19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 27 Mart 1968 CÜMHURÎTET Ilsinci Ada*.M Mayıs Ihtilâli, önceden belirmiş teşkilâtçı bir lidere, önceden şekilleşmiş, yaygın bir teşkilâta ve ihtilâl sonrası için, sınırlan ve hedefleri belli bir ön programa elbetteki malik değildi Bu bakımdan bu ihtilâle, kendine hâs, kendi kendine benzeyen bir ihtilâl demek, pek de isabetsiz değildir. Fakat çartlar o kadar olgunlajrmş ve halk yığraları değilsc de; üni versite, aydın kadro, basın ve ordu ile, hem muvafık, hem muhalif siyaset cepheleri, böyle bir ihtilâle o kadar hazır hale gelmişlerdi ki, bir gün küçük bir kıvılcımın bir büyük kütleyi harekete gelirmesi gıbi, ihtilâl alevlenince bu hareket herkese, beklenen hâdise gibi göriindü. Ve bu saydığımız çevrelerde derhal kabul veya başeğme ile kaşılandı. Hattâ bu bakımdan 27 Mayıs ihtilâlini, zaten ortada bir avuç cesur ve aktif kurmaydan başka, Şefi ve Teşkilâtı da yoktu. Ihtilâli bu kadrodan ziyade, sartlann ve si yasi atmosfer'in eseri saymak. belki daha doğru olur. Halka gelince, bu ihtilâl, elbette ki bir halk lhtilâli değildi. Menderesin her vesilede: YAZAN: SÜREYYA AYDEMİR İhtilâl Karargâhı ve ihtilâlciler İhtilâl demek; lider, teşkilât ve sloganlar demektir. Bu harekette lider; kendi kendini yaratır ve teşkilâtmı kendi düzenler ama, sloganlar, ancak sartlann objektif ifadesidir... l%0 ortasmda, Istanbul'da, Kurmay Harb Okulunun diploma tevzii töreninde verdiği nutuktan ju eümleleri özetleyelim: « Arkanıza bakmayacaksınız. Yaptığmızı unutacaksmız. thtilâle aıt her şeyi, her hizmeti arkanızda bırakarak, yalnız şereîinizle kışlalarınıza ve vazifelerinize döneceksiniz. Çünkü ve hattâ inkirâz mukadderdir.. » Bu sözler, 3 Ağustos 1960 ta ordudan 235 General ve 5000 kadar subayın, 42 sayılı kanunla emekliye aynlmalarının arifesinde söylen miştir. Ban ihtilâlcilerin: • Ayğımızın tozu ile geldik. Ayağımızın tozu ile gideceğiz.» sözleri, ihtilâl günlerinde yaygındı... Acaba gidebilirler miydi? Elbette ki hayır! Çünkü bir ihtilâle katılan, kaderlerini bu ihtilâle bağla yan ve ihtilalin sorumluluklarını yüklenen insanların, ihtilâl hedef lerine ulastıktan sonra evlerine veya kışlalarına çekilip birer adsu kahraman olmalarının misali, tırihte pek yoktur. Hülâsa ihtilâlcinin kaderi, artık ihtilalin kaderidir. Ni tekim öyle oldu. le getiren ad*mdır. Cemal Gürsel, elbette ki. böyle bir lider ve teşkılâtçı değildi. 27 Mayıs Ihtilâhnin ise, ihtilâlden az veya çok önce, özlemcileri, hattâ sozcüleri, çaba güdenleri olmuştur. Istanbulda ve Ankarada bir kısım Kurmaylar, gidişattan mem ftun değildıler. Bir şeyler yapmak ihtirasındaydılar. Fakat bütün öz lemler nihayet, bir Darbei Hükumet teşebbüsünü hiç bir zaman aş mış görünmemektedir. Yâni ihtilâlcıierin ufku, geniş değildi. Hele bir inkilâp dâvasma, hiç bir zaman yönelemediler. Çünkü 27 Mayıs hareketi, toplumun yapısında, uzun vâdeli ekonomik. sosyal ve po lıtik bünye değişikliklerini hedef tutan bir havaya sahip değildi. Hülâsa 27 Mayısm önderi, öncüsü, teşkilâtçısı ve daha ihtilâl olmadan sloganlaruıı vericisi olarak bir liderden mahrumiyeti, hareketin şanssızlığı olmuştur. thtilâlden sonra da, lider, veya şöhretler, yıldızlar yaratmamak yolundaki tutuk siyaseti ise, bu şanssızlığı tamamlamıştır. Bu durumun aslında ise. ihtilâl i yapan kurmaylar neslinin eğitımi, büyük ölçüde etkili ol muştur. lâl çabalarma giren ve nihayet 27 Mayısta memleketın kaderini eline alan subaylardan, kurmaylardan bızim memleket dâvaları ve dünya meseleleri ustunde, aslında ne beklemeye hakkımız vardı? Sosyal inkılâpları mı bilsinlerdi? Dünya çatışmalanm mı bilsinlerdi? Demokrasinm tarihini. yapısını ve dâvalannı mı bilsinlerdi? Ihtilâüer mi okumuş ol^unlardı? Nihayet memleketin ağırlığı omuzlarına bi nince. o bin bir çelişme demek olan toplum yapısmm hangi dâvasına. hangi ıhtiyacma nüfuz etsinlerdi? İhtilâlcinin bu dünya görüşü v« kultur durumunu açığa vuran bir anket, o günlerde yapılmış ve cidden düşündürücü neticeler vermişti. Cumhuriyet gazetesi adına Müşerref Hekımoğlu. ihtilâl idarecileri, Milli Birlik Komitesi üyeleriyla konuştu. Arada on'.ara, hangi kitapları okuduklarını sordu. Çoğu: • Beyaz Zambaklar Memleketinde!. cevabını verdi. Eh. sonra? Sonrası iok! Yahut bir veya ikisi «Poli An na.yı okumus. Hani şu mâsum genç kızm hikâyesini! •Beyaz Zambaklar Memleketinde> kitabı küçük bir çeviridir. Finlandiyalı Grigori Petrofun eseri. Genç yaşta Ögretmen okullan ÖSrencileri için veya oğretmenler ıç a iki saatte okunacak çekici bir eser. Ama ihtılâlcilere vereceği hiç bir seyi yok. Çünkü eserin kahramanı Sinelman, <boynunda silâhı, belinMillî Birlik Komitesi üyeleri toplantıda de kılıcı olmayan, kaleler fethetmıyen» bir Fınh ıdealisttir. Orman lardaki yabani çilekleri değerlendirmekten, köylerde mektepler aç maya. şnketler kurmaya kadar çeşıtli iyi hizmetlerde bulunur. Ama o kadar: O halde, bütun hayaünda ve dcrs kitapları dışında nasılsa bu kuçuk esercıkten, mustakbelın ihtilâlcileri hangi dersi, hangi külturu alabihrlerdi? Buna rağmen yapılanları. yapıla bılenleri ve nihayet yeni bir Anayasanın getirılebilmesıni ve bu Anayasada yeni müesseselere yer verilişini, bütünüyle 27 Mayıs ihtilâlcilerinin alacak hanesıne kaydet mek lâzımdır S:mdi artık. o'aylann akı=mı da kısaca ozetleyerek, bu sütunlardaki seçmelerimize son verebiliriz. kilâtın ne zaman, nerede ve nasıl kurulup nasıl geliştiği, şekilleştiği bahsi ortada bazı ısLmlerin dolaşmasına ve bir ihtilalin de başarılmış olmasına rağmen, sanıyorum ki daima meçhul kalacaktır. Çünkü bu konuda yapılan yayınlaftn ve yazılan hâtıralann hepsi birbirleri ile çelişmektedir. Bunlann en dikkate değer sayılabilecek olanla rı da, nihayet şahsi davranışlar veya arkadaşlık münasebetleri, kar Halk benlmle beraberdir! şılıklı dertleşmeler, küçük sempati deyişinde, elbette ki büyük bir ha lerin ve antipatilerin hikâyesi içinkikat payı vardır. Ama ne vardır ki de geçer. Yâni kısacası, şunlar veTürk milleti, bütün tarihi boyunya bunlar arasındaki sathî münaca, yukandan gelen hamlelerin em sebetlerin hikâyesinden ibaret karine ve akısına uyan bir ordu millır. Şartlara ve sebeplere inilmez. lettir. Bir ordu millet içinde ise, ihtilâl hareketinde Milli Birlık zaman zaman karışıklıklar doğaKomitesinde öncü görulenler hâbilir. Ama, önceden belirtilmiş he deflere yönelen tanzimci ve ile tıralaruu nesretmemişlerdır. rici bir halk hareketi, elbette ki îhtilâlle beraber ortaya, önceden beklenmez.. tertipli bir merkezin çtkarüamadığı ve önceden işleri elinde toplamış bir liderin sivrilememesi ise bir gerçektir. Yâni önceden müteşekkil bir merkezin bulunamayıjt v« önceden otoriteainl tesis etmis bir liderin yokluğu, 27 Mayıs ihtilâlinin. gaüba en izahı müjkül cephesidır. Nitekim ihtilâlle beraber ihtilâl karargâhında hikim ol«n da; 27 Mayıs Ihtilâlinin ilk şansı, daKadro, karar ve program karışıkhha ilk adımda, hukuki bir dayanak ğıdır. Yâni göze çarpan budur. lleelde edebilmesidir. Bu dayanak, ih ride bu konunun nasıl açıklanacatilâlin daha ilk günü Ankaraya ge ğı ise, jimdiden elbette ki büintirtilen bir Üniversite İlim Heyeti mez. nin, eski iktidarın esasen mefrulu ğunu kaybetmiş ve zaten Anayasa Hul&sa lidersizhk, kadrosuzluk, dışı kalmış olduğu ve bu sebeple programsızlık ve teşkilâtsızlık, ge ihtilalin meşruluğu yolunda hazır nel görünüşü ile 27 Mayıs ihtilâlilayıp, ihtilâl Komitesinin eline sun nin üzerinde durulabilecek en önem duğu çok önemli rapordur. «Anali niteliği olsa gerektir. Ama buna yasa Komisyonu» adını alan bu nığmen ihtilalin başarılısı ve mese İlim Heyetinin, ihtilâlcilerin eline, lâ 27 Mayısta saat 16'da merkezin, daha ihtilalin ikinci günü sunduğu memlekete hâkim oluşu ve bu arabu rapor gibi bir hukuki dayanak, da, evvelce izinli olarak lzmire gi sanıyorura ki, hiç bir ihtilalin tari den Cemal Gürsel'in, oradan ve uhinde yoktur. 27 Mayısı incelerken çakla Ankaraya getirilerek, bir Or" bu raponın üzerinde gereği gibi general sıfatı ile işi ele alıp, olaydurulmaması. bence bir hatadır. Bu lan istikametlendirmeye çahştıgı kitapta, bütün ihtilâl sonrası olayda bir gerçektir. Isabetli bir karar lar ve vesikalar gibi, aynen verila Ankara'ya dâvet olunan ilim he len bu raporun önemi, ancak onun yetinin ve bilhassa daha ihtilalin üzerine, gereği gibi inilmekle anikinci günü ihtilalin meşruiyetini laşılır. Bu komisyonun, gerçi asıl ilân eden proğramın, etkileri olsa ve ondan beklenen Anayasayı tam gerektir. olarak hazırlayamamış, zaten az sonra parçalanmış olmakla beraber, Ama daha ilk andan göze çarpan bir geçici Anayasa verebilmiş ve sudur ki, herbirinin iç âleminde nebence vazifesini, zaten ilk raporu ler yaşadığı bilinmese bile ihülâlci ve bu geçici Anayasa ile pekâla talerin müfteKk dili, bir an evvel mam Iayabilmiştir. Meclisi açmak veya seçünlere gitmek suretiyle kışlalara dönmektir. Bu görüs veya ifade, meselâ Cemal Gürsel'in ilk beyanlarına hâkimdir. Gürsel'in görüşü veya düşüncesi, aradan birkaç ay geçtikten sonra da 27 Mayıs ihitlâlini kimlerin ve gene öyle görunüyordu. Meselâ hangi tefküâtın yaptığı ve bu tej Yarın: Son yazı! Olavlar zinciri! Bir kurmaylar ve subaylar neslinin egitimi: İhtilalin hukukî dayanağı: İhtilâl karargâhı; Bu üstünde duracağımız sebebin brsusü, usulleri ve yapısı, 27 MaHülâsa Milll Birlik Komitesi; me yıstan, hattâ D.P. iktidan devrinselâ Madanoğlunun. o güne ait hâden daha öncelere gider. Ve konu tıralannı naklederken belirttiği o devrede, subaylar ve bilhassa kur hoş, yahut çocuğumsu veya alaylı maylar neslinin eğitimidir. Çünkü sahnelere rağmen, artık bir dev bu subay ve kurmaylardır ki, 27 let idaresi oluyordu. Ve onun soyıs hareketinin ve ihtilâl devrinin, rumluluklarını, ister istemez yükaktıf unsurları oldular. Acaba bu lenecekti. Ama hiç süphe yok ki, nesil nasıl yetiştırilmişti? bu komitenin bazı zaaflan da var1950'den önceki devrin askeri eği dı. tımine merhum Fevzi Çakmağın ve 27 Mayıs Ihtilâlinin ve Millî Birarkadaşlarının görüşü hâkimdir. lik Rejiminin baflıca zaaflarını, şu Mareşal ise tam 21 yıl aynı vazifedört esas üzerinde toplamak mümde kalmış ve tabii dünyanın probkündür: lemleri. askerhk alanlarında bıle 1 Lidersizlik, onun üseriaden^îmıştu. Barb uku t lunu ice, hk def» bil* lÖŞÇet Çtme 2 î^tujl öneesinde bir Merteri t mişti. Ama şu esaslar kesin ve deKomitenin yokluğu ve teşkilâtsızğişmezdi: Harb Okullarma gazete lık, giremez. Mektep kitapları dışında 3 thUlâlden sonr» uc teskilfttı kitap giremez. Derslerden başka ve nın yaratılamayı«ı ve Komitenin hâriçten konferanslar yasaktır. Dıtek başına ve havada kalışı, sarıda konferanslara ise gidilemez!. 4 İhtilâl sonraat için proğramHalbuki dışarıda; yürüyen, iler•ızlık. leyen bir büyük âlem vardır: Mem 27 Mayıs ihtilâlinde ve sonraleket bin bir iktisadi, sosyal, ekosında. Lidersizlik mutlaktır. Cemal nomik dâvalar içinde kıvranır. Gürsel lider değil, baskandı. Lider Dünya ise, büyük hâdiselere gebeise, önder ve teşkilâtçıdır. Lider, tâyin olunmaz. Kendi kendini tâ dir. yin eder. Çünkü lider; önder ve teş Harb Okulunda ise, dolabında ga kilâtçı hem hareketin, hem kendi zete bulunan bir öğrenciye, hem de otorite ve yetkilerinin yaratıcısıdır. ortada teshir olunarak yapılan muLider; havada esen rüzgarlen hec ameleyi. bir 27 Mayıs ihtilâlcisinden kesten önce sezen, bu rüzgârların dinlemisimdir. Bu öğrencinin sudilini herkesten iyi anlayan, herkes çu büyüktü, târif edilemez dereceten önce değerlendiren, geleceğin de büyük!. rüyasını gören ve bütün bunları di O halde 27 Mayıs öncesinde ihti 4 S 6 8 9# 2 3 1 1 4 567 8 9 23 1 11 1 1 SOLDAN SAGA: 06 25 Agılıs orosram 06 30 Gunavdın I 07 00 Kove haberler 07 05 Gunavdın II 07 30 Haberler ve havs dunımu 07.45 İstanbvılda bueun 07.50 llârılar ve hafıf müzik 08.00 Hafif Batı muziii 08 15 Beraber ve solo sarkılar 08 45 F. Eee orkestrası TurkJuulan turkuler 09 00 F soloUrı 09 15 y t S M l 09.30 09 40 Ev icın 10 00 Ara haberler 10 05 Hatii B«tı müılH 10.20 G. Güvenllden sarkılar 10.40 Arkası varın 11.00 Sabah konseri 11.45 Sarkılar 12.00 Ara haberler. ilanlar 12.25 Kucük orkestra 12 40 A.Sensoydan s»rkıl»r 13.00 Haberler ve RG.de busun 13.15 S Ersöıden sarkılar 13.30 Reklam Droeramları 14 00 Orhan Avsar orkestran 14.15 Solistler secidi 14 30 F. Akel orkestrası 14.45 K. KarasülevmanoSludan 15 00 15 05 15.20 15.35 16.00 17.00 17 05 17.30 17.50 19 00 19 35 19 50 20 00 20.30 1 Herkesi kendi çıkanna âlet ederek daıma dalaverelı işler srao X X mayı huy edinmiş kişiler lçın halk bazan bu teriml kullanır (aX rada bir takı ile ıki soz). 2 • 3 1 «Çabuk aldatılabilecek durumdaki kişi» karşılıgı ıki soz. 3 Az alkollü ve ekşitürruş ıçkılerden, nasihat istıyenlere venlen öğüt •2 | 3 lerden sonra söylenen tenbih ve 2 2 uyarma edatı. 4 Bir seslenm* Cdatı, eski Yunan {Hosoilarmdan •*^nf.T fikir tarüucu çok etkilerr^ olaaı ? lardan bin. 5 En kalıri sesU er NASIL HALLEDILECEK lukarıdaki nkamlı bulmacada s«kek orjera artistl, bir şeyi bir yer dece 4 tane anahtaı (ipucu) ve 8 tane sonuç vnrdır. Boş kalan ıZ den başka bir yere taşıma işi. 6 «Askeri merkez elde et!» an karenin içine 1 den 9 a kadar ujgun birer rakam koyarak ve toplamına iki sözlü bir emır, iki no lama, çarpma, çıkartnıa, bölme işarctlerine dikkat ederek aoldaa ta arka arkaya, 7 «Naziklik ve sağa ve yukandan aşağıytı bulmacada gösterılcn sonuçlan bolanu7.. incelikle Ugisi bulunmıyan is lhtısası konusu» rnAn»"";1 iki söz. Bina vakünizi «üir ama, boş vaktinizi hoşça geçirmiş olnnunuz i * 25 8 Yankı, bir takı. 9 Içine ba ki büyük adalardan birinin adı, havalarda atmosferi zan dolmalara katılması âdet ko ruzgârsız kaplayan. 6 kulu ottan konulmamış durumd.ı (bir soz ve bir edat). 123456789 Kuş ağzınm yarı sı, Balıkesır ılıYUKARIDAN AŞA&YA: mizin eski adı. 1 Çok kuvvetli fakat kültürü 7 Borcunu ve neraketi kit kışılere boyle deverirken. 8 nılır (ıkı soz). 2 Demokrasi ile Ucret ilfeve ediidare olunan ülkelerdekı baş ve len kıAnu ele esas kanun (karma soz). 3 B.r geçırmek (ıki çogul takısı, tarlada çıft surme asoz). 9 Bne racı. 4 Tersi «rakam» demektir, bir çeşıt beyaz mobliya boyası VB Dunkıı bulmacanın teselli veren, ka iptıdai maddesi. 5 Japonyada halledilmis sekli kış. || 71 •• + f X 4| MBBraı • I [TJB • \T FElT • Dlsi Bond MOOESTY BLAISE turkiiler Ara haberler Ovun havaları R Y. caİEiIar tooluluSu Minvatür müzik Okul radvosu Ara haberler Mevdan faslı Köv odası Reklâm Droeramları Haberler ve hava âunonu S.Dızerden sarkıUr Alle sohbeti Yurdun sesi Dünva tivatro eünü doI«Tlsivle dzel Droeram 21 00 24 saatin olavları. ilanlar 21.10 Oda müziftî 2140 O. Senerden »arkılar 22 45 Haberler 22.00 Reklâm oroeramlan 23.00 Plâklar arasında 23 55 fizetler. Drogmm. kansnıs tSTANBUL İL RADYOSU Acıh* ve nroeram Dlskoteffimitden Kucuk konser Genrlere muzîk Senfon'k müzik Frsnsadan mılzik Aksam konseri frenclerle beraber rolardan secmeler Hafif miiJİk r.ece konseri Caz müzifi Hafif Batı PiuztK Program ve kaDanıs DUNDEN BUGÜNE özer, kızkardeşine daha içtenlikle baktı? Babamın yardımı olmadan kendime bir muayenehane açmayı düşündüm. Getirdiğim otomobili satıp onun parasıyla... Dudağını büktü: Arkadaşlar, «kodamanlar varken kimse sana uğramaz. Onlar senı yaşatmazlar. Tutunamazsın, hiç deneme» dediler. Üzgündü. Çok üzgündü. Ömer Rüştü bey işinden dönünce: Anneniz gelmedi mi daha? diye sordu. Alışmıştı karısını her akşam evde bulmaya. O olmayınca. sanki ortada kalmış. Oğluna' Sen de şehirdeydin, değil mi, dedi; ne yapün? Hiç .. Gene bir iki yere basvurdum. Daha bir sonuç alamadım. Bakalım... Babası karşısında durdu: Bu sabah hastahanede aklıma geldı: Bızim doktor Zıya'yla goruşeyım. Bel ki onun servisinde Özer kaşlarını çattı: Rica ederim baba, sen hiç kanşma. Ben uğraşıyorum. Gerekeni yapıyorum. Artık kendi kanatlanmla uçacak yaştayım. Ömer Rüştü bey kırgın kırgın: Sen bilirsin, dedi. Ceketini çıkardı. Koltuğa oturup yaslandı. Derin bir nefes aldı: Oooh! yorulmuşum. Ayla içeriye gitmişti. Oğluyla yalnızdılar. Yetişemiyorum hastalara, dedi; her dakikam dolu' Özer omuz sılkti: Tanmmış doktorsun dıye herkes sana geliyor. Specıalısaüon dıye bırşey yok, bizım memlekette: Veremlisine de bakıyorsun, kanserlisine de, astımlısma da. felçhsine de, romatizmalısına da. Beri yanda bu dallarda uzman oımuş genç değerler, müşteri bulamıyor; boş oturuyor. Burada doktorluk, isım yapmış 510 hekimin tekelinde, zaten. Babası soğukkanlılıkla karşılık verdi: Hasta, inandığı, güvendiği hekime gider. Oğlu güldü: Güven meselesi değil, isim meselesi bu: illi ünlü profesöre görünmek isterler. Ünlü profesör, çok tandır bilım yolundan ayrılmıj, işi doktorluğun tüc carlığına dökmüş de olsa! Ömer Rüştü bey şaşırdı: Yani ne demek istiyorsun? Bilim yolundan aynlmışım da doktorluğun tüccarlığını mı yapıyorum? Genel olarak konuştum. Ama senin de artık pek öyle uzun uzun etütlerle filân uğraştığuu sanmıyorum .. Benim. antihistaminikler, carcinoide sendrom üstüne çalışmalanm... Kaç yıl onceydi bunlar O zamandan bu yana çoook şeyler değistı. Eski bildiklerinle yetiniyorsun... Bütun yeniükleri izüyorum ben. Dünyanın her yerinden bültenler, raporlar en son çıkan eserler gelir bana. Boş vakitlerüni hep okumakla geçiririm. Boş vaktin var mı ki! Gecelere kadar hasta bakıyorsun. Genç değilsin; yoruluyorsun. Ondan son ra da okuyacak halin kalmıyor. Uyuyorsun!. Çok ileri gittiğini anlamıştı: Yorulmana üzüldüğüm îçin bunları söylüyorum. Yoksa seni kırmak istemedim. baba. Ne diye kendini bu kadar harcıyorsun. bu yaştan sonra? Çekil universiteden; kspat muayenehaneyi.. rahat et Yaıan: R I K K KÖKMİ Dır.len, ke>lme bak, artık. Malın, mulkun, paran, herşeyın var. Çahşmaya ihtiyacın yok. Ömer Ruştü bey. Ben para kazanmak için çalışmıyorum, dedi; öğrencilerimi seviyorum, hastalarımı seviyorum, onlara yararlı olmak istiyorum. Ne muayenehanemi bırakacağım, ne de universiteden ayrılacağım. Mevdan okur gıbi oğluna baktı: Çünkü guçlüyüm daha. Çünkü... çünkü... yerimi tutacak kımse yok. benden sonra. Benim değerımde bir genç gormüyorum çevremde! Tartışmaya son vermek için kalktı; salondan çık Sakakları zonkluyor, başı uğulduyordu. Dünkü çocuk ona bunları söylesin!... Bir acemi çaylak'... bir bılgı gorgüsuzü!... Odasına gitti. Yatağına uzandı. Tekrarhyordu ıçınden kavgayı. Söylediği her lâfı cevaplandırarak, haddıni bildiriyordu bu küstaha: «kımmış o «genç değerler. dediğin uzmanlar? Senın gıbıler mi? Bir konuyu biraz inceledin diye kendini allâme sanıyorsun. Daha ne gördün hayatta? Ne biliyorsun?» llkın tecrübe, lâzımdı; tecrübe! Hastanm sağhk durumunu iç güdüyle hemen sezinlendiren, yıllarm verdiği bir çeşit koku alma niteliği; altıncı duygu... «Bir bakışta anlarım, senin bütün muayenelerinle kavrayamadtğıru. ömriimü bilim yolunda harcadım ben!» Tüccarhğa dökmüşmüş işi! «Fakir fukaradan beş kuruş almam da, fistelik ilâç parasını da verirım, sersem, seni!» Düşmanca duygular taşıyordu yüreğinden. Onu küçultmek, ezmek isüyordu: • Kolay mı isim yapmak? Ün kazanmak? Pek güveniyorsan, hodri meydan, göster kendini!» Yesin feleğin sillesini de görsün! Matematik sanıyor hekimliği: X eşittir a artı b ! Hesaba k^ıtılacak daha ne faktörler var, haberi bile yok. Her şeyden once, doktorun psıkolojik etkisi gelirdi. «Atlattın artık. haftaya taburcu edeceğim seni...» dediği için. um duğundan çabuk iyıleşenleri tanımıştı. Kendısıni ölüme bırakmış nicelerini, yataklarının kenarma otu rup onlara her gün biraz umut, yaşama isteği aşılayarak kurtarmıştı. Fakat. bunun İçin ayrı bir güç gerekirdi. Haliyle, bakışıyla, sesinm tonuyla, konupnasıyla, sözleriyle, karşısındakine güven, inan vcıme gücü! •Bunu ben yapabilirim. Senin gibi pısırık bir budala değil!» Bırden durdu: Bu kadar hınçia yerdiği oğluydu! Başarısı için çırpındığı, mutluluğu için canını vermekten bıle çekınmiyeceği, kendinden üstün olmasını yurekten diledıği çocuğu. Onun yanında silinmeyi, ikinci plânda kalmayı. seve seve gcize ahrdı. Daha dün, hastahanede. bir kan analizi raporunu cebme ko yarak, «bir kere de oğluma göstereceğim, o bu ısleri benden iyi bilır» dıje asistanlarına kıvançla ovunmüstü. Ama şimdi kırgındı çok! • Etutle uğraşmıyor muşum! Bildiklerimle yetini yor muşum'» Düşündü: Belki gerçekti oğlunun söylediği. Yorgun düsüyordu akşam. Geç saatlere kadar okuyamıyordu. Sonra da.. okusa da pek faydası yok: Bir yaştan sonra insanın zihni süzgeç gibi oluyor; bir yandan içeriye koydukları, öbur yandan akıp gidıyor; 1 unutuluyoıdu hemen . «Artık benden geçti» dedi. Yeniler yetişiyordu; kafaları daha işlek. Asıl kötüsu, eskıleri beğenmıyen, onların ije yaramadıklar:na inanan yeniler. (Arkası var) ANKARA Acılıs. DroEram Gunavdın I Ko\ e haberler Gunavdın II Haberler ve hava durumu Sabah müzi£i Ankarada bupün Sarkılar O havaları S. Candan turkuler Besin Beslenme Sabah konseri Arkası varın Ara haberler ilânlar Okul radvosu Hafif muzik A Melikten sarkılar Konser saati Ara haberler. ilânlar M. Erdaldan turkuler Kıbr;s saati M. Güver ve MSaivasardan sarkılar Haberler ve R.G.de bıurun Hafif müzik Reklâm Droeramları O Tıirenden tiırküler S Derandan sarkılar Alburnlerden secmeler Ara haberler. ilânlar Okul radvosu Z Bo?da8dan tıirküler G Sovlerden sarkılar Plâklar arasında Ara haberler. ilanlar Yurttan aefler Kov odası Reklâm Drosramları Haberler ve hava durumu Y Cınardan turküler Hafif müzik Si'Ahlı Kuvvetler saati C Bolvadinden sarkılar Soor deraisi Küclık konser 24 saatin olavları. tlanltr Bu dilin ustaları Erkekler T sarkılar Hafif muzık TBMM saati Haberler Gece konterl Gece varısına doSru Özetler Drr)f»ram. karjants Tıffany Jones
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle