02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 25 Nisan 1967 CUMHURÎYET Alman ordusunun kayıtsız şartsız teslim olması galipler tarafından yanlış anlaşılmıştı razon: . K o n r a d 1949 yıhnın subat ayı tonundı, Parlimento Konseyi Baskanı ııfatıyla, Parlâmentolararau Bir liğı'nın Isvıçre Grupu Baskanı Dr. De Senarclenı tarafından Parlâmentolararası Birliği'nin bir konferansı munatebetiyle 23 Mart gunü Bern'de, Almanya' daki durum hakkında bir konuştna yapmağa davet edüdim. Konusmam birçok memleketlerde büyük bir ilgi ile karsı landı ve nazarları bir def» daha Almanya'ya çevırdi. Almanya'nın o zamanki durumunu açıkça aksettiren bu konusmamın bazı kısımlarını burada nak letmek isterdim: «Çağımız ion deree* kansık bir durumdadır. Hergün yeni problemler ortaya çıkratkta, gelışme her an yeni »afhalar arzetmektedir. Fakat, problem lerın çokluğuna rağmen, lorum luluk taşıyan her ınsan »unu bilmelidır ki, fimdiki ve yarınkı kuşak içın, başlıca bir tek problem vardır; o da sudur: Dunyamızda, iki buyük blok kurulmustur. Bir tarafta, Amerıka'nın idaresı altında AÜantık Paktı içerisinde toplanan devletler bloku vardır. Bu, Hriı tıyan Batı Külturünün mira?la rını, hurriyeti ve gerçek demok rasıyı savunan bloktur. Dığer tarafta, peyki olan devletlerle bırlikte Sovyet Rucya yer almıstır. Bu ikı bloku ayıran hat Almanya'nın ortasından geçmektedır. 20 Milyon Alman, Sovyet hakimiyeti altında, 43 milyon Alman iıe Atlantik Blo Ekonomimizin sımrlandmlmasını kabul edemezdik lurdu. Düzenl tamamiyle bozul muş bu büyük memleketi dışarı dan, çesitli politik ve ekonomik esaslara dayanarak idare etmeğe kalkısmak hiç bir başarı *ağlayamazdı. Nıtekım kısa bir zamanda Almanların ekonomık, uzvi ve ruhi bakımlardan çok tükleri görüldü. Halbuki bu du rum önlenebilirdi. öyle anlaşılıyor ki, Morgenthau Plânı'nın ortaya koyduğu bazı nıyetler de bunda önemli bir rol oynamıştır. llk değışıklıği Marshall Plâ nı getirdi. Marshall Plânı Amerika Birleşik Devletleri ıçin da ıma bir iftihar ve şeref vesilesi olarak kalacaktır. Fakat değişiklik ancak ağır ağır oldu. Ve Almanya'nın kayıtsız şartsız tes liminden beri vuku bulan ekonomik, uzvî, manev! ve siyas! çöküntüyü telâfi etmek pek kolay olmadı. Adenauer, 1949 yılında Amerika ile yapılan ilk Batı Almanya antlaşmasının imza töreninde... kuna dahil bölgede yasamaktadır. Bu 43 milyon Alman Avrupa'daki en büyük endüstri p o tanıiyelinin, en önemli toprakaltı lervetlerin* lahiptir. Fakat bu bölge, yani üç Batı kesi mi, uzun türe dayamlmaı bir durumda bulunuyor. 1945 yıhna kadar cereyan etmig olan olaylara kısaca goz atmadan, Almanya'nın bugünkü durumunu iyice anlamak im kânsızdır. Alman ordusunun, mayıı 1945'de, kayıtsız sartsız tlslim olması müttefikler tarafından yanlıs anlasılmış v« bütun hakimiyetin müttefiklere geçmeıi fonucunu yaratmıştır. Böyle bir anlayış devletler hukuku bakımından tamamen yan lıştı. Üstelik müttefikler, bu su retle. halletmelerine imkân olmayan bir görevi yülenmis bulunuyorlar. Kanaatıma gore, müttefiklerin bu tedbirleri büyuk bir hata idi. Çünkü, en iyi niyetle bile, görevlerini yerine getirmelerine imkân yoktu. Nitekim uğradıklan başarısızlık, Alman halkının gözünde mütte fiklerin itibannı düşürmekte gecikmedi. Muttefiklerin, harbin dogurduğu keşmekesi ortadan kaldırmak için gereken kısa bir intikâl devresinden sonra, devletin yeni esaslar üzerine kurulması işini bizzat Alman lara bırakmaları ve yalnız kont rolle yetinmeleri daha doğru o«1948 yıhnın haziran ayına ka dar, pantolon duğmesinı bile içine alan, cebrî bir ekonomi hüküm surdü. Beş paralık basit mallar bile serbest satılamıyordu. Nihayet Frankfurttaki Ekonomi Konseyi, Ingiliz Amerikan işgâl bölgelerindeki düme ni elinden bıraktı ve bu iki böl gede, kademeli bir sekilde, Sos yâl Piyasa Ekonomisi vürütülmesine imkân verdi. Birçok ekonomi alanlan, yavaş yavas cebrî ekonominin baskısından kurtulmakta ve Sosyal Piyasa Ekonomisine dahil edilmekte idi. Ekonomik düzen sorunlar,y le meşgül olan her iktisatçıya ve her politikacıya, 1948 yılından beri tngılızAmerıkan bolgesınde vuku bulan gelışmelen araştırmayı hararetle tavsiye et mek lâzımdır. Bu ıkı bölgede. tabıi tamamiyle serbest bir ekonomıye sahip değılız. Modern bir devlet içerisinde, şımdıye kadar, tamamiyle serbest bır ekonomiye rastlanmamıştır. Esasen, her ticaret mukavelesi bıle, bır ekonomık duzen ıfade eder. Fakat bız, yine de, serbest arz ve talebi, sosyal görüşlerın ışığı altında, mümkun olduğu kadar. ekonomimize dahil ettık. Sosval Piyasa Ekonomisi'ne geç tıkten sonra, bahıs konusu iki bolgenin ekonomi hayatı, barız bır şekılde kalkınmağa başladı. Fabrıkalann sokulmesi ekonomik kalkınmamızı aksatmış ve daha da aksatacaktır. Almanya'da hıç kımse harb endüstrilerinin sokulmesine itiraz etmemiştir ve etmiyecektir. Fakat fabrikaların sokulmesi işinde şimdiye kadar yurutulen politika başka bir goruşe dayanmaktadır. Almanya'nın ekonomik potansiyeli, Marshall Plânı'nın gayelerıyle bağdasamıyacak bir seviyede tutulmak isteniyor. Diğer taraftan Alman rekabetıni dunya piyasalarından uzaklaşttrma gayesi güdüldüğü de goze çarpıyor. «1948 yılında yürürlüğe giren 13 kasım 1949 da Amerika Birle5ik Devletleri Dıgialeri Bakanı Dean Acheson ile görüsen Adenauer toplantıdan çikarken cRuhr Statüsü» nün, Alman ekonomi hayatı için büyük bir önemi vardır. Bu statü, arasında üç Almanın da bulunduğu onbes kişilik Yuksek Ruhr Otoritesine, Ruhr bölgesinin bütün kömür, demir ve çelik üretimini ve fiyatlannı düzenleme hakkını tanımaktadır. Kömür, demir vt çelik ile bunların fiyatları, bir memleketin bütün ekonomisinde hayati bir önem taşımaktadır. Bu sebeple, Almanya'nın bütün ekonomi hayatı kat! bir gekild* etkilenebilir. Her gey, Ruhr Statüsü'nün nasıl bir zihniyetle uygulanacağı meselesıne bağlı bu lunmaktadır. Eğer bu statü Alman ekonomisini düsük bir seviyede tutacak sekildt uygulana* cakıa, Marshall Pltnı acayiplikten başka bir şey ifade etmez. Hiçbir millet ekonomisinin bu sekilde sınırlandırılmasına da uzun türe tahammül gösteremez. Fakat Ruhr Statüsü Alman ve Avrupa menfaatleri gözönünde bulundurularak uygulanır ve bu, Batı Avrupa ekonomisinde yeni bir düzenin kurulması anlamma gelirse, o zaman Avrupa'nm isbirliği yolunda çek önemli bir adım atılmış olur. T ARIN 13 milyon Alman, uzaklara sürülmüs, 6 milyonu ise yeryüzünden kaybolmuştur. Diçi Bond BU OM6MU (CIŞJVİM BULMACA siKGP 06.25 Acıhs. Droeram 06 30 Turkuler secidi (1) 06 45 Konusma 06.50 Turkuler eecidl (J) 07 00 Kove haberler 07.05 Turk halk muzıSt 07 30 Haberler ve hava durumu 07 50 Studvo G'den 07.55 Istanbulda bufün 08 00 Hafıf muzik 08 20 ODeret muzıSİ 08 40 PKano soloları 09 00 Kadın aazetesi 09 10 ReceD BırKitten sarkılar 09 30 Fransadan vankıl«r 09 45 Sabah türkulerl 10.00 Muzik kutusu 10 15 Cahsan kadmlar 10 25 M Kovancıdan iarkılar 10 40 Arkası varın 1100 Kısa haberler 11 05 Sabah konserl 11 50 Öeleve doiru 12 10 Kucuk ılânlar 12 15 M. Aksunden turkUler 12 30 Beraber ve aolo sarkılar 13 00 Haberler. R. G. de buaün 13 20 Studvo G'den 13 30 Reklâm Droeramlan 14 00 M Yıldırımdan sarkılar 14.20 Dans orkestraları 14.35 Saz eserlerı 14 50 Konser kılavuzu 15 20 Gokcen Kavnatan orkestrası 15 40 Turkuler eecidi 15 55 Kısa haberler 16 00 Eiıtım radvosu 16 55 Cocuk bahcesi 15 40 Turkuler eecidl 15 55 Kısa haberler 16.00 Egıtim radvosu 16 55 Cocuk bahcesi 17 10 Cocuk vavınları 17.20 Kısa haberler 17.25 Erkekler fasıl tODİulutu 17 50 Reklâm DroEranüarı 19 00 Haberler ve hava durumu 20.00 Bafilama T. turkuler ISTANBUL IL RADYOSU 16.55 Acılıs ve Droeram 17.00 Sizin ıcın 17 30 Kucuk konser 18 00 Ivi aksamlar 18.30 Senfonik muzik 19 00 Cesıtli melodiler 19 30 Aksam konseri 20 15 Genclerle beraber 21 00 Kansık sololar 21 15 Koncertolar 21.45 Hafıf muzik 22 00 Gece konseri 23 00 Caz saatı 23 30 Cesitlı muzik 24 00 Gece varısı icln 00 30 Hafıf muzik 01.00 Proeram ve kavanıa mmmmmmm SOLDAN SAĞA: UUni»trs)telere ad»y kaydına başlanmış olan tarüı (bir Sayı ve bir söz). 2 Bir kadın adı, bir felâkete veya bir hastalığa yakalanmış olanın çektigi. 3 tnşaat uzmanı mesleğıne giren (İJd söz). 4 Bir renk, borç olarak alman para karşüığı verilen mal. 5 Bazılarırun ayağına bırkaç defa gelır ama onu tepen de olur, naklıye hayvanları btınsuz gezemezler. 6 Bizde kadın eşden eski zamanda bu sözle bahsolunurdu, bir yük taşıma teknesının yansı. 7 «Sana ne söylen di ise onu ters olacak tarzda hareket et!» karşılığı iki sözlü bir emir (ortada da bir takı vardır). 8 Yarenlık, kumar oynatanların aldıklan pay. 9 «Telâş içinde fırlat!» anlarruna iki sözlü bir emir. YUKARIDAN AŞAĞITA: 1 Fılevne kahramarüan (adı ve rütbesi). 2 Divan edebiyatı şllerin çıkardıklan seslerden, AUlkelerden Pertşairlerimizden birı, tersi çevrilip merika'daki tekrarlanınca bazı gagalı hayvan nun başkenti. 7 Hamam tak u n y a s l > gezin ların çıkardıklan seslerden biri ' belırir. 3 Yarım (OsmanlıHer hangi bır ca), Karnaval eğlencelerinde yUişi yapmak için ze takılan. 4 «Küçük gaz lftmDütün arzu ve basmı kavra tut!» manasına iki hevesiyle kosozlu bır emir (arada bir de taan (iki söz). kı vardır). 5 Çok eski Tıp kl9 Silah muhataplarımızda «Kanser» in karşıfazası, Avrupalığı bu soz geçerdx (aynı zamannın en kuzeyında dönencelerden birintn adı 1 re yaşayan kadı). 6 Ferahlığa kavusmus ki ha(l*d]hal» <akB vimlerden. OONKC BOLMACANIN HAtiLEDILMlŞ grott.t NASIL HALLEDİLECEK Tukandaki rakamb bulmaeada «adece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 taae Münç vardır. Bo« alan 12 karenin içine 1 den » a kadar nygun birer rmkam koyarak ve toplama, çarpma, çtkartma, bölme işareUerioe dikkat ederek aoldao sağa ve yukandan aşağıya bulmaeada gösterilen aoançJan bulnnur Biraz vaktinizi aiır ama, bos vaktinizj bosça geçirmis olursumu. Arkadaş Islıkları 18 Ok yaydan fırlamıştı bir sefer. Sonra kedisi. G5zünün bıri yeşil öteki maviymiş Van kedisiymiş. Daha sonra bahçelerindeki kayısı gülleri. Acaba annesi akıledip de suluyor muymuş? Akrabalan ya? Genç kızlar «Aşk olsun» derlermış ama, kırış kırn yaşlılar nerdeyse defterden silerlermiş. Onu dınlerken ben de kendiminkileri düşünüyordum. Daha çok da arkadaşlanmu Sabah sabah ıshklarla çağınrlardı. Çıkardım. Dalga geçerdik bir birimizle. Sokaklarda kaçmalar, kovalamalar. Yakalayıp ya da yakalanarak alt alta üst üste boğuşmalar parke taşlan üzerinde. Şimdi artık herşey değışnuşti. Ne arkadaşlanm vardı, ne de arkadaslarımın ıslıkları! Hasrettim bayağı arkadas ıslıklarına Ne zaman uykuya geçtik bilmiyorum. Uzun bir düşten sonra uyandığımız " " " " güneş karyolamızın yanındaki pencereden içeriye vurmuştu. Kanm uyuyordu. Gözlerimi tavana dikip düşümü düşünmeğe başladım: Gece, kart horoz güya odamıza gelmis, don paça. Küçük gaz lâmbasını neden üflediğimi sormuş, aramızda şu konusma geçmişti: « Hayvan, lâmbayı neden söndürdün?» « Tavandaki sen miydin?» c Neden söndürdün diyorum lâmbayı sana ulan?» « Ağzını topla sonra...» € Ne olur?» « Fena yapanml» « Ne yaparsın?» Yakasmı destekleyiveriyorum, başlıyor; < Iyi ama evlâdım, ben senin baba dostunum!» « Ne olursan ol!» c O halde. sizi hiç olmazsa tavandan seyretmedikten sonra> « E.?. « Ne diye evimde misafir ettiın?» c Etmeseydin!» Birden değiîiyon € O halde defolun!» Seni pataklamadan mı?> Boynunu büküyor zavallıcaî « Acı bana..» Tutturuyorum: « Hayır, illâki patakbyacağım!» Avazı çıktığı kadar bağınyor: Hamııım!» Koşııp gelen. aramıza giren kansı: « Ne var? Noluyor?» « Beni pataklıyacakmif!» Kadın bana dönüyor o tatlı yüzfl ax daha tatlılajmif: « Yapmayın, rica ederim yapmayın. Bana bağışlayın onu nolur?» Ona bağıshyonun. Daha da gmçlefmif, daha da güzellesmisti. Elinden tutup yataga çekiyonım. Gelfyor. Itiyonım. Devriliyor. Yanuıa atlıyonım. Seı yok. Tam sarılırken. benimiu çığiık çıghğal ORHAN KEMAL A N K A R A 06 25 06 30 07 00 07 05 07 30 07 45 08 00 08.10 08.10 08 45 09 00 09.20 09.35 09 40 10 00 10 55 11.15 11.30 12 00 12 15 12 30 13 00 13 20 13 30 14 00 1415 14 35 14 55 15 00 15 55 16 10 16 20 16 40 16 55 17 00 17 30 17 50 19 00 19 40 19.45 20 00 20 05 20 30 21.00 21 05 21 35 22 25 22 30 22 45 23 00 23 45 24 00 19 45 20 15 20.40 20 55 21.00 21.20 21 35 2140 21.50 22.00 22.45 23 00 23 S0 '4 00 Acılıs. Droaram Gunavdın Kove haberler Cesıtli sarkılar Haberier ve hava durumu Sabah muzieı Ankarada bueün Her telden Kucuk ılânlar Muazzez Turuneden turkuler Gunumuz Sorunlarımız Sabah konseri Kısa haberler v« K. Uânlar Arkası yarın Eeitım radyosu (1) Melodiden melodlye Cocuk bahcesi Balete caerı ö e l e muzıei Kıbrıs saati Necdet Tokatlıoelu ve Sevim Derandan sarkılar Haberler. R. G de bueün Plâklar arasında Reklâm Droeramlan Cocuk bahcesi Yuksel KiDten sarkılar Bueun icın sectiklerimlı Kısa haberler ve K. Uânlar Eğıtım radyosu (2) N. Bavramdan türküler Hafif muzik Guneri Tecerden sarkllar Bir bando çalıvor Kısa haberler ve K. ilânlar Ince saz Kov odası Reklâm Droeramlan Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar Nevın Akoldan türküler Uvkudan önce Isteklerinlz mıkrofonda Klâslk T. müziei toDİulueu 24 saatin olavları. K.ilânlar Sınema Kucuk konaer Hafif müzik Sanıve Candan türkfller Haberler ve hava durumu Her hafta bir vorumcu Gece varıaına doiru Proeram ve kaDanıı Studvo G'den Plâklar arasında T Yakarcelikten «arkllar 24 saatin olaylan. K ilânlar Buhar kazanından atom reaktörOne Avın »arkı v« türküsü Kucük Uânlar Bitmez tükenmeı Anadolu SDor eazetesl Reklâm Drofframları Haberler ve hava durumu Radvo penfoni orkcttran Haflf müıik KaDams MalkOÇOğlU konu ve resim: AYHAN BAŞOGLU BEYAZGUL Uyanmıstun. Az sonra da iniltilerle uyanan karım karjısınta beni görünee rahat bir soluk aldıktan sonra: Ayyy. dedi. Şu rüyalar da ne fenal Anlamıstım: Saku» gece rüyandaM. E...? Kart horozu? Kıpkırnîızı kesildi: Ne biliyorsun? Omuz sılktim: ' Bilmiyecek ne var? İyi ama ne biliyorsuun? Ben de seninkine benzer bir düş gördüm dt. Şüpheyle baktı: Yoksa sen de. Boşver, dedim. Nasıl gördündü? Boynuma sanldı: Canım benim. Beni rüyalarunda bile koruyorsun! Anlasıldı. Kart horoz nau saldırdıydıT Dı da, sen araya girip mâni oldun! Yâni kurtardım seni ha? Tabi. Sen de tıpkı tıpkısına... ama. işimi bozdunl Yüzü mosmor kesildi birden: Been? Senin işıni bozdum ha? Kimden? Tahmin edebiürsin... Şöyle bir düşündü: Hanım teyzeden mi yoksa? Kaldır ayağını üstüne bastm! Kapımız vuruldu. Koştum:: Hanım teyze! Benl görünee kıpkırmızı oldu. Sanki utançtan yanaklan cayır cayır yanıyordu. Gözlerimizi kaçırıyorduk bırbirimizden. Kahvalü hazır buvurun VT. OEU ÂTIF Şehrin epeyce dışındakl gara gidiyorduk. Ortalık sıcak, yollar toz içinde. Çesitli taşıtlar benzin ya da mazot kokulu homurtularıyla yanımız dan gelip geçtikçe havaya toz bulutları yüksellyor, dünya sık sık toz bulutlannın ardında siliniyordu. Gann tâ arkalannda, bos kara vagonlann yanmdaki çinkolu yapıya geldik. tstasyon anbarıydı burası. Mazotla oğulmus, acı acı mazot kokan alaca karanlık bir merdiveni çıktık. Aklımda. gece çatlayan tavan. Ya karısıyla birlikte, ya da tek bajına bizi gözetlemek istediğine süphe yoktu. Su is, az sonra kavuşacağım şu isin hâtın olmasa, herifi tokatiamasam bile. kansma.. Bir yandan da aklımdan böyle geçirdiğim için kendimi ayıplıvordum. Adam mâdemki ahlâksızdı, ne diye ardma takılmış, bulacağı is için onunla gidiyordum? En namuslu davrazuıı, tavanın çatladığı an kanmı alıp evi terk etmek dejil miydi? Belki ama, nereye gidecektikT Nereye. kime sığmsak ayni »eyler basımıza geîmiyecek miydı? (Arkası var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle