28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE DÖRT' Türkiye harbe siiriiklenmek zorunda kalırsa, çok agır problemlerle karsılaşacaktı = mak kabildır. Her şey onu gösteriyordu ki, eğer Türkiye bir harbe sürüklenmek zorunda kalırsa, çok ağır problemlerle karşılaşacaktı. Her ne pahasına olursa olsun bu harbin dışında talınmalıydı. Halk ve hele Ordu ihtiyacınlaki eksikliklerin müttefiklerce ikmali yolunda yapılan so nu gelmez tesebbüslerin verdıği netıceler ise, harb içinde bütün ilgilileri kara kara düşündürüyordu. Askerî alanda karsılasılanlan askeri uzmanların hâtıralarına bıraksak bile, meselâ tzmir'e bir vapur buğday veya tskenderun'a bir akar yakıt tank gemisınin varhğı haberini alabilmek için haftalarca, günlerce, saatlerce çekilen linir gerginliklerinvn ızdırabım hâli ürpererek hatırlarım. Gerçi müttefiklerin bizi beslemek, cihazlandırmak, vazifeleri değildi. Onlarla zaten ancak dünya harbi başladıktan lonra müttefik olmustuk. Ama onların da iıtediği gibi ve iıtedikleri anda harbe gireceksek; bu ikmal sartlarının Türkiye lehine düzenlenmesi l&zımdı. Kaldı ki böyle bir harbe giris halinde yeni problemlerle de karşılaşacaktık. Beş parmakla sayılacak kadar az olan sanayi merkezlerimiz ilk anda tahribedilebilirdi. Tek bir kömür havzamız vardl ve bu havza eski, hurda tesislerden kurtanlarak, tek bir elektrik santraline (Çatalağ7i) bağlanmaya çaiışılıyordu. Hepsi ancak 100 bin ton istiâp kudretinde ve hiç bir zaman dolu olmayan üç akar yakıt tank merkezimizin bir and» tahribi mümkündü. Bılindiği gibi, Almanların Karadeniz kıyılarını isgsll ve hattâ Kuzey Kafkasya'ya girmeleri, Türkiy» ile Sovyetler arasında da akaryakıt ikmali bakımından bütün imkânları ortadan kaldırmıştı. Kaldı ki Türk Ordusunun silâh ve cihazlanma durumu ve hususiyetleri, hatta harbin bas> ladığt günlerde de müttefikler için henüz malum değildi. Çün» kü harbden once Fransa, tngiltere ve o memleketlerin sınat uretim ve ikmâl şartları ile silâh tiplerine uygun münasebetlere girisilmemişti. Harb başladıktan sonra ise, bir muharip ordunun, o güne kadar alıştığı malzeme ve silâh, tip ve kaynaklarından baska türlü tip ve kaynakiarla beslenmesi; yani bu ordunun yeniden silâhlanması, elbette ki büyük bir problemdi. Kaldı ki bu teçhiz ve beslenme için de, yollar açık değildi. Sonra müttefik Fransa, kısa bir süre içinde, çökmüştü. Bütün tersanelerini kaybetmisti. ingiltere hücum ve tehdit altındaydı. Hülâsa bütün yük. Amerikan potansiyeline kalıyordu. Ama bunun harekete getirilmesi de zamana, yola ve sahaya ihtiyaç gösterecekti. îşte bütün bu ihtimaller karşısında Türk hükumeti ve înönü için açık kalan tek yol, bütün zekâ ve imkânları kullanarak, isi hissiyat meselesine dökmeden, kendi kabuğu içinde vaziyet almaktan ve harb dışında kalabilmenin çarelerini aramaktan ibaretti. Nitekim öyle de oidu. (1) Bn konoda Ismet Paşanın Bafvekil olarak Sıvas DemlryoIo hattını açarken, 9 Ağuitos 1930 nutkunda, ilfl çekici beyanlar vardır. (2) 14.VI.1930 tarihli anlaşma ile 10.000.000 dolarlık Amerikan kredisi 21.1.1934 tarihli anlaşma ile 8.000.000 altın dolarlık Sovytt kredisi Z7.V.1938 tarihli anlaşma ile, blr ticarl alanda 10.000.0©», di|eri aıkeri malzeme için 6.000.000 dolarlık iki ln giliı krediıi. Iklncl Dünva Hsrbl, blr Takat ve Potansiyel Harbiydl. Bn Potansiyelde, bilhatsa, Harb Ekonomisi için evvelden cihazlanma, tktisadt TeşkilStlılık, Depolama ve Stoklarla, ikmal ve üretim gücti rol oynuyordn. Ikinci Dünya Harbi başında ve 1 çlnde Türkiye bn bakımdan, maalesef, bâzin bir manzara gösteriyordu... Ikinci Dün}a üarbi bir takat ve potansiyel harbiydi... Memleket harbe hazır mıydı? ve imkânlarını kaybederek bizim için, gene Bırinci Dunya Harbinın veya Istıklâl Savaşının «kanının son damlasına kadar» dayanmak manzarasına do necekti. Ikinci Dünya Harbinden once ve bu harb içinde bulunduğum vazifeler bana, memleketin gerek zirai potansiyeli ve gıda durumu, gerek sanayi üıetimi, gerek akaryakıt ve ulaştırma problemleri, gerekse mâli ve ticarl gücü hakkında, açık, kesin bilgilere dayanan gorüş ve kanaatler vermiştir. Evvelâ Ankara Iktisat Işleri Müdürü, sonra îktisat Ba kanlığının Sanayi Tetkik Dairesi Başkant, sonra da aynı zamanda memleketin îase Müsteşarhğı işlerinde, sivil ve askeri butun yonetim cihazlan ile clan direkt temaslarım, beni gerek halk, gerek Ordu ihtiyaçları bakımından ihtiyaçlarımızla imkânlarımızı öz kaynaklanndan gdrmek, hülâsa memleketin nabzmın atışını ve nefes alısını, dakikası dakikasına izlemek imkânlarını vermistir. Bu arada gerek Başvekillik makamı ve Koordinasyon Heyeti ile direkt temaslar, gerek Milll Savunmanın ilgili daireleri veya Milli Savunma Bakanlıgı makamında bütün ilgililerle ya pılan temas ve çalışmalar, bana şunu göstermiştir ki memleket, bir harb ihtimali karşısında, gereği kadar hazır değildir. Hemen her cephesi ile halsiz ve yetersizdir. Herhangi bir harb halinde, milletin kahramanlık geleneği, tahammül ve fedakârlık gücünden baska dayanacak amiller azdır. Bunu da su sahıs veya makamın, şu veya bu ihmal ve kayıtmhgı ile değil, tarihimizin ve onun zaruretlerinin akışı ila aydmlatmak daha doğrudur. Dış yardımlar ve istikrazlar ise kabil olmuyordu (1). Nitekim Türkiye Cumhuriyetinin, Ikinci Dünya Harbi sonrasına kadar, bütün dış istikrazları asağıda gösterilmistir (3). Bütun bunların neticeti olarak da, fakir ve hele ziral alanda sermaye birikmesi göstermeyen bir iktisadt yapıya mâliktir. Hulâsa İkinci Dunya Harbi, Türkiye için iktisaden çok elverişsiz bir sırada patlamıştı. Şimdi bu elverişsizligi, meselâ Ordu ihtiyaçları ile ilgili genel malzeme bakımından bazı rakamlarla açıklayalım: Türkiye'deki bütün Akaryakıt tanklarının mal depolama kapasitesi ancak 100.000 tondan ibaretti (tstanbul îzmir Iskenderun). Harb öncesinde ve Petrol Işleri Komisyonu Başkanı olarak bu tesislerde yaptığım incelemeler bana su kanaati vermişti ki, bu depolar hiç bir zaman bu kapasiteyi tam kullanmazlar. Nitekim harb içinde memlekette akaryakıt stoku, ihtiyaca göre, bazan bir haftahk, hattâ daha az seviyeye kadar düşmüştür. Herhangi bir savas halinde, ordu da akaryakıt bakımından halk kadar sıkıntı çekecek durumdaydı. Ordunun geniş tahkimat projeleri de, meselâ bir aralık ele ••• Bu sorunun kesin ve etraflı cevapdınlabılmesi, tabü benim yetkım dısındadır. Ama bilhassa Ikinci Dünya Harbinde savaş, artık tam bir Milli Potansiyel harbi haline gelmisti. Bu Mılli Potansiyel, ancak güçlu znuttefikler tarafından desteklenme nispet ve imkânlarına göre işleyebilmiştir. Bu sebeple bir ülke ve bir ordunun savaş gücünü artık, gizli kasalardaki plânlar ve hatta silâh, cephane ihtiyatlarından ziyade, hiç bir suretle gizlenmesi kabil olmayan ekonomik takatı, meselâ akaryakıt depolarının kapasite8İ tâyin etmektedir. î$ bu yönden. alındığı zaman, hemen bütün ikmallerini dıjandan yapan Türkiye gıbi açık ve az gelismis memleketler için, aslın da hiçbir zaman. bir askeri sır yoktur. Ikinci Dünya Harbi baş langıcında Turkıye'nin bu açıdan durumu, cesaret verici degildi. öyle anlasılıyordu ki memleket bir harbe suruklenirse, hemen birkaç hafta içinde savaş, modern bir savaşın icap MODESTY BLAISE TIFFANY konu ve resim: AYHAN BAŞOGLU İKİNCİ DÜNYA HARBÎ 8IBALARINDA İNÖNÜ VE FETHİ OKYAK miri yapacak Karabük tesisleri t« böyle bir teslira sahnesini iz alınan Çakmak hattı tahkimatı, ise, henüz işe açılmamıştı. ledim. Kasabadan, köylerden demir ve çimento bakımından Memlekette bütün pamuklu üre atlarını, arabalarını getirip assıkıntılı durumdaydı. Daha doğ tımi, nüfuz başına yılda ankeri komisyonlara teslim edenrusu, savunma bakımından mü cak 6 metreden ibaretti. (Meselerin hepsi sanki bir şenlik hanakaşalı kalan değerini bir talâ Macaristan'da 55 metre). Şevası jçindeydiler. Atlarını, ararafa bıraksak bile, daha başker istihsali nüfus başına 4 kii balarını suslemişlerdi ve şehir tan imkânsızhklar karjısmdayloydu. (Balkanlarda 14 kilo), davul zurna sesleri ile çınlıyordı. Köselelik deri hariçten geliyordu. Ama sonra bu hayvanların Çünkü memleketin bütün çidu. Memlekette petrol ve debakım ve muhafazasında ciddi mento üretimi 3.80.000 tondan mir üretimi yoktu. (Karabükmuşküllerle karşılaşıldı. Ciddi ibaretti. Bu üretimi tağlayan X A RI N : te birinci yüksek fırın 11 Eykayıplar verildi. Harb sanayii iki buçuk çimento fabrikasının lul 1939 da isletmeye açıldı). bakımından, ise Türkiye'nin, ye Harb ekonomisine hepsi de îstanbul'da ve kolayca Buğday ve yem nebatlan kıfaterli bir sanayi potansiyeline yöneliş tahribedilir yerlerdeydi. yetsizdi. Motorlu vasıtalar hem hiçbir suretle malik olmadığı Bundan başka îkinci Dünya az, hem çok çeşitliydi. Orduda da açıkça bilinen bir seydi. Harbi içinde, 1939 1945 arasınbirbirinden farklı 28 çeşit kamf S 3 « S « 7 « «1011121314151* Tersaneler ancak nazarl olarak 4a ve karşılıklı yardım paktlan •\H\o\n\ı |İL]V)ÂİEİP yon bulunduğu bildiriliyordu. mevcuttu. Bu durum, askert »agereğince, yekunu 25.000.000 Trakya'daki bir vazife gezisinnayi tesisleri ile tersanelerin si sterlinglik dört muhtelif kredi. de, yoldan geçen bir askeri vıl idareye terki konusunda Bu arada Almanya ile 150.000.000 konvoyu gördüğümuz zaman, yaptığımız incelemelerde, olduuausı üCJHnca aao rayhs marklık bir anlaşma bu beyanların doğruluğu açığa ğu gibi göründü. tnua HU aana ED 31JCII.1942 de yapılmıs, fakat çıkıyordu. Halk daha ilk dâDemiryollarımızda, Kurmayişleyememiştir. 12.VII.1948 de vette, kendisinden istenen iıülarımızın istediği azami tren Amerikan yardımları başlamıstun cer hayvam ve at arabatahrik haddine, gerek yolların tır. 10 larını seve seve vermısti. Gedurumu, gerek lokomotif ve tl Memleket dahilinde inşaat de ne bir vazife gezisinde Söğut' anna HQH H ta vagon kifayetsizliği yuzünden, tı hiç bir zaman yaklaşılamayacao a • « ğı anlaşılıyordu. Istanbul'un ha an H (a anna «* lı ve bir aralık fazla halktan «« .KIAI<ÎIIILIIIMHIA;LH tahliyesi tecrübesi ise, çok ürHAFTAUK BULMACAMN kutücü sonuçlar vermişti... t S T A N BU L HALLEDİLMİŞ ŞEKLt Hülâsa bu mijalleri çoğalt06.2S Acılıs. Droeram O«.3O Turkuler eecıdi <U 08.45 Konusm» 0«.SO Turkuler «ecidl (î> 07.000 Kbve haberler 07.05 Sabah melodıltrl 07.30 Haberler vc hava dunımu 07.45 Kucuk üânlar birinci hükümdarı (adı ve unva lendiğl gibi yazılmıştır), bir 07.50 Studvo Gden malın satış de07.55 Istanbulda busün nıK 2 Bazı hayvanlara musal12345678 ğerinın yarısı. 7 08 00 Hafif müzik lat olan bir çeşit hastalık, bir ku08.20 Radvo H. müzik orkestrası Bir göz rengt. maşın gemşliği. 3 Parçalama ve 08 40 Keman soloları ezme araçlarından, şenlik günleuaa a 8 îstanbulda 09.00 Aile lcl iliıkıler Üsküdar çevre09 10 Istanbulun sesi rinde sokaklara lrırulanlardan. 4 09 30 Pasadobleler sindeki bir sem Yeryuzünde dönencelerden üs09.45 Ovun havalarl tin halkmdan. 9 tuva çi2gisine doğru esen rüzgâran • 10.00 Müzık kutusu «Dinl inanç 10.15 Kadın ve cevresl ların adı (çoğul). 5 Uzun kuQ 313 10 25 Sühevlâ Kutbavdan sarkılar sahibi ol!» karlaklınm bağırtısı, Fransanm bir 10.40 Arkası varın şılığı iki söziü Akdeniz kıyısı şehri. 6 Paris ya Evvelki riinKü 11.00 Kısa haberler bulmacanın tir emır. kınmdaiti bir sarayın adı (söy baUedilmis sckll 11.05 Sabah konseri 11.40 Caz rrrtizltl 12.00 Pivanoda melo411«r 12.10 Kucuk llânlar 12.15 4 scs. 4 sazdan turkuler 12.30 Muzaifer Bırtan Inct Çayırlıdan larkılar 13.00 Haberler. R. G. d* bucun SOLDAN SAGA: 13.20 Stüdvo G'den 13.30 Reklam Droeramları 1 Düden dile dolaşan «tstan14.00 Rıza Ritten sarkılar bulu dinliyorum» şiirinin yazan 14.20 Necdet Kovuturk orkestraıı (iki isim). 2 Yargıcm sanık ve 14.35 Saz eserlerl 14 50 Büvük orkestraları tanıyalımJ tanığa sorduğu, acıklı (eski te> 15.40 Beraber turkuler rim). 3 «Açık lâcivert renkte 15.55 Kısa haberler otomobil» anlfcmına iik söz. 4 16 00 Eiitirn radvosu 16 55 Cocuk bahcesi Eski Mısır firavunlanndan, bir 17.10 Bir sey unutmadınız vat laman parçası. 5 Bir soru eda17.1S Çocuk korosu tı, Meriç nehrinin kollarından bi17.20 Kısa haberler 17.25 Karma lasıl tODİuluiu fi. 6 Bir harfin okunuşu, bir EVVELKÎ GÜNKÜ BULMACANIN 17.50 Reklâm Droeramları emir. 7 Her radyoya lâzımdır, 19.00 Haberler ve hava durumu HAIiLEDtLMİŞ ŞEKLÎ bir edat. 8 Bir zaman önce yur 1Ü.40 Kucuk ilârüar 19.45 Parlâmentoda aecen hafta. dumuzu ziyaret etmiş olan Irak NASIL HAtS.Kntt.KCKU. Yakandaki rakamlı babnscada •»20.00 5 Dizerden sarkılar Cumhurbaşkanı, idare bölümleri dece 4 tane annhtar (ipncu) v» 8 tane soıraç vardır. Bos olan 12 20.15 Unutulmavan »esler 20.35 Turk H. muzigini tanıyahm mizden. 9 SUtah ve birinci, karenis içine 1 den % a kadar aygun blreı rakam koyarak ve top20.55 24 saatin olavları. K. Uânlar »r»uvw» • • • / bazı sabahlan tstanbulu nufukla21.00 Sanat dunvası lama, çarpma, çıkartma, bölme isaretlerine dikkai ederek soldao rını kaplayan. 21.20 Sevdiklerlnizle beraber sağa ve yukandan ajagıya bulmacsda gösterilen «onuçlan bulunuz 21.35 Kucuk üânlar YXJK\RIDAN AŞAĞITA: 21.40 Sarkılar 1 Bizdeki saltanat devrinin Biraı vaktinid altr ama, boj vaktinizi boşça geçirmis olursunuz. 22 00 Reklâm Droeramları 22.45 Haberler ve hava durumu 23 00 Ayın bestecısı 23 30 Barok muzlk 24.00 KaDanıs ISTANBUL IL RADYOSU 16.55 Acılıs ve Dro«n"am 17.00 Sizın icın 17.30 Kucuk konser 18.00 Ivi aksamlar 18.30 Senfonik muzlk 19 00 Cesitll melodıler tan, bütün katar boyunca koştu. Margaret yoktu. 19.30 Aksam konseri 107 20.15 Beraber seçelım Boş bir çaba içinde çırpınırken: «Kararmı değişpr •!•* • BÜTtA 2100 4 ruzeârın eetırdızi ezeiler tirmiş, beni bulmaya aşağı inmiş olacak» diye düPAEA 21.15 Sonat saati « Hayır. ikimiz de olduğumuz gibi. Sonra, bışündü. Tiren kalkmıştı. kapıyı hızla açtı. yere at21.45 Hafıf muzık kjnca, ikimizin de yapacağl yalnız birbirimize tâladı. îstasyonda dolajanlara nasıl görüneceğine aldır 22.00 Gece konseri lihin açık ols\on demek, yollarımıza gitmek.» Joe, 23.00 Caz saati madan, bekleme odasma doğru koştu. Orası da boşşaşırmış, ona bakakalmıştı. «Ah senin şu sofuluğun, 23.30 Sevilen sarkılar tu. Rıhtımm üst bâşına, alt başına çabucak bir gdz 24.00 Pıvano soloları Joe! Şımdi sen bana kötü bir kadın diyeceksin.» atıp da onu bulamayınca umutsuzluk içinde, çoktan 00.15 Tango ve Pasadobleler « Hayır, ha'm'fendi. Yalnız, yapamam ben bugıtmeye koyulmuş olan tirene doğru döndü. 00 30 Hafıl muzık 01.00 Pıoeıam ve kaDanu Öfkeyle: «Tirende olacak» diye düşünüyor, orada nu.» kalıp da onu beklemediği için kendine küfür edıyor. Niye?» ANKARA du. Çünkü, tiren şimdi hızlanmıştı, bütün kapılar da « Bilmiyorum; yapamam ijte.» kapanmıştı. Derken, son vagon da yağ gibi kayıp gı« Ama, ne farkı var?» M.25 Acılıs. Droeram diyordu, baktı Margaret arka sahanlıkta. Onu bir da06.30 Günaydm « A, hiç bir farkı yok, benim istediğim yaîna 07.00 Kbye haberler ha görmek için oraya çıkmıştı, Joe ise oraya bakmayı senin gövden olsaydı. Benim istediğim.. benlm iste07.05 Gonül Sövler vt Kemal önakıl etmemişti. diğim....» candan sarkılar O kendini beyenmiş çelik şeyin arkasmdan: Haberler ve hava durumu « Nedir senin istediğin. Joe?» Sabah müziii «Margaret!» diye haykırdı, demiryolu üzerinden bo « Bos ver. Gel binelim.» Ankarada bugün şuna koşmaya başiadı. Tirenin yağ gibi kayıp arayı Kucuk ılânlar « Geliyorsun demek?» gittikçe açtığmı göriiyordu. Kollarını ona doğru uza Her telden « Gelmiyeceğimi biliyorsun. Onu söylerken Kücük Uânlar tarak. bir daha: «Margaret!» diye haykırdı. A.Sezginden turkuler biliyordun ki senin için hiç bir tehlike yoktu.» Îstasyonda dolaşanlar da sesleriyle onu destekleGunumüz Sorunlarımız Margaret'in ba\ijllarını yerden aldı. Bir hamal yorlardı. Bir ses: «Biraz daha gayret, bayım!» diye Sabah konseri gelip onu tatUlıkla bunlardan kurtardı, Joe de Maröğüt verdi. Koşulara meraklı biri de: «Bire on bahse Kısa haberler v* K. llânlar garet'in vagona binmesine yardım etti. Margaret Arkası varın girerim ki tiren kazanacak» diye bir teklif ileri sürEeitim radvosu (1) yeşil kadife üzerine oturdu, Joe beceriksiz bir tadü, kımse bahse girmedi. Melodiden melodlye vırla şapkasmı çıkardı, elini uzattı. Joe en sonunda durdu, öfkeden, üzüntüden gerCocuk bahcesi « E, gülegüle.» çekten ağlayarak, gözleri Margaretin karaltısında: Konser saati Öğle muziği Margaret'in yüzü o uıacık beyaz.li, siyahlı çapYakası, kol ağızları beyaz, o kara daracık elbisesi iKıbrıs saati kasının altında, lekesiz yakalığının yukarısında, solçinde gittikçe küçülüyor, küçülüyor; tiren de. arkaKücuk Uânlar gun, durgun. Elini görmemezlikten geldi. sında hakaret gibi alaylı bir ıslık. dağılan buhardan Beraber solo sarkılar bir iz bırakarak, çelikten çift çizgi üzerinde ufala ufa « Bak bana, Joe. Ben sana hiç yalan söyleHaberler. R. G. d* bugün Plâklar arasında la gidiyor, onun gözlerinden hayatından uzaklaşıdim mi?» Reklâm Droeramlan yor. Joe is:n doğrusunu söyledi: Cocuk bahcesi Mülklye ToDerden sarkılar . . En sonunda, Joe demiryolundan bir dik açı ç! « Hayır.» BuBün lcin »ectiklerimiz zerek ayrüdı, demir bir parmaklıktan yukan tır€ Öyleyse, bilmiyor musun ki şimdi de yalan Kısa haberler ve K. Uânlar mandı, korulara daldı. Yaz daha iyice gelmemişti söylemiyorum? O söylediğimi içten söyledim. Otur.» Eeıtim radvosu (2 ı ama, burada ilkyaz, tatlı tatlı geceye doğru dönmüj Aliye Akkılıçtan türkül«r « Yo. yo. Yapamam onu. Biliyorsun, yapaolan yazla, kendinden geçip gevsiyordu. A. Melikten sarkılar mam.» Müzık dmliveüm « Evet. Seni bajtan bile çıkaramıyorum, Joe. Kısa haberler ve K. llânlar VI Yurttan sesler Yazık. Kısa bir zaman için mutlu kılmak isterdim Birlikte dusünelim Aksamın ağır ağır eriyip çekildiği bir korunuı seni. elimde olsaydı.» Reklâm uroeramlan içerilerinde bir ardıç kuşu su gibi dört nota üzeriYüzünü uzattı, Joe öptü onu. Haberler ve hava durumu ne ötüyordu. Joe, günbatısının serinliğiyle acısınır « Allahaısmarladık.» Kucük ilânlar SanLve Candan türküler ateşinin de serinlediğini duyarken, «Tıpkı onun ağ« Gülegüle, Joe.» Uvkudan once zının biçimi gibi» diye düşündü. Ufak dere belli Joe, ayaklarının altında için için yanan ateşler, Gül Batudan sarkılar belirsiz bir büyük okuma gibi harıl harıl mırılda•Ama, niye olmasın?» diye düşündü. <Niye bu biçim Ü. sollstler. O. orke«tralar nıyor. üredikçe üremiş akçaağaç sürgünleri onuu evlenmiyeyim onlan? Ileride razı ederim. belki de 2 saatin olaylan. K. ilânlar Acık oturum üzerine Narkissosvâri abanıyordu. Atlanta'ya varmadan.» Saz eserleri Döndü, gene tirene atladı. Az vakti vardı; onun Ardıç kuşu, tedirgin olmuştu, korunun daha deTB.M.M. saati için, Margaret'in yerini bos bulunca, gittikçe artan rinliklerine doğru alçakgönüllü boz bir çizgi çizdi, Hafif müzik bir telâş içinde, vagonun içinde kosmaya bajladı. Nevin Akoldan türküler gene ötmeye koyuldu. Sivrisinekler Joe'nin çevreHaberler ve bava durumu • Hangi vagonda olduğunu unuttum mu yoksa?» diye sinde dönüp duruyorlar, o hiç karşı koymuyordu: Ooert »lbümünd/n düşündü. Hayır, burada bırakmı§tı onu, çünkü, arap Onlann keskin irkiltmelerinden rahathk duyuyoı Gece varısına SoSru oğlan gene hiç kımıldamadan pencerenin önündeygibiydi. Dügünülecek başka bir şey. Proeram ve kacanu di. Margaretin yerine bir daha bakmak üzere koştu Koncerto s«aü (Arkası var) geldi: Evet, bavullan oradaydı. Yolculara çarparak BULMACA 123456789 1 2 3 4 6 8 9 1 nu •H VL QŞK ve ÖLÜM BEYAZGÜL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle