Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT 15 Ocak 1968 CKVIHUKIYKT Bambaşka dil ile telkin edilen güzellikler Hava, iyiden İyiye kararnuştı. Bastonuna dayanarak avağa kalktı. Bana tekrar elini öptürdü o zamanlar tramvaya binebildiği için ağır adımlarla a • laca karanlıkta Fatih • Harbiye tramvayına bindi ve Parkoteli'iq yolunu tuttu. Bu ilk buluşmadan sonra haftada bir bazan onbeş gün veya ayda bir Parkotel'de veyahut eski Tarabya Otelinde Yahya Kemalle karşılaştı ğımız oluyordu. Bu karşılaşmalarda çoğunlukla yanında Ahmet Ham di Tanpınar'ı, Prof. Vehbi Eralp'i, Salim Rıza'yı buluyordnm. Ben bu toplantı ve buluşmaların en genci olarak Yahya Kemal'in tâbiri ile GOzel konuşan ve sohbeline doyulmaz Şair bir eleve bir talebe gibi oturuyor, sadece konuşulanları dinliyor dum. Gerçi isimlerini »aydığım di ğer dostlanmın da gerek oturuş âdabı, gerekse söze karışma bakımından benden pek farkları yoktu. Yahya Kemal'in müsaadesi olduğu nisbette en çok Ahmet Hamdi Tanpınar, daha sonra Vehbi Eralp konusuyor, ara sıra Salim Rıza baskalarının değil sadece Yahya Kemal'in şiirlerini okuyordu. Üstad kendi şiirlerini en iyi okUyanlar arasında başta Salim Rı za'yı kabul ediyordu. Edebiyat ve Musiki sohbetlerinin dışmda, Yahya Kemal sırası düşsün düsmesin daimî surette devletten ve hükumet adamlarmdan kuşkulanır bâzı ortadan, bazan da kulaklanmıza eğilerek: «Benim için ne düsünüyorlar, benim için ne diyorlar?» Diye vehimlerle dolu sualler sormustur. «5. YILDÖNÜMÜNDE KENDİSİM SEVENLERÎ SELÂMUÎOR CENAZESt BİNLERCE ELLN ÜSTÜNDE tün devlerini biliyor, tanıyor, sevi yor, Batının büyük musiki ustalarını dinlemese bile onlan yaptıkları işin büyüklük ve derinliğini anlayan ve bilen bir dille savunuyordu. Kendisi, Cumhuriyet'i kuranlarla birlikte çahşmıştır. Sonra Millî Mii cadele Yıllannda yazdıklanm okumayan cahiller hep böyle konusurlar... Bereket versin ki üstad'» komünist demiyorlar... Diyince Yahya Kemal ağlamakl» gülmek arası garip kahkahalarından birini koyuverdi. Ve arkasından uzun uzun öksürdü. Biraz cv velki soğuk hava kaybolmuş, kadehler tekrar doldurulup boşaltılmıştı. de, onunla birlikte geçen günlerin anılannı dile getirmekten ibaret olan bu yazı serisinde söz ister istemez bu alana döküldü. Yahya K« mal'in sanat ve fikir hayatını böyle birkaç cümle ile ifade etmeye hig şüphesiz imkân yoktur. Demek isterim ki biz Yahya Kemal'in etrafında kişiliklerini bir yana bırakıp sadece öğrenmek ve zevk almak için toplanırdık. Sıfat ve hüviyetleri ne olursa olsun hemen herkes onun vanında birer numara idi. **• ~, Yahya Kemal yaşayanları değil ölüleri ve unutulmuşları severdi dik. Üstad ekseriyetîe yaşıyanlan değil. ölüleri, yahut unutulmuş olanları beğenirdi. Meselâ NailiiKadim, Taşlıcalı Yahya, Nedim v.b. Peki bu kadar insan, edip, şair, düşünür kendi fikirlerimizi açık se çik, dobra dobra söyleyemeden, tar tışamadan onun etrafında birer figüran gibi neye otururduk? Neye vakit vakit onu otelinde zlyaret eder, beraber kadeh yudumlardık. Hiç şüphesiz Yahya Kemal herşeyden evvel çok güzel konuşan, sohbetine doyum olmaz bir insandı. Sanattan. edebiyattan, tarihten, musikiden çok iyi anlıyor, kaba güzellikler yanında gizli ve derin güzellikleri bambaşka bir dil ve eda ile telkin etmesini biliyordu. Şarkla Garbı yakından tanıyor, her iki medeniyetin güzel sanatlarındaki özeilik ve yaratıcılıklannı, nerelerden gelip nerelere gittiklerini bi liyor, daha doğrusu seziyor, düsünüyor ve terkîb edebiliyordu. Zevk te bir yönü ile imparatorluk mima risinden başlayarak Selçukileri ve ondan sonraki çajtlan, jiirde beyit'i, musikide sözsüz besteyi esas tutan bir Osmanlı idi. Başka bir yö nü ile de Fransu Edebiyatının bü İmparatorluk şair • /' '/ li SANAT ÜSTÜNE HASTALlGl SIRASINDA Bir gün içimizden biri içki sofrasında cesaretlenerek: Vallahi üstadım sizin için imparatorluk şairi, fazla Osmanlı diyorlar, diyecek oldu. Bir baktım Yahya Kemal'in yüzü evvelâ kızardı, sonra sarardı. Neşesi bir balon gibi söndü, esnemeye başladı. Bir anda esen bu soğuk havayı düzeltmek üzere rahmetli Ahmet Hamdi: İçimizde Yahya Kemal Bey ka dar Gazi'yi seven az insan vardır. Sanat kişiliği Amacı, Yahya Kemal'in fikir ve sanat kişiliğini incelemekten ziya ı rA'laİA|rlwU|ı.|£|r!ç|£İtİ£İar7 Bir figüran gibi Yahya Kemal'in masasında başka sını medhetmekten hepimizi alıko yan bir hava eserdi. Ancak o medheder, beğenirse biz de tasdik eder nnran aaua aanana [TTWTTTMT AİKİfti j n ıol/' HH aaan an aci no an aa azusa TAHTA KEMAL 194» MODESTY BLAISE Ç CLDUgUMeU SDCuBİUİBVlİVİM? «»ETBKlliŞjz A M[T|f |MBYB|S| Yarın | BAFTAL1K BIILMACAN1N Ömer Bedrettin Uşnklıgil BULMACA İSTANBUL Acılıs. t>rogram Günavdın I Köve haberler Günavdın II Haberler ve hava durumu Istanbulda bueün llânlar ve hafif müzik Hafif Batı müzifii Saz ««trlrri ve M. Mukadderden sarkılar 08.45 Carli Rahci orkestraıı 09.00 Türküler 09 15 Keman soloları 09.30 Ovun havaları 09 40 Ev icln 1000 Ara haberler 10.05 Tareolar 10.20 Sarkılar 10.40 Arkası varın ' ıı.oo Sabah konscri 11.45 Sarkılar: P. Kövenç 120O Ara haberler. llânlar 12.10 Ttirkfiler: N. Camlıda» 1225 Hafif müzlk 12.40 Sarkılar: R. Erten 1300 Haberlrr. R.G. de bu(Un 13.15 Saz eserleri 13.30 Reklâm Droeramları 14.00 I.Fevman orkestrasl 14.15 Sarkılar: A.Ksrsean 14.30 N'.Kovutürk orkestrasl 1445 Türkültr: M.Türine i5.no Ara haberler 15.05 S»rkılar: A. R. KdurülülerM.25 O«.3O 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 0S.00 06.15 İ 4 6 1 1 23 4 5678 9 13 Tifffony TIFFANY JONES Jones si 3i îV>* S S?$ s »İ \t s \1 \ m l i? i Knnser saati Okul radvosu . I7.nn Ara haberler I7.ns K^rma fasll I7.r»n Köv odası 17.50 ReklAm oroffnrmlari 1O.00 Haber!«r ve hava durumu 10 35 Ovrın havaları 19.4ü Sinat dünvanuz 20.0(1 Bu tonra*m SPSÎ 20.15 Ynrd'imuzım eölleH YnrdMmu^'n ırro?kları ?n 30 ç^^V.'ar: Göniil Akkor ?o.so TBMM de *?e<*en ha*ta 2i.on 24 >:qs«itı oTavları. ilânlar 21.10 v,tif B«tı mii7ia J1.3S K15<;iv Tiirk M. koro«u r>.no F^klâT>i Droaramlan ?^ 4*ı ^ph^rler OT fHl P«"dvo konserleriml? 15.20 lfiOO 24.00 1B.51; 17.S0 SAĞA: 1 İstanbulda toprak altındaki su Uzerinde sandalla gezilen semtin adı Ocarma söz). 2 «Kendine yardım edecek İnsan bulmaya çalışman aniamına iki r öz. 3 Bir edat, devamlı gara» hesleme hali. 4 Orta derecede sıcaklaşan, bir soru edatı. 5 Tersi «hürmete değer» mân»v sına bir yeni terimdir, bir harîin okunusu. 6 «Ötekinden başka bir yere koy şu gösterdigim *•yi!» karşılığı iki sözlü bir emir. 7 «Girilmesl ve kullanılma« engellenmiş saha ve meydan» aniamına iki söz. 8 «İki taral ortastnda meydana çıkmış anlasmazlığı gidermeye çalışıcı» mâna sına iki söz. 9 Rahmetli yazar «Ercümenn Ekrem» in toyadı, kokulu bir otun dörtte ilU ikisi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 «Çıplak durumdakl yürü 9 SOLDAN l İ U 11 1 r ••*•• • 1 •iie vasıtasıı» mânasına iki söz. 2 «CUveli sevgili» mânasına iki söz. 3 «O anzarotu para karşılığı elden çıkar!» aniamına iki sözlü bir emir. 4 «Tehlikesi ve bozukluğu bulunmıyan dört teker lekli motörlü veya atlı taşıma vasıtası» karşılığı iki söz. 5 «Yanıma çok yaklaş!» aniamına ' i sözlü bir emir. 6 Güzel sanat, çerrilince kaba lnsanlartn birbirlerjıjçt,hi^af) ederlerken kullandıklan söz belttir. 7 Şen l lik gunlerinde caddelere ve so» 73456789 kaklara kurulan lardan, çok ya1 o f f> / pışkan ve cıvık insanlara böyle tr denilir. 8 Mu hammet Peygam berin annesi, ısv"* tırap ve üzüntU. 9 Kokulu bir bıılmacanın hallcdilmis « k l i ot. «aklından çı EvveUM jtUnktt kar!» mânasına bir emir. Evrelki günkti bulmacanın halledilmig şekU NASTL HA1İ.EDİLECEK Yukarıdaki rakamlı bulmacada •»docs 4 tane anabtat (ipueu) ve 8 tnne soouç vardır laauu çarpma. çıkartma, Mğa bölme işarctlerme dikkaı Boş kalan ' 2 ederek «oldaa oJıırsunus. harenin içine 1 deo 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve topve yukandan aşağıya bulmara<la gösierilen sonuçlan bniuuuz. Biıaz vaktinizi alır ama, bos vaktioizi bo^ça geçirnyş n.no 1Q.«n 10 311 20.1 S I8.no l«3n Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir ve HidroğraH Dairesi Baştanlı&ından bfldirflnıiştir: DENtZCİLERE VE HAVACILABA 3 SAYIL1 BİLDİRİ 22 üâ 26 Ocak 1963 tBrihlerinde 09.00 Ue 17.00 saatlerl arasında aşağıdaki noktaîan blrleşttren saha lçinde sejrretme, demirleme, avUuıma, dalma, sualtı seyrl ve bu sahanın 1000 metreye kadar olan yüksekligi can ve mal emniyeü bakamırıdan tehllkelidir. RARAOENtZ İSTANBÜL BOĞAZ1 GtRİŞt 1 n d nokta: Enlemj 41 derece 13 dakika kuzey, boyiamı 29 derece 09 dakika doğu olan E. 4958 No lu ANADüLD feneri. 2 nci nokta: Enieml 41 derece 27 dakika kuzey boylam» 29 derece 15 dakika dogu 3 ncü nokta: Enlemı 41 derec© 22 dakika kuzey boyiamı 29 derece 29 dakika dogu l ncü nokta: Enlemi 41 derece 11 dakika fcuıey boylamj 29 derece 29 dakika dogu. DENtZCİLERE VE HAVAC1LARA ÖNEMLE DÜYTJRULÜR. ( B « n n : 10249/450) Sosyal Sigortalar Kurumu İstanbul Hasfanesi Bashekimliğinden: 1 Hastanemizin bir jnllık Öıtiyacı olan 18 kalem kuru gıda maddeleri şartnameleri esaslan dahilinde kapalı zarf usulü ile satın almacaktır. 2 Bu işin ihalesi 30 Oc?k 1968 salı günü saat 14.30 da Samatya'daki hastanemia Satınalma Komiâyonun8a yapılacak olup, buna ait şartaameler Konıisyonumuzdan ücretsiz olarak temin edilebilir. 3 İhaleye iştirak etmek istiyenlerin hazrrlıyacaklan kapalı zarflarını ihaleden bir ssst öncesine kadar Komii yonumura vermeleri veya bu saatten 6nce Komisyonda olmak üzere posta Ue göndermeleri şarttır. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. 4 Kurumumuz hastaned ihaleyi yaprp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın: 10256/451) 2i .nn 21.30 ?rnn r>.i5 ?aoo TST\NBl'L TL RADYOSU Acılıs. nroeram PMn lcln K'ic*<k knn^er PccîtH rnüzîk Cnr,f on i)ç n>'i7İlt Hsfir miizfk Ak«nm korserl Cttrnc]rr\e bcrflb«r TtaİTad^n miızik Kor.certPİar flean melcrtilerl Oece Vo"«»ri W1LL1AM SAROYAN DÜNYADABİR GÜN Çevıren: T A R I K D U R S U N K. 23.30 Hafrf Batı miiziSI 01.00 Proeram ve kaoanıs A N K AR A Acılıs. Droeram Günavdın (1^ Köve haberler Günavdın (2) Haberler ve hava durumu Sabah mttılU Ankarada bueüı Her telden Türküler eecidl Ev İCİR Erbaa Belediye Başkanlığından: 1 Alacabal mahallesi içmesuyu taşaatı 82.S01.40 lira muhammen bedel üzerinden 2490 sayılı kanunun 31. inci maddesi gereğince kapalı zarf usulfl Ue 20 Şubat 1968 salı günü saat 15.00 de Belediyede Rîctfmen htızurunda üıale edilecektir. Geçici teminat 5380,07 hrad». 2 İhaleye iştirak edeceklerin temînat makbuz veya mektuplannı 1968 yılı Ticaret Odası vizesini havi vesikasını, tller Bankası Samsun 6. Bölge Müdürlüğünden alacakları yeterlik belgesini teklif mektuplanna eklemeleri şartttr. Postada vâki gecikmeler kabul ednmez. Teklif mektuplan n m ihaleden bir saat evveline kadar makbuz mukabili Komisyon Başkanlığına verilmesl şarttu. 3 Bu lşe ait şartnamo ve Projeler Belediye Fen Dalrnbıda Y* İU«r Banka* 6. BÖİM MüdttrlOJHhKU. görül#bülr. (Basın: 28351/454) MUHENDISLER ARANIYOR Çeşitll sınai yaünm projelerinin hazırlanması ve tahakkuku lafhalaniKİa veya idaresinde istihdam edilmek üzere bu konuJard» UZUB Teerübe Sahibi tngilte» Teya Almancayı iyi bilen mühendisler aranmaktadır. Memlekette ön görülen mühiro sınal mevzularmdan tahakkuku mümkün projeye sahip ehil mühendisler Urcih edilecek v« banlarm meydana getirilmeal hallnde tataünkâr ücretten başka aynca prim de ödenecektir. . . „ Alakalılarm MEHMET KAVALA M O l S S H B J B U : ! » « * H«0 Karaköy/lstanbul. (tinoıllk : «M/437> Sabah konseri Arkası vartn Ara nıberler ilânlaf Okul radvosu Hafif müzik A.Zeneerden sarkılar Konser saati Ara haberler. Dânl»r S. Uveundan türküler Kıbrıs saat) Beraber ve solo sarkılar Haberler ve R.G.de buEun Hafif müzlk Reklâın Droeramları Y.Alodogandan türküler H.Gökmenden sarkılar Albumlerdtn KCTneler Ara haberler. llânlar Okul radvosu N.InnaDtan türküler S.Özdensetten urkılar Plâlar arasında Ara haberler. üânlar Yurttan sesler Reklam Droeramlan Haberler ve hava durumu T.KarabuIuttan türküler Uvkudan önce Birlikte dUsuneUm y.Özelden sarkılar TanıdıSım meshurlar Hafif müzlk 24 saatln olavları Mlkrofonda tlvatro TBMM saat! Hkbcrlar v« hava durumu Ooer» albümunden Gecc varııına dotnı Kacanıs. Köv odan «Armağan falan istemem babacı'm.» •Sana gerçekten istediğin ne vsrsa onu alacagım armağan olarak. Neyse o, su bir iki gün iginde keşfederiz seninle.» • Bana armağan almak için para hareamanı istemiyorum.» «Zararı yok, olsun.» Yemek, koyun budu haşlama, kızarmıı petates, yeşil salata, kırmızı sarap, dondurma. bir de üzerine kahveden ibaretti. Saat yedibuçuk sularında, Laura, proğram öncesinde ıvır zıvır gösterilirken tiyatroda olmak için bir taksi tuttu, öyle gitti. Yeple çocuklar yemek odasuıdan televizyonun olduğu küçük odaya geçtiler, televizyon seyrettiler bir süre. Jenny Mac Dougal da mutfaktaki işlerini bitirdikten sonra onlara katıldi En sevdigi programı, bir kızılderili ile evlâthğs aldığı bir beyazm serüvenlerini hep birlikte oturup izlediler. Dokuza gelince kızını kueakladı, oğluyla sarıjtılar, evden aynldı, yürüye yürüye oteline döndü. «Hepsi iyiler. Çocuklar iyi, anneleri de. Herşey tıkırmda.» Yoldayken içinde bir tükeniklik, bir boşalma duygusa duydu. En iyisi, dedi kendi kendine, Plaza'daki «Oak Room'a gidip oturmak, bir üd birşey içmek. Ama orda da çok kalmadı, çabucak birşey içti, hemen çıktı. Ne otunıculardan, ne da içicilerden değildi. Caddede durdu, nereye gideceğini kestiremedi bir türlü. Saat dokuzda da gidip kafayı vurup yatacak mıydı yani? Otele döndüğünde telefonla bir arandı haberini verdiler. «Zak aradı. Lutfen Plaza'da kendisini arayın.» 1935 lerde bir sıcak Ağustos günu, Avnıpa gezislnden «Great Northern'e dönfişünde odası beşinci katta küçücük bir odaydı tam bavullarını açıyordu ki, birüerinin bağıra çağlra «La Donna 6 Moblle» diye bir şarkı tutturduğunu duymustu. Pencereye gitmis, açmış, yan beline kadar sarkıp dinlemiş, «Zak, sen misin o?» diye bağırmıştı sonra Derken şarkı ansızın kesilivermişti, avluya bakan karsı odalardan birinln penceresi açılmıs, Zak görOnrnOstfl: «Sen de bizbn Koca Burun muaun yoksa. ha? Geliyorum yukanya, jimdl.» Yirmi yıl öncesiydi bu, yirmi yıl sonra Zak yin« Otelden onu aradı: • Bar bölümünde seni bekliyorum Zak. Atla gel.» On dakifcaya varmadan Zak, yuvarlanırcasına bardan içeri girdi. Kısa boylu. en pahalısından giyinip kuşanan, çantasından da bir takım taş parçacıklarını eksık etmeyen bir adamdı. Uranium onlar oğlum, uranium dedi. Utah'ın yalnız Utah'ın mı dünyanın en büyük uranium şirketi «The Jean Valjean l'ranium ŞirUetU ne aitti. Şirketin bÜToları Salt Lake City'deydi. Zak. New Yoık'a şirketin bazı işlerini düzene koymak için atlamış uçağa. gelmişti. Hale yola koyar koymaz yine atladığı gibi uçağa; Salt Lake'e, madenlerine dönecekti. Yine eskisi gibi, ne cigara, ne içki ağzına koymüyordu. «Yakın bir gelecekte, göreceksin müthiş zengin bir adam olacağım» dedi Zak. «Sen benim bu dediğime iyi ku!ak ver Koca Burun, anladın mı?. Zak, onu çocukken birbirlerine taktıkları adlarla çağıran beş on kişiden biriydi, hâlâ öyle anıyordu; şimdi bile. •Yaşlanıyoruz. lyice hem de. Bundan sonra n'aparsak çocuklarımızadır artık • • Benim de bütün çabam onlara Zak. Çok değil, ıkı tane yaînızca. hep onlar için didinip duruyorum.» Plaıa'davdı demek. •Benimkiler de fazla değil,» dedi Zak. «Evlendiğimde karımın birinci kocasından olma iki yetişkin oğlu vardı. iki de bizimkinden oldu. İki evlilik, her seferinde de ikişer çocuk. Bir kere iki iki, iki kere iki dört.» «Broad\vay'e doğru jKirüyelim mi, ister misinT Hani eskiden hep yürürdük.» •Tabii ya, hadi.» Broadway'den Kırklkincl Caddeye kadar ytirildüler Zak; yirmi yıldanberi haç sözünü etmedıkleri bir sürü şey anlattı durdu «Şenlen ikimiz mahallede tek candan iki arkadaştık. tıatırlıyor musun? Sonra kalktık Frçsno'dan New York'a geldik. Btl'ün eşimiz dostumuz deli dedılerdi ikimiz için. ama öir dp oak durumumuza şîmdi. nası! adamlar olduk ikimiz u3. N'aparsam yapayım operaya giremiyeceğimi pekâlâ biliyordum. ama bir günden bir ştüne yılmadım. Bugün hâlâ sesim iyi, bung karşılık. şarkı söyleyemeyeceğlmi İyiden iyiye biliyorum Ba» şaramadım bunu, ama Fresno'da kök salıp ana» mın bal kaymak yemeklerinin de tutsağı olmadım ya. (Arkası var)