25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHIFE DORT 11 Eklm 1968 CUMHUKİÜET Poro Makinelerl yefişfiriliyor oğrencı yetifti, î? adamını George Bernard Shaw şoyle »nlatmıştı: «Yaşlarının ilerlemesi bazılarına akıl yerine golf'a karçı istek getirir.» Denemesl başarı ile sonuçlanan yepyeni bir okul «Shaw'vari» ıza Çeviren : AZİZ ml aahannda tahmin yapacaklardan psikolojik parti taktikleri yapıcılanna kadar çeşitli sahalarda uzman yetıştiriyor. Haftada 70 saat çalışarak dokuzar aylık iki sömestirde pişen bu iş adamları kurslara başlamadan önce aldıklan ücretin şimdi yüzde seksen fazlasım ahyorlar ve her mezuna endüstri sahasınöTa en azından on adet talip var. Dunya yüzünde işe adam almak için hiçbir zaman bu kadar istek oimamıştır. Rekabet halini alan bu isteğin sebebi de «Londra 1? Okulu» nun başanlı uzman yetiştirmesidir. Bu okul Robbins ve Frank'ın hazırladıklan bir rapor neticesı 1965 yılında devletin ve özel sektörün yarı yarıya ortaklaşmasıyla kuruldu. llk üç ayda 400 firma beş milyon sterling (yaklaşık olarak 130 milyon lira) tutarında yatırım yaptı. Başarıh yuksek okul mezunu olup da iş sahasmda kabıliyetini ispatlamış iki bin adaydan ancak kırkı okula kabul edılcfi. llk zamanlarda Sir Paul Chambers dahil, birçok eksper bu okulun Amerikadaki benzerleri kadar basanlı olup olamıyactgt hakkında birtakım şüphelere sahiptiler. Fakat şimdi o'umlu sonucu gördükleri için Londra Iş Okulunu takdir ediyorlar. Bu basarıya sebep olarak okulun eğitim uyelerini gösterebiliriz. Okul Mudürü olan 46 yaşındaki Dr. Arthur F. Earle onceleri Hoover Şirketi mudürlerindenmiş ve senede 30 000 sterling alırmış oradaki ısınden. Sırf memlekete hizmet etmek için senede ancak sekiz bin sterüng getiren Okul Müdurlüğünu kabul etmiş olan Bay Earle, başanlarının sebebıni bana şoyle anlattı : «Okul mücftirlüğü için teklıf aldığım zaman tereddütsuz kabul ettim. Memleketıme hizmet edebılmek için bana imkân veriliyordu. Derha\ işe başladım ve eğitim uyelerini gerek nazarî, gerekse pratik sahada sivrilmiş iş adamlarından seçtim. Memleketımizde denenmemiş bİT işe atıhyorduk. Her şeyi etraflıca hazırlamamız gerekiyordu. llk anda başansızhğa uğramak dünya piyasasında bizi geriletebilirdi. Öğrencileri de iş hayatında muvaffak olmus en ıyi iki bin kişi içinden teker teker seçerek al(îık. îste başarımızın sebebi budur.» Kendılerıyle tanıstığım öğretim uyelerinin hepsi de gerek endustrıde gerekse ticaret sahasmda isım yapmış kimseler. Bu işi memlekete hizmet olsun diye kabul etmişler. En buyük emelleri îngıltere'nin ekonomisine yararlı olabilecek uzmanlar yetiştırmek. Okulda daha ziyade pratik bilgiler oğretiliyor. öğrenci\er haftada iki gün piyasa etüdü yapmak ıçın dışanda çalışıyorlar. 1? sahıplerı ile fabrika müdürleriyle yeni gelismeler hakkında fikir teatisinde bulunuyorlar. Geleceğin yüksek idarecileri yepyeni bir teknikle yetiştirilıyor. Bu e'emanlar iş sahasında reformıst olacaklar. Para getirecek iş sahalarını âdeta yoktan var ecfecekler. Açıkca cpara makinaları» olacak bunlar. «Biz öğrencinin kendi kendismi yetiştirmesi için ona luzumlu bilgiyi verıyor, yol gösteriyorua. Öğrencide yaratma ve bulus kabiliyeünin gelişmesine çahşıyoruz. Alışılmış usullerle yetışmek isteseler, çahştıkları sirket'.erde de aynı işı yapabilırlerdi. Gelısen teknığın ve günden güne artan piyasa rekabetmın icaplanna göre, hattâ gelecekte karşılaşacaklarım tahmin ettiğimız güçlüklen gözönünde tutarak yetiştiriyoruz onları. Bu uzmanlar ekonomimizın sihirbazları olacaklar. Havadan nem kaparcasına para getirecek iş sahalarını bulup çıkaracaklar. Kendilerine çeşitli filimler gösteriyoruz. Hattâ oyunlar öğretivoruz. Müsabakalar tertipliyoruz. Insan zekâsının neler yaptığını, daha neler yapmaya muktedir olduğunu çeşitli pratik yollarla anlatmaya çahşıj'oruz.» Cambridge Üniversitesinden me zun ve Barclays Bankasında çahsırken Londra İş Okuluna gırıp bitiren 26 yasındaki Roger Hale bana şu bi'giyi verdi : «Bu okulda geçirdiğim iki sene zarfında is hayatımda on senede edinebıleceğım bilgiden fazlasına sahip oldum. Meselelerin çeşitli yönlerden nasıl çözümlenebileceğini öğrenditn. Eski ve basmakalıp metotlan şımdi gülünç buiuyorum. Bir problemin geleneksel yollardan başka çözüm şekıllerı de olduğunu öğrenmek doğrusu çok ıyı bir şey. Kendimi birkaç insanmış gibi hissediyorum. Bir müesseseye kısa zamanda umum müJür olmanm yolunun bu oku'.dan geçtiğıne inanıyorum.» Londra İş Okulunda yaşlanmıS iş adamlarına da 12 hafta süren kurslar var. Buradan yılda 150 kisi mezun o'abiliyor. Bazı miiesseseler tecrübeye daha çok önem verip bu okulun yenilık getiren sistemıni yadırgıyorlarsa da gene de fazla rağbet goren okul imkânsızlık yüzünden müracaatçıların hepsini kabul edemiyor. l!eri görüslü iş adamları İse hu okula ve oradan mezun oianlara fazla önem veriyorlar. Daha fazla öJrenci yetiştirmesi için payret sarfediyorlar. Endü=trı ve tıcarî sahada yokluklan iyice hi^sedilen vetişmiş idarecıleri ancak bu okulun kendile'nne temin edebileceğme manıyorlar. Bununla beraber Londra İş Okulu bugünkü durumda âdeta denizde bir damla gibi. Memleketin ge'eceği içm bunun gibi daha birkaç okulun faaliyete geçmesi lâzım. Ingilterenin ekonomisine vardım eden is sahalarında eksıklıgi hissedılen uzmanları ancak bu müesseseler yetiştirebılir. Londra 1? Okulu'nu, uzun zamandır eksiküği hissedılen bir ihtiyacı karsılamak için kurulmuş ilk müessese o'arak nitelerken daha birçoklannın açümasını arzuluyoruz. SON konu, "para kozanmak,,tı hın aksini ispat etmis bulunuyor. Üç yıl once Londra'da açılan ve p»ra kazanmanın «ırrım oğreten bu yükselc ihtisas okulu yeni mezunlanm verdi. Yetişmış itfareci »ıkıntısı çeken piyasa bu (para makinaları) nı âdeta kapışıyor sımdi. Başarılı yuksek okul mezunları olup da ış sahasında da kendilerini gösterenleri iki senelik bir eğitim için kabul ecfen bu yeni okul, ekono Özellik Bu okulun bir o^elliği de ahçılmış usullerle tedrısat yapmayışı. Dr. Arthur Earle bu hususta bana şöyle izahat verdi : PROFTSÖR VE BAŞAMLI ÖĞRENCİLERİ Dişi Bond MODESTY BLA1SE Acılıs. oroaram Kur'anı Kerün. açıklaması ve yorajnu Saz eserleri Kove haberler Gunavdın Haberler VP hiva durumu Solistler Becldı Istanbulda bueun Kucuk ilânlar Hafıf Batı nıuziSi Berabcr ve solo sarkılar Pivano soloları Ev icin Rıza Ritten sarkılar Arkası varın Ara haberler Okul radvosu Sabah konseri Mehter muzisi Ara haberler. ilânlar Kucük orkestra S ' Kutbavdan sarkıl«r H Ovlum'dan turkuler Haberler. R G de bucüo Saz eserleri Reklâm DroRramları N. Divitdoilu orkestran Radvo ile Fransızca U8. ders) 14 35 Hafif Batı müziBl 14 45 Nevin Akoldan türkület 15 00 Ara haberler 15 05 Okul radvosu 16 05 S Povraz ve arkadasları 16 70 R Ertenden sarkılar 16 40 Müzikallerden 17 00 Ara haberler 17 05 Kov odası 17 25 Kadınlar fasll 17.V) Reklâm Droeramları 19 00 Haberler. h»va durumu 19 30 Kucuk il?nlar 19X5 Yıırdun Sesi 13 55 BB'r varmı< bir vokmus 20 00 R Soviemezoeludan sarkılar 20 20 Din Ahlâk sohbeti 20 30 Turkııler 20 45 Bir Turk vorumcuKU 21 00 24 saatin olavları. K llânlar 21 10 Plâklar arasınd» 21 25 Kitanlar arasında 21 40 M Yıldırımdan sarkılar 22.00 Reklâm Droeramları 22.45 Haberler 2100 Caz muziei 2.T 45 Gece muziei 24 00 KaDanıs ISTANBUL İL RADYOSD Acılıs ve proersm DıskoteSimijden Kücuk konser Genclere muzik Senfonik muzik Ella Fızeerald sövlüyor Radvo ile lneilizc» 16 ders) Aksam konseri Genclerle beraber Oda muziei Lıedle ve ozanlu Hafif muzik Gece konseri Caz muziei Hafif melodiler Proeram ve kananii 3ıB TE.M SOMRA St 1 2 3 4 5 6 8 9 T 23 4 5678 9 SOLDAN SAĞA: ni 1 n z m M M I budayayım!» şüncelerden uzak baş» anlamına kıtlığında asmalar ıkı soz. 2 «Herhangi bir işı yö diye bir atalar sözü vardır. 8 netış» karşılığı iki soz. 3 Tene Bır edatın kısaltılmışı, tamamiyle teoriye dake yapıştırmak ıçın kullanılan 456789 yanan ve henüz madde. Hasan ve Hüseyinin batatbikat şekü' bası. 4 Tersi «uydu durumunne girmemij, d3 bulunanlar» mânasına bir esdurumda. 9 ki söz ve eski usul çoğuldur, bir Büyükça çapsayı. 5 Yanm yüzyıla yakın ta, bu ayın bibir zaman önce Atlantikte bütün nnci günü bayolculan ile batmış olan transatzılan şakadan' lantığin adı. 6 Nota, Türklerın uydurma haAsyadaki ilk vatanı. 7 «Sehimyayarler» yani banka hisse senetleri Ounkü bulmacaniD berler mânasına eski usul çoğul, «onun halledUmi* tekll • lar. 1 Son zamanlarda bu çeşlt sigaralar pıyasada bulunmadığı içm tiryakıler çok gtıç durumda (bir sdz ve bir takı). 2 Kaliteli yazarın kalemınden çıkmış kitap veya makale (iki söz). 3 Sâkin ve huzurlu bir durumda. 4 «Hind Avrupa ırkma mensup kişiler ülkesı» anlamına iki söz. 5 «Çarçabuk ümide kapılan» mânasına ıkı soz. 6 Çok rahatsızlık veıen ve yapışkan bir parazitin dörtte ikisi, ok (Divan Edebiyatında). tersi «yerleşıp kalW ş tesir» dir. 7 Büyük Britanya biçımınde bir yer, büyülc kereste parçası. 8 Savaş gemileri grupu, kafayı çekip kendilerini tu^amıyanlann attıklan. 9 Tanıdık ve uzaktan ahbap, Avrupanın kuzey ülkelerinden t>irinin halkından. YIIKARIDAN AŞAĞIYA: 1 «Uzüntüden ve kotü dü I 3 • • ?] X /1 "71 •1 X z + j j^/ BYB 3 X] . ı •• + X :1 K DÜNKt} BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ NASIL HALLEDİLECGK Yukandaki rakamlj bulmacada sadece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 tane sonuç vardır. Bo§ kalan 12 karenin içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve toplama, çarpma, çıkartma, bölroe işaretlerine dikkat ederek soldan <ağa ve yukarıdan aşağıya bulmacada gösterilen sonuçları bulunuz. Biraz vaktinizi alır ama, boş vaktinizi hoşça geçirmiş olursuauz. 43 •Bu niyet benim de içimden geçmiyor değil. Amı şu var. Onların >ureklerini kırarız diye korkanm. Onlar artık buralara alışmışlar. Belki son nefeslerini burada vermek istiyorlar. Son isteklerinden onları yoksun bırakmayahm» dedi. Denizciler, Divan burnunu kovanço ederken, iki ihtiyarı palamut bükü kıyısmda tâ uzakta, iki küçük beyaz nokta olarak gordüler. Araya Divan bumu girince artık onları göremediler. Ateşoğlu Datça'dayken, Ayşe Nine ısığa çıkınca gözlerinin yanıp acıdığından, başının da ağrıdığuıdan yakınırken, aradan üç ay geçince gözleri füm gormez oldu. Salih Reis'in kulakları da hiç işitmez oldu. Ayşe Nine, yıllar yılı Salih Reis'e gidip gelmiş olduğu için o yolda gözleri kapalı olarak yürüyebiliyordu. Yolun neresi kayalık, neresi kumsal hep ezbere bilirdi. Hattâ kokulardan bile faydalanabilirdi. İşte sol yanından gelen güzel koku. sağ yamndan da gelince defne koruluğundan geçmekte olduğunu anhyordu. Ayşe Teyze'nin değneğiyle yoklaya yoklaya karşıdan gelmekte olduğunu gorünce, Salih Reis onu karşüar, ninenin elinden tutar ve kulübesinin ö'nüne getirirdi. Kulübesinin önünde yan yana otururlar çoğu kez, Nıne'nin eli Salih Reis'in avucunda kalırdı. Salih Reis, sağır olduğu için pek konuşmazlar. konuşunca Salih Reis birkaç sözle yetinirdi. Biri denizi uzun uzun seyreder, Ayşe Nine de denizi uzun uzun dinlerdi. Böylece ömürlerinin sonuna yaklaşan iki ihtiyar, yanyana saatlarca düşünürlerdi ıssız kıyıda. Hani, kum saatlannın altı, üstüne getirilince, yu muşak kumların sessiz sessiz aşağıya süzülmesi gibi iki ihtiyar deniz insanı da anılarını denizi seyrede ede ve dinleye dinleye uslannda süzüyorlardı saatler ce. Hattâ kimi yol, gece olurdu da, kulübenin kapısında, gecenin eşiğinde iki ihtiyar uyuya kahrlardl. Bir gün yine ihüyarlar birbirlerine dayanırlarken, o toprak ağası mı, para babası mı, Hacı Latif Ağa geldi. yanında Muğla vilâyeti tapu memurları ve iki avukat vardı. İki ihüyara bakan Hacı Latif'in gözleri, öylesine bir kaparozculukla parhyordu ki, gözlüklerin çatlamadığına şaşılırdı. Arazi hudutlarından söz ettiler. Batı, yâni Divan Burnu, doğusu İn ce Burun, güneyi lebi derya», dediler. Hacı Latifin geceyi gündüze katarak tasarladığı bir katakulliyle Palamut bükü, hattâ Datça yarımadasımn üçte biri, dağları, taşları, ovalan ve deniz kıyılanyla Hacı La tif'in malı olmuştu. Kurulu. Zemberekîi kapan gibi kapmağa alışkın olan ağa, bir göz atunında Salih Reis'in ölmek üzere olduğunu anladı. Eğer onu Muğla Hastahanesine gön derebilir de, Salih Reis orada ölürse, Salih Reis'in balıkçı kulübesine ve kulübenin önündeki kumssla '••hlp çıkabileceğini Bördü. Tapu memurlarına doktor »uıü verdirterek Salih Reis'i muayene ettirdi. Tapu mcmurl&n MuJIa'y» gidinc* arkjkdaşlan olan Muğla Mallcoçoğlu vc(/v.çe vcc :: K™ •.«*»: AYHAN.BAŞOJLUJM BUDİN ROPRÜSÜ A N K A RA \ 06 25 Acılu. Drogram 06.30 K u r a n ı Kerim. acıklaman ve yorumu 06 50 Saz eserleri 07 00 Köve haberler 07 05 Gunavdın 07 30 Haberler ve hava durumu 07 45 Sabah müziH 08 00 Ankarada buedn 08 05 Kücuk ilânlar 0810 G. Sovlerden ı«rkılaT 08 30 Cesltli müzik 08 45 N. Akoldan türküler 09 00 Ev icln O<> 2 0 Sabah konseri 09 40 Arkası varın 10 00 Ara haberler. İlânlar 10.05 Okul radvosu 1105 N Tokathoâludan sarkılar 11 30 Konser saati 12 00 Ara haberler. İlânlar 12 05 A CubukoEİudan türküler ) 12 20 Kıbrıs saati 5 12 25 Kucuk ilânlar ' 12 30 Beraber ve »olo »arkıîar 13.00 Haberier. R G. de bueün 13 15 Hafıf müzik 13 30 Reklâm programlan 14 00 Kucuk konser 14.15 A Gürkan'dan türküler 14 35 Plâklar arasınd» 15 00 Ara hrberler. İlânlar 15.05 Okul radvosu 16.05 K. Pavaslıdan sarkılar 16 25 Radvo ile Franjızca (46. ders) 18 40 Albümlerden »«meleT 17 00 Ara haberler. İlânlar 17.05 Yurttan sesler 17 30 Kov odası 17 50 Reklâm proeramları 19 00 Haberler ve hava d u n u n u 19 30 Kücuk ilânlar 10 35 Saz eserleri 19 50 Bir varmıs. bir rokmu» 19 55 Batı muziei 20 25 Anavasamız 20 40 S. Uveundan tOrküler 21 00 M caatin olavlan. lUnlar 31.10 Gece konseri 22 OS N Demlrdöveı«deıı «arkllar 22 25 Türküler «ecldl 22.« Haberler 13 00 HafUnın J3.45 Gece mUziB M.OO Kaoanıı KABUUj <? •caeueuM. 4MA BANA OYlJMET YIET/E KAUKAES4M SeNİ RANA K d 2 £ l \(i 1 ı J V )/ 7 /] ^ » • ^ gl M Slv •1 J >m \ Hastahanesi doktoruna Salih Reis'in hastahaneye ya tınlması gerektiği hakkında bir yazı yazdırdılar. Ya zı Vilâyete gittı. Vilâyet de Salih Reis'in hastahanpve gönderilmesi için Datça Kaymakamına yazdı. Saüh Reis, evinin kapısının önünde oturur ve dalgın dalgın denize bakarken, iki jandnnra çıkakoydu. Salih Reis'e «Seni Muğla Hastahanesine göndereceğiz» dedi ler. Sağır olan Salih Reis, ne dedıklerını once anlamadı. Ama el işaretleriyle jandarmalar anlatınca, Sa lıh Reis'in gözlerinde dünya zindan kesüdi. Salih Reis. dört kuru duvardan ibaret fukara ka pısmdan gördüğü mavi denize baka baka olmek istiyordu. Kendini bildi bi'.eli o güzel ve hain denizin önünde otururdu ya! Ekmeğini her gün o denizle sa vaşarak çıkarırdı ya! Yalvardı: «Öleceğımi bili\orum« dedi. Beni kapıdan giren güneşten. kapıdan görünen denizden ayırmayın bre evlâtlar» diye inledi. <Uhu! uhu! uhu!> diye çocuk gibi ağladı. Jandarmalar acıdılar. Ama emir emirdi. Ona çok acıdıklan. için hastahaneye gönderdiklerini. orada bilgin rîoktorların bulunduğunu. illetir.i bllgivle ı^i edeceklerini söylediler jandarmalar Reis'e. Saüh Reis, kımse nin nemerhametini. ne de bilgisini dılemediğıni sövte di. Uzun ömrunce bir kez olsun. nasılsın. dıye sorma yanlar, tam artık p\ı dür.yadan avrı'mak üzere iken, bunca kahrını çektiği ve sevdiği su deniz narças'ndin ne diye ayırıyorlardı onu? Artık biimiş'a yahu ömrü! Bittiğını duyuyordu ya! «B'rak'n beni yahu' Su racıkta. su denize karsı rahat rahat oleyim Ben buraları bir daha görmem ki. Bırakm bre evlâtlar, btıraların gözlerimde kalmasını'» diyordu. Istemiyordu efendim. ne hastahanelerini, ne saraylarını. bıraksm lardı kapının çerçevelediği mavi derıiz parcqsınm karşısında rahat rahat ölsündü. Hüngür hüngür ağladı. Jandarmalar hem zorlamak, hem de yürümesine yardım etmek için koltuklarına girdıler. Ağlaya ağ!a ya sürüklendi Salih Reis'çik. Sürüklenirken, dijnüp dönüp boyur.a kulübesine ve denize baktı. Yolun çam ormanıyîa kankara olan yçr'ne gelince artık kulübe ve deniz görünmüyordu. Salih Reis''n uhu! Uhu! su uzaklaştı. Artık çekilip kopartıldı o yılların ve denizlerin Palamut bükünden. Orada fukara evinin açık kapısı, ve kıyınm deniz fişşuyu'su kaîdı yal nız. Sanki Palamut bükü pk=ik!i?ini duydu ihtiyar derrizcinin, kendi geniş ıssızhğında. Salih Reis'i Muğlaya götürüp yafırdı!ar has*ahaneye. Her yanı katı katı duvarlarla kapalıydı Oada iki hastabakıcı kız vardı. Biri çok hovrattı. Sslih Reis'e hastahane nturağıymış gibi davrarıp dürteliyordu. Ama öteki hep gülümsemeli. oksayıcı bir genç ti. Salih Dede Palamut bükünün mavHni ve açıklıgı nı görecegine hastahanenin duvarlarının kurşun ren gi vavanhğmR bs'TPrken. sülüın=py»n kıza. Artık iyi oldum. Kovuversinler beni Palamut bühı.T» gideyim» der dururdu. (Ark^sı var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle