19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKÎ 10 Mayıs 1968 CUMHURİYET NEREYE GIDIYORUZ? Sadi KOCAŞ u sırada herkesin birbirine veva kendi kendjsine bu soruyu sorduğunu muşabede etmenin ağırlıgı \e uzuntusu ıçındeviz. Aşırı sağcısı ile, aşın solcusu ile, sozde mılliyetçısi, sozde mukaddesatçısı ile ve bütün çıkarcı gruplan ile berkes kendisi gibi düşünmeyenlerı suçlavarak memleketi bır cadı kazanı haline getırmekte âdeta bırbırıvle jarış balinde. 29 hısan akşam uzeri Kızılay Meydanmda vukua gelen olavian aksı bir tesadüfle 35 dakıka kadar ibretle seyrettim. Polisine, jandannasına, snil ve unıformah bir suru yetkilisine rağmen devlet otontesının joklugunu, hıclığuıi tesbit ttmpııııı uzuntusunu vasadım. Uç gundur, o gıin gordukle imın tesıri altmdayım. Bu arada birçok kımselerle, gerçekten av. dın, vatansever, kapasiteli, gerçekten herbırı keııdj gucu ile devletın en üst kademelerıne çıknvş veya herbiri bır alanda otorite olmuş dostlaJa goruştüm. Bu van. o gunku muşahedelerimın \e iiç gunlük dusunce \e temaslarıtnın sonunda, munhasıran devletı idare sorumluluğunu uzerine alan en buyuğunden en küçüğune kadar butün yetkiUlere gorevlerini ve sorumluluklarını hatırlatmak; gerçek avdın ve vatanseverlıre ve nihayet butün nullete hak ve vecibelerini bır defa daha tekrar etmek ve (Nereve Gidiyoreu") «orusunu butun açıkiığı ve çıplaklığı ile sormak gayesijle yazümıştır. •••• •••• TOPLÜM ve BOŞANMALAR . Zırva ile tevil Suleyman Demırel kendınden bekleneni yaptı. ' Basbakanlık koltuğunda oturan bır kısinin Anavasa Mahkemesi kararı karsısmda susup saj gıj la oturması? veya hiç olmazsa Seçim Kanunu hakkındaki kararın gerekçesım beklemesı düsumılördü. Basbakanlık koltuğunda oturan Suleyman Demırel, karann mürekkebı kurumadan balıklamâsma tartısmava dalmıstır. Nitekim Çay Demırel, hukukî makam ve pes perdedep uzun bir gazeli dun gazetelere okumustur. Adalet Partisı Baskanının bırdenbire hnkuksınas kesılmesi övgüve lâvıktır! Ama ne yazık ki, bu «hukukî» çıkış da Anayasa Mahkemesinin kararını tartısmak biçiminde olmuş ve baçımsız devlet organlanyla Demırel arasındaki çelismeyi bir daha gozler önüne sermistir. Gerçekte Anavasa Mahkemesinin karan Sülevman Demirel itibanna ındınlmıs ağır bir darbedir. Eğer demokratik çarklarnı isledıği bır ulkede olsavdık, bu yenilgiden sonra Demirel'in cekılmesi gerekirdi. Tıllardan beri Büyük Millet Meclisini ve partısını veni bir seçim kanunu havali pesinden sdrüklemiştir Demırel Parlâmento bu vüzden altust olmus, partiler birbirine «rırmış, mılletvekilleri kıvasıva dövüsmüş, engelleme hareketlert bırbmnı KOvalamıştır. Suleyman Demirel : •. tlle de bu kanunu çıkaracafım.. diye tnttnnnnştnr. Muhalefetten aklı başında olanlar : Bu isi kıvıramazsın, etme evleme. memleketin bâşfca dSvası mı vok diye nasıhat etmistir kendısıne.. Çıkanrım çıkaramazsın itismesi üstüne aylarca süreçelmistir kav calar.. Meclisin Itıban halk ovu öndnde bu vüzden zed*lenmiştir. Ve bu vüzden nice değeriı zaman. kav bolmuş, sonunda tam Meclis tatıle gireceği çünde vaneından mal kacırırcasına A.P.'nın seçim kanunu çıkanlmıştır: Kanun Meclısten çıktıktan sonra Demirel : Gordünüz mfl ! der gibi sisinerek ortada dolasmıştır. Anavasa Mahkemesinin kararı iste avlardan ve hattâ yıllardan beri süreçelen bu ıddianın balonunu sondurmııstür. Ancak bavretle eoriılüvor ki, A.P.'nın kılavnı kaptanı, gemıvi karava oturttuktan sonra buviık bjr fütursuzlukla Anavasa Mahkemesinin karannı da tartısmava çıkmıstır. Gercekte bu heıimetten sonıa sandalvesınde otunnası bile gariptir. Bir hukumetin basmdakl adam bir dâvada iflâs ederse : Arkadaşlar ! Ben bu işi kıvmunadım, partimi ve bukftmetimi müskül mevkie düşürdüm, beni affedınız demesmi bilmelıdir. Ama bövle bir davranı<n elbette Demirel'den beklivemeviı. Tersine Demirel derhal Anavasa Mahkemesini suçlafnava kalkısmıstır. Bu volda sövlediğı sözlerin çercekle ne kadar.ılıskisi oldugunu gSstermek ıcin bir örnek alalım. Dcmırel dıvor ki : « Arialet Partı^ı Spcım Kanunundakı değışıkhSı ıktidarda kalrrak ıçın vapmıs d^îı'dır Adalet Partisi hem reyde adaletı, hem de ıstıkrarlı iıukume'lerı seçim sıstemınm temeh addeder. Şimdı re\de adpletı seçim <;ıstemırın temeh addettıgım» söyliyen Suleyman Demirel'ftı pesine düstügu »istemin ne kadar «daletsiz oldugunu rakamla görelim : Eğer A P . seçim kanunu olduğu gibi yürürluğe gırsevdi; geçerh oy savısı 120 bin olan ve 3 mılletvekin çıkaracâğı kabul edilen bır ılde : » A partısı 40.006 oy alarak 3 mılletveküi çıkaracaktı, B partisı 39 999 ov ile mılletvekıh çıkaramıyacaktı, ve C paıtısi 39 995 oy ile mılletvekıh çıkaramıyacaktı. Sonuç bakımından 40 O O f i ov alan bır partı 3 mılletvekıh çıkanrken 79 994 va'ardaş ovu hıçe gıde^ektı 120 000'hk bır ılde yuvarlak rakamla 80 000 vatandaş parlamentoda temsıl edılemıyecektı. Anayasa Mahkemesinin yaptıçı değisiklıkle vukandakî OT mikUrlarını alan A, B, C partileri de birer milletvekılı ile Meclise gireceklerdir. Bu kadar açık ve kesin bir hesap karsısmda Basbakanlık koltutunda oturan lat hâlS konuşabilivor. Hâlâ adaletten, haktan, hukuktan dem vurabıliyor; ve karaya oturttuğu geminin kaptan koprusunden pnslasının doğru oldugunu iddia ile nutuk atan kaptana benzıyor. Pes, demekten başka çare yoktur pervasızlığın b5ylesine... Bır toplumda mantıksızlığa \erilen prim yüksek olduğu zaman polıtıka havatının doruğunda urvalann en te\il göturmezine de rastlanabilir .. •••• ••>• • ••a • ••• • ••• B SENATÖR olarak kolay vaşadık, kolay geçirdik. Yukarıda saydığımız butun umit alâmeti Anavasa müesseselen başarılarak hakikaten durust bır seçim sonunda millî ırade suratle tecelli ettirıldi. BunUr kısa zamanda bir hikâve, bir hayal, bır mucize gibi gelişen, fakat basarılan işlerdir. Ord. Prof. Dr. H. V. VEUDEDEOGLU^ 1 urk Medenî Kanununa gore boşanma sebeplerını ayn a\rı ınceleyıp eleştırme>e bu sutunlar yeterlı ve elverışh degıl dır. Biz burada sadece kanunda tamamlanması gereken bır eksıklık uzerınde durmak ıstıyoruz. Yıl 1968... ' e biz bugun 1956 60 ların anarşisi içinde, fakat o giınlerın umit kaynaklarından da mahrum vaşıyonız... Zira, Anayasa belki şeklî bir takım noksanl.v nna ragmen ruh ve muhteva bakımından mukeııımel . Anavasa Mahkememız, çıft meclısımiz, plânlama teşkılâtımız, ozerk muesseselerimız. her tıırlu teminatımız var... Daha iyisı can saelıçı. Ama çel gör ki, durumumuz ivi değıl Bu şartlar altında durumu daha ıvıve eoturecek alteınatıfin ne olabıleceğı herkesin duşunce ve uzun'u kouusudur. Hele. en vetkılı kısılerın ıkıde bır anlaşılamavan sebeplerle bahsettıkleri cinst.'iı bir ihtılâlin ne getirece&i bihnemez Millî iradevi S4VDIK, millî ıtımadı OY, v rdan hurnjetıni IRTICA, temel hakları ANARSI, devlet otorıtesini bır gruba karşı TERÖR, bir gruba karşı IAHRIK, bir çruba karşı MCSVUAH A şeklinde anlavan ve uygulayan bir vasat içindeyiz. Durum ilk bakışta 1919 dakinın aksı gibi görüluvor. Fakat tıpı tıpına avnıdır. Aradakı tek fark o zaman dostu duştnanı bılîvorduk. Dunma.ını elinde SEVR fermanı vardı. Mahdud bır gafıllar hevetirun dışında bır millî birlik, bır millî misak anlavışından çelcn tek fakat hududsuz gucumu/e ilâveten bu gucu kullanmasını bilen bir lider ve lıdcrler kadrosuna sahıptık < Bugun butun dunva dost kıüğında guva. Ihç duşmanımız yok. Hepsının elinde dostluk, vardıtn, ivi nivet, sempati, ivi komsuluk, ıvı munaselvt bayrakları var. Hepsınin niyetleri gayet giızel kamufle edilmiş. Ancak bu dostluk ve ivi niyet sloganlarının altında vatan gerçek niyetleri, ne kadar ustaca yurutulurse vurutiılsun, meselâ, bir KIBRIS, bir IMROZ ve BOZC\%DA, bir PONTVS, bir PATRIKHANE. IKILI ISTISMAR ANXAŞMV LARI. BOLGECILIK, DIN, MEZHEP kışkırtmalan ve butun dunyadakı ERMENILERIN kıskırtılması olaylan kadar bu tahriki yapanların kimlıklerı de goren çozlerden, dusunen kafalardan saklanamavan hıjanet ve ıbret alâmetlerıdir Ama ne vazık kı bu faalıvetlerın ardında vatan gerçek maksatları mılletçe kitje halinde gorememenin, duymamanın aczi ıztırabı, tehlikesi karşısındavız. Bunlan gormek benımsemek, bunlant karşı en azdan 1919 daki kadar birleşmrk verıne bir partizanlık, bir çıkar, bır sapık gave simsarlıeı bizi biribirimize duşürmuş vazıvett*. Yani. duşmanın plânı başarı ile tatbik ediliyor. Biz de buna vasıta oluvoruz. Devletın ıstıhbarat kavnaklan var. Devletın yetiştirdiği bu tehlıkevi çorebilecek evsafta insanlar var. Buna rağmen biz bu durumu kıvmetlendırip butun çıplaklıçı ile milletin durumu an3amasını ve birleşmesını sağlavamıvoruz Gerçek vatanperverin, duvan ve goren avdının ıztırabı dı işte sadece budur. Î Kararla ayrılık M Anarşi... urkive uzun vıllardır bir olu«;um içinded'f. Henuz dogru volunu bulamamış cemıvetlerın bocalaması icinde, 100 vıllık \akın tanhımizin se>rınden, \ak'alarından. sonuçlarmdan ders alamayan ıdarecıler vonetımınde bu gıdişin sonunu goremevenlerle gorup te ıztırap duymaktan başka bır şev vapamavanların bocaladığı bir anarşi havası hâkinı butun memlekete... Tıpkı kontrol altına alamadıgimız için A I > lah'ın bu guzel vurda birer nımeti olduğu haldc, felâket ve musıbet aratı halinde zaman zaman yataklarından taşıp önüne gelen her şeyi alt ust eden akar sulannuz gibi... Hâlbukı Tanrı bu guzel filkeve her şeyi fazlası ile vermiş. Bunlardan fa\dalanarak bir ceıınet \atan varatmak ve bu vatanda huzur ve r"fah ıçınde vasamak tâkıp etmemiz gereken t<"k yol olmalı idi bizim içın... Bu vuzden, bu yolu göremevıp yataklarınd.ın taşanlara (dur) demesım bılemeven, hattâ kuçuk hesaplarla taşkınlıklan teşvık edenlerin kar>ısuıda elleri boğurlerınde mukadder âkibetımue intizar eden iı'an sahibi v a tandaşlarımızla dertleşmek istıvorum bu vazımla... Benım soruma cevap veremejen, vermek ıstemeven, cevap vermek işıne gelmeyen bir avııç gafile karşı tek guven kaynağı olan, fakat fikreıı ve bedenen bır arava gelemedıkleri için âciz ve ümıtsizlık içuide kıvranan gerçek vatanperver, gerçek dindar, gerçek milliyetçı Türkleri birlesmeve dâvet etmek ıçın acı da olsa yazacağım butun gerçeklerı... • ••• • ••• edenî Kanunun 135 ıncı mad desınde «Bosanma dâvasını açmaga hakkı olan taraf, dılerse boşanma, dılerse ayrılık ıstıvebılır» denılerek, boşanma kurumundan başka bır de a\rılık kurumunu kabul etmıştır Bunun Medenî Kanuna konulma smın en onemlı sebebı, evlıhk bırlığını bır dereceye kadar korumak umududur: Medenî Kanun eşlere bu suretle bır deneme suresı ve evlıhk bırlığını venıden kurmak ıçın bır olanak vermek ıstemıstır. Banşma haIınde avrılık durumu kendılığın den «ona erer sursuz olan eş) müsterek hayata avdetten ımtıııa ederse, a>rılık hukmune esas olan hâdiseler munhasıran tâlıp (yani bo şanmajı ıstejen eş) alejhıne olsa bıle, yine boşanmaya bukmolunur» kurahnı koymuştur Bununla gudulen amaç şudur: Mahkeme boşanmaya değıl, eşlerden bırının kusuruna dayana rak onların bır sure ayn yaşamalarına karar vermiş, ancak bu sure dolduktan sonra kusur suz eş ortak aıle hayatına gerı donmejı red etmışse. kusuru olan eş boşanma ıstedığı takdırde mahkeme boşanmaya hukmet mek zorundadır Demek kı burada kusur prensıbıne artık >er verılmemış, davacı kusurlu olduğu halde, eşı eve donmedığı ıçın, bu kusur gozonune alınmaksızın, boşanmaya hukmolu nacağı kuralı konulmuştur. Ne var kı, uygulamada bu kural hemen hemen hiç ışlememek tedır Çunku kusurlu olan eş, genel olarak erkek taraf. ayrılık suresı dolunca karısını eve davet etmekte, fakat asıl nıyetı bosanma olduğu ıçın, oyle zorluklar, ımkansızlıklar yaratmak ta, hatta kurnazca ışkeneeler yapmaktadır kı, ortak hayat yenı anlaşmazlıklara, yenıden mah keme huzurunda çekışmelere, yenıden yalancı şahıtler gosterılmesıne sebep olmakta ve boy lece boşanma dâvaları, kapanmadan ışleyen bır yara gıbı surup gıtmektedır. rumunda sosyal ve ahlâkî bu şart olarak karşımıza çıkar Beş jıllık fıılî ayrılık suresı ıçınde kadın ve çocuk kocasından na faka alır. Bu nafaka, kesın bo şanma kararı verüdıkten sonra çocuklar ıçın yine devam eder fakat kadının nafakası kesılır tste beş yıldan fazla suren fulî ayrılıktan sonra bosanmavd karar verırken kadının bu nafa ka durumuna bır çâre bulmak lâzımdır. Bızce, bu çâre, kanuna boyle bır boşanma sebebi eklenırken bunun. kadına en son almakta olduğu aylık nafakanın beş yıl lık tutarının tazmınat olarak verılmesı şartmna bağlanmasıdır Meselâ 1 1 965'te boşanma dâvâsı reddedılmış ve bu karar 1 1 966 da kesınleşmış, taraflar barışmadıkları ıçın fıılen ayrı yaşamağa başlamışlar bu ayn vaşayış 1 1971 yılına kadar yani 5 yıl devam etmışse, o tanhten sonra eslerden bırının mahkeme ye başvurarak boşanma isteme sı halinde, artık başka bır «e bep ya da kusur aranmaksızın mahkeme boşanmaya karar verecek, ancak karının en son almakta olduğu nafakanın beş yıllık tutarının tazmınat olarak ko<a tarafından ona odenmesıne hukmedılecektır Boyle bır çozum tarzı karının mall guçluklerıni gıdencı bır çâre olarak duşunulebılir. Aynca efer Medeni Kanunun 143 uncu maddesındekı sebep ve koşullar varsa, beş yıllık nafaka tutanna ek olarak karı lehıne, boşanma ile bırlıkte maddi ve manevi tazmınat hukmedılmesıne de bır engel yoktur. • •>• • ••• •••« Medenî Kanununu almıs olduğumuz tsvıçre'de ayrılığd suresız olarak hukmolunabıldıgı hal de, bızım kanunumuzun 139 uncu maddesı «aynlıga bır seneden üç seneye kadar bır müddet içın bükmediür* demek sudetıyle bunu bır sure ile sınırlamıştır Aynlık bır boşanma demek olmadığı ıçın, eşler hâkımın hukmettığı sure ıçınde ayrı yaşamakla beraber, hukuk bakımından yine bırbırlenvle evlı savılırlar Bu ^ebeple evhlığın ken dılerıne yukledığı, mesela ««adakat» gıbı yukumlulukler de\ am eder. Erkeğın kadına ve çocuklara bakma yukumu yine devam eder Boşanma dâvası açılınca hâkım eşlerın barışmalarını kuvvetlı bır ıhtımâl ıçınde gorerek meselâ uç sene aynlıklarına ka rar vermiş fakat bu suıe dolduğu halde eşler barışmamışıarsa ne olacak? Eksik nokfa S şte Kanunumuzun eksık taI rafı buradadır Medenî Ka• nun, boşanmalarda yalnız kışı yararını değıl. toplum ydra rını da gozeten bır kanun oldu ğu ıçın, bu yonde olan eksıklıgı, kanun yoluyla tamamlamalı ve uzun surelı ayrı yaşamalarda, artık eslerden bırının ya da ote kının kusuru olup olmadığına bakılmaksızın, boşanmaya huk medılebılmelıdır Bır evlıhkte geçımsızlık olur, fakat dâ\âcı kusurlu gorulerek mahkemece bo^anma davası red ed.lır ve bu karar kesınleştıkten sonrd eşler barışmaz. fııll as rılık durumu kararın kesınlesmesınden başlayarak beş yıl surerse, artık boyle JDır evlıjllt ten hayır beklenemez. Eşler bir' bırıne yabancılaşmıştır Çoculf/ ların eğılımı ya ana tarafına, \a da baba tarafına yönelmış ve buna alışılmıştır Boyle bır evlılığı daha fazla fulî aynlık halinde devam ettırmek taraflar, ozellıkle davacı taraf ıçın mânevi bır ışkencedır Hele taraflar henuz genç, ya da orta yaşlı ı^eler, sırf bır tarafın menfaat beklemesı va da ıntıkam du>gu larını tatmın etmesı ıçın kanun hukmu ve mahkeme kararı bır nevî dayanak ve vasıta oluvur demektır Durum boyle oluncd, vukarıda belırttığım gıbı boşan ma davaMnın reddıne daır olan karar hesınleştıkten ıtıbaren beş vıl geçtıkten sonra artık bu e\lılığe, eslerden bırının ıstemı uzerıne mahkemece son verılmelı. \anı bu evlılık hakkınria boşanma karan çıkarılmalıdır 144. madde B Ayrılıktan sonra boşanma uncu maddenın son cumlesı, bovle bır halde, onlardan herbırının boşanma ıstıyeceğını bıldmyor. Ayrılık suresı dolduktan sonra açılan bır boşanma dâ vasında, ayrılık hukmune temel olan olaylar yalnız dâvâcının aleyhıne, yani butun kusur dâvacıda değılse, mahkeme onun ıstemı uzerıne, Medeni Kanunun 140 ıncı maddesıne dayanarak, boşanmava hukmeder Bu maddenın ters anlamına gore. ejer a\rılık hukmune esas teşkıl eden olayların tumu, ayruık suresmın dolmasından ^onra boşanma ısteyen eşın aleyhıne bu. lunu\orsa, yani butun kusuı orda ıse, boşanmaya karar verılemejecek ve onun boşanma davası reddolunacaktır İşte memleketımızde cereydn eden boşanma davâlarında eşle rın bırbırlerını suçlamaları, o/el lıkle kadının kocasına ku^ur juklemesı ve bunu ıspata çaiış ması, çogu defa da Kusurun ger çekten kocada olması, u^un turelı ayrüıklara ve boylsce bujuk facıalara sebep olmaktadır. undan başka Medeni Kanunumuzun 144 uncü maddesın deki «yoksulluk nafakası» içın konulmuş olan bir yıllık su re kaldınlarak, boşanmada kusuru olmayan ve boşanma sonu cunda buyük bır yoksulluğa du şen eş lehme suresız olarak bır voksıılluk nafakası bağlanabllır Nıtekım tsvıçre'de, yoksulluk nafakası suresızdır. Onlar dışarıdan... TC 1 ' vet. tarih tekerrür ediyor. Birkaç nzak ve *^ çaresut sanumi do^tun dışında butun dunya biribirimize iyıce duşecesımiz ve çokeceğtm!» \ u n ü beklivor. Bunun tahakkuku için çogunlukla çizli sinsi. fakat bazan da beceriksizce açık metodlarla gavret sarfediyorlar. Ve biz de içeriden, avnı sıstemlerle bir fcısmımız çizli sinsî, ve maksatlı olarak, fakat hrtjuk çoğunluğumuz gafletimız vüzünden bn tü$ ve iç bozçunculara âlet oluyoruz. Bu kadar açık, bu kadar acı gerçekleri haval ve evham uzerıne bma etmış olmamak için tarihe bir goz atacağım. 1919 Turkıvesını duşunelim bır k e r c . B'l çökmenın ıztırahı, dış ve ıç duşmanlarımız mcVnm başanlarının sevrtnci içinde idıler. Bir Mu* tafa Kemal ve arkadaşlan olmasajdı onlann bu sevinci belki de ebedı olacaktı. ı r . rtavaîle evhamia llgi»i yoktur. Kıtlenın uvku hapları üe, avdının terör ve demagoji ile, bir grubun menfaatle uytıtulması ve susturulmaya çalışüması; milletin sıyasi göriış farkı, din, mezhep, bölgecilık gibi nsullerle bölunmeye çahşılması, durumun millete olduğu gibi anlatüamamasının, millı bir talihsızlık sayılması gereken tek sebebidır Bugun bu kara tabloya, umıtsız gıbı gorunen durum muhakemesine rağmen durum umitsiz değildir. TJstelik bu milletin muşkul zamanlarda iş başarma gücu, denenmış bir avantajımızdır. Hiç olmazsa maddi bakımdan 1919 ların tlurumunda da değiliz. Herbirisi birer karışık ve halledilmez problem gibi görünmesine rağmen gerçekte hiç bir konumuz halledilmez cinsten değildir Bugün içinde bulunduğumuz durumdan kttrtulmak için gırişeceğimiz bir mücadeleyi başaracak güce ve imkâna sahibız Sadece bu konuıU karar almak ve o karan mılletçe, devletçe sonuna kadar tatbik etmek ihtiyacı içindeyiz. Bunun içın de sadece bu durumu gorebilmek, doğru değerlendırebilmek, imkânlarımızı doğru kuUanabilmek ve bunlan yenebılecek kadroları ş . 1 1 veya bu düşuncelerin ardmdan çekerek bir araya getirebilmek ihtiyacı içindeyiz. Fakat, maalesef bu yolda görulmüyoruz, Çnğunluğumuzla beraber, bu acı gerçeklen görmesi gerekenler, gormekten, tedbir almaktan snrumlu olanlar bile durumu çormemezlikten gelivorlar. Neden? Bu sorunun mahtemel cevabı ışın bu safhasında tek zaafımızdır. Işte bu ihtim»l bıle insanı urpertmeve kâfı. Durumu gorebilenlerın ıztırabı hududsıız. Durumu çorebılenlerın tek dertleşme konusu bu... Çunku bu gidişin sonunu ıvı goremıvorlar. Bugün venümez, halledilmez cınsten olmavan problemlerimız. kısa bır sure sonra hakikaten yenılmez, halledilmez hâle çelecek. Onlardan kurtulmak, onları halletmek va ımkânsız olacak veya hallı, buyuk millî bâdirelere sebep olacak. ^ Kanuna eklenmesıni duşundüğumuz bovle bır kuralın ve bu jondekı bır çozum tarzının tek sakıasosı otarak, bu kuralın zen gınler^lehıne olabıleceg^ duşunce^iflff Krtrı«ının son atflığı aylık nafakanın beş yıllık tutarını orie\ehılecek olan zengın kı«ıler boşdiıabılecek. ödeyeme vecek olanlar boşanamayacak; bu, adaletlı bır çozum yolu değıldır, denilebilır. Koca fakır ıse, karısı lehme hukmedılecek olan nafaka zaten çok az bır mıktar tutacağın dan bunun beş yıllık tutan da, buyuk bır yekun teşkıl etmez Kaldı kı, gosterılecek şahsi va da aynı guvence (meselâ kefalet. menkul veya gayrımenkul rehnı) karşılığmda bu nafaka tazmınatı taksıte bağlanabılır. •••••••••••••••••••••••••••••• TEŞEKKUR •••« Kalb mitral sitenozu ameliyatı ıçın büâhare yatınldıfım mevM Hst. nin her şeyden once buyük ve fazıletli ınsan Hst Başhekimi Savin General TEŞEKKUR Suratll ve çok flıtimamh tedavılerıyle beni tehlıkelı dunımdan kurtaran ve trutral sitenozu amelıyatına nazırlayan Tıp Akd Gulhane Has tahanesı 2. Dahılıye Klırnğı Dırektorü çok değerll ve hazık Prof Dr. MUSTAFA BİLHAN'a Butun dunvamn vanısıra. Padişahı ile, Halifesı ıK kuvavı ınzıbatıvesı ile bilerek veya bı!meverek onlarla işbirlığı vapan komutanları, idarecilen polıtıkacıları ve capulculan ile hirIcşen »nustevuvı vatanın lıarımi ısmetınde boğmak ve 1923 Turkivesını kurmak bugün bir çoV larının Sdnthğı çıbi tesadufen ve pek kolmy o!mamıştır. Kolay olmamıştır ama. muvaffok olunmuştur 1939 ların euclu ve hıllıassa havsiyetli Türkiyesıne. bu muv affakıvet temelıne oturtnlmus bır çalışma devrının sonunda ulaştık. Daha çok yokluk vuzunden, ınsan vokluğu. ımkân yokluçu, vasıta vokluğu. para vokluğu vüzünden bo ula«> ma da sanıldıçı kadar, eleştirildiğı kadar kolav olmamıştır. Kolav olmamıştır yine de o büyuk hedefe ulaşümıstır. Ikıncı Duma Harbı harıci ve dahılî baskı ve çıkar enıplanna ragmen buvuk bir dıplomalıK başarı ile atlatılmıştır. 1946 ların Turkiyesi. o günkü dünya oluşumu icinde ıstıkbale penbe gözle ve umitle bakırak, zamanının vanlış secıldiğj şundı aşikâr hale gelen çok partilı gerçek demokrasıvi alkıslarla karşılamıstı O eunun şartlan ıçınde destekleyeııler de desteklenenler de samimi idı. 1950 1960 Turkivesi samimi başlayan, fakat aynı ic ve dış baskı ve çıkarcı gruplann'n gavretlen ile dejenere edilen bahtsız bir devredir. Bazı kalkinma hamlelerinın başanlmasına rağmen, iktisadi ve sosval çöküntunün vanı sıra, bilhassa dış itıbar ve havsivetimızden çok şevler kavbettıiftmiz o devrede. en ümıtsiz insanların bıle içinde yine bir umit ışığı vardj. Herkes, her eun iımit veren bir seçim sistemi sonunda bu hallere son verecek bır Anayasa. bir Anavasa Mahkemesı, bır çıft meclıs bir plânlatna örgutu, hâkım, memur, tiniversite teminatı ve bir güvenlik muessesesinin bu duruma bir son verebileceğı umıt ve ıntizarında ıdi. Bu devre votıetıcilerinin bahtsızhklannın. suçluluklarının en acık, en inkâr çoturmez delili, otucmuş bir Turkivevi bır ihtılâl vasatına kadar gö. türmüş, hattâ ihtilâl gozle görülürken bile bunn göreme\erek ona sebebivet vermiş olmalandır. Buna ragmen her millet v e her memleket İçin bir felâket olan ıhtilâli biz, miUet \e memleket •••• •>*• •••• •••• •••• ••«• • ••• • ••• Sonuç Kısa surede buyuk bır hazakatle yaptığı amelıjratla beni yenıden saglığıma kavuşturan, her hareketıyle ınsana buyuk güven ve inanç veren çok değerlı Doç. Dr. LÜTFÜ VURAL'a Kıymetlı yardımcılan Baş Asıstan Dr. Mehmet Korkut, Dr. Altan Alkan üe hastala rına duşkün As. Dr. Erdoğan tlter, As Dr Guner Bırbay ile As. Dt. Engın Vasmkdjaja. yakın ılgılennı esırgemı>en dığer Doçent, Musa hıt Uzman. Baş Asibtan ve Asıstan Doktorlanna. Hastahanesı ve hastalan ıçın çırpınan dısıplınll ve kıymetlı Baş Hekımi Dr. ALÂEDDtM DOGRU'ya, Hastahane ve klınık dığer ilgılı, kıymetü personel, hemşıre ve yarckmcılanna mınnet ve şukranlanmı.arz edenm. Lv. Alb. DÜNDAR GÜRKVYA AYDIN AYTAÇ'a ve kıymetlt yardımcılan ile çok değeriı ve guzıde Anes. Muteh. Dr özdemir Demır'e, amelıyat oncesı ve sonrası buyük bir utızlıkle yurutruklerı bakım ve tedavüenjle beni ebedıyen kendılerıne bağlajan çok değerli, Hancıye S e m s Şefı Opr. DT AU Gürakar, Dahılıye Servns Sefı DT. Saim Bostancıo^lu, Kardıyolog Dr Remzi Nuhoğlu ve hastahanemn dığer mutehassıs doktorlanna başta Hst Başhemşıresı olmak üzere servısın şefkatli ve fedakâr hemşıresı Turkân tlcı" ye, yardımlanna ve tekmıl guler yuzlü personelıne, Rahatsızhğımın başlanşıcmdan ben yakın ılgı ve şefkatlennı esırjîemıyen sayın komutanlanma, generallerune ve büyüklerime, Her turlü yardım, sevgi ve şefkatlennı ömrumce unutmıyacağim devre arkadaslanm sayın Gnl. HALİM KIRAL ve Ankara Mrk K. Sayın Gnl. TEVFtK TÜRtG'e, Rahatsızlığımı yaiandan izleyen, telgraf, telefon ve mek> tupla, hastahanede ve evımde beni ziyaretle şıfa rtıleklennde bulunan fedakâr ve vefakâr sevgılı devre ve sınıf arkadaşlanma, akraba ve doştlanrmza aılece mmnet ve şükranlanmızı arz edenm. Lv. Alb. Dündar GÜRKAIA Z nci Ordu Lv. Bşk. (Cumhunyet: 5027) Kadtn ne olacak? A • «•• • ••• • ••• • ••• • ••• • ••• • ••• • ••• •«•• • ••• • ••• :::: A *• İktisadi nedenler ncak mah ve ıktısadı bakım dan kocasınd baglı oldugunu \ukanda belırtmış olduğumuz kadını bu yonlerden koru mak da. toplumun bugunkü du da'et Bskanlıçının bo^anmavı kolav la«tırmak ıçın çalış malar vaptırdığı haberlennın cazetelere eeçtığı şu gunler de one «urduğumuz yukandakı tekhfler uzerınde butun hukukçularımızın duşunmesı ve muzmın bır yarava parmak basması doğru olur kanısındayız. SON • ••••••»»•••»»»•»•»»•••••»••»•••»»»»»••••••»»• • *•• •••• • ••• •••• •••• •••• TEŞEKKUR Ade buyujumuz kıymeth varlığımız merhume; K Sonııç M illetımızin varatıcı gücu ve enerjısi asırUrdı< hep muskul durumlara duştukten sonra hârikalar yaratmak mecburıveti yiızunden hder edılmıstir. Yumurtanın kapıva eelmesını beklemek itiyadımız maalesef karşılıeı millî vaılığımız ve bütünluçumuz olan neticesı mechııl bır kumar tehlikesi taşır. Hâlbuki bu konularda kıımar oynamaya kımsenin haki^ı olmaması lâzır.> dır. Memleketi ıdare «eref ve sorumluluçunu ÜJPrine alanlar kadar. butun aydın kitlenin, ıçınde bulunduğumuz durumu, dış duşmanlann, iç gafil ve hainlerin. dın ve vicdan ıstismarcılanmn, mürtecilerin ic vuzlerini ve korkunç nıyetlermı gdrebilen bötün v atandasların melhuz tehlikelce karşı millî birlik, millî beraberük ve kardeslik dujgusu icinde ısbırlıei yapmaları, kurtuluşnn ve vükselişin tek voludur. Yani tutulacak tpk jol Mugtafa Kemal ın gosterdıği yoldur. • ••• •*•• •••• •••• :::: :=H»=:: : : : : : : : ; u : : : : : . DOKTOR İslanbul Belediye Reisliğinden: Kııecburnu 966 ?da 65 parsehn Meteoroloji İstasyonuna tahsısı hakKindakı plân tadılı Bakanlıkça onandığı ılân olunur. (Basın: 17373/5042) Tank l. Kırbakan Derl, Saç ve Zdhrevi Hastalıklan Mütehassısı Ishklal Cad Parmakkapı No. 66 Tel: 44 10 73 adm boşanmamakta neden dırenır7 Bunun en baş sebebı ıktısadidır Turkıye'mızde kadın, ne yazık kı, henuz ıktısadî bağımsızlığına ulaşmamıştır; bu yonden erkeğe bağlıdır yani evlı kadınların buyuk çoğunluğu. maddî ve malî vonden erkeğın elıne bakar Toplumu muzun bugunku eğıtım sısteını \e genel goru=u kadını ıktı«a dî bağımsızlıktan uzaK tııtmak tadır Buyuk şehırlerdekı çok kuçuk bır azınlık olan ozeür ve bağımsız kadın tıpı oır vana bırakılırsa, büyük halk kınelerın de kadın kocasına, «endısını ve çocuklarını beslemekle yukumlü bır ınsan gozü ile bakar B'inda hakhdır Çunkü oyle pormüş, öyle alışmış ve ovle yetıştırılmıştır Hayatını çılısarak kazanma olanaklan ona tanınmamıştır. Durum böyle olunca, kendısıne karşı boşanma dâvâsı açılan kadın, sokakta kalmaktan. aç ve penşan bır ha » vata sürüklenmekten korkar ve bosanmamak ıçın dırenır; bu uğurda elmden ne gehrse yapmaktan çekinmez. Boylece erke ğın kusurunu mahkemede ıspat edınce, mahkeme erkeğın bosan ma dâvâsmı reddeder ve kadın, tamamen ayrı yaşasalar bıle, ko casından nafaka almakta devam eder. (Cumhuriyet: 5026) AYŞE BOYNER'in vefatı dolayısıjle cenaze merasımine iştirak eden mektup, telgrai, telefon ve bizzat evımızde tâzıyetlermı büdıren butun akraba ve dostlarımıza ayn avrı tesekkure teessurumuz mânı olduğundan gazetenızın tavassutunu nca ederız. BOYNER AİLESİ • • TEŞEKKUR 5 Mayıs "1968 tarıhınde vefat eden oğiumuz, kardeşı mız ve babamız NECATİ GÜRSOYLU'nun cenaze torenme ıstırak eden, acımızı paylasan ve ılgılennı esırgemeyen cumle zeva ta teşekkur ve şükranlanmızı sunarız. Aılesı adına Dr Operatör Fethi GÜRSOYLU •••••••••»••»•••••»•«)••»••••••»«>, ••••••••• 3umh Cumîıunyet 5050 TÜRK PİRELLİ LÂSTİKLERl A. Ş. (Cumhuriyet: 5062) İŞLETME MUHASEBE BÜROSU ŞEFi ARIYOR Izmıt'tekı Fabrıkamızın İşletme Muhasebe Burosu Şeflıgını deruhte edebılecek elemana ihtiyacımız vardır. Namzetlerın: 1) Meslekleri ile ügıli yuksek öğrerum görmuş bulunmaları, 2) Asgarî beş yıllık smal muhasebe tecrübeleri o'mast. 3) 35 dâ 45 yaş arasmda bulunmaları lâzımdır. Fransızca bılenlfcr tercıh olunur. Muracaatiar gızlı tutulur Ücret hyakata gore verılmekle beraber tatmınkârdır Yazılı veva şahsen muracaat yerv Şışli Gayrettepe, Buyukderc Cad. 151 TurkPırelh bınası kat 6 Personel Servısı Şeflıği. MENKUL SATI«J ÎLÂM KAD1KÖY İCRA MEMURLL'GUNDAN 967/303 T. Bır borçtan dolayı mahcuz, 17 150 lıra muhammen kıymetınde eskı koltuk, 3 adet bufe, sehpa, yesıl halı, Arçeiık gaz sobası, 6 parça yemek odas» takımı, pıkap çanta pıkap cereyanlı radvo ve pıkap, Hotpoınt marka buzdolabı seccade halı, AEG marka elektrık ocagı fırınlı, Vezuv gaz sobası, çıçeklı halı, 6 parça bır masa 5 sandalje, kabınelı Sınger dıkış makınası, Statıon marka radyo, 4 parça vatak odası takımı, Hoover marka elektrık supurgesı, 2 adet avıze. seccade halı gardrop, 3 adet ağaç koltırk, 3 cftvan, duvar saatı ve 100 adet plak halen bulunduğu Şa^kmbakkal Denızcılık Bankaiı Apdrtmanları 2 ncı blok 5 No lu daırede satılacaktır 1 ıncı artırmanın 20'5/1968 gunu saat 12J5 12 45 arasında yapılacağı, bugun de talıp çıkmaz veva teklıf edilen fıat muhammen kıymetın oo75 mı bulmazsa 21'5'1968 gunu avnı \er ve aynı saatte yapılacak ıkıncı artırma ile en çok fıat verene satılacağı, beledıye resımlerının alıcıva aıt o)acağı ılâh olunur 30'4 968 Kadıköy lcra M. M. Muharrem Hılmı ^urav 165 m2 Klakma Hahsı Yaniırılaeaktır Muhammen bedeli 24 600 00 TL. olup kapalı zarfla son teklıf \erme tanhı 11/5/1968 salı günu saat 15 00 e lcadardır. Teknık ve ıdari şartnameler Taksim Gümuşsııvu Dumen sokak Gumuspalas Apartmanındaki Ortaklık Levazim Mudurluğımden almabılır. TÜRK HAVA TOLLARI A. O. (Basm 16786'5022) KARDE YÜN, PAMUK VE DtGER TÜRLÜ ELYAF İ P L l K H A N E S İ ' m n mukernmel durumdakı tesıslerı satılıktır. Muracaat • Bonomı Casella Postale 199 13051 Biella (Italıe) (Basın 30565/5051) Y ukanda belirttiğım üç yıllık ayrılık hükmünun süresi dol duktan sonra açılan boşanrra dâvâsı da, dâvâcının kusuru \ uzunden reddedıllrse durum ne olacaktırT. Bu hususta artık yeni bir süre 'ayını bahis konusu olamaz. An cak Meden! Kanunun 140 ıncı Tiaddesının 2 inci cümlesi, boanma dâvâ^ının reddedılmesıvle uzun surelı^ avn yaşamalara ımkân vernvmpk ıçın: «Bunnnla beraber aıger laral (>anı KU » • • » • • • • » • » • • • • • # » • • • • • • • • » • • » • • » • > » • • ReklamcUık. 2048/5056 (Basın J243,5046)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle