22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHIFE DÖRT 24 Kastm 19S8 nuı altına pirip sakianmışım. Masaom örtüsii yerlere kadar. Bir arahk, «Düm teka diim tek> havan içlnde, kalın, akortsuı bir ses yflkselmls m»K«wııı altuıdan: «Bu ruzlgârı bl meded'in bahtm şitabı rar...« Okıüa İlk gittiğiniz funü hatırlıyor musıınuz? Elbette. Boynma şflre çok büyük, valiz büyüklii.çünde bir çanta almışlardı bana. Içinde de, bir de/ter, bir kalem! Mektepler açıldığı gün sabahleyin annem elimden tuttu, getirip okrüım kapısı önfinde bıraktı beni. Kendisi de ilkokul öğretmeniydi. Oradan okulnna fitti. Sabahın çok erken bir saatiydi. Okulun kapisı açılmamıştı daha. Orada, valiz pibi kocaman çantamın fistüne oturup bekledim. Kapılar açılınca da, okula Uk giren Sgrenci ben oldum tabii. Ta ilk müsamere, Hk rol? Kahkahalarla gülüyor: îlk roltimde nynmu^tmn. Birincl nnıftaydık. Ben temsilde çobandım. Elimde bir kaval, çocnklanmı, ysni koyunlanmı otlatıyordmn. Ama o frce temsil nedense gtç başladı. Halbnki ben erkenden nynmaya alifiktım. Bir de kızlar vardı o sahnede, çevremde dansediyorlardı. O arada ben sahnede nvuyakalmışım. Neden sonra: «Hadi. kalksana e\lâdıra» diye bir sesle uyandım. Blrde bakttm k), temsil çoktan bitmiş, bizim koynnlar sahneden çıkiTorlar. Sınıfta taklit yapmayı, srkadaşlanmı füldürmeyi çok severdim. O tmmanlar Zifoto diye me?hnr bir komik vardı. Arkada?lanm bu taklitçi yanundan ötürfl beni «Zijoto» diye çafırırlardı. Ama içlrae kspanık. romantik bir tarafırn da vardı. Bu Zigotoiuğumun içinde bayafı âşık oldum. Birinci sınıftavdım daha. Kız da benim boynmda, bacak kadar bir şeydi.. Kumral. yeşil gözlii.. Adı Malike. Dersten çıkınca, elele tutoşur dolaşırdık. Evine kadar ri>türiirdüm onu. Kapıda aynldıktan sonra da, gözden kaybolunraya kadar döner döner bakardım. El saüardık birbirimize. Sonra? Sonra... Sonra başka serjrüllerhn oldu. tkide, iiçte, dSrtte, be^te... Ne refasızlık! Vefasııhk mı? Hiç de değil. Ben senrililerime «laima sadık kaldım. Hikâyenin biri bitmeden ötekine başlamazdım. Bu ilkokul prensibinl ömrijm boynnca nyjfuladım zaten. Hiçbir zaman aym anda iki sevpilim olmadı. Daima teker. teker... Hanıri derslerl daha çok s«verdlniz? CTJMHURITET n Jl 2x1 2X2= «URLARIMIZIN tlk oyun ve ilk aşk Aşkı Alfabenin «A» sı ile beraber Öğrenen sanatçı Mücap Ofluoğlu maeanın Ustünde bir gös bonugu. Kem gözlerin tlirnünü çatlatacak cinsten. kocaman! Sanatçı çok kere bâtıl inançlan olan blr kişi. Ama, karşımdakl, sanatçı Mücap Ofluoğlu değil şu an. Bana, bâtıl inançların değil de, çok daha başka şeylerin korkuttuğu blr başka Ofluoğlu 'ndan, çocuklugundan söz ediyor: Tostoparlak blr seydim ben çocnkken, diyor. MerdivenleHen yuvarlamrdım hep. Başım mı ağır gelirdi, oe.. Kvde beni sacla korkutmuşlardı. Saçtan da korkar mı insan? Ama ben korkardım işte. Düşmiyeyim diye bir ynmak saç koyarlardı merdivenin basına, yaklaşamazdım. Korkak bir çocuktum znten. Her şeyden korkardım. Bozdolabının içine de karnaval maskeleri yertestirirlerdi. Ben gitlice Yaş: 15!.. s e v g ı n resraı j e c ı dine o l a n c a h ı ı i l e d e r a m e t tiğl yıllar muhallebi almaya gelip de dolabın kapağııu açınca, o korkunç maskeleri gördüm mü, pırrrr!.. Kaçardım hemen ordan. Utangaçtun da üstelik. öyle misafirler geldiği zaman filân hiç konuşmaz, bir köşede oturur, dikkatle onların hareketlerini izlerdim. Sonra onlar gidlnce, taklitlerini yapardım. Çocufu cyunculuğa götürcn yol, taklitle basIar saten. Bir gün, bir salon dolusu misafir olduğu sırada, odadald masa yeydl. öfleden sonra da riyaztj» olur mu? Ama olmuş işte. De*» se feç girince, boca azarladı beni. Ben de ciddiyetle: Aşkolsun hocanım, dedim. Bnnn sizden hiç beklemezdim. Neden? diye sordu. Ben sizi çok seviyorum d» ondan, dedim. Çünkü siz okulnmuzun en şık giyinen kırısınız. «En güzeli» demeye dilim varmamıştı. Okul hayatmda başmızdaa geçen ilginç bir olay? Karnemin üstüne adımı «Mücap Ofluoğlu» değil de «Hicabî Ofluoğlu» diye yazmışlardı. Annem karneyi çörünce: Bu ne böyle? dedi. Git da bunn duzelttir!. Gittim. Ama hoca bir törHI düzeltmeye yanaşmadı: Tanlış oğlum, diyordu. Mücap diye isim olmaz. Senin ismin Hicabi olacak. N'eticede annem okula gelip bll zat izah etti de, Hicabi değil, Mücap nldııJrıımuz böylece anlaşıldı. Rafadan yumurta.. Röportaj bitip de, sıra resim çekmeye gelince, kalkn. Kösedcki bir küçiik ajTiada taradı saçlannı. ceketini çekistirdi. Kfndlne früvenen adımlarla cıktı dışan. Hicabi OHuoâlu âegil. Mücap Ofluoğluydu artık. Ismini kabul ettirmekte güçlük çeken o korkak, utaneaç çocugun üstüne kapadık kapıyı. Dışarda, sahnede projektörlerl yakmı?lardı. Boş koltuklann arasından eeçip, merdivenlerden çıktı. «Rafadan» afişinin önüne çekilen yaldızlı koltuğa oturdu. Bu sahnenin adamıydı. önündeki telefona uzandı, reseptörü r.lıp objektife poz verdi: Bana iki yumurta, dedi. Rafadan olsun lutfen!.. Isminl kabul ettirmekte yüçlük çeken o korkak ntanfaç Oflnoğln değll artık Fototrsflan T01»y DtVtTÇÎOGLO Müzik, tarih, ynrtbileisi.. Bir aralık da resim ve riyazlyeden hoşlandım. Ben daha çok sevimli ve şık jiyinen hocalann derslerini ilginç bulurdum. Beşinci suuftayken çok genç bir tmmm hocamız vardı. Belki de yardımet fifretmen gibi filân bir jeydi. Gttzel bir kııdı. Bir gün o boca ile aramda earip bir konnama seçti. Mektebe ilk başlayan talebe bendim ama, o gün oğleden sonraki derse nedense. geç girdim. Ders galiba riyazi Y ARIN : Ayten GÖKÇER Bana lki yumnrta!. Rafadan o!sun lütfen MODESTY BLAISE 83 «Ama Karadeniz de o gece olanca karalığı ve karalığıyla kapkaraydı meret. Ne derlerse desinler, gözünü sevdiğim Akdeniz en kapalı gecesinde bile aydınhktır. lyi ki arasıra bir şimşek titrek ateş çizgisiyle karanhğı ikiye biçiyordu. Onun yahmında çıldıran bir sular mahşerinin, kalkıp deli deli köpürüp çöktüğünü gördük. Geminin her ipi şimjek çakınca gümüş gümüş kapanıyordu. Hemen atladık denize, çünkü ne gezer cankurtaran kayığı! Kaplamalan açılmış bir iki cankurtaran kayık vardı. Onları çoktan alıp gitmişler. Pek hayrını da görmemijler a! Denize değince kalbur gibi su yapıp batmıslar. Sonradan öğrendik bunu. Dedik a! Atladık buz gibi sulara. Ben, birkaç arkadaşla bir direk parçasma yapıjtık. Vapur kömür yuküyle sulara kaynagrjp dibe «fc^ Eıreğe^ııtıuMjnljr" sektz kişiydik. Kimimiz Anadolu, kimimiz de Rumeli yakasma yüzelim diyordu. Ayrı fikirde olanlann inadı tuttu mu tuttu. Biz Anadolu daha yakındır dedikçe, ötekiler iyi ama akıntılarla Rumeli kıyısını daha tez tutarız diyorlar ve başka demiyorlardı. Geldik mi yumru» yumruğa, Anadolu, Rumeli diye bağıra bağıra Rumeli yönüne diyenfer güzel bir dayakyediler, biz de yedik a! A, a onlar, pes artık yeter dediler. Hepimiz direk parçasmı Anadolu sandığımız yöne doğru iteledik.» Vasso: More! Biriktirdiğin para ne oldu? diye sordu. Yımus: Ne o'.acak! Dibe gitti. Vapur batıyor, basaltına gidip para>T alıncayadek su bastırıp beni boğa bilirdi. Biz bütün gece bacaklarımızı kurbağalar gi bi tepe tepe direk parçasmı o kıyamet sularda ittik. Hiç bir gemi ışığı görmedik. Zaten savaş zamanıydı, ışık göstermek yasaktı. Gün ağarırken ama lof mu loş bir gün doğumu bizi bir Türk motoru Şile açıklarında görüp kurtardı. Istanbula götürüldük. Çok boğulanlar oldu. Biz kurtulduk. Vasso: Kimi eski denizci der ki, her denizcinin slnmda bir yazı varmış. o yazıda adamın denizde boğulacağı ya da boğulmayacağı yazıhymış. Boğulmayacak olanlann başı hep suyun yüzünde kahrmış. Ayos Nikolos'un yazısıymış. Cennet mürekkebiyle yazıhrmış. Gemi ister iyi, ister kötü, eski ya da yeni. çürük ya da sağlam, almlannda boğulmayacak, denize yenilmeyecek diye yazılı olanlar müm künü yok boğulmazlarmış. dedi ve sustu. Orada halka olarak yârenlik edenlerin çoğu zaten uykuya varmıştı. Sağdan soldan uykulu uyku Aşkolsun hocanım!.. •••1!««••••••••« TEŞEKKÜR A!le büyüjümüî S*nlye ÖNER'In hasUlıjSı «üreslnce. içten ilgi 11c tıbbın bütiin inıkânl»rını kullanarak büyük gayret gösteren Haydarpa^a Nümune Haitâhar.fT) Anestezl re Rcanlmagyon servist ;efi sayın Dnç. Dr. Fikret Karaffitfnt Tffütchassıs Dr. tsmâll Tunoer ve Rranimasyon arrvisi tnütehassıs. csistan, hem?ir» ve persorreline. Hayatl Klmya Lâboratuarı: Kan Bankası ve 1 lncl Dahlliye KUniil mensuplanna ve hastahane yönetlcl ve personelin* vefatı dolayısiyle cenaze törenine bitzat lştirak eder muhterem akr.iba. dost ve arkadaülarım'za, çelenk göpdermek lı":tfunda hıılunan « vın Dr. Fikret Karahan: Zühtü Senyuv». Muîaffer Ağara. Ayhan Hatunotlu Nazan Sertoğlu. Sabahat Erel: Nihal Erentürk: Haluk Türsoy; Av. Ayhan Peker, Dr. Ras.m Hatipoğlu. P. ve S. Uzunoglu. Y ve İ. Makridis. S Kurt ve H. Ckçıı ailelerine; T. Tiıaret Bankası Üsküdar Subesi; Aiptekin Koll. Şti; C.HP. Üsküdar Ilçe İdare Kurulu; Haydarpa?a Nürr.une Hastahancsi: Hastahane Yardım DerneŞi. Keanimasyon servisi, 1 inci Dahiliye Klinigl Çöziiın Mermer Sanayii. büro arkada;lar<na. bizzat zahmet ederek te!graf. telefon ve mektupla taziyette bulunan diğer kıymetH akraba, dost ve arka daşlarımıza mlnnet ve jükranlarıınızı arzederiz. ,,Aileai adına Dr. Mecdl ün«T , Ferdi tiner Cumhurlyet 14328 fte lu birkaç söz daha söylendi. Sonra ortada denizin fısıltısuıdan ve bir makaranın çık çık edişinden ba§ka ses kalmadı. Ertesi gün ve ondan sonraki onbeş gün sür« since bol bol sünger avladı. Bütün tayfa da hergünkü işlerini yâni süngerlerin südünü sıkmayı, yıkamayı, kurutmayı ve kuruyan süngerleri çuvallara tepmeyi gülerek, şakalasarak, görüyorlardu Depozitonun amban sünger çuvalları ile doldu. Artık dönüs yolunu tutmaya karar verdiler. Ama ak sakalh Barba Vangel «Acele etmeyin, bekleyin», dedi. Vasso, «Her »ey tamam. Neye bekleyelim», dedi. Barba Vangel yetmis yıl denizin zılgıdını yemis, görmüş geçirmis bir denizciydi. Denizin ne düşün» düğünü, neyi tasarladığını, bilirdi. Uzaktan işidilir işidilmeı bir honıurtu duyuyordu. Duyuyordu değil, sezer gibi oluyordu. Belki bir fırtına yaklaşıyordu. İki üç günden beri durup duruyor başını salhyordu Barba Vangel. Sanki denizin ne dediğini anhyordu da başıyla <eveU diyordu. Deniz durgun ve sessizdi, fırtmayı bekliyordu galiba. Bu gün dönümü sırasında insan gözlerini dört açmalıydı. Künderlere asılı bayraklar, kuruyan çamaşırlar pek hâlsiz sarkıyorlardı. Ara sıra görünür görünmez yorgun bir sallantıydı onlarınki. Jşte bu gibi ufak tefek seyler hayra yorulamazdı. Şaka değil. Akdenizin bütün enince ıssız denizler aşılacaktı. Denizde korkan da, hiç korkmazdı, çünkü gerekli hazırlığı alırdı önce. Barba Vangel Vasso'ya, «Neyi bekleyeceğiz mi diye sordun. Fırtınayı kıyıda bekleyeceğiz ki, bizi Akdenizin tâ ortasmda yakalamasın. dedi. Eh, doğru lâfa ne denir? Fırtına patlayıncayı dek, hiç iki biri yok, beklenecekti, insanlarm canı ve canlaruıın yongası olan süngerleri tehlikeye girmesin. Tillos'lu Takkis'in sabahtan akşamadek aylak aylak durmaktan canı pek sıkılıyordu. Tillof'dan, belki bir ise yarar diye getirdiği, külüstür bir av çiftesiyle avlanmak üzere karaya çıktı. Vasso da, Madruha burnundaki, gorülmeye değer bir mağaradan söz etmişti Yunus'a. Yunusta mağarayı gezip görme isteği uyanmıştı. Vasso Yunus'a, mağaraya nasıl girip, nasıl çıkacağıru anlatmıştı. İki tezcanlılar depozitoda hapis kalmakdansa kendilerini sandalla dışarıya kıyıya attılar. Takkis tüfeğini doldurdu, av aramaya gitti. Yunus da, Vasso'nun ver. diği salığa göre, dimdik bir kızıl kayanın suya yakm dibinde mağaranın ağzını bulup, içeriye girdi. ( A r M a rar) any TIFFANY JONESİ /, BENJ aaa \ Mallcoçoğltı i konu ve resim : BUDIN KOPRUSU Pınarhisar Çimento Fabrikası Müdürliiğiinden. Tasfiye Halinde Çelik Limited Şirketinden Aşağıda yazılı telefon santrah ve 9 telefon cıhazı kapalı zarf içerisinde teklif alma suretiyle satılacaktır. Temınat ve teklıfler en geç 4 Aralık 1968 Çarşamba günü saat 17.00'ye kadar Beyoğlu Istiklâl Carf. No. 330'daki büromuza tevdi edilmiş olmahdır. Şirketimiz satışı yapıp yapmamakta serbesttir C 1n • I 1 »det telefon santrah (2 harici, 10 dahili hatlı) ve 9 adet telefon cihazı Muhammen bedeli TL. 15.000, Teminat TL. 1.500, 1969 YILI ÇİMENTO Tahsisve Bağlantıları Yapılacaktır 1 Resmî Daireler, yabrımlan Için lüzıımlu olan miktan blldirir belgelerini, 2 Resmi Daire müteahhitleri, ihtiyaç belgeleri ile taleplerird, 3 Belediyeler, gerek resml inşaatlar ve gerekse tanzim satısı için ihtiyaçlarmı (ayn a y n bildirilecektir), 4 Biriket, Çini, Büz vesair imalâtçıları gibi müstehlikler Ticaret Odaları veya yetkili derneklerden alacakları belgeler ile ihtiyaçlarını, 5 İnşaat sahipleri, ruhsatları ile birlikte taleplerini, En geç 31.12.1968 tarihine kadar Fabrikamıza intikal ettirdikleri takdirde, satıs usul v e prensiplerimize göre imkâniarımız nispetinde kendilerine çimento tahsis edilecektir. 31.12.1968 tarihinden sonra gelecek talepler karşılanamıyacaktır. Bilgi edinilmeai rica olunur. (Basın: 28363/14349) (Basın: 7998/14345) Cerrahpaşa lıp Fokültesi Dekanlığından 1 (21.750) lira () kurus keşif bedelli C.Paşa Tıp Fakültesine alınacak 6 adet Buzdolabı işi açık eksiltme üe ihale olunacaktır. 2 îhale, 18/12/1968 tarihine tesadüf eden Çarşamba günü saat 11 de Tıp Faküîtesi Merkez binasında toplanacak olan A . E . P . Komisyonunda yapı'acaktır. 3 Geçici teminat akçesi (1.631) lira (25) kuruştur. 4 Bu işe ait keşif, şartname ve diğer evrak Üniversite Yapı tşleri Baskanlığında görülebilir. 5 Isteklüerin ihale gününden üç gün evveline kadar İnşaat Kontrol Bürosuna müracaatla ehliyet belgelerini almalan ve 1968 yılı Ticaret Odası belgelerini Komi»yona verme'.eri lâzımdır. (Baaın: 28183/14351)., ELEMAM ARANIY Türk Sevk ve İdare Derneğinin Program Kısmı'na Istihsal Sevk ve Idaresi konularında çalışmak üzere eleman ahnacaktır. Bu eleman, eğitimi için 3 ay yabarı memieketlere gönderilecektir Namzetlerde aranan vasıflar şunlardır: O 28 45 yaşları aıasuıda olmak (2) Mühendis olmak (Makine Mühendisi tercih sebebidir) O Asgari 3 sene iş tecrübesi olmak (t) tngilizce iisanını iyi bilmek O Askerlik hizmetini bitirmiş olmak. Yazılı müracaatların 2 Aralık 1968 tarihine kadar aşağıdaki adrese yapüması, mümkün olduğu takdirde bir fotoğraf iliştirilmesi rica olunur. Müracaatlar gizli gizli tutulacak ve uygıuı görülecek namzetler ayrıca görü?meye dâvet edilecektir. SEVK VE İDARE GELİŞTtRME MERKEZİ: Mecllsi Mebusan Caddesi 323 Orya Han, Kat 7 FIND1KLI (Reklâmcıok: 4631/14341)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle