25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE tKÎ 7 Harfran 1967 CTJMHURÎYET ilâç snnayiindeki tarlışma Doç. Dr. Haydar KÂZGAN retimlnde büyük faaliyet göstermeyi plânlasnrmış olan gerçek anlamda halka açık blı anonim jlrket İle rakipleri arasındakl tartışma, doktrin münakaşalarını gazete (ütunlarma sokacak kadar ilgi cekici bir duruma girmls bulunuyor. Bu büyük firmanm rakipleri tartısmanın tlk günlerinde gizü kalmak ortada gözükmemekle kamu oyunda belirmiş olan doktor eczacı birleşmesinln bir nevi meslek ahlâkı ve genel ahlâk prensiplerine aykmlıjhna dair kanaattn yayıcısı olarak gürünmemek istemişlerdir. Oysa kJ, gerek basında ve «erek Millet Mecllsindekl Urtışmalarda bilinçli olarak ve kendi aleyhlerine bozulan rekabeti tekrar kendi lehlerine çevirebilmenin bir gerekçesl şeklinde kamu oyunda beliren bu Itham edtci fikrl iyi kullanan kiîiler oriaya çıkmıştır. Bunlardan bazılan için kime hizmet ettiklerini bilmeden sadece fikirlerini açıkladıklan söylenebilirse de, diğer bazilarının kimlerin lözcüleri olduklan arlık ortaya çıkmıştır. azı doktorlann tesebbttsfi ile kunılan v» bugün millî llaç piyasasında oldugn kadar yakın B bir gelecekte btrkaç «tratejik mal ve ham madde ülerlnl büyük ölçüde etkilemiştir ve etkilemeğe devam etmektedlr. Bu ltibarla, kapitalist dünyanın pazarlama metodlarını da Ithal etmlş olan bu gibi ilâç firmalarınm, doktorların hissedar bulundukları ilâç firmasını doktor eczacı llişkisi dolayısiyle ahlâk kurallan dısı gösteıip itham etmeleri, biraz bilenlerln daha az bllenleri aldatmasuıdan başka bir şey değildir. apitalist dünyada, halkın yüksek satın ahna gücü dolayısiyle, bu gibi reklâm masrafları, refahı tersüıe etkilemediğl gibi. Iktlsadî gelismenin hızına da müspet tesir yapmaktadır. Oysa memleketimizde İlâçların pahalılasmasına ve halkın sömürülmesine sebep olmaktadır. Bu itibarla doktorlann ortak olduğu firraa daha az reklâm yapmak suretiyle fiyatlannı düşuk tutabildiği için kamu oyunu aldatıcı Ithamın bedelinl aslında fazlasiie ödemiş olmaktadır. Kaldı ki, bu firaia kendisine bu ithami tevcih edenlerin kapitalist metodlan devam ettirmekle de bu işden zararlan çıkacaklarını ortaya koyan bir mamul ve fiyat politikası takip ederek Türkiye'nin ekonomik bünyesine uyan bir üretim ve pazarlama metodu olabileceğini de ispat etmiştir. Zira, bugün Türkiyede kapitalist dünyanın bir kopyacılığı olarak dar kaynaklarunızı hiç bir şekilde uretken olmayan reklâm ve bazı pazarlama müesseselerinde kullanmak, kaynak israfından başka bir sey değildir. Bu işi bilenler ve bir gün öğrenecek olanlar »ultanlann kcyiflerl için denizdeki balıklara altın atmasma benzetmektedirler ve benzeteceklerdir. iğer taraftan, bugün dünya ilâç sanayiinde patentler ve bunlara bağlı ham madde ve hat tâ İlâç lmal makinalan tckelleri büyük bir kriı içindedir. Patent sırlannın muhafazası ve korunması çok sayıda memlcketin bunlan uygulayacak veya benzerlerini keşfedecck seviyeye geldiği için, zorlaşmıştır. Bu sebeple büyük tekeller gerl kalmıs memleketlerde büyük ölçüde milli firmalann patent tekellerine karşı çıkacak araştırma laboratuan, ham madde yapıraı endüstrisinl kurmasma karşı çıkabilmek için, beşinci kollar kurmuştur. Çok sinsice ve ilmî yollarla yürütülen bu kampanyaya karşı çıkanlar her memlekette bizim milli firmanm basina gelenlere benzer şekilde ezilmeğe calışılmaktadır. Birkaç yıl evvel aynı şey ttalyada cereyan etmiştir. Bizdcn çok daha ileri seyiyede bulunan İtalya dahi yabancı patentlerle tkinci Dünya Harbinden sonra başa çıkamamıştır. Nihayet bir kaç yıl evvel benzer patentler ve stratejlk ham madde üretiminde muvaffak olan yerli firmalar bu tekellerin türlü oyunlarını da yenmeğe muvaffak olmuştur. Bflreyi toplum lçinde htTrmmnn K eritmeğe çalışan totaliter, re•» Jlmler kendi kanunlannm, toplumun ve boylece bütün vatandaşlarm yararına olduğu iddiasını ilerl sürerler. Gerek faşizmin, gerek Komünizmin •ideolojileri daima bu görüşe dayanır. Fakat «dü şunen mahluk» dediğimiz insan, böyle totaliter rejimlerde asla mut lu olmamıştır. Totaliter düşünceye karşı olan bireyci düşünceye nazaran, eski Yunanda kurulan ve Ortaçoğ lcaranlığmın Uzerinden asarak devrt mize ulaşan fikir, felsefe ve uygarlık ftlemi, >ireyin özgür zekâsının eseri olduğuna göre, «bireyi toplum içinde eritmek» idesi, bireyın ve toplumun yararına değil zararmadır. Birey iktisadl hahatta özgür olmalı ve hukuk kurallan, toplumdan önoe bireyin ya rannı korumalıdır; mutluluk burdadır. Ne var kl özellikle 19. YÜ271I Avrupasmda bireyin, serbest rekabete dayanan iktisadl faaJiyetlnden doğan aşın servet farklan ve servetin sayılı ellerde birikmesine karşılık, çok geniş bir yoksullar kitlesinin, bütün eski değer yargılarını silip süpürecek bir sel olmak Istidadı ile, dalga dalga genlşlemesi, toplumdaki bünye bozukluklan, mutluluğun bunda da olmadıgmı göstermi^tlr. İTİ HUKUK ve POLİTİKA koruriııSıı nıenfaai Ord. Prof. H. V. VELiDEDEOĞLU otaliter rejimlerin en sol uç kanadında bulunanlarda, yani Komünlzmde de, kişinin iktisadî, siyasi ve fikrf Szgürlüp ve Devlet karsısında korunacak temel haklan diye bir kavram bahis konusu olamaz. Komünizm ideolo jisine ıtöre, sınıfların ve servetlerin tasfiyesi işi tamamlanınca kisiler arasındaki menfaat çekişmelerinden çok inemli bir kısmı or tadan kalkacağı için, bu çekişmeleri çSzümlemeğe yarayacak hukuk kaideleri de tasfiyeye uğrar azalır ve basitleşir. Kendisini «halk demokrasLsi» olarak nitelendiren bu rejim, Batıdatd «siyasi demokrasi» yi bir sömürme aracı olarak görür ve kendisini, sosyal adaîeti tam olarak gerçekleşmiş bir rejim, kendi hukukunu da en üstün hukuk sayar. Ancak çeşitli özgürlükleri ve temel hakları hiçbir suretle bahis konusu olmayan bireylerin, yalnız itctisad! alandakl toprak tesviyeleri ile ne derece mutlu olabilecekleri çüphelidir. T K iiii oe ve tahmininden tamamen başka türlü yürüttuler. Hukuk, sadece varlıklı kimselerin yararını koruyan bir araç olarak kaldı. tşte 19. Yüzyıl'ın ikinci yansmdakl aşın toplumcu kımlar, aşın birey cıliğm doğal sonucu olan suiistimallerin bir tepkısı olarak doğdu ve yayıldı. Bu yayılmanm sebebi, her aşırılıktan bır başka aşırılığın, her gergınlıkten bir başka ger ginliğın doğacağı hususundaki sos yal kanundur. 29 Nısandan itibaren Dlrekt seferlar İSTANBUL BUDAPEŞTE Sadece 13O Dakika MALEV ? Macaristan Hava Yolları Budapeşte (Basın 30251/6442> Sosyalizmin • Meselenin aslı siında mesele Batıda ötedenberi ve yakm tarihimlze kadar bizde de gerçek olan bir olayın son yıllann kapitalist gelişmesl İle bir başka şekle bürünmüş olmasından dolayı önemli sayılmak istenmistir. Adı geçen firmalar kamu oyu ve bazı milletvekillerinln durumu lylce kavramamn olmasından isiifade ederek bir anda haklı olduklarını kolayca ve alıskın olduklan büyük reklârn masraflarına katlanmadan Ispat eder duruma girmişlerdir. Fakat gerçek hiç de böyle değildir. Biz burada ilâç sanayiinln gerek ithalât, Imalât ve iç pazarlama kontılannı ele alarak kamu oyunun yabancı kapitalizmln fikir oyunlan ile nasıl bir defa daha aldatılmak istendiğinl belirtmeğe çahşacağız. Billndlği üzere. doktor eczacı ilişkileri batıda ve bizde de 2. Dünya" Harblne kadar bir menfaat birliği ilişkisi olarak devam edegelmiştir. J. Romains'in Knock'unu geyredenler veya okumuş olanlar, Dr. Knock'un nasıl eczacı İle işbirliğl yaparak bütun bir kasabayı hasta yaparak cebml doldurdı>*unu büyük bir alâka ile takip ctmişlerdir. Bizde de çocukluğumuzda doktorlar eczanelerde müsteri bekler ve ilâçlar bu şekilde doktorun bulunduğu eczahanede yapılırdı. Daha sonraları yapma ilâclar henüz ortadan kalkmadan, doktorlar reçetedeki llâçlann yapma olanlarının muhakkak gosterdikleri eczanelerde yapılmasını isterler ve hastalar da bnna hlç tereddüt etmeden uyarlardı. Fakat 2. Dünya Harblnden sonra batıda olduğu gibi bizde de ilâç sanayii hızla gelişti ve bu yüzden doktor eczacı İlişkileri ortadan kalkar göründü. Fakat bn udece görünüste böyle olmuştur. A D Faşisl ve komönisl hukuk görüşü~ ouliter ve bireyci hukuk torüslerinl biraz dahs derinlestirelim: Tarihin şimdiye kadar kaydettiği, gelmiş geçmiş, faşist rejimlerinde en koyu en ralim v« en korkunç lstibdadı kurmus bulunan Nasyonal Sosyalizm devrinde, 1933 yıhnda, Leipzig çehrlnde toplanmış olan bir hukuk kongTesinde, fikirlerini bu rejime klralamış olan hukukçular şöyle bir neticeye varmışlardı: «Alman milletinin yararına olan her şey haklı. bu yarars aykın olaa her şey haksızdır». Ancak «Alman haltanın ysrsn» nı doğrudan dogruya Führer tayin edeceğine göre, yukarıki cümlenin manftsı şu oluyordu: Führer'in ıygun gördüğü herşey haklı, uygun görmediği herşey haksızdır. Böyle bir hukuk anlayısı içinde elbett* kiainin iktisadl. djast ve flkrl özgürlükleri r« tc. el haklan diye bir kavnun olamazdı. Devlet otoritesinl temsil eden kişinln lradesl herşeye h&kimdlr. Bunun 1 >$al sonucu olarak fasizmde devlet otoritesl, İktisadl alanda mevcut statükoyu ve dolayısiyle toplumdaki sosyal adaletsizliği sürdürmeğe yarayan bir rejim olarak karşımıza çıkar. Bu gibi rejimlerde büyük imâr, yol, baraj ve sulama işleri gibi geni? faaliyetler görülür ve Faşizm bu faaliyetlerle bütün halkın yararına çalıştığını ileri sürer. Ancalc bu yaran tayin eden organ doğrudan doğruya halk değil, Devleti her nasılsa ele geçirmiş olan klsl yey« kişUerdir. Onların dediği kanundur, onların dediği halk yarandır. T kinci Dünya Harblnden sonra memleketimizde İlâç lmaline glrlşen yabancı firmalar veya yabancı patentlerle lçerde İlâç imâlinde bulunan yerli firmalar, kapitalist dünyanın pazarlama me• todlannın da ithaline girmek zorunda kaldılar. Şöyle ki; Ithal edilen en önemli unaur patent, ham madde, makina vesaire değll, pazarlama metodlan Idi. Bu metodun dayandığı esas fikir Dr. Knock'unTln fcinden niç de farklı değildir. Fakülte sıralannda •kumakta olan müstakbel hanunlardan tutun, aslstani, profesorune ve nihayet «nekll olmuı ve bir kenara çekilmif ve sadece dost ve akrabalarma ban ilâçlar tavsiye etmekle ömrünün son yıllannı geçiren hekimlere vanncaya kadar genlş bir beyin yıkama mekanizması islemeye bajladı. Büyük yabancı firmalar ve patentlerle birlikte pazarlama metodlarını da ithale mecbur tutulan yerll ilâç fabrikaları, yatırım ve masraflannın büyük bir kısmını kaplayan pazarlama faallyetl ile, kendi llâçlannın üstünlüğünü, vazgeçllmezliğlni en ilmi yollarla doktorlarımıza kabul ettlrmek için, bazen birleserek,' bazen de rakip görünerek amansız bir bejin yıkama ve doldurma kampanyasına girişmisIerdir. Doktorlara devamlı yollanan ilâç nümuneleri, broşür, kitap, dergl, gazetelere verilen pahalı ilânlar, burslar, yol ve ikame masrafları kendilerlnce karşılanacağı taahhüt edilen dış memleketlerdeki kongre ve fabrika, laboratuar gezileri, tabiplerimizin hastalan İçin yapacaklan İlâç tercih t tham edilen ilâç firmasınm hukukî ve Iktisadî yapiüi da teknik gellşmesini hızlandıraeak bir nitelikte olduğundan, rakiplerin endişesl gün geçtikçe artmıştır. Niteklm, bu firma halka açık bir anonim şirket olduğu icln, sermaye mallyetini memleket ortalamasımn altına dıışiirmek imkânına erişmiştir. Aynca anonim şirket hukukî ışekllnin gervğl olarak alenilesmiştir. Heaaplan, maliyetleri, kullandığı ham maddeler, ithalâtı, ödediği patent hakları hepsl kamunun kontrolün* açıktır. Bu aleniyet firmaya bir ferahlık ve eesaret vennekte ve fiyat polltikasında kahredicl bir rekabet Imkânmı tağlamaktadır. Oysa ki, gerek yabancı firmalar ve gerek bu firmanın karsısında görüncn bazı yerli firmalar bu vasıfların çoğvna sahip değillerdir. Bu firmanm ferahlığı onlan boğ tnaktadır. tthalât oyunlan, patent dalaverelerl, muhasebe oyunlan ' bu cür'etkâr rakip karsumda eskiden getirdiğinl getirmeı hâle girmiştir. Hartft firma şlmdi ilâç ham maddesi, teknik araştırmalar, için bazı yatırımlan plânlaştırmış, bunun yanında başka sahalara da kaymayı öngörmüştür. Bu durumda kendisine yapılacak ithanılarda sadece ilâçcılar değil, diğer sanayi firmalarınm yer alması beklenebilir. Işte o zaman tartışma Boktrinc] yola da girecektir. Bugün Iş âleminde halka açık anonim şirketleri de liberalizmin öliimü sayanların ekseriyeti teşkil ettiğl memleketimizde bu doktrin çatışmalan o zaman pek eğlenceli olacağa benzer. Zira iş âlemimizde büyuk korku bu şirketlerin aleniyetidir. Gizliliğin artık fayda vermiyeceğinl anlayanlann yakında işi ucuz doktrin saldmlanna da dökecekleri anlaşılmaktadır. «*•«••••••>••••«•••' ••••«•>••••••••••••«' p•••••••••••«••••••• «•••••••••••••••••••' t Sonııç: !••• !••• • ••• • ••• • ••§ • ••I ransız Goncourt Akademisi üyelerinden Roland DorgeKs, Fransanın îkind Dünya Savaşında Almanlar karsısında yıtalıp çöinnesinden üç yıl önce, yani 1937'de So^et Rusya, Almanya, Avusturya ve ttalya'da yaptığı !ncelemelerden sonra yayınladığı (Vive la liberte) yani (Yaşasın Hürriyet) adh eseruıde «Almanya' da Nazizm yok, Hitler vardır; Ital ya'da Faşizm yok, Mussolini vardır. Çünkü knrduklan rejimler, onlann ölümttnden sonra yaşaysmayacak» der ve Bolsevizm dikUtörlüğünU aynca yerer. Frensa' nın cebir ve rora dayanan böyle rejimleri istemediğini, birbirine karşıt lkl rakip kuvvet olan «fifirsiz kitle» ile «kalpsiz servet» e cebir ve zorla değil, hürriyet ve nz&ya dayanan demokratik rejim le karşı konularak, Faşizmi; varlıklıların kendi iktisadl kuvvetlerini yoksulların aç kalması bahasına • kötüye kullanmalarma meydan vermemek ve büttin halka refah ve mutluluk sağlamak suretiyle de Bolşevizmi yenmek gerektiğini söyler. Demek ki o, ne Faşizm ne de Bolşevizme, yani tek cepheli ve totaliter bir politikaya yer vermiyerek, hürriyeti koruma gerektiği fikrindedir. Ne var kl, onun bu kitabını yazdığı tarıhten beri otuz yıl geçniiş, Ikinci Dünya Savaşı olmuş bitmiş, Avrupa emperyalizmi tasfiyeye uğrarken, Amerika ve Rus emperyalizmlerl karsı karşjya gelmiştir. öte yaadan da Faşizmin, doktrin olarak, bel kemigi kınldığı halde, ban memleketlerde ve bv arada bizde sayı çoğunluğuna arkasını dayayan ve gerçek demokrasinin vazgeçilmez şartı olı> iktisadl tenkidi yok etmek lsteyen yeni faşizm belirtlleıi başgöstermiştir. F irbirine tamamen karşıt olan totaliter ve bireyci ıdeolojıler arasında hukuk ve adaleti .sosyal adalet» esasında arayanlar çıktı. Fransız sosyalıstı, eski Başbakanlardan Leon Blum, ı bır nutkunda bunu şöyle anlatmıştır: «Herkes sosyal adalete dayanan bir dünya istiyor. Fransa" topraklannda ve Fransa dısında yalnız özgürlük için deÇil, a^nı zamanda sosyal adalet icin savaşılmıştır. Sosyal adalet de . nilen sey, kapitalizm tarafından ; \aratılmıs olan ve miras yolu ' ile geçen imtiyazların yavas yavaş ortadan kaldırılmasında ve insanlar arasında tabiatın meydana eetirdi&i eşitsizliklere yeni bir eşitsizligin katılmayacaÇı, her ferdin adalete, kendi kabiliyet ve istidadına nygnn yerini toplurada bulacaf ve ona en büyük hizmeti yaparak kendine de en çok refah ve mutlnluk sag layacagı bir toplum yaratmaktan başka bir şey midir?» Bu sozlerde ihtilâlci ve totaliter bir devlet idaresi kurmadan, sosyal adaletin tedrici bir şekilde ve hürriyet içinde kurulması düsuncesi hâkimdir. eşhur Yunan Filozofu Demokrit 2400 yıl önce sosval adalet kavramını çu kısa fakat çok canlı ve 'mânalı cümle ile belirtmişti: «Ancak halkının en büyük çogunlnguna en az ölçüde bir ıstıraba karşılık en büyük ölçüde bir mntluluk saîIayan toplumlarını yasamaja hakkı vardır.» Bu söz buçün de canlılıSını kaybetmemiştir Hak ve hukuk kavramının temelinde bu gerçek yatmaktadır. Efpfle gorüyoruz ki Türkive, bir süreden beri, bunun tamamen tersi hir vola yönelmiştir. hukuk goruşu • • •••••• TEŞEKKUR Açık kalb ameliyatı Turkiye Öğretmenler Sendikası, üyemiz Hüseyin Akabah'nın oğlu Mahmut Akabalı'ya 25 Mayıs 1967 gunü Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakultesir.de basarılı açık kalb ameliyatı yapan ve vavrumuzu hayata kavuşturan Sayın Doç. Dr. Vefat ve TeşekkOr Sahire îlker'in eşi, Dr. Orhan îlker ve Y. Mühendis Beyhan îlker'in babalan, 01cay ve Bırsen Îlker'in kayınpeden, Yalçın ve Deniz Îlker'in sevgıli dedeleri, eski Izmir Lisesi matematik ögretmeni ve tzmir mebusu B Ahmet Nazrni Îlker'in vefatı dolayısıyle cenaze merasimine bı?zat katılan, telgrafla, telefonla ve eve gelmek suretiyle büyük acımızı paylasan bütün akraba dost ve arkada«larımıza ve merhumun eski talebesi olan muhterem zevata teşekkür ederiz. Evlâtlan Cumhuriyet 64M KAYIP Diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Bayram Oğus (Cumhuriyet: 6452) AYDIN AYTAÇ'a Dr. özdemır Demir'e ve yardımcılarına sonsuz tejekkürlerini sunar. Türkiye öğretmenler Sendikası Ankara Şnberi (Heris Rek: 1792) 6454 TESVİYECt ARANIYOR Müracaat Sirkeci Demirkapı No: 7, Karyola Fabrikım (llâncıhk: 753) 644S M DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIGI Sejir ve Hidrografi Dairesi Başkanlığından blldirilmiştlr. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 55 SAYIU BİLDİRİ 20 ilâ 22 Haziran 1967 tarihlerinde 09.00 üe 17.00 matleri arasında aşağıdaki noktalan birleştiren saha içinde seyretme; demirleme; avlanma ve bu sahanın 10000 metrey» kadar olan yüksekllği can •• mal «nniyeti bakımından tehlikelidir. KARADENİZ İSTANBIJL BOĞAZI METHAIİ 1 nd nokta : £, 5832 No. lu Şile fanerinden 002 deree* ,. . .^^.,»..,.. v 18 mil mesafedekl «nlıemi 41 deree» 28 dakika Kuzey, boylamı 29 der«o« 98 dakik» Doğu olan nokta. t nd nokta : Enleml 41 derec* 50 dakika Kusay Boylamı 29 derec* 38 dakika Doğu S ncfl nokta : Enlemi 41 derec* 50 dakika Kuzay Boylamı 30 derec* 17 dakika Doğu 4 ncu nokta : Enleml 41 derece 28 dakika Kuzey Boylamı 30 derece 17 dakika Doğu. DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULUR. (Basın 17055/10440) YARIN Hukuk ve sosyal adalet açısırrdan temel haklar Bireyci hukuk göriişü işinin hür zekasına, özgür insan düşüncesine değer verenler ve klftsik uygarlık fikrinden hareket edenler, totaliter ideolojileri bu jygarlık için zararlı ve yıkıcı olarak nltelendirirler. Fakat öte yandan zekası, çalışma ve teşebbüs kudreti Ustün olan blreylere meydanın boş bırakılmasını ister ve bu nitelikte olmayan kisilerin ezilip harcanmasını da, doğal bir kanun gibi, tabil bulurlar. Meselft Ingiliz Devlet adamlarından ve ünlü tarihçilerinden Macaulay söyle yazıyordu: «İdarecllerimiz sadece meşru vazifelerini görmekle, yani sermayenin en kâr b işlere yatınlmasım, ürünlerin ! gerçek değerini bulmasını, çalış I kanlık ve zekânın tabu mükâfaatını elde etmesini, tembellik ve bndalalıfın lâyık olduğu âkibete doğru koşmasını serbest bırakmak; asayişl sağlamak. mülkiyeti korumak, mahkeme masraflannı indirmek, devlet hizmetlerinde son derece iktisada riayet etmek suretile halkın ilerlem ve gelişmesine daha iyi yardım etmiş olnrlar. Hükümet böyle hareket etsin, halk ondan ötesini yapmaktan geri kalmaz». Bu, Ouesnay ekolünün, yani Fizyokratlann, «Laissezfaire et laissez passer» (Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler) prensibinin başka türlü deyimlenmesidir. Gerçekten de Macaulay'in yukarıki satırları yazdığı 19. Yüzyıl ortalarından Avrupa Devletlerinin başında bulunan hükumetler böyle yaptılar; Ne var ki kişüer ondan ötesini Macaulay'in düşün K Şişli Etfal Hastahanesi 1 lnd Doğum Kliniğinde başarılı bir ameliyat ile beni sıhhate kavuşturan Op. Dr. TEŞEKKUR NEZİHİ ORHON ı : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : : . ' ; • •«••••••••••••»•••«•••••••••* ' ile yardımlarmı ve ilgilerüıl esirgemiyen Op. Dr. Hftdi Sungur'a, Dr. Galip Çınar'a, Dr. Erdinç Köksal'a, Narkozitör Dr. Ayhan Sanbay'a, Hemştre Nimet Koray'a, ve sıhhatim 1 le yakından ilgtlenen tkinci Doğum Servisinden EBE ZtYNETt HATAT ile ebe îkbal'e ve hemşirelere teşekkürü bir borç bilirim. Mesrure Benokan (Cumhuriyet: 6449) Sirkecİnln Merkezl yerindeki depo, gara] ve iş yerleri îşletnesînde işbirliğl yapacak arkadaş aramyor. Tel: 27 16 32 İlancılık: 751/6446 TEŞEKKUR Çişll Etfal Hastahanesi 3. cü Dahiliye Kliniğinde bana gereken ilgiyi gösteren, teşhisi koyup ameliyata hazırlıyan Doç Dr. Köy İşleri Bakanlığı YSE. I. Mınhka Kontrol Âmirliğinden: 1 Mukavelesi feshedilen, Edime Meriç Küplü grup köyleri içmesuyu Inşaaünda taahhüdün geri kalan (297559.70) Tl. keşif bedelli kısmı, (6200 sayılı kanun 34. maddesi gereğince tatbik edilecek esaslar) hükümleri dahilinde, müteahhit nam ve hesabına, birim fiatı esası uzerinden, kapalı zarf usulüyle eksiltmeye konulmuştur. 2 Eksiltme lS^Age? cuma günü saat 15.00 de Istanbul, Be•iktaş, Çırağan Caddesi No: 75/8 deki Mtntıka Kontral Âmirliği binasında yapılacaktır. 3 İhale evrakı aynı binadaki içmesulan sefliğinde ve Edirne YSE Müdürlüğünde görülebilir. 4 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin; çalışma tasansı ve teçhizat bildirisi, Mali durum bildırisi, Teknik personel bildirisi. taahhüdündeki işlerin bildirisi ve Eksilüne şartnamesinde kayıth diğer belgeler ile (C) grupundan müteahhitlik karnelerini ekliyerek hazırlayacaklan dilekçeleriyle engeç 10/6A967 cumartesi günü saat 12.00 ye kadar Muıtıka Kontrol Âmirliğine müracaat etmeleri ve ihaleye iştirak belgesi istemeleri lâzımdır. 5 Teklif mektuplarına 15652.39 Tl. geçici teminat ile 1967 yılma ait Ticaret Odasj belgesi eklenecektir. « Teklif zarflarmın en geç eksiltme saatinden bir saat evvaline kadar Mıntika Eksiltme Komisyonu Başkanlığuıa makbuı mukabilinde teslimi gerekir. 7 Postada vâld gecikmeler ve telgraf ile yapılacak müraeaatlar kabul edilmez. (Basın 16731/6426) SUAT EFE'ye ve ilgilerini esirgemiyen Basasistan Dr. Semıh Abbasoğlu'na, Dr. Sümer Karamustafaoğlu'na, Dr. Burhan Kıp'e, Dr. Halis Karsu'ya, Dr. Agâh Parmaksızoğlu'na, Dr. Şevki Albay rak'a, Hemşire Sevgi Olcay'a ve 3. Uncü Dahiliye Kliniği talebe hemşire ve personeline teşekkürü bir borç bilirlm. Mesrure Benokan (Cumhuriyet: 6448) Nimbiis Orta Doğu'da patlak veren hidiselerin sebeplerini v« Mısrr'm bugünkü durumunu açıklayan büyük eser: NASIR Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Müdürlüğünden Eylul 1967 de Paris'te açılacak olan V. Genç Sanatçılar Biennaline memlekeümizin de katılması Millî Eğitim Bakanlığınca karar altına alınmıştır. Biennale katılma, aşağıdakı branşlarda olacaktın a) Resım (katılmak isteyenler en a2 yedi eser vermelidir) b) Heykel (En az üç eser verilecektir) c) Gravür (En az sekiz gravür verilecektir) d) Fotoğraf (En az onbeş fotoğraf) e) Tiyatro dekorlar ve kostüm maketleri (Biennalce tesblt edilecek konular yakında, Resim ve Heykel Müzesi Kaleminden öğrenilebilir.) Biennale katılmak için tamamlayıcı bilgilerin Resim ve Heykel Müzesi Kalemioden alınması rica olunur. (Basın 16998/6428) 1 L  TS Bartın Devlet Hastanesi ve Göğös Hasfalıkları Hastanesi Bastabipliğinden Hastanelerimizin 1967 mall yılı ihtiyacı olan 125635 00 lira muharnmen bedelli 9442,15 lira geçici teminath 33 kalem yiyecek ve temizlik maddesinin 21 Haziran 1967 çarşamba günü saat 11.00 de Bartın Devlet Hastanesi Baştabipliği makamında kapalı zarf usulü eksiltrne ile ihalesi yapılacaktır Taliplerin geçid teminat yabrarak teklif mektubu ve Ticaret Odası belgelerinı ihale saatinden bir saat evveline kadar Devlet Hastanesi Baştabipliği tnakanında toplanacak Komisyona vermeleri şarttır. Şartnameler Ankara, tstanbul. Zonguldak Sağlık Mudürlflgti U« Hastanelerimizde görülebilir. (Basm 16674/6420) Yazan: Ahmet Abuel FFTH Çeviren: Nusret KURUOĞLU 275 sahife, 1250 lira. Bütün kitapçılarda bulunur. Ödemeli gönderilir. REK TUR Kitap ServisJ Nuruosmaniye Cad. 81 Emek İg Ham Reklâmcılık: 2022/6451 Pendik Belediye Başkanlığından Belediyemiz çevresinde Ankara caddesinde mevcut rıhtrmm ilâve inşaatj isi kapalı zarf usulü ile yaptirılacaktır Keşii bedeli 70.000. lira olup geçic; teminatı 4750. Uradır. İhalesi 16.6.1967 cuma çünu saat 15.00 de Belediye Encümeninde yapılacaktır Taliplerin 13.61967 salı günü akşamına kadar ış saatleri dahilinde Belediye Fen Şefliğinden yeterlik belgesi almalan ve 2490 sayıh kanun hükümlerine göre hazırüyacaklan teklif mektuplaruu ihaleden l saat evvel rnakbuz mukabilinde Belediye Başkanlığına vermeleri daha fazla malumat almak isteyenlerin is saatleri dahilinde Belediye Fen Şefligine müracaatları ve postada vâki eecikmelenn nazan itibare alınmıyacaSı ilân olunur (Basın 16596/6422) Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Faküllesine Asistan Alınacaktır Pakultemiz Klinik Bilünleri, Temel Tıp Bilimleri, Toplum HekimHği ile Yüksek OkullanmiKn çeşitli bölümlerine asistan alınacaktır. Adayların Yabancı dil ve bilira imtihanlan 27 Haziran 1967 salı günü yapılacağından isteklilerin 2fi < ' 'ir^n 1967 pazartesi gunü akşamına kadar Fakültpr^ı? Dekanlıgına müracaatları duyurulur. (Basm 17015 A. 6432/6419)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle