Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHÎFE İKl CUMHUHlJ'ET 25 AralıK 1963 •••• ••»••••••••••••» İHTİIAICI ••a gençlik •••• • ••• • ••• Dr. Nihat TÜREL S5SS ••*•• •••• H emen hcmen her ülkede, lise ve üniversite kesimlerinde oknyan gençligin bir yıldanberi sa üstüne çıkan aynı zamanda anarşist, ekstremist (aşırı), inatçı ve isyankâr davranışları, sanırız ki, dünyamızın, gelecek bakımından en önemli sosyal ve politik konnlanndan birisi baline gelmiştir. Geçen yaz baslannda, Avrupanın çeşitli filkelerinde ve özellikle Fransada başgösteren ve 18 inci yüzyıhn barikat savaslarını hatırlatan Ögrenci isyanları dalga dalga bütün bir dünyaya değisik siddet ölçülerinde yayılmıştı. Bu isyan dalçası çok mâsum öiçüde ynrdnmnzda da bildiğimiz boykot ve işgal olsylan ile kendisini föstermisti. Çok kimse zannediyor ki, bir geçici tezshfir olarak, öğrenci hareketleri geçen yıl ortaya çıknıs ve tedrieen kanalize edilerek durgnn bir skısa yönelmiş, eski mecrasına girmiştir. Aslında gerçek taraamen tersinedir. Dünya gençliŞi, zahiri bir sessizlifin potasında, aynı ihtilâlci, anarşist, isyankâr ve inatçı ateşle kaynamakta ve her an patlamağa hazır bir ortamda yerinde darmaktadır. yaşındaki kızım da, heyhat hemen onun yanı başında idi..» ençlik sadece politik diizene ve kuruluşlaGlisenin sonmı isyan halindedir?Fransız genç ra karşı 17 yaşında ve sınıfında olan bir ıl, 1965. Aylardan Temmuz, Ağustos, Eylul. Tiim sıyasî partiler «Oy» almak için Anadoluya dağılmış, vaad listüne vaad edıyorlar. AP sorumlulan ile hükumet edenler, «Eğer bizi iktidara getirirseniz memurlara personel kaııununu aygulayacağız, çıftçilere zirai reform kanununu getireceğiz. Tasarruf bonolarını kaldırağız » diyorlar. Seçmenler, bu vaadlerln bir an önce gerçekleşmesi için tüm «Oy» lannı AP ye vererek 10 ekım günu sonunda, iktıdara getirdiler. Yıl, 1966. Aylardan Şubat. Personel fcanunu uygulaması için 470 milyon lira bütçeye konmuştur. Kanun, Martta uygulanacaktır. Tuzükler hazırlamyor, kanun yazıcılan hanl hanl çalışıyorlar Yıl, 1966. Aylardan Mart Hazıran aylan. Esnaf sevinç İçinde. Memur binlerce lira alacak hayalınde. Henüz bellı değil ama, esnaf hissesini peşin peşin almak istiyor. Almmayan paradan hıssenın alınmayacağını esnaf düşünecek değilya. O hıssesine düşecek °o 50 yr malınm etiketine koyuyor. Bu zamma ne memur ve ne de hükumet ses çıkarmadı. Personel Kanıınu yapıcılan, işi uzattıkça uzatıyor, bir türlü çözüm yolu bulamıyordu. Işin uzadığını gören muhalefet ve basm, güya şikftyetler metnurdan geliyormuş gibi, kanunun uygulanmasını ıstediler. Hukumetin ba$ sorumlusu, «Kanunun Marttan itibaren uygulanacağını. aözünün senet sayılmasını» soyledi. Aradan aylar geçti. Kanun yapıcılar 470 milyon lira ile personel kanununu uygulamanm mümkun olmadığını, üç milyara yakın bir paranın gideceğini ancak anlayabildiler. Durumu Hükumet Başkanına nedenleriyle anlattılar. Hukümet Başkanı, kanunun uygulanmasında bu kadar çok paraya ıhtiyaç oldugunu bilmiyordu. Hükumet güç durumda idi. Vaadler bir türlü gerçekleşmiyordu. Derhal iktidar basını, AP nin üen sozcüleri hukumetin yanmda yer aldı. Suç CHP de idi. Bu isin bu kadar çok para ile olacagmı kendılerine söylememişlerdi. CHP uzmanların raporlarmı açıklamamıştı. Tek kehmesıyle Halk Partisinin oyununa geldiklerini söylüStorlardı. 1966 yılı memura ugursuz gelmişti. Cebindekl paradan esnafa birincisinde */o 50, sonra da yüz Personel Kanıınu ve Memurlar Y de 1015 zamlan ödüyordu. Bu minval üzere 1967 ve 1968 yıllan da geldı, geçti. 470 milyon lira böylece Personel Kanunu yerıne geçti. 1968 sonunda «maaşlara • 130 zam» gibi yeni bir bayram , » şekeri ortaya atıldı. 1969 yılı bakalım, biz memurlara neler getireoek? Bekir BAZAR öğretmen Beşiktaş Steinbeck, Vietnam, Türkiye.. John Steinbeck 1902'de California'nın Salinas kasabasında doğmustur. Çocukluğn güçlükler içinde geçti. Düzenli bir eğitim görmeden, orada burada çalısarak, çesitU işler görerek yetişti. İlk romanı 1929 yılında yayınlanmıstır. Asıl söhretini 1935'te çıkan «Yukarı mahalle» ile yaptı; bnndan sonra birbiri ardısıra yazdıklarıyla Amerikan toplumunun sevgilisi oldn, dünyaya üniinü dnvurdn; eserlerinin ço|u türkçeye çevrilmistir, ve filkemizde ilgi gören yabancı yazarların ön safında gelir. Steinbeck birkaç gün önce öldü. ölmeden önce, büyük söbretine ve kisiliğine gölçe düsüren kötü bir is yapmıstı. Âmerikan Newsdav gazetesi adına Vietnam savasmı izlemeye giden Steinbeck, Güneydogu Asya'daki Amerikan zulmünü ve istilâsını destekliyen yazılar kaleme aldı. Bn yazılar bütün dünyada, ve özellikle edebivat sanat çevrelerinde bomba etkisi yarattı. NewTork Times orta muhabirleri dahi Vıetnam'daki Amerikan zulmünü tarafsız bir çözle Amerikan toplnmuna dnynrmava çalısırken kalemiyle zamanı delmiş romancının bayafı bir sovenizmin körlütiine düsmesi affedilir «ey değildi. Dünva kamu ovunun ileri çevreleri «Fareler ve tn<;anlar» vazarını «Pentagona satılmış bır kalem» olarak nitelediler. Pentaeon'on ardında VVall Street'in mültimilvarderlerı vardı. ts adamları yazarı kazanmıslardı. ama temiz vicdanlı Amerikan halkı için bir kayıptı Steinbeck. Fransa'nın Le Monde gazetesi diyordn ki: « Savaslar pek çok tahrıbat yapmıştır. Ama insan zekâsına suikast bu tahribajın en önemlilerinden biridir Vietnam savaşı yeni bır kurban yaratarak bu kuralı doğrulamaktadır. Buyük yazarı bızden almıs ve onu bır propagandacı yapmıstır.» Ne kadar büvük olnrsa olsnn, bir yazar, gerçege gözlerini kapavıp kalemini propaçandanın emrine verditi anda yıkılıyordu. Steinbeck'in kisiliği üç dört yıl önce yıkıldı; yıkılmıyan romanları dünva kütüphanelerini süslüvordu. Bizim okudngumnz, ve çocnklarımızın, torıınlanmızın oknyacaÇı kitaplardı bnnlar Yirminci Yüzvılın ilk çevre^inde Amerikan insanının macerasına tanıklık etmis gercek eserlerdi.. Vietnam savasında gerçeğin özüne inemiven Steinbeck. Amerikan toplnmnnun mücadelesinde bakikatın çizgisini cekebilmisti. Bir yazann havatında bn soy dramlara rastlanabilir. Steinbeck birkaç gün önce gözlerini kapavınca kisisel dramının perdelerini çekmiştir: ama Steinbeck yüzünden Türkivede başına belâ alıp hapis cezasının vanından geçenler de yok de|ildir. Türkiye'nin demokrasi ve öztürlük alanında acınacak durumnnn belirtmesi bakımından birkaç yıl önce geçen bn olayı anmakta yarar vardır: 1936 senesinde yayınlanan «Bitmeyen Kavga» adlı romam, Steinbeck'e Sanfransisco'daki Commonwealt Knlübü'nün altın madalyasını kazandırmıştı. Tazar bn kitabında Amerikan emekçisinin mncadelesini anlatıyor, ve 1930 Amerika'sındaki sosyal adaletsizliji dıle getirivordn. Türkçe've çevrilen bn eserde komünîzm propagandası oldngu iddia edildl. tstanbnl Dördüncü Agırceza Mahkemesinde dâva açıldı. Ve eser ineelenmek flzere bilirkisiye verildi. Profe'îör Sabahattin Zaimoğlu, Ordinaryüs Profesör Sulhi Dönmezer, ve Doçent Amiran Kurtkan'dan meydana gelen bîlirkisi knrnln. Sanfransisco Commonvealth Kulübfl'nden 1936 yılında altın madalva almıs bnlnnan «Bitmeven Kavga>da komünizm propagandası kesfetti. Bn rapordan birkaç satın kamn oynna yansıtmakta ibret verici dersler bnlnnabilir. Sayın bilirkisiler: « Romanın Türkive'nin bueünkü sartlan içinde basit halk kitleleri ve orta avdınlar tarafından kolayca yanlıs anlaşılabilir nitPİik taşıdıgını ve bugunkü şartlar içinde komünızmi sempatık gösterme vSnünden propagandası için dolayısivle elverişli bir koz olarak kullamlabileceğıni açıkça söylemek mümkündur» diyerek John Steinbeck'i Türkivede mahkfim etmislerdi. Olayın tnhaf yanı şndnr ki o sıralar dünya kamn oyn Steinbeck'i kapjtalist emperyalizmin propagandacıbaşısı olarak snçlarken, Türkiyede Dördüncü Afeırceza Mahkemesi aynı yazan komünizm propagandası yapmakla mnhakerae ediyordu. Bereket versin, Prof. Hüseyin Nail Knbalı, Prof. Siyavnşgil, ve Cevat Fehmi Başknt'tan knrnln veni »ir bilirkisi heyeti Steinbeck'i knrtannış, ve ünlü yazar böylece komünistlikten beraet edebilmiştir. Steinbeck öldü artık. İyi ve kötü yasantılarıyla defterini kapadi. Ama dünyanın her vanında açılacak ve oknnacak kitaplar bıraktığını kimse inkâr edemez. ttalytfda fünlerde ttalyada gençlik hareket ha^ lindedir. Ve bn hareketin, geçen yaz Fransa'da oldnğu kadar siddetleneceğinden korknlmaktadır. Gençlik isyanlanna karşı, hükumetler, meselenin pedagojik ve politikososyal yönü üzerinde dnrarak çesitli tedbirler düşünmüslerdir. Bu konuda sadece hükumetler defcil, fakat aileler, analar ve babalar da telâs ve şaskınlıkla bir seyler yapmak, düşünmek, tahlil etmek ve arastırma çabasın» girmislerdir. Ama biçbir u.vgar ülkede, gençleri kitleler halinde mabkemelere sevketmek gibi aslında tedbir degil tedbirsizlik. Türkiye mflstesna, kimsenin aklına gelmemistir. Son günlerde ciddi bir Fransız dergisinde kono ile ilgili ve özellikle gençlerin isyankâr duyçulannı, bnnlar karşısında şaskına dönen anababaların acı itiradarını ve üzüntülerini ilrinç şekilde ortaya koyan bir yazı • etiid okudum. Yazının ilginç bnldntum bazı kısımlannı oknrlara iletmek istiyornm. Gerçekten, filke ve toplum konularına ilgisiz kalan, millî ya da milletlerarası meselelere boş veren, kolaklan transistorlu cep radyolannın yeye mfizifi ile doln, Vietnam veya Ortadogu'daki banş görüşmelerinin akametinden hiç etkilenmeyen ve bnnlan nmursamayan, ama bir Beatles müziği karşısında heyecanlanıp tepinmeyi tercih eden Franıız gençliği, balk cephesi bareketine kansmış, tkinci Dünya Savasında millî mukavemet Sçinde bnlnnmuş, gençliklerinde çesitli ideolojik çatıştnaların militanlığını yapmıs babalar için bir üztintü kaynagı iken, birdenbire aynı gençligin ihtilâlci baskaldınşı onlar için sürpriz olmnştn. 40 yaşlarında bir Parisli baba, barikatlarda savaşan oğln için, duygnlannı şöyle ifade etraistir : «... ölmek ya da sakatlanmak tehlikesiyle karsı karşıya bulunan oğlumu, oradan çekip al. mak ya da almamak konusunda çok düşundüm. """'Ama, düşundüm kl, hayatta insan olârak ıtter1 cudiyetin anlam kazandığı ve gerçekten değer olduğu nadır zamanlar vardır. Onu kaybetmek pahasına da olsa, oğlumun iteride bir gün, 1968 baharı gençlik isyanında, ne yazık ki, ben odamdaydım d'emesine gönlum razı olmadı.» Gene başka bir Parisli babs şöyle demiştir : «... Günlerdir evlerıne dönmeyen çocuklarımı deliler gibi anyordum. 19 yaşındaki oğlumu gaz bombalan içinde ön safta yürürken gördüm. 16 n kızı şöyle diyor : «... Geleceğımı ilgilendıren konularda ailemın tavsıyelerine başvurmaktan dikkatle kaçımyorum. Benım gorüslerım ile onlarınkıler arasında hiç benzerlik yok. Dın olsun, seksüel meseleler olsun onlarla hiç anlaşamıyorum. Ve, zaten iki yıldanberi kendileriyle bu konularda "kavga bile etmiyorum. Zira aramızda tartışmaya değer hiçbir mesele kalmadı..» Bn konuda bir Fransız annesi ise şnnn söyIfiyor : «... Oğlum her şeyi ile bize karşı. Giyinmemizden yaşayısımıza kadar her şeyimizden nefret ediyor. Onun yanmda, giydiğim kürk mantodan bile utanıyorum. Ama gene de çocuklanmızı cömert, kendimizi egoıst buluyorum. Çünkü onlan çok yalnız bıraktık. Işlerimiz, radyo, televizyon arasmcfa, onlan dışarıda huzur aravacak kadar yalnız bıraktık.» Biri ögretmen, diğeri pedaçoji danısmanı olan bir ana • baba da, eocnklannı etkileyebilecek çaj kültüröndfn yoksnn oldnklannı içtenlikle itiraf etmislerdir. «îhtilâlciliğimiz arttıkça sevisme arzularımız o nispette kabarıyor» diyen çocnklan karşısında bir Fransız anne ise, çocuklarımızın aslında yaptıklan şey, önütnüze korfcnnç bir ayna uzatmış olmalandır; bis o aynada kendi kınşıklıklanmızı, idealsiz ve valancı hayatımızın sonuçlannı görüyoruz, divor. Aynı zamanda avnkat olan bir Parisli anne, hanji hakla divor, çocnklarımıza. ahlâkımızın, hayat ilkelerimizin ve toplum telâkkilerimizin yerinde ve ivi oldnfnnn telkin edebiliriz? Edemeviz: çünkü bütün bunlan biz, onlann gözleri önünde her gün çiğnemekten başka bir şey yapmıyom». Sonuç slına bakılırsa buhran, ögrenim kurnmlannın. nsullerinin yetersizliği, eskiliiti ve geriligi, ideolojik yönü ne olursa olsun politik knrnlnslann zaman içinde köhneleşmesi, maddi ve mânevi ihtiyaçları karşılamamasının yanında, renel anlamda yasama telâkkilerinde yılların getirdifi snniliklerden dojnvor. Bn durnm, dünyanm her yerinde hemen hemen aynı sonnçlar dofurnyor. Aynı sonnçlan Türkiye'de de görmüyor mnynz? Anababa ve çocnklar olarak, bilinçaltmda da olsa birblrlerinden nefret eden aileler yok mn? Parisli avnkat annenin dediîi gibi, lster politik, ister sosyal hayatımızda olsnn iyi olarak, doğrn olarak çocnklarımıza gösterebilecegJmiz ne var ki? Bir tarafta yeye mfiziği ile beslenen, başka bir tarafta da Anadolu kasabalarının mntaassıp ve çaîa kapalı knvtn köselerinden kopnp gelen tençler, degişik faktörlerin etkiledigi bnhranlarla patlarlarsa, snç onlann mıdır? A G ene bir körpecik Fransız genci, «Babam «o'îyaiiçt. aynı zamanda hümanist. Ben ise sadece ihtı'âlciyim!» diyor. Andre Malranx, «40 yasına gelince herkes babasma benzer» diyor. Dofrn mudnr, bilmem. Fakat bilmemiz gereken bir sev var: Tarının sorumlnlnklarını taşıyacak bnsfiinün gençleri, tarihin belki de hiçbir döneminde görülmediği kadar, hayatımızın her şeyine karsı güvensizlik doynyorlar. Ve acıdır ki, me^hul yannların ajırlıîını. bueün genç olmayanlar kendi omnzlannda taşıyorlar... MEVLÂNÂ TAKVİMt ALINIZ Geliri, yiıksek ögrenim yapan fakir ögrencilere aittir. igfl Aylak Musa Bütün bunlardan sonra serbestçe seçmış olduğu mesleğine sıkısıkıya bağlı bulunan hocamız, aynı zamanda ıyı bir yetıştıncı ıdı. Nitekim. oğrencılerine her zaman kanat germış, bugün bır kısmı Profesör, Doçent ve Asıstan olan değerli talebelenm de etrafında toplamayı bılmıştır. Bır Üniversite Profesorü ıçın en büyuk meziyet olup saygı ve sevgı esaslanna dayanan bu toplama sayesınde, Fakultede verımli bır çalışma havası meydana gelmış, bizzat idare ettığı değerli yayınlar buyük bir ıntızam ve ciddıyet ile yürütülmuştür. ı akat, ne yank ö , hayatının ı son senelerinde kendisıne ârız ugün, talebesi olmakla iftihar olan hastalıkların bâzı sebepettiğimız deterli bır ilım araşlerın de tesırıyle aradığı sükunu tıncısını. iyi bir yetıştiriciyı bulamayan hocamız, tam bır yalher şeyden önce insanı kâmil eski nızhk içinde çok sevdigi ögrencibir İstanbul Efendisini kaybetmelerıne âdeta vedâ ederek aramıznin denn acısı içindeyiz. dan aynlmıştır. Onun. bütün sevVakitsiz ölümü ile bütün sevdiklerini, dostlannı ve ögrencileri diklerinı sonsuz kederlere gark eden ölümü ile, Cruversitemiz deni mateme boğan hocamız, 1899 ğerli bir ilim araştıncısını, Maarisenesinin 15 agustosunda İstanbul fimiz iyi bir yetiştiriciyi, talebeleri un denize nâzır bir semtinde doğmuş olup, ilk tahsilini 1908 de de kendilerini her vesile ile koruyan idealist bir bocayı kaybetmişBeşiktasta bitirmiş, orta tahsilini Adana ve Nişantaşı Liselerinde lerdir. Hocamız, her fânl gibi ölmüstamamladılctan sonra, 1926 senetür; fakat, onun iyi vasıf ve tesmde imtihanla girmiş oldugu İstanbul Darülfununun Hukuk Fakül mız meziyetleri ögrencilerine örnek olmakta devam edecek, hâtıtesinden pek iyi derece ile mezun olmuştur. Bununla beraber, kü rası her an kalblerinde yaşayacaktır. çük yastan beri tetebbua, edebiRuhu şâd olsun. yat ve tarih mevzulanna baghlığı, Prof. Dr. kendisini hukuk mesleğine atılŞehabeddin TEKlNDAG maktan alıkoymuş, fikri zevkine ve çalışmalanna daha câzip görü(1) Cevdet Pasa'mn r»yet Snen öğretmenlik mesleğine yönelnemli olan bu eseri, hocamız taramıştir. NiteMm, bu mesleğe görından hazırlanarak 1953, 1960, nülden bağlanarak sırasıyla İs1964 ve 1967 senelerinde Ankara' tanbul. Kandilli ve Galatasaray Liselerinde tarih öğretmenliğı ya da neşredilmiştir. Bu neşrin, ilim pan hocamiz, ilmi hüviyeti ve is âlemi tarafından büyuk bir takdirle karşılandığı bilinmektedir. tidadı ile, Üniversite tarih zümresi ögretim üyelerinin dikkatle(2) Bugün. Türkiyede millî serrini çekmiştir. Bu suretle, bu savet kabul edilen bu kabil hususi hada çalışmaya dâvet edilmiş, kiitüphanelerin, sahiplerinin ölü1937 senesinde Edebiyat Fakültesi mü ile şunun bunıın elinde çarçur tarih doçentliğine, önce vekıl olaounası veya Amerikalılars satılrak, 1939 da bır doçentlik tezi haması moda haline gelmiştir. Çok zırlayıp imtihanmı da muvaffakikıymetli kitapların bir araya gelyetle verdıkten sonra asâleten tâ mesinden tesekkül eden bu husuyin edilmiştir. Bizans, ortaçağ ve sî kütüphanenin de aynı şekilde yeniçağ tarıhı gibi çeşitli dallaryok olmasını önlemek, önce Ünida ders verip araştırmalar yapan vprsiteye. sonra da Millî Eğitim'e hocamız, 1946 tarihinde yeniçag düşen en kntsal bir ödevdir, katarihi kürsüsü profesörlüğüne, nısmdayız. 1960 ta da, yerinde bir kararla, •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a Ord. Profesorlüğe yükseltilmiştir. Bu arada, idari işlerle de meşgul oldugunu büdiğimız hocamız, uV.Vıi I.İzun bir süre Türkiyut Enstitüsü Müdürlügıi ile Islâm Ansiklopedisi Murahhas Müdürlüğünü başan ile yürütmüştür. urası bir gerçekrlr ki, Reşid Pasa'mn siyasî yazıları, Cevdet Paşa'nın Tezâkir'i (1) ve Alfnin Kavi'idfiiMecâUsi gibi metin neşirleri, lslâm Ansiklopedisindeki yazıları, çeşitli araştırma, etüd ve makaleleri ile ilmi (Vali Konağı Cad. No..51.«lştanbul)J bır hüviyete sahip bulunan hocamız, bu çalışmalanna çeşitlilik ve zenginlik sağlayan çoic esaslı bir kitap sever idi. Hayatının sonuna kadar devam eden bu sevgi ve sönmeyen bir aşk ile pek çok matbu ve yazma kitap toplamıs, bu suretle de Türkiye'nin en zengin hususî kütüphanesinl meydana getirmiştir (2). Hocammn, eski ve yeni edebiyatımıza en iyi vakıf olan birkaç sahsiyet arasında yer almasını bu sevgi ve aşkla bağdaştırmak mümkündür. Kaybettiğimiz bir değer: Prof. Baysun B S 2 2 5 inci' Şubemiz Yarın (26 Aralık 1968 Persembe) hizmetinize giriyor., TEŞEKKÜR Deviasyon ameliyatımı büyük bir titızlik ve başarı ile yapan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Boğaz Burun Klinıği Basasistanı Dr. Çetin CUHRt'K'a, Anst. Dr. Handan CUHRUK'a, Dr. Büte KADIOGLU'na, Dr. Mehmet Nnri ARÎK ile Hemşıre Melâhat BATAR'a, gerek ameliyat oncesı, gerek ameliyat sonrası bizzat gelen îstanbul Atlı Yarışma Grubu sayın Kumandanı Kurmay Albay Habip ALPAT ve esi Sevim ALPAT ile Mnkbile ve Reşat BtRHEKtMOGLr, Anadol ve Sönmez Ailelerine, hastanenin bütün personeline tesekkür ve minnetlerimi TATTAR KIRAÇ (Cumhuriyet: 15744) 100.000 MİLYON LİRA Bu şubemize ait tutarında özel ikramiye çekilişi 14 APARTMAN DAİRESİ 18 adet 100.000 lira 10 adet 50.000 lira 10 adet 25.000 lira ve ayrıca 13675 adet 10.000 liraya kadar. çeşitli para ikramiyeleri **&? Cc Bu yılın son ikramiye çekilişinde bir defada Kongre 15 Ton Drops Şekeri Salın Alınacaktır Muhammen bedel; 120 000,00 TL. olup, şartnameler, Taksim. Güm.üşsuyu Caddesı. Dümen Sokak, Gümüşpalas Apartımanında Levazım Müdürlüğünden aimabilir. Kapalı zarfla son teklif vermc tarihi 3/1/1969 Cuma günü saat 15.00 e kadardır. VEFAT Şeyhülislâm Istanbulizade Ârif efendi ahfadmdan, Temyiz Mahkemeleri Reislerinden Ahmet Reşit ve merhume Nâzire Eraşın kızları, kımyager Mükrim Camcıoğlunun eşi, Feyza Diker, Levent Camcıoğlu. ve Züheyra Sedetınenin anneleri, îrfan ünalan ve Dr. Ekrem Eraşın kardeşleri, Cenan Özgürel, Hümeyra Sedetmen ve Hülya Sedetmenin anneanneleri, Dilek Camcıoğlunun babaannesi, Op. Dr. Cüneyt Ünalan ve Kadri Ünalanın teyzeleri, Op. Dr. Orhan Ünalanın baldızı, Vecdi Diker, Muzaffer Sedetmen ve Hüsniye Camcıoğlunun kayınvaldeleri Tardımsevenler Derneği Üsküdar Şubesl yıllık kongresi 9.1.1969 Persembe günü saat 14 de Paşakapısı Maarif Memurlu ğundaki lokalde yapılacaktır. Ekseriyet olmadıği takdirde 16.1.1969 Persembe günü ayni yer \e aynı saatte yapılacağını üyelerine bildirir. Bu çekilişlerd6 Sayınf Mevduat Sahiplerine bol şanslar dileriz* T t R K HAVA YOLLARI A. O. <Basin: 28460/15743) HACI ZEHRA E.EMAN CAMCIOĞLU irtihâl etmiştir. Cenazesi 25/12/1968 Çarşamba günü (Bugün) Aksaray Valde Camünden öğle namazını mütaakip Edirnekapı Şehitlığindeki aile makberesine defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. Cumhuriyet 15763 Afyon il merkezinde bir Afyon alkaloitleri fabrikası teklif almak suretıyle kurdurulacaktır. Bu işe ait İngılızce ve Turkçe şartnameler Ankara. İstanbul ve İzmir teşkilatlanmızdan bedelsız olarak aimabilir. Teklifler 25'2'1969 günü akşamma fcadar verüîniş olacaktır. Ofısımız 2490 sayüı kanuna tâbi değüdir. (B asın: 29617/15747) Topraksu Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden: S0LVE7 SflNATtCtLERİNE l Sovyet Rusya'dan elinde ihtiyaç belgeleri bulunan sayın sanayicilenmizın VOSTOKİNTORG Türkiye Mümessıli NAİF URAS HALEFLERİ firmasma acele müracaatları menfaatleri icabıdır. Sirkeci Lıman Han Kat 3 302 İstanbul. Tel: 22 96 81 Yıldız: 748/15763 YAPI ve KREDİ BANKASİ Dairna en iyi hizmet