23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKl ti Hariraıi 1967 CUMHTTRtTET İŞ EGİTİMİ M! • kulları, Köy Enstitüleri ile den yetişenlerin knrdnkları Köy TONGUÇ ve ENVER KARTEKiN (Tatbiki Güzel Sanatlar ÖEretim Üvesi> ss: :: SONUN BASLANGICI YfiRI • ••• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • « • « SÖMÜRGECtLtK Bu tohumlar bir gün boy atar! Eski adıyla Clay, yeni adıyla Mnhammet Ali'nin bes yıl agır hapse mahkum edildiğini gazetelerde önceki gün okudnk. Karan veren on iki kişilik jüri, beyazlardan meydana gelmişti. Ve bir zenci hakkında hüküm veriyorlardı. Bir gün sonra gazeteler Meclis Adalet ve Karma Komisyonnnda Çetin Altan'ın doknnulmazlığı için karar verildiğini yazdılar. Karma Komisyonun Adalet Partili üyeleri, Çetin'in dokunulmazlığını kaldırmışlardı. Bu hükme imzasını basanlar arasına nazar boncuğu gibi bir de M.P.'li karışmıştı. Sosyalizme karsı mücadeleyi ırkçılık taassubn kadar ilkel koşullar içinde yiiriitealer, öyle görülüyor ki, artık ntanmayı ve sıkılmayı bir yana itelemişlerdir. Hukuk kavramına bn kadar ter«, adalet kavramına bu kadar aykırı bir davranısa kayanlara söylenerek söz bulnnamaz. Bunlar Çetin'in dokunulmazlığım kaldırdıktan sonra insan arasına nasıl çıkarlar. Biri yolda kendilerini çevirse : Efendiler, bn yaptığınız nedir? diye sorsa başlarını önlerine eğmiyecekler midir, yüzleri kızarmıyacak mıdır? Rüşvet, yolsıızluk, sahtecilik, kaçakçılık snçlanndan dosyalar hasıraltı ediîirken fikir suçu yüzünden bir milletvekilinin dokunulmazhgını kaldırmak ayıbı Türk demokrasisinin yüzünü kızartacaktır. Ama snratları mahkeme duvarına dönmüş olanların ve her soy adalet kaygısını bir yana itenlerin yüzleri kızarmıyabilir. Adalet Partili politikaeılar demişlerdir ki : Çetin Altan'ı dokunulmazhğı oldnğu için mahkemeye gönderemiyoruz. Savcılı^ın açtığı kovnşturmalar yürümüyor. Dokunnlmazhfı kaldırır, bizden olan bir yargıç bulduk mn atarız içeri! Atamazsak bile yılgınlık yaratırız. Şimdi Türkiyede konuşulan ve bilinen budur; ve bu âdi plânın kaba bir adaletsizlik duygusu içinde yürütülmesi, ister solda olsuıı ister sağda, ister sosyalist olsnn ister olmasın, hukuk bilincine varmış bütün vicdanları rahatsız etmektedir. Ne var ki, iş bu kadarla da kalmıyor. Yürürlüğe konan bayağı plânın bir baska yüzü de vardır : Komprador iktidarı Işçi Partisini yoketmek ve kapatmak hırsları içindedir, sosyalistlere Meclisin çatısı altında tahammülü yoktnr. Sosyalist partisini tasfiye ederek Filipin nsnlü demokrasinin karanlığına dojru yürümek arzularında A.P.'IiIer kendilerini kaybetmişlerdir. Çetin ise kamu oyunda tşçi Partisinin sözcüsü ve temsilcisi tanınmaktadır. Çetin'i komünistlikten mahkum ettirebilirlerse : Işte bakın, bn parti komünist partisidir demedik mi! diye bir kampanya başlıyacaktır. Partiyi halkm gözünde çürütmek için ilk hedef olarak Çetin seçilmiştir. Bnndan sonra sosyalist partisini kapatmak yolunda eylem selişecektir. Oynanmak istenen oyun elle tutnlnr biçimde ortada görünmekte, ve Türk adaleti, hâkimleri, savcıları oyuna âlet edilmek istenmektedir. Hemen söyliyelim ki, bn plân fiyasko vereeek ve iflâs edeccktir. Çetin'i mahkum etmek isteyenler kendilerini tarih önünde şimdiden mahkum etmiş sayılırlar. Memleketi sömüren bir imtiyazlı azınlıfın politikacılan, doymak bilmez iştihalarının hırslarında kanunlarımızı hiçe saymak cür'etindedirler. Bu gidişe «Dur» diyecek kuvvetleri yedi yıl içinde nnntmnşlardır. Oysa adaletsizliğe, ve zulme karşı direnecek cepheyi nnutmak Türkiyede kendi eliyle kendi knyusunu kazmak hamakatini eöstermis politikacılara özgüdür. Bn memlekette 27 Mayıs, Amerikan uydulannın adaletsizlik sofrasında zıkkımlanması için deçil, Çetin Altan gibi yazarlar fikir özgürlüğü içinde düşüncelerini yazabilsinler diye yapılmıştır 27 Mayıs Anayasası bunn emreder, milletvekillerinin dokunulmazlıgı bnnun için yürür. Haksızlığa ve sömürüye karşı çıkan milletvekilinin doknnulmazlı^ını kaldırıp; rüşvetçilere, sahtecilere, kaçakçılara yol vermek 27 Mayıs Anayasasının daha birinei satırına aykırıdır. Ellerine bngün geçirdikleri yetkiyi zulüm ve haksızlık yolunda knllanmak isteyenler, huknkn çiğneyip oy çogunluğunu hukuk sayanlar, ektiklerini biçeceklerdir. Bir atasözümuz «rüzgâr eken fırtına biçer» der; adaletsizliğin ve zulmün tohumlarını bu topraklara atanlar ektiklerinin basadına hazırlanmalılar. Ve bir gün ektikleri tohumlar fışkırıp boy attıgı zaman, «Bunlar da nereden çıktı?» diye şasırıp ağlamayalar. 1 .Ahmet YÜCEKÖKı cüsü Parlmerston 1849 de Avam Kamarası'nda Türkiyenin bağımsızlığınm îngiliz çıkarları için olan öneminden bahsediyor ve hiç bir memleketle ticaretlerinin Türkiye ile olduğu kadar liberal ve avantajlı olmadığını savunuyordu. lll 1! kındırmanın daha başka ve pratik çâresi de bu Enstitüler yokln... tşte KÖY ENSTİTÜLERİ, memleketin böyle Oknllarında güç ve aşılması zornnlu bir ana dâvasını çögerrek anlamını bulmuştur. zümlemek amaciyle knrnlmuş .Hayaî ve U OBu okulları yeryüzünde ilk knran, eğitim ve kulları» idi. toplıım alanındaki derin etkileri ile evrensel bir aı.lama kavuşturan. Türk Pedagogu HAKK1 TONGLÇ'tur. içinde, i?leyerek yetistirmek... Batının Memleketimizde ATATCRK devrimleriyle, yÜ7yıllardır üzerinde dnrdngn. eŞitim ki«gerçek rr.illiyetçilik ve ınsan oirna» inançlarıtapUnııda övgüsünü yaptıfiı. fakat bir türlü nynı eıı küçül. köylere kadar yerleştirmeçe çalıgulayamadığı «tş Oknlu» knrulması ve bn eSişan, bu eseriyle Türkiye'den ziyade dünys tgitim siftemiyle çok yönlü ererean yetiştirilmesi, tira Iileratiiründe ün yapmış olan HAKKI TONilk defa Türkiye'de gerçeklesiyordu. GLÇ'u, yedi yil önce buçün toprağa verroiştik. 1936'da Eğitim Kurslan'ndan baslanarak girlsilen bn yeni hareket, kısa zamanda çelişti. Batının olnmln görüşlerindcn de favdalanan r p OM3UÇ. ilkelerini ATATtRK devrimleTonfnç. bazı denemelerden sonra 1940 da Türki• » rınin gerçekleşmesine yöneltmis bir eğiye'nin her yerinde, özelliklerine göre bir kaç timci iöî. Saltanatın kaldırılraasıyle 1922'de başİli birltşlirerek 20 Köy Enstitüsü açılmasını sa|» layan ve ardı sıra yapılan çeşitli devrimlerin ladı. Ba Enstitülerde hayatta yararlı olacak hilüzcrinden yirmi yıl geçmişti. Saltanatın. Haligilerle, sanat ve ziraat çalışmalarına geniş yer feciliğin, Şeriatçılığm yaşamasinı sağlayan esverildi. Knramsal nitelikteki konular en degerki ıc köbne knrumlar; Cumhuriyetle yıkılmışli olarak işlendi... tı... Fakat, genç Cumhuriyet rejimini memlekeTürkfye. 1940 1946 yıllan arası biçbir tin cıı ıssız köşelerine yerleştirecck yeni orcanmemlekette görülmemiş sekilde kendini tlköğlar mevdana getirilmemişti. özellikle, Tiirk relim seferberligine vermişti. KSy Mnhtarları, köylülrri bu deVrimlerden hissesini benüz alaK3v Knrumlan. Gezici Basö5re<menler, Miifettnamıştı. Tüzyıllardır «Kul. olarak bakılmıs tisler. Milli Egitim Müdürleri, Köy Enstitüleri. kövlümüzün yaşayış, anlayıs ve görüşleri Orta Nahiye Müdürleri. Kaymakamiar, Valiler, Baça^ trp'umu düzeyinde idi. Köy kalkınması, söylev ve edebiyat konusu olmaktan ileri çeçekanlık elrmanlan, Bakanlar v e Cumhorbaskanı meıni«ti. Kövlü yine hakımsız. yoksnl ve kadekövlülerlp elele vermişlerdi. Gerilik ve hileisizri.vle haşbaşa bırakılmıştı. Sa£lık, eğitim, teklmn bir cün önce köyden atılması savaşına girnik kavramlarından biç biri Türk köyüne girmislerdi. Devlet ve halk,, Köy Fnstitülerindrn memişti. Dilimize nymayan, okunması ve yazılyetisen bn yeni tip Köy ögretmenine gerekli ması süç Arap Harfleri yerine, dünyanın en kooknln ve işliği hazırlamak için birlikte çalışılav eltabesi kabnl edileli yıllar geçmişti. Fakat yorlardı. okuryarar oranında hâlâ "belirli bir değişiklik Iste TONGCÇ. b5yle blr devrin yaratıcısı olmamıstı. Köyler bir Saglık Memnrundan bile ve nygnlayıcısı idi. yoksnndn. Sonuç olarak köy, yüzyıllardır çekOnun bnlnşu, düsüneelrri, rahmetli Safîet tiÇi cilesinf siirdürüp gidiyordu. Arıkan v rahmetli Hasan Ali Yücel cibf ileri görüsiü Bakanlann anlayısları ile devletln en nevletirı Anayasası, tulumn hnnların yapılesasii programı hâline gelmişti. mas<nı emretmekte; hükumetler de büyük bir özveri ile bunlara çâre aramakta idi. Fakat ne O drvirde devlet, ynrdnmnzn tkinci Dünya bütçe. iıe eleraan bnna yeter değildi. savasının ateşinden nzak tnttnak ve memleketimîîide demokrasiyi gereeUlestirmek rihi iki 5Türk köyünün Cumhurivetın nimetlerinden favrialspdırmak; onu, içinde bulunduÇu oıta nemli prnblemin yanında «Köy F.nstitüleri kurtmak vP Köy Okullarmı vapmak» amacnı vazçağ düsünce ve düzeninden kurtarmak için «levleliıı ögretmen, Ziraatçi, Teknisyen ve Saflık trccilmeT bir ana dâva olarak ele almıstı. Memurn olarak en az dört yetiskin elemanını w^ 6v Enstitüleri bövle bir tntnm ve anlakö.ve gcndermesi gerekiyordu. Büyük küçiık * » vısla knrnlmnstn. Bn knrnmlard» toplnmu kırk biıı köy için bn elemanların vetistirilerek mnza çok yararlı aydın kisilor vetistirilmis. ongöpdetilmesi hem zaman, hem d e geni«j bütçe lar da förev aldıklan kövlerrte aynı çalı^tna ola.ıaklanna bağlı idi. tempoçcyl? işe baslamışlardır. Artık, Türk köyleri yiizyıllardır özlemini duydniu iş içinde yef~Mi ONGUÇ. toplumnmnzun çoğunluğnnn mey tismis aydın bîr elemanla beraber bulnnacaktı. • * • dan» getiren Türk köylüsünii kısa yoldan Cutnhnrivetin ısıkları kövnn nfknnda rflrünkalkındıracak kuruluşundaııberi doga ile baş basa kalmıs köyü canlandıracak bir eğitim sis müstö. Türk kÖTİiisü nyanıyor ve kımıldamaya hnsJıvordn ATATt^RK devrimleri ancak bn yol t»mi ortaya koymnstn. Devletin nzun yıllar »ağile mı>mleketin ıssız köselcrine rirmete yüz tntlayamıvacagı bn dört elemanın yapacaih ışler imn<!tn. Türk köyü bn sistemle, havalimizde bile çin şimdilik bir, ya da iki elem3iı yetistirmek... Çok vfinlit olması çereken bn »lemanları !âf ye ranlandıramıvacaihmı» ileri hir düzeye kısa zamanda yük«elecekti. rine iş yapan kişiler olarak i« içinde ejHtmek... onları, aralannda görev alacagı vatandasUrın yasayıslannı yadırgamadan kader birlifi yapacak iıstün nitelikte amaca sâhip kılnıak... KısaT ^ j e yazık kf 1946'dan sonraki anlayıs degişcı köye, 5j*fr bir eleman gonderilraeli ki: hem ^ ^ melerî bütün 'Bmltlerî sSndürdn. Canlanan okutsan; hem köyde geçer marangoxlnk, demirve nyanan köyün karşısında, çtkarlan boznlan cilik. yapıcılık sanatlarından birini yapabilsin; kişilerle yalnız oy kaygısı ile hareket eden köavnca ziraatten anlasın. Buııdan baska. köylfi ti politikaeılar el ele vererek bu uyanışa karvatanrissları sağlık bakımından güzetmek, on şı cephc aldılar. Ondan sonraki olanlar, bngün lara grrektiginde ilk yardımlarda bnlnnmak ühepimizce bilinmektedir... zere birlıac köy grnpnna tezici Saitlık memurlaHakkı TONGVC'nn yarattı»! Köy Enstitülerı ve ehe sağlanabilsin. ri ve Knv Oknllan. bngün dünya Pedagoji taukanda ana çizgileri belirtilen bn isleri ribleriiide «Gerçek tş Okullsrının tıygulanma^ı, vapabilecek, böyle çok yönlii bir elemanın milletin kalkınması için en ileri ve miilî bir ancak iş içinde çalıştınlarak vetiştirilmesi tceredavranıs» olarak yer almıştır. kiycrdn. O halde bunlann vetişecckleri okullar, Bizim tarihimiz ise bn olııml.ı harekete enkö'.lerin bölgelerindeki sinat ve ziraat özellikgel olsnları «Türk Milletinin celeccçine kastelerinı kapsayan; her çeşit kültür ve bilıciye ver den vüz karalan» diye damsalıyacak; bnna severpıı l)ir nitelikte olmalı idi... yirci kalar. aydınlann ve yetkililerin dururnuCaîda« milletlerden geri kalmıs olan toplnnn da «Utanç verici bir olaym sorumluları> omumuzun büyük çojunlujunu tez olarak kallarak niteleyecektir... M !••• !••• !••• • •a !••• t llköğretim seferberliği Tonguç'un eğitim ilkeleri Tarih ne diyecek • au • ••i •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a••••>•«•••«••••>••••••••«••••••••• *• Nimbüs muştur. Daha önceden de belirttiğimiz gibi iç unsurların yozehmet Ali Paşa meseleyi hırlaşması ile meydana gelen bir çınlaşmadan kabul etti. «Pa kapkaççı kast, ticaret antlaşmadişahın rahat otnrnr bir te ları yürürlüğe konduktan sonra bası olacağım. Fakat göreceksida dış ticarete el koymuş ve yaniz antlaşma zaman geçtikçe Os bancı çıkarların koruduğu bir manlı Imparatorluğuna daha ticari sınıf Osmanlı devleti siyafazla zarar verecektir» diyen setini ve sosyal yapısım etkileMehmet Ali Paşa'nın sözlerinin meye başlamıştı. Politik gücünü doğruluğu yakın bir gelecekte yabancılar çıkarına kullanan ve ortaya çıkacaktır. Ingiliz ticarî karşıhğında yabancılardan daha ve endüstri çevrelerinin büyük büyük menfaat gören bu sınıf bir sevinçle karşıladıkları söz Osmanh maliyesini içinden çıleşmeyi Hariciye Vekili Palmerskamıyacak bir açmaza sürüklüton Buhver'e yolladığı bir tebyordu. O ana kadar kendisi için rik mektubunda, «Beklenenin önemü kaynak olan ithaiât ve üstünde bir başarı, bir saheser» ihracat vergilerinin kısı^lanması diye tanımlıyordu. üzerine Osmanlı Devleti, harb Sözleşme aşağıda belirteceği gibi olağanüstü hallerde bu kaynaktan gelir elde edemedi. Bu miz şu önemli hükümleri kapsıyüzden Osmanlı devleti dı?arıyordu : dan para alan bir ülke haline O Kapitülâsyonlar kalagelerek 1854 den itibaren mali cak, perişanlığa düştü. Ve borç aldıQ Bütün Osmanh memleğı ülkelerin siyasal ve ekonomik ketlerindeki her türlü tekel baskılarını kabul eder duruma kaldırılacak. girdi. Q Mal satışı ve nakli için tezkere istenmeyecek, isteyen olursa vezir bile olsa şiddetle cezalandırılacak. O Yabancı tüccar yeıli 'icaret antlaşmaları imzalantüccara verilmiş olan hütun dıktan sonra Ingiltere'nin haklardan yararlanabilecek. Türkiye ile olan ticareti göz0 Ihraç edilecek Osmanlı le görülür şekilde artmıstır. tnmallanndan 'ı 12 verçi alıgiltere 1827 yılında Rusya'ya nacak ve ithal edilen mallar 7.500.000 ve Türkiye'ye de 2.500. için ise sadece '• 5 ithal ver000 dolarlık mal satmıştır. 1845 gisi alındıktan sonra tmparade Rusya'ya satış 10.750.000 dotorlugun her tarafına tekrar lar iken Türkiye'ye tngiltere'nin tekrar götürülüp getirilse biihracatı 11.050.000 dolara çıkmıs le başka bir vergi alınmayave 1849 da da tngiliz ihracatı cak. Böylelikle yabancı tücRusya'ya 7.500.000 dolara inerken car bir defahk ödediği düşük Türkiye'ye olan tngiliz ihracatı bir vergi ile malını istedigi artarak 12 milyon doları bulmuşher yerde satabilecek. O Yabancı ticaret gemıle tur. önemli bir nokta olarak beri Boğazlardan serbestçe ge lirtebiliriz ki serbest ticaret Türkiyesinin, sınırlı ticaret Rusyasıçecek. na karşı Kırım savaşında desO Bu antlaşma hükümleri teklemek, tngiliz çıkarları için bütün Osmanlı ülkelerinde kaçınılmaz bir borç olmu.tur. herkesçe uygulanacak. başka devletle de isterlerse, ticaret Osmanlı tmparatorluğunun sosyal ve ticarî hayatını bu derece lerini aynı şartlarla yürüteetkileyen 1838 ticaret sözleşmebilmek için antlaşma irazalaleri yerli sanayii üzcrindekı yıyabilecekler. kıcı etkilerini de göstermiştir. "ngütere ile yapılan bu sözMapoleon harolerini izleyen leşmeyi diğer Batı devletleilk kapitalist aşama dev| riyle yapılan sörfeşmeler izresinde makina ürünlerinin lemiş ve Laissez faire ci düşünürlerin ortaya çıkardıkları sis dış pazarları istilâya başladığını belirtmiştik. 1825 1830 yıllatem kendi devletlerı tarafından rında Osmanlı sanayiinin bel keuygulanmadan Türkiye'ye kabul ettirilmis ve Türkiye'de yürür miğini meydana getiren pamuklu yapımı Manchester fabrikalarılüğe konulmuştur. Fransız Sefiri Roussin'un dediği gibi Ba nın korkunç rekabeti karşısında ezilmektedir. Memleketin pamukbıâli hiçbir zaman bu antlaşma ile yaptığı kadar fedakârlık yap lu kumaş ihracatı durmuş, buna mamıştır. Birçok maddelerde, karşıhk büyük bir ithaiât başlameselâ dpn yağında yeni konu mıştır. tngiltere'den ithal edilen lan vergi eskisinin onda biridir. pamuklu ürünler 1828 de 46J.000 sterlinden 1831 de 1.040.000 sterPoussin antlaşmayı. bir «ticarî inkılâp» olarak tanı/n^yordu. line çıkmıştır. Işkodca'dft4842 de 600 tezgâh çalışırken'İ82İ de tezAntlaşmadan sorira meselâ bir Belçikah tüccar Türkiye'de iat gâhların sayısı 40'a inmiştir. Tırtığı majının ancak ° , ' o 5 ini ver nova'da 1812 deki 2000 tezgahtan 1830 da ancak 200 dokuma tezgâhı gi olarak öderken ihraç edeceği kalmıştır. Fakat 1838 ticaret sözmalı için bir Türk tüccar % 12 leşmelerinden önce sanayiimiz vergi veriyordu. Hattâ bu °'o 12 ye bir Osmanh eyaletinden di küçük de olsa daha tümüyle sönğerine geçirirken de vermek zo memiş, ancak ticaret sözleşmelerinin Türk ticaret ve sanayiirundaydı. Avusturya B.»;vekili nin üzerindeki her türlü korunMetternich gibi muhafazakâr limayı kaldırdığı andan itibaren derler bu antlaşma sonucunda «hasta adamın* daha çabuk <;ö kendini yitirmiştir. Ura.uhart'm belirttiği gibi daha 1830 larda keceği endişesiydeydiler. Batı Bursa yapımı 100.000 parça ipekkapitalizmi Osmanlı İmparatorli ihracına Çin ve Lyon ipeklileluğunun bütünlüğünü korumak rinin rekabetine rağmen devam kaygusundaydı. edilmekteydi. Pamuğun aile için1 icaret sözleşmesinin Osmanh deki işlenişme de sanayi devrimi sanayii ve sosyal yapısı üzeetkili olamamıştır. Yine Urqurindeki «tkileri yıkıcı olhart'a göre pamuğun aile içinde işlenmesi önlenebildiği takdirde Avrupa Türkiyesine daha 5 milyon sterlinlik tngiliz pamuklusu satmak mümkün olacaktır. Elcinin zoru ile 1839 İngiliz çıkarları î da yürürlüğe giren ticaret sözleşmesi yedi yıl sonra sona erecekken tstanbul'daki yeni tngiliz elçisi sir Stafford Canning zor kullanarak sözleşmeyi uzatmış ve yeni bir sözleşme için elverişli ortam beklerken 1849'da gerginleşen Rus ilişkilerinden faydalanarak Osmanlı idaresine 1850'de yeni bir sözleşme imzalatmıştır. İhraç mallarından alınacak gümrük "^16 indirilmiş ve ithal mallarıno daki gümrüklerden de 'o2O bir indirim yapılmıştır. Osmanlı hükumetinin gelirini biraz daha kısıtlayan bu yeni andlaşma'mn hükümleri tngiltere'yi en fazla ilgilendiren toprak ürünlerine uygulanıyordu. Canning tngiliz işbirliğinin yeni bir örneğini veriyor ve 1838 antlaşmasını zor kullanarak 3 yıl uzatmış olmasını unutmuş görünerek 1850'de imzalanan yeni antlaşmayı 1847'den itibaren yürürlükte sayıyor ve Babıâli aradaki farkı tekrar tngiltere'ye ödemeye mecbur bırakılıyordu. Kırım savaşı ve onu izleyen 1856 Paris antlaşmasının getirdiği siyasal bağımlıhk sonucu gelen 1860 ticaret sözleşmeleri Türkiyenin içine düştüğü ekonomik çıkmazın gerçek belirtileridir. 1838 antlaşmalarında belirtilen o'ol2 oranındaki ihracat reşmi 1860 antlaşmaları ile °'o8 olarak saptanmış ve her yıl «il indirilmek suretiyle bu verginin en sonunda °'ol e inmesi karar altına alınmıştır. Sonuç 1 V EFA T Aziz zevcim, kıymetli aile büyüğümüz. hayirsever, âlicenap insan V EFA T Uzun senelerdenberi kıymetli mesaisini şirketimiz hizmetine vakfetmiş olan İdare Meclisi Reisim:z sayın Avukat, MÜSTAFA HAMİI KftRAORMAN 14 Haziran 1967 sabahı Teheran'cb Merkezi Perşekî Fihruzgâr Hastanesinde irtihal etmiştir. Cenazesi 25 Haziran pazar günü öğle namazın: mütaakıp Şişli Camiinden alınarak aile makberesine tevdi edilecektir. Rahmeti ilâhiye'ye gark olstın. Zevcesi: Nebahat KARAORMAN Kardeşleri: Ayşe Akıncı. Mukbil. Bedii Karaorman ve bilciımle ailesi efradı ve yakınları. Not: Çiçek ve çelenk şjönderilmemesi hassaten rica olunur. Reklâmcıhk 2213/7449 Mustafa Hamit Karaorman geçirdiği kısa bir hastalığı mütaakıp Tahrar.'da Hakkın rahmetine ksvuşmuştur. İstanbul'a getirilen aziz nâşı 25 Haziran 1967 pazar günü öğle namazmdan sonra Şişli Camiinden kaldınlarak Üsküdar'daki Aile Makberesine tcvdi edilecektir. Allahtan rahmetler dileriz. TÜRK MAADİN ŞİRKETİ Reklâmcıhk: 2214'7450 nk Sovyet Büyükelçisi S. I. ARALOVun Türkiye Hâtıraları Burçak Vayınevi Dağıtın;: BATEŞ Cumhuriyet 7459 V EFA T Şirketimizin Avukat, kurucularmdan İdare Meclisi Reisimiz sayın Mustafa Hamit Karaorman ANADOLU MADEN TÜRK ANONİM ORTAKLIĞI FAİZSİZ KREDİLİ REYON (Sunğipek) ve VİSKON SAT1ŞINA BAŞLANMSŞTIR Teminat mektubu mukabili faizsiz kredili Reyon ve ve Viskon satışlan yapılmaktadır. Fazla bilgi için alâkahlann ftîüessesemiz Ticaret Servisine müracaatı rica olunur. Tahran'da Hakkın rahmetine kavuşmuştur. İstanbul'a getirilen aziz nâşı 25 Haziran 1967 pazar günü öe\e namazını mütaakıp Şişli Camiinden alınarak Üsküdar'daki Aile Makberesine defaedilecektir Tanrıdan rahmetler dileriz ŞJJSTIGRBANK Gemlik Sunğipek ve Viskoz Mamulleri Sanayii Müessesesi (Basın 18065/7451) Reklâmcıhk: 2211/7448 vrupa sanayiinin Türkiye'ye yüksek ihracatı sırasında ve sonucunda Türk sanayiini söndüren ticarete gayrımüslim reaya aracılık yapmış ve eski sosyal tabakalar piramidini altüst ederek sosyal hierarşide en üst mevkiye geçmişti. tdare edici ve idare edilen sosyal grupların ilişkilerini etkileyen bu sınıf yabancı konsolosların iltimasları ile ortaya çıkmış bir politikacıvurguncu çeteşi halindedîr.'îht'âcat yapan Avrupa îılkeleri bu reayanın devamlı siüâyetlerini bir baskı olarak Babıâliye uygulamışlardır. Bu sınıf kanalıyla Osmanh tmparatorluğunda çıkarlarını yürüten emperyalist güçler tabiidir ki bu aracıların mal mülk ve kanuni emniyetlerini garanti altına almak istiyeceklerdir. Dışarıdan gayn müslim Osmanlılan koruyan devletlerin tatmin edilebilmesi için «Bila tefrükü cinsü mezhep» formülü altında demokratik bir politikanın uygulanması ihtiyacı baş göstermiştir. osyal hayat büyük sarsıntılar geçirmiş müslüman tebaa gittikçe fakirleşmiş, sanatı Avrupa ithalâtı ile kösteklenmiş, zeamet ve tımar erbabına verilmedigi için iç düzen unsurlan bozulmuş ve teokratik idareyi yetersiz bulan bir zümre hürriyetçi fikirlerin önderliğini yapmıya başlamıştı. Böylelikle dı şarıdan ve içeriden gelen ve ikisi de Avrupa sanayi devriminin ürünü olan bu iki baskı karşısınria Tanzimat devrine geçilmiştir. 1 O O O ticaret sozleşmelerinin Gerçekten de Tanzimat Fermanı İ Q J Q ortadan kaldırdığı Islahat Fermanı, Arazi Kanunu " " gümrük vergileri ve hep emperyalist devletler tarafınharçlar ve ulaşım kolaylıkları yüdan ileri sürülen «tdari reform> zünden yabancı tüccar Avrupa baskılanna verilen cevaplar olaTürkiyesinin dışındaki eyaletlerak nitelenebilir. Avrupa devletre'de nüfuz edebilecek hale gellerinin aŞırhklannı kovarak tamiş ve hiç olmazsa iç taraflarda lep ettikleri idari reformlar, soypiyasaya hâkim olmakta olan yer gunculuğun kanuni bir şekle büli mallar ezici rekabet karşısında rünmesinden başka «Düyunu Uburada da pazarları kaybetmeye mumiye» gibi müesseselerin vebaslamışlardır. Yabancı üretim c rimli çahşmasını sağlıyacak bir 'o5 oranındaki ithaiât harcmı bürokrat sınıfınm yetiştirilip yaverdikten sonra memleket içinde şatılması için olduğu iddia edileserbestçe satış ve nakliye yapabilir. bildiği halde yerü malları «Amediye, reftiye, müruriye» gibi Gene malî yetersizlikler sonubir çok vergilere tabi tutuluyorcu bu bürokrat sınıfı hazırlamak du. tkinci bir önemli neden ola«kalem» için «efendi» yetiştirrak, yerli sanayi merkezlerinin mekten öteye gidemedi ve halkteker teker kapanması, Tanzimat tan kopmuş bir bürokrat şınıf beile birlikte gelen ihtiyaçlardaki lirdi. Halk arasında «salla bası al değişikliktir. Halk, değişen sosmaası» «Allahtan saglık. devletyal yapı ve meydana gelen taten aylık» «Çaldımsa da devlet bakalar yüzünden, Avrupavari malı çaldım» deyimleri Tanzimat özenti tüketim maddelerine bübürokrasisirtin Türk diline hediyük bir sempati beslemeye baslayeleridir. mış ve bu da halkm yerli sanaörmüş olduğunuz gibi sayie olan talebini düsürerek sanayi devriminin etkisi ile nayimizin kendi kendini tasfiyevıpranan ve 1838 ticaret söz ye başlamasına sebep olmuştur. leşmelerinin hükümleri ile gitlursa'da 25.000 okka ipek tikçe çöken Osmanlı Imparatorimal eden 1.000 tezgâh 1847 lugu emperyalist düzenin nasıl 1 de 4.000 okka ipek ve 75 tez işlediği ve ticaretle siyasetin iliskilerinin ne derece güçlü olsâha düşmüştür. 1838 1868 arası riuğunu gösterir canlı bir örnekİstanbul ve Üsküdar'dakı kutir. Antiemperyalist Kemalist ihmaşçı tezgâhları 2750 den 25 e, tilâlin askeri zaferlerini ekonoHalep'te 1846 da 300 pamuklu men mik zaferlerle desteklediğimiz sucat imalâthane<=i 150'yp ipekli ölcüde eski günler geri gelmiyekumaşlar yapan 200 tezgâh gene cek. üzücü birer anı ve acı bir 150'ye düşmüştür. Bir süre sonders olarak k='a<*aktır. ra aile sanayii şeklindeki pamuk ipliği üretiminin de durmuş SON ve çiftcinin pamuklarını bükmevip ham madde halinde satmava Prof Dr. Cahit Talas başlamış olduğu anlaşılmaktadır. Avrupa sanayi kapitalizminin Sosyal Politika memleketimizde doğurmuş olduğu buhran bu şekilde gittikçe genişBirinei Kitap liyerek ve tpker teker bütün sanayi kollarına ulaşarak asnn ikinci varısında sanayiimizin tümüyle sönmesine sebep olurken kunduracılık. ter7İlik VP fınncılık kollan dışında bütün tüketim mallarmın Avrupa kavnaklı oldu§u görülüyor. Alman düsiiGenel Dağıtım yeri : nürü Tntomianz'a söre «Bn 7aSiyasal Bilgiler Fakültesi vallı psnaf orflnsn yarı ac yasalayın Memnrlnğu makta yplınt «pnplprcp dilenfilik etmekfedir.» Türkiye'yi bu hale sokan tngiliz çıkarlarının baş söz(Cumhuriyet 7460) A •••••••••••••••••a TEŞEKKUR Sevgili babamız Vehbi Necip Savaşan'ın aylardır çekmekte ol duğu ıstırabdan, yapmış olduğu çok başarılı bir kataract ame liyat» ile kurtaran ve karanhk dünyasını ışığa kavuşturan, müş fik ve eşsiz insanlığı ile bizleri minnettar bırakan tstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Göz Kliniği Direktörü TEŞEKKÜR Oâlum tbrahim Uslu'nun dofustan kalbinde mevcut AtrialSeotai Defect'l. vaDtıkları acık kalb amelivatı ile bertaraf edio benî minnettar bırakan hazik ve müsfik insan Sayın Ooeratör Dr. SİYAMİ ERSEK ve kıvmetli arkadasları Dr. Ercüment KoDman. Dr. Yalcın Güran Dr. Mehmet Abuc. Dr. Hüsevin Cetin. Dr. Ali Mert. Dr. Akei'm Savroan. Dr. Felâ Ersek. Dr. Tezer Arcan Dr. İskender CivicioSlu Dr. Avhan Caner Dr. Sami Ünal"a. amelivattan evvel ve sonra alâka ve ihtimamını esireemeven Bashemsire Advive Taskın ile hemsirelerine. Havdarpasa Gözüs Cerrahi Hattahanesi BastabiD Sekreteri Servet Okumus'a ve Hastahanenin diğer bütün Dersoneline sükran ve saveılarımi sunarım. Yüksel LSLÜ Cumhurivet 7472 KAYIP KocamustafaDasa tlk okulundan aidığım diDİomamı kavbettlm. Hükümsüzdür. Dikran TEKBACAK Cumhurivet 7475 Prof. Dr. Necdet Sezer'e ve değerli mesai arkadaşları Dr. Ruşen Kermencikliye, Dr. Muzaffer Karadede'ye, ameliyat hemşiresi bn. Sıddıka Kaynak ve Saliha Orak'a. Servis hemşiresi bn. Mihriban Akman'a, servis personeli Ahmet, Emine, Ay»e, Fehmi ve diğerlerine, ayrıca hatır soran bütün eş ve dostlara derin saygı ve teşekkürlerimizi sunanz. Eşi: Şadan Savaşan Damadı: Op. Dr. A. Erdoğan Cumhurivet 7473 S Fzici rekabet MEVLÎDI ŞERİF Hüseyin Rahmi Tezel'in vefatının birinei seneî devriyesine tesadüf eden 25 Haziran 1967 pazar günü ikindi namazmdan sonra Kadıköy Caferağa Camiinde okunacak Mevlidi Şerife akraba, dost ve din kardeşlerimizin tesrifini rica ederiz. EŞİ. ÇOCITKLAR1 Cumhuriyet 7474 Hâtırasını unutamıyacağımız değerli eşim, babamız (Diş Tabibi) V EFA T Alaşehir eşrafından Müdürbeyzade Mehmet Bey kızı. müteveff» Hilmi Güral'ın eşi, Oğuz Güral'm sevgili annesi, Meral Güral'ın kayınvalidesi, Dernet ve Bahadır Güral'ın sevgili biricik babaanneleri SALİHATI NİSVANDAN G B NURİYE GURAL 22 6/1967 günü Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 24/8/1967 cumartesi günü öğle namszmı mütaakıp Kadıköy Osmanağa Camiinden alınarak ebedî istiıahatgâhma tevdi edilecektir. Cumhuriyet 7476 Ankara Tıp Fakültesi Dekanlığından 1 Fakültemiz Ortopedi Klir.ığinde ı adet imâ] amplifikatörlü seyyar röntgen cihazı 4936 sayılı Üniversiteler Kanununun 59 uncu maddesi gereğince satınalınacaktır. 2 Bu işe ait fennî şartname DekanİJğımız Hesap Işlerinden almabilir. 3 Teklifleri üzerinden hesabedilecek Tr 7,5 muvakkat teminat ile birlikte hazırlayacaklan kapalı zarfların en geç 2Ö.6.1967 perşembe gıinüne kadar Satınalma Komisyonuna vermeleri (Postsda vâki gecikmeler kabul edilmez.) Öân olunur. (Basm 18159 A. 7464/7464) Sosyal Politikaya Giriş ve Tarihsel Gelişim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle