25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE iKf B Mart 1967 CUMHURİYIT Kemiğe doyonan bıçoh kelimenln balnndııgnna naal aklm* gatireaaiyerT Dofman hayret edlyornm. nayaaa tasann için gerek latanbol ilim heyetinde, gerekse temsilciler meelisi Anayasa Komisyonnnda ve Genel KnmİBnda ne büyük bir heyecanla çalıştıgımı hatırlıyonım. Partisiz üyelerden oldognm için, bütün dflsüncelerimi açıkça »öyliyebiliyordnm. O saman Halk PartilUerin koymak iatedikleri ban hükümlere itiraz ederken: «Eğer ben bir parti üyesi olsaydım gerek Anayasa ve gerek öteki kanunlar kabul edilirken daima şdyle düşünürdüm: Bu madde hakkında oy kullanırken, partım ebediyen muhalefette kalacakmış gibi düşünerek ona göre oy kullanmahyım.» Çünkü bir iktidar tarafından kabnl edilen bir kanunun ondan sonraki iktidar tarafından eski iktidar mensnplanna (yani mnbalefete) karşı nasıl tersine isletildigine bir çok defa şahit olmuşnmdnr. Şimdi de aynı »eyi söyliyeceğim: «Temel hak ve hürriyetleri koruma kanun tasansınl Meclise sevk etmeyiniz. Bu tasarı kanunlasırsa, gün gelir size karşı da ters yönden isleyebilir. Mesele sizlerin şahıslannızın korunması değil, memlekette bugün ve ileride doğacak olan huzursuzluklann önlenmesidir.» n kanunla memlekette komüniımln Snüne geçilecekmiş. Bnnnn Snüne kannnla geçiltşte bueünkü temel hak ve hfirriyetleri kodigi bir tek memlefcet gösterilebilir mi? Bnnnn ı ma (aslında boğma) tasansı devrinde Türkiönune ancak, bir taraftan fikir özgürlüğüne, ye'de hukuk devletini ve Anayasa garantilerinl hayatlanndan daha çok önem veren inanmış koruyacak olan tek dayanak, vaktile tasfiye edilaydınlann çabalan, öte yandan Stellikle iktisadi mek istenen bn hâkimlerdir. Teformlar yapılarak geniş halk kütlelerinin yoksnllnktan kurtarılması ile geçilebilir. BasTürk bâkimleri memleketimizde bütün baskı hiçbir şeyi halletmez. Namnsln aydınlar kı devirlerinde görevlerini cesaretle yapmış ve baskıya asla boynn eğmiyeceklerdir. Zindana Iıaklanmızın bekçisi olmnşlardır. Gerekti|inde bnnn yine büyük bir yüreklilik He yapacakla atılma pahasına da olsa yine yasacaklar, yine svsmayacaklar, düsünce özgürlügüna yine nndan hiç «üphemis yoktnr. •avDnacaklardır. Ortaçafda ve daha sonra fikirleri oğrnna işkence ile öldfirülen, hatti yakılan aydın kişiler, yani fikir knrbanlan olirayetU siyaat iktidarlar fikir özgttrlüğfl masaydı, bngün dünya hSl& Ortaçağ karanHe ve aydınlaria ngraşmaılar; çeşitli maslığının cehenneminde yaşardı. Baskı tasanlannı keler altında baskı rejimleri knnnağa bıçağı hazırlayanlar, bnnn teşvik ve tasvib edenler, kemiğe dayandırma|a çalışmazlar Halkın redemokrat partinin ilk millî efitim bakanı rahfahı için çalışırlar. Devrimiz iktisat devridir metli Avni Başman'ın İngilizce'den çevirdigi • ••ı • ••I • ••I ve bngün iktisat ilmi, eskiden bir defa daha «Fikir hürriyeti» adlı eserini oknmalı ve uznn • ••I • ••I ••L yazdığım gibi, elektronik gibi ince bir bilim nznn düşünmelidirler. Voltaire'in «düsünce Sz • ••• • • ••• • ••• dalı haline relmiştir. Bütün memleketlerde bngürlüğü» adlı nefis bir diyalojtunn oknmak da nun kannnlanna riayet edilmekte ve bnndan faydalıdır. Bn diyalogn üçüncü defa olarak yararlanılmaktadır. Çiinkü Tanrı insanlara a(CHP, DP ve AP devirlerinde) Bn sütunlara kıl vermiştir. Halkın göıü açılmıstır. Fakir olnp aynen aktarmıştım (2). da çönün birinde yoksnilujunun snnrnna varEvvelce de ço^n kereler belirttiğim gibi, bir mayacak insan tasavvur etmek, şuursuziuğnn tâ insan veya bir topluluk, bir düsüneeyi beğenkendisidir. Mesele bn sınıf şuurunn, baskı remeyebilir; onnn tersi bir düsünce taşıyabilir ve jimleri ile boğmağa çahşmakta degil, demokra• ••• Bnndan daha tabiî tik ve bürriyetçt yola kanalize etmekte ve ge bnnn da açıkhyabilir (3). • •*• •••a bir şey olamaz. Fikirler saygı ve tahammül ile ••>• rekli reformları yaparak sosyal adaleti gerçek• ••• • ••• karşılanmalıdır. Gerçek her aydın bnnn bSyle • ••• leştirmek snretiyle, toplnmda nisbî bir refah • ••a düşünür ve böyle bllir. Fakat düşüneesinl be iSSS sailayıp kitle yıkıcılığınm ve arkasından geleğenmedigi kimselere iftira, küfür ve hakaret rek kızıl diktanın Bnüne geçmekte, kısacası bnyagdıran kişinin «aydın» lıktan nasibi olmak günkü batı demokrasüerinin tuttuğn yoln tutşöyle dnrstın, insanlıktan da nasibi olamaz. Bn maktadır. memleketin son birkaç yüzyıllık tarihinde dev•••• •••• A « u iktidannın ilk aylarında şimdiki serine göre az çok ilerl fikir taşıyanlara «müna*» tçim sisteminin değiştirilmesi için fık», reform isteyenlere «zmdık», ordnda reform meclise bir tasarı gönderilmiş ve aylarca süren yapmıs bir padisaha «gâvnr padişah» denilmifkısır çekişmelere sebep olmuştu. Kanunlaşamıtir. Fikir özgürlügünden bahseden Türk aydınyan o tasan dolayısiyle bn kısır çekismelerin lan kara knvvet veya siyasî iktidar tarafından olaeağını bix önceden çörmüs ve o zaman yine hep tehdit edilmis. hapse tıkılnus, sflHIImüs, 31bn sütonlarda şöyle yazmıştık : «Milli bakiye dürülmüştflr. Fakat fikir akımlan dnrmatnıs, sistemine rağmen, seçimi tek başına kazanıp ikyürümüs ve gene yürümüştür. Çünkü fikirler *••• tidara gelenlerin derhal iktisadl konular üzerine sönmezler, sflndürülemezler. •••• eğilmesi; kendisinin inanmış olduğu kapitalist iktisat sistemi içinde mümkün olan herşeyi plânda ve milll bir yolda yapmaya azimli olduguna herkesi inandırmak için mekanizmayı hangün «mflnafık», «kSfin, «sındık», kellmezırlayıp çalışma tergâhlannı kurması ve böylelerinin yerinl «komünist» kelimesi almıs ve ce halkın büyük çoğunluğunun bugün içinde bn memleketin bağımsızlıgı için kelle koltnkta bulunduğu yoksulluk ve huzursuzluğu giderme savasmış tnönü'ye bile, birtakım zibidi adamlar yolunda olduklannı göstereeek müspet deliller tarafından, komünist damgası vnrnlmak istenmiştir. Maksat aydınları yıldırmaktır. Fakat bu ortaya koyması gerekirdi. tş böyle olmadı taktikten asıl komünistler yararlanmaktadır. Seçim sisteminde, 4 yıl sonraki iktidan garanBnnu böyle bilelim. Temel hak ve hürriyetleri tileyecek değişiklikler için çahşıldı. Halbuki bu kornma kannn tasansmdan maksat siyasi teniçin acelesi yoktu. Sen hükumet olarak icraat kidi degil, asıl iktisadî tenkidi snstnnnaktır. yap; bugün koalisyona, siyasî pazarhklara muhHalboki bn tenkide alı.şmadıkça, gerçek demoktaç değilsin. Seçtiğin yol, gerçekten milleti kalrasiyi knrmamııa ve memleketl yükseltmemize kındırma, huzura, refaha kavuşturma yolu ise, imkân yoktnr. Bir tatam kişiler demokratik onun metodlarım ara, bul; netice al; dört yıl sosyalizmi hattS moda olan terimle «ortasonra hangi seçim sistemi ile olursa olsun, bu nın soln» seklinde ifadelendirilmek istenen sosmillet yine seni iktidara getirir. Buna karşılık, yal adalet reformlannı bile bn memlekete çok vatan bütünlüğünün tehlikede olduğu ve halen görmektedirler. Bnndan daha büyük bir hata bazı egemenlik haklarıımzın smırlanmış buluntasavvnr edilemez. Memlekette sosyal adaietin duğu bir zamanda, bütün bunları bir yana bıknrnlması demek, topinmun temel yapısının rakıp, işi yine sen ben kavgasına dökmek, bu sağlamlaşması, vatan özgürlügünün knvvetlenvatanın felâketini hazırlamak demektir.» (1) mesi demektir. Cıkarlannı bnnda görmeyenler Şimdi, temel hak ve hürriyetleri koruma ve vatan sevgisinden yoksnn kisiler elbette bn bahanesi ile hazırlanan tasarı yüzünden milletin nğnrda çalısanlara her iftirayı atacaktır. Medeni gözü önünde yine aynı kısır çekişmeler baslıyacesaret sahibi insan böyle iftiralardan korkmaz. cak. «Meclis iş göremiyor», «biz demokrasi yaAydınları, «Aman bana bir şey bnlaşmasın, apamayız» gibi fısıltılar yine alıp yürüyecek ve man ben kanşmıyayım, aman sonra ne derler» kendilerinde her fenalığı bir anda dttzeltecek gibi düsüncelerle nemelâzımcılığa sapan milletkabiliyet şörenler varsa, onlan harekete geçirler, bafımsız bir toplnm olarak yasama hakkınmek için, sağdan soldan açık ve kapalı teşvikler dan mahrnm kalırlar. Çok şükfir kl bn memlebaşlıyacak. Hülâsa karanlık bir devrin eşifine kette medenî cesaret s»hib! aydınların ve kişladım atılacak. Bn gidiş, gidiş değildir efendim. lifinden hiçbir sekilde fedakârhk yapmıyarak Devlet idaresi, Devletin varlıÇını böyle kısır «hak belledigi yolda yalnız da olsa, yürüyebiçekismelerle tehlikeye koymak demek değildir lecek» idealist insanlann sayısı, sanıldıgından efendim. çok fazladır. Türk halkı bir koynn sürüsü defcildir. Evvelce de yazdıgım gibi «bu fâni havat ancak eğilmeyen bir ba? taşıyarak ruh asaleti bdülhamit devrinde Adliye nazırı bir Ab içinde yasanabilirse bir anlam ve. değer taşır. Fikirsiz hayat. nebati hayattan daha kötüdür. dnrrahman Paşa vardı. Koyn istibdat içinde onun Türk adaletini nasıl koruduğu ve Ieke Yaşanmağa değmez.» lenmekten kurtardığı bngün dahi dillere destandır. (1) Cumhuriyet Gazetesi, 22 Arahk 1965, (Türk1Demokrat Parti devrinin adalet bakanları ün çilesi dolsun artık) başhklı yazı. da bir tek istisnası ile Türk hukukçuluğu(2) Bu yazı en son defa (Düsünce özgürlüğü v» nntı başını dik tutmağa çalısmış, tam anlamı ile aydınlar) başlığı altında çıktı: Cumhuriyet, cesnr olmasalar bile, bir çok tasarrnflara karşı 7 Şubat 1966. direnebilmiş iyi niyctli kisilerdi. (3) Şu noktada şüphe edilmemelidir ki hiç bir Şimdi AP devrinde bir adalet bakanı çıkıaydın «Hürriyeti Boğma Hürriyeti» ne tarafyor, bir «temel hak ve hürrivetleri koruma katar olamaz. Fakat «Şu adam veya teşekkül nnnu> tasarısını hükumete sevk edebiliyor. Anasimdi hürriyetçidir amma, iktidara geçince yasayı, düsünce özgürlüğünü, böyle bir tasarıhürriyetleri boğacaktır» gibi bir ipoteze danın kanunlasamıyacağını, kannnlaşsa da veto eyamlarak kanun da çıkanlamaz. Bu günkü dilebileceğini, veto edilmese de iptal olunacağıkanunlanmız anayasanın tanıdığı temel hak nı, iptal edilmese de bugünkü Türkiye'de artık ve hürriyetleri koruyacak hükümler ihtiva yeniden bir baskı rejimi kunılamıyacağını, Türetmektedir. Bunlan Ceza ve Anayasa Hukukiye'de vicdanlı hâkimlerin ve hiçbir baskıdan ku uzmanı olan değerli meslekdaşlanm Prof. yılmayacak gerçek aydınların yasadığinı bn zat, Dr. Öztekin Tosun ve Prof. Dr. Tarık Zafer bir hnknk adamı olarak, nasıl düsünemiyor ve Tunaya selâhiyetle gözönüne sermi'lerdir. böyle bir tasannın sevki kendisinden mntlaka Bakınız: Cumhuriyet, 13 Şubat 1967 ve Milisteniyorsa, Törkçe sözlüklerde «istifa» diye bir liyet, 26 Şubat 1967. am alta yü 8n«e b« aylarda Ank*ra'd* temsflciler Meclirinde AnayaM T M U H I hatarlanıyordn. Ben de o mecliste üye idim. Sıra hâkimlerin bağımsızlığı maddesine gelince mecliste, yan açık, yan kapalı bir fîkir cereyanının estiğini öğrenince heyecana kapıldım ve sendeledim. Büyük eognnlnğu Halk Partili olan meclis üyelerinden bir kıstnı, bn maddenin kabnlünden önce, hâkim ve savcılar arasında genis bir tasfiye yapılarak, «Demokrat Partinin adamı» olanlann meslekten çıkanlması ve maddenin ondan sonra kabnlü düşüncesine kapılmışlar ve bnnn sağa sola telkin etmeğe başlamışlardı. Demokrat Partinin son devirlerinde bile yapılmayan bir tasfiye, Halk Partisinin Temsilciler Meclisine hâkim oldnğu bir devirde yapılacaktı. Yakın tanıdıklanma böyle bir şeyin asla doğm olmadığını, bâkimlerin hiebir kimsenin ve hiçbir teşekkülün adamı olamıyacaklannı, çıkacak tek iük istisnalara yalyalnız hukukçular arasında değil diğer bütün mes leklerde rastlanabileceğini anlatmağa çalıştıra. Bundan başka yapacak bir şeyim yoktu; zira böyle bir tasfiye tabiatile meclis tarafından değil, Adalet Bakanlığı tarafından yapılacaktı. Sonradan öğrendim ki, Halk Partisinin lideri Inönü bu tasfiye düşüncesine şiddetle karsı koymnş ve isi önlemiş. Rahat bir nefes aldım. Yenl alış verişler Acayip dindarlar Olmuyor işte! Her yerde değil Bir tane aşırmaca T A Yeni alışverişler derken «Ben olsam Metro hanını aatar otobüa alırdım» demesi meşhur oldu. " stanbnl Valisi Saym Î raz'ın belediyecileri Vefa Poy. tenkid e B Devrimiz iktisat devri D Meşhur oldu ama, böyle bir aIış veris, pek dofrn bir şey olmaz galiba. Çünkü otobüsler çabucak esUyor. Zaten herkes ondan sikâyetçl. Hattâ, ekseriya, parasmı bile ödemeden çüriiğe çıkıyor. Halbuki Metro hanı oldnğu yerde dumr. Hanı satar otobüs alırsınız. Kısacık bir müddet sonra, bir de bakarsmız, ortada ne han kalmış, ne de otobüs. Onnn için ben, tstanbul Valisi olsam, şöyle derdim: Şehzadebaşmdaki güzelim (hiç de güzelim degü ya... Söz geUşi iste) Beledi. ye Saraymı satm, onun yerine, oturun, dogru dürfist bir belediye kurun! Mesele, elbette ki, çok daha esaslı bir surette ve kökünden halledilmiş olurdn. *** Acayip dindarlar tanesi şu: Urfa Diyarbakır yolunda 6 şakl bir otobüsle altı kamyonu soymuş. Haydutlar yakalandıktan sonra «biz bu işi Hacca gidecek parayı temin için yaptık» demişler.. Gazetelerde gözümüze çarptığı kadarıyla ikincisi de şu: Hac yoluna çıkan Trabzon vapurunda üç dul kadın Uç yaşlı erkekle, ünam nikâhiyle, evlenmiş. Çünkü, efendim, dullar Hacca gidemezlermiş. Birincislne, bir kocaman «fo sene olduğu H ac seferleri, herçeşit çeşitbir gibi, bu sene de garabetlerle başladı. Bunların Sonuç B suphanallah» îekmekteo yecek pek bir şey j©fcf tkincisine gelince: Bir defa klm demis «dullar Hacca gidemez» dlye.Bizim bildiğimiz, Müslümanlıkta böyle bir şey yok. Yine de, yetkllilerden sorduk soruşturduk, tabil yok. Amma halk arasında böyle bir rivayet yaygın haldeymiş. Peki, farzedelim ki, öyle. Mutlaka, giderayak, vapurda ve imam nikâhiyle mi evlenmek lazım? Bunun, daha evvelden, bir çaresine bakmak olmaz mı? Bir toplnmda çöküntü ve yozlaşma başladı mı damar damar yayıUr. Bakarsımz en yüce sayılması gereken meslek dalı kazanç hırsının kanserine tütnlmuş, ve bakarsımz en ahlâklı olması gereken meslek erbabı para denilen nesneyi Tann bilip önünde secdeye varmıs. Büyük Millet Meelisi Senatosnnda Enver Kok, doktorlarla ilaç knmpanyalannın ortaklığını dile getirdiği zaman, mesleğin bn düzende ne hale geldigi bir daha ortaya çıktı. Biz öteden beri hastayı ölüm döşeğinde soyan ilâç sömürgeciliğini bn köşede yazanz. Sağlık ve can pazannda cirit atan kumpanyalar arasındaki çatışma doktorlann Içine de girmiş ve hekimliğin yüce admı kendilerine âlet edip çıkmışlardır. Bn işler başıboş yürüdükçe daha da beter olacaktır. Çünkü kanserin kökü derinlerdedir; İlâç sömürgenBizimkinin yaptığı ise, sadeee, a Sayın Falih Rıfkı Atay üstadımıa liğintn iktisadi temelleri yıkılmadıkça vatandaş hasta döşeğinde meliyat sisteminde bir ufak deği kanştı. Gün görmüş, dünya görsoyulmaktan knrtnlamıyacaktır. şiklikten ibaret. Yine de pekâlâ müş Falih Rıfkı Atay. Türkiye yabancı knmpanyalara açık blr ilâç pazandır. Bn diyeceğiz ama, bn değistirmeler, «tatlı pazar» da birbirleriyle kıyasıya rekabete girişen yerli knmbize pek yaranuyor. panyalar hekimleri kendilerine ortak ederek dnrnmlannı pekleşBakınız dışandaki demokrasiyi tirmeye çalısıyorlar. Bn tntnm hemen bir somyn dile getiriyor : aldık, değiştire değiştire, içeride îlâç firmalanyla hekimlerin ortaklığı dogm mndur? ne hale getirdik. Dışandaki eğitim Sağlık ve Sosyal Tardım Bakanlığından bir sözcü bn somya usuüerini aldık, içeride ne hale eevap vermiştir : soktuk. « Doktorlann bazı ilâç firmalarına ortak bulunduğu BakanDevletçilik öyle, işletmecilik öyGeçen günkü başyazısuun bir yelıkça öteden beri bilinmektedir. Ancak bu ortaklığa mâni olunmale, reformculuk öyle. Hep değişti rinde «Tramvay, her yerde oldngu sına maddeten imkân yoktur. Çünkü Anayasamız herkesin ortakriyor, değistiriyor, ve tâbir caizse, gibi bizde de kalktı» diyordu. hklar kurmasma müsaade etmektedir.» kendimize benzetiyornz. Halbuki Avrupanm ileri sehirleHekimlerle ilâç knmpanyalannın ortaklığına Türk Tabipler Anlaşüıyor ki, ameliyatlar dahil, rinde, meselâ, şimdi şöyle aklıma Odasından gelen ses de olnmludur; üstelik Eczacılar Birllgi Czenel bütün bunlan alıp memleketimiz geldigi kadar, Zürihte, Cenevrede, Sekreteri de : de değiştirmeden tatbik edebildi Kopenhag'ta tramvaylar vıztr vızır c Hekimlerin ortak olduğu pek çok ilâç firması vardır. Fağimiz gün epeyce ileri bir adım işleyip duruyor. kat bunu doktorun aleyhine yorumlamak mümkün değildir» diyor. atmış olacağız. Bize kalırsa bazı mesleklerin yazılı olmıyan bir Anayasası, Meselenin aslı tramvayda, otokendilerine özgü birtakım koşnllan vardır. Bir hâkim bakacagı büste, veya, troleybüste degil. Bundâvada tarafsız kalmak zonındadır. Hâkimin tarafsızlığına düşecek ları işletmeyi bUmekte. Bizde tramvay kalktı otobüs geldi, ne ol en küçük bir gölçe adaleti yaralar. Bnnun gibi hastaya ilâç yazacak doktomn iISç knmpanyalanyla ortakhğı hekimliğin icaplanna du? Büyük çapta otobüs de kalktı gölge düşürecek gibidir; artık işi yokss hasta alsın reçeteyi eline troleybüs geldi, ne oldu? ve düsünsün dnrsnn : Yine yollarda b:am, • babam, tı Acaba doktor bn llâcı gerektiği için mi yazdı, yoksa ortak kan. Zira, değiştirdikçe, bozuluyor oldnğn kumpanyanın malını sürmek için mi yazdı? îşletmeyi beceremedikten sonra, mübarekler. Hattâ Sayın ProfesöDoktorlann ilâç knmpanyalanyla ortaklığı hekimliğin anayarümüzun, kendisine bunca pohpoh gökten renbillerle yepyeni ve bamsasına sığmaz. tlâç firmalan bngün memlekette üstad diye adı çıkIr reklâmlar çıkardıgı «snni mi başka vasıtalar da inse nafile. mış tıp fakültesi hocalanndan baslıyarak ilâç satımımn kilit nok*** de* takılan hasta da, ameliyattan talannda bnlnnsn doktorlan şirketlerine ortak etmişlerdir. iki gün sonra, çarsamba günü ölüAma itiraf edelim ki. mesele basit v e tek yönlü değildir. «Heverdi. kim ilâç şirketi» ortaklığının temelinde blr iklnci dâva yatmakKimbüir, değiştirmeden tatbik tadır. Türkiyeyl istilâ eden yabancı İlâç knmpanyalanna karşı yerli etseydi, belki de, kurtulurdu. D ir cezaevi papazı koğuşlan geşirketler ancak kilit noktalarını tntan doktorlan kendilerine or*** ** ziyor. Gözüne yeni gelrniş bir tak ederek karşı koyabilmişler ve iflâstan ancak böyle knrtulmuştutuklu Uişir. Yanaşır. lardır. Çünkü yabancı ilâç knmpanyalannm reklâm ve propagan Siz neden geldiniz? da vasıtaları karşısında durmak mümkün değildir. Bir yabancı Mahkum derin derin lçini çeknmpanya Türkiyede yerli bir lâboratnvara imal ettirdiği ilâcın A ldum bitüm «dUnyamn hiç bir ker: v üstüne kendi etiketini yapıştınr ve bnnn, yabancı llâçlanna tanı Ah ah der gençlik... Tecrüyerinde...» veya «dünyanın her nan yüzde 20 fiyat imtiyazıyla satabilir. Aynı kalitede ve aynı işi yerinde...» gibi gelişi güzel sözler besizlik... görecek bir yerli ilâç ise, reklâm ve propaganda gücü eksik oldnPapaz biraz saşınr: le lftf edenlere içerlerim. ğnndan, kendisini dnynramaz. A^i^im dünyanın hiç bir yeReklâm ve propaganda derken bn reklâm ve propaganda çerrinde böyle şey olmaz... çevesinin içine yalnız hastalann değil hekimlerin de girdiğini nnnt Birader, dünyanın her yerinmamak gerekir. Bngnn Türkiyede sonsnz ve hummalı bir faaliyetde bu böyle de bizde neye olmule ilâç propasrandası işlemektedir. Memleketin en nzak noktalarınyor? daki doktorlara siden mektnp. brosür, kart, dergi, ve nümnnelik der, ve girişir münakaşaya. ilâcın haddi hesabı yoktnr. Tabiî bütün bn reklâm ve propaganda Oysa, onun «dünyanın hiç bir masraflan da ilâçlann fiyatma tesir etmekte, çok daha ncnza sa Pek öyleye benzemiyorsunuz. yerinde olmaz» dediği şey olur da, tılacak ilâç, bastaya çok daha pahalıya malolmaktadır. «her yerinde böyle oluyor» dediği En azından ellisinden yukarı olmalısınız. Görülüyor ki, kıyasıya bir rekabet ortamında sağlık biliminin şey olmaz. yasalannı ve ana kurallannı bir yana itmiş yerli ve yabaneı knm Benim değil, benim değil, der Onun için içerlerim. panyalann çatıştığı kannnsnz alandır Türkiye.. mahkum, avukahmın gençliği va Şimdiye kadar dünyayı bilmiyenVe bn Türkiyede ilacsıziıktan, doktorsnzlnktan Insanlar 51ler böyle konuşurlardı. Pek aldır tecrübesizliği. mekte, hastaneler yürekler acısı sefalet Mrgileri gibi ynrt dflzemazdık. Fakat, bu sefer işe, bir ds (France Soir'dan) yinde nzanmaktadır. Nasın doknnduğn ıımsn Amerikayı boylsyan kompradorlann yamsıra en basit bir hastalıktan, kızamıktan, ber yıl yflzlerce, binMEVLİD lerce yavrn ölmektedir. Çok kıymetli eşim, sevgili babam, Ve bn ölüm grafiklerinin yanında yabaneı Htç knmpanyalannın kâr grafikleri yükselmektedir. Bn konn çok genistir; ilâç yapmak için gerekll ham maddelerin itbatlndeki soygnn bir ayn destandrr. Bn yüzden de her yıl milyonlarca döviz, vft Türkiye topraklarmda blr millî İlâç sanayii vefatmta 40 Jttcı gününe tesadüf eden yaruıki 6/3/1967 pazarkurnlması Imkânlanm kaybediyornz. tesi günü öğle namazını mütaakıp Şişli Camünde aziz ruhuna tlâç sanayii millî çıkarlara nygnn blr düzene soknlmadan petithafen Mevlidi Şerif kıraat ettirilecektir. Akraba,. dost ve rol gibi bir sömürme aracı olarak işliyecektir. Ve komprador ksdln kardeşlerimizin teşrifleri rica olunur. pitalizmi ile nnrln nfnklara yönelen Türkiyede her yıl onbinlerce Esi: Keriman Vafi, Kızi: Adile Vafi vatandaş boş yere ölüp gidecektir. tsterseniı bn konndaki rakamı da verellm: Bakımsızlıktan her yıl Türkiyede 277.000 hasta ean vermektcdir. Manajans: 446/2251 OOGAN NADI Hastaları sömurenler... Birfane aşırmaca Her yerde değil İHSAN VAFİ'nin Tövbeler olsun, durup dururken, lnsanı günaha sokuyorlar. Bunlarmkine «Hac seferi» değü «balayı seyahati» demek daha yerinde olacak galiba! Bakalım daha ne tuhaflıklar göreceğiz? Dünyaca tanınmış bir tıbbl müstahzar firmasınm ham madde satı^ kısmında çalışacak eleman aranmaktadır. Muracaat edenlerde ararulan vasıflar şunlardın 1. Veteriner hekim veya zootekni mütehassısı olmak, 2. Türkije Cumhuriyeti vatandaşı olmak, 3. İngilizce diline tam mânası ile vâkıf olmak, 1. Ikin';! dü olarak Fransızca veya Almanca bilmek, | 5. Askerliğlnl yapmış bulunmak, 6. TUrkiye dahilinde seyahati kabul etmek, 7. Otomobil sürme ehliyetini haiz olmak. tsteklilerin yazacaklan kısa biyoğrafilerinl, birer resimle birlikte «VİTA51İN» rumuzu ile 1 Nisan 1967 tarihine kadar PJC. 16 tstanbul adresine yollamalan rica olunur. Müracaatlar tamamiyle gizli tutulacaktır. (llâncılık: 9108 2255) ELENAN ARANIYOR (•••«•••••••••«ı ••••••••3 TEŞEKKÜR Kızımızm doğumu sırasında ve doğumundan sonra gösterdikleri büyük ilgi ve üıtimamdan doîayı, Sosyal Sigortalar Hastahanelerinin değerli nisaîye mütehassıslan, sayın Dr. ŞERİF KARSAK'ın •ayın Dr. İRFAN KÖKSAL'ın ve çocuk mütehassısı, saym Dr. AKDEMİR ÇADIRCIOĞLU'nun, Olmuyor işte? karmış, yerine, plâstikten, yeni bir mide takmaya mnvaffak olmuş. Bravo, deyip, altaşlamaya vakit kalmadan, hemen arkasından öğrendik ki, meger, bn yeni bir şey değümiş. tki Amerikalı doktor bu ameliyatı senelerce evvel bnbBuşlar ve tatbik etmişler. O zamandanberi de, zaten, her yerde yapıür dururmus. içinde gazetelerde, ansızın, H afta kıyamettir koptu: Bir çıbir profesörümüz hastanın midesini • ** kendilerine borçlu olduğumuz minnet ve fükran duygulanmızı kabul etmelerini dileriz. Ayrıca, gösterdikleri ömek titiilik ve baktmdan dolayı Sosyal Sigortalar İstanbul Hastanesi Nisaîye Kliniği ebelerine ve personeline tesekkür ederiz. Çiğdem ve Selâhattin HUâv Cumhuriyet 2271 Abdülhamit devrinde... tKTİSAT ye MALÎYE DERGİSİ yayımlanndan Son değişikllklerile A lekeleri kolcryca çıkan mürekkep ii! •••• îlâncılık 9814 2259 Yürürlükteld GELİR ve KURUMLAR VERGİLERİ KANUNLARI ile VERGİ USUL KANUNU Vergi ve Amortisman Cetvelleri, Kamu Taranna Faydalı Derneklerin alfabetik fihristi ile üçüncü baskısı çıktı. Başlıca bayllerle kitapevlertade arayrnıı. G«n*l dağıtım yerl: Bahçekapı Vakıf U Ranı kat t No. 19 Tel: 23 74 02 27 49 «8 ÖdemeU gönderillr. Merhum Niyazi Güçmen'in eşi, Ferihzer Fırat, Müyesser Kutman, Emlâk Kredi Bankası avukatlanndan Kadri Güçmen'in anneleri, Hülya Güçmen, Eczacı Selâhattin Kutman'ın kayınvalideleri VEFAT Müzeyyen Güçmen SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ İŞLETME İKTİSADİ VE MUHASEBE ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜGÜNDEN BİLDİRİLMİŞTiR Enstitumüzce tertiplenen «SANAYİ MUHASEBESİ IOJRSLARIDEVRE: V» çalısmalan 10 nisan 1967 pazartesi günü başlayıp, 7 Haziran 1967 çarsamba günü sona erecektir. Kayıtlar 8 Nisan 1967 cumartesi saat: 13,00 de kapanacağından Ugililerin Enstitü Müdürlüğüne şahsen veya yazı ile müracaatlan ilân olunur. ADRES : S.B.F. İşlerme İktisadi ve Mohasebe Enstitüsü Müdürlüğü Cebeci/Ankara Telefon: 12 74 08/79 (Basm 11698 A. 1342/2243) Cumhuriyet 2267 Hakkın rahmetine kavuşmustur. Cenazesi 5.3.1967 Pazar günü öğle namazını müteakip Kadıköy Osmanağa camii serifinden kaldınlacaktır. Mevlâ rahmet eyliye. Cumhuriyet 2269 Anadolu Çimentoları Türk Anonim Şirketi îdare Meclisinden SlcII No. 15291/3806 Slrketlmlz hlssedarları âdt umuml heyetlnin 31 Mart 1967 gOnU saat 14 te Fındıkli Meelisi Mebusan Caddesl Sosyal Sigortalar U Hanı nın 1. katındakl daireslnde toplanacağmı blldlrlr. hlssedartanmızın bu toplantıda hazır bulunmalarını ric« ederiz. Kâr ve zarar hesabı. bilânço, «afi kazancın tevzl şekll tekliflni de lhüva eden tdan» Mecüsinin yıllık raporu ve murakıp raporu, toplantı gününe tekaddüm eden 3 hafta zarfında Şlrkettedz Merkezlnde hlaedsrlanmızm tetkikine âmade bulunacaktır. Umuml heyette bulunmak lıteyen hlssedarların. asaleten veya vekâleten hâmill bulunduklan eshamı vejra yerine kalm evrakı toplantı gününden blr hafta önce glrketln Kartaldakl merkezlne veyahut Anverste 39 Longue Rue de lHopltai'dekl Compagnle d'Anver» Şhketine tesllm etoıeleri icabetmektedlr. Karşıhk olarak alacaldan makbuzUr toplantıdan One* Ibraz edflecektlr. • ^ ^ ^ ^ 0 O N D EM : 1 196« yılına att tdare Mecllsl ve Murakıp nporlannra oktmması ve tasvlbl, 2 Sörü edilen yıU ait bilânço ve kâr ve zarar hesaplannı tetMk v» tasvlbl İle tdare Mecllsl âzalan İle murakıbın lbrası, 3 1960 yılı k&nnın dağıtımı hakkındaM tdare Mecllsl tekllfbun mttzakeresl ve karar? bağlaıunası, 4 tdare Mecllst âzalariTiın seçiml. aidat ve hurur haklarının tayin ve tesbiti. 5 1967 yılı İçin muraktbın seçllme»l v« ücretlnlıı tayinL 6 Tlcaret Kanununun 334 ve 33S lncl maddelertne f Bre tdare MecUd r«tı v« âzalarına Şlrke^le rauamelede bulunma.lanna lzln verünıeal. Reklftmcıhk 7842231 • •*••••• ımaaa aa a • a* a aa • • • * m ı H u n H m u t M M n m ı ı ı ı n ı ı ı ı t ı m ı • « •• • •••••••••••••••••••(•••••••••••«••»••••••••••••••«•tflKlllllllltllttll •• • • •• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • *•••«•••••••••••••>•••••••••>••••••• Nimbüs Istanbu! Teknik Üniversilesi Elektrik Fakültesî Dekanhğından: Fakültemiz Zayıf ve Kuvvetll Akım Kollan Kürsülerinde açık bulunan asistanlJdara talip olanlarm yabana dil imtihanının yapılacağı 27/3/3967 tarihine kadar Dekanlığa müracaatlan duyunılur. (Basın 11968/2244)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle