23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ r 9 Nisan 1968 CUMHITRİYET ••••••?• Tiyalro kapafan zibniyel ve anayasa Dr. A. Ülkü AZRAK KANSER HAFTASI Bunalıma doğru. Amerikada bir sarsıntı olsun, ve bizi etkilemesin.. bu mümkün değildir. 1929 Atatürk Türkiyesi Amerikan uyduluğundan nzaktı. Bnna rağmen Amerikada patlak veren .Büyük Buhran» iç politikamızda önemli değişmelere yol açmıstı. Kapitaliımin sarsılroası yüzünden 1930'larda Ankara, devietçiliğe büsbütün hız vermiştir. ; j j • j 1929 Türkiyesiyle 1968 Türkiyesi arasında elbette geniş farklar • vardır. Aradan otuz yıla yakın zaman eeçmiştir. Bugün Amerikan î nüfnzu altındayız. Savnnmasıyla, iktisadıyla, siyasetiyle, eğitimiy j le Washington'a bağlı bir ülkeyiz. Halimiz oHadadır: Amerikadan ; makine parçalan getirilir, Türkiyede birbirine takılır.. Amerika | dan ham madde getirilir, Türkiyede imal edilir.. Amerikadan si | lâh getirilir, ordumnza verilir.. Amerikadan yardım alınır, Türki ! yede kompradorlara dafıtılır.. Amerikadan macnn getirilir Türki | yede jazoz yapılır.. Kamyon montajından meşrubata kadar Ame ı rikaya ilişik bir memleket oldugumuzdan Birlesik Devletlerde olan | bitenlerin her şeyden önce bizim geleceğimizi etkiliyeceği aşıkardır. Amerikadaki depremin dalgaları elbette bizi de sallıyacaktır. Ama Amerikadaki depremin niteliği nedir, sonuçları ne olabilir? Yüzde yüar bilinen şey sndur: Amerika bir dönüm noktasına gelmistir. Vietnam savasına devam etse de birtakım iktisadi tedbirler almak zorundadır, Vietnam savasına devam etmese de.. Johnson yeniden seçilse de tedbirlere ihtiyaç vardır. eekilse de.. Politika yüzeyindeki dalgalanmalar değisebilir, ama A.B.D.'nin dolânn degerini korumak zorunda bulundugu gerçeği değisemez. Zenci ayaklanması, olaylan hızlandırmıstır. Vietnam Milli Kurtulns askerleri Tet taarruzunda Saygon'daki Amerikan Elciliğini işgal etmişlerdi.. Aradan çok geçmeden Amerfkan ordusu Beyaa Saray'ı zencilere karsı kornmak zorunda kalmıstır. Böylece dünvada çoktan iflâs etmis olan, ama Türkiyenin ban çevrelerinde hâlâ geçerli bulunan Amerikan efsanesi büsbütün yıkılmıştır. Amerikanın özgürlük yolnndatti temelsiz iddiaları yalanlanmıştır. Yirmi • otuz milyon vatandaşına ikinci sınıf insan mnamelesi yapan ve Hindistan'daki «kast» sistemini yirminci yüıyılda uygulayan bir toplumda özırürlüSün ne mânası kalır? Kendi ülkesinde zencilere asagılık vatandas gibi bakan bir devlet, Asyanın soluk benizli insanlarına nasıl özgürlük götürebilir? Amerika Johnson yBnetimivle birlikte moral sınavı kaybetmis. ve dünyanın göziinde küçülmüstür. Bıı mânevi yenilginin vanısıra iktisadi alanda karsılaştığı zorluklar kiiçüm«enecek gihi değildir. Birlesik Devletlerin bugün dünyanın en büyük iktisadi gücö olduğuna kuskn voktur. Cretim bakımından basdöndiirücü noktalara ulasmıştır. Teknolojik üstünlüğfi Avrupayı korkutan bir kesime vannıstır. Böyle bir dev'in birdenbire vıkılması söz konusu değildir. Ama Amerikanın zavıflığı knvvetindedir. ve emperyalizmin hinnetindeki iiretim gücüdür Amerikayı uçurumun kenarına getiren .. Şimdi U'all Street kapitalistleri hüyük bir buhranı önlemeye çalısmaktadırlar. Bir sıra tedbir almaları eerekmektedir. Siyahiann baskaldırmasıyla memleketin sivasi hayatının nereye dcîru dönfişeceği bir a y n sorudur. Geçenlerde yazdığımız gibi. Amerikan dış politikası Amerikan sermayedarına bağlıdır. Amerikan sennayedarı vayılmak isterse Amerika dünyanın dörtbucağına uzanacaktır: Amerikan sermayedarının sermayesi tehlikeye düserse Amerikan ordusu imdadına vetişecektir; Amerikan sermavedarı çekilmek isterse Amerikan dıs politikası bu isteÇe göre ayarlanacaktır. VVashington iein talihsiz olavlar hirbiri ardına patlamaktadır. A.B.D. süphesiz çökmez; ama Amerikan sermayecisinin dış siyaseti çöker.. Bn çöküsün bedelini kim ve nasıl ödeyecektir? iste Türkiye için bugün önemli soru budur. Çünkü buçün Türkiye içinde bir Amerika vardır. Küçük Amerika olmak yolunda Amerikayla içlidıslı bir bavatı kabullenmişız. Komprador • mütegallibe Amerika ıttıfakı memleketimizde en büyük sivasi güc halinde seçim iistüne seçim vurmaktadır. Bu ittifakın en büyük müttefikinde bir sarsıntı olursa elbette Ttirkiyede merak edilecek birtakım gelkmeler beklenebilir. Herhalde kompradorlarımız için kaygılı günler yaklasıyor. Bir gün Türkiyedeki Amerika tasfi>e edilecek, ve Türkiye Türklerin olacak elbet.. Ama Hashinstoıra «vlrsrnp +»a4lı Mr iktisadi yokuşa sardık ki, kurtplnş için öde\eceğimiz bedet pahalı olacaktır. B aşkentin en yüksek mülkiye âmirinin siyasî iktidarın hizmetkârı imişçesine «Devri Süleyman» adlı oyunun oynandığı Küçük Meydan Sahnesini kapamasınm yankılan geçen bafta gazete sütunlarını doldurdu. Ashnda bu, tiyatro kapamanm ne ilkiydi (geçen yıl Istanbul'da ve bir Karadeniz ilinde valilerin aynı şekilde tiyatro kapamalarma tanık olmuştuk). ne de, Polis Vazife ve Salâhiyetleri Kanununun 8. maddesinin D bendi yürürlükte kaldığı sürece, sonuncusu olacaktır Çünkü ortaçağın Polis Devleti yasalarını andıran bu kanunu bütün şiddetiyle uygulayan bir idareden, milâttan önce 5. yüzyılda Yunan demokrasisinin Sofoklesin, Evripides'in ve Aşilos'un oyunları karşısında takındığı hoşgörüyü ya da 16. yüzyılda îngiltere Kırallığırun, toplumsal ve siyasal eleştirme üstadı Shakespeare'in oyunlanna gösterdiği tahammülü beklemek be3'hudedir Bir kanun maddesiyle vurulan hürriyetler iyatro kapatan valilerin dayandıkları 1934 tarihli Poîis Vazife ve Salâhiyetleri Kanununun 8. maddesi şöyledir: «Aşağıda yazılı: A) Kumar oynanan umumî ve umuma açık yerleri; B) L'yuşturucu madde kullanılan yerleri; C) Mevcut hükiimlere aykırı hareketleri göriilen umumî evler. birlcşme yerleri ve tek başına fuhus yapanların evlerini; D) Ahlâka ve umumî terbiyeye uygun olmayan veya Devletin emnfyet ve siyasetine mazarrati dokunacak ovun oynatılan veya temsil verilen yerleri: polis. kati deliller elde ettigi tafcdirde o yerin en büyük mülkiye âmirinin emrile kapatabilir. Kapatmayı mucip sebepler suç teskil ettiği takdirde tahkikat evrakı derhal adliyeye verilir. Mahkemcden aksine bir karar verilinceye kadar bu kapatma devam eder. Kaparmayı icabettirecek sebep, mahkemeye verilecek hallerden değilse, kapatma en çok üç ay devam edebilir. Bu maddede ilk bakışta göze çarpan şey. 1930' ların kanun koyucusunun, bir entellektüel faaliyet, fikir ve sanat faaliyeti olan tiyatro oyununu, kumar, esrar içme, fuhuş gibi a sosyal faaliyetlerle ayni madde içersinde ve aynı önleme tedbirlerine ve müeyyidelere bağlayarak düzenlemiş olmasıdır. Tiyatro sanatına. maddede sayılan a sosyal davranışlar yanında hiç bir özellik tammamamn ne kadar ilkel ve arkaik bir zihniyet olduğunu uzun uzun açıklamağa hacet yoktur. Üstelik tiyatro, maddenin D bendine göre, diğer bendlerdeki ahlâka aykınlıktan fazla olarak. bir de Devletin emnlyet ve siyasetine mazarratı dokunacak oyun oynatıldığı gerekçesiyle kapatılabilecek. Bu madde, sadece Anayasanın 20. ve 21. maddelerinde teminat altına alınmış olan düşünce ve sanat bürriyetlerinin değil, aynı zamanda 40. maddesinde öngörülen çalışma ve sözlesme hürriyetlerinln de zabıta makamlarınca kısıtlanmasma imkân vermektedir. Bir kere şunun bilinmesinde fayda vardır ki, prensibe göre genel idarî tabıtanm yetklsi (ki gerek olayda, gerekse bahsi edilen kanun maddesinde genel idarî zabıta söz konusudur), sadece üç seyin: «ükünun. früvenliğin, sağlığın korunması maksadıjla kullanılabilir ve ancak gerçekten bu maksatlara sıkıea bağlı kalmarak kallanıldıği zaman Bicşnıdur; Nitekim aynı kanunun 1. maddesi «Polis, asayig, âtnıo», sahts, Usarruf emniyettai ve mesken masuniyetini korur. Halkın ırz, ean ve malını nıuhafaza ve âmmenin istirahatini tenıin eder.» demek suretiyle genei idart zabıtanm görev alanım gaye bakımından sınırlamıştır. Bu itibarla kanunun 8. maddesindeki «Devletin emniyet ve siyasetinin korunması, bu görev alanınm tamamen dışında kalmaktadır. Bir kere Devletin emniyetUnin ihlâli, olsa olsa Ceza Kanunundaki «Devletin şahsiyetine karsı eüriimler» başlığmı taşıyan bapta düzenlenmiş olan suçlardan birini teşkil ettiği takdirde ve ancak adli ceza yargılaması makamlan tarafından koğuşturulur. Hattâ bu koğuşturma bir mahkumiyet karanyla sonuçlanmadan önce, geçici bir tedbir olarak bir tiyatro eserinin oynanmasmın mahkemece yasaklanabileceği de şüphelidir. Çünkü ne Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda, ne de diğer mevzuat hükümlerinde, .mahkemelere böyle bir koruma tedbiri alma yetkisi verilmemiştir. «Devletin siyaseti»nin mazarrattan korunmasma gelince: genel idarî zabıta, Devletin. daha açık bir ifadeyîe hukumetin siyasetinin (ki bu da gerçekte iküdarda olan partinin siyasetidir) koruyucusu değildir ve biçbir zaman olamaz. Nasyonal sosyalist Alman Devletinde bile genel idarî zabıtaya böyle bir görev verilmemişti. Bundan başka, sözü edilen 8. maddede «Kapatmayı mucip sebepler suç teşkil ettiği takdirde tahkikat evrakı derhal adliyeye verilir. Mahkemeden aksine bir karar verilinceye kadar bu kapatma devam eder.» deniyor. Yani mahkeme bir koruma tedbiri olarak tiyatronun kapatılmasma karar veremeyeceği halde, bunu idarî zabıta yapabilecek ve iş mahkemeye intikal etse dahi, mahkeme aksine karar vermediği sürece zabıtanın kapatma karan devam edecek. Başka bir söyleyişle hürriyetin kısıtlanması esas, bu kısıtlamanın kaldınlması, yani hürriyetLn bütüniiyîe iadesi istisna oluyor. Dahası var: «Kapatmayı icabettirecek sebep, mahkemeye verilecek hallerden değilse. kapatma cn çok üç ay devam edebilir.» Bu hükme dayanılarak bir tiyatronun üç ay süreyie kapahlması ve bu suretle tiyatro müteşebbisinin ekonomik baskı altında tutulması, hattâ muhteınelen iflâs ettirilmesi mümkün olacaktır. Yâni sahneye konmuş olan tiyatro eseri ceza hukuku anlamında suç teşkil etmese dahi, zabıta bu eserin «ahlâka, umurai terbiyeye aykırı veya Devletin emniyet ve siyasetine mazarratı dokunacak mahiyette olduğu kanaatine vanrsa eserin oynandığı tiyatroyu takdir salâhiyetini kullanarak kapatabilecek ve herhangi bir mahkeme karan dahi olmadan tiyatro üç ay kapalı tutulabilecek. Gerçekte bu bir cezadır. Hem de ortada cezalandırmayı gerektiren bir suç olmaksızın verilecek bir ceza. Maddenin, yukarda sayılan sebepler dolayısıyla 1961 Anayasasının sanat ve düşünce hürriyetiyle ilgili 20. ve 21. maddelerine, çalışma ve sözlesme hürriyetiyle ilgili 40. maddesine ve hattâ «temel hak ve hürriyetlerin ancak Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanablleceğini ve bu takdirde dahi bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunulamayacağını» bildiren 11. maddesine de aykırıdır. I Kanserin bulunduğu | yerler ve korunma Prof. A. Tevfik BERKMAN^ •«•• •••• •••• S!« !«: H:: :::: ::İ: ::H Danıştay'ın olumlu tutumu B ilindiği gibi Ankara valiliği, Polis Vazife ve Salâhiyetleri Kanununun ıncelediğimiz 8. maddesini de aşarak <Devri Süleyman> adlı oyunu, daha oynanmasına başlanmadan yasaklamıs, yâni kanunun öngörmediği bir sansür karan vermiştir. Oyunun biraz değiştirilerek «Devri Küheylan. adıyla sahneye konması üzerine de Küçük Meydan Sahnesini kapaüp bu oyunu da yasaklamıstır. Bu iki karar aleyhine Danıştay'da açılan iptal dâvasiyla birlikte «yürütmenin durdurulması» <tehiri icra) istenmiş ve Danıştay'ın 12. Dairesi, meselenln geciktirilmemesi gerektiğini göz önünde rutarak örnek bir davranışla hemeıı ertesi günii yürütmenin durdurulması» hakkında karar vermiştir. (Bak. 12. Daire. E. 968/520 K. 968/521: Ulus gazetesi, 20 Mart 1968\ Yüksek Mahkemelerimiz içta pek de alışılmış olmayan bu sürat. eğer Danıstayımızın kamu hürriyetlerinin tecavüze uğradıği süphesi bulunan bütün olaylarda uygulamak azminde olduğu bir enerjik davranışuı eseriyse, kıvanç vericidir. Bu itibarla Danıştayın bu örnek tutumunu sürdürerek bir prensip şekline sokmasına dileriz. Meselenin bir başka yani da. bu yazıda asıl üzerinde durduğumuz Polis Vazife ve Salâhiyetleri Kanununun 8. maddesinin D. bendinin Anayasaya aykınlığıdır ki, Danıstarönüfle getirilmiş ölarr dâv» dolayısıyte bu meseleain bir de itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesinin incelemesine sunulması herhalde çok yerinde olacaktır. !••• • •• ••• • •«a • ••• • ••• Sonuç •> uraya kadar hukuktan söz ettik. Şimdi biraz da • hukukun dışma çıkarak birkaç şey söylemek istiyoruz. Herşeyden önce şunu belirtelim ki, sanat mahiyeti itibariyle serbestür, hürdür. Bu serbestlik, hürriyet ne Devlet tarafmdan verilmiştir, ne de Devlet tarafından alınabilir. Ve ister angaje olsun. ister olmasın, her sanat türünde bir parça politika vardır. Bu sebeple de sanat, hemen daima Devletin tasavvurlarına, siyaset plânına bir nebze zıthk taşır. Ama Devlet de, sanat da bu zıtlık sayesinde ayakta durur. Devleti, ya da sanatı ortadan kaldırmadan bu zıtlığı kaldırmak imkânsızdır. Batı demokrasilerinin sadece işimize gelen bazı yanlarını taklid etmek demokrasi için yetmez. Herşeyden önce oralarda halkın ve idare edenlerin fikir ve sanat karşısındaki anlayış ve hoşgörüsünü öğrenip benimsemelidir. iiii ::ı: •• erhangi bir hastalıkta olduğu U g ı b ı kanserden de korunmak I I için onun etiyolojisini bılmekte büyük fayda olduğunu, fakat şart olmadıgını belirtelim. Epıdemiyoloji araştırmalanmn ışığı altında bazı korunma tedbirlerinin bulunabileceğini de, kabul etmek doğrudur. Kanser, genel olarak f;n ziyade memelerde, kalm barsak (kolon ve rektum) da, rahün ve ağız boşluğu ile akcigerde görtllüyor. Bunlann etiyolojisi kesin olarak bilinmemekle beraber yine korunma hakkında birçok şeyler öğrenilmiştir. Kanserden ölerüenn yüzde fiiVı bu organlann kanserleriyle ilgilidir. Bu halde 3335 yaşından sonra periyodik olarak memelerin ve kadının genel klinik muayenesi ile erkenden gerekli tedbırleri almak, kadınlan hastalıkran veya hastalığın gelişmesinden korumak mümkündür. Yine 35 yaşından sonra gerek kadın ve gerekse erkeklerde, kolonlann (Rektum ve sigmanm) Prokto • Sigmaidoskopi muayenesi ile erken teşhisi en koruyucu bir tedbirdir. Zira kolon lezionlannın çoğu başlangıçta kötü tabiath defildir. Ve bunlann yüzde 75'i gerek parmajt muayenesi ile. gerekse prokto sigmoidoskopi ile tayin edilebllecek Irkalizasyondadır. Rahün kanserlermde periyodik olarak (Cervical Cirolojii ile rahmin (tnsitu) denılen başlangıç kanserlerini erkenden meydana çıkarmak mümkündür. Ağız boşluğu kanser'.erinde, ağız temlzliği en tyi koruyucu bir tedbirdir. Sert alkollerden ve çok sıcak içilen şeylerden sakımlması, dişlerin iyi bakımı koruyucu tedbirlerin başlıcasıdır. Akciğer kanserlerinde de hava kirliliklerinden kaçımlması, tütün içilmemesi suretiyle korunmak mümkündür. Sigara icen insanlarda püro ve pipo icenlere oranla daha ziyade akciğer kanserleri göriilmektedir. Mesane kanserlerinde de endustnyel • kimyasal maddeler ve su kirliliklerinden sakıralmaa He fcorunmak im.Jçânlan sardır. Cilt kanserteri pn fazla ültriviyole ışmlanna rnâruz cilt kısımlarında husule geldiğinden bunlardan bir dereceye kadar sakmmak, güneşten kacınmak la mümkündUr. Bu halde kanserden bir dereceye kadar korunmak ınsanların kendi ellerindedir. Ancak. dtvletin ve cemiyetln de dış çevre faktörlerinin yok edilmesinde büyük gayretler sarfetmesi icap eder. leri temel olarak ele alınırsa Insan kanserinl 86 çeşıtil kategoriye bölmek mümkündür. Tabiî daha fazla incelenirse daha çok kategorilere bölünebilir. İyi plânlanmış ve herhangi bir seçime tabi tutulmamış hasta gruplarında da klinik denemelerin yapılması faydalı olacaktır. Son zamanlarda bu lüzumun anlaşılmış olmasr bu alandaki çalışmalar için çok büyük bir uyan olmustur. Özellikle yüksek voltaj ile radyoterapi ve kemoterapi (ilâçla "tedavi) daha öyade klinik denemelerin yapılmasını gerektirmektedir. Gerçekten bugün teş his ve tedavi çalışmalannın çogu klinik araştırmalar niteliğlndedir. tlâçla tedavi hususunda tecrübe edilen maddelerin sayısı yüz binlerin üstündedir. Yalnız son yülarda 600 den fazla sentetik ve 8 binden fazla antibıyotik ve bitki ekstrileri ile araştırmalar yapılmıştır. Bu maddelerin çoğu toksik olduğundan bütün gayretler. daha ziyade anti Kanser ve daha az toksik olan sentptik rraddelerin araştınlması lconusunda toplanmaktadır. Antikanser ilâçlarla yapılan arastırmalarda insan tümörlerinin bu maddelere karsı mukavemetinin artması şeklinde beliren problemi çözmek üzere yapılan kombine ilâç metodlarmı da geliştirmek icap etmiştir. Hemen kaydetmek lâzımdır ki, bugüne kadar kanserlerin yalnız ilâçla tedavisine imkân veren bir kompoze henüz bulunmamıştır. Nihayet zararlı etkilenni önlemek amacıyla ışın etkilerini ve antiviral ilâçlan n etkilerini degiştirmek tlzcre kimyasal araştırmaların yapılması da gerekliydi. Bütün bu klinik araştırmalar insanlar üzerinde ve muhtelif klinik gruplarımn ko operatif çalışmalan İle yapılmak tadır. Radyolerapi önemlidir B ütün kanser tiplerinin tedavisinde radyoterapi en önemli bir faktördür. Kadyoterapi ihtisası Diyagnostik Radyoloji ihtisasından tamamen aykırı ve ayn bir eğitimi icap ettirir. Radyoterapi konusunda nonnal ve milyon vold radyoterapi, elektron tedavisi, radyo biyiloji ve radyofizlk bilgilerinin daha iyi anlasılması cihazlann santraiizasyonu ve radyoterapi tümör kliniklerinin kurulması, kombine tedavi metodlannın ameliyattan evvel radyoterapi ve cerrahi tedavi ile kombine metodlann tıygulanması gibi hususlar önceden bir «Dogma» olarak kabul edilmelidir. Radyoterapiji daha etkili bir hale getirmek için hastalara yüksek tansiyonla oksijen verilmesi ve aksine olarak lıemık tümörlerinde kemik çevresinrİEki yıımuşak dokulann ışınlara ^arsı hassa slyetini azaltmak amaoıvla Hypoxik şartlann sağlanması sı^retiyle tedavi tecrübeleri yapıimaktadır. Sonuç B ugünkü durumda kanser üzerinde yapılmış olan araştırma lann ışığı altında %akıa kanser probleminin çözümlenmesi İçin katedllecek yolun lıenüz çok uzun olduğu görUlmektedır. Lâkin birçok yıllar evvel bıılanık ve kapalı olan ufuklar bugün daha açık ve berrak olarak eönilmektedir. Kanser programının ciddi olarak uygulanmasıyla bu mesafenin kısaltılabileceği şüphesizdır. S O N •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••£ • • • • • • • • • • • • • • •• » • • • • •• • • • • • • • • • • • • • • » •• • • • • » TEŞEKKÜR Böbrek nakli ameliyatı sebebile yakın alâka ve desteklerini gördüğüni kıymetli Hükumet büyüklerimize, Sayın İstanbul Valisine, Belediye Reis Muavinine. saygıdeğer Hocalarıma, hastaneme kadar gelerek. telefon, telgraf ve mektup göndererek tebrik etmek lütfunda bulunan cie<;erli meslektaşlarıma, tammadığırn yurttaşlarıma ve en derin ilgileri ile beni mânen destekleyen Türk Basın ailesine minnet ve şükranlarımı iletmeyi bir borç bilirun. t • 1 İÜ! •• •; :::: İH: jljj İ::: :•;:: i:u" •••• •••• •••• mm Tedavide dikkat edilecek hususlar U anser tedavısincie su gerçeŞi ' l l hiç unutmamak lâzımchr: Kan | s e r ( ü n i ! o b i r hastalık desil. j bir hastalıklar grupudur. Bu anlayış «kanser • tedavi. programın m gelişmesinde çok e'kili oln.uştur. Eğer kanser dokulannın tip \ ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^ j 1 NİSAN 1968'DEN İTİBAREN HAFTADA İKİ GÜN 1 Nisan 1968'den itibaren haftada iki defa, Salı vc Cuma günleri Köln'e "laşmak imkânına sahipsiniz. Almanya'nın cn merkezi şehri Köln'e bir Sabena bileti almakla iki avantaja daha sahip olacaksınız. Köfn Wahn havaalanma vardığınız anda Batı Almanya'nın başkenti Bonn'a 20 km. ve Düsseldorf şehrinc 41 km. mesafedesiniz, Köln'den bu iki merkcze geçmek bir an meselesidir. Yetkili seyahat acentcniz veya SABENA size her türlü bilgiyi vermecje hazırdır. Dr. Atıf TAYKüRT Cumhuriyet 3598 • &M Aylak Musa •••••••••••••••••••••••••••• '•••••••••••••••• ACI B insan Kırşe Şirketimi/ muhasebecisi, çalışkan ve güzide hirli, Ahmet oğlu KEMAL ŞİMŞEK 6 Nisan 1968 cumartesi günü bir kalb krizi neticesinde genç yasta vefat etmiştit. Cenazesi 7 Nisan 1968 pazar günü Ankara'da Hacıbayram Camiinden kaldırılarak asrî mezarlıktaki ebedî ıstirahrtgâhms tevdi olur.muştur. Merhuma Tanrıdan rahmet ve kederli ailesine baş sağlığı dileriz. THE TUMPAVE COMPANY. INC. ŞİKKETİ MENSÜPLABI, ANKARA (Heriş Reklâm: 1149/3594) SABENA, yolcuya en fazla yardım eden havayoludur. SİLİSLİ SABENA BELÇİKA HAVA YOLLARI (llâncıhk: 5866/3579} DİNAMO VE TRANSFORMATÖR SAÇ ÇEŞJTLERİ gelmistir. Kısa teslim hususi sipariş alınır. İBRAHİM KAZANCIOĞULLARI KOLL. ŞTİ. Tersane Caddesi 13 Karaköy Telefon : 44 77 33 (llâncıhk: 6096/3581) Beyoğlu Gihefi Muvakkat Gaz Işletmesinden: 1 İşletmemiz isçi ve müstahdemlerine 520 takım gri serj Kumas elbıse ile 500 takırn diyagonal kumaştan parçalı tulum pazarlık suretile diktirilecektir 2 Dikiş işinin muhammen bedeli kumaş elbiselerin 31.200 TL. parçalı tulumların 3.000 TL. sı olmak üzere cem'an 34.200. TL. sı olup geçici teminat % 37 dir: 3 Bu işe ait sartaameler Beyoğlu İpek Sokak 2 numarada kâin Umum Müdürlük veznesinden bedelsiz olarak temin edilir. 4 Pazarlık 24 Nisan 1968 çarşamba günü saat 15.00 de Umum Müdürlük odasında yapılacaktır m Sosyal Sigortalar Kurumu İsfanbul Haslanesi Başhekimliğinden: 1 Hastanemizin bir yıllık ihtiyacı bulunan muhtelif cins gözlük camları ıdari ve evsaf şartnamelen esasları dahilinde kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. 2 thaie 26/4/1968 günü saat 15.00 te Kocamustafapaşa'cfa bulunan Hastanemiz Satınalma Komısyununda yapılacak olup, şartnameler Hastanemızden temın edilebılir. 4 Idari şartnamemize göre hazırlanacak kapalı zarfların en geç ihaleden 1 saat öncesine kadar Komisyonumuza verilmiş olması veya bu saatten önce Komisyonda olmak üzere iadeli taahhütlü posta i!e gönderilmesı şarttır. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. 5 Hastanemiz, Ihale Kanununa tâbi o'.mayıp, ihaleyi • yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbe?ttir. 1 LÂ N Ankara Erkek Teknik Yüksek öğrelmen Okuîıı Müdürlüğünden. 1 1968 1969 öğretim yılı için sanat ensUtülerlnin öğretmeni yetiştirilecek kolla ilgili bölümünden mezun olanlardan, 21 Aralık 1966 gün ve 12483 sayüı Resrnl Gazetede yayınlanan yönetmeligimizin tlgili maddelerine göre, Okulumuza lmtihanla yaölı. burslu ve gttndüzlü öğrenci alınacaktır. 2 1 Temmuz 1968 günü yapılacak eleme imtihanına katılmak lstiyen halen enstitülerin son smıflannda bulunan öğrencilerle, önceld yılUrda mezun olmuş olanlann, ögrencisi bulunduklan veya mezıın olduklan Enstitü Müdürlüklerine 15 Nisan 1968 30 Mayıs 1968 günleri arasında başvurmalan duyurulur. (Basın: A 325Î 13722 3583) KAPALI TEKLİF ALMAK SURETİYLE 150 TON PVC SATIN ALINACAKTIR 1 Bu işe ait evsaf ve mütemmim malumat Müessesemizin zin Beykozdaki Merkezinden veya Sirkecidekl 5. Vakıf Han altında Toptan Mağazamızdan alınabilir. 2 Kapalı teklif mektuplan en geç 8/5/1968 günü saat 17.00 ye kadar Müessesemizir Beykozdaki Merkezine verilmiş olacaktır. 3 Teklilfer arasında şartlannuzla ihtiyacımıza en uygun olanı tercüı edilecektir. SÜMERBANK DERt VE KUNDURA SANAYİt MtESSESESt (Basm: 13744 3582) (Basın: 13656/3572) " (Basın: 13688/3584)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle