Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT 18 Mart 1968 CUMHURİYET Ikmcı YAZAN: |EW(ET SÜREYYA AYBEMİR benliği ile her şeye, bütün gidişata kendi damgasını vuran bir Üstün Adam, bir insanüstü kudret haline hiçbir zaman gelemedi. Çünkü Menderes daima, hem meziyetleri, hem zaaflan i!e ayni zamanda sahnedeydi. Mütelevvin mizacı, kaprisleri ve en yakın arkadaşlannın bile «sözüne, tutumuna güvenilmez» saydjklan taraflar ıüe meydandaydı. Ama elbette ki bir duygu, bir gönül adamıydı da. Bu gönül adamliğı ise samyorum ki, biraz da, bozulmamış bir çocuk ruhundan ge liyordu. Hakikaten Menderes'te, daima çocuk kalmış bir taraf, derhal göze çarpardı. Ama ne var ki, bu kadar çelismeli vasıflan ile bir insan, hiçbir zaman Üstün Lider ve bir Tek Adam olamaz... Gerçi çok partili demokrasilerde nizam, Tek Adam degil, Halk Adamı nizamıdır. Halk, insanüstü kahramanlar değil, kendi sözcülehata payı vardır. Ve gerçek politikacı odur ki, bu hata payını görür; kabul eder. Hatayı ortadan silici yorumlara başvurmaz. Bilâkis, gerçeklerin karşısmda şartla•. ve neticeleri, hem kendi ruhun da. hem dışanya karşı sükunetle dile getirir. Ama eski D.P. liler safında, C. H.P. lilerin 1923 denberi süregilen geleneklerinden ayrı ve şahsiyet belirtisine uyan bir ruh hali de göze çarpar: Her D.P. li. her konuşan veya yazan, benligini. şahsiyetini açığa vuran bir takım işler ve vazifeler almıştır. Memleketin hayatma şu'veya bu safhada müdahalelert olmuştur. ^u veya bu işleri yapmış, şu veya bu sözleri konuşmuştur. Şuna uymuş veya şuna karşı diretmiştir. Hülâsa hepsi, benlik gururlan içinde konuşurlar. Gerçi Menderes bütün iktidan boyunca, hem partisinin, hem iktidann teiî söz sahibi görünmüştür. Ama nihayet Demokrat Parti, kendi içinde parti içi mücadeleleri de vermiş bir teşekküldür. Ve bu part içi direnişler, sanıyorum ki daima zinde kaldı. Bu havanın hâtırası, C.H.P. nin siyasî hayatında pek yoktur. tkinci Dünya Harbini takip eden devrede ki 35 ler direnişini teraziye koysak bile... *** Menderes hem yorgun hem de yalnızdı yakınları yıpranmıştı Grupla < arası kopmuş gibiydi Hele yakınlanndan bir kısmı partinin ve rejirain değil. kendi işlerinin ihtırasına ve havasına dalmış pibiydiler. Evet ortada ruhen kırgrm ve yalnız bir Menderes vardı Bağdatta patlayan darbe MENDERES HEM Y0RGU1S HEM DE YALNIZDl İhtilâl ne iyi, ne de fenadır. İhtilâli şartlar yaratır. Eğer şartlar ihtilâle gebej'se ve eğer ikitdarlar şartları değerlendiremyorsa, ihtilâl olur... ihtilâle giden Öyle sanıyorum ki, Inönüye ;öre bu yeni seçimler, D.P. iktilannın sonu olacaktı. D.P. ye ;öre ise, liderlerin her gittikleri >erdeki hararetü karşılanmalanıa, aşırı heyecan ve alkışlara ağmen, D.P. öncülerinde yorgun, ereddütlü bir ruh hali vardı. 5ir kısmı, içlerinden ümitsizdi. vlenderes'e ve mutlak iktidar fik ine fazla angaje olduklarından ;akınan, hem de ön plânda D.P. iler görunüyordu. .Pajrti içi diiiplini de artılc. oldukça aşınmışı. Partililerin aklı basüidaotan ' an kendilerini, sonu belirsiz bir cader birligi içinde hissediyorlar *e bundan, açıga vurulmayan eniişeler duyuyorlardı... Hülâsa 9571960 arası, her iki taraf içln, iinirli bir hava içinde, kati neiceye yöneliş yıllan oldu. Hülâsa 19571960 arası. bizim fakın tarihimizde, ihtilâle çıkan ,'ol oldu. Siyasi edebiyatımıza, rani Parlâmento nutuklan ile, jezilerdeki, mitinglerdeki tartışnalara ihtilâl sbzü, bühassa Irak htilâlinden sonra girdi. 14 temTIUZ 1958 de Bağdatta patlayıp, Dütün saltanat hanedanını ve bu ıaned&n etrafında çöreklenen, 'akat milletle hiçbir bağıntılan talmayan Nuri Sait oligarşisini îrtadan kaldıran bu darbe, Antaranın iktidar çevrelerinde ve seçimlerini taeden devre, yani 1957 1960 arası. İnönü'nün büyük taarruza hazırlık devresiydi. Öyle görünüyordu ki hesaplasma, 1960 ta olacaktı. Yani yeni seçimlere, vaktinden önce ve 1960 ta gidile cekti. Nitekim ihtilâl den önceye rastlayan şu Meclis Tahkikat Komisyonu giinlerinden evvel, her iki parti liderleri de 1960 ta seçimden bahsediyorlardı. Bunu iki taraf da istiyordu. Her şey, işte bu seçimlerin sonucunda belli olacaktı. rini bekler. Ama bu Halk Adamı da nihayet, Devlet Adamı vasfında bir üstün adam olacaktır. Yoksa bu gibi ortamlarda, Halk Adamı ile demagok arasındaki mesafe, bir zar kadar incedir. Adnan Menderes, gerçi bir Halk Adamı olmuştu. Ama Devlet Adamliğı vasfma gelince, Devlet Adamı demek, elbette sadece devleti elinde tutan adara demek değlldlr. Sadece devleti, hükumeti yürüten adam demek değüdir. Devlet adamliğı bir sorumluluk seciyesi ve buna dayanan bir irade vasfıdır ki, bu hem başka türlü bir kendini yetiştirme, hem başka türlü bir Allah vergisi olsa gerektir... Bir şahsiyet gururu ve bir sâbit fikir! 1957 seçimlerini takibeden devre ki, bir ihtilâle çıkan yoldur demiştik. Gerek D.P., gerek C. H.P. yöneticilerinden bir kısmının bu devreye ait değerlendirmelerini, dinlemiş veya okumuşumdur. Bilhassa D.P. ileri gelenleri yalnız partileri icin» değil, şahıslanna da ağır çilelere ve iktidar kadrosunda can kaybına mal olan bu devreyi, hâlâ da, hex vesile ile didiklemeye, olan bitenlerden ahkâm cıkarmaya çalışırlar. Ama çok dikkati çekici bir haldir kl, netice hükümleri, sonunda hep bir noktaya bağlamr : tnönü'nün ve C.H.P. nin tahriki... Evet bu türlu'görenler için bütün olup bitenlerin tek mesulü veya memulleri bu tahriklerdir. Eğer bu tahrikler olmasa ve onlara göre Inönü ile C.H.P., Demokrat Parti iktidarının canına kast etmeseler. nizamı âlem'de hiçbir şey değişmeyecekti. Cünkü bu nizamın. bazı iç çekişmelerine rağmen, kusurlu, hatalı hiçbir tarafı yoktu. Vatan sathı kalkınmanın, refahın sehvâyini içindeydi. Ve millet bu vatan cephesinde, iktidarla sonuna kadar beraberdi... Hakikaten de, hata kabul D.P. li. hemen hemen görülmemistir. Bu noktada D.P. eski mensupları ile, eski Ittihat ve Terak ki enkazı arasında, garip bir ruiı benzerliği göze çarpar. Halbuki her düşen iktidann, mutlaka bir 14 Tenunuz 1958 de Bağdat'ta patlayıp bütün Saltanat hanedanını ve bu hanedan etrafında çöreklenen Nuri Sait Oligarşisiü ortadan kaldıraıi darbe Menderes'in üzerinde şiddetli tepkiler japmıştı..Kesimde Irak Kıral Naibi tstanbul'u ziyaretinde gorülüyor Grupla arası kopmuş gibiydi. bilhassa Menderes üzerinde şidHele yakınlanndan bir kısmı, detli tepkiler yaptı. öyle ki; kıralı, ailesini ve çevresini kurtarpartinin ve rejimin defil, kendi mak üzere ürdün'ün başkentine işlerinin ihUrasına ve havasına bir askeri uçak bile gönderildi. dalmış gibiydiler. Evet, ortada Fakat uçak Amman'a indiği zaruhen kırgın ve yalnız bir Menman, Bağdatta herşey bitmiştl. deres yardı. Gerçi fazla sıkıldığı Ondan sonraki gayretlere, Türkizaman, memleketin dört bucağıyeye inen ve Lübnana yollanan na, halkın kalabalığına kendinl Amerikan kuvvetlerine ve o za atıyordu. Oralarda taşkın, ihtimanki Türk Hariciye Vekilinin raslı kabuller görüyordu. Zaten bu işlere kanşmak heveslerini karşıdan bu kalabalıkların ucu açığa vuran beyanlanna ayrıca görünür görünmez, etrafındaici değineceğiz. Fakat biz şimdi geyakınlannı ve resmi karşılama ne, Adnan Menderes üzerinde biheyetlerini bir tarafa iterek karaz durmalıyız. Evet, Menderese labahklara koşmak, kalabalıklara gelince?... t kanşmak, onun ihtiraslı ve vaz geçilmez huyu haline gelmişti. Ama kalabalıklar demek vefalı arkadaslar ve dostlar demek değildir ki? Onlar, hem vardır, hem yoktur... halefet deyince de, bittabi Inönii. Ama öyle sanıyorum ki, diğer'.e rini bir tarafa bıraksak bile, Demokrat Parti lider ve mensuplarının asıl hataları işte bu sabit *ikirdir. Gene öyle sanıyorum ki Ama eski D.P. lilerdeki bu şah bu sabit fikir onlann muhakema siyet gururuna ragmen hepsinrt? müşterek olarak samyorum ki isa mantığını daima düğümlemiştir. betli olmıyan bir komplekse, b'aKendilerini serinkanlı, çok ce> rıda işaret etmelidir. Bu kom heli muhakeme açısından, yahut pîeks. İnönü Fobisi'dir. Her şeyl olayları, gelişmeleri obejktlf daVÎ akibeti, tahriklerle izah etme< ferlendirme hürriyetinden alıkoysabit fikri ve bütün tahriklerin muştur. Inönü'den geldiği diğer bir sab ; t Muhalefet ve muhalefetin tahfikre dayanan înönü Fobisi... ŞİTI rikleri yok mudur? Elbette vardi bunların üstünde biraz durma dır, elbette olacaktır. Nitekim iklıyız. tidann da muhalefete karşı tahEvet. Demokrat Parti, 1956 • 1960 rikleri olmadı mı? Elbette oldu. arasındaki sarsmtılan ve nihaAma ne var a bu fobi, bu sab:t yet ihtilâlin getirdiği çileleri, daifikir, yalnız hem Utidar, hem mu ma ve istisnasız şu kelimelerle • halefet için değil, memlekette çoic zaha çalışmıştır. Tahrik ve muhanartili demokratik hayatın norleret. Onlara göre, büt suç mu mal usuller dahilinde gelişmesi ve halefettedir. Muhalefet tahrikçiyerleşmesi hesabuıa da zararlı o! dir, müfteridir, insafsızdır. Mudu. Ve sonunda memleket bir ihtilâli, bütün cepheleri ile yaş3mak durumıında kaldı. Bu mıhalefet ve tahrik düğümüne, he'.e D.P. nin en yetkili ve tecrübeü şahsiyetlerinin ise Menderesin de bağlanışı, bilhassa düşündürücü olmuştur. Bu dâvada; halktan ve güçlü ihtiraslarla gelen ve he06.25 Acılıs. Droeram nüz hiç bir siyasi meydan muhaGünavdın 1 ! 06.30 rebesi yasamamış olan Adnan ; 07.00 Kövc haberler Menderes'in tutum ve davranışH07.05 Günavdın II ve hava durumu 07.30 Haberler rını az çok anlamak kabildir. A < •ma. meselâ 07.45 Istanbulda bueün Mâl Bayar gibi, Uc V 07.50 Kiicük ilânlar ve H. müzik gençlik günlerindenberi siyasetrn 08.00 Hafif Batı müziâi içinde olan ve çeşitli siyasi imti08.25 A. Büyükatamandan çarkılar orkestrası 0? .45 O.Avsar hanlar yaşamış olan bir liderin. 09 00 D>>rt ses ve dört sazdan iktidarla muhalefet arasında, karturküler çılıkJı müsamaha ve kollaboras09.15 Keman soloları " İnönü Fobisi; yonlara dayanan bir ortam yarata mamasını, hayretle karşılamamajc kabil değildir. Hülâsa D.P. önderlerinin, esii bir Devlet Reisi olan Ana Muhale fet Partisi Liderine karşı, gereşi kadar saygılı olmalarında ve bu iki parti arasında daha normal siyasi münasebetlerin kurulmasında. elbette ki daha olumlu davranabilir. Fakat buna dikkat edilmediği her vesilede görülür. gerek Menderes, basındanberi Atatürk ve tnönü'nün tesirleri altında kaJdılar. Bu tesir biraz da, bir fobi şefclinde oldu. Sonuçları bakımından, tnönü'nün devam'ı korkusu içindeydller. Yahut bu his, tnönü'yü çok tanımış olmaktan gelen bir histl. Eğer araştınr sak, hepünizde bunun, şuur altında yaşıyan etkileri vardır...» «İktidar ve parti içinde ise Adnan Menderes, bir süre sonra, tek taraflı kuvvet haline geldi. Yani Meclis, Grup ve Cumhurbaşkanlığı arasmda ahenk kurulamadı. Halk ise onu tuttu. Çünkü halk ilk defa 1950 de siyasi vatandaş, sonra da iktisadi vatandaş olmaK yoluna girdi. Fakat Halk kendisini benimseyince, Menderes'in diğer taraflarla alâkası kesildi. Kea disinde: Halk beni tutuyor, kompleksi belirdi. Halk benimle beraber, Orduya hâkimim, kompleksi onu sardı. Hülâsa, bir tek adam olarak meyilleri peyda etti. Ama ne var ki, son zamanlarda parti grupu, tamamen elinden çıkmıştı. Fakat hâlâ kendisine ve otoritesıne güveniyordu. Ben sabık Başvekil olmam. Gidersek Celâl Bayarla beraber gideriz, sözleri onundur. Ama gitmeye pek niyetli değildi...» (1). Hülâsa tnönü, Bayar ve Menderes problemi, yalnız bir iktidar muhalefet, veya yalnız bir Parlâmento hikâyesi değildir. Bu şahsiyetlerin hepsi de ruh derinliklerinde, çeşitli rabıtalar, sempatiler, antipatiler, hülâsa çeşitli ruhi komplekslerle birbirlerine bağlıdırlar. Çünkü yıllar yılı her> si de, aynı çatının altında, aynı Şef'in emrinde kaldılar. Yıllar yı lı, aynı yolda yolcuiuk ettiler. Aynı dili konuştular. Bu yıllar yılı süren ve uzun ve müşterek yol culuğun, şuur altında zinde kalan bir takım kalıntıları, elbette ki daima oldu... (1) Yassıada mahkemelerinde Menderes. «B«n sabık Başvekil oluım> sözünü söylemediğini ifade etmijtir. Ru takdirde bu sözlerin Bmsvekile malcdilen, fakat ashndm kendi tarafından söylenmemis olan söıler olması da miim kündür. önde gelen bir D.P. li ne diyor? Şimdi, Bayar ve Menderesin, Inönüye karşı iç âlemlerinde vaş'yan bazı hislerden işaretler ve ren bir konuşmayı burada nakledeceğim. Aşagıda vereceğim sözlerin sahibi D.P. nin önde gelenleri arasmda tanınmış bir politikacıdır. Hakkında Yassıadada, idam hükmü istenmişti. İsminin açıklanmasmı istemediği için, tabii ben de meskut geçeceğim: « Hem Celâl Bayar, hem Adnan Menderes'in Inönü'ye karji, onu tanımaktan gelen takdirleıi vardır. Ama, Menderes'in înönü'ye karşı tehevvürleri. tnönü Fobisinin birer reaksiyonudur. Bu tıpkı, sert bir babanın devamlı tazyik kuşkusu altmda yaşıyan bir çocuğun, ruhî tepkileri gibidir. Hattâ bu hem Bayar, hem Menderes'te böyledir. Gerek Bayar, Yarın: De Gaulle tipi demokrasi! » 101113131*15'» HEnaaan •naoı cınnararaa UHBCJ a a a H Q uaa auu aa ann aana ana tza D üöaaa aaaaa a ••an aa •• üanna uaaa uaHHnaa a c UQ ana aaaa HBDO a aaa ımaaa acan an aıio aaa ciBaaa aon aaa aaaoo OB Ilaftalık bulmacanın şckli uuurırau mnu an naaa 181 Bir yalnız adam /o Bir çocuk rııhu... Çeşitli görgü, temas ve intibalarıma göre ben o kanaatteyim ki, 1960 dan önceki devrede Menderes, hem yorgun, hem de yalnızdı. Yakınları yıpranmıştı. Evet, Menderes yorgun, kırgın ve yalnızdı. Kaldı ki kendi partisi içinde de yıllarca tek söz sahibi göründü ama, hiçbir zaman Tek Adam olamadı. Kendi mihveri etrafında kalan, kendi Diçi Bond MOOESTY BLAISE 09.30 Ovun havaları 09.40 Ev icin 10.00 Ara haberler 1005 Hafif Batı müziil 10.20 SollstJer cecidi 10.40 Arkası varln 11.00 Sabah konseri 11.45 B.Dikencik'ten $arkılar 1200 Ara haberler ve K. ilân(ar 12.10 Ü. Yürükoâludan turküler 12.25 Radvo H.M Orkestrası 12.S0 M.Mukadderden sarkılar 13.00 Haberler ve R.G. de bueün 13.15 Saz eserleri 13.30 Reklâm Droeramları 14.00 C. İnönteD* orkestrası 14.15 G. Gü\,?nliden sarkılar 14,30 N.Kovutürk orkestrası 14.45 R. Ser.sesten turküler 15.00 Ara rvberler 15.05 Saz eserleri 15.20 Kücük konser 16.0C • Okul radvosu 17.00 Ara haberler 17.05 Karma faslı 17. .10 Köv odası 17 50 19.00 Reklâm Droeramları 1K.35 Haberler ve hava durumu 19.45 Ovun havaları 20.00 Bu tODraeın sesi 18 Mart zaferinin öyküsü 20.15 20.45 Ülkelerin fethi Marslar 20.50 21.00 TBMM de eecen hafta 24 saatin olavları 2110 2! 3S Hafu Batı müziği 22.00 Klâsik T. M. Korosu 22.45 Reklâm Dro^amları 23 00 Haberler 23 55 Stüdvo konserlerimlz lfi S5 17 00 17.30 18.00 18.30 19.30 20.15 21 00 21.30 22.00 22.15 2".00 23.30 01.00 123456789 3 kan. 6 Tersl «kesin inanç» tır, TUKARIDAN AŞAĞIYA: ; 1 «Çehreye dikiz et!» mâna b r emir. 7 Erkek cinsinden osma iki sözlü bir emir. 2 nŞaır1 2 3 4 3 6 7 8 9 'an «ocuK d»1'MfUlfliiaılllfl lan (çoğul). 8 l.1 ahbap ol!» karşılığı iki sözlü «Çetin ve sert bir emir. 3 Eski devirlerde kahuylu şef» m4nun dışı zorla alınan vergilere nasına iki söz. böyle denilirdi. çok ince iplik ir> 9 Tersi eskllik hale getirecek çibi kesip doğden yazının mürayan. 4 Adım adım ilerliyen rekkebini (iki söz). 5 Bir ahşverişten sonra bedava olarak verilen kısmaya yarayan mın dörtte ikisi, iki şeyi birbiriySSSS^În bir toz idi, yaz le nisbet etme sonucu ortaya çıhatledilmlf «ekU sebzelerinden. Özetler. Droeram. kaDanıs İSTANBUL İL RADYOSU Acılıs ve nroeram Diskoteeimizden Kücük konser Gfnclere müzik Senfonik müzik Hafif sarkılar Aksam konseri Genclerle berabe: Hafif mü7ik Koncertolar Cisan melodileri Gece konseri Car müziei Hafif Batı müziei Proffram ve kaDanıs SOLDAN SAGA: 1 tlkbahann yaklaşmakta olduğu şu sıralarda işleri azalan esnaf ve zanaatçılardan (çoğul). 2 «Epeyce zamandanberi devam eden ıstırap» anlamma iki söz. 3 • • Eski Hind hükümdarlanndan, tersi babamızırj kızkardeşidir. 4 Bir zaman parçası, «iyi veya fena râyiha yayar» mânasına bir çekim. 5 «Delik yer varsa onu kapatır» karşılığı bir çekim, hanımların tırnak cilâsı. 6 «Beygirin yelesini temizleme ve ona tuvalet yapma» anlamına iki söz. 7 İnsan dişisine verilen saygıiı ünvan, çevrilince sayılardan olur. 8 Birinin ismini hatırlayıp ona ait sözler söyliyen, eski Mısır taıınlanndan. 9 Kılıç bir kere ondan çıkmaya görsün sonuç pek belli olmaz, avuç içi ortası. Evvelki çünku bulmacanın halledümis jekü NASIL HALLEDİLECEK Yukandaki nkamlı bulmacada s«dece 4 tane anahtaı (ipucu) ve S tane sonuç vardu. Boş kalan 12 karenin içife 1 den 9 a kadar birer rakan koyarak ve topBiraz vaktinizi aiır ama, boş vaktinizi hoşça geçirmiş olursunuz. lama, çarpma, çıkartma, bölme işaretlerine dihkat ederek soldan sağa ve yukarıdan aşağıy» bulmacada göstenlcn sonuçları buJunuz.. A NKAR A 06 25 0B?0 07.00 07 03 07.S0 07/.Î os.on Acılıs. oroKram Oünavd'n I Kove hsberlT Günavdın II Haberler ve hava durumu Sabah müziöî Ankarada bueün Her telden Turküler eecidi Ev icin Sabah konseri Arka=ı varın Ara haberler ve K. ilânlar Okul radvosu Hafif müzik C. Bolvadinden sarkılar Konser saati Ara haberler ilân'.ar Ü. Yörükoghıdan türküler Kıbrıs saati Beraber ve <;o!o sarkılar FabiîTİer ve R.G. de bueün Hafif müzik Reklâm t>roeramları N. DadaloSludan türküler S. Tesmenden sarkılar Albümlerden seçmeîer Ara haberlçr. ilânlar Okul radvosu D. Yazıcıoeludan türküler A. R. KÖDrüîüleroSludan sarkılar Plâklar arasında Ara haberler. ilânlar Yı;rttan sesîer Köv odası Reklâm programları Haberler ve hava durumu O. Türenden türküler Hsfif müz'k Birükte düs'lnelım M.Tcoerden sarkılar Tanıdıâım m^shurlar Hafif müzik 24 saatin olavları Mikrofonda tivatro TBMM saaH Haberler Onera plbıimOnden Gcce varıs'na d j s n ı Ö os.ıo 03.40 O'J.PO Of.20 09.35 09.53 10.00 11.00 11.05 Î;.P5 DUNDEN BUGUNE 16 Melda. oniar için hazırlanmış kremalı ağaç çileğinin yarıya yakın bir bölümünü de bitirdikten sonra, odasına gitti. Uzun bir süre balkonda durdu. Bahçede koşuşan çoeukları, yoldan gelip geçenleri izledi. Hava kararınca, içeriye girdi; yatağına uzandı. Bütün gün tembel tembel yatmıştı, zaten. Kimi vakit sabahtan evden çıkar, gece yarılarına kadar dönmez. Kimi vakit de böyle, işte! Annesiyle babası sofraya oturmuşlar. Sesleri geliyordu: «Sudi bey votka istemiyor. Rakı getir.» «Beyaz peyrıir yok mu kuzum?... Transistörlü radyosunun düğmesine bastı: tçli Italyan melodüeri... Ne güzeldi elektriği açmadan, karanhkta müzikîe kendisini uyuşturraak... Fakat. 1520 dakika geçmemişti ki, dışandan «Me luş...» <Meluş...» diye çağırıldığını işitti. Yerinden kımıldamadı. Cevap alraayınca çeker giderlerdi. Ama susmuyorlar bir türlü. Kalktı. Perdenin aralığmdan baktı: Şükranların, Metinlerin grupu. Kalabalık toplanmışlar, apartmanın önünde. Pencereden başmı uzattı: Ay çocuklar, bağırmayın. Ne istiyorsunuz? Gezmeğe çıkıyoruz. Hadi in çabuk,.. Ben gelmiyeceğim, dedij evde radyo dinliyeceğim. Bak. Orhanla Lâle de burda. Dönüşte gazinoda dansederiz. Paviyona ineriz. Diye zorluyorlar. Yanaşmıyordu Melda. Sonunda, o hmzır bodur Celâl: Yoksa yanında bizden daha eğlenceü birisi mi var ha? diyerek hain hain gülünce, hırsla camı kapattı. Biraz bekledi. Gidiyorlardı çok şükür! Karyolasma oturdu. Başını elleri arasma aldı. Bir özlem duyuyordu acı acı. Neyin özlemiydi bu? Kendi de bilmiyordu.. Sanlacak, sevecek, temiz yalansız bir şeyi olsun istiyordu. Bir kedisi. bir köpeği, bir kuşu... tçeride, annesi babası ve misafirleri yemeklerini bitirmişler, gene salona geçmışlerdi. Cemal Tekin beyle iş ortağı Sudi Ersöz, kanlarının da ilgilendikleri önemli bir konu üstünde konuşuyorlar. Cemal Tekin sordu: Kaça dedin kilosunu? Sudi Ersöz: Üç lira, diyerek karşılık verdi; 200 tonu 600.000 lira.. Hiç inme aşağı. Yok bu mal piyasada. Yeni kotalara konmamış, gelmiyecek te. Dayat! Herif ocağımıza düşmüş; alacak, çaresiz! Keyifle güldü: Yahu, bir parti daha geürmeğe bakalım şundan. Bizim Arire söyliyelim. O becerir. belki. Ayterj Tekin: Bu iş olursa, hep beraber bir Avrupa seyahati yaparız. dedL Bayan Ersöz: ** (Arkasj var) Tiffany riFFANY HEP./ 11.55 12.00 12.15 12 30 13.00 13.15 1330 14.00 14.15 14.35 34.55 15.00 16.00 16.15 1G.3S 16.55 17.00 17..10 17.50 19.00 19.35 19.50 19.55 20.15 r>0.?5 20.50 21.00 21.05 22 05 22.45 2.1.OO 2.T.45 •23.55