08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ideolojinin sonu geldi mi? Prof. Dr. Nermin ABADAN hicago üniversitesi sosyologlanndan Edward Shils ile B. Amerika'da basın hayatında oldnğn kadar akademik çevrelerde isim japmış olan Daniel Bell, 1950 yıllarından bn yana özellikle batı yarım küresini yakından mesEiıl etmis olan bir toplumsal olnsumn şu sorn ile oriaya atmjştı: «tdeoloji çağı sona erdi mi?» Bu sorun 1960 devrim hareketinden sonra Türk fıkir hayalının gelisimi bakımından fazlası ile aktıiel bir deger kazanmaktadır. Ancak bu meseîeji Türkiye'nin kosullan göz öniinde bulund'irmak surctile ele almazdan önce kısaca bn ter nıden neyin kastedildiğini açıklamakta fayda \ardır. Siyasf bilimler alanında toplnmnn tfimüntt kavrayan bir inanç ve değerler sistemi karşılığında knllanılan idcoloji teriminin sözlük tanımı su unsurlara dayanmaktadır : (T) Bır sosyal hareket, muessese, sınıf yada penış gruba aıt semboî, myth (ınanç) ve doktrinlerin tumü, (2) Belli siyasî ve kültürel plânlara doğru yöneltilmiş bir doktrinler toplamı ve onu uygulama yolları, Srneğin fasizmin amaç ve eerçeklestirme kosullan, (3) a) Dar felsefî anlamda: fıkirler ilmi, b) Fikirleri sadcce algıdan çıkaran sıstem, (4) Uygulama imkânı belirsiz konulann teoriye büründürülmesi. (1) Görülüyor ki bn tanımlamanın üç ana unsuru vardır: Fikirlerin tahlili sırasında düşüncelei birbirile bağlı bir dizi haline getirilmesi; in'anlıçın ilerlcmesi ağrnna bilgiye öncelik veren jir hareket plânının toplnm ve bireylere nyguanması; gerçek ve tasavvnrlar arasında sürekli )ir kıyaslama yürütülmesi. s•••••••••••••••••••••••• •• •• «• •9 • aaa • «•I «••I •••• ;;;• C t S3JT. 8groüm üyeri , Görulüyor kl m&ddt r e mânevl lhtiyaçUr içinde kıvranan yıgınlann gözünde Ideolojileri böylesine çekici kıJan başlıca neden, ideolojinin aslında temel inançlarla, hareket (action) arasına:» • ••a • ••• daki köprüyü kırmandır. Başka bir deyimle ldeoloji, herbangi bir kolektif hareketin ahlâki gerekçesini de sağlamaktadır. Bn sçıdan bakılınea siyasî ideolojiler toplumlar» kolektif olarak uygulanan ahlâkî ölçfilerdir. İdeolojiler bilimsel temellerden hareket ettikleri ölçiide, özlerinde saklı duran ahlâkilik daha büyük bir objektiflik kazanmaktadır. Bnna karşıhk bilimsel yoldan el•* de edilen vakıalar yerine ideolojiler kolektif •• duygnlardan güç aldıklan ölçiide spekülâtif bir hüviyete bürünmektedirler. örneğin vaktile nazizmin ırkçı doktrinine inanmıs bir Alman için Tahudi ırkına mensnb bir vatandaşa karsı en hnnhar iskencelerin uygulanması, kendisince benimsendiği «millî ahlâk» ın mantıkî bir sonneu idi. innincl yüzyılın ilk yangında çSsfim bekleyen sayisız ekonomik ve sosyal meseleler aebebile Avrnpa basta olmak ttzere bütün dünyada fazlasile ragbetde olan ideolojilerin bn çekiciliği ikinci dünya savasından Bonra gözle görülür şekilde azalmıstır. Hızlı bir ekonomik ve FOsyal kalkınma devresine giren endfistrileşmis ve müreffeh ülkelerin hemen hepsinde dünya sorunlannı bir çırpıda çözüme ulsştırmağa vaad eden siyasî ideolojilerin önerni sönmüştür. Kişiyi beşikten mezara kadar gözeterek, asgarî geçim ibtiyaçlannı teminata kavuşturan «Refah devleti» (welfare state) yada ileri bir teknolojik düzeye ••• ımmm ulaşma sebebile bu ihtiyaçlann karsılanmasını !••• • •• • •• kolaylastıran «bolluk toplumnnda» (affluent so• >• • •• ••• ciety), ideolojiler çekici olmaktan çıkmış fikir • ••• iskeleti haline gelmislerdir. Bu tip toplumlann • ••• deolojik çağ aslında Renaissance hareketini en karakteristik özelligi iyi yasamaktan başka hemen takiben Bacon gibi dünya çapındakl fibir dilekleri bulnnmayan çok kabank bir orts ozofların nyarmaları ile baslamıstır. «Novum sınıfın varlığıdır. Su günlerde memleketimizi zi)rganum» adlı eserile ilk de(a modem bilimin yaret eden ve Almanya'nın «öfkeli kusagın» en emelini atan bu ünlü Ing'liz filozofa, «Putlar giiçlü temsilcisi sayılan ozan Magnus ENZENSeorisi» ile insanoğlnnun gerçekleri ararken, ö BERGER bakınız bu sonınsuz orts sınıfı SD siellikle karsılasabüeceği yanlıslara karsı koruirinde nekadar keskin ve belirgin çizgilerle benağa çalısmıstır. Bacon'a göre insanoğlnnun Hrtiyor : havatda yararlar sağlamak amacı ile» bilgiyi raması gerekir. Bu amaçla insanoğlu kntsal bir üzene inanacağı yerde tabiatda saklı dnran gerŞıkâyet edecek halımiz jok ekleri objektif yollarla arastrrmalıdır. Bacon Işimiz var. u çalısmalann ilerde devletin ve dinin kudreTokuz. ıni sars3cagını bilmektedir. Fakat ona göre moYıyoruz. ern ça£ın insanı «batıl inançlara karşı en güOt bitiyor. pnilir ilâç» olarak tab'atı arastırmak ve kâinata Sosyal hasıla, âkim kanunları bulmak zorundadır. tste ilk deTırnaklar, • Bacon tarafından verilen bn direktifler önceGeçmış üruyor. •i müsbet ilimler, dsha sonralarr sosyal bilimr Sokaklar bombos, • alanında uvgulanmaga baslamıstır. r Prızler işlıyor, Ancak bilimsel açıdan toplnm hayatına yenl Canavar dudukleri susuyor, ir biçim vermek isteyen ideologlann bn çabaHersey geçiyor. ın çok geçmeden siddetli direnislerle karşılasÖluler vasiyetlerinl yaptılar. ııstır. Nitekim kendisine musavirlik yapanlara Yağmur dindi. arsı sert çıkıslarda bnlunan ve bnnlan halkoyn Savas henuz ılân edılmedi, lünde köçök düsüren Napoleon Bonaparte'a föAcelesi yok. >, «ideolnç» lar: karanlık metafizik kavramlar Otu yiyoruz. 6 idealist saçmalar pesinde koşan, hayalperest ^" hasılayı yîyoruz. silerdir. yıyorSî. Görfilüyor k» gerçekleri deneme ve yanılma Geçmişi yiyoruz. etodu ile arastırmaga çalışan sosyal bilimciler Sakhyacak bir şeyimiz yok. toplum hayatımn olaylan istenildiifi anda biKaçınlacak fırsatlanmız yok. r laboratnar denemesi ile doğrulamıyacağı seSöyliyeceklenmiz yok. :ble ~ , daha baslangıçta direnislerle karsılasBız malıkiz. ıslardır. Gelgelelim 19 ncu ve özellikle Î0 nci Saat kuruldu. izvıl boyunca batı yarım kürresinin çehresini Durumlar duzeldi. •fcistiren önemli sosyal ve ekonomik oloşumlar Tabaklar yıkandı. bebile yıgınlar, Ideolojilerden sogumak söyle Son otobüs geçiyor. ırsun, bu inanç sistemlerine karsı ısı|a üsüsen Boş ^ekler gibi akın etmislerdir. Sıkâyet edecek halimiz yok. I oplum sorunlarını bir çırpıda çözüme ulasKeyı bekhyoruz? tırma iddiasında bnlunan milliyetçilik, sosMagnns Enzensberger ılizm, fasizm, komfinizm, kapitalizm gibi ideojilerin önemini arttıran sebeblcr üzerinde kıca durmak gerekir. Bu sebeblerin basında geuııa karsıiık düne kadar siyaset alanında mis veva az çelismis iilkelerde birbirine benseslerini fazla duyuramamıs olan ve orta r sekilde karsınııza çıkan yığın toplumn gelektedir. Tığin toplnrolarında nlastırma ve ha sınıfı henüz yeni gelisen Afrika ve Asya'da bağımsızlığa kavusan iilkelerde ideolojilere karsı rlesme alanındaki hızlı gelismeler fertleri birdinmeyen bir susuzluk vardır. Araerikalı siyarile daha yakın temas haiine getirmiştir; işböset bilimcisi S. M. Lipset'e göre bu devletlerde mü her birevi daha bafcımsız kılmıstır; aile ve koyu bir siyasî ayrılma ve ideolojiye hâlâ ihtimaatin teskil ettiği eski bağlar gevsetilmistir; yaç vardır. Endüstrilesme, dinin yeri, siyasal kuki mahallî inanç ve çeleneklerin yerini yeni rumlann karakteri, sorunlan hâlâ çözümlere Jerler almıstır; hepsinden önemlisi halkovnna baçlanmamıs ve bnnlar hakkındaki tartısmalar kil veren ana unsur üst derece eeitim görmüs içiçe girmistir. Lipset bn görüslerini bir Amerir seçkinler tabakası olmaktadır. Bunun sonukalı olarak sSyle açıklıyor: «Bizim sunu kabul nda gejenek ve ahlâk ölçüleri devamlı şekilde etmemız gerekır ki, az gelismıs ulkelerdeki Sismekte, fertler arasındaki iliskiler oreanik 1 icagı yerde belirli kalıplara sıkıstırılmaktadır. müttefıklerimiz radika! ve muhtemelen de so :; yalist olacaklardır. Çünkü ancak çenis reformz!a artan b r sosyal h3reketlilik. birevlerin SS! • •I • •I larla kütlelerin durumunu düzeltmeye söz veren ıtiilerini sarsmaktadır. Daha öneeki devirler• •I •• • •I defer deçistirici ve esitlikci olan partiler komün farKlı olarak kisiyi giysi sada unvan ile • •I nistlerle yansmayı umabilirler. Az gelismiş bir :•••• lirten sabit statüsü yerine birev avni anda bir::: *' •• n fazla sosval rol benimsemektedir. Bütün bu iilkede iktidarda olan bir sosialist, kapitalizme, •••• ••«• *••• batılı emperyalistlere ve Hıristiyanlığ» karsı l'smeler sebebile fert kisiliğini hulmakta eüç•••• ••*• • • • « devrimci bir savasın 5nderli*'ne devam etmek i cekmfkte. end'seleri artmaktadır. Bn vüzdcn ; rorundadır. Böyle bir k mse batılı sosyalistlerin Tİ irançlar pesinde kosma ihthacını duvmakdeğistiği, tam sosvalizmin tehlikeli bir sev oldu>ır. *cinde yasadı&ı toulnm birev dısındaki ceta. Marrist doktrinin eskidiğı volnndaki fiki'1i sos\al crnplann ekonomik ve sosval ihtilerini kabul ederse, kendi toplumu için de bir clannı çözüme ulastıramıyor«a, örneîin milmuhafazacı olnr.» (3) nlarca vatnndas issizlikten bunalıvorsa. söırgeri devletler vönettikleri ülkenin verli nn•larının bağımsızlık özlemlerine sed çekiyor(1) American Collage Dictionary (New York sa. 7emin «'ddet tedbirleri ön?ö"ren saJdırfan 1947), Sh. 599 millivetoilik, t?hakkiim ve zora öncelik tanı(2) Seymour M. LÎPSET. Siyasî însan, Çev. Mete Tunçay, Türk Siyasî tlimler Derneği Yayını, tı b'r fasizm vida ihtilâ! b<>defini güden bir Ankara 1964. Sh 402 mıinizm ideolojisi için hazırdır. • ••• • ••• •••• •••• • ••• Joseph Lister ve cerrahide karbolik asit Milletin bilmedikleri! Putlar Teorisi Geçen yuzyilda bir ameüyat. Orta sınıf öyküsü I Ne eldivcn, ne maske ne de önlük var. Kollan sıvamak >etiyor. dı. Fakat amatör çalışmalanns ratörü olan Profesor James Syışık tntan ilkel mikroskobu ile, me'le birlıkte çalışmaya basla1832 de Kraliyet Tıp Cemiyetimıstır. Burada profesörünün kıne üye seçilmişti. Işte bu bazı Agnes'le evlenecek ve meslebanın oğlu Joseph, 1213 yaşlağinde ilerlemesini sağlayacak nnda aynı havaya girecek ve ebüyük bir yardımcıyı hayat ardindiği bir mikroskopla hayat kadaşı olarak seçecektır. denilen esrarın sırlarını çözmeye çalışacaktır. Joseph Lister'in seçeceği tabsil önceden bellidir : Tıp.'.. Çocukluğunda oynamağa başasteur'un buluşu elıne ulasladığı hayvan iskeletlen, 1852 tığı sırada Lister, Glasgow'de mezun olacağı Londra Ünıda cerrahî profesoru olmuşversitesi tıp fakültesmde ona tur. «Bir ısık huzmesi» dedıği sistemli bır ılmın verıleri haPasteur'ün buluşlan, O'nu kanlınde oğretılecektır. grenle uğrasmaj'a iyıce itmistır . Lister için, fakulteden mezun Yaraları enfekte eden şeyi, BAKolduktan sonra, hastaJaria dolu, TERÎLERf bılmektedır çünku. kirli ve mikroplu amelıyathaneVe uzun çalışmalardan sonra lerın tehhkesı en cazip alan o . 1865 yılında Lister'i ameliyathalarak belırmıştır. Lister «hastane.de, bir çocuğun bacaüı basınhane kangrenj» .4eailfin çaresıi da görüvoruz. Filit pempasıaa dertle uğraşmaktadır. Fakat Lisbenzer bir aletle ameliyathaneter'in beklemesi gereken bır taye KARBOLİK AStT sıkılmakrıh vardır: 1859... ta. elbiseler ve aletler bu bakteri öldürücüden geçirilrais bnlunmaktadır. Ameliyat basarılı geçecek ve sonraki onsekiz ay i A P A d Louıs Fasteur, a içinde yapılan 8 ameliyat da ayI X J H | «havadaki hücrenı sonueu verecektir: BASARI!.. I V W V cikleri, hastalıklaArtık ortada bır KARBOLİK ra sebep olan mahlukları yani AStT vardır ve ameliyathaneBAKTERILERÎ bulacaktır. ler artık mikrop yuvası değıldir. Lıster 1856 da Edınburgh'a Cerrahıde KARBOLtK ASİT gitmış ve devrın en buyuk opedevrı açılmmır. Bir ışık P 14 Ekim 1958 tarihli ikıli anlasma'dan geçenlerde söz açmıştık. Meshnr Dısisleri Bakanı Fatin Rüştü zamanında yürürlüğe giren bu anlasmaya göre Türk Ordusu çok ağır sartlar içine itilmiştir. Amerikanın Türkiye>e verdiği harb gemilerini millî menfaatlerimiıe göre kullanmak imkânlarından yoksnn kalıyor, ancak A.B.D. nin istediği yönde savaşmak için sartlandırılıyorduk. Şöyle ki : 14 Ekım 1958 anlabmasına gore verılen gemileri Amerika istediği zaraan gerı alabılır. Amerika ıstedığı an, bız bu gemilenn üstündeki en küçük bir çizgiyi dahi tamır ederek geri vermek zorundayız. Bu gemilenn kaybı halınde Amerıkaya tazminat ödeyeceğiz Turk Devleti bu gemilere bayrak çekme hakkına sahiptir, fakat gemilerin mülkiyeti Amerikan Hükumetinindir. Görülüyor ki, verilen harb gemileri ile kiralık bir filomnz olnyordu.. Ve tarih boyunca görevini büyük seref, ehliyet ve kahramanlıkla jerine getirmis denizcilerimi» Anayasaya ve vatana ihaneti Yüksek Mahkemenin kararlariyle sabit olmnş kisilerin attıklan irazalarla ağır sartlar altına sokulmuslardı. Bir zamanlar Akdenizi göl baline getirmis Barbarosun torunları bugün yabancı bir devletin tapusundaki ariyet gemilerie denize açıhyorlardı. Üstelik bu gemileri Amenkanın iradesi dısında knllanmak da mfîmkün değildi. Kıbrıs'a çıkarma teşebbüsünde Amerika Cumhnrbaskanı Johnson bnnu açıkca bildirmişti. Aradan geçen zaman içinde bu haysiyet kırıcı şartlanmadan Silâhlı Kuv\ etlerimizi kurtaracak esaslı davranışlara geçilmiş değildir. Amerıkayla ikili anlasmalann toptan ele alınması, bir tek metin haline getirilmesi, millî çıkarlarımızı zedeleyiei ve Silâhlı Kuv\ etlerimizi bağlayıcı tarafların düzeltilmesi için çalısmalar yürüdüğünü ikide bir çazeteîerde okuruz. N'e \ar ki, bu çalısmalann nasıl geliştiği konusunda milletin bilgisi yoktur. Oysa dâva çok önemlidir. Vatana ihaneti mahkeme karanyla musaddak bir iktidar, milletten gizlj olarak yaptığı bir sürü ikili anlaşmayla Türk vatanını ve Türk Ordusunu çıkmaza düsürmüstür. Çünkü geçmiş devrin satılık politikacılan, Silâhlı Kuvvetlerimizi, kiralık araç ve gereçlerle sncak yabancı bir devletin istekleri yönünde savasabilecek sartlanmava dojru itmislerdir. Ordu, siyasiler eliyle hazırlanan bu ortamı 27 Mavıs Devrimiyle yırttıÇı zaman bağlayıcı hükümlerin ne olduçu kesinlikle bilinmiyordn. İkili anlasmaları Haricije dahi derlevip toparlamaktan âcizdi. Eski Millî Savnnma Bakanı llhami Sancar, Silâhlı Kuvvetlerin kosullarını tesbit eden ikili anlasmalann metinlcriııi aradığı zaman bulamamıstı. Devlet iste böylesine çözülmüstü Demokrat Parti kodamanlarının ellerinde . Aradan zaman gecmis. millî uyanıs güclenmis, devlet katındaki vatansever yetkililerin baskısıyla sol milliyetçiliğin ortaya attığı gerçeklerin ısığında ikili anlaşmalar skandalının düzeltilmesi için çalışmalar baslamıstır. .Ve var ki, bn çalısmalar geregi gibi yürütülmüyor, çesitli çevrelerin çeşitli etkilerle dâvaya sarılmadıkları görülüyor. Nitekim Dısisleri Bakanlıgrndan Deniz Kuvvetlerine yollanan bir yazıda, yukanda açıkladığımız 14 Ekim 1958 t3rihli ikili anlaşma hakkında fikir sorulmus : Bu ikili anlasma konusunda bir degişiklik teklifiniz var mıdır? denmiştir. Buna karsılık Deniz Kuvvetlerinden 2 Ocak 1967 tarihinde verilen cevap dikkati çekicidir. Çünkü o tarihlerde 14 Ekim 1958 tarihli ikili anlasma kosullarına göre iki muhrip daba teslim edilecekti Türkiyeye.. Istanbul ve Izmır adını koydugumuz ba muhripIeri bekleyen çevreler Dısisleri Bakanlıfının adı geçen yazısına karsılık : • Mezkur ikili anlasmada değısiklik teklifi, gemilerin teslim tanhını gecıktireceği ve eEasen Amerikalıların herhangi bir değışıkhği kabul etmıyeceğı tahmın edildifi» gerekçesiyle, herhangi bir mütalâa ileri sürüimemistir. Görülüyor ki, ya bu iktidarın vürütecefi çörüşmelerden bir hayır beklenmemektedir; 5a da ikili anlasmalann aynı sartlar içinde yürümesini isteyenler vardır. Bu durum karsısmda meselenin içyüzünü kamn oyuna açıklamak bir millî görev olnyor. Türk milletini topyekun tehlikeye atan ve ordnmuzu yabancı çenerallerin knmandasında sartlanmalara götüren bütün ikili anlaşmalar Türk milletine açıklanmalıdır. Amerikalı çavusların bile bildikleri bu ikili anlasmalan Türk milletinden gizlemek kimsenin hak ve yetkisinde degildir. Büyük Meclisin bu konuda çenis bir arastırmaya girmesi millî çıkarlarımız bakımından kacınılmaz bir ödev oluyor. Bn ödevi yerine getirmiyen bir parlâmento, tarih, 27 Mayıs Anayasası, ve milli bagımsızlık ülküsü açısından agır sorum altında kalaeaktır. Pasteur İle ALBERT (BETO) AYTEK nlşanlanmışlar tîtanbul 25.2.987 V t T t LEVt J ^ (Ş), MÜNİRE TÜZÜN İle tLKJEB GIRİTLİatL Nişanlandüar. İZMİR 24 Şubat 1967 İÇ $) Cumhuriyet 19S6 Cumhuriyet 1950 Sonuç JOSEPH LİSTER B B azı keşifler, ortaya konuIuşlanndan yüz yıl geçse bile, söz ediliste sanki bu gün bulunmuscasına bir ilgiyle karşılanırlar. Yüz yıl öncesi has tahanelerini bir morg halinden çıkaran müthis antiseptik karbolik asit de bn çesit kesiflerden biridir. Karbolik Asıt çağı dıyebileceğimijs devırden once, enfeksiyon, yani ameliyat gormus bır yaranın mikroplamp ıltıhap yapması olağan bir vaka olarak kabul edıhrdi. En basıt amelıyatlardan sonra bile «hastahane kangreni ve kan zehirlenmesi» beklenir, sağ kalan hasta talıhlı sayıhrdı. Bu ölumlıi operasyonları bir sona vardıran adamın adı Joseph Lister'dir... 1827'de Londra'nın banliyölerinden birinde doğan Lister, eldıvensiz, maskesız yapılan ameliyatlara set çekerek, büyük bır unle susledıği hayatını dünya tıbbının en önemli yapraklarına geçirecektir. TESEK^ÜR Geçırdığira enfarktüs krızi slras.nd» jakın alâkasını esırgemıyen Gulhane Asker! Tıp A kademisı Komutanı General Prof. Dr. Necmı Ayanoğlu'na, hazakat ve şefkatle gece gündüz devamlı ihtımam gostererek beni yeni den hayata kavuşturan büyuk ınsan Prof. Dr. D OĞü M ŞEKMİN ve tRDEM ŞENER Kızları FAZttA EXVAN'ın doğumunu akraba ve dostlarına müjdelerler. 24/2/1967 tstanbul Cumhuriyet 1968 LÛTFİ VUKAL'a Dr. Salm Bostancıoğlu ve Dr. Nejat Çagınalp'a, Başheknı Dr. Alâattln Doğru'va, ilgılerinı biran olsun eksik etmeyen başasıstan Muştak Ozuer, asistan Mehmet Ali Gündogan ve Numan Aydınalp'e, 2 Dahılîvenin dığer dok» toriarına, hemşıre ve personeline mınnet ve şukranlarımı sunarım. Emekli Orgeneral 8EX4HATTIN SELIŞIK Cumhuriyet 1981 r r GttNAY ANDIBIN ıle Avukat MTSTAFA CUBUKÇU Nışanlandılar. 25 2.1967 Ceyhan Cumhuriyet 19"0 Protein depolari yani ballklar, çocuk gibi besleniyor artık Balılc Toıu ve Protein Gocuklukfan K U3ker mezhebinin bütün özelliklerini üzerinde toplayan bir aileden gelen Lister'in babası bir şarap tüccany Nimbüs irlesmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Meseleler Dairesinin uzmanları, bütün kötümserlikleriyle «20 nci yüzyılın sonunda dünya nüfusu 6 milyar olacak» diyorlar. Bu, simdi üretilen proteınin, 21 inci yüzyıl basında üç misline çıkartılması ve 66 milyon tonu bnlması gereğini ifsde etmektedir. Aynı gerek, karbonhidratlar ve yağlar için de mevcuttur. Bilginlerin birlestikleri nokta, «muhtemel açlığın önüne geçmek için tutulacak tek yolun nufus kontrolu olmadığıdır». Bunlara g5re asıl çare yeni gıda maddeleri yaratılmasıdır» Amerikan firmalarının gıda meselesini halletmekte seçttkleri [ yollardan birisi «Balık Tozu» dur. Bir baska deyisle «Protein Unu» olarak alabîleceğimiz bu madde, balıklarm proteince zengin olan etlerinden \apılmaktadır. Az gelismiş ülkelere gönderilmesi düsünülen «balık tozu», henüz Amerikan resmî makamlarınca kabul edilmedîğinden kullanılmaya baslanmamıstır. Fakat denizlerin uçsnz bncaksız zenginligi, kalabalık bir düny» getireeek olan 21 inci yüzyıla iyimser bakmamıza yanyacaktır. B KİRALIK Müstesna villâ daire Bebek'te, Ayşesultan korusunda, şahane manzaralı, Koru ve bahçeler içinde, 3 salon, 6 oda, 1 gardroplu oda, çift banyo, çok geniş teraslar, 600 M2. Telefon : 63 52 96 (Cumhuriyet : 1965) ÜMİT ŞEVER ıle P. Tgrn. DENIZ GÜRLE nişarüandılar. 25^.1987 Cumhuriyet 197S IAZIN IAPILACAK Okul Insa Seferberliğine hazırlanınız. İYİ AHLÂK DERNEG1 Prcf. İSMET GİRİTLİ'nin yeni kitabı Yeşilköyde kaloriierli P a r k e v e marley doşemeli, yerli dolaplı, renkli gomme banyo v e mutfağı formikah, üger yatak odalı, odası v e büyük salonlu iki daire. fayans, yemek ÇAĞIMIZ ,e KOMÜNİZİM Genel Dağıtun: BATEŞ, Fiati 6 Cumiıuriyet 1949 Sahibinden: 27 26 02 Cumhuriyet 1948 SATILIK Dİ ZEL MWM 154 beygir 600 devirli 4 zamanlj Akuple 125 Kva. jeneratörlü az kullanılmış Dizel satılıktır. Taliplerin Uşak, Ahmet Yılancıoğlu ve Ort. Fabrikasına müracaatları. Cumhuriyet 1969 t L ÂN Kimya f!ühendisi veya Kîmyager Aramyor Wyeth Ilâç Fabrikası kalite kontrol ISboratUvarinda çalıjt'.nlmak ıizere lâboratuvar tecriibesi olan ve tngilizce bilen Kimya Mühendısı veva Kımva^er aramaktsdır. Adres Yeni Londra Asfaitı, Cevızlıbağ Duragı Topkapı» Cumhuriyet 1947 T ÜRK I YE ISANBUL TİCARET ODASINDAN 5590 sayılı Odalar Kanunu, yılük aidatın 31 mart akşamına kadar ödenmesini âmirdir. Saym âzamızın % 50 zamlı tahsile meydan bırakmamak üzerp yıllık aidatlann! Mart sonuna kadar odemelerini hatırlaürız. tŞLETME MÜHENDİSİ olarak istihdam edilmek üzere ELEKTİRK, MAKİNE ve TEKSTİL MÜHENDİSLERrne ihtiyaç vardır. Taliplerin hâl tercümesi ve sartları ile BALIKESİR PAMUKLU DOKTJMA SANAYİİ T.A.Ş. ne m ü r a c a a ü rica olunur. CRacir, 117•^';/1QR•^^ Turizm Kurumundan 1 Şubat 1967 tarihli gazetelerle 1 Mart 1967 tarihinde yayılacağı ilân ediJen olağanüstü umumî heyet toplantısının yapılmasına lüzum kalmadığından, bu kongrenin yapıhnayacağı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle