10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHfFE DÖRT 30 Ocalc 1968 Nadir duyabildiği taze bir heyecanla, Kanştım o gün bugfin bu zavaüı çobanla Bingöl yaylalannın mavi dumanlaruıa, Gönlürnü yayla yaptun Bingöl çobanla rına! Kemalettin Kamu, birçoklarımızın halızasında • Gurbet» adlı şiiriyle yaşar. Nitekim bu sıir yayınlandığı günlerde edebiyatımızda adeta bir hâdise olmuş, Aıoız' la yazan eski şiir ustaları ister istemez hece vezninin zaterini kabul etmişler, heceyi tutan genç eîeştiriciler ve öğretmenler çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazmışlardır. «Gurbet» şiiri hlç şüphesiz sadece bir vezin zaferi değil, ayni zaraanda gerçek şürin de ta ken CUMHUIltYET Birçok şair yetiştirmiş olan Bayburt bu şairler zincirine en son ve en değerli bir halka olarak tıpkı bir tabiat bir bölge veraseti gibi "0,,nu eklemiştir dönmüş, imtihanlanm vererek okulunu tamamlamıştır. Kamu, 1933 yıUnda Anadolu Ajansı tem4 Orta boylu, sarışın, yeştt gözlü, silcisi olarak beş yıl kaldığı Pagüler yüzlü bir lnsan... Hareketris'te Siyasal Bilgiler Okulunda leri sâkin, konuşması hafif tontahsil görmüş ve 1938 de yurda lu, her haliyle kibar ve biraz da döndüğü zaman önce Rize, sonmahzun duruşlu bir sanatkâr. ra da Erzurum'dan Milletvekili Kemalettin Kamu'nun şiirlerini seçilmiş, ayni zamanda Türk Dil daha çocuk yaşU, ilkokulda iken Kurumunda terim kolu başkanı herkes gibi ben de okumuş, ezolarak çalışmıştır. berlemiş ve çok sevmiştim. Edebiyatımıza • Gurbet» şairi Kurtuluş Savası yülannda «îsdiye geçen Kemalettin Kamu, hetiklâl Ordusu Şehiüerine», • Gurcenin beş şairinden sonra ün yabet. gibi şiirleriyle hemen her pan kuşak içinde birkaç şiiriyle yerde, özellikle okul kitaplarında okunup sevilen Kemalettin Ka ve çok genç yaşında birden bire memleket ölçüsünde isim mu'yu ancak 1943 yılında Ankayapmış ve yaşadıgımız o kara ra'da Akba Kitabevi'nde tanımışgiiîılerin şiirini yaratmıştır. tım. Ufak tefek yapıh, gösterişAnavatanın düsman çizmelesiz ve çok mütevazi bir hali varriyle çiğnendiği mütareke yılladı. rında, kurtuluş savaşının o ölüm Birkaç defa da yine Ankara'da kalım zamarunda yurd içindeki Ankara Palas'ta Yahva Kemalin hicretleri, gurbet duygulannı, sofrasında karşılaştıktan sonra yurdumuzu baştan başa saran artık, aranuzda yaş farkı olmasıyaslı günleri, onun ardından gena raftmen, dost olmuştuk. Ke len savaşlan ve bu savaslarda şemalettin Kamu, bekârdı ve yal hit duşen kahraman vatan evlâtnız adamdı. Evkaf apartmanında larmı çok sıcak, çok içten gelen bir odada tek başına oturuyor mısralarla dile getiren şairimiz, ve tıpkı şu «Kimsesizlik» ndlı şitereddütsüz söylenebilir kl, hecelrlnde anlattıgı gibi yaşıyordu: yi en güzel kullanan ve yarattığı ahenkle bu vezni herkese sevdiTıllsr ki, bir kılıcun kapalı kınren şairlerin başında gelir. da, Kemalettin Kamu, az yazmış, Kitnsesizllk ddrt yanımda bir dıfakat öz yazmıştır. Şiirlerini bir v»r ribi; Murdaribim, bu dıvarın dış tara kıtap halinde toplamamış, ancak ölümünden sonra 1949 yılında fında Rıfat Necdet Evrimer, «KemaletŞefkatlne inandığun blri v»r gibi. tîn Kamu, hayatı, şahsiyeti ve şürleri» adlı bir kitap yayınlaSanıyornm saçlanmı ok«rayor bir mıştır. Kamu, ilk şiirlerini millî rr.ilKıptrdanuk istemiyor rSr kacadele yıllarmda 1921 de Dergah paklanm; dergisinde yayınlamış, daha sonTan odadan bir Itıee *es diyor raki şiirleri ise Varlık ve Oluş ribi «nü» dergilerinde görülmüştür. y e hakikat bırakıyor hülyamı T»Başta Zihni olmak üzere. birrua. çok şair yetiştirmiş olan Bayburt bu şairler zincirine, en son Goderimde ptnltısı b»kır bir ve en degerli bir halka olarak, tasın, tıpkı bir tabiat, bir bblge veraseKuiıfclınm komşulann »yak seti gibi Kemalettin Kamu'yu da sinde; ilâve etmiştir. Nitekim folklor Varsın yine bir yudiın su veren yönünden çok zengin olan bazı obnasın, Doğu lllerimizde yetisen halk oBaj ncumds bfri ban»: «Su rok» zanlarının bilinmez bir olusum desin de! ve çağlar boyunca sürüp gelen Kemalettin Kamu, 1901 de Bay etkilenmelerle saz ve söz hiinerburt'ta doğmuş, 6 mart 1948 de lerini devam ettirmeleri bir gerAnkarada ölmüştür. Şairimiz, îs çektir. Bu bakımdan, Kemalettin Katanbul Erkek Muallim Mektebi mu'yu her okuyuşumda, her düson smıfında iken Milli Mücadelenin başlaması üzerine 1920 de şünüşümde kökü Bayburt'ta bulunan bir şehir ozanınm sıcak, Ankara'ya gitmiş ve Anadolu Aiçten gelen ve bu toprağa Özgü Innsmda çahsmaya başlamıstır. nefeslerini duymuşumdur. Üç yü sonra tekrar Istanbul'a % disi idi. Gurbet 0 kadar acı Ki ne varsa içimde Hepsi bana yabancı, Hepsi başka biçimde. Eriyorum gitgide; Elveda her ümide. Gurbet benliğimi de Bitirmiş bir içimde. Ne arzum, ne emelim.. Yaralanmış bir elim Ben gurbette defeilim, Gurbet benim içimde. KEMALETTIN KAMU Çoban hicranlannı basar bağnna yayla, Kunı bir yaprak gibi kp.lbini eline al Diye hıçkırır kaval: Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun, Daima egeceksin başkalarına boyun; Hülyama karışmasın ne şelıir, ne de çar*ı iamaçlarda her akşam batan güneşe karşı Içan kusları düşün, geçen kcrvanları an. Mariemki kara bahtın adını koydu çoban Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden, Çıneırak seslerinin dağlara dediğinden Anlattı uzun uzun ijehrin uğultusundan usanmış ruhumıızun Yazoh: BAKI SUHA EDIBOGLU rarın ÜMİT YAŞAR OĞÜZCAN BÎ53EE5 12345 6 7 8 9 dürten» anlamuıa iki söz. 9 Kiühanbeyi (Fransızcadan alınma u lusiararası bir terim), büyük yer sarsıntılarmdan sonra toprakia vücuda gelen derin yarıklara ve rilen ad. YUKARIDAN AjAÛIYA: 1 İtalyanın eski ve dâhi besteci ve keman virtüozlarından bıri. 2 «puvar ilânmı renkli tıale getir!» anlamına iki sözlü bir emir. 3 Çevrilince Kur'anı baştan başa okuyup bitirme işıni taril eden sözdür, herhacgi bîr türü temsil eden nümune. 4 Ka ba insanların birbirlerine hitap ederlerken kullandıkları lâuba'i terimlerden, keyfi yerinde olaııların sık sık tekrar ettikleri bir söz. 5 Temizligi sevmiyenlerin içine battıkları, hafif süprünttller süpürge ile onun içine toplarur. 6 Herhangi yıl içinde onu havada görpnler o yıl çok seyahat ederler diye bir söz vardır. 1 Akdenizde son Ortadogu savası sırasında adı çok geçen oır liman, pot kıranların yaptıkları iş. 8 Tersi »kar ş 1 şıdakini kol larının arasma alıp bağrına bas!» anlamına bir emirdır, Rumca'da bir sayı. 9 Kahraman Mehmetcigin rü;hıılmacanın besi, İdare böhalledilmiş sckii lümlerimizden. İSTANBUL Acılıs. oroeram Günavdın I Kövt haberler Günavdın II Haberler ve hava durumu Istanbulda bueün İlânlar ve hafif müzik Hafil Batı müzîei Beraber ve solo sarkılar Caz müziei N.Altındae Tüfekciden türküler 09.15 Pivano soloları 09 30 Saz eserleri 09.40 Ev icin 10.00 Ara haberler 10.05 Fransadan müzik 10.20 İ Cavırlıdan sarkılar 10.40 Arkası varın 11.00 Sabah konseri 11.45 A. Karacandan sarkı)ar 12.00 Ara haberler. ilânlar 12.10 T. Karabuluttan türküler 12.25 Darvas ve arkadas'orı 12 40 R Sönmezocaktan 3»rkı\ar 13.00 Haberler ve R.G. de buaün 13.15 T.Yakarcelikten sarkılar 13.30 Reklâm oroeramları 14.00 Mavi Ipıklar Orkestrası 14.15 S. Göeüsten sarkılar 14.30 V. Ucaroâlu orkestrası 14.45 Y. Avhandan türküler 15.00 Ara haberler 15.05 Sarkılar 15.20 Radvo senfoni orkestrası 15.50 Lied saati 16.00 Okul radvosu 1700 Ara haberler 17.30 Köv odası 17.50 Reklâm Drosramlan 19.00 Haberler ve hava durumu 19.35 Saz eserlert 19 45 Nalmâ Tarihi 20 00 Türküler eecidi 20.20 Spor Gazetesi 20.30 T. Kormandan sarkılar 20 50 Havat ve kitaolar 21.00 24 saatin nlavları. ilânlar 21.10 Aktüalite ve soor 21.30 Plâklar arasında 22 00 Reklâm oroeramları 22.45 Haberler 2300 Ceşjtlemcler 23.55 Özetler. Droarsm İSTANBUL İL RADVOSU 18.59 Acılıs ve oroeram 17.00 piskotezimizden *** 17.30 Kücük konser 1800 Genclere müzit 18.30 Senfonik müzik 19.00 Hafif mü7İk 19 30 Aksam konseri 20.15 Genclerle beraber 21.00 Fransızca sarkılar 21.15 Sonat saati 21.45 Hafif müzik 22.00 Gece konseri 23.00 Caz müzlSi 23.30 Hafif Batı müzipi 01.00 Proeram ve kaDanıs 06.25 06.30 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.00 08.15 08.45 09.00 KEMALETTİN KAMU Gönlümüze, uzaktan uzağa, dağlar, bayırlar, yaylalar boyunca garip bir kaval sesi gibi yansıyan şu «Bingöl Çobanlan» adlı şiirini birlikte okuyahm: Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum, Bu daglann eskiden âşinasıdır 8oyum. Bekçileri gibiyiz ebenced buralann, Bu tenhs derelerin, bu v»hşi ka.valarln Görmediği fün voktnr sürüp peşinde bizi Her jün »ynı pınardan doldurup destimizi Kırlara açıhnz çınguaklarınuzla. Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, ytni, Kuzular bize söyler yıUaruı geçtigini. Arzu, başlarunızdan yıldızlar ribi yüksek; önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek, Dolaştınp durunu »ynı daüssılayı, Her adım uyandınr acı bir hâtırayı. Anatn bir ya» cecesi dofurmuş beni hurada. Bu çamlıkta söylemi? son sözlerini babam; Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda, «Suna» mın başka köye gelin gittiği akşam. Gün biter, sürü yatar ve sararan bit ayla, .. r. *• I : SOLDAN SAuA: 1 Yurdumuzda «Peri BacaUn» denilen acayip şekilli, ânzaları vücuda getirmiş toprak kag lıntılannın bulunduğu çevreye verilmiş olan ad (karma söz). 2 Caka satarak gezen kişiye böyle denüir, açıklık ve dağlık yer. 3 Son bestelenen şarkılarımızın birinde kendisine «Çal ve ağla» diye bağırılan musiki âletinin çoğui şekli. 4 Bir engelin üstünden geçmeği başaran, eskiden bir şeklin yüz ölçümünün bilinmesi için aranılan esas uzunluk ve enlilik miktarlarırun hepsine birden böyle denilirdi (eski usul çoğuli. 5 Ç"vrilince babaCÜNKÜ BULMACANfN sı gibi kendisi de kurnaz olana verüen sıfat belirir, tersi «kılıç»HALLEDİLMİS SEKLİ tır (eski terim). 6 Oğlu tsmaılt HALLEDİLECEK Vukandaki raUamlı bulmacada »akurban etmeğe kalkışan peygamdece 4 tane an«ılUat (ipucu) ve 8 taue sotıuç vardır. Bos kalan t* berin adının iki başı; bir emir. 7 «Eskiden adı «Kâtibi adil» o karenin içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam boyarak ve loplan kişinin makamını şeref.en lanm. çarpma. çıkartma, bölme işaretlenne dikkal ederek soldar» dir!» mânasına iki sözlü bir e sağa ve yukandan aşağıya bulmacada göstc;rilen sonılar, bulunuz. mir. 8 «Mülcemmel surette ttip BİTM vaktinizi alır ama, boş vaktinizi bosça geçirmi) olursunuz. W1LL1AM SAROYAN BİR OGLEDEH SOHRfl DURSUN K. DÜNYAM BİR GÖN Dişi oond MODESTV BLAISE nfT "ili'i AiJM... İLK SE. FEBİMDE BU KA Pıvı c vV v r D«^«f i OOAiA" ttlMOÛM İC&y b ISLB2 uevec M.V/A .,1 . t r T 1 < r i • * V. • 1? • • Ü f ŞıMDt P5" »»: £&% ıEıM^j • .^5 i ANKAR/, 06.25 06.30 07.00 07.05 07.30 07.45 06.00 08.10 08.40 09.00 09.20 09.35 09.55 10.00 11.00 11.05 11.25 11.55 12.00 12.15 12.30 13.00 13.15 13.30 14.00 14.15 14.35 14.55 15 0O 16 00 16.15 16.35 16.55 17.00 17.30 17.50 19.00 19.35 U •*/ £E£ıM . • • AETıSr MİSİMIZ: '•71 KLJ<L^MSI>*"Z SI'«C.. 1 1 Gorth 1 .?&»»•£•£. 3 Tiffany Jones 19.50 19.55 20.10 20.40 21.00 21.10 21.30 22.00 22.05 22.45 23.00 23.45 23 55 Açılış. procram Günavdın I Kftve haberler Günavdın II Haberler ve hava durumu Sabah müziĞİ Ankarada bueün Her telden V.Gürselden sarkılar Ev icin Sabah konseri Arkası varın Ara haberler. ilânlar Okul radvosu Hafif müzik K. Tanrıkuttan şarkılar Balete cagrı Ara haberler. ilânlar Ovun havaları Kıbrıs saati S Özbav ve Z. Taskentten sarkılar Haberler ve R.G. de bueün Hafif müzik Reklâm Drosramları A. Akkıhctan türküler Ali R. KöDrülüleroEİudan sarkılar Albümlerden secmeler Ara haberler ilânlar Okul radvosu M. Gecevatmazdan türküler Y. Kin'ten saTkılar Plâklar arasmda Ara haberler. ilânlar İncesaz Köv odası Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu K. Karasülevmanoâludan türküler Uvkudan önce Ciean müzifii Dinlevici isîekleri Küciik konser 24 saatin olavları. ilânlar CaSımızâ'a teknik eelismeler Kl^ik T. M. tonluluâu Hafif müzik TBMM saati Haberler Her hafta bir vorumcu Gece varısına doem Özetler. oroffram. Ölüm ve Teşekkür İ^l 25.1.!96S tarihinde ölümü ile bizleri unutulmaz acılar içinde bırskan kıymetli varhğımız Ziraat Yük. Mühendisi YAŞAR SÖKMEN'in Siitt Valiliginden 1 2 3 4 5 Kurtslan ilçesinde yapüacak 6 daireli Halk Konutu inşaatı 2490 sayılı kanun hükümierme göre kapalı 1 zar usulü ile eksiltmeye konulmuştur. İşin keşif bedeli 212.604,30 Uradır. EksiUme Siirt Bayındırhk Müdürlüğü odasında fi İhale Komisyonunda 19.2.1968 pazartesi günü saat 10.00 da yapılacaktır. Eksütme şartnamesi ve diğer evrak Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir. Eksiltmeye girebilmek için istekülerin: A (11.880,22) liralık geçici temiııatlnı, B 1968 yılına ait Ticaret Odası beîgesi, C Müracaat dilekçeleriyle birlikte vereeekleri eksütme çartnamesinde belirtilen ve usulüne göre hszırlanmiş olan plân ve teçhizat beyannamesi en az bu işin keşif bedelinin yarısı kadar bir iş başarmış ve kabulünü yapmış olduklarına dair belge eklemeleri v e buna göre Bayındırlık Müdürlüğünden alacaklan yeterlik belgelerini teklif mektuplan ile birlikte zaria koymaları lâzmidır. 6 îsteküler teklif mektuplannı 19.2.1%8 pazartesi gunü saat 9.00 a kadar makbuz karşılığtnda İhale Komisyonu Başkanliğına vereceklerdir. 7 Yeterlik belgesi alınması için son müracaat tarihi 16.2.1968 cuma günü mesaî saati sonurıa kadar. Telgrefls müracaat v e postada vâki gecikmeler kabul edilmez. Keyfiyet ilân olunur. (Basın: 10761/911) cenazesine bizzat iştirak eden akraba, dost, tst. Bölge 7iraî Mücadele Relsllği ve İst. ı. Bölge Karayollan mensuplarına; ayrıca telgrafla acımızı payla şan Tarım Bakanı sayın Bahri Dağdaş'a, diğer deslek arkadaşlarma ve akrabalara candan teşekkürlerimizi bir borç biliriz. SÖKMEN Ailesl Cumhuriyet 916 UoKtoı Up. Ziyaettin Maktav Kalsk Huran Hofa» Agıs, C'eoe Usrmlılti mBtehBMin Takslm Recepuas» Cad 6/1 lelefoo: 4 « M 1 • kart^lerimr." kızkardeîlerimv, bperri. Aostiarını ve knmsularırtı. yâni «erçekten yaşayan kışılerı konu ediniyordu. New York vardı, Amerıka vardı, bu• Evet, düşündüm. Siri hiç küçücük bir kıricen, tünüyle Yeni Dünya vardı o ramanda. Bence en iyi clokuz on yaşlarında falan; bazan yanma katıp birromanı oydu.» 7 likte gezmelere götürdüğü olur muydu?» «Adı neydi?' • •Tabii. O zaman dünya göziime cennet gibi gö• Şey galiba Ingilizcesi «Allahaısmarladık rünürdü.» Ghetto»ydu, onun gibi bir şey.Biz Polonya'dan göç müştük; Ghetto'dan, bilirsiniz herhalde. Aynca •Öyle mi, gerçekten mi?» ÎJew Yorktakı bütün Yahudiler de Avrupa'nın çe«Gerçekten. Siz beni gençten sanıyorsunuz ya. şitli yerleıinden göçmüşlerdir. Bunların arasmda Rodeğilim. İyice yaşlıyım bea. Yirmi beş yıl oldu evmanya'nın Bükreş şehrinden göçen bir genç de vardı, leneli. îki oğlum evlendiler bile, şimdi iki torunurn yazar olmak istiyordu. Sonunda muradına erdi de. var. En büyük kızım da bu yakınlarda nişanlandı. Tanıyacaksımz onu, birkaç eseri ingüizceye çevrildi. En ufakları yeni yeni delikanlılarla ilgileniyor. HâAdı Gyorgi Gloschmann.» tıralar dünyasmda bazı bazı babamla el e!e gezın•Tanıyorum. evet.» tilere ç;ktığım olur benim de. Ender rastlanır bir • Gloschmann, New York'a gelir gelmez ilk 15 ola adamdı babam: buna inanmışımdır, belki de büyük rak babamı arayıp buldu. New York'ta da aşağı yuka adamdı. Ama hiç şüphesiz biraz kaçıktı.» ri bir iki yıl kaldı. Sessiz, kendi halinde bir gençti. Kadın bunlan dedi, güldü. Tıpkı genç kızlar gi Babamın bütün yazdıklaruıı okumuştu, biliyorbi bir gülüşle. Araya uzattığı içki şişesîyle Zak gir du. Akh fikri, babam gibi bir yazar olmaktı. Bize sık di, karşıdan karşıya •nasılsın, n'oluyor?» gibilerden sık gelirdi. Her gelişinde, annem, «Çalışıyor, yazıyor» sordu Yep'e. Yep de «lyiyim, kaygılanma» yollu derdi. «Rahatsız etmemek gerek onu. Siz oturun, bit başını salladı. fincan çay içedurun. o arada yazısını bitirir, gelir. • Demek kaçık sayıyorsun onu.» dedi, kadına. Sızi görünce sevınecektir» Gerçekten de öyleydi. Ba• En ufak bir şüphem yok bundan. Annemiri' 'dıbam, Gloschmann'ı severdi. öğleden sonra saat dörtşmda herhangi bir başka kadmla evlenmiş olsaydl, le beş arasmda bir konuşmaya otururlar, taa gece babama dünya zindan olurdu. eminim. Ray Dale, yarılarına kadar sürdürürlerdi. Sonunda, deiikanlı masanıza varıp geldiğinde siz yalnız kalmak istiyorkalkar, gitmeye davranır; «İzniniz olursa yine gelmek dunuz; ama yine de aramızda katılacağınızı biliisterim» derdi. Bir gün babam, en sıcak, en tath sesiy yordum. Tatlı bir delikanhdır Ray, fakat gerçekle ona: »Delikanhrn,» dedi. «Sahiden bir yazar olmayı te yazar falan değil. Üstelik sürüyle var onun gibikafanıza koymuşsanız. bir daha gelmeyin buraya, hiç lerinden. Masamıza geleceğinizi biliyordum dedim, gelmeyin. Sizinle sokakta bile karşılaşsak, yanıma çünkü birçok defalar babamda da ayni şeyleri görsokulup benimle, zinhar, konuşmayın. Benim gibi rr.üştüm. Hep «Yalnız serüe ben, küçük kızım. Önyapm, selâm verin başınızla, gülümseyin yeter bu ka ce şöyle bir yürürüz ikimiz, dünyayı bir seyir gedan. Siz de yazı yazmaya başlarsanız artık birbiriçeriz. Sonra bir güzef lokanta bulur, otururuz Yalmiz için iki dost olmaktan çıkıp onurlu iki düşman nız senle ikimiz ama. En güzel yiyeceklerden yer, olacağız karşılıklı. Ama dediğim gibi, yazar olmaya içeriz birlikte.» derdi. Fakat tam otururduk ki, hiç pek niyeüniz yoksa, canımzın çektiği zaman gelin, tanımadığımız birileri gelir, babama son kitabını evimiz size açıktır.» okuduğunu; çok beyendiğinl. izin verirse kendisini Gloschmann. müthiş şaşalamıştı. Babam aldı, ka karısına ve çocuklanna tanıştırmak istediğini söypıya kadar götürdü, evden çıktılar; babam sokağın kö lerdi. Çok geçmeden de bir kuru kalabahk çevreşesine kadar uğurladı onu. Aradan yıllar geçti. Günmizi sarıverirdi. Babam içer, konuşur, hikâyeler an leıden bir gün babam, anneme: «Gazetelerde Gloschlatırdı. Bence en güzel hikâyeleri yazmadıklarıdır mann adına rastladın mı hiç?» diye sordu. Annem, onun. Hep de yabancılara anlatırdı onları. Saatler «Gloschmann mı, 0 da kim?» dedi babama. »Hani caEaatleri izler, içilir, yenir; hikâyeler anlatılırdı. Sonım Bükreş'ten gelen bir deiikanlı vardı, bize konuk nunda babam, bir parça sarhoş olur, eiimden tutar, gelirdi de saatlerce konuşurduk onunla, yazarlık mes millete Aüaha ısmarladık der ve çekip giderdik. «Ah leği üzerine ne biliyorsam hepsini öğretmiştim. Sonbenim küçük kızım, bu değildi seninle yapmak istedi ra bir daha gelmez olmuştu. Ciddiydi de bu işte. Onu ğimiz şey. Ama oldu bir kere işte. Yazdıklarımı okusoruyorum. acaba nerelerde yazıları çıkıyor, yazıyor muşlar, beyenmişler. Beni istediler, çağırdılar. Gitmu birşeyler?' memek olmazdı, buna zonınluydum. Sonra bir yazar, Bükreş'li deükanlıdan öylesine çok söz edilir olhayatta daha başka ne isteyebiiir? Hayır diyemezdu ki. âdeta aüemizin görünmez bir üyesi durumuna dim ki. Diyebilir miydim? Biliyorum, senin için hiç geldi, yıldan yıla böylece sürüp gitti bu. Bir gün vâde eğlenceli olmadı bu: ama burnu büyük baban içinde yetti ve •Daily For\vard>da Gyorgi Gloschmann di hepsi» derdi. Çocuklannız var mı sızm de bay imzalı bir küçük hikâye yayınlandı. Hikâye, müthig Museat?» bir şekilde babamın yazdıklarının taklidiydi. Ama babam oralı bile değildi: «İşte, sonunda oldu.» dedi. Yep kadına Van'le Rosey'den uzun uzun söz «Evet, evet tamam. Çok mut!uyum.» Yine yıllar geçetti, sonra: ti, bu arada Gloschmann, ansızın ünlü ve büyük bir «Babanız hakkında daha başka şeyler anlatma yazar oidu çıktı. Hikâyeleri birbirini izledı, fakat nızı isterdim.» dedi. «Yok hayır zaten gereğinden hepsi babamın etkisindeydi, kopyasıydı yazdıklarınm. çok gevezelik ettim.» Ama taklit edılmeyen. etkilenilmeyen ne var ki? Üs«Ya anneniz. o nasıl bir insandı?» teiik babam artık yaşlanmıştı da. Eskisi gibi sık yazKadın yeniden güldü. Beriki kadehini doldurmıyordu. Yazdığı zaman da son derece bağışlayın du, içti. beni olağanüstüydü. Şimdi aydın çevreler Gloschmann'ı çok tutuyorlar, romanını bir şaheser sayıyor«Asıl ben annenizden söz etmenizi isteyeceğim lar. Annem hep gülerdi bunlara. Derken Gloschsizden ..» dedi. «Herhalde sizinle övünüyordur demann'ın o göklere çıkarılan romanı kitap biçimındo ğil mi?» yayınlandı New York'taki Yahudileri sözkonusu «Başka da birşey yaptığı yoktu zaten.» ediyordu .Yiddish dilindeydi. tabii, bu büyük biı T «Yazdıklarınızı okuj or muydu?» olay oldu, herkes okudu romanı. Annem bile. Ben de aldım okudum. Tıpkı «Allahaısmarladık Ghetto» •Kitap halinde çıkmış bütün yazdıklarımı. Kinun kopyasıydı ki babamın romanı on onbir yıl öntaplara bayılırdı. N'olur, biraz daha aniatın babanızı.» cesinde yayınlanmıştı üsteiik kötü mü kötüydü. Gloschmann, adını «Selâm Sana Cennet» koymuştu. «Size bir küçük hikâye anlatayım en iyisi..» deAnnem okuyup bitirince hiç ses etmedi. biürdikıen di kadın. «Beni her zaman eğlendirmiştir bu. Sonsonra da ate?e atıp yaktı. Bir gün, alış verişe çıktıra da başkalanndan konuşuruz biraz da, ne dersiğında Gioschmann'la karşıiaşmış. Aradan bunca yıl niz?» geçmesine karşılık. tanımış. Oysa Gloschmann kılık «Başkalarından konuşmayı pek sevmem ben. On kıyafetini değiştirmişmiş: Başında bir bere. boynunüç on dört yaşlannda falandım, babanızın ilk hikâ da bir atkı, ayakiarında getrier, elinde bir baston. elyesini okudum. Daha sonraki yülarda çeşitli antolo divenler falan filan. Durum. herşeyi açıklıyormuş ya jilerde de yazdıklarını âdeta tutkuyla okudumdu. nı. Annem, elinde kocaman paketlerle dükkândan çık Bu, ah şu hikâyeyi keşke ben yazmış olsaydun tut mış, yoluna durmuş; «O günden bugüne kadar birşey kusuydu tabii.» ler yazabildiniz mi bari?» diye sormuş Gloschmann'a. Kadın: Beriki âdets çarpılmış. Düşünün ki bütün dünya adamın yazdığını bir şaheser diye kabullenmiş ve alkrj «Bir yazarın karısı olarak göründügü kadar ko tu.tmuşken, birileri kalkıp «ize «birşeyler yazabildiniı lay değildir» dedi. «Annem bunun farkmdaydı. mi baıi?. diye soruyor. N'otmazsınız deâil mi? Hık New York'a iik geldiğimiz günlerde. babamm haymık edecek olmuş ama, annem dinlem»Hpn 'yü"imüş li H7'in biı rnmanı «Daily r':twarfi» çazotesinde tefSiliiiijj. (Arkasi var) rika edildı. Bu rdnıanında kendinı, anııenıi, erkek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle