04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Bu zihniyef değişmelidir fitün maksatlı yaygaralara, kopanlmak istenilen gürultülere ve aşağıhk duygular lle herkese yapılan iftiralara karşılık çok iyi bilinmektedir ki, Türkiyede komünist olmak istiyen, komünizmi seven, onan Marksist (eorilerini benimseyenler iki elin parmaklarını geçmiyecek kadar azdır. Ve bunlar Atatürkçü gücleri altedecek kndrete hiçbir zantan erişemezler. Bunun dışında herkes bu maksath yaygaracılardan daha çok, daha bilincli ve akıllı olarak komiinizmin karşısındadır. Bunlar bilindiği halde bu telâslar, bu çirkin iftiralar neye?.. Bunları kimler besliyor, kimler söyletiyor, bnnlardan neler bekleniyor? öyle anlaşılıyor ki, her ilerici fikre komünist damgası vurmak, mevcut yiyici, sömürücü ve vurguncu düzenin devamını çıkarlarına nygun gören çevreler ile onların maşası roliinde olan bazı politikacılar için siyasi bir taktik olarak kabul edilmiştlr. Bu taktik Tfirkiyeyi uzun süre sömürmek isteyen yabancıların da isine gelmektedir. Bunun için büyük oyunlar oynanmaktadır. ••••••nııınnııiMi •••• •••• •••• »••• •••• DOĞAN NADI İİH AKSAL'IN CEVABI Sayın tlhan Selçuk, 26 Mart tarihli Cumhuriyet Gazetesinde, benim cevabıma ka sılık teşkil eden «Göl reformu» baslıklı fıkranız, umduğum gi çıktı. fazınızda; önce konuyu, kamu oyunu ve okuyuculan, ı bakısta, çerçekten etkileyecek v e batta hayrete düsürecek yöı ile ele alıyor, bu etki ve hayreti daha da artırmak ıçın. Mede Kanunumıizun s3nki simdiye kadar hiç kimse tarafından bılınm yen, duyulmayan maddelerini sıralayarak, hukuki bakımdan m dalyonun bir yüzünü aydınlatıyor, öteki yüzünü bılmemezlıkt geliyorsunuz. Bilmiyorsunuz demiyorum. Çünki ilk ceyabımo ikinci yazınızda Medeni Kanunun hangi maddelerini ileri surel leceginizi tahmin etti|im için, size. iyi niyetle konu ıle ılgılı b baska kanunu hatırlatmıstım. Fakat temel maksat; kamu oyuı ve okuyucuyu aydınlatmak, u\armak ve yeni Anayasamıza nygı olarak, «kamn yaran» ve «sosyal adalet» yönünden düzeltılmt gereken bir durumu ele almaktan daha çok, beni özel çıkarlar ilgili bir siyaset adamı olarak teshir etmek olduğtma gore, ızlej giniz vol yadırganamaz. Ne var ki; kendi maksadınıza uygun ol rak ilk bakısta yerinde olan bu volu seçerken, sonunda olayı öteki yüzüne de ısık tutulabileceğini unutmns görünüyorsnnuz. Gerçekten; cevabınızı okuyan vatandaşlar, önce, Medeni K nunun vürürlüğe girdifi 1926 tarihinden, yani 41 yıldan beri deva edegeldigini iddia ettiginiz açık bir kanunsuzluk olayını, ilk de meydana çıkardığınızı sanacaklar \e hiç şüphe yok ki Medeni K nunumuzun açık hükümlerine rağmen. gelmis geçtniş Hükumetlj rin, en küçflğünden en büyüğüne kadar idari ve adlî mercüerı bile bile bu kanunsuzluğa göz yummasına sasacaklar ve hatta hal Iı olarak öfkeleneceklerdir. Fakat bira* düsündükten sonra, kenı kendilerine «iddia edilen kanunsuzluk, gizli kapaklı bir nadise ü değil, aksine, herkezin gözü önünde koskoca bir göl ve dalyanl ilgilidir. îıllardan beri karsılıklı sikâyetler idarî ve adli mercilı re intikal etmiştir. Konu ile zaman zaman basın da meşgul olmuı tur. Bu doruma göre, bugünkü statünün devamınm ve Devleti bugüne kadar dalyana ve avlanma hakkına el kovmamasının ve> kovamamasının herhalde bir nedeni olmak lâzımdır» sorusunu s< racaklarına süphe yoktur. Tazınızda zikrettiginiz Medeni Kanun hükümlerine ragmeı Devletçe bu dalyana ve avlanma hakkına el konolmamasınm v< ya konulamamasının sebebi nedir? özellikle, Cumhuriyetten bt yana, Tiirkive'nin bir huknk ve kanun Devleti oldujnnda kimsf nin şüphesi bulunmadığına göre, Medeni Kanun hükttmlerine ay kırı bu statü, 41 yıldan beri nasıl devam edebilmiştir? İşte akla gelmesi pek normal olan bu sornyu, Önceden karsıla mıs ve sizi uyarmıs olmak için, ilk cevabımda »ize, hukuk yönün den, madalyonun öteki yflıüne ı?ık tntacak bir başka kanum «Medeni Kanunun sureti mer'iyet ve sekli tatbikl hakkında Ka nun» u hatırlattım. Fıkramzda zikrettiğiniz Medeni Kanunumu zun 641 ve 721 inci Maddeleri, gerçekte, Medeni Kanunun yürürlü çe girmesinden sonra tesis edilecek ayni haklarla ilgilidir. Halbu ki; bahis konusu Bafa Gölü ve dalyanı ile ilgili haklar, Meder Kanunun vürürlüğe girmesinden çok önce teıiı ve tapuya tesçi edilmii olduğu için, «Medeni Kanunun sureti mer'iyet ve «ekl taibiki hakkındaki kannn» un 18 inei Maddesi bunları müktese hak olarak kabul etmiş ve geçerli saymıstir. Nitekim; babis konu su 18 inci maddenin son fıkrasi avnen şöyledir: «Yeni kanuna na zaran tesisleri kabil olmavan filhal mevcut ayni haklar eski Ka nuna tabi kalırlar». Bu hükümden aniaşılaes|ı fizere. eski hukul rejiminden veni hukuk rejimine eeçilirken, e«ki hukuka gSre ge çerli savılan bazı haklar, yeni rejimde de geçerli, yani «müktese] hak» olarak kabul edilmistir. Kaldı ki; bu arada dalyan ve gölle ilgili olarak 1930 yılların da, tapuların geçerli olmadıgı iddianyle Hazlne tarafından, Hüse yin Avni özbas alevhlne açılan dâvâ, birçok safhalardan geçerel sonunda dâvalt lehine sonuçlanmıs ve bu karar, Temyiz Mahkemesince de ta«dik olunarak «muhkem kaziye» haline gelmiştir. Bu sebeplerle olmalıdır ki, Bafa dalyanı ve gölü hakkında karşılıklı •ikâvetler ve zaman zaman basına ds akseden yazılar vesilesiyle uzun vıllardan beri konu ile ilgilenditine şüphe olmayan gelmis Beçmis Hükumetler, vetkili idarî ve adlî merciler, «izin diişündüğfinüz şekildeki çözüm yoluna, yani doğrudan dofruya el koyma sekline basvurmamıslar veya vuramamışlardır. tlk cevabımda da belirttigim gibi, bn açiklamalanmls Bafa Gölünün ve dalyanınm bagünkü statüsünü, ne ekonomik ve «»ya yönü He, hatta ne de hnknki bakımdan savumıyorum sanmayınız. Ben sadece, bilebildigim kadanyle hukuk yönünden, tiıin bilmemeziikten geldiğiniz madalyonun öteki yüıünü de ortaya koymak maksadını güdüyorum. Kesin görüşüm şudur: Hukuki durum ne olurs» oUun, herhalde, Bafa Gölü ve dalyanı ile ilgili bugünkü statü, devam edemez, etmemelidir. Simdi asıl beni ilgilendiren konuya dSnfiyorum. «Göl reformu» yazımzın sonunda. benim Cumburiyet Halk Partili olarak fikirlerime, kanaatlerime, tntum ve davranışlarıma yön vermek hevesiniz ve bunun müeyyidesi olarak, üstü kapalı bir tehdidintz gSzden kaçmıyor. Fikirlerimi, görüşlerimi, tntum ve davranışlanraı bir gazetecl olarak kendi açınızdan tenkit konusu yapabilirsiniz anma, 1si, bu konularda bana yön verecek ve hele üstü kapalı da olsa, beni tehdit edecek kadar ileri götüremezsiniz. Umarıra ki, yazımzı ben yanlıs anlamış olayım veya ifadeniz, istemeyerek mafcsadınızı aşmış olsun. tlk yazııu~da, benden esirgemediğiniz «safcı» ve «ortanın solana karsı» olmak yakıstırmalarına gelince; sizin ortanın solunu nasıl anladığınızı elbette bilemem. Ancak sizi meraktan kurtarmıç olmak için, açıkça ve kısaca belirtmek isterim ki, ben Parti Prograrrumızın, Seçim ve Kurultay beyannamelerimizin sınırları içinde, basta, kendisiyle uzun vıllardan beri çalısmayı, siyasi hayatımın müstesna bir mazhariyeti saydıfım bfiyfik ve tarihi liderimiz Saym tnönü olmak üzere, Partinin yetkili ve sorumlu organlarının partiler yelpazesindeki yerimizi açık ve kesin bir sekilde belitleyen ortanın soluna yürekten bağlıyım. Demokratik düzeni vaıgeçilmez bir hayat tarzı sayan, ilerici, hamleci, reformcu ve sosyal adaletçi karekteriyle «ortanın solu» olarak tanımladıgımız görüş ve inançlanmızın; ekonomik ve sosyal alanda toplumumuzdaki dengesizlikleri, adaletsizlikleri gidermek ve refahı yavçın hale getirmek suretiyle, çeşitli akımların çarpıstı|ı bir ortamda, milletimizi, sağh sollu asm uçlara sürüklenraekten koruyacagına, ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan yurdumuzu bızla kalkmdıracafına, her vatandası, insan şeref ve haysiyetine yaraşan bir yaşama seviyesine yükselteceğine inanıyorum. Saygılarımla. ÎSMAtL RÜSTÜ AKSAL ••••••••••••••••••••••••••••• Kenan ESENGiN I Ağızdan çıkanı kulaklar duymalı Oldu da bitti maşallah Gelir gider meselesi Şerbetliler Vur abalıya Acayip bir devlet başkanı iilâ iltimastı olacaklar rejim, demokrasi kılıfma bürünmuş diktatörlükier kadar kpmık olamıyor. Bunlar da, genellilde, hep «ihtilâlci sosyalist» ülkelerde var. Son harbden sonra Avrupanm yarısının Bus pıstonu ile idare edildJği malum. Bu memleketierin adı, sözüm yabana «halk cumhuriyet» leri, ve bir tanesi de talıhsız Macaristan. Macaristanda, sırtını Rusyaya dayamış, hüküm süren bir zatı şerıf var: Janos Kadar. Sevsinler bu Kadar'ı! Geçenlerde, partisiyle beraber, ayln s ü l e T n a n genel seçimlere girmiş. Partisiyle Başberaber diyorum, çünkü ne kenbakanlığımn ilk 67 ayında disinden ne de partısinden başka (belki de daba fazladır) hep sustu. Kendisine vapılan bütün ten kımsecikler yok, zaten, ortalarda. kidleri. târizleri, hattâ bazan aşıNeyse, seçimlere girmiş. Ne rılığa bile kaçılmış dlsa, şayanı mıktar rey alsa beğenirsinız: Tahayret bir sabır .e sükutla karşımamı tamamına yüzde 99.9. Yani, Iadı. yuzde bıri müstesna, bütün MacaBunu herkes, hayranlığa vararistan Kadar'a aşık. cak derecede, takdlr ediyor «ask Her ne kadar Kadar'm bu kaolsun doğrusu, bak, ne olgun s darı göruimemişse de, yine de dammış» diyordu. bravo doğrusu. Oerken, aynı Başbakan, birdenAdam, abdestsiz namaza durup bire coştu. Meclis kürsüsü deme da «ben kıldım, oldu» diyen, bizim di, konuştu. Meydan mitingi deme Bektaşıyi bile gölgede bıraktı! di, konuştu. Gazetelere beyanat Öyle ya... Seçim mi? Yaptı işte. üstüne beyanat verdi. Hattâ, Bav••• ramdan Bayraraa da olsa, makaleler bile yazdı. Hâlâ da konuşuyor, beyanat veriyor, ve yazıyor. Hakkıdır. Nasıl erilen bir habere göre, bu semünasip görürse öyle yapar. ne, yabancı memleketlere çiAma, geçen gün, tzmir dönüşii decek «resmi» ler, ve oralardan biAnkarada. durup dururken pat.. ze gelecek «büyük» leri ağırlamak diye «Türkiyede nasıl herkesin söz için sarfolunacak para 63 milyon hakkı varsa, benim de söz hakkıre lirayı bulacakmış. var» deyivermiş. Az para değil. 6,5 milyon bu. DiOna ne şüphe. Elbette var. Hat le kolay. Ama «ne yapaüm? Dünya tâ, herkes gibi değil, herkesten ile alâkayı kesmek de olmaz» difazla da var. yeceksiniz. Dofru. Orası öyle. AFakat bir şartla: Meşhur «söz ma... Bunun da bir «ama» sı var. gfimüş ise, sükfit altındır» atasöZamanımızda siyaset (her zaman zünü unutmamalı. öyleydi ya...) bir alısveriş meseDarılmaca gücenmece yok. Sa lesi oldu. Yani, düpedüz, bir *tıyın Başbakanın, hükumet naşında, ilk 67 ayı 18 ayar bir altın devriydi. Sonra sonra, ne yalan söyüyeyim, gümü^leşmeye yü* tuttu gibi.. dolu köylerinde yaşama şartlariyle ilgilidir. Meselâ, komünistlik deriz, polise bırakırız. Halbuki bu, koskocaman bir ekonomik meseledir. Meselâ «sokakta bulduk bu çocuğu» deriz, polise bırakırız. Halbuki, bu depderin bir sosyal problemdir. Meselâ, işportacüık deriz, dilencilik deriz, yine polise bırakırız. Halbuki bunların kckü yurdu sa B Nedenler ee sempatik bale geldiği üzerinde ciddt oiarak rtnrınak gerekir. Bu nedenleri : Q Takın zamanlara kadar Tiirk tarihi sağcılıfcın, tutuculuÇun ve irticaî hareketlerin korkunç facialsrı ile doludur. Onnn yürfittüçü gericilik taassup ve uyuşturueu güdüm yüzyıllar boyunca bu milleti cahil, sefil, yoksul ve karanlıkta bırakmıştır. Her ileri hareketi söndürmek, öldürmek ve halkı kolay sömürülür bir balde tutmaya çaIışmalar bizi dünyadan ikiyüz kırk yıl geri bıraktı ve koca imparatorlugun yıkılmasına, battnasına sebep oldu. Bugün artık uyanmış kisiler, güeIrr, yeni kusaklar var. Bunlar o facialardan tiksinmekte, bu sebeple ondan, onan bağlayıcı kötülüklerinâen kurtulmak istemekte, ona düşman olmaktadır. Atatürk'e, yaptıgı devrimlere, kurtarıcı ilkelerine ve 44 yıllık Cumhuriyet asamasına ve bueiinkii sosyal yapılı Anavasamıza karşılık bu safcılıgın devam ettirilecefcini düsünmek bostur. tlerici çevreler bu mficadelenin içine girmişlerilr. Mentlekette gerçek anlamla sosyal reformlar rapmak isteyen, ilerici milliyetçi aydın kişileri ıp gücleri iftiralar, baskılar ile susturmak, siniirmeve çalışmak faydasızdır. tmkânsızdır. Esas >lan ilerici akımların mabiyetini \f hedefini kavamak, onn memleketin yararına olumlu yöne ••«alize etmektir. 9 Türkiyeyi tüm sömürmek isteven yabancılar •ıkarcı sagcılar ile isbirligi halindedirler. Bunn (imse inkâr edemez. Bu yabancılar kendilerine 'erilen özel imtiyazla ve tavizlerle varlıgımızın n knytu yerlerine girmişlerdir. Bu durumdan mrtulmak btlinçll millfvetçi kisi ve gfi«ter itfn •irieik araç ve çıkar y»t ofmuştur. Ort*doğnda r»n, Irak ve Suriyede de müstemlekecilerden 'e oniarla birlik olan idareeilerin tasallutundan urtulmak için bn şekilde mficadeleler yapılaışlı. firkiyede birtakım akımlar vardır. meT yanda solneden kolay geliştigi, nedenBuilerici akımlar da mevcuttur. Bu «ol •kımların gittik ZONGULDAK MÎLLETVEKİLf Tabancılar nerede safcı iktidarlarla ortaklasa belli politikalarını yfirtttmek istemişlerse orada bu mücadele ile karşılaşmıslardır. Bizde de avnı savasın heyecanı duyulmaktadır. E | Oifer sebep, siyasi iktidarın izledigi politikadır. Bu iktidarın Anayasayı uygulamadaki görüs ve anlavısı. devamlı olarak geriye doğrn dönüş çabaları, ilerici akımlan hızlandırmak zornnluluÇunu doğurmaktadır. Türkiyeyi sağ'ın yarattığı ve yüzyıHarca sürüp giden oyalayıcı uyuşturucu politikadan, adaletsizlikten kurtarmak istekleri gittikçe büyümekte ve canlanmaktadır. Kurtulus yolunun bu olduğu kabul edilmektedir. Bütün bunlar bilindiği, dünyanm ^e Türkiyenin gelisimindeki yeni ihtiyaçlar görüldiiçü halde, bunlara çare bulmak, bu ugurda mücadele etmek yerine eski alışkanlıkları, köhnemis gelenekleri ve tutucu, afvonlavıcı politikayı yine yürütmeye çalısmak asla sonuç vermez, Buna imkSn yoktur. Türkiyeyi yeniden geriye Rötürmek isteyenlerin karsisına eıkacak çok kudretli yurtsever kisiler vardır. Bir avuç azınlığın ve onlann temsilcisi olan eıkarcı poütikacıların ar7usuna göre gütmek kolav degildir. Bu zihniyet degismelidir. tlerici akımların, ortanın solu politikasının gerçek amacı Türk toplumnnu Türk olarak, insanea yasama seviyrsine ulaştırmak \e sag'ın yarattığı sefaletleri ortadan kaldırmaktır. Bunun karşısında olanlar komünizme ortam hazırladıklannm farkında de&illerdir. emlekette sosyal adaletin fsletnesinin, toplumun yoksulluktan kurtulmasının, yurt özgürlügünün kuvvetlenmesini isteyenlere karsı cıkarcıların ve deve börgücü kadar kamburu olan kisilerin yapacaklan iftiraların hiçbir degeri yoklur. Halkın ıstıraplan iciu mücadele edenler gittikçe kuvvetleneceklerdir. Namuslu, kisiliçini bilen, yurtsever ve ideaüst insanlsr böyle küçük oyunlarda asla endişe etmezler.. îlerici akımlar böyle bir bilince ve duyçuya sahiptir. Savaşının haklılıgı ve degeri de buradan \e toolumun ihtiyaclarından gelmektedir. Görülüvor ki, Türkiyedeki ilerici akımlar bir komünist özentisi detil, sosyal acılarla dolu, sefaletlerle sonoçlanan tarihi bir akısı tutuculugun korkunç bağlarından ve zihniyetinden, aynı zamanda milletin kaderine hâkim olan bir avuç insanın politik ve ekonomik gücünün esaretinden kurtulmak mücadelesidir. Bu savas halka malolmustur. Telâşlan, yavtaraların sebebi buradan geliyor. İftiralarla, baskı kanunları ile bu savas önlenmek isteniliyor. Fakat, bunlar gecici heveslerin Stesine gidemezler, bu zihniyet df" v nıek zorundadır. ••*• ••«• •ıtı iii: •••• •••• :::: İİİİ • • • » • ••• •«•• Ağızdan çıkanı > 1 •••• •••• •••• •••• :::: :::: :::: :::: :::: •»«• kulaklar duymalı S •••• • • • « •••« •••• »••» Gelirgider meselssi ran işsizliktedir. Bu «meselâ» ları uzatmaya ne lüzum var, bep böyledir bu işler. Gelgelelün, büyuk küçük, bütün şehirlerimizdeki polisin, zaten. eti ne budu ne? Polis dediğimiz müessese hırsızları, uğursuzları kovalar. Onla* rın da, özellikle son senelerde, A yazpaşa misali, ortalarda kol gezmeleri, pek mubtemel olarak, polisi, işini başından aşkın bir hale getirmiş olmamızdandır. •*• V Acayip bir Devlet Baskanı Sonuç nayasayı dofru uygulamak, Türkiyeyi her çeşit sömürücülükten kurtarmaya ciddî olarak çalısmak, geriye değil ileriye, aydın ufuklara bakmak *«£*«lrtırmak, kişisel çıkarlan tçi» *•*>" "Ş»f gıjık d u n 0 İ M » kapılanlara imkân vcjjjmpek. J K Ş ilerici fikirlerden yararlanmak v e politikanın da • • • ! bir namuslu yani, bir hizmet yoln olduğunu ka ! • • • bul etmek, bugünkü zihniyetten nzaklaşmak bas ; • • • lıca çıkar yoldur. •• •• A Oldu da bitti ünyada, ister demokrasi D açıkça diktatörlük, ister ister libe *•• •ımııımıııwn>ı»»mııtıınıımiHHiııııımtıtıımııiııınııtMiı ••• :::::::!:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::&•: «•«•••••••••••••••••••••••••••••••••••«••«•••••»•••••>••••••••«•••••«•••••••» ralUk ister devletçilik, ister kıral hâkimiyeti ister (bizim tlhan Selçukia Çetin Altan'ın kulaklan çınlasın) komprador burjuvazisi olsun, evet, dünyada hiç bir siyasi Aylak Musa TEŞEKKUR Sevgili vr kıymetli babamız, sevgili ciedemiz, sevgıli kardeşimiz, sevgili damadımız ve eniştemiz ETEM İZZET BENİGE'nin vefatı dolajısiyle duyduğumuz derin Ecıyı bizzat gelerek, telgrafla, mektupla, telefonla paylaşmak r.ezaket ve yakınlığını gösteren, çelenk ve çiçck göndermek lutfunda bulunan bütün dost ve ^ okmlarunıza müesseselere en içten teşekkürlervraizi sunarız. Kızı EJçin Gümrükçüoğlu, Damadı Ralımi Torunları. Kardeşleri ve Atatüre aile«i Gümrükçıioğlu, İZOCAM ELEMAN ARIYOR YÜKSEK MİMAR: Ankara Büromuz için Yüksek Mimar, TERCÜMAN : Montaj işlerimiz için Fransızca tercümanhk yapabilecek bir eleman, SEKBETEIÎ : Almanca muheberatı re'sen idare edebilecek bir bayan sekreter, DIZEL jeneratdr kompresör ustası, Sanat Enstitüsü mezunu Alâkalıların, Tersane caddesi, İzsal Han kat 1 deki Şirket Merkezine miiracaatları rica olunur. Tel: 49 S4 51 Manajans: 732/3373 Reklâmcıhk: 1424/3376 saatierinde okunan Gazete « damın yaşı 65. Musluman. Bir, *• ikı, üç, dort defa evlenmiş. tlk karısından 5, ikinciden 2. UçüncUden de (geçenlerde Japonyada doğdu) 1 tane olmak Uzere 8 tane çocugu var. îyi degıl mi? Hayır, değil. Adam, arada, henüz lise talebesi olan, genç bir tuza tutulur Onunla da evlenmek lâzım ama, zaten 4 karısı var. Ne yapsın bıçare? Bu durumda, kanJanndan birini boşayıp, onun yenne liseli kızı almak ıcabedıyor. Öyle de yapar O sırada, Tokyoda doğum yapmak uzere bulunan, bir karısını öyle basıt bir melcnm işi. Bu bakımdan, acaba fiiân tupla boşayıverir. «Sende hiç kamenüekete, ziyarete gidildiği za bahat yok. Fakat belli ki nte, b\r' birimiz için yaratılmamışızj Hçpman yapılan masraf, o memlekctsi bu kadarcık. ten sağlıyacağımız millî menfaatVe, haberi vere.ı Fransız gazelere değecek mi, diye oturup bir tesi: «Şüphesiz, diyor, bir karısı düsünmek akla yakın gibi geliyor. doğum yaparken, adam, onun yeBiz, kimlerin nerelere gidecej) nne, bir yenisini ikame ediyordu.» ni, ve nerelerden kimlerin geleeeSiz adam dediğime bakmayın, ğini, kesinükle, bilmiyoruz. Yalnız, burada bahis konusu olan, Endorivayet dojfruysa, memleketimize nezyanın meşhur Soekamo'sudur. ilk olarak Taylanda Kıralı Majeste Biz, kendisini, tstanbula geldıği Bhumİbol Abulvadej gelecekmiş. zamandan bılırız. Burada kalcüğı Tabii bu ziyaret de iade oluna ikı uç gUn zarfında «kadm İşlerıa caktır. dıllere destan olmuştu. Velhasıl, bu «arirlama» lar, vc Bereket versm, ımdi pabucu da«URurlama» lar gUzel şeydir, hos ma, kendisi de bir koşeye atıldı, şeydir, keyifli ve zevkli şeydir v*, gıtti. dediğimiz gibi, arada henabını tia Ama, onun Ankarada konsolos kaleme rurmalı. mudur, maslahatgüzar mıdır neZira, malum ya bütçemizde 1 dir, bir kadm temsilcisi vardı. Ne milyarın üstünde bir açık olduğu zaman bir parça takılacak olsatc söyleniyor. bize hemen bır tekzip yollar, biz ••• de Türk mahkemelerınin, biraz fazla hoşgörürlüğü yüzünden bunları yayınlamaya mecbur olurduk Acaba nerede, şımdi, o kadın? Belki de memleketıne dönmüş, İstedenberi, âdeta iptiiâ haline lâm dininin, yalnız dört kan algelmis. bir vemin düskün'ü^ıimak musaadesme elhak, harfiyen rcıüz vardır Mecliste milletvekiilirıayet eden eski patronunun yanınğinden baslavıo, mahkemede (vada, kendisine de gelmesı muhtelancı, veva. dogrucu) sahitliğe kamel, bır sırayı bekliyordur. dar hemen de .ıer ise, biHTik büvtiK ••• yeminlerle girişiriz. Sövle söyle sövle vapacafcıma. böyle bövle böyle davranacağıma namusum, şerefim üzerine... Sokakta konusulanlara, yahut sokaktan, pencerenizi delerek, idanıza kadar piren gilrültülü münakaşalara şöyle bir kulak kabar*ır>. X tedenberi, milletvekillerimizde Bunların en azından yansma «a " bir «herkesten başka türlü olnamm bası lcin.. » veva «tek corj mak» illeti vardır. Durulmaz mı? gumun ölüsünü öTsevim...» sribiîpr Onlar duracak. Girilmez mi? Onden tumturaklı birer yemin k^n lar girecek. Ter mi yok? Onlara şır. bulunacak. Sıra mı? (meselâ, biGeçen gün Millivet'te. Hasan zim araba vapurunda) onlar mutPıılur'un pek sirin kösesinde. sör laka başa geçecek, falan, filân... diim: Bir daktiio kursunu bitiren Hadi, dokunulmazlık mokunulkızlar bile «millî klfivvecte (!) tus mazlık, burada söküyor. Ama, ellara bakmadan. 10 DarmaSımlsı. va oglu dinler mi, bu mâıusızlıgı? zacağıma şeref ve mmu"! «fi7ii veİşte, iki Büyük Meclis üyesi riyorum» diye yemin etmişler. Mfinih'ten uçağa binecek obnuşNe oldu, blbnem. Geçenlerde bir lar. Evvelden çiçek aşısı yaptırde şoförlere ettirilecek yemin.tasansmdan bahsedilivordu. Sarhc=; olmıvafiajhna. müsteriden hakkından çok para istemiyeceğine, faz!a surat yapmıyacağına, fılân tilândan sonra, usulen bir «namusum ve şerefim üzerine...» Şerbetliler Ö İllâ iltimaslı olacaklar Ekanami Türkiye'nin her tarafında yapılan Tercüman Aranıyor Alınancaya lıakkıyla vakıf, yazıh ve şifahi tercüme yapabilecek kimselerhı Ankara P. K. 511'e yazılı miiracaatları rica olunur. Cumhuriyet 337ö ARTTIRMA ve EKSİLTMEIER GÜNÜGÜNÜNE veTflM LİSTE BORSA ve PİYASA HABERLERİ İstanbul Barosu Başkanlığından: Baromuz İdare Merkezi Beyoğlu İstıklâl caddesi, Piremeci sokağmda 1. Baro Hanının 2. katına taşınmışür. Yeni telefon numaralon: Başkanlık 44 74 57 Kalem 44 74 58 Muhasebe 44 99 39 Cemalnadiı Sok. 22 Tel: 22 07 20 Cağnloğluîstanbul , 1 .!. . mak Iâzımmış. Koskoca birer mebus ya bunlar, tabiî, aldırmamışlar. Hava meydanında polis sormuş: Hani aşı kâğıtlannız? Bizde yok. Öyleyse uçağa binemezsiniz. Ne demek biz diplomatız. Ne oiursamz olun, biz emir ••• aldık, aşı kâğıdı olmadan kimseyi geçirmeyiz buradan. Ama biz milletvekUiyiz. Dedik ya aşı kâğıtsız giremezstanbula bir Alman gebniş. siniz. Trafik konusunda fikrini soVe, adamları almışlar, bir yerranlara «karışıklık işi polis ted lere götürmüşler, zorla çiçek aşısı birleriyle hailetmeye çalışmanız yaptırmışlar, tekrar meydana geyüzünden çıkıyor. Problem, polis tirmişler. tş, böylece, yoluna girsayısını arttırarak değil, teknik u miş ama, arada, sayın vekillerimisullerle yoluna konur» demiş. zin uçağı kalkmış gitmiş. Bilmem Kimin nesiyse çok doğru ktlâm kaç saat bekledikten sonra, başka etmiş bu adam. Bir kusuru varsa bir uçağa binip havalanmış bizimo da, yalnız tstanbul ve yalnız tra kUer. fik gibi, dar bir çerçevede kabnaE, ne lüzum var bunlara, canun? sı. Belki memleketimizi iyi bilmi«Herkes gibi olmak» pek mi zor yordur. bir sey. Hattâ bize kaursa, yurt Oysa (trafik ne kelime!) biz her içinde veya dışında, herkesten fazmeseleyi «polisük» zannederiz. la milletvekilleri «herkes gibi» dav Acaba sız de, bu vemin bolluğuna, şöyle bir bakıp geçtıkten sonra, içinizden olsun gülümsüyor musunuz? Ben öyle yapıyorum. Çünkü, düriist bir adam yemin etmeden de dürüsttür, dürüst o!mıyan ise, istedıği kadar yemm etsin (aksi gibi, en çok yemini de onlar eder) yine dürüst değildir. Boş lâkırdı üst tarafı. Vur abalıya I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle