan, kardeşi kardese parçalatan katüı isyanın parolası, «Şemt Utiyoruz, din elden gidiyor» ldi. Şeyh Said de ayaklanmaya kjşkırttığı yurttaslara tıpkı böyle sözler söylemişti ve «Medreseler kapatüdı, ben bugün elitnden gelse, bizzat dovuşmeğe başlar ve dının kurtarılmasına yardımc\ kesıUrım» (1) demiş ve böylece irticam bayrak direğine sanlmıştı. Aslında Şeyh Said, Diyarhakn'ı başkent yapmak üzero bagımsu bir devlet kurma amacını güdüyordu. Anadoluyu, genç Türkiye Cumhuriyetini parçalayacaktı. Bu örneklerde görüKüğü gibi irticaın gerçekleşmesi için en güçlü ve en kolay yol, halkın vicdanlannı din duyçularını sömürmek, dini kalkan yaparak tasarlanan politikayı yürütmektedır. Bu oyun tarimizde hiç kıbk değiştirmeden imparatorlukdan heri başka başka biçimlere bürünerek hep böylece günumüze gelmiş; her donemde ve her zaman politika kapüarını kendine ardına kadar açık bulmuştut. Din konusuna yapıştıkça, yurttaşın her zaman yüre|inde vicdanında, üunh bir ortam doğar. Kfttü poütikaci, isyancı iste bu İçten duygulan, yurttasın kutsml inançlarını hoyratça sömürür. Kubilay olayuıın altında irtica yatar. Ankara'da Zafer Amtına güpe gündüz çekiçle saldıran tiçani, Türk yurdunu düşman çizmesinden kurtaran yüce Atatürk'e vuruyordn. Aslında bu çekiç Atatürk DevTİmlerine, Atatürd ün getirdiği uygarlıga ve Türk TJlusunun basına indirillyordu. Irtica, bu ülkeyi tarih boyunc» afraştırmış, kalkınmaya, geüşmeye çabalayan Türkiyemizi, geri götürmeye çalışmış ve hiç değilse ulusun kaUanma çabalannda vakit yitirmesine, geçikmesine ıcbep olmuştur. • ••* • ••a • Knranı keriııı ve I dırlar. Bu gerçegl, kendilertne «din adamı» dediğimiz kimseler «Kur'ftm Kerim gerçegi» olarak ldr&k etmelidir. Şimdl yapılan mücadele esastan uzaktır ve bu hale bakanlar Müslümanlıgın gerid bir din oldugundan fUpheye âüşmektedirler. NADtR SERtN Hadlm Müftülük memuru onlann çalı?ıp yeteneklerinl gösterebılecekleri uygun bir ortamı yani bunun için gerekli kosulları ve olanakları sağlamalıyıı. Bunu yapabildığımızi söylıyemedığimiz surece yetersizliğin nedenlerini öğrencılerimizin tembelliğıne, yeteneksizliğine ya d« kötülüğüne bağlamanın gerç«kçi bir çoıum olacağını »»nmıyoruı. Köylö efendimiz. Gazi Mnstafa Kemal Pasa «Köylü memleketin asıl »ahibl ve efendisidır» demiş, ve bn deyisle gerçek özlemini dile getirmiştir. Bu milletin çogunlagtı köylüdür, işçidir, bir kelime ile emekçldir. Öyleyse asıl sahip ve efendi olarak onlann siyasi iktidarda söz sahlbi elması demokrasinin gerçekleşmesj demektir. Bunun içindir ki: Biz köylünun ve isçinin iktidarını ıstıvoruz.. diyenlere «Sen komünıstsin..» ithamiyle saldıranlar Atatürk'ün tam karsısındadırlar. KSvlünün ve isçinin siyasi iktidarda söz sahibi olmasım lstemek, emekçl sımflannın yönettigi toplum niteli£ine dönüsmek demektir. Gerçek demokrasi iste böyle kurnlur, ve «Kövlü memleketin efendhidir» s5«ü de bövlece Rerçeklesir. Kövlülerimlz seclm zamanlannda kanılanna geçip bol bol nutok atan politikaeılan dinlivorlar. Bir sürü ıvır uvır üstüne lâf salatası karın dovurmoyor. Oknl, hastane, dolttor, ilâctan yoksun ve medenivetten nzak blr hsvat vasıvor kövlüniüz.. Bufedav mı eker, pancar mı, yoksa tfitün isinde pamuk tarlasmda mı calısır? Gerçektf hepsi birdir. KBvlü günesin altında topragm üstünde alınttri dokecek, çabalıvaeak, yeti«tirdiii firünü satacaktır. Kövlünün ürününü ister devlet alsın. ister tüccar, eğer kövlü malını ivi fi>atla satarsa vüzü gülecektir, kötü fiyatl» satarsa anası ajlıvacak, colnk çocnğnyla perisan olacaktır. Bütün sihir, bütün nnmara, su fiyat denilen »eydtdir. övlevse sn flyat denilen sey nedlr? Bntdavın, paneann, tfltftnftn ve bütün ttrünlerln flvatlannı kim kovar? Bn fiyatlar mlntarafillah mı Inip çıkıyor? Tokss birtakım adamlar mı bn flyatlan indirip çıknnyoTİar? Köyltt aldıgı ve satti?ı mallann flvatlan konnsunda akıl yormalıdır. Köye gelen politikacılara da bn konnda sormalıdır : Fivatlan kim tesbit eder? Oerçekte bn sornmın cevabı vardır. 7.ira çazetelerfle irtt Bk eknrns : Hükfltnet gazva&ına zam •v?ntı, tvikfinrcet tütün flvatlannı tesbit etti, hiikumct bujdav fi^atını t5vi,i ctti, hiikfimet şekerin fivatını artınvor, hükumet Bafra, v «ni Tîırman, tkincl slgaralannın fivatlannı yeniden avarladı C1ÎM>. Demek ki, kövlünün aldıfı ve sattıgı mallann çoğnnTiıı flyatlan nı hükflmet tesbit etmektedir, Peki hükumet nedir? Hükumet, masallarda anlatılan Zömrfıtü Anka knra çlbl ç8rflnmiven bir yaratık degildir. Bnpfin hükâmetin basında Süleyman Demirel vardır. Sülevman D"mirı>l'in «ivasi iktıdarı da kendi partisinin, yanl Adalet Partisinin ikti'iandır. Sıiphesiz Adalet Partlsi de birtakım Insanlann y6netimindrd<r. rtaha çokç.isı. mütegallibenin, kompradorlann, bankerlerin, patronların destfkledifi, «erekirse para verdiÇi bir partidir Aâalft Partisi Bu paralarla teşkilttını knrar. Bir partinin teskllâtı para demektir. Binalar tntnIacak, kiralar verilecfk, Reçlm masrafiarı. propastanda masrafları vanılsrak.. Bütün bnnlar, bir parti renginler elivle desteklenirse koIaviıKia viirfır. Vp hn partinin nolitikacılan Vövlere çelir : Ovunu7u hize \crin, siıi nurlu nfnklara götüreceği*... derlet. Sonra da ovları a'dılar mı pırrr Ankarava Simdl kBvlümüz blr noktava dikkatle parwk ba«malıdır. Efer sivasi iktidarda eerçekten kövlünün partisi hukümet etse kövlünün çıkarlarını düsüncceSi için kövlünün üretti^i malları değerlendirecek, ama kövlünün ihtivacı için aldı&ı mallann fivatlannı artırmıyacaktır. Kövlünün iktidan kövlünün perisan oltnaması volanda fiyatlar dengegini kollıvacaktır. Ovsa devletin rrsmi rakamlanna göre l!>64'ten 1967'ye kadar kövlünün ürünlrrinin fiyat! ya hiç artmamıs. ya da düsmüstür. Köylü 1%4'tc firettiffi malı 100'e satıyorsa, 1967'de bn mal 97,5'a düsmnstıir. Gerci bujday fivatı lN'den 108'e çıkmıstır, ama nohot inn'den "5'e. tütün 100'den 88'c, ?eker pancan 100'den 95'e, fındık 100'den Si'a düsmüstür. Bnna karsılık kövlünün tüketmek için satın aldıgı mallar 1964' te dnrmadan pahalılanmıs, fivatlar artmıştır. Bu mallan kövlü 1964'te 100'e alırken 1%7'de 125'e çıkmıstır. Yanl köylü 100 knrnsa aldıjh malı 12$ knrnsa satın almak zomnda kalmıştır. Gazyaîı, basma, kapvt bezi, sabnn, seker, sigara, margarin yagı hep pahalanmıstır. Eçer kovltlnnn siyasi iktidan Ankarada olsa, efter kovlunfln eıkarlannı düsünen bir giyasi parti iktidarda olsıt bSyle ml olurdn Hiç şüphesiz kl hsyır ! Eğer memleketin efendisi gerçekten memleketin efendisl olsa sBmürülmekten knrtnlnrdn. Rucrün kövlü yoksnllnk içinde çırpınır, malını deferlendiremezken, aracmın ve tefeeinln elinde helâk olnrken tstanbulda bir yabancı lSstik knrapanyası yılda 30 milyon llra kâr sağhyor ve tabiî bn 30 milyon birkaç kisinln eebine giriyor. Dahası da var, bu 30 milyon lira kSnn ve bnnnn gibl «ömüriiden dogan kârlann bir kısmı da Adalet Partisine bagışlanıyor ki partinin politikaeılan köylüaiin »ysftn» kadar K<d1p aldatmseaTi Te sffmürraeceyl strâürtfeiUin dlye .. KBvlümüzü blr dönme dolaba baglamıslar, bir kısır dongflde çevirip tömürüyoTlar, bnna kimsenin kn«,ko«.o olmıya I T Oysa ysa, bugttn devletin sosyal düzeni, din kurallarına değil modern bukuk ilke ve temellerine dayalıdır. Evet bugün Türkiyede her yurtdaşın vicdan ve dinî inanç özgürlüğü vardır. Ne var ki, vicdan, dini inanç özgürlüsıi, oteki özgürlüklerde olduğu gibi suursız değildir. Din ve vicdan özgürlüğü, biçbir zaman siyasî alanda bir aldatma ve sömürü konusu sayılmv nuştır. Kimse, kişisel çıkan için, siyasal atnaçlaruıı gereeklestirmek için dini kendine aıaç yapamaz, kimsenin din duygulanm kötüye kullanamaz ve kimse dince kutsal sayüan seylert ard düşüncelerine ve amacına nygun yönde knllanamaz. Bugünktt hukuk düzenimiz bn ilkelere day anmaktadır. Bugünkü Türk Devleti dinle düny» lslerinl ayırmıştır. BugünKÜ Türk Devleti din kurailinna dayalı teokratik bir devlet değil, millt, demokratik, lâik ve »osyal bir hukuk devletidir ve temel llkelerini müil möcadele rubnndan, nlusal egemenlikten ve hele hele Atatürk devrimlerine baglı olmanın bilinçinden alır. Din ve vicdan özgürlüğünftn kuıtlaman gibl gorünen bn knraUar aslında, bn Szgürlüğun engellenmesi değil korunması Içindir. Toplum yaşantunnda, nmraıı bir Szgnrlük doçünüleme», Her özgürlüğün kötttye VuUanılınan hukuk dttsenini temelinden yıkar. Bu konnda, ülkemMn •reçirdigi aç» deneroeler, yasa koyucuyu lyiden iylye, düşündürmüş din ve vicdan özğurlfiğünn, 'tlyaset ve din yobaa O arihlmlzde, her yenilik çabasının karşısma blınçli «iç ve dıs düşman ve çıkarcı» gruplan «Din elden gidiyor» yaygaralîn ile dıkilmışler ve peşlerinden kandırdıkları kıtlelerle ileri hamleleri köstekliyebilmişlerdir. Gerçekte Türk halkı uysaldır, kandı••• nlmadıkça kanunlara karşı gelmek egılimmde değıldir. Din 1 1 3 aşta Anayasa, düşunce, inanç, hak ve flı:::: sim olarak bağlıdır fakat dinın ne •** BÜrlükleriyle vicdan ve din özgürlüğünü gü • •• • oldugunu bümez. Istemldıfti ^a•••• ven altına almıştır. Anayasamu 19 uncu madde• ••• man istenilen yone kanalıze edtl:::: »inde açıkca «Herkes, vicdan ve dini inanç ve meye müsaittir. Bugün yine çokanaat hürriyetine sahiptir.» demektedir. öyle ise gunlugu okuma yazma bilmiyen kimsenin dini Inançlann» ve kanılanna kanşılıvvatandaşlarımıs önüne maksatlan maz. Başkalannın dini inançlanna kanşmamakçeşitli; hedefleri tek insanlar düşla birlikte, bunu sömürmek devletin sosyal ve müştür. Her zaman olduğu gıbl hukuk düzenini politik amaçlan ve kişisel çıkarbu sefer de akımlann iplerlnl tulan için bozmağa çalışılırsa ne olur? Yasa kovutanlann perdesi «din kurtancılıcu, bu sorunu düşünmüs bu türlü kötü davranı?ğı». lan önleyecek hükiunler getirmiştir. örneğin: Anayasaıun 19 uncu maddesinin 5 inci fıkrasındn: İnkılâplan gerçek «Kimse, devletin sosyal, iktisadî, siyasi veya hukukî temel düzenini, tasmen de olsa, din kudin adamlan reddetmez rallarına davandırma veya sivasf veva şahsi çıtatürk inkılâplannı, gerçekten kar veya niıfuz saçlama amaciyle, her ne suretIslâm duıinın derınliğine inmış le olursa olsun dini veya din duygulanm yahut din adamlan reddedemez. A dince kutsal sayilan »eyleri İstismar edemeı ve tatürk inkılâplan İle kurulan Cumkötüve kullanamaz.» denilmektedir. Anavasanln huriyet idaresi ile devlet yepyeni bu yasaçı dışın» çıkıhrsa, eeza sayısına göre cebir laik hüviyete büründü. Ata•a verilir. turk'ün kurdııgu Cumhunyet idaTürk Cn> Kanunu 163 flncü maddesinde Ana•••• ••«• resi, asıl Kur'anl Kerimin bu hu• ••a Ta^anm yukanda beHrttigimiz buvruguna ve » • • • • «•• sustaki göruşüne venıden bir drt•••• ilkesine aykın davTanısta bulunanlara verilecek • ••• *•>• nuştur. Seçım ve fıkır esasını ge• ••« ceza gösterilmiştir. Lâikliee aykm olarak propa• «•« tırmekle Cumhvırıyet, Kur'âm Ko• ••• • *•• ganda yapanlar, başkalanna telkinde bulunan rım âyetlennın özüne uymuştur. kimseler bir yıldan bes yıla kadar hapis ce7aAtatürk, laıklik prensipi ile din »ına çarptırıhrlar. Bundan başka kismen bile olsa dini ilke ve inançlara nvdnrmak amacı ile •!•• duşmanlığı yapmamış, vicdanlarm hurriyet sağlamıştır. Başlıbaşına ve özellîkle dinl veya dini hissiyatı veya dince eğıtım ve ihtısas ıstiyen devlet i$kutsal tamnanşeyleri sömürerek sivasî çıkar VPlerınde, dünya mılletleri ile müna\a kişisel nüfuzları için propaganda yapanlar, sebetlerınnzde butun detayları ila telkinde bulunanlar da gene böyle cezalandınlır. durum muhakemesı yapılıp ondan Devletin sosyal, iktisadî, siyasi veya hukuki te sonra vanlacak bir harb kararınmel düzenlerinin yıkılması amaciyle dini ve din da din adamının müessir olması İnançlarını sömürenler de bu maddeye göre cefel&ketten başka ne getirebılır? za görürler. Bu suçlar. gazete, derpi, kitap ve Atatürk, «joırtta sulh, cıhanda •••• benzeri gibi yazılı belgelerle veya hile yoluvla sulh» polıtıkası ile saldırıya uğr»islenmiş olursa cera, üçte birden yarıya kadar madıkça, harbın aleyhınde, banşartınlmıştır. çı, Kur'ânı Kerım esasma uygun bir yol çızmiştır. Atatürk, medenl kan\ınla tek evlilik esasını getirerek, «Yuce Tannnın» (en dogru) «••• nayavanın, ceza yasamızın bu nükümleri • ••• • ••• tavsıyesine uygun davrannuştır. yürürlükte iken. din konusu. dinî inaçlar iki asın uç tarafından sık sık siimürülüp durSonuç: • • maktadır. Gazetelerde okuduçumuz bu tür ml • •••<• ir kaç bnemli hususta yapı'.sn tineler, toplanttlar. vasalar nvçııUuna ile yetkill inceleme, Kur'ânı Kerimle A olanlann gözleri önünde olup gidiyor. trtica, ken• ••• tatürk lntalftplan arasmdakl dini koruyanlara da acımaz. Tarih göstermiştir ki • *>« • ••• paralelliği gbzler önüne serer. Tür lrtica, attşine körükle ütürenleri de kendl ocakiyedeki «Mukaddesatçı ve dindar» ginda yakmıstır. Ne var ki, dinî ve siyasi irticam oephe, «devrimci» adını alan cepyıkmak istediği hnkuk düıeni içinde, tarafm* 1 hej'e düsrrmrHiır. AmerttMya atıs olan ve hiçbir knsurn bıılnnmayan yurtdaslar "'tötanı vatan ihanetl'ile, «MnsızlHcle bulunmaktadır. Kendi politika ihtiraslan ugrun» suçlar. Gerçekte, bir inasn Müsıubu değerll nlusa kıymaya kimsenin hakkı yok• «•• mansa ırkçı bir milletin karşısıntur. *••• da olur. Amerik» ırkçı ve harbçi kaldıkça devrim cephesl İle dindar (1) Şeyh Said ve îsyanı, Metin Toker, sayta: SS cephe aynı safta olmak zoranda•••* dvrlar. Kısaca, hayırlı olan ne varsa, onun yanında olmak zorunda Dsmçtay tkind D«ir« Bıçkanı v.u lannın saldınsından kornmaga çaUjmiîhr. As :::: luıd», vicdan ve dini inançlarla oynayanlar ıteijle oynadıklarım bilemezler ya d« unuturlar ve ny•a her davranışlannd» lapık dü<jünce ve görüj ::: lerle dolu kalalannı Türk yasalarmın yalçın kayalarına çarpa çarpa parçalarlar. ••»• • ••• •••• • ••• • ••• • ••• •••• Sorunun hukuk jjönü Hii A lli! Sonuç A B onra, Sayın Arsel «tembel ve kotu» oğrencileri bir hasım olarak görmektedir. «Çalışmayana hiçbir aeıma blssine kaavın Perihan Velioğlu'tvm pıimadan, hiçbir müsamaha gos(Hemşirelik Bakımı Üstütermeden, ve hele ögretmen kane) baslıklı yaa» Ugl çeWatill «yetersiı'in intikamı» ndan cidir. Aynı mesiek mensubu ve hiç yılmadan yolnmnıda yBrühemfikir olarak Hemşirelik Ka mek ve buna mnkabil çalıssm nunu çıktı çıkmcak diye senebastaeı etmek .. lite blıim idealeree çalışıp, otuzdört yılınl doldu limiz» dıyor. dan hemşire arkadaslarım maddl Hemen belırtelim ki, çalışana ve manevl haksızlıklara maruz verdıği değeri saygıvla karşıhyor kalmışlar; haklarını aradıkların ve yurekten destekliyoruz. Fakat da tayinler derhal çıkmı? ve en •tembel re kötü» öğrenciyi bır çalışılmıyacak şartlar altınd* e« hasım olarak gormesini de doğru mek istemişlerdır. v« yerinde bulmuyoruz. Çünkü Halbuki egitimleri Hseye dayalı onlaT herkesten çok, siz hocalarıokullardan mezun yüksek hemsire nın yardım ve desteğine rouhtaçlerin şahsiyetleri Idareci arkadvv tır. Bir hasta için doktor ne ise, lann sayesinde gelişmiş, İki sene «tembel ve kötu» öğrenci için de lik Sağhk Kolejt öğretim Uyeliginöğretmen odur. den okul müdürlüğüne kadar yük Onları ç«h»kan ve iyl birer seldiler. Demek oluyor kl sağlık öğrenci olarak topluma kazandrregitimin Universite çapında bir mak, az da olsa «izlerın bu yolda okul ile gelışmesini bize tspatla girişeceğiniz ıçten çabalanmza mıştır. Ankarada hemşirelik Uni bağhrfır. ATAMIZ'ın dedıği gibi, versite ayanndayken, tst. Onlver «Muallimler! Yenl nesıl iizin esıtesi bir yardıracı personel mes»eriniı olscaktır. Eserin kıymeti leği Ebe Okulu senelerce evvel «ızin maharetiniz ve fedakârlığıbaşladığı halde bustüne dek ge nız derecesiyle mütena»ip olaliştirememiştir. Bız hemşireior caktır». magdur duruma belki de Sağlık Sonuç Vekâletinın çahşmasından başl^a ğretmenlenn de gerek nicelsbirliğl yapacak Kızılay ve Verem lık, gerek nitelık bakımından Savas tesekküllerınden başka 'syeterli olması ve öğrettnen birhŞi görememenin ızdırabı lçerile öğrenci arasındaki uçurumu •indeyiz. kaldıracak ybntemlerin bulunup uygulanması gerekmektedir. Biz SONUÇ bu konuda, îstanbul Üniversitesi Devletçe ve milletçe elele »erCerrahpaşa Tıp Fakültesinde bu menın sırası gelnuş ve geçmeicyıl uygulanmaMna başlanan tütedır. tor yani «Velılik Sistemi» nln diZehra EREN ğer Fakültelerce de benimsenmeGevher Nesibe Sağlık sınin ytrarlı olacağma inanıyoEgıtım Enstıtusü mezunu ruz. Ertan TJRtTNOA Hukuklu î»t. Hemşirelik bakımi iistüne Doğru değil S S O Yetersizliğin nedenleri öğretmen tni; RıuaHim avm Nadir Nadl (MTJAIr LtMT.ER BtSLtÖtl konrresindeki öztürkçeye karta tutumu basyazuında yerrmştl. Bu yazıya karsı (Muallimler Bir ligi Başkanlığı} lmzalı bir cevap da Cumhurlyette yayınlandı. Ben bu cevabın bir ftkrasına dokunacağım: Muallimler Blrligi Bsakanlıftıl Bizim Unvanımı* «Muallimler Bl ligi» dlr. Değiştiremeyia. Nlteklin Nadlr Naoi de gazetestatn Bdi Cumhurtyet'l degişttrmiyor df divor? Cumhuriyet deylml 100 yıl 8ne* de Osmanlıcada bftyle \&. 1OT3 yı lında Cumhunyetın Hftnmda da bu deyim böyle kaldı. Dil Devi minde bu kelime degişmedl. 1961 Anavasasında da başka bir tarsı lık konulmadı Cumhuriyet olarak devam eyledi. Bu itibarla Nadır Nadl de ga zetesinin adı «CDMHTTHİTET»1 neden ve tasü biı kelüne ile değistirsln? Ama «muallim», tVztUrkçe karsılığı bulundu, ÖĞRETMEN ol*ı. Fakat baa ögretmenler ken<Ule'rt ni hâla mu»lUnı sayar Te fcururalannın adıra da degıştirmemekte urmr ederlerse bu gerlcilik » y mak elbette verinde blr sey OIMT Muzarfer ATAYMAN Küçükyalı »T: S ) ( coca^LARİM fTİNİ ^ <sŞî Q ' 'ııriTllrrt?* î \ ^^ i > avın Prof. Dr. llhan Ar«el, «Tetenitin tntikamı» başlıkh yazısında, «Üniversite'ye glren ögreneileıimizin büyük bir çoSrnnlnkla, Universite seviyevindeki ö|renimi yapablleeek formasvonda olmadıktan başka, Üniversiteye girdikten sonra da, yeterli nitelikleri haiı olarak hszırlanmadan ve «aydın» deyimine ltyık olmadan diplom» aldıkları Te hayata atıldıklan gSrülmektedir» diyor. Bu gerçegi bir öğrenci olarak da kabul etmek 70rundayız. Ne var ki, sayın yazann bu durumun nedenletjnden biri olarak onemlı görup vazısında ele aldığı konu, yuzeyde kalmakts ve duruma açıklık getirmemektedir. Çünkü ona gore bu neden, öğrencilerimizin tembellığıdır. Oysa öğrencının «çalısma gayretini, okuma hevesini ve kendl kendini yetigtirme azmini» doğuran unsurları onun kendınde rfeğil, dısındaki nedenlerde aramak gerekirdi. tnsanların doğustan «tembel ve kötü» olduklarım kabul edemeyiz. Yetersizliğin bizce onemll ol»n genel nedenlerini açıklaraasına girismeksizin şöyle sıralıyabihnz : (T) Kkonomik nedenler, (î) Ruh« sal nedenler, (5) Sosy»l nedenler, (î) Siyasal nedenler. Eger başarılı ve yetenekli Bğrencıler görmek ıstıyorsak, önce S •!•••••• ••••>•••••••• •••«••••••••••••••••a VE F A T Bursa eçrafmdan ve İstanbul Darülfunurm müderrialerinden merhum Halil Edib İU merhunıe Fatma Saide Hanımefendinin oğul. lan, Lola Törehan'ın sevgili eşl, merhunj Lebib ve Said Törehan'ın kardeşi T.C. Monako Fahrî Başkonsolosu HABİB EDİP TOREHAN tedavi edılmekte olduğu AJmanya'da Bad Kissingen'de Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Naaşı arzusu gereğince yurda getirilip 28 Mayıs salı günü öğle namazmı müteakip Şişli Camiınden ahnarak Zincirlikuyu'daki ebedt istırahatgâhına tevdı edilecektir. Tann rahmet ve mağfıretıni iızermden eksik etmesin. ZEVCESt İstanbul Vilâyeti Daimî Encumeninden 1 Beykoz kazasına bağlı ömerli, Koçullu, Sırapınar, Hüseyinli. Kılıçlı, Cumhuriyet Köyü, Polonezköyü, Bozhane, Oğümce, Gbllü, Paşamandıra, Riva, Alibahadır, Mahmut Sevket Paşa, Paşaköy, Yenidoğan köylerinln elektriklendirümesi iıleri 2.000.000 Iirası bu yıl, kalanı «el«c«k y ü Viliyet Bütçelerinden ödenmek kaydiyle 4.738.172,75 Lira kesfi d»ire»inde yapörüması. tlk teminab 155596 Liradır. 2 Şile kazasuıa bağlı Çayrrbası, Kabeko», Akçaket», Imranlı, Karacaköy, Bozgaca, Şuayjpll, Kurfallı T « Y«silç«y köyleri orta v« alçak gerilim Elektrik sebeke«l insaatuun 1.000.000 Lirası 1968, kalanı ise 196» yıllan VUlyet Bütçelerinden ödenmek kaydiyle 2.387.188,15 Lira çevTesinde yapımı. î l k teminatı 85J66 Liradır. 3 Bakırköy kazannın Barbaros, Çavuıpafa, Soğanh, B»hç« T» Kıbns Caddelerin* Granit Parke kaldırnn Sn5a»tmm 1^00.048,95 Lira dairesinde yapımı. t l k teminatı 55.752 Liradır. 4 Gaziosmanpaşa kazasuım Küçükköy yoUanna Granit p«rke, *dl kaldmm v» Sanat yapılan insaatmın 753.630,45 Lira dahilinde yapımı. tlk teminatı 33596 Liradır. 5 Çatalca kazasına bağlı Yalıköy tçmesuyo Tesisatı in•atının 115.000 Lira çevreoinde yapımı. tlk ttminatt 7A0O Liradır. 6 KÖy yollannın Asfaltlanmaaı için 1 adet Asfalt Rala Tankınm 90.000 Lira çevresinde alıım. l l k teminatı 5.750 Liradır. 7 Köy yolları inşaatmda çalışan Motorlu vasıtalarla Yol ınak'ınelerine lüzumlu 5 muhtelif boyda 120 adet dış lâstik ile ayni eb'atlarda 80 adet iç l&stiğin 66.848 Lira dahilinde alımı. tlk teminatı 4 593 Liradır. Keşif v e tahmin bedellerl ile ilk teminatlan yukanda yazılı işler 18 Haziran 1968 Salı günü saat 15'de tstanbul'da Aiıkara Caddesindeki Vilâyet binasında toplanan Daiml Encümende a y n ayrı kapalı zart suretiyle talibine ihal* edilecektir. Şartnameleri İstanbul Y. S. E. Müdürlüğünden ahnacaktır. 1«teklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu, 1968 yılı Tlcaret Odası vesikası ve alunlardan gayrl isler için aynca şartnBmelerindeki kayıtlara uyularak eksiltmeden 3 gün «vvelln» kadar Vilâyet makamına müracaat edilerek «lınaeak yeterlik b«lg«lerini havi olarak haarliTaeaklan kapalı a r f U n ihale güntt w «t 14'de kadar Debnl B M H B M M v«jnı»eleri lâznndır. Yeni Ajanr 2728 5' VEF AT I » • • • »» •• »• • • • •»• » •» < SRTILIK ÇOK KIYMETU KÖŞK Boğazm en mutena semtl Yeniköy'de, ana cadde üzerinde • t Bîiyiilc Kaybımı; Ailemizin kıymetli varlığı hamiyetperver insan Balıkesir eşrafından İzmir Şımal Cephesi Müdafaai Hukuk Heyeti Merkezıye azalarmdan Bahkesir eski Belediye Başkanı ve Milletvekillerinden Ayvahğın tanınmij tuccarlarından fabrikatör Yany* eşrafından merhum İbrahim ve Hatice'nin kızları eski istanbul Valisi Süley/man Sami Kepenek'in eşi Fahrünnisa Ögelman, Buenes Aires Büyük Elçisi Fuat Kapanak, ve Müfit Kepenek'in «nneleri, merhum Hayri Ögelman ve Nezahat Kepenek'in kayınvaldeleri, Avukat İbrahim Atanan'ın teyzesi, Engin İnönü, Hakkı Ögelman. Hülya Kepenek ve Süleyman Kapanek'in büyük anneleri, Ömer İnönunün büyük kaymvalıdesi Hayri İnönü, Eren İnönü'nün nineleri YANYALI • geniş cephesi üe ttuaamen denize nâzır, MUZAFFER BUDAK • Villâsı nâmile mârui muhteşem villâ sabhktır. • 1.085, m/2 bakjmh bahçe içinde en titiz isçöik •• tamarnen ithal malı en lüks malzeme ile lnça edilmi? olan esas bina, dahilen eşsiz harika renklerde menevisli masdf mermerle kapll olup, günümüzÜA akla gelebilecek her türlü konforunu ve en mükemrnel teâsat ve teşkilâtuu nefsinde toplamı» bulunmaktadır. Aynca bahçede büyük müştemilât, garaj ve ser. Tel: İstanbul, 1719 arasi: 44 82 73, diğer saatler: 63 41 2S. Adana: 54 51, 41 99, Tarsus: 12 12. HULÜSİ ZARPLI Ayvahk'taM evinde Hakkın rahmetin» kavusmustur. Cenazesi Balıkesir aile kabriatanma defnedilmistir. Akraba TO dostianmıza duyuruhır. AİLESI Cumhuriyet 57S7 Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 28 Mayıa 1968 pazaı günil öğle namazını müteakip Şişli Camiinden ahnarak Edirnekapı Şehitliğinde aile kabristarjna defnedüecektir. Çelenk yollanmaması rica olunur. Cumhuriyet MUZEYYEN KEPENEK İstanbul Yüksek Teknik Okulu MüdüHüğünden: (YILD1Z) .»•»••»»•»••••»•»•• >••••••••• •••••»»»»•••» Cumhuriyet 57S3 •»•»•»••»»»•»>•»•»•»•••••••••••••»»»•»»•••••• | ELEKTRİK MÜHENOİSLiRİflE DUYURU: ELEMAN ARANIYOR SEKRETEE : Çok iyi İngilizce büen, StenoDsktllo re asgart 5 senelik if tecriibesi olan; MÜTEBCİM : İngilizceden Turkçerf» r* Türkçeden îngUlıeeye bÜıakkın tercflme yapabilecek, asgarl S »eneUk lş tecrtbesi bulunmn; t«rcihan yüksek tahsüli reya kolel meıunu ÜgiUlerte mesa! «asderi dahilmd» (tZMİT Tlltunçiftlik) »••kündekl tPRAf R«flD«ri*< Ptmmel ÇubMİZM binat n A n a ı t etm«l«rt Ü«r«tW tatmlnkârdı*. (ttnollıkı ^ İJI.T.T. tdaresinin Uânla belirttigl, yenl mOhendl» «nn« A • isteğine, «Hâlen idarede çalışan meslekdaslarımızın haklannın • i korunması ve meslek tesanttdü yonünden» hig bir ttyemlrin « > • ikinci ilânımısa kadar muracaat ermemeleri Bnemle duywul\îr • I ELEKTRtK MÜHENDİSLERt ODASI • •••»»••••••••••••••••••»»•••••••••»••••••••»• Okulumuz Matematik, Fizik ve Mesiek Dersleri için asistan alınacaktır. Matematik, Fizik asistanlıklanna müracaat edeceklerin lisans oğrenimi; mesiek dersleri asistanlıklanna müracaat edeceklerin yüksek mühendislik oğrenimi görmüs T» askerlik hizmetlerini yapmıj olmaları gereku*. tsteklilerin 10 Haziran 1968 gtintme kadar bir dilekçe Ue Okul Mfldürlüğüne başvurmalan duyurulur. F«xk bügl Okul Müdürlüğünden alınabillr. (Basm: 17989/577