07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE DÖRT 10 Nisan 1967 CUMHTJRÎYET Saatler ilerledikçe gerçek bütün 1950 feçimleri fonucunda lnönü'nün, Çankayadaki Cnm hurbaşkanlıgı Sarayından, Çankayadaki Fembe Köşke dönnşü, bir yenilgi midir, yoksa bir zafer mi? BD sornnun cevabını, bizzat Inönü şöyle vermiştir: Bu yenilgi, benim hayayatımın, en büyük zaferidir! Bn sözleri söylerken Inönü' nün gözlerinde, belki de uzun süren, fakat olgnn bir iç hesaplaştnanın, mnzaffer bir panltısı vardı... Dünkü yazımızda, C H.P. nm 1950 seçimlerınde iktidarı kaybedişini ve Çankaya sarayındaki îkinci Adam'ın, yeniden Pembe Koşke donuşunü hazırlayan ve çekınilmez kılan sosyal, politik sebeplerle, bılhassa ruhi şartlar, her yonü ile özetlenzniştı. Evet bılhassa şartlar?.. Evvelâ şu bir gerçekti ki, dun de değındığımiz gıbı, memleketın kasaba ve şehırlerınde, sıyasi hayata atılmak, sıyasetie uğraşmak ve halkın onderı olmak isteyen aydın veya yarı aydın yeni bir kusak yetişmısti. C.H.P. nin burokrat siyasetçiliği, merkezden yapılan mebus adayı tayinleri, Mechs kapı lannın kendilerıne kapalı gorunuşu karşısında bunlar, siyaset alamna sıçramak ıcin bir fırsat bekliyorlardı. D.P. bu fırsatı yeri ve meydanı açtı. Evet, sıyaseti halka maleden bir parti olarak D.P. nin zuhuru, kendılerine hareket sahalan aravan yuzbinlerce insanlar için, bir ha reket işareti oldu. Koylerde de aym hareket goruldu. Koyler de seçim mücadelesinde, ilk de fa liderlerini ortaya atıyorlardı. Sosyal yapının her kademesınde yer alan sınıf ve zumreler için D.P. kendilerinin sozcusu gıbi goründü. Çunku D.P. vaad ediyordu ve C.H P. bu yeni ve çok partıli rejımi getırrniş olmaktan başka hiçbir şey vadetmiyordu. C.H.P. nın açtığı bu bayrağı da pek çabuk karşı taraf kaptı. Omuzlarına «ldı v e : Tflrklye'de Demokraslnin Onefisfl, Knrncngn biziz ve hu bir knrtnlnş hareketidir, sizi ağırlığı ile anlaşıldı: finız? H Bu hitap, salonda elbette U bir çaşkınlık yarattı. Hele özden, bundan bir şey anlamanuş gibi babasının yüzüne bakıyordu. Ken disini ilk toplayan Mevhibe tnönü oldu: Hazırız pasam, nazınz! Ve Mevhibe fnönü hakikaten, bütün evlilik hayatı boyunca eşınin, daima yanında ve onunla daima kader birligi içindeoir. Ikbal yollannda da, kahır yollannda da... Bu hâtırayı nakleden der ki, neticeleri anlıyan ve bu cevabı veren Mevhibe tnönü, bir taraftan «hazmz paşam» diye tek rarlarken, bir taraftan da Paşa' sının yanına daha lazla sokuluyordu. CHP seçimi ve iktidarı haybetmişdi knrtaracağız. sozleri de halka, yeni bir Hükumet biçiminden, yeni bir mzamdan, yeni ve halkın malı olacak, halkın sözcüluğü ile yürü yecek bir idareden konuşuyorlardı. Meselâ Adnan Menderes yeni Seçim Kanunundan bahsederken daha baştan beri şöyle haykırıyordu: Demokrmsinin Sakary» «aferi, bn Seçim Kanunudur. Halbuki bu kanunu D.P. değil. C.H.P. getirmişti. Hülâsa Halk, D.P. hatiplerinin konuşmalarından, kendine daha yakın ve akla değıl, hissiyata hitabeden, 'yani halkın daha ıyi anladığı bır hava buluyordu. Kaldı ki D.P. onderlerinin yaydıkları isteklerle, halk kalabahklarının istekleri, memleket yaranna olmasa bile birbirine uyuyordu. Meselâ kuruculardan bıri, bir Guney vilâyetin ormanlık köylerinde seçim propagandası yaparken koylülere: D»jf sizin, •rmsn ıixln, el ne kanşır? dıye konuşabiliyordu! Halbuki C.H.P. binbir ihmali arasında, İ3'i işlerinden biri olarak ormanı korumuştu. Orman Devletlestınlmişti. Orman işletmeleri kur muştu. Partisi seçimlere, çok partili re jimini ve dürüst bir Seçim Kanunu getirmiş olmaktan başka, önemli hiçbir vaitle giremiyordu. Hele harb sonrası Milli Kal kınma Plânını degerlendirememesi, büyük bir gafletti. Bu plân onun bayrağı olacaktı. Ama olmadı ve C.H.P. bu bayrağı, elinden kaptırmıştı!.. Meclisin kendı kendini feshedışinden sonra seçim kampanya sı başlamıştı. 24 nisanda C.H.P. milletvekili adaylarını ilân etti. Bu listeye göre parti, bir kan tazelemeye gidiyordu. Çünkü lıstede eski ve çoğu yıllanmış milletvekillerinden 169 unun ad ları yoktu. Bunlann yerlerini yeni adaylar almışlardı. 26 nısanda da D.P. lıstelerini kamu efkârına açıkladı. O sırada Inonü Ege ve Celâl Bayar, Karadeniz gezilerinde bulunuyorlardı. Inönü Izmir'de sunları da söyledi: * Bir gtin nemleketlm b»na : Artık vaktin senin geçti! dedifi srfin, minnettar olacagım. Seçimlerin neticesi ne olursa olsnn kadere boynn egeceğiz...» Bu sozler, C.H.P. için pek de cesaret verici değildir ve înönü'nun bir veda nutku havasını taşır. Bayara ve D.P. sozeulerine gelınce. onlar daima vaad ederler. Meselâ Celâl Bayar, Samsun'da şoyle konuştu: (3 mayıs 1950) «Biz, olmayacak şeyleri, vapamayacağımu şeyleri vadetmiyoraı. Fakat vadettigiıniz seyleri de mntlaka yaparız. Türkiye'ye iktisadi perişanlık içindedir. Halk, görülmemis sıkıntılar arasında kıvranmaktadır. Bn perişanhktan halkımızı knrtaracağız. Memleketi yollara, içme snlarına, fabrikalara kavnşturacağıı. Bnnlan Demokrat Parti yapacaktır...» Hulâsa iktısadî dâvayı ve iktisadî kalkınma bayrağını, C. H.P. artık D.P. ye hakikaten kaptırmıştı! Halbuki elınde çok cepheli ve hemen hareket safhasına gelmiş bir Genel Kalkınma Programı vardı. Ama bunu değerlendirememişti. D.P. nin ise, gerçi bir programı yoktu. Programsız ve plânsızdı. Ama bir kalkınma işinı benımsemesini bilıyor ve her gidilen yerde, orada bir şeyler yapılacağı vadolunuyordu. Hulâsa C.H.P. bundan evvelki bah sımizde de belırttiğimiz gibi, D. P. nin plânsız denilen iktidarına, kendi plânlarını değerlendırememekle, bizzat zemin hazırladı... Kaldı ki Celâl Bayar : «Onümüzdeki seçimde, kannn içinde de olsa, kanun dışında da olsa, oylarımızı çaldırmavacağız!» diye konuşurken, seçmene, çok daha kararh bir ruh halinden de nisan vermış oluyordu... İlân ediyorlardı. 9 Mayısta D.P beyannamesinı açıklamıştı. C.H. P. nin beyannamesi de yayınlanmıştı. Nıhayet propaganda süresi bittl. 14 Mayıs 950 geldi çattı. O gün söz artık seçmenindi. Hakikaten de öyle oldu. Sabahın erken saatlerinden başlıyarak sandık başları işlemeye başladı. O gece için tnönü, bütün Vekiller Heyetini ve parti ileri gelenlerini Çankaya köşküne yemeğe dâvet etmişti. Gelenler şen ve hareketli görünüyorlardı. tlk haberler önemli değildi. Nisbeten îüçıik merkezlerden, nisbeten kü;ük haberler. Fakat sofraya ge;üdikten sonra ^onuçlar perde dısini fılân vilâyet valisinin tele fona rica ettiğinı fısıldar. Erışirgil kalkar, diğer odaya gider. Sofra, kayıtsız gibi görünmekle beraber, kaygılı bir tedirginlık 1 çindedir. Dahiliye Vekilinin getireceği haberi bekler. Nıhayet Erişirgil kapıdan görunür. Yüzü her zamanki gibi müstehzî bir gü lumseme içindedir. Haber şudur: Kaybetmişiz!.. Bu bir soğuk duştur Ama Dahiliye Vekilinin müstehzî ve gülumser göriinüşü gittıkçe sinırleri bozar. Halbuki bu istihza ıfade eder gibi görünen gülumseme hali ni, Erişirgil'in özel yüz hatlan verirdi. Hele ağız teşekkülü. normal hallerde de gıilümser gıbıdir. İktidar yolu! D.P. için iktidara çıkan yol, artık açümıştı. Yani Adnan Menderes'in Sakarya zaferi artık kazamlmıştı. Bütün haberler toplanın ca, sonuçlar şöyle ilân olundu: Demokrat Parti 408 milletvekili Halk Partisi 69 milletvekili Millet Partisi 1 mületvekili Şunlar da belli oldu: Seçmen sayısı 8.908.824 Seçime katılanlar 7534.449 Katılanlar yüzdesi %89.06 Oyların dağüışı şöyle olmuştu: Demokrat parti 4.^74.933 %5451 C. Halk Partisi 3.195.618 o/o41 05 Diğer partiler 263.798 % 4 04 Bu rakamlar tıslında Itna değildi CB.P. için. Ama ne var ki, oylarm * o 41.05 ini aldığı halde / Meclise, milletveki1" 1nın ancak p o 14 ünü getirebiliyordu. Bu da C H.P. nin, son seçimlerden önce ve o kadar titizlikle hazırladığı ve çoğunluk. sistemine dayanan seçim kamınunun, CJHP. ye oynadıgı bir oyundu!.. yınp geçirdiğinizı ve aynı zamanda, Mustafa Kemal tarafından sert mücadelelerle kurnlmuş O lan hürriyetçi ve müterakki hükümet sistemini nasıl munafaz» ettiğinizi kaydedecektir. Dostça ve zevkli olan mülâkatıraızı daima hatırlanm ve poUtika sahnesinden şimdiki çekiüşinizde, size en iyi dilekleriml yollarırn... Pek samimiyetle sizln Winston S. Caıarchill» Evet, mektup Winston Churchill den geliyordu. Mektubu ağır ağır okudu. Onu bitirdiği zaman, elindeki mektuba uzun uzun baktj. Dalgmdı. Düşünceliydl. Sonra başını yavaşça divanın aıkalığına dayamış, gözlerüıi kapamış olması mümkündür. Harb meydanlarmda kazanılmış zaferlerini nü, mütareke ve sulh konferanslann da, muharebelerden daha güç olan mücadelelerini mi, yoksa, hakikaten ve Churchill'in dediği gibi, binbir tehlikelerle dolu olan tkinci Dünya Harbi yangınından memleketini çekip çıkansını mı düşünüyordu, bilinemez. O tehlikeler ki, eger o bu başanyı sağlıyamasaydı ve bi maceraya milleti kaptırsaydı, şimdi bu Pembe Köşkte o değil, başkalan oturabllirdi. Ve bu Çankaya semalannda Türk bayrağı değil, başka türlü bayraklar dalgalanabüirdi... Eğer böyle düşüncelere dalmış ise, her halde bir süre böyle geçmiş ve sonra yavaşça gözlerinl açmış olacaktır. Elindeki mektuba belki bir daha bakta. Onu blr daha okudu ve sonra direnir gibi oldu: Hayır, bu sonuç, onun siyasl hayat sahnesinden şimdilik dahi olsa çekilişi olamazdı. önünde yapılacak vazifeler vardı ve bu vazifeler, her şeye rağmen yapümalıydı. O: Dahiliye Vekill Emin Erişirgil perde açılrnaya başladı. O gecekl bu sofra başını arüatan Parti Genel Başkanvekilinin hâtıraları enteresandır. Vakit biraz ilerleyince, vilâyetlerin sonuçlan gelmeye başlar. Sahne şöyledir: Yaverlerden bıri zaman zaman yemek salonuna girerek Dahiliye Vekill Emin Erişirgil'in kulağına eğilir ve ken Nıhayet telefona dâvetler sıklaşır. Kapıdan hemen her girişte Erlşırgil'in getirdiği haber ajiudır: vilâyetinde de kaybetmişiz! Ama bu sofranın başında oturanlar orada, şu veya bu vilâyetin mebuslan olduklan için oradadırlar: Daha orada ve o gece anlaşıhr ki, bunların çoğu, artık milletvekili değildirler! Saatler ilerledikçe gerçek, bütün agırhğı ile anlaşılır: C.H.P. seçimi ve iktidan kaybetmiştir! Bu gerçek belirirken, çanlar, artık hakikaten D.P. için çalıyordu... Kapfırılan bayrak Hulâsa seçimler için hava, artık hazırdı. Hangi parti kazanacaktı? Bunun cevabını, sanıyorum ki, seçimden önce de vermek mümkundü. Çünkü Halk Artık söz secmenindir! Partiler seçim beyannamelerinl Uzaktan gelen mektup! îkinci Adam'ın bu cildine baslarken, 10 Kasım 1938 de tnönüyü biz, Çankayadaki Pembe Köşkün münzevisi olarak bulmuştuk. 12 yıl sonra ve bir Mayıs günü o, gene oradadır. Bu 12 yüın lçinde onun hayat hikâyesini, şartları, o layları, bu olaylan saran hava 1 çinde bu kitapta vermeye çahştık. Evet, 14 Mayıs 1950 den sonra o, gene Pembe Köşktedir. Ama bu sefer bir münzevi olarak da değıl. Çunkü înönü yeni MecUste, muhalefet partisi başkanıdır. Muhalefet vazifesini yapacaktır. Hulâsa artık o Pembe Köşkte bir muhalif parti başkanıdır ve daha ilk günden işe başlamıştır da... Aradan kısa günler geçer. Bir gün gene Pembe Köşkün alt katında, kapıdan girince, sağda, o yakın misafirlerini kabul ettifi odadadır. Gene o pencere kenanndaki kırmızı divanın köşesindedır. Gazetelerini okur. O sırada kapı açılır ve kendisine bir mektup uzatılır. Mektup uzaktan gelmektedir. Yabancı bir ülkenin pul larını taşır. tnönü mektubu açar. Mektup İngilızcedir. Okur: «Aziz Generalim, Her ne kadar benim Türk politika işlerine kanşmaklığım doğ ru olmıyabilirse de, Türkiyenln mukadderatına riyaset ettiğinis uzun devrenin kapanmış olduğunu, şahsen büyük teessür duy»rak öğrenmiş bulunuyorum. Bana öyle geliyor ki tarih, General olarak kazandığınız zaferlerden başka, Türkiye Cumhuriyetini tkinci Cihan Harbinin vahim tehlikeleri içinden nasıl sı> •t* •* •!* * DisS Botıd MODESTY BLAISE I STA NBU L 06.25 06.30 06 45 06 50 07.00 07 05 07.30 07.45 07.50 07 55 08.00 08 20 08 ^o 09.00 09 10 09 30 09 45 10.00 10 15 10 25 10 40 11 00 11 05 11.40 12.00 12.10 12 15 12.30 13.00 13.20 13.30 14.00 14 20 14.35 14.50 15 20 15 40 15 55 16 00 16 55 17 10 17 15 17 20 17 25 17 50 19 00 19.40 19.45 20 00 20 15 20 35 20 55 21 00 21 20 21 35 21 40 22 00 22 45 23 00 24 00 16 55 17 00 17 30 18 00 18 30 19 00 19 30 20 15 21 00 21 15 21 45 22 00 23 00 23 30 24 00 00 15 00 30 0100 Acılıs. Droaram Tıırkuler üecıdl (1> Konuşma Turkuler geçidi (2) Köve haberler Sabah melodıleri Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar Studvo G'den Istanbulda buffün Hafif muzik Radvo hafıf muzik orkestrası Keman soloları Aıle ıci ilıskıler Istanbulun se»l Pasadobleler O\un havalan Muzik kutusu Kadın ve cevresl Melâhat Parstan iarkllar Arkası varın Kısa haberler Sabah konserl Caz müzigi Orhan Avsar o r k e f t n n Kucuk ilânlar 4 ses. dort sazdan türküler Mefharet Yıldırım Rıza Ritten sarkılar Haberler. R G. de bueün Studvo Gden Reklâm Droeramları Selma Ersozden sarkılar N. Kovuturk orkestrası Saz eserleri Senfonık sürler Oüeretlerden F. Turkândan türküler Kısa haberler Eeıtim radvosu Cocuk bahcesi Bır sev unutmadınız v«T Cocuk korosu Kısa haberler Karma fasıl tonluluSu Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Kücük ilânlar Parlâmentoda eecen hafta M. Akeünden türküler Lied Droeramı ReceD Bıreitten sarkılar 24 saatln olavları. K. llftnlar Sanat dunvamız Sevdiklerinizle beraber Kucuk ilânlar Sarkılar Reklâm Droeramları Haberler ve hava durum» Cece konseri KaDanıs ISTANBUL tL RADYOSU Acılıs ve Droeram Sizin Icin Kucuk konser Ivi aksamlar Senfonik muzik CesrtH melodiler Akşam konserl Beraber secelim Dort ruzeârın eetlrdiei ezeiler Sonat saati Napoliten melodiler Gece konseri Caz saati Sevllen sarkılar Pıvano soloları Taneo ve Dasadobleler Hafif muzik Proeram ve kaüann Ankara'ya artık otobüsle inmeye hazır mısınız! O geceye ait olarak ve 1961 seçimlerinin gene böyle buhranlı saatleri içinde Ankarada, New York Times muhabirine nakledilen bir hâtıra, çok enteresandır. 1961 seçilmerinin neticeleri safha safha beliriyordu. New York Times muhabiri, lnönü'nün fena bir netice karşısında nasıl bir durum alacafını merak ediyordu. Bunu öfrenmek için sualler sordu. Ona 1950 seçimleri sonunun belli olduğu o buhranlı geceden şu sabneyi naklettiler: «1950 seçimlerinin neticeleri geliyordu. Bir süre sonra sonuçlar belli olur hale geldiler. O sırada tnönü, Çankaya köşkunde yemek salonundan ayrılmıştı. Yukan kat taki yazı odasında bulunuyordu. Son haberleri de uunca, aşağı kata indi. Aşağı kattaki eşi Mevhibe İnönü, kızı Özden, oğlu Erdal ve ev halkından bazılan vardı. tnönü şen ve kararu görünüyordu. Eşine hitap etti: Mevhibe hanımefendi, yarınd»n sonra Çankayadan Ankaraya artık otobüsle inm»ve hazır mı , SACHK BEM ot/iuıie « Benim en büyük yenflgim, en büyük zaferimdir!» Diyebilecek adamdı. Gerçi Churchül de, hem de kazandığı bir zaferden sonra, milleti tarafmdan tutulmıyarak seçimi kaybetmiş ve siyaset sahnesinden çekilmişti. Elbette ld o da bunu beklememişti. Belki de kırgın ve küskündü. Ama kendisine bu netice karşısında duygulannı soran doktoruna Churchill'in cevabı şu olmuştu: « Evet, miUet haklı, millet çok ıstırap çekti!» Acaba tnönü"ye de böyle bir so ru sorulsa, onun da cevabı böyle mi olurdu. Sanmıyorum. Çünkü millet hakikaten çok sıtantılar çekmişti. Ama ben şuna lnamyorum ki, tâ 1920 den şu 1950 Mayıs günlerine kadar, bütün bu sıkmtıyı çekenlerin içinde, bence, en çok sıkılan ve omuzlannda mihnetin, çilelerin en ağınnı taşıyan, belki de Ismet Paşanın kendisıydi. Evet, niçin olmasm?.. SO N Garth a a aa ıtnaa • a HRi sBina aaanaa araa n»fiHa vmmmmm JIFFANY JONES J&T .( fcs aa aaoaa R a an HAFTALIK B l LMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ m. ^ Arkadas Islıkları 2 Bana nolmuş? Nolacak, hanım evlâdısınl Gözlere bak, tulum tulum.. Saçlarını niye taramadın? Nıye tarasın? Niye taramasıa? ORHAN KEMAL konu ve resim: AYHAN BAŞOĞLU 1 Ayol o daha gelin olacak teller pullar içinde gelin! BEYAZGÜL 1 V A N K AR A 06 25 06 30 07.00 07.05 07.30 OT45 08 00 08.05 08.10 08 08 09 09 09 09 40 45 OO 20 35 40 10 00 10 55 11 15 11.30 12.00 12 15 12 25 12 30 13.00 13.20 13.30 14.00 14.15 14.35 14.55 15.00 15.55 16 10 16 20 16 40 16 55 17 00 17 30 17 50 19 00 19 40 19 45 20 00 20 05 20 25 21 00 21 05 22 05 22 25 22 30 23.45 23 00 23 45 24 00 Acılıs. Droaram Gunavdın Köve haberler Gul Batu ve Ahmet Mellk ten sarkılar Haberler ve hava durumu Sabah muzıgi Ankarada bueün Kucük ılânlar Her telden Kucuk ılânlar Sanıve Candan türküler Gunumuz Sorunlarımız Sabah konserı Kısa haberler ve K. ilânlar Arkası varın Eğıtim radvosu (1) Melodıden melodiy» Cocuk bahcesi Konser saati ÖHe müzıSi Kıbrıs saati Kucuk ilânlar Beraber ve solo sarn.»» Haberler. R G de bueun Plâklar arasında Reklâm Droeramlan Cocuk bahcesi Cevdet Bolvadinden şarkılar Bugün lcm sectiklerimlz Kısa haberler ve K. ilânlar EHtim radvosu (2) N. Dadaloâludan türküler Hafif muzik Emel Savından sarkılar Muzık dınlivellm Kısa haberler v« K. ilânlar Yurttan sesler Is donusu Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar S. Usvundan türküler Uvkudan once Avfen Zeneerden sarkılar Ü. solisler. Ü orkestralar 24 saatin olavları. K. ilânlar Mikrofonda tiyatro T.BM.M. saati Hafıf müzlk Alive Akkılıctan türküler Haberler v e hava durumu ODera albümünden Gece varısına doSru Program ve kapanii Şaka maka, arkadaş markadaş.. pariayıverîrsiniz: E.. kesın artık be! Kesmezler çokluk. Ikisi iki yandan, geveze iki hafif makineli gıbi, daluııza binerler de binerler. Çıldırır, tekme atar, kovalar. kovalarken de ya camiden kaba oksürüğuyle dönmekte olan kırış kınş bir \aş lıya, ya da kımbilir hangi pazardan sovanın, lâhana, patates, fasulya. un, bulgurun kırkar para daha ucuzunu düşürüp satın almaktan dönen cırcır bir kocakanya çarparsınız. Sen misin? Yaşlılığı bir yana, kaduılığına güvenerek açar ağzını yumar göziinü: Allah kahretsin, Allah kahretsin sizi emi haytalar? Sabah sabah şunlara bak! Eşsek kadar şeyler ayol. Ye, iç, düş sokaklara. Hükumet hükumet değil ki. Ne dola'ştınrsın bunları sokaklarda zıran zıran. Al askere, sürt burunlarını... Kanya bozulursunuz: Kes be! Neeee? Kesmek mi? Tıka basa sepet, ya da file, bırakılır yere: Kes be mi? Bana mı? Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? Ha? Ben kes be diye yüzlenecek kadın mıyım? Ayol ben hanımefendiyim hanunefen di! Alı al, moru mor, <Ûlâ sânisi» efendi babasmdan başlar, dedesi, hısını akrabasına, sonunda da nur içinde yatasıca rahmetli kocasuıa getirir sözü. Ne güm güm gümüleyen konak, ne de atlar, itler, uşaklar kalır sayıhp dökülmedik. Derken hızmı alamaz, bir ağıt. Deli gençlik, delifişek gençlik bu. Kocakarınm yıllardır ne biçim bir birikmenin taşması olan göz yaş larının nedenini nereden bileceksiniz? Güm güm gümüleyen konak ne demek? «Ûlâ sânisi» ne? Deli sanarsınız kaduıı, ağlamasını da numara. Geçersiniz karşısma: Demek konağınız güm güm gümülerdi? Gümültüsünü kim kesti gümültüsünü? Çakar matrağı. Ağlaması falan şıp, diner. Varisli, romatizmah bacaklarıyla düşer ardınıza. Sözde kovalar, sız de kaçarsınız sözde. Arkada kıyamet: Yuuuu.. kocakanya yuuuuuuu!!! Geldi ha geldi geldi geldi! Kaç ulan yerden tas aldıl Mahalleli sabah uykusundan pencerelere don paca üşüşmıiîtür. Bu şamataya içerlense bile ses çıkan Samaz. Karşılarmda üç delifişek, üç serseri mayın vardır. Gramlanna tonla karşıhk alacaklarını, iş tokata yumruğa binecek olsa kadınlannın önünde ele güne karşı zararlı çıkacaklannı bilir, öfkeyle güler, gülmek zorunda kaldıktan başka, sizinle de birlik olurlar çâresiz: Vaay Mislânraı teyzeye kocakan demijler haT Neresi kocakarı onun? Kısa kesilmişse, kalabahğm uğultusu arkada bı rakıhp yol tutulur. Kocakan, kocakarının küfürleri falan hemencik unutulmuştur. Arkadaşlardan biri başlar: Akşam sizden ayrıldım ya? E? \ Sormuyorsunuz neler olduğunu! Noldu? Bızden ayrıldıktan sonıa mı? Ne susuyorsun ulan anlatsana! Hemen anlatmaz: Aramızda kalacak ama' Bu guvensıziiğe içerlenıiır: Ayıp ettın! Ayıp ettin! Şimdiye kadar hangi sırnnı açıkiadık keriz? Bundan önceki sır ya da sırlarım açıklamış olsanız bile o zâten anlatacaktır: Incı abla var ya tnci abla? Var ya ne demek? Bankacının fıkır fıkın. Kocs sı ne kadar inekse, kan da o kadar boğa El çanta. sında tabanca, gozüne ksstırdiği celikanlıyı hususısine, ver elini şehir dışları. yakın ka^abalar. dah: çok da knş uçmaz kervan geçmez yol kıyıları. E? Noldu? Penceresinde beni bekliyormuş. Tak. indı kapıya. dedı nereye? Dedım hııç. Yatmaya mı? Dedım yok. Drtı pekı? Esnedım. Çaktı, ayıp ayıp dedi. hayat on ıkiden sonra başlar. Tavuk musun yoksa? Dinleyenlerde gozler kısılmış, sinirler gerilmiştir. Herkesin içinde kendine göre bir İnci abla. Sonra? Hemen anlatmaz ki sonrasını: Versenize bir cigara ! Kırış kınş cigara paketleri panto'on cepl=ıinder çıkarılıp uzatılır. O. cıgaraların en semızmı ahr, çakılan kibntlerden yakar, ağız dolusu bir dumanı ağı ağır, düşünceli düşünceli bırakırken. kendini bilmem hangi artist sanır. Sonra be! Demek hayat on ikiden sonra başlar dedi? Vay anasını tavuk musun yoksa demiş . Sen ne cevap verdin? Ne cevap verecem yahu? Çakıyorum. Sordun 'îocasmı, evde yokmuş. Olsa bile ne? Bilmiyor musun karıyı? Koca moca taktığı var mı? Harbî kan yahu, helâl olsun.. Sonra? Sonra atladım yanına. O direksiyonda, ben yaaıbaşmda. Yukarda yıldızlar.. Kolunu omuzuna ataydml Hayır atmadım.. Niye? Ellerim armut topluyordu da.. Ben sen miyiır ulan? Al sana bir maraza; (Arkası vsr)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle