Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
?\11İFF CÖPvT 23 Evlul 1967 limce denebileeek kadar büyük bir fedak&rlığa çağırmaktı. Rornen ulusunun son yirmi ıki yıl lık acılan da, başarılan da ijte bu zorunluğun ışığında değerlendirilmek gerekir. Bu yirmi iki yılı iki ddneme ayır mak doğru olur gerçekleri daha iyi gorebilmek içın. Ayrılık kesin ve devrimsel bir karakter taşıdığı için tam tarihini saptamak biraz güçtur. Ama 1960 sıralarına kadarkı yıl larla o tarihten bu yan&ki donem arasında bir temel değişıklik gonıl mektedir. Romanyamn siyasal ve ekonomik gidisinde. Romanya İkinci Dünya Savasma, bütün öteki küçük uluslar gibi. 1940 tonbaharmda, Almanlann ezici bas kısı ve diktası altında istemiye iste miye onlann safında girmişti. 23 ağustos 1944 te Romen Halk Cephesi hareketi tarafindan Bükreş fasist hükumetinin bütün üyelerinin tevkifinden sonra, saf değijtirip bu <:efer de silâhlannı zoraki müttefi ğine çevirmis ve mütarekenin ilânı na kadar bu sefer de Sovyetlerio saflarında Almanlara karjı çarpi}mıştır. Savaş bittiği 2aman Romanya, Hitler ordularının isgalinden lcurtulmu? fakat Stalin ordulannın işgall altına girmısti. O tarihten 1tlbaren yakın zamanlara kadar bu memlekette geçen olaylar daha çok Moskova hükumetinin em ri ve baskısı altında gelismiştir. Bu arada Romanya, Varsova Pak tı içine ahnmış ve dagıtüan Komintem'in yerine kurulan Komekon'a Uye yapılmıstır. Yenl kurulan sosyallst ekonoml birlifi içinde Romanyamn büyük bir handikapı vardır. Romanya, ekonomik yapısı bakımından bu bırliğin, Bulgaristanla birlikte, endüstri alanında en geri kalmış olanıydı. Oldukça hulı bir en dustrileşme çabasmdan sonra, 1960 sonunda (Alman ve Çek istaüstlklerine göre) Romanyada 8 3 nüfusa bır işçi düşüyordu. Ay nı toplulugun üyelerinden Do£u Almanyada bu oran 2^ de bir, Sovj'etler Birliğinde 4.4 de bir, Po lonyada 4.1 de birdi. Endüstri üretimi ise Doğu Almanjada 100 itibar edilirse Çekoslovakyada 110, Romanyada ise yalnız 36 yı buluyordu. Romanya komsulannın ve isbirligi yaptığı uluslarm seviyesine erisebilmek için endüstri alanında daha çok yol almak zorunda bulunuyordu az geUşmislik ten kurtulmak için. Oysa kl Sovyet uzmanlarının egemenligi altındaki Komekon'da her Uye Ulkenin kendi ekonomik yapısı içinde miUlyetçi bir görüsle bağımsızlıga gitmesl değU, Romaııgra bre yol Sadece acele görup geçılmiş gozlerle yetmmek de. bunun tersine, valnız şu ya da bu eğıhmde makaîe ve kıtaplar okuyarak tanur.adığı ve rnaksatlarını biLmedıği yazarlann yalancı şahıthğıni yapmak da insanı gerçeklere ulaştıraraaz kanısmdayım. Gormek. ama bır turist gıbi hızla geçerken değıl, çok kişi ile tanışıp dostluk kurarak. aynı ulkeyı bir değıl, bırçok defalar gezıp çeşitii yonlerden inceliyerek, her go'rduğünü ve duyduğunu şüpheci bir mantığın süzgecinden geçınp değer lendırerek. gene de kesinlık ıddıa sında buiunmıyan yargılara varmak yabancı ülkeler hakkında ger çeğe oldukça yakın kanılara ulaşmanm kaçınılmaz yoludur sanıyorura. Romanyaya Ikınci Dunya Savaşın rian once uç defa gıtmıştım. Sonra savaş geldı, savaşın ertesinde ortaya çıkan durumun yarattığı sayısız engeller gırdi araya. Otuz yıîlık bır aıadan sonra, geçen yıl, Romanya Yazarlar Bırliğinm dâvetüsı olarak, buyuk şairleri Coşbuc'un yüzüncu yıldonümü do layısıyle duzenlenen uluslararası torene katılmak üzere gittiğim bu ülkede yirmi gün geçirdim. Üç bin lulometrelik bır yolculukla bu ülkenin her yanını gezmek fırsatını bu'.dum. Bu yıl da, ağustos başmda, Homen Edıtörler Merkez Ofisınin çağrısı üzerine, ülkelerimiz arasmda ebedi ilişkilerin ve karşılıklı çevirilerin duzenlenmesi konusu üzeTinde temaslarda bulunmak üzere Bukreşe gıttim Bu kadar uzun bir donem sonunâa Romanyada dış görünüş bakımm dan ilk gözüme carpan özellik şu ol du. Bukreşte lüks de. sefdlet de birlikte yoklara karışmıstı. Son savaş tan önce Bükreş. Turklerin gözunde ikinci Pans'ti. Pansin, Londranın, Viyananın son moda luks eşyası. en kısa yoldan ve en ucuza. oradan tedarik edıldigı içın Romanya. o za manlar sayısı pek az olan, Türk tu rıstleriyie dolup taşardı. Türk parasının orada dolardan daha çok aranıp değerlendırılmesi yanında istanbuKa Kostence arasmda sefer yapan güvercin gıbi beyaz Romen vapurlarımn ucuzluğu da rol oynar dı bu akında. Simdi Romamaya eşya almaya gi den kalmadı buralardan. Yabancılar ıçın bu bakımdan hiç bır çekı iiİiliİiİik'İiı döftemecifide rni yok. Hattâ dıyebilirim ki, tersine, şımdı oradan bize eşya almaya gelenler oluyor. Eğer döviz bulabi lırlerse tab»i. Tanıdık bir Roraanya Imın ağzmdan duyduğum bır söz benı büsbütun şaşırtmıştı geçen yıl: .tstanbul Küçuk Paris olrnuş!» Evct. arada geçen otuz yıl içinde ro! değış'u ıvermış ıki şehır. Şımdi Bukreşte 193536 yıllarınm o goz ka maştıran vitrınlerı, luks kıyafetleri, zengm hayatı, guzel kokotları yok Anacaddeler daha karanlık, insanlar daha mütevazi gıyınişlı ve daha az hareketlı, daha durgun. Buna karşıhk o luks caddelerde omzunda kazması ya da baltası. beyaz şıie bezinden yırtık ceket ve pantolon'aııyle gündelık nafaka.nnı arayan solgun yuzıiı koylulerden de eser kalnamış'ı. Bu tıp kdylüleri değıl Bukreşte, koşe bucak köylerde bıle boşuna ararsınız. \ufusun kuçük bir azlığını teşkıl eden rahat yaşamaya alışmış bir sınıf halk, bütün imtiyazlariyle birlıkte çekıp gitmiş. Ticaret Szgürlü ğunun ve özel toşebbusun ortadan kalkmasını tüketim ejyasındaki dar hk izlemış. Bu eşyadan çimdi eskisme göre daha çok insan yaralandığı için uretimi eskısine göre bırkaç kat artmış olmasına rağmen ge ne de darlığı çekıliyor. Bol îîüclı, bol reklâmlı bol mağazaların yenni satacak esyası az ve az çeşıtli, yavaş ve isteksiz çahşan büyük devlet satış yerleri almış. Bu gorünüş yalnız büyük şehirleri kuş bakı;ı gö rup geçen kişilere bir genel yoksul laşma ızlenimi verebilir rahatça. Ni tekun oralardan bu duygularla dönup gozleriniz önüne bir sefalet tab losu çizenler az değil aramızda. Oy saki madalyonun bir de ters tarafı var ki onu görebilmek için önce gör mek isteğini duymak, sonra da bak masmı bılmek gerek. Roraanya, İkinci Dünya Savaşın dan, savajta kaybettiği insanlar ve topraklar yüzünden nüfusu hayli azalmış, savaş yülan boyunca müt tefikleri Almanlar tarafindan, sonra da yıllarca Ruslar tarafindan soyul muf, harap, bitkin bir halde çıktı. Zengin ve bereketli topraklara, işlenmemij enerji kaynaklarma ve yeraltı servetlerine, büyük petrol rezervlerine sahip olan bu talihli ulkenin, yaralarını sarrnak ve kısa zamanda kalkınmak için büyük ölçüde sermayeye ihtiyacı vardı. Oysa ki sosyalizasyon yoluyla devletin eline geçen sermaye toplamı bu olçüde geniş ihtiyaçların yarattığı yalırım hacmini finanse edecek bü yüklükte olmaktan uzaktı. Üstelik bu serraayeyi verimli şekilde ijlete cek yetijmiş teknik elemanlardan da yoksundu. Bu durumda yapılacak şey kemerleri sıkma polıtikasına başvurm»k, ulusu, istisnasız, zâ İi ^ ortak bir ekonoml programivle birbirmi tamamlaması esası öngörülüyordu. Bu sartlar altında Romanyamn endüstriden çok tamn, ormancılık ve petrol alanlannda çalışması, baska Uye devletlerin ihtisas alanlarına el atmaması gerekecekti. Bunun adı sosyalist is bölümüydü. Romanya 1960 sıralannda kesin hatlariyle belirmiş olan milliyetçi tutumunda direnerek 196C de Kruçef'in bu yöndeki kesin çağrısına aynı kesirJikte bir red cevabı verdi ve o tarihten sonra da Rus • Romen ilişkilerindeki soğukluk gün geçtikçe arttı. Romanyamn tezi şuydu: Sosyalist lsbirliğme her ülke tam bir özgürlük ve bağunsızlık içinde katılmah ve kendi egemen tuturrru hiç bir suretle bu toplulugun müsterek karariyle bo mlmamahdır. Sosyalist devletlerin kendi aralanndakl sorunlan böyle bir kurul aracılıgıyla degil, hür devletlerin kendi aralannda yapacaklan iki taraflı gSrusmeler ve anlasmalarla düzenlenmelidir. Gene dlyor ki: Ancak aynı • • konomik seviyeye gelmiş »ıluaların birliğinden hayır umulur. Ro manya madem ki endüstri bakımından geri kalmış bir ülkedir. Şu halde endüstrisini oteki sosyalist ülkelerin seviyesine çıkarrnak hakkına sahip olmalıdır. tşte Romanyada 1960 lardan bu yana güdülen tam bağırnsızlık ilkesı meyvalannı yeni yeni vermeye baslamıştır. Fakat Romanya a n CUMHURİTET Ea^:::::v::::W:|Ş;:;:|:;:; W> r ili iİİİI;:İI»:;:;::::':'::': celeciliğin kendisi gibi Slav ırkından olmıyan Macarlann başlanna ne isler açmıs oldugunu gördüğü için bu bzgürleşme yolunda fırsatları kollıyarak çok temkinli ve 61çülü adımlar atmış, her seferinde Moskovanın tepkilerini hesaba katmakla beraber o yönden gelen tehdit ve thtarlara da sarsılmaz bir azimle karşı koy masını bilmiştir. Romanyada işittitim ve bu mem lekeün yeni politikasını halk esprisinin nasıl yansıttığını belirten bir fıkrayı buraya kaydetmeden geçeıniyeceğim: Bir «na yolda üç otomobil yanyana gitnıektedir. Birinin içinde Başkan Johnson var, ikincide Brejnev, tiçüncüde de Romen Komünist Partisi Birinci SekreteTi Çavusesku. Birden yol, bir kavsakta, ikiye aynlır. Yollann bir sağa, biri sola gitmektedir. Johnson soförüne dönerek: «Sağ isareti ver, sağa sap» der. Brejnev Je şoförüne: «sol işareti ver ve sola sap» emrini verir. Çavuşesku'nun şoförü ne yana gldllecejini sorar. Aldıgı ce vap şudur: tSol isareti ver, sağa sap.» Gerçekten de Romanyamn ekonomik yapısında meydana gelen degişildıkler trpkı daha önce Yugoslavyada gördügumüz gibi, poliüka ve ekonomik işbirli&i alarunda B&tıya yaklasma yönünde cıddî çabalarla birlikte vürümüştür. Ben BUkreste Athene Palas oteline indiğim akşam aynı otelde Willi Brandt serelıne bir ka bul resmi vardı'. Bugun Bükres otellerı ekonomik üişkiler kurmak ya da geliştırmek içın Batı ülkelerınden akın eden iş adamlarıyle dolup taşıyor. Bu ihskıler Romen dıs ticaretinde hızlı gelış meler sağladığı kadar bu memlekette yabancı sermaye yatırımlarınm gozle gorüiur bır şeiılde ve yon değistırerek artmasına da yol açmaktadır. Romanyanın Türkiye ile de iliş kilerini düzeltmek içın geçen yıl Başbakanı Maurer'i Turkiyeye gon dererek ilk adımı atmış olması da bu olumlu poliüka zincırinin bir halkasmı teskil der. Bu yeni politikanın verimi, sos yalıst ekonomi düzenine girişle başlamış olan endüstrileşme temposundakı yükselışte açıkça kendıni göstermektedir. 1929 1938 doneminde endustride artışın ortalama temposu °i 4 den, 1951 59 doneminde '• 12.8 e çıkmış, 19600 65 doneminde ise bu artış ,o 14.4 ü bulmuştur. Romerüer mill! gelirdeki yıllık artışlann hızı rjakımından bugün ülkelerinin dünyada ikinci geldiğini söylüyorlar. Gelecek yazımızda Romanyanın sosyal ve ekonomik yapısındaki büyük gelismeleri daha etraflı olarak anlatrnaya çalışacağız. YARIN Romanya başa güreşiyor 1ÜLMÂCA 789 Romanya'nın Bükreşteki Dtşisleri Bakanlığı binast r MODESTY BLAISE tSTANBÜL 08 23 Acılıı. Drotrmm 0« 30 Turkuler 08.45 Kövden röoorUl O7.00 Kove hab^rler 07.05 tstedığıniz turkuler 07.30 Haberler ve H»v« durumu . 07.45 İstnrbul'dt B u r i n W.S0 Hafı* muzik 0S.OO Bu *abah sizlnl* 0>.40 09.00 09.10 0»J0 00.45 10.00 10.15 10.25 10.40 < 11 C5 1145 12.00 12 ı; 12 30 Î3C0 13.?0 13.''0 iSOO 15 30 13.40 I5.S5 18.15 16*5 17.15 17.20 ••7.5(ı 19.00 20:5 2O.?5 n.oo 2i.ro 21.05 2120 22.00 22.45 23 00 24 ro Trffatıy Jones Sabah =crkılan Dok'orunuz dtvor M Pıvsno SoloUrı K Koldıs'tan turkuler Carlı R«he! Orkestrmıı Muzk Kutusu Eserler Armaianlâr G Kasacı'dan sarkılar Arkası Yarın Ar« habcrlcrt Sabah konseri V Doeu ve \rkada«!ırı Bu hafta dmle\ccek!er;iiz S. Yjstıman daıı turkuler Bernber ve Soto rarkılar Haberler Resmı GaîOtede Bueı.n Kafıf mu7ik Pekiâm oro?T"an''arı Cumartesi kooasti Genclik Saatl Isınet Sıral Ork»«ra»ı Fenha Tuncell'aen « r k ı ' a r Solodan Solora Cav Saati Ara haberleri Yurdun Sesi Reklâm DroBTimları Haberler ve Hava durumu Ezeilerımizın 3«tlrâllüerl Buvıik Taarruzun övküifi Levleiın omrü 24 Saatln Olavlhlı A Sensov'dan ssrlcılar Sizin sectıklerlnlz Reklâm Droer^ınlarl Föberler ve H»\ı durumu Gtnçierle Ba>b*sa KaDanı«. SOLOAN SAGA: 1 Geçenlerde Arap memleketleri «zirve» toplantısının yapıldığı Sudan baskentinin halkmdan. 2 «Derecesi tâyin edilerek yapılmaya kalkışüan cefa ve işkence» anlamına iki söz. 3 Su İle yuğup temizle!» mânasına bir emir. tersi «omuzlarının iki tarafindan tuttugun kimsenin vücudünde zelzeleler yarat!» karşüığı baska bir emirdlr. 4 Motorlü vasıtalann belkemiği sayılan esas kısım, hiddet eseri gösterme hareketi. 5 Paramızın esas ve temel ölçiisunün rümuzu iki harf, «nakit ele geçtr!» mânasına iki sözlü bir emir. 6 Bunlardan kimi içgüveyisi giıer kımi de ayrı ev açar, eevrilince Divan Edebiyatmda «göz» mânasına kullarulan bir soz belırır. 7 Vücudümüıde köşe teşkıl eden kısımlardan, utangaçlık duygusu. 8 Bazı yerleri seritlerle tutturulmuş nm kısımlarından, bir edatın kıkadın elbiseleri "ıjyle anüır, bir saltılmışı. 6 Arap âîeminde 11zaman parçasmın tersL 9 Kan derlik rolü oynamak istiyen memsızlık rahaUndıjı (tıp terimi). leket, bır soru YUKARIDAN AŞAĞIYA: Î 3 4 8 6 7 8 9 e d a t l . 7 Bir 1 Son derece hareketli ve kadın adı (vüfüçlü kuvvetli görünen lnsanlara cudu sarsınböyle derler (iki abz). 2 Çeşitii tı içinde olan büyüklükte olan şeyleri birbirinmânasınadır). 8 den aprt edllecek hale getlrmeye Boyca fazlaçalışmak. 3 Dans (eski terim), laşamıyan. 9 tarihte asası İle meşhur peygamİskarnbıldekı ber. 4 Tersi «geri kısım» de«bey» ı çekıp mektlr, bir çesit pamuklu bez. 5 O«an »mınaranıo clde ederek (.ıki Bir sıfat takısının tersi, bina«tkU soz). J a o ag g DÜNKÜ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ 3EKLİ NAStL aAtJ.KDfl.KCEK Yukandaki rakamlı bulmacadı sadece 4 tane anahtar (ipucn) ve 8 tane sonut vardır Boj kalan 12 kareain içine 1 den 9 • kadar aygun blret rakam koyarak ve top* lama, çarpma. çıkartma. bölme işaretlerine dikkat ederek soldan saf» v* yulnniUn aşaeıys bulmacada gösterileD sonuçlan bulunuz. Biras vakttaiıl ahr ama, bot vaktinizi bo$ça geçirmi} olursunuz F. W. KENYON Çeviren: Vahdet GİJLTEKİN 7 «Benlen alay mı ediyorsun, anne?» Annesi buna öfkeyle karsılık verdi : «Sormana hiç lüzum yok. Baban senden önce ölmeseydi Lady Byron olacaktım ben fimdt. Kanunlar bu kadar ıtçmâ olmasaydı çu ânda gene de Dul Lady Baron olurdum.» Georgeun kafasını bsçka bir îey kurcalıyordu. «Anneı dedi. «doğru söyle bana: Şimdi ben Lord Byron oldum ya. sev mi oldum .. bambaska bırı mi oldum?» «Oğlanın kendıni beğenmı?liğine bakın hele1» «öğrenmek istiyorum, anne!» Catherine bön bir tavırla: «Hayır» dedi. «Benım gözümde gene eskisi gibisin.» George rahat bir nefes alffı. «öyle «evindim ki buna!» dedi. Sonra gene hınzırlığı tuttu. «Teşekkür ederim, Lady Byron'» IV Beklenmedık zorluklardan dolayı. NTewütead'e gitmek üzere yola çıkmalan aylarca gecikmiçti. Şimdi o uzun yoleuIuRun sonuna gelmek üzereyoHler. Üç yolcu Catherine Byron, lord olan oğlu, bir de hizmetçisi geceyı Nottingham'da geçirmisler. kirayla tuttuklan arabayla Sherwood Ormanı'na blraz önce girmislerdı Sıkıntıh, kapanık bir sabahtı ama, George : «Havanın kapanıkhgı nedense sonhahar yapraklarına daha zengin bir renk veriyor» diye dü?ünüyordu. Kafasının içinde pek sairane bir Robin Hoorf resmi takıldı ama. o «;imdi: «tngîltere. tskoçya yaylalanndan ne deeişik bir yer!» diye düşünüyordu. Biraz sonra Newstead'e varacaklarını düsünerek seviniyordu ama. öyleyken gene de dogup büyüd"üğü verlerin bataklıklannı bir kere daha görebilmek iein can itıyordu. îskoçya'yı düsünürken, Mary'ciği son görüşü» nü hatırladı, içinde hem tatlı, hem acı bir nzı duydu. îskoçya'yı değil, Mary'yi görmelc istiyor•^ı. Onun güzelüğini bir daha görebilecek miyd' acaba? Annefi. eglunun akhndan geçenleri okutnuş ;ıbi, gözlerini kısarak ona şö'yle bir baktı. Daha önce icinp girmiş olan kuşku gene onu kemirmeye basladı. cNe kurnaz. ne sinsi şeytansın sen, Byron!» dedi. Son günlerde oglunu «Byron» diye çağırmaya ba?lamıstı. ona bir 5nem vererekten. «Sen o bataklığa mahsus mu düştün?» «Mahsus mu, anne?» «Senden her şey beklenir. Ben seni suçüstü yakaladıgımda kıza ne yapmak üzereyaîn?» George ktpkırmızı kesüdi. Mary'nin çarçabuk pidısinden beri büyük çocuklann kaçamak fısıldaşmalarırıdan biraz daha bir $evler öğrenmişti. Annesi: «Hınğ?» diye östeledl. George gözlerini annesinö»n May Gray'e çetwitîni« H» ffft7İ»rinri« +ilc«inti. utanc veri* 11.55 12.00 12.30 13.00 13 30 14.00 14 30 15 00 15.30 16 00 17 C0 18.00 18 30 19.00 20.15 2100 21.30 22.30 İSTANBUL IL RADVOSU Acılıs ve nro«rara Sizın icın Mınvatur muzik Cesıtli Melodller Lıed Saatl Tatıl Melodileri KonçeHo Sa»tı Caz muziSi Gencler ıç:n Cumartesi konserl Kucuk konser IM Aksamlar Senfonik muzık Hafif muzik Genclerln Sevdıkleri Fıkralar ve muzik Ses muziei Bıı hafta neler dinleveceksinız' 22.45 Kansık Sololar 23 00 GokkusaEi 23 30 Hafif sarkılır 24 00 Gece v a n ı ı icin 01 00 Proffram ve kapanıs. A N K A R A İst. Dz. Tek. Mlz. Sat. Al. Koms, Başkanhğından: 1 Kapalı zarf usulü ile 9 kalem demire ve ağaca »mpara kâğıdı satm alınacaktır. Muhammen bedeli 38230 lira olup geçici teminaü 2868.75 kuruştur. 2 Şaıtnamelcr Komisyonumuzda, K.KK. Ankara ve Ixmir Lv. Âmirliklerinde bedelstz gorülebilir. 3 ihalesi 6 Ekim 1967 günıi ssat 11.00 de Kasımpaşa'daki Komisyonumuzda yapılacaktır. 4 Istekhlerin ihale günü sast 10.0ü i. kadar tekliflerini Komisyonumtıza vermeleri. (Basın 22903/11176) Tatvan Askerî Satınalma Komisyon Başkanlığından: Tatvan garnizon birlikleri için 7 kalem yiyecek maddesi • 2 Ekim 1967 pazartesi günü s«at 11 de 60 ıncl Top. Tb. Subay Gazinosunda kapatı zarfla ihale edileceKtir. Muhammen bedeli 52100 lira oiup geçici teminatı 3907 lira 50 kuruştur. İsteklilerin teklif mektuplannı irıale saatinden bir saat evvel Komisvona vermeleri çartür. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. Evsaf ve sartnamesi Ankara, İstanbul Levazrm Âmirliklerinde v« Komisyonumuzda gorülebilir. (Sayı 1703) (Basın 22033/11177) 0«25 07 00 0T.05 07.30 07.45 08 00 08.10 08 40 09.00 09 20 09 35 09.40 10 00 10 20 10 35 10 55 11.15 11 ?0 12 00 12 15 1.2 30 1 L  S Sağ'ık ve Sosyal Yardım Bakanlığı FLORENCE NİGHTİNGALE YÜKSEK HEMŞÎRE OKULU MÜDÜRLÜĞÜNDEN ütuiumu2 1967 1968 Akademlfc yılı için OtrerjcJ kaydına başlaraıştır Lıse mezuDu yatılı veya yatısi2 fcu öğrencı kabul edtlır Tamamlayıcı bllgi içın Okulumuz MCdürlüğfioe ıSzlfl »azıl» müracaat edılebillr Adres: Abıde1 Hürrtyet Caddesl. Sisll • tatanbul Telefon: 47 65 7} (Basm 20559'11181) Türkrye Ziraî Donatım Kuramu İslanbul Bölge Madarlüğünden: BEŞİKTAŞ vapur iskelesi yanındaki Kurumumuz arsa ve iskeleai klraya verilecektir. Bu lşe ait şartname Karaköy Rıhtrnı Cad. No: 7 deki Hukuk ve Selimiyedeki Ticaret Servislerimizde görülebilir. Taliplerin kapalı tekliflerini en geç 29/9/1967 cuma günü saat 12 00 ye kadar Hukuk Servisti Şefliğine vermeleri lâzımdır. (Basın 22580/11180) Bı:eurı hif.f muzik î.rivın mektutılar' K ToDİulueundan sarkılar Cocuk Bahceji Reklâm DrcıramUrı h ısa haberler Haftanın Drofframı Genclik Saati haftanın türkulerl Dilek kutusu !<ısa haberler Cccuk Saati fitklâm oroaramljrı Haberler ve Hava dunımu H. Ovlum'dan turkuler V. Doru'dan Cican müiiâi Vasar Özel'den «arkılar Muzik Daleti Uvkudan önc« 24 Saatin Olavlirı Turizm Türk mu7i&i özel oroeramı O s ' t ü muziit Saz Eserler; Neclâ Erol dan turkuler Haberler v > Hava duniTtıu < Sizin «ectiklerımz 23 45 Gece vansın» doiru Kacan<«. 13 20 13 30 13:5 1*00 14 15 15 15 15 20 15 35 15 50 U.10 18 v5 t7.no 17 ?0 19.00 19.45 20.00 20 15 20.35 20.55 21.00 21.05 21.2.İ 21.55 22.05 ?2 25 22.45 N*. InnaDtan turkuler Kıbrıs Saatı \\ YıldızdoJar >e Önan'dan sarkılar 13 00 Haberler Resm! Gazetede Acılıs. projrram Kove haberler Cesıtli Seslerden sarktlar Haberler ve Hava dururmj Sabah müzıgı Ankara'da Bueun Her Telden Yıldız Avhandan »urkuler Hafif muzik Sabah kon^eri Kısa haberler Arkası varın Necdet TokatlıMan ssrkılar M Erdal'dan turkuler Melodıden Melodlve Sevim Deran'dan sarkılar Cocuk Bahcesi Konser Saatı vîrrfi ci bır merakla dolu keskın bir bakış vardı. Meydan okur gibi bir kahkaha attı. «Daha önce kaç kere yaptığımı!» «Kaç kere?» «Hatırlamıyorum.» George başkalarım çasırtmayı, korkutmayı pek severdi, kendısıne benzeyen bir kukla yapıp pencereden dısan fırlatması da bunu gösteriyordu. Sımdi gene içmde bu otıygu kabarmıştı. «Marv Duff'ın yaknda çocuğu olacak.» Ama. bu «efer =a«ıran falan olmariı. AnneM övle bir kahkaha kopardı ki, oğlan aval aval bakakaldı. îçinden • «Kulak tozuma yumruk viveyım de benlen bövle alav edılmesin daha iyi» dıyordu. Annesi sakacıktan onun baHınna bir çımoik attı. «Marv daha o vaşta değil.. Sen de değılsın, çok «ükür.» George • «Öptum ben onu» diye kekeledi. «HPITI de dudak!arınr)an; yanağmaan depil. 5imdı karnı jiçecek, patlayacak, çocuğu olacak.» Annesi gene bır kahkaha kopardı. Ha'.â culüyordu. araba korudan içeri sırdı. Dıskapı'dan asıl «atova kan'ar olan üç kılometrelik vol ba^ladı. Araba bır donemeçten sapınca, George: «Bakın'> diye haykırdı. Sato gSrünmüştü. Yanında da kuçuk bır kilisenin yıkıntıları vardı. Güne<; bulutları yarıp çıkmı«tı, hafif bir e"=inti de satonun onundekı geniş goiün sularını ışıltılı ışıltılı dalgalandırıyordu. Yolculan karsılamaya John Hanson geldi. Catherine onu eskiden beri Londra'dan tanırdı. Kfndini en karışık kanun islerine verrr.is bır avukattı Georce bilivordu Bvron malıkânesının para iolerine hakmavı ona vermışlerriı Ölen Baron Bvron'un usağı da onun vanma'avdı. John Murray'e George'un kanı birdenbire kavnayıverdi Ak saçlı bir ihtivardı. sert bır konuşması vardı ama sulu mavi gözleri ısıl ısı! yanıyordu. Georse: «Ben önce kiliseyi gezmek istiyorum» dedi. Yıkmtılara dogru John Murray'le birükte gitti. Ondan iki sri'ım finden vürüyor. topallıeını rtelli ptmemeve df calı=mıyordu. Buran'n «ahibi ovdu artık: topalhSının falan önerrn kalmamıştı. «Hortlak vsr mıdır?» rlıve 5ordu. «Şatoda vardır ama, bur'aa yoktur, efendim.» George çevresindeki yıkıntılara. saman artıklanna, parca parça at çullanna baktı, burnuna da pis bir at kokusu gelivordu. *Joe «Ladv Betty kilisevı ar>ır yapmıştı ria» diye anlattı. «Lady Betty mi? Hınrr Lortf'un kansı mı?» Joe «havır» der gibi bajını salladı. «SevaiiM Ladv falan d? de£iHi Kövliiler «Lady Brttv» derlerdi ona. Hanımefenoİ cibl bir hali vardı çünkü.» (Arkası var)