08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Yakup Kadri'nin 3 ESERİ SODOM ve GOMORE HÜKÜM GECESİ HER KİTAP ON LİBA BİLGİ YAYINEVİ Yenişehir ANKABA (Cumhuriyet 6374) ZORAKi DiPLOMAT umhuriyel 44. yıl soyı T5590 KTJRDCUStl: TUNUS NAD1 TelgraJ vc mektup adresfc Cumburlye! fatanbui Posta Kutusu: tstaabu) No 246 TeJefonJar: 2 2 4 2 9 0 2 2 4 2 0 6 2 2 4 2 0 7 2 2 4 2 B 8 2 2 4 2 8 9 Türk Hiciv ve f '• Mizah Antolojisi Başlangıcından bugüne Türk edebıyatında hiciv ve mizah alanında yazılmış en güzel yaa ve şiırlen bır araya getıren ve M. Sunullab Ansoy tarafından hazırlanmış ve derlenmiş olan bu güzel teıtap Varlık îayınlan arasında 4 lira fıyatla çıkmıştır. (ÜâncıUk: 642/6340) Pazartesi 5 Haziran 1967 MP GENEL BAŞKANI OSMAN BÖLÜKBAŞI, TAKSİMDE «TÜRKİYE NERETE GİDtTOR» TOPLANTISINDA KONUŞTU. Feyzioğlu: «Rehberimiz Atatürk milliyetçüiği)) İNGİLTERE VE FRANSA'DAKt «TOPÇU GÜNÜ» KUTLANDI BÖLÜKBAŞI TAKSİMDE KONUŞTU: «Anayasa'mn kötü politikacıların eline bırakılmasına karşıyız» Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı dün Taksimde on bine yakın İstanbullunun katıldığı mitüıgde, •Türkiye nereye gidiyor» başlığı altında günün konularına temas etmiş ve Cumhurbaşkanı Sunayın «Anayasa sosyalizme kapalıdır» şeklindeki demeci ile ilgili olarak .Sayın Sunay, Anayasa şuna kapalı buna kapalı derse, Anayasayı politikadaki düzenbazlann eline bırakırsa, ona da karşı çıkanz» demiştir. Demokrasinin Türkiyede henüz oturmamış olduğunu belirten Bölükbaşı, Demirel'in çeşitli beyanlarına rağmen iktidann da bunu bildiğıni ve endişe içinde bulunduğunu belirterek özetle şunları «öyleraiştir: «Demirel şnrada burada yaptığı konnşmalarla cesaret örneği vermeye çalışıyor. Arkasından Genel Kurmay Başkanını çeşitli yollarla Cnmhnrbaşkanı seçtiriyor, Sayın Snnay'ın çizmesine nğuuyor. Bir zamanlar Tural'ı düsörmek için meşhnr mektnp hikiyeslni çıkaranlar, çok geçmeden, ne bikmetse billnmeı TnraHa dost olnyorlar. Ordu isterse baskanlannı değiştirebilec«ğini idrak edemiyorlar.» Bolükbaşı daha sonra Demirel ve iktidarının, rejimin yıkılmasına sebep olabilecek bir yol tuttuklarmı ileri sürmüş, «Demirel bn yolda yürümeye devam ederse ve halk bana rağmen A.P.'ye oyunu verirse demokrasi tehlikeye girer. O zaman tarihin tekerrür etmesini beklemek hiç de güç olmaz» demiştir. Politikacüara şiddetle çatan Bölükbaşı, halen politika içinde bulunanların °'o 90'ının ahlâksız ve halkı kandıran şartlatanlar olduklarını söylem ve Türkiyede Demokrasinin yaşaması için, bugünkü politikacıların yerıni siyasetle uğraşmavan münevverlerin almasının şart olduğunu belirt(Arkası Sa. 7. Sii. 4 de) UÇAK KAZASINDA 160 KIŞI OLDU (Dış Haberler Servisi) Dün iki İngiliz uçağı, biri Fransa'da, diğeri İngiltere'de olmak üzere, düşmüş, birincisinde 58, ikincisinde ise 72 kişi ölmüştür. Manchester'in yakınındaki Stockport şehrinin yaknuna düşen ikinci uçağın, yerde can kaybına yol açtığı açıkianmıştır. ınonu; gelişmeleri dikkotle takip edin,, dedi 5 •• •• Çetin ÖZBAYRAK POLATLI «Topça günfi» dün Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve CHP Genel Başkanı Ismet Inönü'nün de katılması ile Polatlı Topçu Okulu'nda kutlanmıştır. Topçu gününde, bir konuşma yapan Inönü, okul komutanı tuğgeneral Alp Ölmez tarafından «topçulann en büyüğü. devletimiz kuruculanndan, bugünkü deyimle ikinci adarn» diye, topçu subaylan ve misafirlere tanıtılmıştır. Inönü konuşmasında, genellik le topçuluk konusundakı anıla(Arkası Sa. 7, Sü. 3 de) PARİS'TE GÖSTERtLER S1RASİ1SDA BÎR UÇAK DA HALKIN ÜSTÜNE DÜŞTÎİ İlkkaza FRANSA Tâtillerini îspanyanın Costa Brava sayfiyesinde geçirmeyi tasarlıyan 83 İngiliz turistıni tasıyan DC4 tipinde dört motorlu «yaşlı» bir yolcu uçağı, gece yakıt ikmali için îspanyol sının yakınlanndaki Perpignan'a inmeye çalışırken civardakı Canigou flagırıiTi yamacına çarparak infilâk etmiştir. Fecî kazada, 83 yolcu ve beşi de uçağın görevlisi olmak üzere 88 kişi ölmüştür. Kazadan kimsenın kurtulamadığını doğrulayan Fransız jandarması, «The Air Ferry» şirketince kiralanan uçağın, dağın yamacına çarpıp infilâk ettikten sonra dört parçaya bölündüğünü ve bu parçalardan birinin 40 metre derinüğindeki bir ucuruma uçtuğunu bildirmi$tir, Uğursuz dağ Dünkü kaza ile Ispanya'nm Costa Brava sayfiyesine turist naklederken Canigou dağına çarparak parçalanan İngiliz ucaklannın sayısı üçe yükselmiştir. Perpignan bölgesi de bu şekilde, uçaklar için gerçekten «Uğunıu bir bölge» ünvanuu kazanmıştn. Zira 1945 ten bu yana, Perpignan çevresinde on uçak kazası olmuş ve 214 kişi ölmüştür. Son kaza, bunlann en fecisi olmak tadır. MANCHESTER «DC4. ün değıştinlmış şekli olan «ARGONAUTE. tıpı bır yolcu uçagı dün sabahın erken saatlerinde, Manchester yakınlarından Stock port'un merkezine yakın bir ala nın üzerine düşerek parçalanmıştır. Uçakta 78'i yolcu ve 5'ı de gö revli olmak üzere 83 kişi bulunuyordu. Hava yollan şırketi, yolculardan 72 sinin öldüğünü bildirmiştir. Kaza, Türkiye saatiyle 10,05'de meydana gelmiştir. Uçak, Kanarya adalanndaki Las Palmas'ta tatillerini geçiren îngiliz turistlerini Manchester'e getirmekteydi. GUNUN DRAMI ŞÜKRAN SONER yç AnUun: ESAT KÖSEOĞLU DÜN BOĞAZDAN GEÇEN 2850 TONLUK SOVYET MUUK1Bİ Fotoğraf: Selçuk AYBATAR Boğaz'dan iki Sovyet savaş gemısı daha Akdeniz'e geçti Büyük oyunlar arasında Türkiye Mısır Urdün'de yığınok yopıyor (Dış Haberler Servisi) Akdenizdeki boğaz ve kanaUar dün askerl gemilerin geçisi ile harekenı bır gun geçirmışlerdır. İstanbul ve Çanakkale Boğazlanndan biri muhrip olmak üzere iki Sovyet gemisi geçerek Akdeniz'e açılmışlardır. Süveyş kanaiındansa, «Dyess» adındaki bir Amerikan muhribi, iki kıyıdaki Mısırlılann aleyhte tezahüratı arasında geçmiş ve Kızil Deniz'e girmiştir. Cebelütank Boğazında da, Ingiliz donanmasına ait «Vallian» nükleeer denizaltısı, Akdeniz'e girmek için beklemektedir. Ziraat Fakiiltesi, Orman Kanunu değişikliğine karsı ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) 6831 sayılı orman kanununun birinci maddesinin değiştırilme sı suretile (orman târifinin yenilenmesi) ne karşı olan teşekküllerden Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin Tanm Bakanlığı yetkiülerine verdiği tebliğın metni açıkianmıştır. Ziraat Fakültesi yetkililerı. or manın târıfinde yapılacak değışikliğe karşı çıkmakta ve bu durumu üç madde hâlinde şöyle açıklamaktadır: «Tanm bakanlığının 6831 sayılı orman kanununun maddelerinin değiştirUmesi hakkındaki kanun tasarısı taslağı ile bu tas lağın hazırlanmasına esas teşkil eden iki gerekçe tetkik olundu. (T) Bugün yapılması düşünülen değişıklik 85.1956 tarihinde yurürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 1. maddesinin rfegıştirilmesi isteğidir. Ormau Kanununun temel maddesini teşkil eden ve orman tarifini yâpan 1. madde(Arkası Sa. 7, Sü. 2 de) Paris'teki kaza PARİS; Paris yakınlanndaki he Bourget havaalanındaki gösterüer sırasında Fransız hava kuvvetleri akrobasi grupuna ait iki uçak düşmüş, pUotlardan birisi ölmüştür. Bu arada uçağın düştüğü yere yakın bulunan bazı seyirciler de yaralanmıştır. Kazadan biraz önce bir Mirage 5 jet uçağı da dikıne inişe geçtiği sırada hızla piste çakılmış, fakat pilot otomatik sandalye ile kurtulmuştur. İkinci kaza da aynı şekilde cereyan etmiş, fakat pilot otomatik sandalyesini kullanamamıştır. (a.a.) "Arkadaşıma yardım içinkarakola gitmiştim...,, 2 nsanı kolayca ipe götürecek, dünyanın en iğrenç suçlarından I bırıni ışlemekten sanık olarak, altmışdört saat nezarette kal• mama ve gazetelerdeki neşriyat yüzünden halkın nazarında bir canavar gibi görünmeme sebep olan olaylar zinciri 14 Mayıs pazar günü başlamıştı. O akşamüstü benimle beraber üç gün nezarette kalan arkadaşlarım Hayatı Sansakal, Fıkret Dayıoğlu ve Fettah Naza ile kaidığımız eve gelmiş, akşam yemeğım ıçm yumurta almak üzere tekrar dışarı çıkmıstım. Çarşıdan donuşumde kaidığımız apartmanın önünde buyük bır kalabalığın toplanmış olduğunu gordum. Apartmanın bodrumunda bir çocuk cesedinın bulunduğunu soyledıler. Ben tabiı üzüldüm. Hemen içeri gıremedım. Ancak kalabahk dağıldıktan sonra kaidığımız daıreye çıktım, yemeğimı pişirdim. Fakat olayın bana tesır ettiğınden olacak yemeğimı yiyemedım. Çamaşır yıkamaya başladım. Aşağı inmek istemiyordum Bu sırada küçuk çocuğun ceseaini bodrumda bulmuş olan oda arkadaşlarımdan en küçüğü Hayatı Sansakal ağhyordu. Olay onu çok üzmüştu, «Ağabey kapımızı çaldılar, küçük bir çocuğun kaybolmuş olduğunu söylediler. İki hanım bodruma da bakmak ıstedıklennı, fakat karanlık olduğu ıçın korktuklarını behrttiler. Ben onlara birükte mebüeceğimizi bıldırdım. Çakmağımı çaktım ve hep beraber bodruma gırdik. Çocuğun ölusu orada duruyordu » dıye ağhyarak olayı bana anlatıvordu.. unün Boğazdan Sovyet savaş filosuna ait modern ve en son model ağır toplarla mücehhez bir harb gemisi ve bir harita gemisi daha dün sabah şafakla beraber Boğaziardan geçerek Akdenize açılmıştır. Sabah saat tam 430 da tam yolla Karadeniz Boğazı önlerine gelen Rusların 295 borda numaralı muhrıbı Kavaklara gelmeden evvel yavaşlayarak yol kes mış bilâhare de ağır yolla, Boğaza girmıştır. Saat tam 4.45 de fenerler hattını geçen 295 borda numaralı muhrip, boğaz rotasım takıp ederek tstanbul boğazını bır saatte katetmis ve 5.45 de de Ahırkapı açıklarında süratıni artırarak yine tam yolla Marmara denizine açılmıştır. 2 bacalı ve ağır toplarla kaptan köprüsü üstündeki modern radar ve telsiz âletleriyle ilgi çeken Rus muhribini halk Boğaz sahıllerinde yakından izlemiştir. 295 sayılı muhrip 2850 tonluk olup 45 milimetrelik 16 şar top ve mayın taşımaktadır. Rus gemisi tstanbul Boğazmdan geçerken evvelki günkünün aksine olarak güvertede hiç bir personel bulunmuyordu. Harita gemisi ise saat 09.45 de Boğazdan geçerek Akdeniz'e açılmıştır. (Arkası Sa. 7, Sü. 1 de) TmVIBAS Ortadoğndaki buhran Üçüncü Dünya Harbinin hazırlığı mıdır? Toksa aksine dünya harbini önleyecek bir dengenin kuruluşu mu tamamlanraaktadır? Bazı Batılı yazarlara ve bizim karamsarlarımıza göre Akabe Körfezi olayı hazırlık değil, hattâ pek yakında patlayacak bloklar arası savaşuı ilk basamağıdır. Daha çok tek yönlii olan bu görüşün arkasında hemen bissedilmektedir ki, «sailarımızı sıklastıralım, eğer bir Israel Arap çatısması baslarsa, kuvvetimizi Amerikanın ve îsrael'in kefesine koyalım, tehlike ancak bu yolla önlenebilir» hesabı vardır \e aslında yıllardanberi uygulanan tek yanlı tırmanma politikasının hesabıdır bu. Oysa gelismeler ve olaylar gösteriyor ki, durum artık eskisi gibi değildir. Savas sımdi bir tarafın saflarını sıklastırıp saldırıcıyı himaye etmesi, saldıncının yanında olmasiyle değil, aksine kuvvetlerin dengelenmesiyie ve saldırıcıların saldırıdan vazgeçmeğe mecbur bırakılmasiyle önlenecektir. Halen Ortadoğuda yapılan da budur. Nitekim Amerika gerçeği görmüs, ihtiyatlı bir politika izlemeğe baslamıstır. Son günlerde meseleyi bir körfezden faydalanma bâbında uluslararası hukuk alanına çekmeğe çalışmakta, böylece buhranı bir noktaya teksif edip isin içinden çıkmak istemektedir. Kısacası Ortadoğu buhranı tehlikeli inisivatifi, tamamen dejilse bile, kısmen Amerikanın elinden almıs, ve Akdenizdeki, Ortadoğudaki denşelenme çabalan bir Üçüncü Dünya Savaşı ihtimalini yakınlaştırmak değil, şimdiki görünüse göre uzaklaştırmıştır. Ancak Ortadoğudaki buhranı, bu buhran dolayısiyle girisilen ku\vet gösterilerini. ve dengeleme yarısını sadece bir bölge ile ilgili olaylar olarak kabul etmemek gerekir. Aslında buhran Vietnam'da sürdürülen savasa karsı hesaplı olarak açıltnak istenen bir «ikinci cephe» dir. Daha doğrusu Ortadoğu, Vietnam meselesini halletmek için terazinin öteki kefesine konulan ağırlıktır. Sovyet Rusya'nın yakın aylarda değisen politikasını hatırlayanlar için böyle İ>ir ağırlığın kefeye konması hiç de sürpriz olmasa gerektir. Gerçekten Sovyet Koraünist Partisi Sekreteri Brejnev'in son gezilerinde söylediği sözler. özellıkle Bulgaristan'da yaptıfı konusma, Rusların aktif bir tutuma girmeğe çalıstıklannı ve hem Kızıl Çin karşısında yıpranmaktan, hem de önceliği daima Amerikanın elinde bırakmış görünmekten kurtulmak istediklerini gösteriyordu. Nitekim Brejnev'in sözlerinin daha mürekkebi knrumadan Ortadoğu buhranı patlak vermistir ve Sovyetlerin bu buhrandaki tutumlarının alelacele alınmıs kararlara değil, plânlanmış bir politikaya dayandığı belli olmustur. Bu bakımdan Ortadoğu meselesini, yukarda da işaret ettiğimiz gibi, sadece Arap tsrael çatısması olarak değerlendirmemek, herhalde olayları bir bölgesel ihtilâf seklinde görmemek gerekir. Hele Türkiye'nin jeopolitik durumu, böyle görmemeyi büsbütün gerektirir. Zira dengelenme sırasında, ve tırmanma yarısında olaylar bir ölçfide büyüyebilir, karşılıklı kuvvet denemeleri, ya da pazarlıklan, ihtilâfı mevziî savaşa kadar sürükleyebilir. Yine bu denemelerde Amerika, Ortadoğudaki ülkelerle mevcut ikili anlasmalara dayanarak, «savası önleme» kumannı da oynayabilir. Türkiye bfitfln bu ihtimaller karşısında hislere dayanan veyahut körükörüne Batı dayanışmasına bağlı bir politika değil, tırmanma yarışına giren, denge noktaUrı arayan dev kuvvetler arasında gelecekteki çıkarlarını koruyacak, o çıkarları tehlikeve sürüklemiyecek bir politika izlemelidir. Sanırız ki, böyle bir politika aynı zamanda dünya bansına da yardımcı olur, NOVAS TÖDMF'nun ANTALTA BÖLGE TOPLANTISI Beraber gidelim Konuşmalarımız bu sekılde devam ederken bir kadın ve bır sıvıl polıs kapımızı çaldılar Hayatı'yi karakoldan ıstiyoriardı. Hayati'ye, beraber gıtmemızi tekhf ettım. Yaşının kuçuk olduğunu, yanında bulunmamın fayda sağlıyacağını dusunmüstum Hep birlikte Aksaray Karakoluna gıttık. Hayatıyi bir odaya aldılar. Ben dışarda beklerken. karakola gelen ihtiyar bir kadın uzuntüden baygınlık geçirdı. Polislerden olen küçük kızın akrabası olduğunu öğrendim. Daha sonra Hayatı'yı Emnıyete gritürmek uzere çıkardılar. Müdahale etmek ıstedim. «Ben de aynı evde kahyorum. dedım, derhal kollarımdan yakalayıp benı de aynı srabanın ıçıne soktular Ne Hayatı, ne de ben henüz hıçbir seyın farkmda deSHdık haşımıza çeleceklerı tasavvur bile edemıvorduk Emnıyette benı ayrı bır odaya aldılar Galıba lelıller şupheyı benım üzerıme cekıvormu^ Bunu o 'aman pek anlıyamamıstım Daha doğru=u cıddıve Hlmamıstım. Ne de olsa Hukuk son sınıf ogrenciM •dım. Suç, ceza, delil denen sevlerın ne olduSunu bıraz bılıyordum Benden süphelenmelerı. benı avn oır odaya almaları ve ilk sorgumu doğrudan d O sruya bır Savcının yapması, henüz bır şey ıfade etmıyordu. Hattâ Savcın.n çok heyecanlı ol'duSunu ve benım suçlu olduğuma ınandığını gördukten sonra da duygulanmda fazla değişıklik olmadı Kısacası aldırmıyordum öncelerı bu davranışlara Millî Eğitim Bakanlığının tutumu tenkid edildi NOVAS VE TUMBAS ŞEHRİMİZDE Yunanistan'ın eski Başbakanı Novas ve eski Dısışleri Bakanı Tumbas, dün Yunan bandırah •Jasop» gemisi ile Istanbul'a gelmişlerdır. Şehrimizde sadece bir gün kalacaklarını söyleyen eski Yunan politikacıları, gemide gö'rüş tükleri basın mensuplarından kendilerine siyasi soru sormamalanhı istemişler ve Yunanistan'da karışıkhklar olduğu hak kındaki bir soruya, «Hiç bir şey yoktur, hayat normal haline dönmüştür* diyerek cevap vermişlerdir. Bu arada Çağlayangil'le de iyi arkadaş olduğunu söyleyen Tumbas, «Kendisi ile telefonla görüşmeye çalışacağım» demiştir. Eski Bakanlar dun, gemideki diğer yolcularla birlikte Istanbulun turistik yerlerini, Topkapı, Ayasofya ve di ger muzelerını gezmişlerdır. Millî Eğitim Bakanı Ilhami Ertem, Borsada sendikaeılık konusunda yaptığı konnşmadan sonra bir 5ğretmenle tartışmıştır. Türkiye Öğretmenler Derneklerı Millî Federasyonunun Antalyada düzenlediği seminerde ise konusmacılar Millî Eğitim Bakanlığının sendikalar konusundaki tutumunu tenkid etmişlerdir. Trafik kazasında 10 Ö/Ü 18 yaralı var SENtRKENT Yalvaç • Senirkent yolu üzerinde ve Senirkente 3 kilometre mesafede bulunan Bağlarbaşı mevkiinde vuku bulan trafik kazası sonunda 10 kişinin öldüğü ve 18 kisinin de ağır şekilde yaralandığı ilk gelen haberlerden anlaşılmaktadır. llgilı'er olayla UgUİ Ubkikata baslamıstır. İlhami Ertem Bursa'da BTJRSA Beraberinde Bakanlık ilerı gelenlerinden bazıları olduğu halde şehrimize gelen Milli Eğitim Bakanı tlhami Erten, öğretmenlerle yaptığı bir sohbet toplantısında çeşitli eğitim sorunlan üzerinde durmuş, ve sendikacılık konusunda, «Sen dikalı öğretmenlerin meslekî menfataler konusandski çalışmaları çok normaldir. Ancak sendika mensuplan günlük politika akımlan içine karışır ve sendikaları bir politika vasıtası haline getirirlerse, karşılarında elbette kanon hükümlerini bnlnrlar» demiştir (Arkau Sa. 7, Sö. 3 de) Türk güıeli Avrupa 5 incisi Nice'de yapüan Avrupa GüzeUık Kraliçesl seçiminde Türk güzeli Yelda Güranı beşinci olmuştur. Esmer güzeli Îspanyol Paquita Torres Perez'in Kraliçe olduğu müsabakada, Kraliçenin nedimeliklerine de sırasıyla: Hollanda güzeli Irene Van Caoenhout, Italya güzeli Oeniela Giodano, Isveç güzeli Annika Hemminge ve Türkiye güzeli Yelda Gürani seçilmişlerdir. Resimde Avrupa'mn beşinci en güzel kızı seçilen Yelda Gürani (sagda), geçen seneki Kraliçe ile görülüyor. Savcı Birkaç polis ve doktorun vanında «nrguva baslayan Savcı, beni doğrudan dn^ruva suçu ıs^mek'e ıtham etmeye basladı. Çok hevecanlı, sert ve suçlayan bır ifadevle konusuvor benrten şuçumu ıtıraf etmemı istiyordu. Ben ise son derece sogukkanh ve rahattım. Büyük bir emniyet içinde sorulan suallen cevaplandırıyordum Şüphelerın bende toplanmasma yol açan kanlı mendil, gösterdıler Burnumun kanadığını söyledim. üzunca bir ıp göstenldı. Evde ıp bulunabileceğini belirttim «Bak ıpın uze" n .?V" 5 V a r B u ' Oya'nın saç,. Onu ıple boğarak oldurdun. dediler. Kanl, bir külot po=tPrd,l.r «Hatıelayamıyorum, keıın bir sey söyleyemıyecegım. de(Arkası Sa. 7, Sii. 1 de) ECVE1 GÜK£SİN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle