Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bu fasorı formüle edilemez Prof. Bahri SAVCI Adalet Bakanımn 6 Nisan günkü ma' nevrasından da anlaşılacağı üzere, iktidar, temel hak ve hürriyetleri koruma (.') kantm tasarısını bazı yumuşatmalarla muhakkak çıkarmak istiyor. Bu konuda türlü vesilelerle türlü havadisler yayıyor. İktidar.. kamu oyunu tasan lehine hazırlamaya uğraşıyor. Bu havadisler iki noktada toplanır: 0 Amacın, bazı sınıf ve zümrelerin şimdi var olan çıkarlannı, şimdiki statükolarını korumaktan sözde uzaklaşıp. srynhp, bizzat Anayasa düzenini korumak yönünde olduğunu belirtmek, kamu oyuna bunu duyurtmak; #Tasannın, büyük bir tepkiyle karşüaşmış bulunan Anayasa dışı hükümlerini, yumuşatarak. Anayasaya aykınhklannı temizliyerek bu suretle Anayasa ile «mübayenet» gerçeğini, hattâ faraziye ve ihtimalini ayıklıyarak genel kamu oyu ile siyasa ve hukuk kamu oyunda tasan yanında bir hava yaratmak. İste iktidar böyle bir ortam vumuşaması içinde, tasanyı çıkarmak istiyor. Anayasa tnahkemesini de, daha şimdiden, hukuka .e Anayasaya aykın bir tasarruf içinde olmadığına inandırmak üzere; yapılan bütün eleştirileri gözönüne alarak tasanyı yeniden yeniye formüle ettiği sanısı ile büyülemek istiyor. Bizim inancımıza göre bu tasarı, muhafaza ettiği unsurlan ile hiç bir suretle Anayasaya uygun olarak formüle edilemez. Çünkü. o zatında, cevherinde, özünde, ana temasında, şümulünde, yayıldığı alanında Anayasaya aykındır. nin sönmesi bekleniyor. O zaman sayın hükümet, atı alıp Üsküdan aşıverecek. Q T a s a n l a n müteal (en üst) düzeyde ve düzeode imiş gibi sunarak kamu oyunu nyuşturma metoduna gelince: Bu tasan dolayısiyle işte bu metodun da parlak örneğini görmeye başladık. Şöyle ki: Sayın Adalet Bakanına göre, bu tasan ile söz konusu olan, bizzat Anayasanın korunmasıdır. Kendilerine göre anayasalar, önce, yasama organına karşı korunur. Bunu Anayasa Mahkemesi yapar. ( Eldeki tasan, Anayasanın bizzat yasama organına karşı korunmasmı düzenleme ile ilgili değildir.) Sonra, anayasalar, yürütme organına karşı korunur. Bunu da yargı organı yapar. (Eldeki tasarı, bu nokta ile de ilgili değildir). Adalet Bakanına göre, anayasalar, aynca, idare edilenlere karşı da korunur. İdare edilenler de «Anayasa düzenini bertaraf etmeyi hedef tutan faaliyetler» de bulunabilirler. Bunlara «karşı da Anayasanın korunması zorunludur.» «Anayasa düzenini bertaraf etmeyi hedef tutan bu faaliyetler» de «Anayasanın açıkça yasakladığı yollardan» yapılabileceği gibi. «Anayasanın tanıdığı hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması suretiyle de» yapılabilir. 1919 Alman Weimar anayasası, işte bu yol ile ihlâl edilmiştir. Yani Anayasada yazıh «temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması suretivle» idare edilenler tarafından ihlâl edilmiş ve Nasyonal • Sosyalizm gelmiştir. • şte Sayın Adalet Bakanımn son demeci, ana •••• •••• •*•• :::: •••• »••• •••• ZulOm direnme yaratır ÜLTI i'K pblemleri ayın Ord. Prof. H. V. Velidedeoğlu'nun Türk toplumunda kadmın gerçek problemleri başlıklı yazılarını birkaç defa okudum. Gerçi sözü edilen olaylar bilinmeyen şeyler değil arna bu gibi yazıların konularını; yasayabilmek ve iyi şuurlandırabılmek için tekrar tekrar okumanın faydalı olacağı inancmdayım. Türk toplumunda kadın... Satılanlan, insandan sayılmayanları, kole gibi yaşayanları ve e«asen köle gibi yaşamak mecburiyetinde olanlarıyla bütün meseleterimize bir sembol değil midir? Yazar bunlardan bahseriıyor. Guzel ama benim söylemek istediklerim biraz değisık. Birçoklarına göre kapalı bırakılmış gibi görünen ve asıl mühim olan Türk toplumunda kadının gerçek problemleri, buna paralel olarak milletimizin bütün problemlerinin çözümlenmesidir. Bu nasıl gerçekleştirilecektir? Bu so ruyu kendi kendine soran herkes ümitsizliğe düşer Eanıyorum. Çünkü ulusal meselelerimizle ilgilenisimiz bilınen şeydir. Gunlük hayatımızda rastladığımız her toplulukta ulusal meselelerimizin çok iyi niyetlerle tartışıldığını görürüz. Bu muhakkak iyi bir şey.. Ama hiçbir şeyin bundan ileri gitmeyişinin geçmişi üçbeşon yıl değil, asırlık hikâyedir. u, aydınlarımızın genellikle tam bir akılcı düşünüşün v e tam bir ülkücü davranısın temsilcisi olamadıklanna işaret değil midir? Ben bugünün bir şeyler bilen, dünya görüşü olan, açıkça aydın tâbir ettiğimiz kişilerin çoğu için böyle düşünüyorum. Buna üzülüyorutn. Bu milletin bilgilisi genellikle bu vatan ve millet için iyi şeyler istiyor, ama iyi şeyleri gerçekleştirmek için icab eden olağanüstü (bir bakıma normal v e şart) gay rete gelince, işte o, yok denilecek kadar az. S sizler kültür üssü de olsa kurulmasına musaade etmeyince, biz]ere de süresiz boykota gitmek düşer ve devletin üçyüz milyonu Trabzon'un bir dağma yaslanıp yatar tabii. İmdat bekler gibi... u anda biz batan geminin kalıntıları misali ufukta görünecek gemiden imdat bekler gibi hoca beklıyoruz. Bu ummanda Türk gemısı bulunmadığına göre ufukta görüneoek herhangi bir gemıye (Amerikan gemisi de olsa) bızı kurtarın» demıyelim mi? Buna siz cevap verın. Hakikaten karada olduğumuz zaman bizler de sizin gibi düşünmüştük. Hattâ ocak 1966 da bu işi beceremiyeceğini anlayan idareciler ve kurucu dernekler kurtuluşu Orta Doğu Teknik Üniversitesine bağlanmakta gormüşken bizler var gücümüzle bunlara karşı durduk. Asistanlarla şahsi gayretimizi birlestirip, profesörsüz ders gördük, su damında yattık, barakada okuduk, himayeyi pretosto ettik, yürüyüşler tertipledik ve bağlanmadık. Bu günedek vatanı hamiye ile hareket edecek profesörleri bekledik, hâlâ bekliyoruz. Ama bunu siz duymadınız bile. Çünkü kaçanı kovmak varken gelene karşı koymak yok bizde. S •••• ••:: •••• • •a* • ••• «••• • ••• • ••• •••• •••• • ••• • ••• zann dedikleri gibi: «Ev işleri de genç kızı bütün tehlikelerden uzak bulunduracak olan annelik dnygnsnnu geliştirirj» Ama bu, «onlarda sağlam bir ahlâk anlayışını yaratmakla» olanaklıdır. Unutmamahdır ki, bu da anne babanın (kızlar için ozellikle annenin) bilgili oluşuyla orantılıdır. Ne dıyor Atatürk: «Üstün kadınlık, üstün millet yaratır.» ocuğa, çocukluğunu yaşatmalıdır anne • baba. Onun spora, guzel sanatlara eğilimını Köndürmeyıp koruklemelıdirler. İnanıyoruz kı, ıvide, güzelde, dofruda uğraşı bulan çocuk, «düşme» tehhkesine kapılmaz. Sayın özgü, sadece genç kızlar üzerinde durmuslar. Belki de konunun gelişi yahut tehhkenın kaynağı bunu gerektirmıstir. Biz, erkeğin de üzerinde durulması, onun da işlenmesı kanısındayız. Erkek, genç kız düserken onu tutacak bir eğitimde olmalıdır ki, her bulutlanma bir fırtınayla bitmesin. Hürrem AKDF.NÎZ öşretmen Adana Ç fikrinde özetle budur. Ve tasandan Anayaı unu anlamak için Türkiyede varolan anayasal samıza aykın hükümleri çıkarma gibi pek iyi bir gerçeğe bakmak yeter. Türkiyedeki Anayasa] niyetine rağmen kökünde de, yanlıştır ve yukagerçek yalnızca ve yalnızca şundan ibarettir: nda söy'ediğimiz Anayasa gerçeğimize tamamiyle 0 Bu Anayasa, gerçeği arama hususunda her aykındır: türlü düşünce ve bilim verilerini arama, bulma, önce şu gerçeği belirtelim: Sayın Bakanın Ayaym», deneme, uygulama hürriyetleri anayasasınayasanın üç yönden gelen tehditlerle ihlâli tasnidır. fi, son derece doğrudur. Biz de, bunu, derslerimiz6 Bu anayasa. yalmz, mülkiyet • miros tesebde. aynen böyle okutuyoruz. Fakat, Bakanın varhüs • çok parti • devri genel seçim • lâiklik cum dığı yanlış hükme varmıyoruz. huriyet kurumlannı özIerLide mahfuz tutar. Bakanın «yasama ve yürütme organları dışm£) Bu Anayasaya göre, işte bu mahfuz kurumda kalan kişiler» dediği bizim terimimizle «idare lan cebir ve şiddet yolu ile, kuvvet yolu ile deedilenler» dir. Gerçekten idare edüenlerin de «Ağiştirmeye kalkmak mümkün değildir, yasaktır. nayasa düzenini bertaraf eden faaliyetleri» olabiFakat bu kurumların genişlik ve yaygmhklannı tarlir. Bunlar, «Anayasanın yasakladığı ... formalitetışmak, modalitelerini araştırmak, bu konularda Ier» dir ki, buna, bizim Anayasa dilimizde «isyan», öneriler, alternatifler getirmek, her yurttaşm, her «ihtilâl» denir. Bu noktaya kadar Bakanın söylesiyasal partinin Anayasal hakkıdır. dikleri doğrudur ve bir anayasa hukuku kitabında A Bu Anayasa, devletin görevini ve ödevini; bulunabilir. Anayasa hukuku bilimine uyarak, biz Anayasanın bu anlamına ve ruhuna uygun olmıde onunla beraber deriz ki: Bir Anayasa, idare eyan kayıtlamalarda değil; hak ve hürriyetleri, Adilenlerin, isyan. ihtilâl teşkil eden, edecek olan nayasa gereğine sığmıyan engellerden kurtarmakfiilleri ile de ihlâl edilebilir. bilimsel tahlile deta; insanın gelişmesi için gerekli bütün şartlan vam edersek. dememiz gerekir ki: işte. bir anayayerine getirmede görür. sa, idare edilenler tarafından, ancak bu yol ile ihİşte 1961 ile açılan Türkiye Cumhuriyetinde, lâl edilebilir. Ve işte, Anayasanın, idare edilenlere devlet hayatında ve millet geleceğinde uyulacak akarsı korunması, ancak ve ancak, onlann, isyan ve nayasal gerçek budur. ihtilâl teşkil eden fiiDerine karşı korunmasından Bunu bir başka deyimle özetlemek istersek şuibarettir ki. biz. onu. yukanda, «mahfuz kurumlan nu söyliyebiliriz: Türkiye, iktidann ve sağcı cevkuvvet. şiddet. cebir yolu ile değiştirmek» diye relerin sandığından daha doğru olarak Birinci, gösterdik. İkinci Meşrutiyetlerle tek parti ve 1924 Anayasast tşte bîr"anavasa, idare edüenlerin, ancak bir altmdaki çok parti devirlerinden daha fazla bir »sfcrrsn ve bir UıtiUl teşfcfl eden bu kuvvet, eebir, hürriyet ülkesidir. "'" şiddet füllerbıe karşı korunur. Bunu da, geçirdiği gelişim ve evrim sonucu haketmiştir. Binaenaleyh şimdi artık, yukanda sayılan kurumlan özlerinde mahfuz tutmaktan daha ileride kayıtlamalar kaygusu güdülemez, Türkiye oKsa, Bakanın bu noktada durmayıp deböyle bir ülke olmaktan çıkmıştır. Demokratik hudiği üzere bir anayasa, idare edilenlerin, kuk devleti olmuştur. Binaenaleyh bu kurumların içinde cebir ve şiddet bulunmıyan ve binaenaleyh, da ancak kuvvet, cebir ve şiddet (isyan.ihtilâl) isvan. ihtilâl teşkil etmiyen fiilleri yolu ile ihlâl yolu ile tahribi önlenmiştir, yasak edilmiştir. Buedilemez. Bir anayasa düzenini islâh etmeyi. değişnun ötesini düzenlemeye kalkan bir tasanyı Anatirmeyi amaç tutan düşüncelerimiz ve bunların ayasanuza uygun olarak formüle etmek mümkün deçıklanması mümkündür. Fakat bu, ancak, cebir ve ğildir. Çünkü bu; düşünce ve bilim verilerini Türşiddet, kuvvet unsurlan ile, yani isyan ve ihtilâl kiyede yaşatma hürriyetlerine aykırı düşer. Çünile «müterafik» olursa suç olur. Ve idare edilenkü bu, mahfuz kurumların genişlik ve yaygmlıklerin Anayasa düzenini isyan ve ihtilâl yolu ile berlannı, modalitelerini araştırarak Anayasanın öntaraf etme fiillerine karşı Anayasa, ceza müeyyigördüğü üzere insanın maddî ve mânevj varlığıdeleri ile korunur. Sayın Bakanın «Anayasanın anın gelişmesini arama hakkina ve devletin de buçıkça yasakladığı yollar» dan kastı da budur. Anu sağlama görevine aykın düşer. En sonunda bu, navasanın cebir, şiddet, kuvvet kuüanarak isyan, cebir ve şiddet yolu ile, ihtilâl yolu ile, kuvvet yoihtilâl ile müterafik bir volla ihtilâlin önlenmesi... lu ile sosyal paktın unsurlannı değiştirmeyi önleBakanla beraber deriz ki, suç olan, ancak ve ancak mekten daha ileri giderek, siyasal. ekonomik ve budur. Fakat Bakandan avrılarak ekleriz ki: Busosyal gelişmeyi gerçekleştirmeye vönelnnis eylem nun ötesind' «Anavasanın tanıdığı hak ve hürrive işlemleri durdurma teşkil eder. Bu yol ile de, yetlerin kötüve kullanılması» diye bir ölçü kullanıdevletin, bu konudaki engelleri kaldırması görelamaz. Çünkü. hak ve hürriyetlerin kötüye kullaviyle aykırı düşer. nılması. ancak, cebir, şiddet, kuvvet ile, yani isyan, ihtilâl ile müterafik olarak kullanılmasından ibarettir. Bunun ötesinde. kötüye kullanma diye bir unsur, bir kavram, bir kurum. bir safha daha açılamaz. «Kötülük» isyan ve ihtilâl teşkil eden *• şte, adı geçen tasannm bu anayasal gerçeğe «cebir • şiddet kuvvet yolu» ndan başka yerde • sığmamasına rağmen, Adalet Bakanlığı, ikdeğildir. Bunun ötesinde «kötülük teşkil eden yonl tidar. onu muhakkak çıkarmak istiyor. bir safha. unsur» düşiinmek. vukanda sövlediğiBu husustaki gücü de su iki noktadan yararmiz Anayasa gerçeklerine aykın düşen sübjektif lanmaktan ileri geliyor: 1) Kamu oyunun, Türkibir kapı açar. Böyle bir kapı açıldı mı da, ortada yede, millî meselelerde hile, sürekli bir ısrar gösanayasal hürrivet dive bir şev kalmaz. Hürriyetterememesinden yararlanmak; 2) Tasanyı, müteal lerin tümü, idare edenin «kötülük» telâkkisinde (en üst) düzeyde ve düzende imis gibi sunarak. kaifadesini bulan sübjektif niyetlerine bağlı kalmış mu oyumı uyuşturmak.... O halde, bu iki noktaya olur. deeinen sağlam görüşü araştırmamız gerekir: Anayasal gerçek Baskı grupları aşbakanımız olan Demirel. «1961 Anayasası ne 27 Mayısçı güçler, baskı grupları, zinde kuvvetler gibi hususlan derpiş etmistir. ne de milletin iradesi üzerinde söz sahibi kılmıştır» diyor. Buradan baskı gruplarının olmadığını anlıyoruz. Bu ise mantığa aykırı bir durumdur. Biz ise baskı gruplarının var olduğunu kabul ediyoruz. Baskı grupları deyiminin 1925 senesine kadar politika sözlüğüne girdiğini görmüvoruz. İlk defa 1925 yılında Amerikalı gazeteciler tarafından ortaya atılmış tır. Bugün ise «Lobby> izm adı altında bir meslek olarak ortaya çıkmıştır. Baskı gruplarının yanında men faat grupları da bulunmaktadır. Menfaat grupları teşkilâtlı ve bi linçli değildir. Halbukı baskı gruplannın teşkilâtlı ve bilinçli olduğunu görüyoruz. Yurdumuzda köylüler bir menfaat grupudur. Halbuki öğrencı dernekleri birer baskı grupudurlar Bugün Anayasamızın 57 maddesivle teminat ahnan partiler bile birer baskı gruplandırlar. Baskı gruplan dolayh ve ^playsii ola; rafc"her 'türlü vasıfadaR faydai. lanm«y.4 gaye edi&BjfSleiciir.' JOL •A ugün Amerika başkentinde, K bini aşkın «lobby» ist vardır. •*' 18901945 yıllan arasında ABD kongresinin çıkardığı 90 önemli kanun arasından ancak yedisine tesir edebilmiştir. Baskı gruplan kanunun çıkmasını önleyebilir veya geciktirebilir. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, Batı demokrasisinde. baskı grupla rı demokratik kuruluşlardır ve varhğı inkâr edilemez. ••• ... B B Sonuç ir Amerikalı'nın, Amerika" nın, bir Türk'ün Türkiye'nin lehine çahşmasından daha tabii ne olabilir ki? Ama biz dâvamıza inanmamışsak, onun bilgilerini sağamıyorsak suç onun değil ki. Kılçıksız balık. dikensiz gül olur mu, bay llhan Selçuk?.. Fuat EMEKStZ •::: B 5«a> • ••a • ••1 •••• ••• aar Iaaa • Fuhuş ve genç kızlar ayın Dr. Halis özgü, biz Cumhuriyet okurlarını zaman zaman psikolojik konularda aydınlatırlar. Bu alandaki bilgilerimizi tazelendirirler. Bu aydınlatmalar, bu tazelendirmeler bir uyartma ile sonuçlanı% lar. Biz de severek, yararlan* rak izleriz yazılarını. Fuhuş va genç kızları anlatan yazıları da böyledir. Burada, dünden bugüne değişik ülke ve değişik uluslardaki fuhuş, bununla ilgili tutum ve bu yola düşmüşlerin iç dünyaları bir bir ele ahnarak işlenmiştir. Gönül ister ki, Cumhuriyet' in üç ayn sayısında yer alan bu yazı serisi anne • babaların, hele hele eğitimcilerimizin gözünden kaçmamış olsun. Çocuğun eğitimi başlı başına bir sorundur. Bunun ayrıntılarına inmeden diyeceğiz ki, çoğu ailelerde görülen «Bir tanedir, kıymetlidir. Ev işlerine sokamam» seklindeki tutum ancak bilgi'izliğin belirtileridir. Çocuğa ilk kötülüğün bilmeyerek ailesince yapılmasıdır. Sayın ya •••• •••• •••• • aaa • III • aaa »*•• •aı Cebirsiddetkuvvet • !•• • ••• •••• • ••• • ••• • aaa :•:• aaaa •••• •aa* •••• :::: aaaa lyiyi bilip, ıyiyi gerçeklrştirmek için olağanüstü gayret göstermemekle iyiyi bılmemek arasında bir fark var mıdır? Bence ikisi arasında fark yoktur v e ben milletçe gerı kalmışlığımız gerçeğini bilen, fakat buna çare için olağanüstü gayret sarfetmeyenle, bu gerçeği bilmeyenlerin farkını göremiyorutn. zetle, bugünün şartlan içeı^ sinde bu topraklar üzerinde yaşayan her yurttaş kendi için yaşamayı düşünmekle basit görüşlülük ettiğini bilmeli ve daha iyi bir Turkıye yaratmak ülküsü, tek gün bile zihninden çıkmamalıdır. ¥ . ÎAGANOGLU 1. Işık Müh. Ö.Y.O. , Mim. 1. sınıf Beşiktaş Istanbul S U K.T.Ü. veAtatürk Üniversitesi ayın tlhan Selçuk'un 18 şubat ve 2 mart tarıhlerınde Erzurum Atatürk Üniversıtesi hakkında yazdıklarını dikkatle okudum. Bay llhan Selçuk, Doğuda Atatürk Üniversitesinden başka bir de Karadeniz Teknik Üniversitesi vardır, bilmem duydunuz mu? Duydunuz n u diyorum, çünkü Karadeniz Teknik Unıversitesınin durumu, Türkiye'nin gerçeklerinı savunan bir yazar için Atatürk ÜniverMtesinden daha ilginçtir Söyle ki, 1958 yılında kurulan Atatürk Üniversitesi dört devre mezun vermiştir, sizin deyiminızle Amerikan profesörleri sayesinde. Diğer yandan 1963 yılında kurulan Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafsız kalmak, kendi yağında kavrulmak çabasıyla kıvranıp, yanmış. Henüz 4. yaşına basmadan hoca bulamadıjı için kapanma tehlikesiyle karsı karşıya kalmıştır. İşte boyle: Türk profe^örü. «Vatanı hamiye ile hareket etmenin zamanı geçti» deyince, *•• Saffet ATLAS Bornova fzmir •aaa «aaa • ••• m S Çağımızın Ünlü Yazar ı Şimdi size soracağım sualin cevabraı elinizi şakağınıza koy rak bir düşününüz : Türk Rus sınırında maymlar bulunduğunu ve bu mayı lar kumanda sisteminin Amerikalılar elinde bulunduğunu biliy muydunuz? öyle sanırım ki, birkaç gün öneesine kadar bıı sornya : Biiiyorum. cevabını verecek Türk vatandaşı çıkmıyacaktı. Birkaç gün önce Babıâli basını büyük baslıklarla Doğu sını mızdaki mayınlar meselesini halkımıza bildirdiler. Haberin ka nağı Amerikan gazeteleriydi. Böylece Türk milleti millî savunm ya ait bir büyük gerçeği ünlü New York Times delâletiyle öğre di. New York Times, Türkiyenin Doğu Bölgesinin mayınlarla d nanmış bulunduğunu yazıyordu. Bu mayınları Anadolu toprakl nna Amerikalılar yerleştirmislerdi. Türk devlet makamları I mayinlann yerini bilmiyordu. Amerikalılar kendilerine saklıye lardı bu askeri sırları.. Gene ünlü New York Times gazetesine göre Türkiye bu m yınların kontrolu için Amerikadan yetki istemişti. Süleyman Demirel bunun üzerine : « Doğru değildir, ortak bildiride bövle bir konu yoktur» f ye mayınlar üstünde kontrol yetkisi istediğimizi yalanladı. Anadoluda yaşıyan her Türk, bu durura karşısında kendi ke dine sormalıdır : 1 Bu nasıl istir? Ben vatammın milli savunmasına ait b gileri hep Amerikan gazetelerinden mi öğreneceğim? t 2 Madem ki bu mayınlann kontrolu Amerıkalıların elim imis, ve Türk subayları bu mayınların nerede olduğunu bilmiyo larmıs, o halde ne duruyoruz? Niçin mavınlar üstünde kontr hakkı istemiyoruz? Asağı vukarı onbes yıldan beri Türk millî savunmasına s baberleri Amerikan gazetelerinden öürendiğimiz için Atatürk de rinde tabiî sayılamıyacak birtakım alışkanlıkîar edinmiş bulun yoruz, ve bu alıskanlıklar resmî makamlanmıza sirayet etmiş g rünüyor. Biraz daha armak isteriz bu konuyu : Diyelim ki biz, yazar olarak Doğu bölçesindeki kara mayınl rı sistemini öğrenmis bulunsa idik, ve bunları da köşemizde yaz idik.. Acaba sonuçları ne olnrdu? 1 önce birtakım iktidar mensupları savcılan çağırır : Bu adam devletin sırlannı açıklıyor, takibata geçseniz diye baskı yapardı. Eğer Savcılar vasalara çöre davranır da kovuştnrmay» %t mezlerse, baskı daha da artardı. 2 Büyük Millet Meclisinde bazı milletvekilleri konnyu e alıp : Bazı çazeteler Doğu sınırımızın mayınlarla donanmıs bulu duğunu ve bu mayın sisteminin kumandasının Amerikalılar eli de bulunduğunu yazıyorlar, bu doğru mudur? diye sorarlarsa, c vap vermek mevkiinde bulunanlar Meclis kürsüsüne çıkar : Böyle bir şey yoktur.. diye yalan söylerlerdi. Nasıl söylerlerdi bu yalanı? Aynen : Üs yoktur tesis vardır, dedikleri gibi sövlerlerdi. Aradan aylar geçer, tartısmalar sürer, ve bir süre gürültüdı sonra Türk milletinin ancak bir kısmı gerçeği öğrenir, büyük ki mı uvkusuna devam ederdi. Türkiyede millî savnnma konnlan maaiesef böylece ele alıı mıstır simdive kadar.. Biz bu kösede bizim subavlanmızın bilmı diği askeri bilgilerin Amerikalı çavusların eli altında bulunmas nı tenkid etmisizdir. Ne yazık ki doğrudur bu.. Ve işte Türk bi sınından ve Türk milletinden ihtimamla saklanan bir askerî kor Amerikan gazetelerinden bizlere intikal etmistir. Bu olav hepimiz için yeni bir utanç sebebidir. Basın özgürlüğü. fikir özeürlüğü. millî dâvalarımızı tartısabi diğimiz ölçüde ise yarar. Keske Doğudaki mavınlar meselesi Tüı yetkilileri elivle Türk basınına açıklanmış olsaydı, ve : Iste biz bu meseleyi konusmaya gidiyoruz, diye Türk kam oyu hazırlansaydı. Böyle yapılmıyor, tersine fikir Szgürlüğünü kısıtlamak içi elden ne gelirse tezgâhlanmak isteniyor. Bu tezgâhlarda doknı mak istenen bezlerin hepsinden haberliviz. İktidar sahiplerinin so günlerde Savcılar üstüne yaptığı baskıların da anhasını minhas nı bilivoruz. Bir vandan tedhis kanununu tezeâhlamak istiyen \\ tidar, nteki taraftan kanunları hukuk dışı yorumlarla zorlıyaca Savcılar aramaktadır. Çetin Altan, Muzaffer Karan ve Ali Kar: han hakkında dokunulmazlıeın kaldırılması çabaları da son güt lerin hazırlığına dahildir. Millî Birlik Komitesi eski üyelerinde Mjuafffr KaçaB'K» dokunnlmazlı»! niçin kaldırıiıyer? 14İ142'nci maddelere aykın hareketten! Demetykfc *fr«"ftkir «uçundan, ve buçün Türkirede flstüne e çok tartısma yığılı bir madde vüzünden.. Gerçekte, bu gayretler bosa çıkacaktır, 27 Mayısçı Muzafft Karan'ın komünizm propagandası yaptığı iddiasını bu memleketi kendini bilen hiçbir vatandaş yutmıyacaktır. Çoğu Adalet Parti milletvekillerine ait 68 dosya hasıraltı edilirken bir T.Î.P.'li, bi C.H.P.'li ve bir Y.T.P.'li milletvekili hakkında verilen karar ada let duygusuna âşina hiçbir vicdanı tatmin etmiyecektir. A.P. iktidarı ve o iktidara kaderini bağlamıs görünen bazı yei kililer çıkmaz bir hesabın içinde bocalamaktadırlar. Açık söyliyelim ki, bize kalırsa tedhis kanununu çıkarmaların da isteriz, Savcılan kullanarak dâva üstüne dâva açmalarını d: doknnulmazlıklan kaldırmalarını da . Fllerinden geldiğini artla rına koymasınlar.. hepsi aleyhlerine olacaktır. Çünkü zulüm direnme yaratır. Adalet Partisinin adaletsizlij ve zulmü arttıkça direnme de artacaktır. Ve çünkü Türkiyenin bugün ögzürce ve serefle yaşaması içiı direntneye ihtiyacı vardır. Anayasayı ve hukuku yıkmak isteven lerin karşısında direnme sertleştikçe Türkiyenin yarınlanna dah umutla bakabiliriz. aaaa aaaa • ••• VEFAT Fatih İlkotculu öğretmenlerin den Makbule Korman'ın sevgili eşi. Pakize Özsoy. Guraba Hastanesi Asabiye Mute. Dr. Rifat Çağıl Vefa Lisesi öğretmenlerinden Azize Çağıl, İstanbul hâkimlerinden Fehmi ÇağıT'ın muhterem eniçteleri. İstiklâl 5avaşı malul gazılerinden Emekli Başöğretmen Aziz Nesin Kitaplannı imzalıyor ''••••••••'••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••,, iki nokta,.. • ••• • ••• •••• aaaa aaaa ~«aa »••• •••• • aaa • tll «•II •••• •••• ROZET MÜSABAKASI Türkiye Yüksek Tekniker Okullan Talebe Birliği rozet müsabakası düzenlemiştir. Birinciye: 2000 TL, İkinciye: 1500 TL., Üçüncüye: 750 TL. ödül verilecektir. İştirak etmek istiyenler Talebe Birliğimizden müsabaka şartnamesini istiyebilirler. Müsabaka 30 Nisanda sona erecektir. Türkiye Yüksek Tekniker Okullan Talebe Biriiği Genel Başkanlığına Opera ANKARA Cumhuriyet 3İ 14 nisan cuma 15 nisan cumartesi BİLGİ KİTABEVİ l e n i ş e h i r ANKARA Cumhuriyet • 3887 Mehmet Sait Korman 124967 tarihinde vefat etmiştir. Cenazes! 134967 Perşembe gü nıi (bugıin) öğle namazını mü teakıp Sultanahmet camii şeri finden kaldırılarak Merkezefendideki ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. , Cenabıhak rahmet eylesin. Çelenk gönderilmemesi rica olunur. Korman ve Çağıl aileleri Cumhuriyet 3889 UGerçekten, Türkiyede, her an uyanık bir kamu oyu oluşması olamıyor. Kamu oyu merkezleri, bazı menfaat ve baskı gruplan, tüm toplumumuzu ya da bizzat kendilerini ilgilendiren konularda. bir kere bir çıkış yaptıktan sonra susuyorlar. Uyandırma istidadı gösterdikleri. ya da uvandırdıkları alevin sönmesini ve söz konusu problemin kendi dilekleri yönünde çözülmesine kadar yanmasım sağlıyamıyorlar. Arava. uzun arahklı durgunluk evreleri (safhalan) giriyor. Ve işte, bu durgunluk evresinde de hükümet, iktidar. parti, idare, parlâmento, atı alarak Üsküdarı aşmış bulunuyor. Şimdiye kadar temel hak ve hürriyetleri koruma adı altında gösterilen, ama şimdi anayasal düzeniraizi koruma tasarısı imiş gibi sunulma yolu açılmış bulunan tasarıda da kamu oyunun durgunluğu geleneğinden yarar'.anılarak aynı metnd uygulanmak isteniyor: Seminerler, açık oturumlar, demeçler, makaleler ile açılmış bulunan direnme Sonuç • ^ A"»"eimar Anayasasınm ihlâli de, Sayın Baka' ' nın sövlediği volla olmamıştır. Bu konu komples bir konudur. Ama. çenel olarak şunu sövliyebiliriz: VVeimar düzeni 1919 • 1933 ler arası Al> manyasının tüm toplumsal şartlannın Batı örneği demokrasiye, demokrasi gelenekleri ve zevki acısından. demokrasinin sosyal dayanakları açısından elverişli olmamasından olmuştur. Şimdiki Almanya ' e Türkiye, demokrasi şartlan açısından elverislilik kazandığı için, demokrasi sürüyor. Binaenleyh iyi niyetlere rağmen, bilimsel gibi başlayip. tamamiyle bilim dışı bir somıca varan görüşlerle. bu tasan, Anayasaya uygun olarak formüle e'Mlemez. Binaenaleyh bu tasanda ısrar et. mek, Sayın Adalet Bakanımn yaptığı tasnifteki «yürütme ve yasama organlannm (iktidann) Anayasayı ihlâli» ni teşkil etmekte devam edebilir. Ef PERSONEL ARANIYOR •••• •••a *••• LAMINATION lfl« 2 m . m SÜNGER KANAT pltıtlk unıyll ?I|H m»)fdını 199 Tll: 471189 48 45 53 •••• •••• ••aa • •aa • ••• :::::::KK;R:::K:K:K::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::RRN":: ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::.* Reklâmcıhk 1294/3856 Zeytinburnu Ordudonatım A|ır Bakım Tamir Fabrikası Mütedavil Sermaye Satınaima Komisyon Başkanlığından SATÎN ALINACAK MALZEMENTN CtNSİ Anümuanlı Kurşun Akü Oksidi Miktan 10 Too 6 Ton niuhammen Fiatı Muhammen Tutan Geçlci Temlnatı Lira Kr. Lira Kr. Lira Kr. 9.20 10.75 92.000.00 64.500 00 5.850.00 4.475J00 Universife veya Yüksek Okul öğretim üyelerine Fulbright Yol Parası Bursu •a Beşbin'e yakın işçisi bulunan büyük bir fabrikanın kontrol v© emniyet işlerinde vardiya (üç ekip) usulu ile ve tatminkâr bir ücretle çalıştırılmak Uzere aşağıda yazılı şart ve vasıfları haiz elemanlara ihtiyaç vardır. TALİPLERİN R.K. 231 ADANA ADRESİNE El yazılarıyle dolduracakları hâl tercümelerini havi dilekçe ve bir adet fotoğraflarıyle birlikte acele müracaat lar ı rica olunur. ARANAN VASIF ve ŞARTLAR : 1 Emekli subay olacaktır. 2Yaşı 45 den fazla olmayacaktır 3Bedenen bir eksikliği bulunmayıp sıhhr durumu gece ve gündüz münavebeli çalışmaya müsait olacaktır 4Motorlu nakil vasıtaları ve itfaiye toşkilâtı hususlarında bilgisi olanlar tercih odilecektir. 1 Yukanda cins ve miktan yazılı iki kaleıtı maljeme 24/Nisan/1967 günü saat 14.30 da kapalı zarf usulü ile satınalmaeaktır. 2 Bu malzemeye ait Fenni ve idari şartnameler bedelsiz olarak komisyondan temin edilebilir. 3 Geçici teminat akçesinin Mütedavi! Sermaye veznesine yatınlraası ve makbuzun teklif mektubu ile usulüne uygun olarak komisyona verilmesi lâzımdır. 4 Teklif mektuplarının en geç ihale günü saat 13.30 a kadar Komisyona teslimi îlân olunur. 5 Postada vâkl gecikmeler nazan itibare alınmaz, (Basın 1998/3857) Bu burs 196768 ders yılı içindir. Şartlar : 1 En az doktora veya muadili bir dereoenin sahibi bulunmak, 2. Halen bir Üniversite veya Yüksek Okul öğretim üyesi bulunmak, 3 Geçim masraflan Amerika'da bir üniversite veya bir Him müessesesince karşılanmak kaydiyle araştırma yapmak veya, ders vermek üzere dâvet( edilmiş bulunmak, 4. İyi İngilizce bilmek. Fazla bilgi ve müracaat evrakı için aşağıdaki adreslere başvurulur. Tamamlanmış evrak en geç 1 Mayis 1967 akşamı Genel Sekreterliğimizde bulunacak şekilde postalanır veya getirilir. Genel Sekreterlik: Gazi Mustafa Kemal Bulvan 7/12, ÇLızılay Ankara. Sekreterlik : Amerikan Haberler Merkezi, 132, İstiklâl Caddesi, Beyoğlu, İstanbul.