17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKÎ 26 Nlsan 1968 CUMHURÎTET CENTO'tta yeni İHIİNAUER Sezai ORKUNT Askeri Komltesinuı Londrad» yapılsn son toplantısında Ubya, Tunus ve Fas'm kaynak ve toprakJannı CENTO'nun savunma sistemioe ltbal edecet yeni hir plânın fizerinde duruldugunu (A.P.) ajansma »tfeo gazetelerimizden Bfrenml» bulunuyoruz. Böyle bir plân vardır veya yoktnr. Sadece bir teklif safJıasmda mıdır, yoksa bir temennl midir, bilemeyiz. BuHUibarla, realize edilsin edii mesin bu fikir etrafmda düsüncelerimizj belirt mekte farda gflrmekteyiz. Herşeyden evvel, varsa böyle blr teklirin, CENTO'nun Tiirkiye, Pakistan ve tran fiyeleri tarafuıdan gelmediğini zannederiı. Bu üç devlet, bölgelerinin savnnma sistemtBln daha da kuvretlendirilme zaruretini savun> muş olabilirler. Bu en tabii, savunma sektörünün hedefi bakımından ber zaman mönafcişa edilecek bir konudur. Fakat, bu memleketlerin ayn ayn ve nıüşterek jeopolitik bağiantı, alsk* ve menfaatlan ve kuvvetlerinin durumu dolav» siyle; irtibatlandınlması çok güç coğrafl bölçelere sornmluluğun genisletilmesi keyfiyettai, bfll ge memleketlerinin düşünmemesi lâzun gelir. CENTO, Icuvvetlj fcnzey komsularuun tehdidine karşı işbirliği halinde bulunan ve siyasl yönii var olan bir teşekküldür. Bu birlesmenin siyasî coğrafya zaruretleri, kendilerini, belkl bnmen güneylerinde bulnnsn Ortadoğu memlekctleriyle bir ilişki kurmaya sevfcedebillr. Sovyetler Birlfğinin, Ortadoguda artao nöfuztuıun dengeyi bozma ihtimallerine karşı Basrs Körfezinden ve ona çevre topraklardan CENTO'nun bir lojistjk drstek sahası olarak istifade lmkanlan arastırt labilir. Bunlar, siyasî coğraryantn Uk akla gettrdigi bedeflerdjr. Fakat, CENTO'nun Türkiye ve İran bölümünün, güneyindeki askerl anlamOa kuvvet statüsüne sahip sosyalist Arap Cumhuriyetleriyle, askeri kuvvetleri hemen bemen hesaba katılmıyacak olan diger devletler tarafsu bir blok teşkil etmektedirler. Ubya hududuna kadar olan bu genis bölgede yegâne askeri Irti*>:ıt hava yolu ile olabilir. Ubya ve Tunus ile Fas an»Binda da geniş bir Cezavir toprağı mevcnttar. Buna göre, Fas, Ubya ve Tunus, CENTO birbirleriyle hava irtibatından başka direkt teması bulunnuyan, birbirinden tecrit edilmiş bölgelerdir. Bu tarzda coğraft aynntılan olan bölgelerin, CENTO içinde yekdiğerlerine, blr husus bariç, ciddî hiçbir faydası olamaz. Bu husus da, yfikü CENTO'nun bölge devletlerine ait olmak üzere, ancak Amerika yönünden düşünülebilir ve lngiltere de bundan istifade edebilir. Bu da, Atlantikten Avrupaya uzanan askerl hav» iis zincirinin Kuzey Afrikadaki basamaklannı daba kollektif bir esasa bağlamaktır. Böyle bir hareket Amerikaya, Avnıpanıa güneyinde bir NATO harbi ihtimalinin gerektirdiği geri emniyet şeridini korumak imkâtunı verir. Aynı camanda Uzakdoğuya Atlantik fizerinden ulaşan hava yollanna daha kısaltılnuş bir yol da gağlıyabilir. Emeklı Amiral Bitt*aH eoğrafl meTküeri, NATO'nıuı dflgflıımesi lazun gelen bir önenrf ifade eder. Ancak, bunun manası, bilhasM Amerika T» Ingilterenin sornmlııhık sahalanm nnialetmek demektir. tnsütere'nin fülen, maH ve askerl yeni ta»hhfltlere girmesini beklememek lâzundır. Amerikanın da içinde bulunduğu iktisadt, askeri ve siyasî gerçeklerin bu memleketi daha faı1» açılmsktan alıkoyması tabüdir. Merkezî Avrupanm emniyet) konusu el'an Mlse devlpüeri için ferahlatıcı obnaktan uzak bulunurken, buradaU NATO üyelerinin mttşterek sorumluluklannı Kuzey Afriksya rahat bir anlayışla vaymak istiyecekleri de düsfinülemez. • >•• • ••> • *•• sjlir jf^ıınnniiiHİH ABD^eduraklama clevri basladı ısaca özetlemek ist«rsek, A. BD.'nin duraklama devrine glrmlş oldugunu bu denli önemli görunmemeslne ragmen Johnson'm başkanlığa adaylıgını koymıyacağını açıklaması ve bov lece Vietnam'da geri dönmeyi ka bul etmiş olması, halk tabiriyle paçalan tutuşmuş olması ıspatiamaktadır. Ama biz, bundan dolayı Amerikan milletinin başkalanm suçlamalanna >ıak vermeyiz. Zira bu duraklama, başkamn iradesi dışında olup, ufkunu aşmaktadır. Vani başa kim gelirse gelsln bu du raklamayı durduramıyacaktır. Biz şimdi, o noktaya klmln çı kacağını, Amerika'nın yerinl kjmin alacagını merak etmekteyız. Fakat bu seferki çıkıs, çtkışlar;n en zoru ve en uzun sürelisi olacalrtır. Zlrâ, buna kolay kolay müsaade etmiyecek şekilde dün^a mılletlerinin gözleri açılmıştır. Bu çıkış süresinin uzunluğunun aksi ne, bundan sonra zirveye çıkan milletleri düsürmek ise kolay ve Josa süreli olacaktır. HUlâsa eylemler bır taraftan yavaşlarken diğer taraftan hızlanacak, dünyanın geçmiş tarihi ufaktefek fatklarla devam edecektir. Salim KOÇAK İzmir Toplum da hastalanır Talnız tek tek insanlar bastalanmazlar, toplum da hastalanır. Bizim toplum, hastalığın «hâd safhası» na girmistir. Politikacılar tımarhanelik zırraları ciddi ciddi söylemektedirler.. Mini etekle çarşaf dalaşmakta, fuhnş salgınıyla imam nikâhı atbaşı yürümektedir.. Ümmeli kurtarmak iddiasında mürsitier, ağızlan köpüre köpüre seriat üstiine vaaz vermekteler.. Akıl hastalığına müptelâ sapıklar, Anadoluda mehdî rolüne çıkmıslar.. Söleymancılıktan Nurculnğa kadar mezhep üstüne mezhep, tarikat üstüne tarikat bina ediliyor yoksul topraklarda.. Beyaz kadın ticaretiyie afyon kaçakçılığı birbirine girmiş.. Din üstüne bezirgânbaşılık dengesizlerin mesleği olmuş.. Deİilerin sayıklamasında hikmet şimşeği kesfedip el kadar bahçe havuznnda okyanusa yelken açtığını sanan akıl fıkarası cihat ilân etmekte Anadolunun kuytuluklannda ne idiğü beilisiz âyinlerde kendinden geçen zavallı sürüleri üremekte.. Istanbulun gece kulüplerinde her gece birbirine günab çıkartıp kadebten tasan şampanya köpiiğü gibi masaya yıvışan sosyetik tabaka gelisraekte.. Banknotun yesilinden villâsınm bahçe§ini kaplıyacak «enginlerle, sarı jirmibes kurusa hasret toprak yoksulları yanyana . Milyoneriyle fakiri ispazmoza sarmıs, ve kadınıyla erke^i isteri nöbetine.. Çarsafın deliğinden dünyayı gören kadınların toplumunda mayoln güzeller yarısması.. Dört yüı lira maasla altı nüfus geçindirenlerin toplumunda milyon üstüne mılyon kazanma yarısması^ Sapık cinsel eçilimlerin sanat diye alkısIandıfı toplumda gerçek sanatçıları tutuklama yanşması.. Üç kâğıtçılığın ideal ve vurgnnculugun ülkü sayıldıgı toplumda insanlardan insanlara dalça dalga sirayet eden çürüyüş, ve buharına karısan bahar jrünesi, arada bir çılgmlıfc nöbetlerini körüklüyorlar. Ve ikiüç el tabanca sesi işitiliyor toplumda. Ne olmuş? Vurdular birini, diyorlar... Bir an susuyor herkes. Sonra yeniden devam ediyor curcuna.. Bitmez tükenmeı karnavalın politika maskaralan nutuk kürsülerine çıkıp tef ve darbuka çalıyorlar. Parayı Tanrı, ve kâr hırsını din sayan bir anlayısta topluman ne kadar mânevi değeri varsa harac mezat satılıynr. Teşil banknot üstünde secdeye gelenlerin Kıblesi VVashinçton'dur. Vatanın mâsura yavrularını bafız kurslarında köreltip, kara sakallıların rahlei tedrisinde karanlığa çomenlerin yönetimınde miilî deçerlerimiı tek^r teker çürüyor. Artık ayyıldızlı bayrak bir bez parçası.. tstiklâl Itlarsı anlamsız bir beste.. vatan, kiralık toprak.. Gazi, heykeli kırılacak adam.. Milli bağımsızlığa gelince : Boşssşver Hastane kapılarında Slüp, doktorsuzluktan kırılanların, ve haksız kazançlarını hangi ahlâksızlık marifetinde barcıyacaklarını şaşıranların memleketinde kara cübbeli gofta sınıfını üretmekte mânevi çıkıs yolu aranmaz da ne olur! Toplum yer yer yaralarla dökülen bir hasta vücudu.. Gazetelerin yüzleri bn hastalığın tabelâsı gibidir her gün.. Cinayet, kaçakçılık, adam vurma, kız kaçırma, tecavüz, yolsazluk, hırsızlık gırla... öfretmenini döven Sğrenci, profesörünü hıçaklıvan delikanlı, karısını baltayla doğrayan koca, bayram günu on binlerce kisinin önünde sevdıği talebeyi kurşnnlayan delikanlı, keserle nişanlısının icabına bakan genç kız... Ve bu çürüyüş içinde kimisi çıkar : Başörtümü çıkarmam, basörtüsü ile sınıfa girip ders dinliyeceğim.. diye tutturur. öteki çıkar kadınların örtünmesinin toplumu kurtaracafını iddia eder, beriki çıkar, ki Bakanlık koltnğuna oturmus bir kişidir : Vatandaşa otomobili çok gören lihniyetin karşısındayız, hfrkese bir otomobil.. diye konusur. Toto salgını içinde niyet kısmft ve kurtuluş aravıp, ya aybasına kadar bakkal dükkânı önündrn geçemiyen, veva müteçaliibe kapısında kul olanların çoğunluğunu meydana getirdifi bir toplumda her bir tabanca sesi, ber bir bıçak darbesi, her bir saldırı kısa lüren bir faskınlık yaratır : Vab vah, yazık oldu.. denir. Sözler, lâflar, ağıtlar, nntaklar, çelenkler, gözyaşlari Eğer zavallı knrban taşralı ise türküler yakılır, fehirlj ise makaleler yazılır, ve cnrcnna tekrar basiar; yeni bir kurbanın bir dakikalık saygı durnşunda süren saşkınlığa kadar .. Böylece, mnMİIa ta»ına adim adım yaklaşan bir hasta düzenin ihtilâçları içinde ceçer fider günlerimis... tstinad boşluğu •? unlara orta bir yo) bulunabildifi zaman, * * NATO'nun Knzey Afrika ile daha ciddi bir şeküde llgilenınesi mümkün olur. Bu »orurnn NATO'VB ilâve etmek, dolayısiyle kendl vecibelerini daha da afırlaştırmak istemiyen Amerika' nın, Fas, Tunus ve Ubya gibi İslâm devletlerinin CENTO'nun İslâm devletleriyle rabıtastnı Ikfli temaslardan çıkararak kollektif hâle getirmeyi düşünmesi muhtemeldir. Bufiinkü CENTO'luian, askeri herhangi yeni bir taahhüdii tazammun etmemek «artıyla daha kollektif bir siyasî bağ teşkiline ikna etmek mümkün olabilir. Bu suretle, bu örtfl altında Amerika, Kuzey Afrikada Cezayire raücavir İslâm devletlerinin betn komünizme, bem de <>• zayirin, yanlanna karşı vukuu muhtemel baskılaruıa karsı bir siyasî entegrasyon meydana getirmls olabilir ve icabında denizdetd kuvvetine İlâve olarak, Fas, Ubya ve Tnnus'un topraklanndan faydalanmak suretiyle Cezayiri ve Ceuyirdeki Sovyetler Birliğinjn yardım ve destek fasliyetlerini kontrol altına alabilir. Diier taraftan, Fransa'nın topraklarmı, limanlannı NATO kunetlerinin istifadesine kapamasının hasıl ettifi istinad noktalan boşluğunda Fas, Tunus ve Libya kismen telâfi etmiş olur. Aynca, Ubya, Akdenizde en çok petrol fireien ve üretecek olan bir devlettir. Akdenfzin tam ortasında, nisbeten emin bir bölçede böyle zenpn bir petrol kaynağuıın askeri değeri de son derece de önemlidir. Görülüyor ki, bütün bunlar, dünya siyas' coğrafyası içinde Dogu ve Batınıı. iki büyük dev. İPtinin kuıiet dengesi için acık veya kapalı miicadelelerinin bir neticesidir. !••• ıa*p <••* • ohnson"m başkanlığa adayI lığını koymıyaca|ıru açık§ laması üzerine, Sayın Nadir Nadi'nin, Sayın Kayhan Sağlamer'in makalelerinde ve Olaylann Ardındakı Gerçek sütunnnda deginiJen haber üzerine, bunu bir vesile bılerek konu hakkın dakl fikir ve göriişlerimizj bellrtmek lstedik. A.B.D. zirve noktadân aşagıya lnmeye başladı. Bir mjllet, dünya milletleri arasındaki kalkınma yolunda ne denli sivrilirse sivrilsin, ergeç, kendısini bekleyen ?ki bets ugrayacaktır. Son hızla kal kınırken önce duraklıyacak, sonra geriliyecek ve daha sonra belkl tarihten silinecektir. Bunun böyle olması tabiatın ve «osyal kanunların sonucudur. Bu akışı durduracak bir tek yol vardır ve o da bütün dünya milletlerinın hep beraber aynı hızla kalkınmaiıdır kı imkânsızhğı âşıkardir. Böyle bir kalkınma olsa bıle, o zaman da hep beraber bir düşme olacaktır. Zira üretim fazlalan milletleri içten yenecektır. Bunun da önüne geçilse, o zaman da tekrar gruplaşmalar olacak ve mesafeler tekrar açılacaktır. Böylece çjkar yoliar kapandıktan sonra, tarihî determinlzm hukmiinü ve iradeslnl icra etmeye devam edecektir. Zirvedeki tahtın tapusunu hiçbir mlllet kendisine kaydedemez; O, o tahtta ancak bir kiracıdır. imdl A.BJ3. nin genel g tına bir göz atabüiriz. A.B.D. XX. nci asnn « devleti oldu. Tahtına oturduktan sonra geçmlştekl djger 2irve devletler gibi (Romalılar, Bizanslılar, Osmanlıiar v.s.) istiyerek veya istemiyerek etkistni dünyanın en ücra koşelerine kadar yaydj, ta oralara kök saldı. Bu kökler, içinde bulunduklan topraklarm her türlü verimini emmeye başladılar. Topragm içinde yasayan organi/malar bir müddet bu faalıyetten rahatsız olmadılarsa da, daha wn ra. kendilerine yarıyan verımın ortadan yavas yavas kaybolmakta oluuğunu görünce derhal köklftre saldırdılar ve onlan toprağın içinde çüriitnjeye, kurutmaya başiadılar. Zira toprağın verimlnin nasıl emildiğini farketmişlerdi. Affaç kökten kurumaya başlamıştır artık ve önüne geçmeye imkân yoktur. Tek çare kökleri uzaklardan toplamak veya gövde üe irtibatını kesip olduklan yerde bırakmaktı. Bu takdirde agaç kurumaya başlıyacak, ya tamamen, ya da kısmen kuruyacaktı.. tşte zirve devletlerinin tarth sayfalan arasındaki rotaları. Bu işe bazan silâh ka>ışmış, bazan da dugünün Amerika'sı gıbı iktısadl yoliar tâkip etmıştir. K 31 Mart, Şark isyanları horlluyor obaziarm .(nurculuk, islirn devleti kurma gibi) faaliy»>tlerınin, yurd çapında başi*mak üzre olduğu anlaşılıyor. tstanbuldaki, sahlanıs mitinginden sonra, Bursa'daki mıting v« îmam Hatip Okullannın hareketleriyle, Kayserideki, tslâm EnstitüsU nün beyannameleri ve Aydındaki, nurcularm durumları, 31 Mart ve Şark isyanlan gibi facialarla karşılaşacagımızı gösteriyor. Çünkü, iktidar âciz, Diyanet îsleri de, âdeta cies'ekleyici bir durumda olduğu kanaatuu vermoKtedir. Düşmanların, geçmiste olduğu gibi, başımıza, çok büyük felâketler getirmek için, bütün kuvvet leriyle çahştıklan anlaşılıyor. Durum çok tehlikeli, milll gttvenlik, kökünden yıkılıyor. tktidar seçim derdinde. Asma köprü, televizyon, Spor Sarayı ve Akadfe . misi, Orman Bakanlığı, Sümerbanktan ucuz elblse v ayakka'oı dâvasında... Bu ihsanlardan gayri, yobazlıgiji desteklenmesi de, sakıt fktıdann, vatan cephesi t 'cilâtına benziyor. Seçimi kazanma gayretiyle, mern leketi, büyük bir felâkete sürükleyecekler. Işte iktidarın, 3 kırrt başhklı beyannamesi; NATO'ya inanmah imış.. Mazide başımıza büyük felâksrler örenJerin dostluklarına inanmam. Gırit, Trablusgarb, Balkan £a cialanndan sonra. îzmir ve nüıayet, Kıbns faciası meydanda olduğu gibi. Arap • îsrail harbi de ca bası. Insan haklan, Birleşıi'»ş Milletler garantisi ve NATO nerede? Asma köprü ve televizyon yerine,, uçak fabrikası, Orman ve Spor Bakanlığı yerıne de, İaşe Bakanhgı deseler, yerinde ve isabetli olur. Ben şıma kaniyım ki, şahlanan yobaz teşkilâtı, kuvvetli bir te^kilât tarafından idpre edildiği gibi, muazzam paralar da sarfedildiğıne şüphe yok. Bu dâva uğrunda satılan veya dağıtılan rısale ve kitaplann, hançten ithal veya organize edilerek burada bastınldıklan muhakkaktır. S Y Bugün TÎP'e karşı yapılan taşh sopaiı saldırüarın temel nedenlerine inildifi zaman, bu saldınlan haarlıyan ortamı iktidar parfisiyle birlikte, TÎP'in kendi yone ticilerüıin de yarattığı sonucuna varabiliriz. 27 Mayıs Anayasasının araladıgı kapıdan yararlanarak yurdumura gıren sosyalist akıma sahip çı kan TİP, devrimci rolünü bir ta rafa bırakmıştır. Bizce TİP bu giın için rotasına oturmamış bır partidir. Parti rotasıyla yol aldıjn yön arasındaki saptna açısı her gün biraz daha büyümektedir. özel sektörü smırlı bir zaman için de olsa tüm olarak ortadan kaldırmıyacaklarmı programlanna alan TtP'lıler, bugün ancak komünist ülkelerde görülen bir zengin d;K manlığı politikası yürütmektedırler. Turkiye'nin tüm zengmlerini iş adamlannı kapkaççı, vurguncu talancı, satılmış, yabancı maşası olarak göstermekte ve halk arasında bunlara karşı nefret uyandırmaya çalışmaktadır. TÎP'in \ı<ı gulamaya çalıştığı ve halk arasuıda kök salmasını istediği bu zeigin düşmanlığı, komprador sloea nı lehlerıne değil Je aleyhlenr.e olmaktadır. Çünkü halk arasıncla Türkiyenin tüm zenginliklerinıo numussuz, vurguncu, kapkaççı, fırsatçı ve yabancı maşası olmay?cağı fikri yaygındır. Bunlar içersinde elbette ki yukanda saynıış olduğumtız niteükleri taşıyanlar vardır. Ancak bunları dişlere zaran dokunmasın kabilınden pinncin içindekı taşlar gıbı seçip ayıklamak lâzımdır. îşte TÎP po itikasını bu oluk içinde akıtmaya çalışsa zannederım kı kazancı da I*L büyük olacaktır. Sonuç V I •% • •• yol tâkıp ederse güç lenmeleri daha erken olacaktı. Yeterkı aşın davranışlara kendı;erini kaptırmasınlar. Mustafa YILDIRIM Oğretmen GAZİANTEP IIV koşullanna uygun ^ır Türkiyenin bugun'<ü Sonuç haberin bn fhtimallert muvaceheslnde TfirHye açısından düşüncelerimi» şunlsrdır: • Mazide Türkiye, millt mücadele içinde bulunan ve aynen kendisi pibi istiklâlinl kazanmaya çalısan tslâm devletlerine karşı NATO'nnn bir üyesi olmak dolayısiyle, siyasi desteğini e s < r ' gemis, bunun da, zararları bir yana, hiçbir faydaRinı eörmemiştir. Bu itibarla, Türkiye, Amerika ve diğer Batıb devletlerin kendi stratejileri açısından faydah g'ördiikleri istikametlerde, dotrf Arap memieketleriyle illsld kurmamalıdır. Geiecelrte bu gihi ilişkilerin, değer verilen dostlukiara menfi yönden etkileri olabilir. Bunun yerine Türkiye hâlen yapmakta olduğu ribi Arap dostlanyla sadece kendilerinin müşterek menfaatlan yönünde ikili bajlar tesis etmelidir. • Ubya. Tunus ve Fas'm. CENTO ile deçil daha ziyade NATO ile olması lâzım gelen mönasebetleri Üzerinde durnlmalıdır. CENTO memleketleri, yeni hir siyasi ve askeri kollektif yük alacak durumda değildir>r. Kendilerinin sikâyetçi olduklan bölg^sel boşlnklara yenileri eklenmemelidir. • CENTO'nun Mısır fizerinden Orta Kuzey Afrikaya köprü kurması, Türkiyenin Ortado^u politikasına zarar verir. Mısır ile lüzumsuz ve başkalannın menfaatına daha çok hizmet edecek meselelerde münasfbet gölfeliyecek hareketlerden içtinap edibnelidir. Arap âlemine müteveccih politikada bir istikrar ve devamlılık olmalıdır. Batılı devletleri:ı Ortadoğudaki her türlü menfaatlannın kendisiyle Arap devletleri arasmda yülar boyunca ne gnbi ibtilâflar meydana getirdiği Türkiyenin acı tecrübeleri arasındadır. Her halde, Türkiye hiçbir Arap devieti ile yabancj arzuların bilinir bilinmez hedeflerinin etkeni istikametinde istenmiyecek anlaşmazlıklara sürüklenmemelidir. • CENTO'nun hedef ve ihtiyacı global genişleme değil, bölgesel ve münferit ku^Tetlenme ve seri emniyetidir. CENTO'yu, bugvnkü çevresi dışmda yeni maceralar alâkadar etmemelidir. Kadını kundaklayamayız [ . ayın Prof. Dr. tlhan^Arse^ın^ «Giyım Hörrlye^ | kadının uft&nnı okuchirn' 'H yararlandım. Büyük bir heyecan duyarak ben de bu konuya katılı yorum. Evet, çıplak Afrodit heykeli, kara çarşafa gömülen bir kadtndan daha mâsumdur. Şimdi bu bembe yaa ve şu sımsiyah kadın önünde duralım. Bembeyaz kadan vücud jıun bütün güzelli::lerinde onu yaratanın kudretıni duyarak bakarken, acaba dığennr bakarken aynı hisleri duyabilecek miyız? Çarşaf gibi kafası karanhk taassup, elbette bu duyguları duysmaz. Osmanlı tarihınde yobaziarm ahlâk ve zihnıyetini gösteren olav lar çoktur, bunlann öğretilmosi de çok yararlı olur. Naimâ Tarürn de: «Köprü lü Mehmet Paşa devrinde bir cuma çünü Sultan Meh met camiinde müezzinlerin yüksek r~sle halkı namaza dâvet ettikJeri sırada kalabalık bir yobaz kafilesi güzel sesle teçanni etmek günahtır diye ayaklanmışlar, ru BU namazını bir muharebe yerine getinnişlerdir» yazar ve yankılanır. îşte güzel sese tahammül edemiyenler, güzel vücuda da tahanv mül edemiyeceklerdır. îrtıcam mo denileşme ve ilerleme hareketlar!ne karşı belli baslı silâhJ kadın pe çesi, eteği ve kaıesidir. îslâm di nin esaslarıyla hiçbir ilgisi olm.iyan gereksiz inançların, uydurrua hikâyelerin ve huraielerin, günan v yasaklann, bir çağ değiştirrrıe devresmde bile etkilerinden kurtulamamış bulunmanuz çok andır. Esas nokta M MfİPnin b« vechesiyle CENTO'nun Mçbir direkt Ugisl yoktur Buna mukabil, böyle blr thtimal dahs tlyada NATO için düşünülebilir. Bizim de üzerinde duracağımu esas nokta burası olacaktır. Ubya, Tunus ve Faa ve hatta tspanya; Soryetler Birliğinin Akdenizdeki ciddi mevcudiyeti ve ban Arap devletlerine karsı Batının ters tutumlanndan dolayı bu memleketlerde ferek ao» yalist rejim benzerlifi, gerekse daha müsait v«rdım faaliyetleriyle elde tttiki müzaheret ve nüfuzun yaratacağı müstakbel tehdjtleri önlemek bakımından, NATO'nun bilhassa üzerinde durmasj diişünmesi lâzım gelen devletlerdir. Bu devletlerin isgal ettiği topraklar ve sahil seritleri, Akdenizin denlzden ve havadan NATO memleketleri lehine daha mfiessir bir sekilde kontrol altına alınmasına yardım eder. r*••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«•••••••«••••••* •4. T. Û/""..*"V". Makine Fakültesi Dekanlığından Değerli ilim elcmsnı iyi bır ldareci olarak temayüz etmiş bulunan Fakültemiz Dekanı, Mekanik ve Akışkanlar Mekaniği Kürsüsü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. 0, SAFFET MÜFTÜOGLU gösterilen bütün ihtimama rağmen Ünivenritemiz camiasinı ve Türk Kamu Oyunu teessüre garkederek 24 Nisan 1968 çarşamba günü vefat etmiştir. Cenazesi 26 Nisan 1968 cuma günü (bugün) saat 10.30 da İ.T.Ü. Rektörlüğünde (Taşkışla binası) yapılacak merasimi müteakip Zincirlikuyu kabristanına defhedüeeektir. (Basın: 16688/4354) •••a III* Sovyetler Birliğinin, daha ban? camamnda Akdenizde taazzuv pden yeni ve aktif davranty ları karşıstnda, NATO'nun Akdenizin kmey safaillerine yapışıp kaknası, bu denizin emniyetini sağlamaya kâfi değildir. Aynca, Altıncı Filonun Akdenizdeki ntevcudiyeti, kendisi için daba muhataralı bir duruma girmiş ve bölse hildmiyeti üzerinde NATO le* hinde olmTyarak istifhamlar artmaya başlanu? iken, denpenin yeniden düzeltiimesine çalısmak lânmdır. Bunun bir çaresi, NATO'nun Akdenizdeki sorumluluk sahasuun denizlerden Kuze; Afrika kıyılanna fenişletilmesldir. Buna göre, tspanya ve Fas'tn Batı Akdenizi rahatça kontrol edebiJen cofrsfyası ile Ubya ve Tunus gibi deniz ve hava harekâtı ve dolayısiyle Orta Akdenizin kontrolu batamından fevkalâde • ••• • ••• • ••• • *>• Bugün Amerıkan aksıyonu dunya üzerinde reaksiyonunu yaratınış bulunmaktadır. A.B.D. den hoşpyt olan milletler istisna teşkil etmek tedırler. A.B.D. dunün yayılma polıtıkasmm aksıne, bugun toparlanma politikasını uygulamaya baslamıştır. Bugün üretim fazlasını Vıetnam'da tuketmiş olan ve haiiâ üretim sıkmtısına giren A.B D., bırgün gelecek, bu duzende dr vam etiğı muddetçe, tekrar üretım fazlasına sahıp olacaktır. Elbetfe o zaman eltnde yeni Vietnam'lar olmayacaktır. Üretim fazlasını tüketecek yeni alanlar bulamıyacajc ve kendı eliyle yarattığı üretm) içinde boğulacaktır. Tüketım al.ır.j bulamıyacaktır, zira hiçbır ulks kendısine çok pahaljya maJoian Amerikan üretim fazlasına avuçlannı açmıyacaktır. Zira gelişnır»mış ve az gelışmiş ülkeler uy?nmış olacaklardır. Veya bunlar A. BJD.'nuı ıstediği şekilde bir tüketıme izin vermiyecektir. İstanbul Teknik Üniversifesi Rektörlttğünden: Değerli ilim elemanı ve iyi bir idareci olarak temayüz etmiş bulunan Mdkina Fakültesi Dekanı, Mekanik ve Akışkanlar Mekaniği Kürsüsü oğretim üyelerinden Prof. Dr. Saffet Müftüoğlu gösterilen butün ihtimama rağmen, Üniversitemiz câmiasını ve Türk Kamu Oyunu teessüre garkederek, 24 Nisan 1968 çarşamba friır.ü vefat etmiştir. Cenazesi, 26 Nisan 1968 cuma günü (Bugün) saat 10.30 da Ürnversitemizin Merkez binasında (Taşkışla) vapıkcak töreni müteakip Şişli Camiine getirilecek ve öğ'e namazından sonra Zincirlikuyu'daki aile mezarlığina defnedilecektir. (Basın: 16674/4344) Sonuç urum böyle devam edersn. tehlıkenin içinde bulunduğumuz anlaşılıyor demektir. tkitıdann harekete geçmesı için, matbuat ve münevverlerimize, büvük ödevler düştüğünü şöyleyeb1liriz. Milll mücadele gibi, cesaret ve feragat ister. Saygılanmla. Seyfettin ÖNEN Em. Alb. O Sonuç şte en büyük sloganlan: «Ksdınlar çarsafı attı, hayâ elden yitti». Fakat bilmiyorlar ki, hayâ carşafm içinde bir madde değil, ruhun ve vicdarun içinde bir duygudur. Gericilere güzel ders veren btr tabloya bakalım: Tabloda yüzü açık, kollan çıplak yaz kıyafetindî güzel bir geııç kız, bir de yobaz görülmekte. Yobaz kıza: Kızım, senln çarşafın, peçen nerede? Kız: Benim çarsafun, peçem, senin gözlerindeki . r ve hay» perdesinde ounalı. îşte, anlayanlar için gttzel bir cevap. Mustafa KEMAL ÜÇAR öğrenci m Saldmlar ve TIP ayın İlhan Selçuk «Demnkrasidir yerlerde sürüklenen» başhklı yazısında TÖ»'e y3 pılan son saldmlar üzerinde durmus ve bu saldmların baş tahr*kçisi olarak ta ıktidardaki par+ivi gostermistir. Bay Selçuk'a bu ya lunmalarından dolayı hak ve/ mekle beraber, bir iki ufak noktT da sayın yazarla aynı görüşte olmadığımızı belirtmeden geçemive ceğiz. Burada akla gelebilecek bir soruyu da hemen cevaplandıralra, bütün gücümle fikre karşı yapılan taşh sopalı saldınlann karf]sındayım. I VE Fu T Çok değerli hocamız, Makina Fakültesi Dekanı savın Prof. Dr. Saffet Müftiioğlu'nu 24 Nisan 1968 çarşamba günü müessif bir olay sonunda kaybettik. Cenazesi bugıin saat 10.30 da Taşklşla'da yapılacak törenle Şişli Camiine götürülecek, öğle nimazını müteakip Zincirlikuyu mezarlığmda toprağa verilecektir. Kederli aiJesiııe ve arkadaşlanmıza başsağhğı dileriz. İ.T.Ü. MAKİNA FAKÜLTESİ TALEBE CEMİYETİ (Cumhuriyet: 433"J) S ORDU VALİLİĞİNOEN 1 2 3 4 5 BAYINDIRLIK BAKANLIĞI YAPI VE tMAB tŞLERl REİSLİĞİNİN: Ordu • Merkez 7 Bogalık Sun'l Tohumlaros GaraJ tevsil, Ot deposu ve istinat duvarı inşaatı işi 2490 sayüı kanun hükümlerine gör* kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. Işin kesü bedeli (175.000.) liradır. Eksiltme Ordu'da l l Bayındırlık İhale KomUyönunda 9.5. 1968 (Perşembe) günü saat 16.00 da yapüacakür. Eksiltme Şartnamesi ve diğer evrak Bayındırlık Müdürlüğünde görülebihr. Eksiltmeye girebilraek için iıteklilerin: Dilekçeleriyle birlikte işin keşıf bedeli kadar bir işi bir defa'da yaptığını tevsik eder U bitirme belgesi ile 7.5.1968 günü mesai saati sonuna kadar Vılâyete toüracaatla yeterlik belgesi almaları. Istekliler teklif mektuplannı; (10.000) liralık geçici teminatını, 1968 yılma ait Ticaret Odası Belgesini ve yeterlik belgesini usulünde zarflıyarak 9.5.1968 (Persembe) günü saat I5'e kadar makbuz karşılığında İhale Komisyonu Başkanlığma vereceklerdir. Telgrafla müracaatlar ve pojtada vâki fecikmeler kabul edıîmez. Keyfiyet ilân olunur. ULUDAG SANATGRYUMU LA.Ş. BAŞHEKİMLİGİNDEN: tici tane pögüs hastalıklan asistanı alınacaktır. Müessese tam süre ihtisas verroeye yetkili olup Devlet asistanlık imtihar.ıru vermiş olanlar tercih edilir veya göreve başladıktan sonra ilk açıiacak D?vlet asistanhk imtihanını kazanmalan şarttır. Cumhurivet 4328 ÖLÜM Merhum Ağırceza Reislerinden Mustafa Raşit Beyin va merhume Zeynep Hanımın kerimesi. Yanya askeri erzak müteahhitlerinden H a a Mahmut Beyin refikası, Samiye Arno, Hüsamettin Recevik, Semiha Ozümerzifon'un sevgili anneleri, Nigâr Berk, Orhan Cemal Fersoy'un halalari; merhum Nejat Arno; Perihan Recevik, Rifat Ozümerzifon'un kayınvalideleri, J ü lide Yemeniciler, Per:de Alemdar. Banu ve Bâki Ozümerzifon'un anneanneleri, Mahmut ve Murat Recevik'in babaanneleri, Abdullah Receboğulları'nm yengeleri, Bnder Yemeniciler ve Kaya AJenjdar'm büyük kayınvalideîeri, Kimyo Yüksek Müiıendisi Alınacaktır ELEMAN ARANIYOR Müessesemizde lstihdam edilmek Uzere 2 makine ve 2 inşaat mühendisi ile asgart S yıl tecrübe görmüş, askerliğtal yapmış ve en az lise mezunlan muhasebe merauru alınacaktır. Taliplerin aşağıdaki adreslmlze müracaatlan ilân olunur. 6 7 (Basın: 14558/4317) rabrikarrazda çalıştırılmak Uzere, askerljğinl yapnuş 40 j'aşmı geçmemiş, iyi İngilizce veya Almanca büir Kimya Yük sek Mühendisi alınacaktır. İsteklilerin şahsen veya dilekçe ile İzmir Turan Turyağ Fabrikası Personel Şefliğme müracaatlan. Türkiye Ta| ve Mamfllitı A. Ş. « TÜRYAĞ » CBasm: İ. 157716573/4309) ETİBANK ERGANİ BAKIR İŞLETMESİ MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜ M A DE N (Basın: 14467/4320; FERİDE RECEVİK HANEMEFENDİ 25/4/1968 günü Allahm vâsi rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 26/4/1968 cuma günü Şişli Camii Şerifinden öğle namazmı müteakip alınarak Zincırlikuyu mezarlığındaki ebedi istirahatgâhına tevdi olunacaktır. AİLESİ Çelcnk sönc'erHmem<'si rica rlunur. Cumhuriyet 4342
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle