08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE DÖRT 4Mayısl967 CUMHURÎYET BiZi KASABANIN ŞERiFi KARŞILADI : Burhan FELEK Yer yumuşak, tekme vurmadan öteki dönüyor.. ve sonunda biri ötekinin kafasına bir şişe vuruyor. Herif yerde. Şişe tuzlan buz.. gelgelelim.. şişe kâğıt helrası gibi kırılıveren şeffaf ve hafif bir maddeden yapılmış. Hele kavga sırasında birbilerinin kafalanna attıkları tuğlalardan birisi üstümüze doğru gelirken hep eğildik. Meğer süngermiş. Ne var Id hakikî tuğlalar da var. Atılmaya mahsus olanı sünger! Şunu siyasî kavgalara da tatbik etseler ne iyi olacak! Bir de bir şeyi istenen yere götüren ve istenen yere konan terduğu yerde yaşıyor, dedl. Bunu söylerken gözlerinde ha» ret ve teessür okunuyoHİu. Stüdyodan çlkarken güzel bir çimenlikte vürüyorduk. Dikkatle baktım. Mçğer, yapma çimenlermiş. Hlc farkedilmiyor. Akşam Century Plaza otelina döndük. Bu yeni otel gördüğümüz otellerin en büyüğü idi. 2000 yata ğı olduğunu söylediler. Kart postalınuı arkasmda 800 odası bulun duğu yazıli idi. Gece otelin Santa Monica ismindeki büyük salonunda Cumhurbaşkanımız şerefine SinemacıIık Cemiyetl Başkanı tarafmdan bir zijafet verildi. tkincl defa smokin giylyorduk. Orada bir çok tamnmış artistleri gördük. Şunu söyliyeyim kl güzel kadın olarak isim yapmanAiş bir kaç genç hatundan başks kimse göremedim. Bu taraflara gelen her Türkle alâkadar olduğunu söyliyen Bay Ely Levy ve eşiyle de tanıştık. Bu ziyafetteki masamızda bazı sinema şirketlerinin idarecileri ile Universal stüdyosunda gördüğümüz habeş artist bulunuyordu. Washington Basın Atasesi arkadasımız Erdofan da beraberdi. Habes artistin karısı galiba Haitni bir kadın. Aman bir çehre züğürdü! Allahım övmüş, övmüş de yaratmış. Burnunun sa» köşesinde de kocaman siyah bir et beni.. kan (affedersiniz!) masaya sarhoş geldi. ötekiyle berikiyle öpüşüyordu. Sululuk etmeye başladı. Adamın göğüs mendilint düzeltti. Habeş kızdı. Hiç lâf etmiyordu. Kan habire sulandı. RU küş de bir rop giymiş.. nihayet kavga ettller. Herif kalktı gitti. Kan da arkasmdan. Ne olurdu masada döğüşselerdü Bu ziyafetlerde bize bap konfeksiyon yemek getiriyorlar. Ben hoşlanmıyorum. Deve tabanı gibi kırmızı koca bir rozbif.. ve kremalı dondurma her yemeğüı ana losmmı teşkil ediyor. Amerikada zevkle yediğim yegâne şev, bir nevl çiğ kereviz sapı idi. Hemen her yemekte yedim. Bizde kırk frtin kereviz yiyen deli olurmus. derler. Galiba Amerikalılar bu sözü bilmiyorlar. O aksam da Amerikanın en büyük otelinde daima oldufcu gibi ancak bir gece 'geçirdik.. dağıtılan SÜnlük emirlere göre sabahleyin saat 7 de valizlerimizi kapımızm önüne bıraktık. Otelden sabahlevin dokuzda hareket ettik. 9.45 te hususî uçağımızla San Francisco'ya hareket ettik. Uçuş bir saat 10 daklka idi. Hayaller diyarında Ben progranu gördüğüm zaman Cape Kennedy'den Kaliforniya'ya giderken Palm Spring admdaki yere inmenin sebebini anlıyamadım. Kitaplara baktını. Çöl ortasında 19 bin nüfuslu bir kasaba. Nedir bu?. Ne lüzumu var? diye de söylendimdi. Hata etmisim.. Biz aksam üstü 7.30 da oraya vardık. Kasabanın Şerifi, eşi ve yanında beş on tane luzla bizi karşıladı. Hepsi renkli renkli kovboy gömlekleri, etekleri giyrruşlerdi. Bir cünbüşlü iş oldu.. bindik arabalara.. şoförler hep polis kılıgında. Baktım bizimkinin kulakları kırık. Kelle kulak da yerinde. Biz spordan anlanz. Sen pehlivan mısın? diye sor dum.. Hayır; şolöriiın, dedi. Palm Spring, dinlenmek istiyen kimselerin oturduklan cennet gibi bir yer. Iklim kuru ve ılık. Biraz güneyde Amerikanın en ijrl hurması yetişiyormuş. Şehirde 1500 hususl yüzme havuzu var. Aynca sıcak ılıcalan varmış. Biz görmedik. Gece kasabanın Şerifi Cumhurbaşkanımız şerefine Racquet Clubde bir resmi kabul tertip etti. Orarun eşrafı gelmişlerdi. Cıvıl cıvıl bir yer.. pek sevdim.. büfede envai türlü yemekler ve turşular.. bir tanesini tadacak oldum.. maa zallah.. ekaa biberli ve şekerli.. ak lıma geldi. Biz Amerikaya gidince galiba Amerikan güzelleri grev yapmış olacaklar.. hani ilâç için bir dilber kadına rastgelmiş değiliz. Onun îçin bu kulüpte uzunca sarı saçlarını yana atmıs çapkınca bir kadın herkesi yanına çekiyordu.. haddimiz olnuyarak biz de sokulduk. Biraz konuşurken çehre züğürdü izbandut gibi bir herif peyda oldu. Kocam! diye prezante etti. Adamın hali insanda kadına karşı rnerhametten başka hisle bakmak takati bırakmıyordu. Resml kabul kısa sürdü. Arabalanmıza binlp otelimize döndük. Gece otelin bahçesinden geçerken yaşlıca iki hanım bize lâf attı.. Türk olduğumuzu söyledik.. şunu da lâkırdı arasında söyliyeyim ki; bizim gayri resmî gruptan bir kaç kişimizin neşeli hali Amerikalılann Türkler hakkında ki kanaatini pek olumlulaştırmış tı. Her halde şakrak halimiz hayatı tatmak hususunda ne kadar istekli ve hevesli olduğumuz kanısıru verdi. Bilselerdi ki bu hal uzun ve çabuk bir seyahatin verdigi gevşeme tepkisinden ibaretti.. Kadınlardan birisi uzun uzadı Istanbulu ve Türkiyeyi medhettik ten sonra: Madam Sevinyan var. Türkiyeye gitmek istiyor. Parası da var.. git dedim.. cennet gibi memleket.. uçakla ne kadarcık yer?.. Kadını selâmladık. Tabiî Madam Sevinyan'ı göremedik. Ama anladık ki Palm Spring gibi güzel bir yerde dahi tstanbul özleniyor.. Sabah valizlerimizi gene 7 de kapıya bırakmak icabettiğinden erken kalkmıştım.. O gün sabahleyin Cumhurbaşkanı Sunay, eski Amerika Cumhurbaşkanı Eisenhowerle görüşmeye gitti. Programa nazaran bu ziyaret yanm saatlik tamamen hususl bir şeydi. Chicago'daki basın toplantısında bir gazetecinin Başkan Sunay'a: Başkan Eisenhower'le ne ko nuştunuz? diye sorması hayretimi mucip oldu. Demek onlarda da hususl konuşmaları merak eden gazeteciler var. Palm Spring'den 10.30 da uçağa bindik. 11 i biraz geçe «Los Angeles» milletlerarası hava alanına indik. Bizi kalabalıkça bir Türk topluluğu karşıladı. Burası Amerikanın New York ve Chicago'dan sonra gelen üçüncü biiyük şehridir. Varoşlariyle beraber 6 milyondan fazla niifusu vardır (1967 resml almanak). Ben Amerikayı iyi göremedim. Ama Amerikadaki hayatın ne çalışma, ne yaşama bakımından bizim itiyatlarımıza ve telakkilerimi ze uymıyacağını hemen sezdim. Ne var kl sadece bir müddet için Amerikada kalraak lâzım gelse Kaliforniya'yı tercih ederim. Havası, iklimi, adamlarının zihniyeti, şehirlerinin kuruluşu bakımın dan bize yakın! «Los Angeles» bunlann başında gelir.. şehrin iş yerleri müstesna.. ikametgâh bi naları bahçe içinde ikişer katls köşkler.. cennet gibi bir yer.. Bizi hava alanında «Los Ange les» Belediye Reisi ve refikası kar şıladı. Cumhurbaşkanımıza şeh rin anahtanru takdim etti. A merika seyahatlnde epeyce anahtar verdiler. «New York» un neden vermediklerini sordum.. Bizde değil! cevabıru verdiler. Ne mftna vereceğimi kestlremedim. Ne ise hava alanında fırsat bu fırsat! diyerek bizi gene şu mendebur helikoptere bindirdiler. Efendim sevmiyorum. Bir büyük canavar gibi ağzını açıyor.. bizi yutuyor.. (14 kişi alıyor) son ra ağzuu kapıyor.. haydi havaya.. uçuyor, uçuyor.. yanm saat sonra tekrar bir çayıra konuyor.. tekrar ağzını açıyor.. ve insanları bütiin hâsse ve hassalarmdan mahrum bir halde yere bırakıyor diyelim! Hollywood'daki Disney Land denilen canlandı'rılmış hayal şehrine de gene helikopetrle 20 dakikalık bir uçuştan sonra vasıl olduk. Bildiginiz gibi bu büyük eğlence ve kültür şehrini Walt Disney adında Polonya asıllı bir Amerikalı karton ressamı yaptırmışür. Meşhur Miki Mous'un babası o > lan bu adarn büyük para kazanrruş, şirketler teşkil etmiş ve bu güzel eseri vücude getirmiştir şı ormanlarını gezerken sahilden birdenbire görünen bir fili ve önümüzde sudan başını kaldıran su aygırmı görünce gayri ihtiyari ürktüm. O kadar canlı ve hareketli idi. Burayı epeyce gezdik.. bir boş zamanımda size anlatınm. Bizi LOS ANGELESTE TÜBKLER CUMHVBBAŞKANINI KARŞILABKEN Amerikada herkes hiç olmazsa bir kere buraya gider. Burası bir nevi ileri kültür ve eğlence yeridir. Görmeden bir sey anlatılamaz. Şu kadarını söyliyeyim: Motorbotlar la Afrikanm günes görmiyen vahdolaştıran ve otobüsten dükk&nm önünde bizi seyreden şekerci kızlarına öpücukler yolladıktan sonra yorgun argm lokantaya git tik.. Alacurka sarkılar çalan bir orkestraıun «nağme» leri arasında öğle ycmeğini yedik. Yemekte dostumuz Skura da hazır idi. Oradan haydi helikopterlere.. Ve yanm saatte Universal filim stüdyosuna geldik. Siz stüdyolar arasındaki mesafeyi ve filim sana yiinin Hollywood'daki dağılışını bundan anlıyabilirsiniz; helikopterlerle gidiliyor bir yerden bir yere. Universal stüdyosu büyük bir araziyi kaphyor. İçinde Fransız, îtalyan, Alman, Ispanyol şehirleri var.. hepsi maketlerle yapılmış boş sokaklar.. kahve, bırahane.. meyhane.. falan.. bir küçük derede minyatUr bir zırhlı. Ara sıra bir giîlJe düşüyor yanına. Su fışkırıyor.. muharebelerde bunları kullanırlarmış.. bir tarafta da şakır şakır sun'l yağmur yağıyor. Bu arada bize sinemacılıgın dalavereli ve eğlenceli bir kısmını gösterdiler.. buralarını herkes pa ra ile seyrediyor. tki kişinin sahte döğüşmesini gördülc.. vay amam.. nasıl vuruyorlar. Ama yumruk deymiyor. öyle alışnuşlar sahtekârlığa ki! Birbirlerini yere atıyor, tekmeliyorlar.. boş şeyler. biyeli bir karga istendiği zaman istendigi kadar havlayan bir de terbiyeli köpek gördüm. Pek serdim.. bir kargamn bu kadar terblyelisi kılavuz olabilir sanırım. Bunlar hep sinema artistleri ldiler. Universal stüdyosunda karh or manlarda bulunmuş bir çocuğun macerası çevriliyordu. Kısa bir sahneyl seyrettik. Pervaneler kar taklidi pamucukları pencerelere üflüyorlardı. Filimde oyruyan bir habeş artist Başkanla resmini çek tirmek istedi. Bir başka artist de Cumhurbaşkanımıza: Arkadaşlanmdan birisi TUrkiyede avlanmak istiyor. Yabani domuz çokmuş Türkiyede! deyince: Başkan: Başka memleketlerden daha fazla domuz bulunduğunu sanmıyorum; ama memleketimizde çok av hayvanı vardır. Bu görüşmeler sırasmda 50 sene evvel İstanbulda bir filim çevirdiğimi söyledim. Artistler mem nun oldular. Kendilerinl angaje eifnemi istediler. Burada birer çay içtik. Bizimle beraber stodydda bnHman bir Türk hanımiyle görüştüm. Ben burada evlendlm. Çoluk çocuk sahibl oldum. Ne yapalım insan doğduğu yerde değil, doy XS.MIMA BİZİ FUAMENCO ISTANBIL 06.25 0630 06.45 0650 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 07.55 08.00 08.20 08.40 09.00 09 10 09.30 09 45 1000 10.15 10.25 10.40 11.00 11.05 11.45 12.10 12.15 12.30 12.45 13.00 12.20 12.30 14.00 14.20 14.35 14.50 15.40 15.55 18.00 16.55 17.10 17.20 17.25 17.50 19.00 19.40 19.45 20.00 20.35 20.55 21.00 22.00 22.43 22.45 23.00 24.00 16.55 17.00 17.30 1S.O0 18.30 19.00 19.30 20.15 21.00 22.00 22 15 23.00 2330 24.00 00.30 01.00 Acılıs. Droeram Türküler geçidl (1) Konusma Türküler eecidı (2) Köve haberler Sabah melodilert Habeıier ve hava durumu Küeük ilânlar Sîüdvo G'den Isiaobulda bueün Hafif müzik Müzlkli ovunlardan Citar Kiloları Cesitli devirlerde kadının durumu Radile Ertcnden sarkılar Fraruadan vankılar R.SeıuMten türküler Müzik kutusu Pratik bilcilcr AlitaD K a n c a n d a n tarkılar Arkası yarın >/F >J4 ^. Kı»a haberler • •> • . • •' Sabah konseri • Oo«ret melodilert KUcük ilânlar Saz eserleri Salih Dizerden sarkılar C.Cevher Clcekten türküler Haberler. R. G. de burun Stüdvo G'den Reklara proeramları A Yavascadan u r k ı l a r Pans müzlSi Saz eserleri Melodiden melodlye N.Tüfekciden türküler Kısa haberler E2itim radvosu Cocuk bahcesi Sorun cevaD verellm Kısa haberler Karma fasıl toölulufcl Reklam Droeramları Haberler v e hava durumu Kücük ilânlar Radvo hafif müzik orkertraıl Günümüzün melodileri IsUnbulun sesi 24 saatin olavları Radvo tlvatrosu Reklam Droeramlan Kücük ilânlar Haberler v e hava durumu Caz severlerle basbasa Kaoanıs ISTANBUL IL RADYOSU Acılıs v e Droeram Sizin icin Kücük konser Ivi aksamlar Senfonik müzik Cesitli melodiler Aksam konseri Genclerle beraber Klâsik Batı müziel dinleyici istekleri Cican melodileri Gece konseri Caz m ü z i « Müzikaller Gece varısı icin Hafif müzik Prosram v e kaDanıs YARIN D Ö N Ü Ş YOLÜNDA BULJVLACA 23456789 bir emir. 3 «Saman altından 7 Çevrilince «çağ» mânasına su yürütme huyuna sahip koca bir eski terim belirir, Güney Asız kalmış kadın» karşılığı iki merıkadaki bir söz. 4 Tersi sesi tatlı kuşlara devletin başken verüecek emirlerdendir, bir renk, ti. 8 Bir ticatırnak cüâsı. 5 Cefa ve işken ret işine giren ce, başlıca besi maddelerimizden kâr etmeyi dübiri, bir sıfat takısı. 6 Insan şündüğü gibi bu bazı kisileri bunda dahi görse nu da göze alpek hayra yormaz (korkuncuna 8 malıdır. 9 Bir kâbus adı verilir), sayı yahut batakı, küçük zazı gruplann kendi aralannda say man parçalanogı ve merak gösterdikleri gelenek. dan. PİB BU, BlRiY MdllCOÇOğlU [ konu ve resim: AYHAN BAŞOGLU BEYAZGUL A N KA R A 06.25 06.J0 07.00 07.05 07.30 07.45 0S.00 08.05 08.10 08.05 08.45 08.00 09.20 O9.::5 0S40 10.00 10^5 11.15 11.30 12.00 12.15 12.25 12.30 13.00 13.20 13.30 14.00 14.15 14 35 14.55 15.00 15.51 16.10 16.20 16.00 16.55 17.00 17.30 17.40 17 50 19.00 19.40 1945 20.00 21.03 20.05 20.40 21 00 21.05 21.25 22.05 22 25 22 45 23.00 23 25 24 00 Acılıs. Drogram Günaydın Köye haberler Sarkılar ve O. havaları Haberler v e hava durumu ' Sabah müziei Ankaraaa bugün Kücük ilsnlar Her telaen Küçük ilânlar Yuksel Kinden sarkılar üunümüz Sorunlarınıız Sabah konseri Kısa haberier v e K. ilânlar Arkası v a n n Eüitim radvosu Melodiden melodiye Cocuk bahcesi Operetlerden seçmeler Öi\e müziâi Kıbrıs saati Kücük ilânlar Mustafa Erses v e Nevin Demirdövenden sarkılar Haberler. R. G. de buzün Plâklar arasında Reklam Droeramları Cocuk bahcesi Vedat Gürselden sarkılar Bueüıı icin sectiklerimiz Küa haberler ve K. ilânlar Eâitim radvosu (2) M.Gecevatmazdan türküler Plâklar arasında N.Demircavdan sarkılar Bir bando çalıyor Kısa haberler ve K. İlânlar Ince saz Din v e ahlâk sohbeti Sar. eserleri Reklam oroeramları Haberler ve hava durumu Kücük ilânlar Yıldırav Cınardan türküler Uvkudan önce M Ersbzden şarkılar Silâhh Kuvvetler saati Vural Doeudan Ciian müziei 24 saatin olavları Neden bövle oldular Türk müziei özel Droeramı T.B.M.M. saati Cesitli müzik Haberler ve haTE durumu Gece konıeri Gece varıtına d « l n ı Proeram v e k a o a n n ' SOLDAN SAĞA: 1 Son defa filmi de yapılmış olan «Doktor Jivago» adındaki Bus romanının yazan. 2 «Kalitesi düşük görünen sakınca» anlamına iki söz. 3 Çevirip bazı hayvanların aj'aklarına takabilirsiniz, kuru soguk. i Kanun, yankı. 5 Bir kadiu adı, bir edat. 6 Afrikada bir göl, yağma etme hareketi (Osmanlıca). 7 Erkek evlât, kutsal inanç esaslanna dayanır durumda. 8 Yabancılar (karma söz). 9 Herhangi bir maddenin iç ve esas maddesi, mezar taşlarına yazılan sözler grupu. H • •• O •• H DÜNKC BtaJHACANIN HAlXEDHJvn§ 5EKU NASIL HALLEDİLECEK Yuk»ndakj rakamlı bolmacada «adece 4 tane anahtar (ipacn) ve S tane sonuç, vardır. B03 alao 12 YCKARIDAN AŞAĞITA: karenİD içine 1 den 9 a kadar uygno birer rakam koyarak ve top1 Leon Cavallo'nun tamnmış lanıa, çarpma, çıkartma, bölme is^retlerine dikkat ederek soldan bir operasırun adı. 2 «Etrafı su ile çevrüi kara parçasını ayn sağa ve yukaridan aşağıya bulmacada gösterilen jonaçlan buluuuz ayn dolaş!» mftnasma üç sozlü Hiraz vaktinizi abr ama, bog vaktiniti boşça geçirmiş olursuoua. Arkadaş Islıkları 26 En küçük Şirzat kocaman soba maşasım getirmişti : Al anneciğim! Beş yaşında, yanm yarım konuşan, topacık bir oğlandl ki, Şâhinde hanım bu oğlunu ağabeysine benzetirdi. Bir yerlerde bilmem ne müfettişi ağabeysiyle fazlaca öğünürdü. Onun kadar zeki, onun kadar yakışıklı, onun kadar tam erkek gelmemişti dünyaya, gelemezdi de! En küçüğün büyüğü, ortanca Behzat'sa küçüğün incesi, kurusu, çirkiniydi. Ağabeysi Ender gibi, döne döne annelerine benziyecekti. Apaçıktı bu. Ama Şâhinde hanım dünyada kabullenmezdi bunu. Ince bacaklarının diz kapakları fırlak Ender'i «Eşek suratlı Osman» a benzetir, oğlan da eline ne geçerse fırlatırdı annesine : Hayır, eşek suratlı babama benzemiyorum! Benzemiyorum işte benzemiyorum. Hele benziyor de, vallahi camları kıranm! 1 Kadın gülmekle yetinir, çâresiz « Peki peki, benzemiyorsun...» diye başından savardı. Osmaaaan! Gerçekten de çaşılacak şeydi Osman beyin, karısını kar?ılıksıı bırakması. On gündür her sabah, hemen hemen tıpkısıa*. tanık •»idufiumui bu bicım baiıriD caiırmala ORHAN KEMAL ra Osman bey değil karşılık vermemek, iki eli kanda olsa koşup gelmezlik etsin! Ama ışte bugün, aldırış mı etmıyordu; bakkala mı gitmişti; yoksa, evet yoksa bu hayata dayanamayıp başını almış haydi hayırhsı mı demişti? Allah kahretsin seni Osman gibi. AHah boyunu bosunu teneşirlere getirsin lânet herif! Ömür törpüsü ömür! Ender : Belki de hırsızlar kaçırmışlardır, dedi. Ortancanın aklına yatmıştı: Tamam. Dün bizim sokaktan birileri geçiyordu. Sakallı sakallı... Haa.. ben de gördüm. Kocaman bir de çuval vardı ellerinde değil mi? Bıçak bıçak. Belki de. yürü ulan demişlerdir, götürmüş soymak istemişler. Bakmışlar ki parası yok.. ha? îki bıçak? Şâhinde hanım bütün bunlara ihtima] vermiyordu ama, gine de şaşıyordu. Onu eline bir geçirirse biliyordu yapacağını. Oğlanlar yangına körükle gidiyorlardı : Kemiklerini kır olmaz mı anne? Maşayla kafasına bir vur, patlasm! lArlısn vArl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle