02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHfFE DÖRT 9 Nlsan 1967 CÜMHTTRtTET Tek partiden çok partili siyasî düzene geçişimizin gerçek kahramanı İnönü'dür ESKİ FRANSIZ BAŞVEKİLİ PAUL BONCOUB 1950 seçimlerinde C.H.P. nin ve Inönü'nün iktidarı kaybedişi, yakm tarihimmn, üzerinde durulması gereken bir olayıdır. Bu olayda bence en önem 11 olan, tamamlanmamıs bir inkılâba karşı, haUon derinlere itilmis iç eğilimlerinin, birden uyanısı ve şahlanışıdır... Bir daha tekrar edelim ki; tek parti, tek şef ve otoriter devlet rejiminden, çok partili idare düsenine geçişimizin karar adarru, yani gerçek kahramanı, hakıkaten înonü'dur. Butun askerî ve siyasî hayatı boyunca, ıki büyuk hizmetinden bıri olarak nıtelediği bu geçişin çileleri elbette büyük olacaktı. Fakat înonü iktidarı kaybetmek de dahıl olduğu halde her akıbete, kendini ve arkadaşlannı daha 1950 seçimlerinden once hazırlamaya çalışmıştır. Meselâ onun, 17 kasım 4 aralık 1947 gün lerınde toplanan VII. Partı Kurultayındaki su sözlerıni alalım : «Siy»rt emniyet prensibl, Dev let idaresini kuvvetli bir hiikfimetle yürütmek yanında. açık bir mahalefetin siyaset cihazı olarak mevcut olmasım lüznralu görmektedir. Bn prensip kabul edilince, karşı partinin bolnnmaması, millî bir eksiklik sayılır. Bngiin iktidarda, yann karşıda vazife sahibi olmak ihtimalleri, şahıs bakımından da aynı derecede tabiî görülür» Inönu, Partı Genel Başkanlığının da artık ve Reisieumhur olması dolayısiyle üstunde kalmasının o gunku şartlar içinde uygun olmadığını ileri surdu. Bu şeklın yenne, ayrıca bir Parti Genel Başkanı seçilmesı için karar istıyordu: «Demokratik rejimin bn yeni sartlar içinde gelişmesi devrinde, baklı veya baksız, benim bir parti lehine veya aleyhine tesirim, mflbalâğalı olarak röriilmüştfir.» Bu suretle ve bu kongrede înonu, partinin fiili Genel Baskanhğından da aynlmı? oldu. Fakat asıl kaynaşmalar, C.H.P. mn dışında oluyordu. C.H.P seçim sonuçları tahmininde yanılmıştı yarın bu yığınlardan OY'ların olacaktı.. gelecek duruyordu. Bu dalgalanmanın en dıkkati çeken belirtileri, D. P. kongrelennın gorünüşüydü. D.P. ılk kongresini 7 ocak 1947 de Ankara'da bir sinema salonunda topladı. Kongreye 906 delege katıldı. Daha Merkez kadrosu bile iyice şekillesmemiş, kendi içinde yerleşmemis bir yeni Partinin kongre çağırısına taşraların böyle kabarık bir dalga halıne koşusu, gene ve evvelâ kongreyi dâvet edenleri şaşırttı. Bunu herhalde beklemiyorlardı. Muhakkak kı hazırliksızdılar. Ama yerden bı ter gıbi bıten birtakım parti gö nulluleri, insiyatifi kendiliklerınden ele aldılar. Gelenlere, iş lere nizam vermeye çalışıyorlardı. Her delege de, karşısında teşrifatçı beklemeden kendine bir yer bulmaya çalışıyor, kendi işini kendisi görmeye koşuyordu. Belliydi ki buraya gelenlerden, kimse kimseyi tanımıyordu. Ama garip bir şekılde ve sanki hepsi görunmeyen bir yerden emir ve talimat alıyormuşçasma, herkes» bir disiplin ruhu hâkimdi. Kongre, halk yığınlannın, bel ki henıiz işlenmemiş, ama taze canlılığını taşıyan bu hava içinde açıldı. Karşı taraf, işte bu kavgayı ve onun getirebileceği şeyleri de kavrayamadı. C.H.P. den Kongrenin açılısında kimse yoktu. Ertesi günleri şoyle boyle katılmış görunen bir iki kişi için bu manzara, alay konusu oldu. Kongreyi «karışıklık, derme çatmalık, başsızlık»la vasıf landırdılar. Ama ne var ki loz. Halk Partisı, kendisıni tasfiye edecek yeni bir Seçım Kanununu da kendisi hazırladı. C.HP. iktidarının son Başvekılı Şemsettın Gunaltay, bu yeni kanunu hazırlamak için 11 kisıhk bir llim Heyeti kurdu. Yargıtaydan, Danıştaydan, Ünıversıteden ve Barolardan 11 otorıte Bu heyete Yargıtay Başkanı Ha lıl özyoruk Başkanlık edecekti (!). Partiler de ayrıca fıkırlerini bildireceklerdı. En sonunda da Tasarı, Avrupanın uç buyuk otoritesinin tetkıkine su nulacaktı. Bu konuda Komısyon Başkanlığının partilere yaz dığı tezkere, cidden ilgı çekicı ••• müsaadenizi dilerim. Demokrasi; adalet fikrinden evvel, bir ekseriyete sahip olmak ihtiyacını derpış etmek rejiminde Hiikumete otorıte mecburiyetindedir. Parlâmento sağlayan ancak, mütesanit ve müstakar bir mevcndiyetini tehlikeye düşürür. Ve imar Cumhurijeti (1) bundan dolayı münkariz olmuştnr^ Çanlar kimin için çalıyor? seçimden önce DP. nin bazı yö neticileri ile CHP yonetıcılerı arasında işbırliği temasları olmuştur. Fakat bunlar, bazı tereddütleri açığa vurmaktan ve nabız yoklama derecelerinden ileriye gıdememiştir. Bu konuda Hilmi Uran hâtıralarmda bazı olaylar nakleder. dir • gelen dalga D P. nin kuruluş yankıları, gerek buyuk merkezlerde ve ba sında, gerekse en hucrâ noktalara kadar, taşrada, D.P. kurueulannın da beklemediği geniş yankılar yaptı. Bu genış çalkantıyı iyi değerlendiremeyen yalnız C.H.P. yoneticileriydi. Halbuki dalga büyüyor, kabarıyor ve pek yakında C.HP. nin ustune kapanmak için yaklaşıp .«Münhasıran ilmi, tamamen müstakil, mutlak snrette tarafnz, mesuliyeti ile mütenasip ge nis yetkilere sahip olan Heyetimiz, ber tflrlü siyasî mülâhazalardan uzak, yalnıı ilmi kanaat lan ile tecrübelerine ve vicdanının emirlerine tâbi mesaisinde mnvaffak olabilmek, vatandaşlara mntlak bir emnlyet ve itimat veren, ilmin ve Demokrasinin mutalanna ve memleketimizin realitelerine nygun olan bir Seçim Kanunn projesi hazırlanabilmeJc için, umnmî efkârın temrtîcileri mevkiinde bnlnnan bütün partilerin bn mevzndaki dfisiineelerini öfrenmeyi ilmî ve objektif bir çalısrna metodnnnn sarnrl leaplanndan bilmektedir.» Tasarı hakikaten böyle hazırlandı. Bu tasarıda her şey, çoğunluk içındi. Meselâ eski Fransız Başvekillerinden Paul Boncour, keadisine de gönderilen bu tasarı hakkında görüslerini söyle bildirdi: «Turkiye'yi tebrik etmeye Fakat i?in doğrusu, bılhassa Mechsin feshinden sonra; ıki taraf arasında kıyasıya bir mucadelenın baş iadığıdır. Öyle görünuyor ki, DP önculerı yeni seçimde DP için mut lak bir ekserıyetı pek tahmın etme mışlerdi. CHP ise, iktidardan düşebıleceğinı pek duşunmüyordu. Yânı bu konuda hâlâ kendi kendini aldatmak ve oyalamakla avunuyordu. Halbuki Çanlar, DP için çahyordu!.. Bu niçın böyleydi? Bu sorunun cevabı basit değildi. Bilhassa taşralarda ve tek partı devrinde, ken dıleri için gelecek gunleri bekleyen ve başka turlü bir iktıdar içm hazırlanan genç kadroyu elbette hesaba kaunalıdır. Ekonomık, sosyal, poliük bırçok sebep ve âmiller elbette hesaba katılmalıdır. Ama bunlardan başka. bilhassa ruhi etkiler, yâni halk psikolojisinin çeşıtlı tepkileri bu netıcede müessır dır. Yani aslında bir siyasi hâdise, bir Parlâmento olayı olan 1950 seçimleri bızde ilk defa, toplum yapı sında yer alan bütün halk tabakalarını harekete geürmiştir. Çünkü Demokratlar siyaseti. ilk defa halka kadar indırmeyi ve halka maletmeyi bilmislerdır. Böylece, eski devirlerin enkazı ile, yaşanılan devrin kuvvetleri harekete geldiler, köylüler, işçiler, esnaf, ticaret veya sanayi mensuplan, basın insanları, şehir, kasaba ve köy toplumlarmın bütün tabakaları birden sah neye çıktılar. Tabii, CHP aleyhine işleyen cid di şartlar da vardı. Ama ilk plânda daha ziyade ruhî sebepler harekete geldi. Tabii tek parti rejimi sı rasında. şehirlerde, kasabalarda halk içinden yetişen sivrilen ve CHP bürokrasisi içinde sivrilme şanslarını zayıf görüp, bu çok partili rejimi bekleyen gençler ve mahalli önderler, yeni seçimin aktif kahramanlan olacaktır. Bu, bünyevî ve müspet bir gelişmeydi. Aynı suretle orta sınıflarda da olgunlaşmalar, gelismeler olmuştu. CHP zamanında siyasi hayatın daima dışında tu tulan köylerde de, şimdi yeni sözcüler, yeni siyasetçiler çıkacaktı. Hülâsa sosyal zihniyet zaten gelişmişti ve yeni Partinin varlığında yeni sözcülerini vereckti. Ama bu müspet ve tabii unsurlar ve şartlar dışında bu seçimlerde, kalabalüdar psikolojisinin, o güne kadar gerile re itilmiş, bilinç altında uyuyan nice ihtibaslan, refulmanlan da harekete geçecekti. lar. Tıcanıler ve daha binbir çeşit cahil, fakat inkilâbı affetmez insan lar arUk sahnedeydi. Malı para et meyen köylü, köy mektebine kağnısıyle taş çekmeğe mecbur tutulan köylü, yolu yapılmamış koy, jandarmadan dayak yemiş muhtar, kânna kesat gelen murabahacı, doğudaki şehler, ağalar, yeni seçimde sandık başlarma, cihada girer gi bi gıdeceklerdi. Bütün bunlardan başka da, akla gelmez binbir sebeple. fakat belki kendinin bile id rak etmedıği bin çeşit aşağıbk duygusu olmak için, 27 yüdanberi dokunulmaz kalan ıktidara karşı çıka caklardı. Butun bunlara, bir bıkkınhk kompleksini de ilâve etmeliyiz. 27 yılhk iküdar, kalabalıklarm ruhunda elbette ki bir bıkkınhk yaratır. Çünkü insanlar, hat tâ iyiliğe karşı bile olsa içlerinde duyduklan minnet duygulannda, bir aşağılık payı hissederler. Bu ta bn bır şeydır. Elbette ki bu 27 yıl hk iktidar, getirdiği iyilikler yanrnda, bir takım zahmetler, sıkmtılar, hattâ ihmaller de taşıyordu. Hattâ bu ihmalleri unutsak bile, bu bık kınlığı biz, meselâ bir Aristidis Kompleksi olarak adlanduabiliriz. Isadan önce V. yüzyılın son çeyreğinde Atinada yaşamıştı. Orada demokrasinin, adaletin, emniyetin vo sulhün büyük koruyucusu oldu. Atina Hakîmi Aristidis, her seçimde halkın oybirliği ile seçiliyordu. Ama bu kadar dürüstlük ve iyilik de nihayet halk ruhunda bir bıkkınlık yarattı. Gene bir seçim gününde halk sandıklara giderken bir cahil koylü yolda Aristidise yaklaf tı. Uzattığı midye kabuğuna, hâkimlik için birisinin ismini yazmasını istedi. Köylü Aristidisi tanımı yordu. Aralarında söyle bir konusma geçti: Kimin adını yazaynn? Aristidisin yazma da, kdmin yazarsan yaz! Aristidisten bir şikâyeön nü var? Hayır, bilâkis. Ama. o kadar iyi. o kadar kusursnz ve o kadar za mandır iş başında ki, artık Aristidisten bıktık... Kaldı ki Turkiye, 1950 seçimleri arefesinde, elbette ki eski Atina va înönü, elbette ki Aristidis değildi.. (1) Dah» Bakanı. sonra D.P. Adalet CAP. BAŞKAN VEKİLJ HİLMİ UKAN olmuştur. Yıllardan beri ruhlarda gerilere itilen; uyudu, unutuldu sa nılan bmbir çeşit ihtibaslar, karışık refulmanlar harekete gelmiştir. Yıl lar yılı şuur altma itilen fakat bir gun memiekette şartlar değişince derhal dalgalanan kırgmhklar, kuskunlukler, bağdaşmazlıklar, kin ler, garazlar ve daha nice nıce ruhi âmiller, birden fırsatı ve havayı müsait bulunca şahlanmışlar 'MOOESTY BLAISE TA SONP& Atcoesrv BtÂlsE /A/ P£ İ S T A N B Ü L 06 25 Acıhs. Droeram 06 30 Turkuler geçıdl (1) Konusma Turkuler geçidi (2) Kove haberler Kovden Kente muzik Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar Studvo G'den Istanbulda bueün Ovun havaları Sabah ve muzik Iste\in calalım Cocukların kosesl Plâklar dönuvor Pazar skeci Kısa haberler. K. H4nl*r Konsenn naklen vayını Üc cizei. uc «lâk Kucuk ilânlar Yurdun sesi kadınlar koronı Haberler ve hava durumu San soloları. Reklâm Droeramlan Pazar konseri Kısa haberler. kayıo mektuDİarı ve kucük llânlar 15.45 Melodi ruzeân 16 00 Mac nakli 16.55 Orhan Senerden sarkılar 17.15 Kıtaplar arasında 17.30 Turkuler eecidi 17 50 Reklâm Droeramlan 19 00 Haberler ve hava durumu 19 40 Evlıya Celebı 20 00 Sahın Gultekmden türküler 20 15 Levleeln omru 20 40 Gecen hafta 20 55 24 saatın olavları. K. llinlar 21.00 Beraber eelenelim 22 00 Reklâm Droeramlan 22 43 Kucuk ilânlar 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Sızlerle beraber 24 00 Kacanıs ISTANBUL IL RADYOSU 09 55 10 00 10 30 11.00 11.30 11 45 12.00 12 30 13 00 13 30 14.00 14 30 15 00 15 30 16 00 17 00 17.30 18.00 18 30 19 00 19 30 20 15 21 00 21.45 22.00 22 30 23.30 24 00 00 30 01.00 Acılıs ve proeram Sızın ıcın Mınvatur muzik Hafil sarkılar Lâün Amerıka melodilerl Karısık sololar Gecmis eunlenn »evilen »esleri Ögle konserı Tatil melodileri Koncerto saati Pazar melodilerl Fıkralar ve muzik Gencler icin Caz muzıeı Pazar konseri Cav saati Kucük konser Ivi aksamlar Senlonik muzik Cesıtlı melodller Aksam konseri Genclerın sevdıkleri Dunvanın dort bucaîındaı Hafıf muzik Caz saatı Sevılen sarkılar Tatü aksamı melodilerl Gece varısı İcin Hafif muzik Proeram ve kapanıs Meselâ Istanbulun saltanat düşkünü çevrelerinden tutalım da Padişahın kalkışını. Halifeliğin kaldı rılışını ezan'm türkçe okunmasını, Ayasofyanm müze yapılışını, kadı nuı açılmasını, harflerin değişmesini ve daha bu çeşit binbir işi hoş görmeyen, ama bunlara bir şey de diyemiyenler, derinde uyuyan ruhi tepkileri, şimdi Inönü'ye karşt şah lanacaktu Böylece bütün bunların hesabını sorar gibi bir iç ferahlık duyulacaktı. &ki Ittihatçı artıklarını da bu sefer katmalıdır. Bütçe açığını kapatmak için şekeri 5 lira ya satüranlardan, orduya maaş verebilmek için varlık vergisine baş vuranlardan, şuna, buna elkoyanlardan, mahsulâtı erziye vergisi tat bik edenlerden bir nevi intikam duygusu havada esiyordu. Nurcu YARIN Uzaktan gelen mektup HAFTANIN m T t m BULMACASI t 2 3 4 5 6 7 8 • MSM •nai •w ••• ! •• • • i 1m 1U 9İO n SOLDAN SAĞA: 1 1910 senesınde ölmüş olan ve Türk sahne hayatında tanınmış değerli Ermeni aktörünün adı (iki kelime). 2 Bozukluk, yetenek. 3 Başa belâ olan (iki kelıme), yuvarlak ve irice. 4 Yağma ve tahrip .naksadiyle düşman memleketme yapüan askerı hareket, ikinci zarnanın fosillerinden ve yumuşakcalann kafadan bacak lılar takımından bir hayvan fosili, gök yüzü. 5 Bir harfln okunuşu, dinle ilgili inanç. 6 Bozukiuk, duman çıkan, yardımcı • •• • • •• • • •• •• II M r helâ, bir mabut. 14 Bir harfln okunuşu, elbısede kumaşın yardımcısı, yanm. 15 Şerik, gemlnin su içinde kalan kısmı. 16 Senenin bölümlerinden, kansızlık. Isimler. YUKARTOAN AŞAĞIYA: n 1 Osmanh devletinin kurulu' su sırasında Adana, Tarsus, Mersin taraflarında kunılmuş olan Türkmen beyliğl. 2 Tersi suyu çekilmiş, başkanlık makamında. 3 Cesaretsiz, yumru halınde bir hastalık, rey. 4 Müslüman lan ibadete davet vasıtası, bir vazıya eklenen kısım, bildlrme. 5 Hayvan ayakkabısı, cami kubbelerinin ve minarelerin üstıine ko nan tepelik, hazır. 6 Soa, uıı kadın ismi, sabahın gün doğm» dan önceki vakti. 7 Oturan (ıki kelime), vücut yüzeyinln solunum dehkleriyle başlıyarak vücut ıçıne doğru gittikçe tncelen boru'ara ayrılan solunum sisteml. 8 Komünist blokuna karşı bir kuruluş, yetiştirmek, çogaltmak i Sıcağa ve soğuğa karşı dayanıkıı, kükürtle kanştınlmış kauçuk do kumacı aracı, ilg* zamiri. 10 parça. 7 Bir element, asker, bir Metrenin binde biri, üzüntü ıl şeye inanarak bağlanmak. 8 Yardım eden (iki kelime). s^.Rey, havada değil, zevce. 9 Ter hip olan, bir harfin okunuşu 12 si balık tutmaya yarıyan araç, Hayall bir yaratık, duvar rekladolayısiyle anlatmadı anlamına mı, çok güzel. 13 Sonuna bır gelir (iki kelime). 10 Bir işi harf gelirse fena değil olur, bır başarmak için tutulan yol, vücu rakam, Osmanlılar devrinde bır dün bir tarafından duyğunun kalk sürgün yert tersi en kısa zaman. ması, tutuşma. 11 Çoğul takı 14 Ceketin altma giyilır, her sı, mazur görme veya görülme, hastalığa deva olduğu fakat aslınekilmlş tahüın sürülmüşu, istek. da mevcut olmıyan bir şey, isım. 12 Italyan parasının simgesl, 15 Maddenin en küçük parçası mıngale, boyu değil, sonuna bir tavır, Kafkasların ötesınde bir ka harf gelirse kıraliçe anlamına ge vim. 16 Bir cins dbşeme, Burlir. 13 Bir elçiUğe bagh uzman, sada meşhur bir mâbet. fll2!3141516 1I 1 U • LH • • rfrü konu ve resim: AYHAN BAŞOĞLU BEYAZGUL Arkadaş Islıkları SERSERt MAYINLAB O yıllar on dokuzuma basmış mıydım? Hani şu artık kanun karşısında «Reşit» sayılındığı, işeen suçlardan babanm, anarun sorumlu tutulmadığı yıllar.. Briyantin, daha çok da vazelin likid'le vıcık vıcık, kuvvetli saçlar, çevreye belâ ararcasına bakan kustah gözler, yeni ötmeğe başlamış delikanlı horoz çalımı. Ana, baba, dayı, teyze, hala, amıca, bildik gordük, tanış, utanılacak kişi, hattâ bekçi, polis, candarma, mahkeme, hâkim, kanun. Ayyyyyt... var mı bana yan bakanT t O yıllar işte. Ekmek elden su gölden. Pek bir şeyler bırakmadan dünyasını değişmiş pederden kalanlarla evi kör topal geçindırmeğe çalışan valdenin bakkal, kasap, manav, taksitçi borçları, bu borçlann nasıl ödeneceğiyle ilgili sabahlara kadar uykusuzluğu, bu türlü uykusuzlukların kişiyi ne hallere soktuğu, karanlık düşüncelerin insana sık sık ölümü hatırlatması, bütün bu karanlık düşüncelerden gelen sinir bozukluklannın berbat ettiği metabolizma, uyku hapları, mide şişkinliklerine çeşitli tozlar, gücünü yitırt" sinirleri güçlendirmek için kalsiyum iğneleri, vitaminler... Bütün bunlar ne? Yenir mi, içilir mi? Sabahın çoV erken saatında kıçı yamalı pantolonu bacağa, kısa kollu kirli beyaz gömleği sırta çek, ev halkmın sıkıntıdan vakit bulup da kullanamadığı tozlu ayna karşısında saçlarına birkaç tarak darbesi, haaydi sokağa! Çokluk, elıni senden çabuk tutmuş sen akran birer cSerseri Mayın»dan başkası olmayan iki yakın arkadaşının köşe başındaki elektrik direği altuıdan ıshkları.. Islık, ah bu arkadaş ıslıklanl Bu ıslıkları duydun mu, eli yüzü yıkamağa, saçı falan taramağa boş verirsin. Taramak yakışır, taramamak daha bir başka yakışır. Bilmezlikten gel»en bile kesinlikle bilirsin bunu. Çünkü çevrendekl yajhların (ana, arkadaşlarına iç geçirerek bakıgla ORHAN KEMÂL ANKARA 06.35 06.30 07.00 07.05 07.30 07.45 08 00 08 05 08 20 08.25 09 00 09 20 10 00 10.30 10.50 10.55 11 55 12 25 12 30 13 00 13 15 13 35 14 00 14 15 15 15 15.20 15 40 16.30 16 45 16 55 17 00 17 30 17 50 19 00 19 30 19 35 20 OU 20 05 20 25 20 40 21 00 21 05 21 20 21.50 22.25 22 45 23 00 23.45 34 00 Acıhs. Gunavdın Koye haberler Cesitll sarkılar Haberler ve hava durumu Sabah müzıSı Ankarada buün ve K.llânlar Baelama T. ovun havaları Kucuk ilânlar Turk M. dinleyici isteklerl Muzikli çocuk oyunu Batı M. dinlevici istekleri Pazardan oazara Besıncı savfa Kısa haberler ve K. İlânlar Özel efilence Evfelden muzik Kucuk üânlar Halk M. dinleyici istekleri Haberler ve hava durumu Trafık Sevdıöniz sesler Cocuk bahcesı Reklâm Droeramlan Kısa haberler ve K. ilânlar N. Tokatlıosludan sarkılar Cesıtlı muzik Sarkılar Bıtmez tukenmez Anadolu Kısa haberler ve K. ilanlar Kadınlar T. türküler Kov odası Reklâm Droeramlan Haberler ve hava durumu Kucuk ılinlar Cesıtlı muzik Sıır dunvasında cocuk Yuksel Kıoten sarkılar Fatma Turkandan turkuler Muzik dunvasından haberler 24 saatın olavları Gecen hafta SDor dereısi Caz muzıeı Nevzat Guverden sarkılar Haberler ve hava durumu Gece konseri Danı mttzUU Proeram ve kiDiıııl rındaki anlam. delifişek yaşantılaruııza imrendikleri, şu anda, ah şu anda sizin yerinizde olmaya can attıklarını açıklar. Bir zamanlar, artık hiçbir zaman geri donülemiyecek bir zamanlar, onlar da tıpkı sizin gibiydiler. Ne romatizma, ne damar sertliği, ne kalb, ne şeker, ne gastrit, ne ülser, ne de arada kapkaranlık ge lip geçen kanser şüphesi. Onlar da böyle, tıpkı tıpkısına sizincileyin. sabahın erken saatlarında evden fırlar, taralı saçlarıyla tutarlardı kahvenin yolunu. Şimdi? Şimdi romatizmaları. tek çalışan kalbleri, damar sertlikleri, kimbilir nerelerden bulunup cigara paket leri ardına not edilmiş birtakım «Muâlece»leri birbirlerine sâlık verışleri, gelip geçen kızlarla genç kadmlara hasretle bakışlarıyla birer kıyıda ürkek, unutuhnanm, hesaba katılmamanm gri yalnızlığında hâyran, bekleşmektedirler. Görmezsiniz bile. Taralı, ya da taramağa lüzum göıHılmemiş saçlarınızla pencereden seslenirsinız arkadaşlarınıza; Hoop! Sabırsızlıkla: Haydi ulan, derler. Deve! Şıp. yapıştırırsınız: Deve sozüne kızmam ben! Çabuk ol ulan! Şimdi... Ev halkmı tath sabah uykulannda bombardımana tutulmuşçasma hoplatarak gumbur gumbur indiğiniz çürük merdiven, nerdeyse rezelerini sokecekmışçesine hırsla açıp «Çaat!» kapadığımz sokak kapısı. Arkanızda da annenizin « Lâhavle velâ kuvvete illâ billâ»sı Duymazsmız bile. Duysanız da ne, zâten köşe başındaki elektrik direğmin altındakilerm yanını bulmuşsunuzdur. Enayının gelışine dikiz! Yuuuuu... Ne geliş lan bu? Uyuyor muydun? Kanmıza dokunmuşçasına: Ne uyuması? Biz kalkalı yıl oldu. Sen... Tabî oğlum, senin gibi değil kl o! (Arkası var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle