06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE tKİ 15 Nisan 1967 CUMHURÎYET TARtHTEN SEVGİIERIE Doç. Dr. A. Haluk ULMAN evlet Baskanımız Sayın Cevdet Sunay'ın Baskan Johnson'ın çağrısı üzerine Birleşik Amerika'ya yaptığı gezi, }u satırlann yazıldığı «ıralarda •ona ermek üzeredir. Ancak, bu gezinin yarattığı yankılar hâlâ devam etmektedir ve öyle anlaşıhyor ki uzun bir siire daha devam edecelrtir. Özellikle baaımmızın Atlantiğin ötesinden gelen esintilere pek açık olan bir kanadtnda, «geçmişi yüz yılı aşan>, •geleneksel» Tiirk • Amerikan dostluğu, önemine uygun bir biçimde daha haftalarca kutlanacağa benziyor. O kadar ki, başlangıcta büyük gürültü yaratan bomba olayı bile hemen unutuluvermiştir. Gerçekten de, Amerikan Dışişleri Bakanı Dean Rusk bu konnda verdiği özel bir demeçte bu olayın Sayın Sunay'ın gezisile ilgili olmadığını, ilgili olsa bile bunun Birlesik Amerikada bir akılstz düşmana karşıhk ikiyüz milyon akıllı Türk dostu bulunduğunu gösterdiğini söylediğine ve Bay Rusk'ın antenlcrinin ne kadar iyl Işlediği de geçen yıl Kuzey Vietnam'm UThant'nı aracıhğıyla yaptığı bans çağnsı karşısmda gösterdiği nyanıklıkla pek iyl anlaşıldığına göre, bu konu üzerinde daha fazla durup sulan bulandırmanm bir anlamı var mıdır? •••••••••••••M Mahallenin örgütlenmesi Vedat Nedim TÖR ahalle, biz Türklere hiç yabancı gelmiyen ılık ve sempatik bir kavramdır. Eski Türk mahallesinin mayası, sevgi ve şefkat ölçüsü yüksek bir dayanışma ve çok sağ lam bir sosyal haysiyet aıüayışıyla yuğrulmuştur. H^ki Türk mahallesinin bir mânevî varlığı, kişiliği ve otoritesi vardı. Şirodi ise eski Türk mahallesmin bu kollektif dayaıuşma geleneği yıkıldu Eski mahalle disiplini, mahalle ahlâkı. mahalle şerefi yerini apartmanlann kat ben ciliğine ve kat yalnızlığına bırakü. Bugün, Türk mahallesi herhangi bir sosyal örgütten yoksundur. Her aile ve her aile içinde her «tek» ken di tâlihine, kendi idrakine bırakılmıs ve kendi yalnızlığı içinde tecrid edihniştir. Oysa ki mahalle, şehir topluluğunun en son büliğidir. Nasıl ki, köy kır topluluğunun en son birliği ise.. Mahalleyi ve köyü kavrayamıyan ve harekete getiremi yen her toplum hareketi, havada ve sözde kalmıya mahkumdur. Bu bakımdan eğitici faktörlerin başında gelen «aile» faktörünün boşluklannı dolduracak «okul» faktörünün ek siklerini karşılayacak, «yayın» faktörünün zararlannı önliyecek ve «sokak.ın tuzaklanndan koruyacak örgütleri mahalle ve semt ölçüsünde kurmak, kalkınma dâvamızın istediği «yeni tip insan»lan yetiştirme nin ilk şarüdır. Mahalle ve semt eğitim örgütlerinin bashcalarını jöylece sıralayabiUriz. O ANABABA OKULLARI VE DANIŞMA BITIOLARI: Bugun, bütün ileri memleketlerde, anababayı aile ve eğitim konulannda aydınlatmak. müşküllerini çözmek amacıyla anababa okullan ve danışma bürolan kurulhıuştıır. Bu okuilarda ve danışma bürolannda sosyal asistanlar ve çeşitli uz manlar, anababalarm sorularını ce vaplandırırlar, ev ev dolaşıp ailelerin problemleriyle uğraşırlar, anketler yaparlar, kurslar, konferanslar düzenlerler, kısaca, uyancı, aydınlatıcı, öğretici çalışmalariyle aile nin eğitici faktör olarak yetersizliklerini gidermiye ve çocuk yetiştirme tekniğinde daha bilgiü, daha ha zırlıkh ohnalannı sağlamaya çalıjır lar. I ÇOCÜK ve GENÇLIK SORUNLflRl Radyo dâvası D patmak lsteyince, iki devlet arasında yeni bir anlasmazhk konusu daha çıkmıştır. Doğrusu, bu durumun suçunu geleneksel dostumuzda bulmak mümkün müdür? akat ne yazık Id bu arada kılıfa sokmanın pek güç olduğu bazı minareler var. Bunlann birincisi. Birinci Dünya Savaşı öncesinde Birleşik Amerika'ya göç eden Rum ve Ermenilerle Lübnanh hıristiyanlann orada Osmanh yönetimi aleyhinde yaptıklan propagandalardır. Anadoludaki müslüman olmayan halkm kütle halinde yokedildikleri yolundaki bu propagandalar, Amerikan kamu oyunda Türklere karşı büyük bir düşmanhk duygusu yaratmıştır. Bu duytru. iki ülke arasındaki ilişkileri Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından sonra bile etküemiştir. Nitekhn, yazımızın başında da söylediğimiz gibi, Türkiye Cumhuriyetinin ilk rVashington Büyük Elçisl MuhUr bey 1927 kasımında New York'a ulastığı zaman nhtımda bu propagandalarm etkisi altmda yapılan Türkiye aleyhtan gösterilerle karşılanmış ve otelüıe ancak polis kordonu altmda gidebilmiştir. F N Öteyandan, anutmamak gerekir kl beterin de beteri vardır. Anılan kuvvetli olan yaşlılanmız, geleneksel Türk Amerikan dostluğu adına istemeye Istemeye de olsa, Türkiye Cumhuriyetinin ilk Washington Büyük Elçisl Muhtar Beyin 1927 kasımında görevine başlamak üzere New York'a ayak bastığı zaman yalnızca bir değil, binlerce akılsız Türk düşmanı tarafından karşılanıp çok tatsız gösterilere göğüs germek zorunda kaldığmı herhalde hatırlayacaklardır. Üstelik. o zaman Türkiye radyolarının bize Atlantiğin ötesinden iç açıcı başka haberler gdndereeek özel muhabirleri de yoktu. Bu bakımdan, Muhtar beye New York nhtımında yapılanlann Amerikan görevlileri tarafından nasıl yonımlandığını hâlâ bllemiyoruz. Hele Türk basını.. O zanıanki basınımız bugünkü kadar gelişmemis olduğu için bu olayı bir ulusal gurur sorunu yapmaya kalkışmış, geleneksel Türk Amerikan dostluğu üzerine yazılar döktürecek yerde Muhtar beyin başma gelenleri büyük bir hiddet ve şiddetle karşılamıştı. Yerli ve yabancı mandacılar hiç süpbesiz, Birinci Dünya Savaşından sonraki günlerdh. Zaten bunun içindir ki kötü niyeüiler bugünlerin üzerinde dikkatle durmaktadırlar. Bilindiği çibi. Birleşik Amerika ile Türkiye, Birinci Dünya Savaşına ayn ayn kampUrda katdmışlardır. Birleşik Amerika S Nisan 1917 de Almanyaya karşı savaş açınca Osmanh devletiyle dlplomatik ilişkilerini de kesmiştir. Bununla birlikte, savaş boyunca birbirleriyle silâhh bir çatısmara tutuşmamışlardır. Birinci Dünya Savaşma katıldığı stralarda Birleşik Amerikanın Başkaıu H'ilson'dı. Ahnanyamn kazanacağı bir saferin Birlesik Amerikanın ulusal çıkarlanna aykrn düşeceğine karar vererek ülkesini savasa katan YVilson, 1918 Ocagında ünlü 14 noktasım ilân etmiştir. Bu noktalann on sekizincisi Osmanh İmparatorluğunun geleceğiyle ilgilidir. Buna göre, tmparatorluğun Türklerle meskun bölgelerinin eğeraenlik ve güvenUği sağlanacak, buna karşıhk İmparatorluk içindeki öteki uluslara da varhğını korumak ve geliştirmek imkânı verilecekti. Görüldüğü gibi pek açık olmıyan bu noktanın nasıl uygulanacağını araştırmak üzere, Amerikan hükümeti sonradan bazı çahşmalar yapmıştır. Bu arada, Barış Konferansına katıhnak üzere Parise giden Başkan WiLson'a Amerikan Dışişleri Bakanhğı uzmanlan tarafından 1919 Ocağmda sunulan bir muhtırada, tstanbul ve Boğazlar bölgesinde Midye • Enez hattmdan Sakarya ırmağına kadar ozanacak ve Milletler Cemiyeti Misakı hükümlerine göre uluslararası statü altına konulacafe bir devlet kurulması, Boğazlann ve Marmara denizinin devamlı olarak bütün devletlerin gemilerine açık tutulması, Orta Anadoluda bir Türk, Doğu Anadoluda da bir Ermeni devleti kurularak bu sonuncusunun büyük bir devletin mandası altına konulması salık verüiyordu. Bundan başka, Amerikan hükümeti tarafından savaş sonu düzeninin kunılmasiyle ilsili olarak Ort» Doğuda incelemeler yapmakla görevlendirilen KingCrane Komisyonu div, 1919 Ağustosunda, Istanbul ve Boğazlar bölgesinde kuruiacak uluslararası statülfl yeni devlet ile Ermenistan da dahil ohnak üzere, bütün Türkiyenln Amerikan mandası altına konuhnasmı tavsiye etmiştir. Gerçl bunlar Türkiye için yenir yutulur türden istekler değildir ama, bundan böyle bugünlerdeki Türk • Amerikan ilişkileri incelenirken, geleneksel dostluğu zedelememek için, hem mandacılann yüksek insancü amaçlan Üzerinde daha fazla durulâbilir, hem de o sırada ortahkta yerli mandacılann da bulunduğu söylenebilir. Üstelik, Bir* lesik Amerika yeniden kend) kabuğuna çekilince bütün bunlar caten uygulanmaya konulmamış zararsız tasanlar olarak kahnamışlar mıdır? eleneksel Türk • Amerikan dostluğundan söı G edebümenin en güç olduğu dönemlerden biri, Değiştirilmesi gerekli bilgiler ereket versin ki Türkiye artık bu bilgisizlikten ve geri kalmışhktan kurtuhnak yolundadır. Amerikalı dostlanmız bundan ne kadar kıvanç duysalar yeridir. Fakat bu mutlu gelişmenin bütün bütüne tamamlanması için Türk Amerikan ilişkilerile ilgili bazı bilgilerin yeniden gözden gecirilmesi de kaçınılmaz bir gerek, hattâ zorunlak olmaktadır. Nitekim, ortalıkta bu zorunluğu duyan pekçok kisl görünüyor. Onlara karınca karannea da olsa ufak bir yardımda bulunabilraek amacıyla, tarih yapraklan arasında her nasılsa yeralan ve simdiye kadar gerekli yönde düzeltilmemiş bazı bilgileri afağıya etkarmayı faydalı bulduk. B kir. Çokluk hiç bir meslekî hazırhgı olmıyanlann eline burakılan ve sırf ticarî maksatlarla isletilen sözde ana okullannm yerini, arbk, gerçek an lamdaki ana okullarmın almasrnı is temek hakkımudır. 57 yaşlan arasındaki her çocuk için ana okul eğitünini, Israelde oldu ğu gibi, zorunlu öğretim sistemimizin içine almakta çok gecikmiş bulunuyoruz. A ÇOCUK BAHÇELERİ. OYUN VE SPOR ALANLARI: Bizde beledi yeler, yer yer, bazı göstermelik «Ço cuk bahceleri» açıyorlar. Yalnız buralarda da çocuklar tamamiyle başı boş, alt altaüst üste boğuşarak vakitlerini öldürürler. Bu gibi birkaç tahteravallili, sahncaklı, trapezli. kum sahalı baheelerin, başlarmda «oyıın uzmanlaTf bulunmadığı için hemen hemen hiç bir eğitsel değeri yoktur. Okullarımızda da önemli bir eğitim aracı olarak «oyundan hemen hemen hiç yararlanılmamaktadır. Oysa ki. çocuklara ve gençlere kupkuru nasihatlerle, telkinlerle verile miyen birçok iyi ahşkanlıklann oyun yoluyla ahlâk haline getirilebileceği artık anlaşıunıştır. Oyun, çocukların ve gençlerin karakter ve ahlâk oluşumunda en etkili rolii oy nayan bir «Ders aracı< olarak kullanılnıaktadır. Çocuklar ve gençler, ekip zihniye ti ile çahşmayı, mızıkçılık, oyun bozanlık etmemeyi, oyun kaidelerine saygı göstermeyi. kazamnca böbürlenmemeyi, kaybedince kızmamayı, oyun bitince hasmının elini sıkmayı. onu güzel başarısudan ötürü güler yiizle kutlamayı, yâni kısaca, •bi insan. iyi vatandaş» olmayı birtakım eğitici kollektif oyunları. uz man öğretmenlerin nezareti altında, oynaya oynaya öğrenmekle ve böylece zamanla bir alışkanlık ve eskilerin dedikleri gibi ikinci bir tabiat» haline getirmektedirler. en büyük düşmanı can sıkıntısıdır. Can sıkıntısı bütün sıkıntılann anasıdır. Can sıkıntısı, insanın içini karartır, ruhunu bunaltır, rahatını, hu zurunu kaçırtır, yaşama şevkini, iş heyecanım yitirir, yaratıcı, yapıcı gücünü köstekler, iş verimini düşürür, ruh dengesini bozar. Bu psikolojik ifritin ruhlara yerleşmesini, insanîarın bu yüzden kötu yollara sürüklenmesini, toplum için zararlı olmalannı önlemek için ileri ülkelerde, hükumetler. belediyeler, özel kültür ve ekonomi kurumları, hayır tesisleri bu ana dâva üzerinde önemle durmakta, okul ve iş saatleri dışında çocukların, gençlerin ve bütun diğer vatandaşların hem kültürel gelişmelerini, cevherlerin işlenmesıni, mesleki nıtelıkle rinin artmasını hem de eğlenip oya lanmalarını, can sıkıntısına, moral çöküntülere, sapıklıklara düşmemelerini sağlamak için «Boş zamanları Değerlendirme» yolunda çeşitli imkânlar hazırlamaktadırlar. Bunlar arasında en önemli yeri, «Mahalle Ki taphklan». «Çocuk ve Gençlik KuIüpleri». «Boş Zamanları Değerlendirme Merkezleri» alırlar. Mahallenin kültürel örgütlenmesinde uzmanlar tarafından yönetilen «Mahalle Kitaphkları» ilk ele almması gereken konudur. İyi yetişmiş kitaphk uzmanlannm yönetiminde çahşan Mahalle Kitaplıklarının toplum eğitımi bakımından ne kadar yararlı olabileceğini Münich'te ziyaret ettiğim böyle bir mahalle kitaphğında görmüştüm. Orada, kitap okuma çalışmaları dışında, eğitici filimler gosteriliyor, resim, koro ve tiyatro çalışmalan yapıhyor, konferanslar, kurslar, ser gıler düzenleniyor. kısaca, çok yanlı bir «kültür ocağı» halinde çalışıyorlardı. Mahalle ve semt «Bos Zamanları Değerlendirme Merkezlerinde de, bütün aktivıteler yine çeşitli uz manlar yönetiminde, resim, heykel, çeşitli el işleri, koro, enstrümantal müzik, tiyatro, bale, halk oyunları çalışmalan, fotoğraf, satranç pul ve daha başka hobi ve merak kolları etrafında mihverlenirler. Tanrınm günü geçmiyor ki TRT için Babıâli basınında bhr yan çıkmasın.. Radyo şamar oğlanma döndürülmüştür; kimi haklı, kimi haksız bir sürü tenkid altmda şaşkınlaşmıştır. Ikridar radyoyu ele geçirmek için «türlü çeşitli» entrika çevhnıektedir. Adalet Partisi basmmdan gelen hücumlar karşısında yılgmlasan TRT, pısırıklaşmış, açık seçik kanunlara rağmen tarafsızlıktan tâviz verme yoluna sapmıştır. Bizim Babıâli basını Türkiye Radyolannı böylece kıyasıya tenkid ederken Türkiyede TRT den çok daha önemli bir radyo sorunu olduğunu unutmuştur. Gerçckte Doğu illerimizde Türkiye Radyolan dinlenmez; Rusya, Iran, Irak ve Arap radyolan dinlenir. Halkın kabahati yoktur bunda.. Çünkü Doğu illerimizin uısanı Türkçe bilmez ki kendi memleketinin radyolarmı dinlesin.. Şarkta Türkçe konuşamıyanlann oranı bir hayli kabarıktır: Bu oran Mardinde yüzde 91. Siirtte yüzde 87, Hakkâride yüzde 81, Bingölde yüzde 68, Diyarbakırda yüzde 67, Bitliste yüzde 66, Urfada yüzde 64, Ağrıda yüzde 61, Musta yüzde 53, Vanda yüzde 52 dir. Eğitim yoksunluğu yüzünden bu illerdeki vatandaşlarımız karanlıkta kalmışlardır. Okuma yazma bir yana Türkceyi dahi bihnezler, ve açıktır ki yeryüzünde hiç kimse anlamadığı dilden bir radyoyu açıp dinlemcz.. Zira bunu yapan kişinin aklından şüplıe edilir. Böylece memleketimizin Doğusunda Babıâlide ele aldığnnız anlamda TRT diye bir dâva yoktur. Ama İstanbulda. Ankarada. İzmirde. TRT yüzünden nice politikacılar birbirlerine girerlermiş.. Doğuda vatandaş kendi devletinin radyosunu değil, yabancı devletlerin radyolarmı dtoleyerek yetişiyor. Bu büyük mesele yanmda ondan daha küçük olmıyan bir baska dâvâ daha yara gibi işlemektedir: Türkiyede 11 tane Amerikan radyo istasyonu vardır. Bu istasyonlar Adana. Trabzon, Diyarbakır, Sinop. Samsun. Ankara, tzmlr ve Karamürsel dolaylannda yayınlar yapmaktadırlar. Bu yaymlarda zaman zaman İngilizce. zaman zaman Türkçe konuşulmakta, siyasi yorumlara gecilmekte, hattâ iç politikamıza değinen programlar seçilmektedir. Işler öylesine lâubali bir hâl almıştır ki Trabzonun 505 inci yıldönümü münasebetiyle Trabzon Valisinin Amerikan üs radyosundan halka hitap ettiğini gazeteler yazmışlardır. Pek yakında İzmirin. Aydının, Adananra, Antep'üı kurruluşunu resmî makam sahipleri Amerikan üs radyolarıııda: Türk Amerikan ilişkilerini Ineeleyen bilim •damlannuı yaptıkları ilk yanlıs değerlendirme, bu Iki ülke arasında ilk anlaşmanm inualandığı günlere kadar geri gidiyor. Bilindiği gibi, 7 mayn 183» tarihinde Birlesik Amerika ile Osmanh Devletl arasında bir Ticaret ve Seyrüsefer anlaşması imzalan"nuştır. (1). Bu anlaşma. tarih yapraklannda, Batih devletlerin Osmanh tmparatorluğunu sömürmek için kullandıklan kapitülasyon ayTicalıklannı ticaret ve endüstri devriminden sonra yetersiz bularak bunlann yanısıra imzaladıklan ilk ticaret anlaşma larmdan biri olarak yer almıştır. 183* anlaşmasının birinci maddesi Osmanh ülkesinde iş yapan Amerikan tiıccarlarına ve gemilerine <en ziyade müsaadeye mazhar devlet. kaydından, dördüncti maddesi de Osmanh ülkesinde bulunan Amerikan vatandaşlarına yargı ayncalıklanndan faydalanmak hakkını vermektedir. Bazı bozguncu yazarlann esit devlet. ler arasındaki ilişkllere pek yakışmayan bu durumu kötü amaçlan için kullanmalarını önlemenin tek yolu, «geçmişi yüz yılı asan Türk Amerikan dostluğu»nun temeli olduğu anlaşılan bu belgenin Birleşik Amerika tarafından Osmanh yöneticilerinin israrı üzerine ve lutfen imzalandığını biran önce tanıtlamaktır. 4.6.0. ve Türkiye girmediği için, bu devletin Türkiye Cumhuriyetiyle bir bans ünzalaması söz konusu ohnamıştır. Bununla beraber, Birleşik Amerika Lausanne Konferansma bir gözlemci heyetl yolhunıştır. Şimdiye kadar bilindiği kadariyle, Amerikan hükümeti bu heyetten iki nokta üzerinde önemle durmasmı istetniştir. Bunlardan birincisl kapitiilâsyonlann her ne pahasına olursa olsun korunması ve bu arada Türkiyedeki Amerikan din ve eğitim kurumlarına çalışma bağımsızhğı tanmması, ikincisi de Boğazlardan bütün ülkelerin savaş ve ticaret gemileri için tam bir geçiş hürlüğü sağlanmasıdır (1), Her ne kadar bu istekleri de geleneksel dostlukla bağdaştırmak biraz zor görünüyorsa da, iyi niyetle çalışıhrsa elbette buna da bir kulp takmak miimkündür. nıtlamayı yapmak o kadar güç olmazdı. Fakat aksiliğe bakınız ki, lJ3t anlaşması çok geçmedeıı iki devletin arasmı açıvermiştir. Tarihin söylediğine göre, bu anlaşma tstanbulda önce Türkçe kaleme alınmıs, ondan sonra Fransızcaya, Fransızcadan da İngilizceye çevrilmlşti. Dördüncü maddenin Türkçe metnine göre, Osmanh sınırları içinde suç işleyen Amerikan vatandaşlarınuı yargüanması ve cezalandıniması Osmanh makamlarma, buna karşıhk yalnızca bu cezanın uygulanması Amerikan elçi ve koıısoloslanna bırakıldıği halde, İngilizce metinde yargılama ve cezalandırma yetkisi de Amerikan elçi ve konsoloslarına bırakılmış görünmektedir. Babıâli esas metnin Türkçe olduğunu ve iki metin arasındaki aynhğın çeviri yanlışından doğduğunu ileri sürerek yargılama ve cezalandırma yetkilerini Amerikan göreviilerine bırakmak istemeyince, Birleşik Amerika ile Osmanh Devleti arasında kapitülasyon ayncahklan devam ettikçe siiriip giden anlasmaz. Iıklar çıkmıştır. Bu durumun kötü niyetliler tarafından geleneksel Türk Amerikan dostluğunu gölgelemek amacı>la kullanılmasına engel olmanın tek yolu, bize. suçu Osmanh devlet adamlannın dil bilmemelerine yüklemektir gibi gclijor. Dünya j^ ğer bu anlaşmanın uygulanması yüzünden B irleşik Amerika Birinci silâhlı Savaşında, Osmanh Imparatoriuğu Amerika ile Osmanh Devleti araPA Birlesik görüs ayrılıklan çıkmasaydı, bu ta sebetleri kesmekle yetinip ile diplomatik müna> bir çatışmaya sında derin izde. ne yazık ki, bu uzman oyun öğretmenleri de yok denilecek kadar azdır. Bu yüzden okullarımızda oyundan eğitim aracı olarak yararlanılmamaktadır. Okullarımızda. jimnastlk dersi de bir beylik, angarj'a ders sayılır, haftada bir saat ya vardır, ya yoktur. Oysa ki, oyun, jimnastik ve hattâ müzik ve resim çocuğun ve gencin moral ve fizik eğttimi için, her gün sistemli bir tarzda yapmalan gereken aktiviA ANA OKULLARI. ÇOCUK telerdir. YUVALARL ÇOCÜK KREŞLEBİ: İşte, açılmasmı candan dilediğiBizde, okul öncesinde çocuklar tamamiyle başıboş ve sahipsizdirler, miz mahalle veya semt çocuk bahçelerinde, oyun ve spor alanlannda, oysa ki, çocukların karakter ve kişi çocuklanmız ve gençlerimiz, uzman likleri asıl bu okul öncesi yıllarda biçimlenir, bakımiizlık ve bilgisiz liderlerin yönetimi altmda, bir yan lik yönünden birçok cevherler kör dan sokağm zararlı eâzibesinden kur lejir, yozlajır, heba olur gider. Tür tulacaklar, hir yandan da kendilerine bütün hayatlan boyunca yarar kiye, zekâ ve istidat varhklan bakı lı olaeak birtakım moral ve fizik nl mından da insafsız bir israf içindetelikler kazanacaklardır. dir. Çokluk profesyonel futbol kulüp îste, çokluk cahil ve ümmi aile lerinin çıkarlanna hizmet eden ve lerde uygunsuz çevrelerde harcanmı büyük gençlik yığınlarını saatlerce ya ve ruh ve beden sağhklan deforpasif bir seyirci durumuna düşüme olmaya mahkum bulunan çocuk ren, daha da fenası onların heyecanların okul çağı öncesindeki eğitimle lanma güçlerini hoyratlaştıran, çok rini sağhyacak «ana okullan Kin masrafh kolosal stadyumlar yerine, dergarten»lere şiddetli ihtiyaç varçok daha ucuza mal olabilecek küdır. Ayrıca, çahşan kadınlann çoçük çapta «Semt Oyun ve Spor Sacuklannı güvenle bırakabilecekleri lonları» kurmak ve bunları gerekli mahalle ve fabrika kreşleri de en bü uzmanların yönetiminde, eocuklarm yük sosyal üıtiyaçlarımızdan birive gençlerin ruh ve beden sağhğı dir. hizmetinde kullanmak, eğitim politl Millî Eğitim sistemimiz içinde, okamızın hiç vakit kaybetnıeden bekul öncesi eğitiminin bu kadar ihnimsemesi gereken çok akılh bir tu mal edilmiî oJması anlaşılmaz bir tum olacaktır. boşlukrur. O ÇOCUK VE GENÇLİK KİBu boşluğu doldurmak için, her TAPLJKLARI, ÇOCUK VE GENÇ»eyden önce, ana okullannı ve kreş LİK KlTÜPLERt, BOŞ ZAMAN. leri yönetebilecek uzman elemanla LARI DEĞERLENDıltME MERrı büyük ölçüde yetistirmek gereKEZLERI: Akıl ve ruh sağlığmın B NtVERStTE SİTELERİ: Burada, Üniversite ve yüksek tahsil gençliğinin lüks değil, fakat en medeni, en gerekli sağlık, kültür ve konfor şartları altmda yaşamalarını çahşmalarını, eğlenmelerini sağhyacak ileri anlamda «Üniversite Siteleri»nin de hiç vakit kaybetmeden kurulması ve bunlann kitaphk, sahne, atelyeler, kapalı ve açık spor atanları gibi çeşitli kültür spor ve eğlence tesıslerınin gene uz man liderler yönetiminde işletilme si zorunluluğunu da israrla belirtmek isteriz. Çünkü, dünyanm hiç •••»•»»•»••»•»•»»»»»•»•»»•»•••»•»•»»Hl bir uygar memleketinde Üniversite ve yüksek tahsil gençliği, bizdeki kadar ilkel koşullar altında bakımsız ve sahipsiz bırakılmamıştır. U Saym vatandaşlar! Türkiyemizin kurtuiusunu ve bağımsızhgını kutlanz! diye nutuk atarak karşılarlarsa şaşmıyaum. Türkiyede insanlarm beyinleri öylesine yıkanmaktadır ki yetkili kisflerin nerelere sürükleneceği bilinemez. Anayasamızda Türkiyedeki radyo yayınlan bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine göre düzenlenmiştir. Anayasanm 121. maddesinde: « Radyo ve televizyon istasyonlarmın idaresi, özerk kamu tüzel kişiliği halinde kanunla düzenlenir. Her türlü radyo ve televizyon yayınlan tarafsızlık esasına göre yapıhr.» Dedikten sonra bu konuda 359 sayılı kanun Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki her türlü radyo ve televizyon yaymlannm tekelini T.R.T. Kurumuna vermiştir. Ve Türkiyede 11 adet Amerikan istasyonu cayır caynr yaym y«parken devlet makamları. savcılar, Adalet ve Dışişleri Bakanhğı bu hale seyirci kalmakta, elleri koUan bağh kanunsuzluğu seyretmektedirler. Bu halin pek utanılacak başka yönleri de vardır: Bugün bir Türk vatandaşı, ya da kurumu, evine veya bürosuna ufacık bir verici telsiz cihazı yerleştirse, adamın kulağından tuttukları gibi karakola götürür, mahkemeye çıkarır, kanunlann gereğini yaparlar. Hiç bir Türk vatandaşı devletin kanunlarına karşı gelemez, gelirse cezasını çeker, hiç bir Türk vatandaşı radyo istasyonu kuramaz. kurduğu anda başına gelecekler kanunlarda yazıhdır. Ama memlCKetimize üslenmiş bir takım vabancılar telsizlerini kurmuşlar, radyo istasyonlarını düzenlemişler, Türkiye Cumhuriyetinin kaııunlan önünde devlet ve milletle alay edercesine yaymlarına rahat rahat devam etmektedirler. Bu kadarla da kalmıyor, Türk vatandaslan da evlerine aldıklan radyolar ve televizyonlarla Amerikan üs istasyonlarmın yayınlarım dinlemekte ve seyretmektedirler. Böylece devletin kanunlannın memleketimizde yaşıyan Amerikahlara geçersizliği âdeta kamu oyuna mal olmakta. ve halk indinde devlet otoritesi Amerika hesabma srfıra indirihnektedir. Bir Türkiye ki Doğusunda sadece yabancı devletlerin radyolan geçerlidir. ve Doğusundan Batısına kadar Amerikan radyolan kanunsuz cümbüşe devam etmektedir. Ve bir Türkiye ki oy hesabı kaygısıyla gözfl dönmfiş olanlar bu dâvaları bırakıp özerk Türk radyosunun postunu paylaşmak için birbirlerine girmişlerdu*. Şu manzara bile kendi benliğimizi ve millî dâvalannuzı ne kadar unuttuğumuzu göstermiyor mu? Sevgilendirme 962 de Cenevre'de katüdığım Uluslararası bir seminerde konu şan Prof. Dr, CHAUCHARD, «modem eğitim hedefi Amorisationdur> demişti. «tnsandakl sevme gücünü yüce amaçlara yöneltme teknl ği» olarak târif edilen bu yeni sözcüğü Türkçeye, belki «Sevgilendirme» diye çevirebiliriz. Sevgilendirme, yine Prof. Dr. CHAUCHARD'ın açıklamasına göre, «Zamanı ve beyni iyi kullanmayi, lçgüdüleri frenlemeyi, nefse hâkim olmayı öğrenmekle gerçeklesebilir. Toplumun mutluluğu, dengesi, rahathğı böyle bir sevgilendirma eğitiminin başan derecesine bağhv» dir. Zamanımızdaki huzursuzluklarm büyük çoğunluğu insanlarm zamanlarmı, beyinlerinl iyl kullanmasını bilmediklerinden, içgüdülerini frenliyemediklerinden, neflslerine hâkim olmasmı öğrenmediklerinden, yâni «sevgilendirilmemis» olmalarmdan ileri gelmektedir. Medenî milletler, toplum hastalık larına böyle bilimsel bir «teşhis» koyduktan sonra, bütün eğitim organlannı bu teşhisin gerektirdiği» «tedavi» şartlarına göre ayarlıyorlar. Devletin, Belediyenin, Endüstri ve Finans Kurumlarmın, Hayır der neklerinin baş kaygıları büyük küçuk her vatandaşı «sevgilendirme» yollarını aramaktır. Her çevrenin sosyal ihtiyaçlanna göre, çocuklar, gençler ve erginler için çeşitli tesu ler kuruyorlar. 1 V EFA T Sıhhiye Reisi merhum Dr. Ömer Paşanin ve merhum Seher Hanımın kerimeleri, merhum Ord. Prof. Dr. Esat Şerafettin Köprülü'nün eşi, Dr. Fehmi Köprülü, Feriha Çetingil, Semiha Bako, Avukat Ömer Köprülü'nün sevgili anneleri, Ord. Prof Dr. Arif İsmet Çetingil, Dr. Hamdi Bako, Nadire Köprülü, Nezahat Köprülü'nün kıjonetli kayınvalideleri, Doçent Dr. Ergon Çetingil, Sevgi Görpe, Aylâ Bako, Koray Bako, Esat Köprülü, Ayşe Köprülü, Ayten; Meral ve Gönül Köprülü'nün sevgili büyük anneleri; Prof. Dr. Ali Görpe; Mühendis Sinan King'in kıymetli büyük kayuıvalideleri, Uğur, Serra, Selâhattin ve Selim'in sevgili büyük nineleri, Salihaü Nisvandan Türkiye Cumhuriyetinin kararhhğı karşısmda öteki Batı devletleri gibi Birleşik Amerika da Lausanne'de kapitülâsyonlara veda etmekten ve yeni Türk devletinin kanla çizilen sınırlarını tanımaktan başka çare görememiştir. Bunun üzerinedir ki Türkiye ile Birleşik Amerika arasmda 6 Ağustos 1933 anlaşması imzalanmıştır. Fakat Amerikan tetnsilcilerinin bu anlaşmayla kapitülâsyonlardan vazgeçmeleri Atlantiğin ötesinde büyük fırtmalar yaratmış, bunun Birleşik Amerika için onur kırıcı bir gerileme olduğu ileri sürülmüş, Kemalist Türkiyelrleşik Amerika ile Osmanh Devleti arasınnin Osmanh yönetiminin bir ba.şka ad altında deda yargı yetkisi yüzünden çıkan bu anlasvanıı olduğu söylenerek Türkiyedeki Amerikan din mazhk böjlece sürüp giderken, Osmanh yöneticive eğitim kurumlarına dinsel ve akademik hürlük leri uyandıkça ortaya ekonomik ajrıcahklar konuverümedikçe anlaşmanın onaylanmaması istenmişsunda da anlaşmazlıklar çıkmaya baslamıştır. 183a tir. Ancak anlaşmanın en fazla eleştirilen yönfi Aanlaşmasının ticarî hükümleri bir siire sonra günadoluda bir Ermeni devletinin kurulmaması olnün gercklerine uymaz bir durum alınca Babıâli Birmuş ve bağımsız Ermenistan taraftarlan, sanki jeleşik Amerika ile 18«2 yılında yeni bir ticaret anlaşleneksel Turk • Amerikan dostluğunu baltalamak ması imzalamıştır. Fakat bu anlaşma da uzun ömütistiyenlerin eline bh koz vermek istiyorlarmış cilıı olmamış ve Babıâli gumrük resimlerini yükseltbi, anlaşmanın onaylanmaması için büyük bir mek istedigi için 1884 yılında anlaşmayı tek taraflı kampanya açmışlardır. İşin acısı, Amerikan Senaolarak yürürlükten kaldırmıştır. Bunun üzerine iki tosu da, bugün geleneksel Türk Amerikan dostülke arasında çıkan buhramn sorumunu, konuyu şim luğunun üzerinde önemle dnranlan sırtmdan handiye kadar incelemeyen bazı bilim adamları, Osman çerlemek istercesine, dört yıl sallantıda bıraktığı h Devletini kcndi egemenlik hakkı içine giren bir bu anlaşmavı İSZ1 yıhnda reddetmiştir. konuda kısıtlamaya çahşan Birleşik Amerikada bulBunun Czerine, iki devlet, aralarındakl fllşkimak eğiliminde iselcr de, eski ve saygıh dostumuzu leri yeniden kurabümek için reçici bir anlaşma bu sorumdan kurtarmak için uluslararası anlaşmala (modus vivendi) imzalamaktan başka çare göremeTin tek taraflı bozulamıyacağı ilkesine sarıhnak pek mişlerdir. Fakat tarihin yeniden gözden geçhnlmemümkündür. si gerekli yapraklannda Birleşik Amerikanın kapiBirleşik Amerika'nın Osmanh Dcvletile sıkı bağlar tülâsyonların kaldınlmasına ahşmakta çektiği zorkurduğu bir başka alan da, kultür alanıdır. Ameriluk yüzünden bu ilişkilerin İkinci Dünya Savaşı kan kiliselerinin <Araerican Board of Commissioners sonuna kadar bir türlü yakm olamadığı yazıhnakfor Foreign Missions» kanahyla yaptıklan misyonertadır. lik çalışmaları Osmanh sınırları içinde yayılmıj ve 1830 yılından sonra bu çahşmalar Anadoluda, özellikle Rumların ve Ermenilerin yaşadıklan bölgelerde çok yaygın bir hal almıştır. Yüksek insanal duygu. elenekael TÛrk • Amerikan dostluğunu tarihe larla dolu bu misyonerler bu arada Osmanh Imparade kabul ettlrmek için düzeltOmesi ferekli torluğunun önemli merkezlerinde öğretim ve sağhk bilgilerin hiç değilse btr bölttmünfi böylece tıralaişlerile de ilgilenmişler, yüksek öğretim kurumları mış bulunuyoruz. Şündi sura uygun rörülecek düaçmışlardır. Fakat zavallı barış göniillülerinin bugün zeltmeleri yapacak kişilere gehniştu. başına gelcnier o zamanlar da zavallı misyonerlerin • ••• • ••• • ••• :::: BEHİGE KÖPRÜLÜ İSMET INONU FÎATI 15 LÎRA REMZt KİTABEVÎ •• Kambur kambur üstüne (HANIMEFEN'Dİ) vefat etmiştir. Cenazesi 15.4.1967 cumartesi (Bugün) nğle namazını mütaakıp Aksaray Valde Camii Şerifinden kaldırılarak Topkapıda Aile Kabristanındaki cbedî istirahatgâhma tevdi edilecektir. AİLESİ Cumhuriyet 3985 B Sonuç Sşte, biz de en büyük, en değerll ImilH servetimiz «insan cevher•leri»mizin israfmı ve erozyonunu önlemek ve onlan toplum kalkınmamızm hizmetinde yararlı kıla bilmek için, bir ayak önce, mahalle, semt ve üniversite eğitim ve sevgilendirme örgütlerimizi kurmalıyız. Fakat bu, öyle önemli, önemli oldu ğu kadar da bilgi, hesap, kitap, plân isteyen öyle kompleks bir dâvadır ki, gelişi güzelliğe ve bölümpörçüklüğe hiç tahammülü yoktur. Onun için. konuyu bir «Bütün» olarak benimsiyecek ve çeşitli aynntılariyle toptan ele alacak özel bir devlet örgütüne ihtiyaç vardır. Bizce bunun en uygunu, Almanlann yaptığı gibi, bir «Aile ve Gençlik Bakanhğı» kur maktır. Işte, böyle bir merkezl devlet organı, bir yandan çocuğu ve genci sokağın zararlı etküerinden kurtarmak, akıl ve beden sağlığını korumak yolunda mahallenin örgütlen mesi için maddi ve manevî bütün mahallî güçleri harekete getirecek, bir yandan da kurulması gereken te sisleri memleket Ölçüsünde plânlamak ve yönetmek için çeşitli uzman kadrosu ile düzenleyici rolünü oyna jacaktır. ocuğu ve genci sokaktan kurtaramıyan, çocuğun ve gencin akıl ve beden sağhğını koruyamıyan, yani geni| anlamıyla «eğitim problemi.ni çözemiyen milletler, yarınlanna «h\ızur içinde» baka mazlar v» bakamamalıdırlar. SON »CUMHURBAŞKANLIĞI »TÜRKİYE NASIL TAKSİM EDİLECEKTİ? »İKİNCİ DÜNYA HARBİNE HAZIR MIYDIK? > KAHİRE VE ADANA KONFERANSLAR!... ERGUVAN ve ÇE DOĞAN SUSUZ kızları AYLİNîn doğumunu »krab» ve dostlarına müjdeler. Zeynep Kâmil Has. 13.4.1967 Cumhuriyet 3982 J DOĞUM NECLA KLTÜN / ile r ÜL EBSAN SEKERCİOĞLD W\ Nisanlandılar. Istanbul İlâncıhk: 9701/ 39Cİ Cumhuriyet 3963 VETERİNER HEKİMLER ALINAGAKTIR Büyük bir ilâç fabrikasınin Veteriner İlâçlan Propaganda teskilâtında çalıştırılmak üzere Veteriner hekimler aluıacaktır. Müracaat: P.K. 45 Levent İstanbul Çağımıım Ünlü Yazarı MEVLİT 16 Nisan 1967 Pazar günü ögle namazından sonra Fındıklı Camiinde merhume Hodri meydan Aziz Nesin Kitaplannı ımza/ıyor Radar Reklâm: 297/398^ SABÎHA ONGUNSU nun ruhuna okutulacak elli ikinci gün Mevlidine akraba ve tanıyanlann teşrifleri rica olunur. Ailesi adına eşl Satı Onrunsn (Cumhuriyet 3961) KAYTP tatanbul Kıt Liıeslnden aldığım paıomu xayi cttim. Hükümsüzdur. Sevil Panear (Cumhuriyat 3964) AOUAVELVA k u l l a r a n «ricakt* b i r slfılr «ar. TrtfUn Morı ICE BLUE AOUA VELVA, aU> oaftlnbe lUmad G fl başına gelmiş, Babıâli 1868 yıllanndan baslayarak misyonerlerin çahşmalarını denetlemek ve daha sonralan da Türk olmayan unsurlarda milliyetçilik şujru uyandırmaya çalışmakla ve Ermeni ayaklanmalaruu desteklenıekle suçladıgı Amerikan okuUannı ka (1) Bu yazıda sıralanan ve değiştirilmesi gerekli bilgileri, tarafsızhğınuzın üzerine gölge düşUrmemek kaygısıyla, Amerikan kaynaklarından derlemeyt özel bir dllücftt gösUrdtk. 14 nisan cuma 15 nisan cumartesi BİLGİ KİTABEVİ TenifcbU ANSARA Cumhuriyet S959 C layın havayı verlr, clldialzl korar. jüzOnüra tazatlk gstfıir. IçlmMdj HUMECDN cildfnfzl ddzeltlr. ICE BLUE AOUA VELVA kull.nın « t ICE BLUE kokutunun oazlbeslol t t rafınızdaUI bajtnlarda goVfla. aaaıoe vvilliams İlâncılık: 9542/3969
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle