Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 Şubat 1968 CUMHURtTET SAHtFE BEŞ ansöz ve dansör iardeşler, sınır dışı edıfdıfer Istanbul, Ankara, Izmlr ve Adaa'daki Amerikan kulüplerinde ılışmak üzere Türkiye'ye gelen spanyol uyruklu Natavldad Rolan Grande ve îsabel Roldan rrande adında lki kız kardeş ile rkek aıkadaşlan tsidro Puigdoıenech Monserrat ve kardeşi ılejaudro Pulgdomenech Monserat'ın sınır dışı edilmesine karar erilmiştir. Dün sabah Emnlyet MUdürlüüne çağnlan ve acele Türkiye'yi erketmeleri istenen dansoz ve lansör kardeşlerin, Amerlkan ku.ıpleri dışında izinsiz çalıstıklan e zararlı hareketlerde bulundukan tesbit edılmiştir. Bıri 27, dtğeri 30 yaşında olan 1 kız kardeş Türkiye'den ayrünak istetnediklerini soyleyerek, )urada evleneceklerinl ileri sürnuşlerse de, 2 erkek arkadaşiyle îirhkte sımr dışı edilmişlerdir. Inşaat Mühendisleri Kongresi başladı Röportai:. Belediyeler Donkişot'a benzetildi İnşaat Mühendisleri Odası 14. genel kurul toplanüsı dün saban Maçka Teknik Okul salonunda çalışmalanna başlamıştır. YÖnetinı Kurulu adına llk konuşmayı yapan Dr. Yük. Müh. Remzi Ülker, Istanbulun yurt içındeki önem ve özellıkleri ile şehır plânlamasmda inşaat mühendis'a ği hizmet ve plan fınansmanı ile uygulanması üzerinde duraıak 3zetle şunlan söylemiştir: •Sanayi ve ticaret merkezi olmanın tabiî sonucu olarak tstanbulun yollan. demiryollan ve limanları genellikle şehrin ve şehirlinin hizmetinde değildir. Dar gelir imkânları, idari mevzuatuı yetersizUği gibi acizlik içinde belediyelerimiz Servantes'in (Donkişot) u gibi değinnenlerden çok, kötü devlerle »vssarak halkı »vutur.» Yük. Müh. Ülker, daha sonra, liman, yolcu ve yük nhtım durumu asla müsait olmıyan Îstanbul da Zeytinburnunun «koltuk U man» halinde duzenlenmesi, genel yük konusunda, Tekirdağ • Haydarpaşa ve Derincenin koordins olarak ele alınması gerektiğini söyliyerek söyle devam etmiştir: «Tenikapıda da büyük bir yolcu limanı kiırulması konusu ile ilgili etüd yerinde bir teşelıbüstür. Yeni tersane konusa ise nâzım plân çalısmalan neticesine ve ilmî etüdlere g5re ç5zütne bağlanmalıdır.» Konuşmaa, Halicin temizlenme si, metro konusundaki görüşleri ile konuşmasını bitirmiştir. Genel Kurul toplantısı iki gün daha devam edecektir. ZEYNEP AVCI Kızılada fenerinde yalnızhk Rukiye Fener odasında dört günden beri yalnızdı. Kocası atlamış bir motora yeni doğan çocuğa, anasından babasmdan isim sormak için Yanıklar köyüne gitmiş. En arkadaki çocuklar hâlâ bizi anlıyamamışlardı. Önce garip garip motora baktılar sonra işin esasını anlamak için koşa koşa analarının eteklerine yapıştılar. Hamiyetperver bir hantm.. Söke'li hamiyetsever hanunlardan Sıdıka Seksinoğlu tarafuıdan 500 bin lira sarfıyla yenilenen «Kocagözoğlu İlkokulu» yeni şekliyle, törenle hizmete açılmiştır. 58 yülık Kocagözoğlu'mın yeni anahtarı Aydın Valisi tarahndan Okul Miidiirüne teslim edilmistir. Bu arada Söke'de i.,5 milyon lira sarhyla yapılan Şehir Garajı da hizmete sokulmuştur. Resimde, okulun açıhşında Aydın Valisi Turgut Eğilmez konuşurken görülüyor. : YENİ DOGMUS BEBEKLE iken gibi kayalann üzerinden Kızılada fenerine çıktığunızda biri üç, öteki beş yaşlannda görünen, ürkek bakışlı iki çocuk karşıladı bizi... Karşüadı de nemez, biz yükseldikçe, onîar daha yükseklere kaçtılar. En sonun da kendilerini fenere, annelerinin dizinin dibine zor attüar... Korkudan eteklerine yapışıverdiler.. Belediye Memurları da «Avans» alabilecek îstanbul Belediyesi Memurları Sendıkasmdan (BelSen) bir hevet, devlet mcmurlarına verilen avansın Belediye memurlarına da verilmesi konusunda Ankara'da temaslarda bulundukt?n sonra, dün îstanbul'a ddnmustür. Başbakan Demirel ve ilgili bakanlarla görüsen heyet mensuplan. Îstanbul'a olumlu sonuçIsrla döncTüklerini belirterek, «Bsshakanın. bütçevi kapavıs konusmasında bo tnüjdevi Belediyp memurlarına kendisinin vereceSini» sovlemişlerdir Sendıkacılara Rore, Türkiye'deki 45 bin Beledıye memurunun 30 bini dört yüz liranın altında maaş almakta, îstanbul Belediyesi kadrolarında da 11.118 memur bulunmaktadır. (a.a.) "ESKİIS1ANBUL, BİR KAZA HAUNİ ÂLDI,, îstanbul Şehirliler Derneği Başkanı Prof. Hılmi Ziya Ülken, dün Zeynepkâmil Lokalınde yaptığı basın toplantısında, Istanbul Belediyesini tenkit etmiştır. Geçen bir yüzyılın Îstanbul mı; köylerden teşekkül ettiğini de bildirmiştir. şehrini mahvettiğini, şehrin Müs İüman ve Türk şehri olmaktan İstanbulda hayat çıkmasına sebeb olduğunu söypahalılığı leyen Prof. Ülken, Istanbul'da Îstanbul Ticaret Odası, 1968 luzumsuz merkezlerin çoğaldığını. eski Istanbul'un ise bir kaza Ocak ayına ait ücretlüer geçinme halini aldığım, lstanbul'un buindeksinl yayınlanuştır. gun fonksiyonları farklılasma1958 yüı ortalaması yüz kabul edılerek hazırlanan geçinme tn24 Şubat Zilkade 25 deksinde, Ocak ayı ortalamasının 192.4 olarak tespit edildiği açüclanmıştır. 1967 yılı ortalaması ise, 187.6'dır. Fiat artışlarının, daha fazla gıV. 6.41112 27I15.30U7.54I19.24İ 5 05 da maddeleri ile ısıtma, aydınla'ma maddelerinde olduğu bildirilE. 1249| 6.35| 9.37I12.00J 1.31 [11 13 mektedir. D DORT GUN Mehmet Olpak, «Maasa bağlarlarsa fenerci olnrum tabii» der... Ne kahve vardır fenerde, ne kumar, ne tavla ne de sigara .. «Süıhatli yasar adam...» vinde... Yerlerde boy boy serill kilimler de yok... Kışı, yer yer çatlamış, yarılmış tahtaların üzerind'e geçirmiş, «Urkiye», kocası ve üç çocuğu... «Acele geldik de, bi şeyimizi getirmedilc köyden» diyor Rukiye... Ona göre. üşünmezmiş fenerue .. «Vîrtubetli» olurmuş, o kadar . «Bİ tek keçisini» getirmiş. çocuklara sut versın diye, onu da geçenlerde kayalardan gelen bir yılan sokmuş, baktık, keçi sırtüstü yatıvermişti fenerin önünde .. Çocuklar arada bir «sttt anneleri» ri tavâf eder gibi etrafında dolaşıp acıklı gözlerle esas annelerine bakıyorlardı... Küçük Mustafa'ya anneleri sut veriyordu ya, buncfan sonra kendileri nereden sut içeceklerdı? Yine sarnıcın acı suyuna kalmışlardı... Biz kaldığımız sürece iki çocuktan bin de açıp ağzını tek kehme etmedı .. Ikısi de analarının eteklerine sarılıp sadece kocaman kocaman açılmıs gozleri ile, evlerinde dolaşan yabancı ayakları, patlayan flâşı, kıravath erkeklerı, tıraşlı yuzlerini sevrettiler... Bır babalanna baktılar, bır de o yabancı erkeklere... «Bu fenere böylelerl de gelirmis demek?» der gibi... Mehmet Olpak'a «Bu çocuklan da fenerci mi yapacaksın, Kızılada fenerinde kahp?» dedik, yine «Urkiye» ses etti, atıldı: «Kalmayaeak ki o barada, kalmmaz ki uzun ıamari"Bnrda"... "Sckiı ay VKI.VB «Sa»^M^ftS4^ fcjı *ı Türk osıfff Bulgar kızı iltica etti Darsova şehri Bulgar Komünist Partısı mahalli teşkılâtında sekreter olarak çalışan 30 yaşında Turk asıllı bır Bulgar, Kollektif pasaportla geldigi lstanbul'da dün. Emmyet MudUrlUğüne başvurarak, kendısıne iltica hakkı tanrnmasını ıstemıştir. Bır kitapçı dülckânında tezgâhtar olduğunu, aynı zamanda mahallî parü teşkilâtının da sekreterliğını yaptığım sovleyen Havva Çolakova, 2 yü süreyle izın yapjnadan devamlı çalıştığını, Bulgarlar kendısıne ızın teklıf edınce, «Fırsat bu fırsattır» deyıp, kollektif pasaport aldığını söylemiştir. Çolakova, durumu incelenmek üzere, nezaret altına alınmıştır. ^MMIIIMIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllllllllllJlllllllllllllllllllllllllllllillllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll'^ Türkiyede en kolay şey Hapishaneden kaçmak Bu gün dünyanın hlçbir tnemleketinde, bizde olduğu kadar, blnbir zahmet, emek ve güçlükle tutulup, yine o derecede aksine olarak çok kolaylıkla firar edip haplshanelerden kaçan suçlular emln olun ki yoktur. Görünü hiç karadan esirgemeyip, tavuk keser gibl insan kesen, btr yığın masumun canını alan, keodislnl vazifeli olarak yakinen takip eden kimseleri gayet basit bir soğukkanlılıkla vuran bu cânilerin bir Hacı Ağası edası ile güzel, neseli anlar yaşadığı itibarh bapishane hayatı, yine bizden başka hiç blt raemlekette yoktur. Cemiyete zerje kadar jayd>lan olmajan, inadına her an içlerinde kin Ve kötüliik biriktiren. İslâhı nefsteo zerre kadar nasibi olmayan bu gibl insan cellâtlannın affa uğradığı ve hem de tekrar tekrar insan öldürmelerine fırsat verildiği yine bizden başka bir memlekette yoktur. Sayın Vekil beyler, ağır suç işleyenler, islâhı nefs denemelerinde hiçbir surette müspet netice vermiyenler asla ve asla patron edâsı ile konforlu ve her isteği yapılan itlbarlı Bir misafir hayatinı, hapishanede yaşayamazlar. Bu gibileri gayet dikkatlt ve mazbut hapishanelerde hiçbir surette kaçmalanna imkân verilmeyen, cezaevlerinde suçlarının cezasını çekerler. Günah değil mi, suç üstüne suç işleyen bu cânilere blgünah mâsum insanlann canlannı kıymalarma fırsat veriliyor, yazık değil mi. ne zor sartlar ve yokluklar içinde uzun bir çalışma sonunda ele geçen bu mücrimler kolaylıkla tekrar hapishanelerden âdeta alay edercesine, tekrar kaçacağun rieyip tekrar kaçıyor, hem de vazifelilerin canına kıya kıya. Bu yetmiyormuş gibi her defasmda daha güçlü ve kalabalık bir emniyet kuvvetini geceli gündüzlü peşine takıp neşgul ediyor ve şehrin asayişini zayıflatıp diğer suç isleme fırsatını gözetleyenlere imkân sağlıyor. Sayın Vekil beyler, bu işlerin tara bir ciddiyet ve kesinlikle ele alınması gerektiği günler çoktan gelmis ve geçmiştir. Liitfen gbzlerinizi biraı Avrupaya ve ciddî memleketlere çevirip onlardan eksik taraflarunızı gidermeğe gereken ehemmiyeti veriniz. Hangi suçlulann nerelerde suçlannı çekeceklerinl, hapishaneye girdiler mi bir daha kaçmanın imkânsız olduğunu onların kafasına yerleştirin ve bu suretle bizler de size karşı giivenimiz de hiçbir zaman sarsılmış olmıyalım. Bırak §u af üzerine af çıkarma hevesini, siz bu şekilde iyilik değil emin olun kötülük yapıyorsunuz, affedilmeye lâyık olmıyanlan affedip hadi çıkın biraz daha zavallıların kanına girin diyorsunuz. Hapishanelerden kaçma olaylannda yardımcı olanlara çok büyük cezalar tatbik edin. Emin olun bu dikkatsizlik ve umursamazlık bir gün belki bize, belki de bir gün size nâhak yere zarar verirse o zaman vakit çok geçmi; olur. Saygılarunla. Hayri ESENTEPE Buca, 9 Eylül Sokak No: 4T İZMİR E Ş = E = E E •Z = E = =: E = İ Ş 5 E E E E = E = Ş = E E E E E E E E HASTA İLE İIGİLENİLDİ Sayın gazetenizin 18.12.1967 tarihli nüshasmın (Cumhuriyet'e Mektuplar) köşesinde yayınlanan «Hastamız tecrübe tahtası yapıldı» başlıklı yazı konusu lncelendl. Yanya konu olan nasta 12.9.1967 günü 9612 protokolla müracaat ot mıştir. Ankara hasta.hanestn.d3 yapılan incelemeye gbre; ilgili doktor tarafından, akciger filmi, sedimantasyon, kan sayımı je dıger tetkiklerin yapılması lçin lâboratuara havale edildiği halde bütün bunlan takip etmedcn v e ilgili hekime haber vermeden hastahaneden aynlmışür. Yazının 2. kısmını teşkil eden olay, Tıp Fakültesinde geçtlğinden olay aynca Pakülte Dekanına aksettlrilmiştir. Çok şükür ki böylesi de var Kurbağalı, Kusdili | 58 yaşındayım; şimdiye kadar binlerce defa resmî dairelere uğradım. Odacısmdan tut, roü ve Kalamiş dürüne kadar asık bir surat. Korkunç kırtasıyecıliğin yanın sahilleri ııı l : da azamete kaçan kuru bir ciddiyet.. Hastahanelerdp bu hâl daha acıdır. Buralarda ciddiyet buzlaşmış, katılaşmış, kabalaşmıştır. Sayın C. Fehml Başkut' un kulaklan çınlasın. Hastahanede gördüğü kaba muameleyi €Cumhuriyet» teki sütununda yakınarak anlatmıstı. Adapazarında tifo salgını var; herkes gibi ben de »şıya gittim. Adliye Sarayındaki aşı istasyonunda (herhalde Sağhk Md. Merkez Ekibi olacak) gördüğüm tatlı, sıcak ve ınsanca muameleyi âdeta yadırgadım. Sağ taraflarına gelmiştir dedim. îkinci aşıya eşimle gitmiştim, lazlaca kaldım ve iskandıl fırsatını buldum. Yazıcı hanımla birlikte dört kişilik bir ekip.. Hepsi de hanl harıl çahşıyor, güleı bir yüz. tath bir diUe iğnelerini yapıyor, deftere kaydediyor. Herkese aşı hakkında izahnt veriyorlardı. Eşimle dısanya çıktığımızda kıvançtan gözlerimiz yaşarmıstı. Yakmda. baharla beraber on ; binlenn oturduğu, geçtığı Kur : bağahdere civarında gene kc : kular başlayacak. Derenın. Ka ; lamıs sahıllerının, Kuşdali ça ; yırının mes'ulü Beledıyedir. Ka : dıköyün bütün fosseptıklerin : den çıkan pısliklerı viüanjörler ; le taşıyarak Ankara yolunun ; kenanndan dereye döken Bele • diye. Canım sahıl ve plâjlar de : renin geürdiğı mıkropîarla has • talık saçıyor. Kuşdılı çayırı kı j şm çamurdan. pıslıkten, yazın : inşaat moloılarından, leşlerden ; geçilmiyor, Kalamış ha kezâ. < Derenin bası birkaç defa temız | lendi, iş yarım tutulduğundan : milyonlar heba oldu. i Bu yerler çok az parayla kur : tulabilir. Dereyi Ziverbey kop | rüsünden itibaren nşaat artıkla : rıyla doldurulmasına müsaade • etmek, ağızdan itibaren oraya \ kadar temızlemek. Kömür de j posunu daha ekonomik ve müna • sip bir yere nakletmek. Peri j san ve pis Kuşdili Çayınnı ve ! Kalamıs sahilini 2030 amele ile i düzenlemek, yayalar için yol i yapmak. îçinde su ve tuvalet | bulunan yeni bir pazar yeri yap \ mak yüz milyonluk biyolojik tas i fiyehanenin yapılmasını bekle i meden lanınm cüz'i parayla he ; men yapılabilir. • BOlent BALC1 ' «•; E E £ jŞ îstanbul Vilâyetine bagli. Şile ~ Kazası Yeşılçay (Ağva) Nahiyesinden janrfarma teşkilâtının kaldırılacağı şâyi olmaktadır. Bu yoldaki bir idari tasarrufun söyİentisi dahi halk arasında endi S şe ve üzüntü yaratmıştır. E Yesilçay (Ağva) Nahiyesi : E 1 Kara ve deniz taşıtlarının E tahmil ve tahliyesine elverişli •5 bolgenin ticaret merkezidir. Ş 2 Haftanın cuma günleri ~ 56 bin kişının toplandığı bir ~ pazar yeridir. S 3 Yazın yerlı ve yabancı tu = ristlerın itıbar etüği turistik bel;jj dedir. 4 Sonbahar mevsiminde binlerce bahkçının iskân ettiği balıkçı iskelesidir. ŞBütün bu özelliklerine Nahiye S Müdürlüğu, Jandarma Karakolu, = Dispansen, Orman teşküâtı, P. ~ T.T.'si, okulu ve eczanesi ile yön ^ veren nahiyemizin karakol teşki E lâtı bir emniyet süpabıdır. Ka = rakol teşkilâtının kalkmasına z katiyen taraitar değılız. En ya ş kın kaza merkezi nahıyemize 45 Ş kilometre mesaJed'edir. Bu se = beple emniyet ve huzurumuzu = temin edemez. = Bu tarz bir kararın derhal ıp , taline emir ve müsaadelerinizi = Yesilçay (Ağva) halkı adına say ş gılarımızla arz ederiz. ~ Necati ÇETÎNKAÎA = Yesilçay Ş jANDARMA TEŞKİLÂTINI KALDIRMAYIN İ İ 1 tır Kasrmpaşa'dakı hır sinemada 1 yü önce. Fikri Senyüz'ü bıçakla öldüren Saban Deroirbüken, dün yapılan duruşması sonunda 14 yıl 6 ay ^ğır hapse mahkum edilmiştir. 5. Ağırceza Mahkemesındeki durus>n»v!, he yecanlı bır şekilde ızlıyen kaati li 60 yaşındaki annesi ÎMunevver Demirbüken ise, oğlunun makkum olduğunu duyunca, ansızın bayılmış ve salondan çıkarılmış 1966 yılının Şubat ayında, Kasımpaşadaki bır sinemada, eski bir kumar alacağı yüzünden çıkan münakaşa sonunda cinayet ıslıyen Şaban, olav sırasında şuurunun yerinde olmadığını ıd dıa ettığınden, bir sure Bakırkoy Akıl Hastahanesınde yatırılmıstı Kaatil mahkum olunca annesi * ı bayıldı = «îstanbul Ticaret» 11 yaşında Îstanbul Ticaret Odası'nm, 27 Şubat 1958 yıhndan beri haftahk olarak yayınlamakta buhınduğu «tstanbol Ticaret» gazetesi, 11' inci yayın yılına girmiştir. Arkadaşımızı tebrik eder, başarılar dıleriz. Kilyos açıklarında, eeçen yıl, Yunan bandırah «Gahypso» gemisiyle çarpışarak batan ve üç tayfanın ölümüyle sonuçlanan cGürbüz» motorunun kaptanı Mehmet Şenol, dün yapılan duruşması sonunda 1 yıl ağır hapse mahkum edilmiştir. 5. Ağırceza Mahkemesinde «Dikkatsizlik ve tedbirsizlik yü zünden ölüme sebebiyet vermekten» sanık olarak, kaptan Mehmet'le birlikte yargılanan Yunan gemisi kaptanı Michael Andredkos ise beraet etmiştir. Dikkatsiz kaptan mahkum oldu Dort ay, babalanndan, analanndan birkaç da motorcudan başka in san yüzü gormemişti ki «Urkiye»nin çocuklaru. Ondan ürktüler. Sonradan Rukiye anlattı, küçük oğ lan, bizi elimizde fotoğraf çantası ile görünce «sünnetçi» sanmış. Bir kere sünnet olmuş ya. orası fener diye, bir kere daha sunnet ederler belki sanmış... Korkmuş... Küçük oğlan, hayatında o tıp çantayı bir kere sünnetçide görmüş, bir daha rastlamamış, ne yapsın?.. Rukiye, fener adasında dört günI den beri yalnızdı... Kocası, atlamış / bır motora. yeni doğan çocuğa, ana f sından babasmdan isım sormak i$ çın Yanıklar köyüne gitmiş.. O dört gun. tek başına hem ismıni bllme• dığınden «bebecik» dediği çocuğa, "' hem de ötekılere bakmış «Urkiye», » bir yandan da karınlarını doyurf, mak için üç çocuğun, gündüz dem« '> mvş, gece dememiş, çahşmış... Ayrı ^ ca, geceleri saati kurup ikide bir 'İ, kalkmak, fenere bakmak gerek, onu '^ da yapmış... Daha kurk.ı çıkma>4 dan. kırkbeş basamak merdiveni % tırmanmış her gece... Alt katta, tah j ta divanın üzerinde, «paketleyip» doyurduğu bgbeciği^jfatarken.^ • Urkiye*nffı Koca>, Mtttnuet O*^" pak, fenere gelınödeifc>4>ttceıııad«ıı*' ci olduğunu soyledi, ama Pehlivan lar soyundan olmadığı halde, fen» ri sevdiğini de soyledi, «îçki yok, kahve yok. pişbirik yok burda» dedi... •Sigara içmiyoruz, paralar ora ya. buraya gitmiyor fenerde» dedi. •Eğer vtuammer ayrılırsa, alırım fenerciliği üzerime dedi.. Onun üzerine Rukiye ayaklandı.. «Almaz o, almaz...» diye... Beraber, başbaşa verip konuşmuşlar Mehmetle, fe nere gelmeden önce, «Sekiz ay ka lırız burda» demiş Mehmet, «Muammer yazlan temelli kalacak» demış, «O zaman yine köye döneriz» demiş... Onun uzerıne razı olmuş, •Yoksa çekilmez bu yalnızlık» dıyor, «Bi evin içi. gonuşuklu olunca, daha bi datlı oluyo..» diyor... Onun içın sekız aydan fazla çeke mez feneri... «Bebeciğini» tek başına doğurur, gobeğıni kocasının traş bıçağı ile keser de, o fenerde yalnızlık çekemez Rukiye... Sonra da Mehmet'in fikrini aldık, yalnızlık konusunda, Kadınm yal nuhğı ne olacak ki?» dedi, Başında uç tane çocuk var, daha da olur, onlarla uğraşmak insanda yalnızlık mı bırakır?» dedi.. «Fenerin adası cennet gibidir. Koyununu ge tirirsin, ineğini getirirsin, köyden farkı kalmaz...» dedi... Hanımların köyde, kapı kapı gezip, ya da çejrae başmda buluşup, konuştuklaruu hesaba katmadan dedi bunlan. Öteki fenercüer gibi, «Urkiye» Bıuılar da, Kızılada fenerinde barınan son aile... Mehmet, Urkiye ve üç çocuk... En ufağı 15 fünlük .. Urkiye onu tek başına adada doğurmus... 0 Urkiye» ev ekmeğini bu fınnda yapar, çaynu kahvesini pişirir... Eteğinde iki mini naini ile... ile kocasının bir radyolatı bile yok. lyice yalnızlık var Kızılada'da Ama haftada bir motorcularm ya da Muammer Pehlivan'uı geürdiği burada cuklar fenerci.. » Dedeleri, Fethiye'ye düşen bir uçaktan insanlan kurtaran, amcaları senelerce Kızılada'da kalıp da sıra sıra çocuklar yetiştiren «Urkiye» yi, «Eyvallab» deyip bırakırken, 15 günluk «bebecigi» Mustafa'yı kucakladığı gıbı, seke seke o dikenli kayahklardan kıyıya indi... önce bize el salladı. Ardmdan Anadolu işi, önce bebecigi babasına verdi, sonra kocasının getirdiği erzak sepetini sırtına aldı... önden Mehmet arcTından Rukiye, ağır ağır kayalıklardan îenere tırmandılar .. En arkadaki çocuklar hâlâ bizi anlayamamışlardı, önce garip garip motora baktılar, sonra işın esasını iyice anlamak için koşa kosa analarının eteklerine yapıstılar... Son gördüğümüzde, Mehmet elindeki mini mini çocukla tepeye tırmanmıştı bile... Rukiye ise ağır sepetle ancak yarıdaydı... Eteklerinde de ötekiler... Kalıp gıofregı* »ı*... %JIH«M* VW n CUMftSIZ CO Yarın ÎĞNEADA FENERt gazetelerden haber ahyorlar. öteki fenerlerdeki gibi, çifter çifter sedirler, «pntla» gibi yataklar da yok Kuılada tener e Askerligini Alatiirk'ün yanmda yapan Adamol, her mevsımde tiirtii çicek ÎZMİT, (Cevdet YAKTîp vanyor) Izmitte yaz kış bahçesinde türlü çeşitli çi;ek bulunan bir kimse var: İbrahim Adamol!.. «Ben bacca gitmiyomm ama onun yerine oknl yaptırıvornm, daha sevao dpjil mi?» diye soruyor, Adamol.. Bahçesinde gül, sümbül, glayöl, hâsılı ne ararsanız var.. «Ben» dıyor «Zemheri'de bile çiçek yetistiririm. Meyvecilik ve eebzecilik v yapanm. Bunlan Atatürk'ün sa yesinde yaptım. Bürası bir mezbelelikti. Ekip biçtim. ba hale getirdim.» 30 dönümdü çiftligi. 5 büyük «Seren» vardı. Her «Seren» in kapısı da Atatürk'ün bır tüstu, Ayyıldızlı bir fon içinde ısıklandınlmıştı.«Seren» lerın her köşesinde Atatürk'ün vecizeleri yer almıştı. Ibrahim Adamol askerliğini Atatürk'ün yanında Muhafız Alayında ha^çavu1: ola rak yapmıştı. «O ne heybetli Aslandı»» dıyor ve soyle devam ediyor: «Atatürk'e âsıîım ben.. Bütün bu serveti O'nun sayestnde çahsarak didinerek yaptım. Kandıranın bes köyünttn çevreledifi Hakaniye semtinde bir ilkokul vaptırrnaya başladım. Ba çiftliîi de millete hibe etmek ve bir hsstahane ya pılmasını vasiyet »tmPk istiyomm. ÇiftliSmin maddî değeri 1 milyon liradan fazladır.» \l S S = E E E E E S E E S E E H S Kusurlu hal ffiderildi 412.1967 tarihli Cumhuriyet Gazetesinin 5 inci sahifesinde «Kartal'da sağhğa zararlı bir durum» başlıkh yazı tetkik edilmiştir. Uzun zaraandan beri şikâyete mucip olan bu hal Kartal Belediyesi Fen Işleri ve Tabiblikçe ele alınmış kusurlu hal gideritaişür. Ancak zaman zaman yağmur ve kar suları fotseptik çukurunu dol durduğu için taşmalar oluyorsa da akabinde temizlenmek sureti ile halka zararlı durum vukua getaıeden tedbir alınmaktadır. Bilgilerinizi saygı ile rica ederim. Ekrem Gönen tstanhul Vali Muavlnl «Bu millete yüz verirsen başına çıkar» sözde gerekgesi ile kendilerini mâzur göstermeye çahsan o buz dolabı sayın bayanlar ve baylar gelsinler. gör sünler, biraz ders alsmlar.. Cemâl MARŞ Çark Cad. No. 47/B ADAPAZARÎ =*tiiHiııııııııııııınnuıınııııııııııuıuıııtııııııııtıtııııııııııııııtıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuıııııın ANKARA, (Cnmhnriyet Bürosu) Îstanbul Milletvekili Reşit Ülker (CHP), Îstanbul Maltepe'sinin nhtımında okul yapılması konusunu, bir soru önergesiyle Meclise getirmiştir. Önergenin metni, söyledir: «Basında; Kartal Maltepesi Belediye Başkanı Selâmi Oğuz'un lstanbul'un en güzel turistik kıyılanndın Maltepe'nin tek nhtımında kendisininkinden başka gazino kalmaması için Rıi Sanat Oknlu yapmak üzere ucnz fiatla Belediye arsasının Millî EJitim Bakanlığına satılmasını sağladığı ve kıyının halka kapan masına sebep olduğu ileri sürülmektedir. Gerçekten AF'li Belediye Baskanının gahllde gaıinora var mıdır? Mektep yerinin evvelce yeşll saha olarak kamulastmldıfı do|ru rnvdnr? Maltepe'de okul yapılacak başka yer mevcut değil sUdir?» Maftepe'dekl kıyı konusu Meclfs'e getirildi Hacca gitmek yerine okul ve hastane yaptırmayı daha hayırlı bulan İbrahim çiçeklerle dolu serlerindeıı birinde. Adamol her ınevsim Tabanca meraklısı bir hacı adayı dolandırıldı Türker Acaroğlu tta. KtLtS Şehrimizden geçmekte olan hacı adaylanndan 55 yaşındaki Urfa'lı Abdullah Akgün, kendUeri ni tabanca kaçakçısı olarak tanıtan iki kişi tarafından dolandınlmıştır. Birkaç gün önce KilU'e gelen Urfa'lı Abdullah Akgün, bir tabanca almaya karar vermiş ve bunu yakmlarma söylemiştir. Bu sırad» kendilerini tabanca kaçakçısı olarak tanıtan Mustafa Üstdağ ile Meh met Çerçi, hacı adayından tabancayı getirmek üzere 1900 lira «Imıs lardır. Tabancayı teslim alacağı yerd» saatlerce beklemesine rağmen bir daha kaçakçılann yüzünü göremiyen hacı adayı, dolandırıldığını an layınca polise başvurmuftur. Sanıklar yakalanamamış, haeı •dayı da yoluna devam edememi| BULGAR HİKAYELERİ ANTOLOJİSİ Prof. Sabri Esat SrrAVUŞGİL'in önsözüyl» 20 Bulgar yazanndan seçme 35 hikây» 224 S., resimli, 750 Krş. Genel Dağıtım: TEKİN KİTABEVİ, Cağaloğlu İST. Bütün kitapçılarda... Alınız, okuyunuz, beğeneceksiniz. Cumhuriyet 1864 JS MUHASEBE SEFİ ARANMAKTADIR Büyük bir Anonim Şirketin bilânçosunu hazırlıyabilecek a»kerliğinl yapmış Fransızca veya Almanca bilen bk Muhasebe Şefi aranmaktadlr. Gizli tutulaeak yanlı müracaatlarm, Türk Basın BlrÜği Ltd. Şti. FJ*. Sirkeci Ebussuud Caddesi 75/3 e yapılraan rica olunur. Reklfimcılık: 844A8T2 l